28 Nisan 1937 CUMHURIYET Izmitte Vali Cahid davası dün de bitmedi Uzun münakaşalardan sonra mahkeme, Belediye avukatlarının gösterdiği şahidlerin İstanbulda dinlenmesine karar verdi ıBaştarafı 1 inct safti/edej « Belediye namına tetkikat yaptırıyoruz. «Biriken para» yazısının Hüseyin Cahid tarafından yazıldığını ispat etmek istiyoruz. Geçen celsede Vali Ustündağın şahidi dinlenmişti. Şimdi de Belediye namına âmme şahidi olarak Akşam gazetesi sahibi Necmeddin Sadık, Kâzım Şinasi, Mustafa oğlu Fevzi, Akşam Ser mürettibi İzzet, Mürettib Şevket, İhsan, idare memuru Nazımm da şahid olarak dinlenmesini rica ederim.» ve mahkemeye bir liste verdi. mümkün olacaktır. Bu şekille belki ka nunlar değişecek ve fakat Vali Hüseyin Cahid davası bir türlü bitemiyecektir, binaenaleyh mahkemenizden hem de süratle adalet bekliyen kimseleri bundan biran evvel nasib etmenizi rica ederim.» Belediye avukatı Hâmid Nazım: « Cevab vermeğe bile lüzum gör müyorum. O kadar. Kanuna muhalif tir.» dedi. Nihayet Müddeiumumî Hamdi Doğu şahidler hakkındaki mütaleasını serd ile: « Belediye avukatınm âmme şahidi olarak listesini verdiği şahidlerin gerek âmme hukuku, gerek müdafaa bakımın dan dinlenmeleri lâzımdır. Bu şahidlerin dinlenmesine Hüseyin Cahid sebebiyet vermiş, suallere cevab vermemek suretile muhakeme uzamıştır. Bu şahidlerin İs tanbulda dinlenmesini isterim.» dedi. Hüseyin Cahid: « Bendeniz', dedi, davanın uzamasına sebebiyet vermedim. Bir prensip meselesine dayanarak bu davada cürüm olmadığını söyledim. Davayı uzatan müddeiumumidir. Ta birinci celseden itibaren hangi kanuna, hangi hakka istinaden bana sual sorulduğunu soruyorum. Müd deiumumî buna cevab verseydi derhal suallerine cevab verirdim.» Valinin avukatı Necati: « Hüseyin Cahidin bu davada yeri vardır, dedi, Türk ceza kanununun 480 inci maddesine temas eder.» Hüseyin Cahid: « Matbuat kanununu ayaklar altına almak ne demektir. 480 inci madde ha karet cürmünden bâhistir. Bir hakaret davası elbette o maddeye tevfikan açılacaktır. Fakat iddia olunan sebeb, iddia olunan cürüm matbuat vasıtasile irtikâb edildiğinden hususî matbuat kanununun ahkâmı cereyan etmek iktıza eder. Hatta zatıâliniz; Belediye Reisi Muhiddin Üstündağın davayı bura dan kaldırarak Ankarada Şurayi Devlete götürmek yolundaki taleb lerini matbuat kanununun 65 inci mad desine istinaden reddettiniz. Matbuat kanımu ilga mı edildi şimdi? Matbuat kanununun neresinde matbuat cürümlerınin şahidle ispatına müsaade edilmiştir? Maddenin bu davada yeri yoktur » dedi. Neticede mahkeme, şahidlerin İstanbul 2 nci ceza mahkemesinde dinlenmesine, yalnız Akşam gazetesi sahibi Necmeddin Sadıkın maznun olması dolayısile dinlenmesine mahal olmadığına ve duruşmanm 11 mayıs salı günü devamına karar ver General Abdullah Beynelmilel Tîcaret Odası reisi Merhumun cenazesi 30 nisanda defnedilecek sehrimizde İzmirde vefatını haber verdiğimiz eski Harbiye Nazırlanndan General Abdullahın cenaze si nisanın otuzuncu ünü öğleye doğru İzmirden gelecek Dumlupınar vapu rundan Sirkeci rıhtımına çıkarılıp ayni gün öğleden sonra Generaî saat bir buçukta Sir, . . . . . . . eski bir resmi kecı ıskelesınden hareket edecek olan Şirketi Hayriye va purile Büyükadada metfeni mahsusuna naklolunacaktır. Almanya ve Italya Tuna mîsakım başanyorlar Mareşal Blomberg'den evvel Romaya gidecek olan Von Neurath bu anlaşmayı ihzar edecek LBaştarafı 1 inct sahiîeâe] General Abdullahın Hüseyin Cahidin mukabelesi Bunun üzerine Hüseyin Cahid gene söz alarak şunları söyledi: « Şahidler hakkında değil, şehadet hakkında söyliyeceklerim var. Evvelki celselerde «şahidlerimiz var» dediler. «Bu şahidler kimlerdir?» diye sordunuz. «Gelecek celsede» dediler. Gelecek celse geldi. Yalnız Necmeddin Kocataşı getirdıler. Şimdi de yeni bir usul ve yeni bir çığır açarak muhakemeyi uzatmak isriyorlar. Korkarım ki bu gidişle Hindden, Çinden de şahidler getirecekler ve arzuları hasıl olarak muhakeme senelerce uzayacaktır. Matbuat kanununda şahid diye birşey yoktur. Matbuat davaları süratle görülmelidir. Mahkemeyi işgal etmek çok abestır. Bu dava şahıde ve şahid istımaına tahammülü olmıyan bir davadır. îş avukatların eline geçtikten sonra bu uydurma mukabil davada avukatlık hünerleri görülmeğe başladı ve işler bu yüzden uzadı.» Burada Hüseyin Cahid İstanbul mahkemelerine düşen namı müstearla yazıl mış bir yazıyı misal olmak üzere mahkemede okudu. Bunda yazıyı yazan muharrir namı müstear kullanıyordu. Hüseyin Cahid devam ederek : « Bu şahid hünerlerine bir nihayet verelim. Bendeniz mutazarnr oluyo rum.» dedi. Belediye avukatı buna şu şekilde cevab verdi: « Efendim, matbuat kanununun 27 nci maddesini Hüseyin Cahid siper tutmak istiyerek kendilerine bir sual tcvcih olunamıyacağını söylüyorlar. Bu mahkemenin karanna aykırı bir vaziyet almalarından ve mahkemeye hürmet etmemelerinden ileri geliyor. Mahkeme kararına ittiba etmeleri lâzımdır. Çünkü burada adalet vardır. Mahkeme bunun ispatına karar verdi. İspat etmek fırsatı da bize düştü. Evet, lâzım gelirse Hindden, Çinden, hatta Çinimaçinden de şahid getireceğiz. Kendilerinin bermutad kapalı di. imalarına da cevab vermeğe lüzum görmüyorum.'» Daha sonra Kurun gazetesi avukatı Irfan Emin söz aldı. Pek uzun olan mütalealannda şunları söylemek istedi: « Matbuat kanununun 27 nci maddesinin 3 üncü fıkrası müstear imza sahiblerini de bu maddenin dairei şümulüne ahr. Binaenaleyh Hüseyin Cahid kendisini bundan kurtaramaz.» Valinin avukatı Ahmed Refik te şunları söyledi: « Medenî camialarda avukatların hâkimler safında hısse ve adaletin tecellisi için vazife aldıkları malumken Hüseyin Cahid gibi münevver bir zattan dava avukatlarından ve hukuk üstadlanndan menfi şekilde ve telmihle bahsetmelerine intizar olunmazdı. Davanın uzamasına, Hüseyin Cahidin mahkeme karanna rağmen hakikati beyandan içtınab etmesi sebebiyet vermektedir.» Akşam gazetesi vekili Kemal Hikmet te şu sözleri söyledi: « Bu davada Akşam gazetesi Harbi Umumide Belçıkanın vaziyetindedir. Nasıl ki Almanya Fransayı mahvetmek için Belçikayı çiğnemiş geçmişse, Muhiddin Üstündağ da Hüseyin Cahidi mah kum ettirmek içir Akşam aleyhine dava açmıştır. İstanbul Belediye reisinin hedefi Akşam gazetesi değil, Hüseyin Cahiddir. Aksi varid olsaydı, evvel beevvel gazate aleyhine dava ikame ederdi. Hüseyin Cahidin kendisi hakkında dava açtıktan 23 ay sonradır ki bir tabiyei hukukiye muktezası olarak mukabil davayı açmıştır. Şahidlere gelince: Bunla rın bir celsede toptan beyanı mümkünken gene hukukî tabiye eseri olarak ancak Ü celsede gösterebilmiştir. Bu tarzda Ç mevsimler gibi şahid listelerinin de sonu gelmez ve davada adalet bekliyen kimseler buna yakm zamanlarda mazhar ola mazlar. Belediye vekilinin dediği gibi eğer Çinimaçinden de şahid getirilecekse, yarın Bağdad, Bihiştabad'dan şahid ikame etmek ve Buenos Ayres konsolosunu, Va şington sefirini de şahid olarak göstermek Konservatuarın dün geceki koro konseri Konservatuar profesörlerinden güzide san'atkârımız Muhiddin Sadıkın idare ettiği koro konseri dün akşam Fransız ti yatrosunda, kalabalık bir halk kütlesi huzurile verilmiş ve çok muvaffak olmuş tur. Konserin ilk kısmmda Haydn, Gluk ve Şubert'in eserlerinden 7 parça muvaffakiyetle teganni edildikten sonra Türk san'atkârlarından Adnanın duyuşlan, Mes'ud Cemilin «Haydi, ata binesim geldi» ve «Evlerinin önü mersin», Cemal Reşidin «Çayır uzun biçilmez» parçaları söylenmiştir. Bu son üç parça halk türkülerinden alınarak düzenlenmişti. Eserlerin üçü de dinleyiciler üzerinde fevkalâde tesir bı rakmış ve umumî ısrar ve alkışlar arasmda birer defa daha tekrarlanmıştır. İkinci kısımda koroya orkestra da refakat etmiş ve solist olarak kıymetli sanatkârımız Nimet Vahid bazı parçalar terennüm etmiştir. Konser heyeti umumiyesile, senenin en büyük san'at hâdisesini teşkil eylemiştir. Türk muzisyenlerini bol bol tebrik etmeği borc biliriz. Arif Oruç gene Bulgaristana geldi Sofya (Hususî) Mahud Arif Oruç geçenlerde ailesi ve eşyasile beraber Romanyadan Sofyaya geldi ve Sofyadan da Şumnuya gitti. İhtimal Şumnuda yerleşecektir. Arif Orucun Şumnuda gene bir gazete çıakracağı kuvvetle söylenmektedir. Kendisini Romanya hükumeti istemediğinden Bulgaristana iltica etmeğe mecbur olmuştur. General Abdullah 1268 de Trabzonda doğmuştur. İlk tahsilini Trabzonda gör dükten sonra kardeşl eski Maliye Muste şan Rıza B. merhumla birlikte İstanbula gelerek Galatasaray lisesine (o vakitki Mektebi Sultaniye) girmiş ve son sımfa kadar bu mektebe devam ettikten sonra askerliğe heves ve iştiyak göstererek Bursa idadisine nakledilmiştir. Burada tahsilini bitirdikten sonra Harbiye mektebine ıntikal ederek süvari sınıfına intisab etmiştir. Harbiye mektebini ikmalmi müteakıb erkânıharb sınıfma ayrılarak 1296 sene sinde erkânıharb yüzbaşılığile Harbiyeden neşet eylemiştir. Biraz sonra kolalığa terfi ederek Hicaz fırkası Erkânıharbiye re isliğine tayin olunmuştur. Hicaz vali ve kumandanı Müşür Osman Paşanın zamanında çıkan Abdulmuttaiib isyanım bastırmıştır. Bir müddet Hicazda kaldıktan sonra İngilizlerm Sudan seferi yaptıkları sırada, aldığı vazifei mahrusayı ifa ederek Mısırdan Lstanbula gelmişlir. Bundan sonra Abdullah B. istanbulda Erkânıharbiye mektebinde Tabiye tatbikatı ve erkânıharbiye vezaifi muallimi olarak kalmış ve Fon der Golç'un İstanbula gelmesi üzerine ona evvelâ tercüman, sonra muavin olmuştur. Fon der Golçla beraber İstanbul civarının yüz binde birlik herkesçe bilinen haritasını istikşaf usulile yap mıştır. Fon der Golç'la birlikte merhum Ge neral İzzet, Salih ve saire gibi eski za manm en kıymetli erkânıharb ve generallerini ve bugünku generaller neshnin ho caları olan zevatı yetiştirmistir. Miralaylığında Viyana ataşemiliterliğinde bulunduğu gibi gerek bu rütbede ve gerek liva rütbesinde birçok Avrupa ordularının manevralanna iştirak etmiştir. Ferik olduktan sonra Anadoluda Ermeni isyanım teskine menaur olduğu gibi bir müddet Musul valiliğinde bulunarak hali isyanda bulunan Puşter aşiretini tedib etmiştir. Sonra Maiyeti seniye erkânıhar biyesine memur olmuştur. Ferik rütbesindeyken müteaddid defalar muvakkat elçilikle mııhtelif hükumetler ve hükümdar lar nezdine gidip geldiği gibi ikinci Lâhey sulh konferansına da murahhası askerî sıfatile iştirak etmiştir. Muşur Şakir Paşa merhumun vefatile onun yerine geçerek Maiyeti seniyye Erkânıharbiye Müşürü olmuştur. Meşrutiyet devrinin iptidasında saray erkânınm kısmı azamma yol verilirken namus ve iffetini muhafaza etmiş olan Müşur Abdullah Paşaya Dörduncu Ordu Müşurlüğu verilmiştir. Bu ordunun ihmal e dilmiş olan teşkilâtmın ikmali ve bilhassa Dersımin ıslahı hususundaki teklifieri İttihad ve Terakki hükumetince kabul e ce rütbesi birinci Ferikliğe tenzil edilmiimişti. Nazım Paşa merhumun ikinci Ordu kumandanuğmdan inflsali üzerine ikinci Ordu Müşürü olmuştur. Fakat 326 da tatbik edilen tasfiyei ruteb kanunu mucibmce rütbesi Birinci Ferikliğe tenzil edilmiştir. ikinci Ordu, onun zamanında, yüksek bir harb kudretini ihraz etmişse de Abdullah Paşanın Balkan Harbi hatıratında yazdı ğına göre, ordunun en müntehab kıfalan ve zabitleri almıp Yemen ıslahatına ve Arnavudluğa gonderilmiş olduğundan İ kinci Orduda tatbik edilen o zamanki yuksek gayretten tstifade edilememiştir. 1327 de tatbik edilen kolordu teşkilâtı üzerine Birinci Redif Müfettişliğine tayi ninden muğber olan Abdullah Paşa istifa ederek bir müddet açıkta kalmış veya Şurayı Aseriye devam etmiş, sonra Karadağa karşı Arnavudlukta toplanan ordu kumandanlığına tayin olunmuştur. İşkodra havalisinde bulunan bu ordunun erkânıharbiye reisi miralay Pertev B. (saylav General Pertev), Birinci şube müdürü Fevzi B. (Mareşal Fevzi Çakmak) ve erkânıharb zabitleri de Enver ve Fethi Beyler gibi zevattı. Bundan sonra 1327 de İtalyanların Trablusgarbi işgalleri üzerine başlanan harbde İzmir ve havalLsinde toplanan Anadolu Garb Ordusu kumandanı olmuştur. Bu ordunun da dağılması üzerine gene Şârayi Askeriye çekilmiş ve Balkan Harbinde Şark Ordusu kumandanlığmı deruhde etmek ıztırarında kalmıştır. Enver Paşanın Harbiye Nezareti zamanında umum sıra sında tekaüd olmuştur. Büyük Harb so nunda, İzzet Pasa kabinesinin sukutundan sonra mevkii iktidara gelen Tevfik Paşa kabinesinde bir buçuk ay kadar kısa bir zaman Harbiye Nezaretinde bulunarak İstanbulun İtilâf hükumetleri tarafından en ziyade tazyik edildiği bir sırada istifaya mecbur olarak inzivaya çekilmiştir. Abdullah Pasa inziva hayatında Cumhuriyetin tecelliyatmdan en büyük iftihar duyanlardandır. Atatürkün yarattığı inkılâbları kendisi çağında bulunup ta o ka dar iyi idrak etmiyenlere devam üzere izah etmekten en büyük zevk alırdı. Ata türke, İsmet İnönüne ve Mareşal Fevzi Çakmağa karşı sonsuz sevgi ile bağlılık gösterirdi. tercümeihali İBaştaraîı 1 inct sahtfese] Odası umumî kâtibi M. Alec W. Barbey dün hususî tayyarelerile Sofyadan saat üçte hareket ederek dört buçukta Yeşil köye inmişler ve İktısad Vekâleti namına İç Ticaret Umum müdürü Mümtaz, Beynelmilel Ticaret Odası komitesi reisi Mithat Nemli ve komite umumî kâtibi Galib Bahtiyarla Ticaret Odası erkânı, Türk ve ecnebi gazeteciler tarafından arşılanmışlardır. Misafirler buradan o tomobillerle İstanbula gelerek Parkotele misafir edilmişlerdir. Heyerin başında bulunan M. Fentener Avrupa ve Felemenk iktısadî mehafilinde beynelmilel şöhret sahibi ve Beynelmilel Ticaret Odasının kaydi hayat şartile fahrî reisi bulunmaktadır. M. Fentener ayni zamanda Utrecht belediye reisi olmakla beraber Felemenk sun'î ipek, kömür, taş kömürü tröstlerinin de reis ve müessis lerindendir. Yirmi yedi haziranda Berlinde toplanacak olan Beynelmilel Ticaret Odaları kongresindeki hazırlıklarla yakından alâkadar olmak ve muhtelif memleketlerin millî komitelerine izahatta bulunmak üzere Budapeşte, Prag, Bükreş, Sofyadan sonra memleketimize gelen heyet, bugün öğleden sonra üç buçukta Ticaret Oda sında toplanacak olan Beynelmilel Ticaret Odalan Türk millî komitesi azasile şehrimizin ticarî ve iktısadî mahfiller mümessillerile temasta bulunacaklardır. Dün Yeşilköyde heyet reisi kendisile görüşen bir arkadaşımıza şunlan söyle miştir: « Türkiyedeki meslektaşlarımızı görmek ve yakından tanımak ve ayni zamanda kendilerile fikir teati etmek dü şüncesile memleketinizi ziyaret ediyoruz. Burada beynelmilel ekonomik kalkınma le dünya para meseleleri üzerinde konuşmalarda bulunacağız.» M. Fentener yann Ticaret Odasında yapılacak olan büyük toplantıda haziranda toplanacak olan Beynelmilel Berlin konferansında görüşülmesi mukarrer ve (cihan para siyasetine) dair verilmesi muhtemel kararlar ve almması icab eden tedbirler hakkında Türk meslektaşlannı tenvir edeceklerdir. Dün akşam saat sekiz buçukta îstanbul Ticaret Odası reisi Mithat Nemli misa firler şerefine evinde hususî bir ziyafet vermiştir. Ziyafette Ticaret Odası erkânı da hazır bulunmuşlardır. Bugün, öğleyin Beynelmilel Ticaret Odası Türk komitesi, gelen heyet şerefine Parkotelde bir ziyafet verecek, akşama da İstanbul Ticaret Odası tarafından kendilerine Perapalasta bir akşam yemeği verilecektir. Heyet yarın gene hava yolile Parise dö necektir. Diğer taraftan Beynelmilel Ticaret Odalan reisi doktor Fentener Van Vlissinger dün Perapalas otelinde kabul ettiği gazetecilere şunları söylemiştir: « Dünya ekonomik vaziyeti eskisine nicbeten daha iyidir. Manialar kalkmakta olduğundan, ekonomik vaziyet tedri cen tekâmül etmektedir. Bu sebeble şimdi herkesin birbirile anlaşmasına daha iyi fırsat vardır. Amerikanm Amerikaya münhasır kalması nazariyesinin değişmesi, beynelmilel ekonomik vaziyetin düzelmesine yardım etmiştir. Halen en büyük zorluğu, İngiltere ile Amerikanın ayrı ayn ekonomik sistemler tatbik etmeleri teşkil eder. Ame rika en ziyade mazharı müsaade devlet muamelesini, İngiltere ise İmparatorluğu himaye sistemini tatbik etmektedir. Bel çika Başvekili Van Zeeland bu iki noktai nazann telifine memur edilmiştir. Vazifesinde muvaffak olacağım kuvvetle ümid ediyorum. Balkanlann ekonomik vaziyetini çok iyi bulduk. Mühim bir ziraat mıntakası olan Balkanlarda bu sene ekin çok iyi idi ve mahsul iyi fiatlarla satıldı. Bu yüz den büyük bir refah göze çarpıyordu. Türkiyeye gelince: Diger devletler gibi sanayiini ve ziraatini tekâmül ettirmek suretile beynelmilel ekonomik hayata hakikî yardımlarda bulunabiliyor.» Mussolini • Neurath mülâkatı Paris 2 7(A.A.) Oeuvre gazete sinin bildirdiğine göre, 3 mayısta Mussolini ile von Neurath arasmdaki göriiş melerde Çekoslovakya haric bırakılmak suretile Tuna anlaşmalannın vücude getirilmesi konuşulacaktır. Göring ve Mussolininin kararlaştırdıkları mülâkat mevzuu Roma 27 (Hususî) Siyasî mehafilden alınan malumata göre, General Göring İtalya Başvekili Mussolini ile Hitler arasında vuku bulacak mülâkatm teferruatını tesbit etmiştir. Almanya ile Italya, yeni bir garb misakının akdine çalışan İngiliz siyasetine mukabil Orta ve Şarkî Avrupada geniş mikyasta siyasî faalıyetlere girişmeğe karar vermişlerdir. Edenle Van Zeeland Habeş ilhakının tamnmasını görüşmüşler Brüksel 27 (A.A.) Diplomatik mahfiller, Hariciye Nazırı Eden'in BaşMacar Harbiye Nazırı da vekil Van Zeeland'la Habeşistan ilhakıViyanaya gidiyor nin tanınması meselesi hakkında görüştü Viyana 27 (A.A.) Macar Har ğünü haber vermektedirler. biye Nazırı General Reoder'in resmî bir Kont Ciano bugün Tirana ziyarette bulunmak üzere buraya gelme hareket edecek sine intizar edilmektedir. General, çarşamba günü BurgenlandRoma 27 (A.A.) Kont Ciano, refakatinde bazı yüksek memurlar bulun da yapılacak olan askerî manevralarda duğu halde yarın Tirana hareket edecek hazır bulunacak, ve akşam Başvekil tir. Nazır, Kral Ahmed Zogu ile Baş Schuschnigg tarafından Belvedere sara vekil Kotta tarafından kabul edilecek, yında verilecek olan bir gala kabul res akat hiçbir siyasî vesika imza etmıyecek mine iştirak edecektir. hr. milel bir tavassut lehinde bir cereyan vücud bulmuştur. Göring'le Mussolini'nin, bu son görüşmeleri esnasında müşterek hattı hareketleri üzerinde bir proje tanzim eyledikleri ve belki de Londra komitesine verilecek müspet bir teklif hazırladıklan hiç te ihtimal haricinde değildir. «Echo de Paris» diyor ki: «İtalyanın, Avusturya ve Çekoslovakyayı pancermanizm hareketlerine serbest olarak terketmesi çok mühimdir. Filha kika İtalya bu suretle hareket etmesi neticesi olarak, İtalya Yugoslavya anlaş ması ve muhtemel bir İtalya Romanya muahedesi gibi bariz diplomatik muvaffakiyetler kazanmaktadır. Fakat bun ların esası da gene Almanya lehinedir. İtalya, senelerce aleyhinde bulunduğu «Fransız sistemi» ni yıkmaktadır. Fakat, bundan İtalyanın elde edeceği, harabe den başka birşey değildir. Halbuki Berlin bilâkis, inşa etmektedir.» Yarıresmî bir notaya göre bu seyahat arada mevcud dostluğu teyid etmek maksadile yapılmaktadır. Beck'in Bükreş seyahati neticeleri Varşova 27 (A.A.) Polonya Hariciye Nazın Beck, Romanya seyahatinden dün akşam dönmüştür. «Gazeta Polska» bu münasebetle yazdığı bir makalede diyor ki: «Polonya ile Romanya arasmdaki iş birliği, bundan böyle, artık her sahada, kültürel ve ekonomik sahalarda olduğu kadar askerî sahada da tecelli eyliyecektir.» Fransız gazetelerinin mütaleaları Paris 27 (A.A.) Mussolini Göring konuşmalan hakkında Fıgaro'nun Roma muhabiri gazetesine şu telgrafı göndermiştir: Romada deveran etmekte olan şayia ara göre, bu konuşmalar esnasında, bir Avrupa anlaşmazhğı ve yahud gerginliği takdirinde iki memleket arasmdaki karşıhklı yardım tesisini istihdaf eden İtalyan Alman ekonomik işbirliği prensipleri göriişülmüştür. İspanyol hâdisele rinin meydana çıkardığı meseleler de iki devlet adamı arasmdaki bu konuşmalann ikinci bir mevzuunu teşkil eylemiştir. Son günlerde Roma yüksek mehafilinde İs panyol harbine nihayet verecek beynel Leh Cumhurreîsi ve Romanya Kralının mütekabil ziyaretleri Bükreş 27 (Hususî) Lehistan Cumhurreisi Mosciski haziranın sekizin de resmen Bükreşi ziyaret edecektir. Romanya Kralı Karol da, ingiliz Kralının tac giyme merasimine iştirak ettikten sonra Varşovayı ziyaret edecektir. İspanyada ihtilâlci IBaştarafı 1 inci sahifede] sının muhabirinden: Son harb tarihinin kaydettiği en şid detli hava hücumlanndan biri neticesm de Bask hükumetinin eski merkezi olan Guernica şehri alevler içinde yanan bir harabe haline gelmiştir. Asi tayyareleri Guernica'mn üzerine bılâınkıta üç buçuk saat bomba yağdırmışlardır. Şehrin ahalisinden bir kaç yüz kişi ölmüştür. Guernica ahalisinin büyük bir kısrr.ı düşman ta>yareleri gökte görünür göriinmez yeraltmda yapılmış hususî sığınak lara iltica ederken birkaç yüz kişi de şaşkın bir halde kırlara doğru kaçmağa başlamışlardır. Eski Bask parlâmentosu ile önündeki asırdide meşe, mucize kabilinden olarak sapasağlam durmaktadırlar. Bina ile ağaç, bombaların ve alevlerin tesirinden kur tulmuşlardır. Fakat şehir, bir yığın taş ve topraktan ibaret kalmıştır. Yıkılan evler, hemen bütün sokaklan tıkamıştır. tazyikı artıyor kruvazörü tarafından bombardıman e dilmiştir. Ölen ve yaralananların miktan henüz belli değildir. i 4 Ademi müdahale komitesinin gönüllüler meselesi Londra 27 (A.A.) Tâli askerî eksperler komitesi dün İspanyadaki ec nebi gönüllülerinin geri çağırılması meselesini tetkik etmiştıı. Komitenin bütün azası, geri çağınlma keyfiyetini prensip itibarile kabul etmiştir. Fakat bu prensipin pratik şekilde tatbikı pek müşküldür. Fransa namına General Lelong komiteye İspanyaya bir tahkik heyeti gönderilmesini teklif etmiştir. Bu heyet, iki ta rafın askerî şeflerile temas ederek ecnebi gönüllülerinin miktarını tesbit etmeğe çalışacaktır. Tâli komitenin azalarından, bu teklifi, mensub olduklan hükumetlere bildirmeleri rica edilmiştir. Teklif, bütün alâkadar memleketler tarafından kabul edildiği takdirde Valencia ve Burgos hükumetlerine bildirilecektir. Havas ajansının muhabiri Valencia hükumetinin, gönüllülerin geri çağırılmasını, Arabların da ecnebi telâkki edilmesi şartile kabul edeceğini öğrenmiştir. Fakat, Franco, koşulan bu şartı kabul et miyecektir. General Mola'mn bir tehdidi SaintJeandeLuz 27 (A.A.) Diplomatik mahfillerde öğrenildiğine göre General Mola, Bask hükumetine, Bilbao şehri teslim olmazsa tamamile tahnb edileceğini bildirmiştir. Şimalde kat'i zafer arefesinde Sahte memur Yunanistan buğday ithal ediyor Atina 27 (Hususî) Ekonomi Neza reti, Türkiye, Yugoslavya, Romanya Bulgaristan ve Macaristan mahsulü olmak üzere Yunanistana 50,000 ton buğdayın ithaline karar vermiştir. Son günlerde kendilerine sahte me mur süsü vererek halkı dolandırmağa başlıyanlar çoğalmıştır. Dün de Kadıköyünde Yeldeğirmeninde oturan Kasım Yeşilköy Rum mektebine gitmiş ve meValencia da bombardıman edildi Devrilmede kamyonun arkasmda kömur olduğundan bahsederek mekteb Valencia 27 (A.A.) Valencia, dolandırmak üzere iken cürmü meşhud mürler üstünde bulunan amele Jak yabu sabah yarım saat kadar Canarias ve halinde yakalanmıştır. Kasım, bugün ralanmış, şoför nezaret altına alınmıştır. Baleares olduklan zannedilen iki as Tahkikata devam edilmektedir. Adliyeye teslim edilecektir. ' Hendaye 27 (A.A.) Reuter a jansının muhabiri bildiriyor: Vitoria'dan alınan bir habere göre, Bask'ların ricatı hezimete münkalib ol muştur. General Mola'nın Biskaye cephesini Sirkeci garında bir kaza yarılmış addetmekte olduğu ve bu eyaleDün sabah saat 11,30 da Sirkeci garında manevra yapmakta olan Tevfiğin tin işgali çok kolaylaştığı söylenmekte idaresindeki lokomotifle bir vagon ara dir. Madrid tekrar bombardıman sında İhsan adında bir manevracı kalmış ve karnmdan tehlikeli surette yaraedildi lanmıştır. Yaralı derhal hastaneye kalGayriresmî Madrid 27 (A.A.) dırılmıştır. membalardan öğrenildiğine göre, asilerin dün Madridi bombardımanlan neticesinBir kamyon devrildi de 1 7 kişi ölmüş, 45 kişi yaralanmıştır. Şoför Hüseynin idaresindeki kömür Bu geceyansı Madrid cephesinde yeyüklü 4010 numaralı kamyon, Şişha niden topçu düellosu şiddetli bir surette ne karakolundan Kasımpaşaya doğru başlamıştır. giderken birdenbire devrilmiştir. Küçük Antant parlamentoları bir kongre yapacaklar Sofya (Hususî) Bulgar gazetelerine Londradan bıldirılıyor: 6 mayısta Belgradda Çekoslovakya, Romanya ve Yugoslavya parlamentoları mümessilleri müşterek bir içtima akdedecekler ve bu suretle Küçük İtilâfın sağlamlığını bütün cihana göstermiş olacaklardır. Bu içtima için Belgradda daha şimdiden büyük hazırlıklar yapılmağa başlanmıştır. Bergamada sergi Bergama (Hususî) Halkevimizin müze şubesi bir resim sergisi açmıştır. Sergide el ve makine işi olarak iki kısım vardır. Burada ilk defa açılan bu sergi ümidin fevkinde bir rağbet görmüştür. Halkevi muvaffak olan san'atkârlara takdirname verecek ve eserlerden müm kün olanlarını satın lacaktır.