CUMHURÎYET 23 Nisan 1937 Seyahat inlıbaları Iki defa tarihî olan Valyevo kasabası Yazan: Abidin Daver Dost Yugoslavyadan Askerî liseler spor bayramı Bugün Taksim stadyomunda Asker: lise ve mektebler arasmda bir spor bayramı yapılacaktır. Bu toplantıya Kuleli Maltepe ve Deniz liselerile Deniz Ge • dikli mektebi idmancıları iştirak ede ceklerdir. Merasime öğleden sonra 2,30 da genclerin Taksim abidesine mükellef bir çelenk koymalarile başlanacak, bunu müteakib stadyoma gidilecektir. Oradaki merasim, îstiklâl marşile açılacak ve geçid resmile Maltepe Askerî lisesi mü dürü Kurmay albay Adilin nutkundan sonra sene içinde dört mekteb arasın da yapılan muhtelif spor temaslarmda derece alanlara mükâfatlar tevzi edile cektir. Toplantı iki takım arasında yapılacak bir hendbol müsabakasmdan sonra nihayet bulacaktır. BugünU nasıl anlfyorTar? «17 yıl evvel, diyorlar Atamız bizi kurtardı, artık bir daha esaret ve matem görmiyeceğiz. Bu bayramı bize Atatürk verdi» Cumhuriyet çocukları Ismet İnönü ile Yugoslav köylerinin eşrafı arasındaki yürekten kopup gelen sevişme Başvekilimiz, tramvaylanna varıncıya kadar Türk ve Yugoslav bayraklarile donanmış olan Saraybosnadan coşkun ve heyecanh tezahüratla ayrıldıktan sonra kafilemiz, otomobillerle Büyiik Kral mü teveffa Birinci Aleksandr'ın av köşkü nün bulunduğu Hanpasek'e doğru yollan dı. Han türkçedir ve han demektir; pa • sek sırbcada kum demekmiş, Hanpasek ise kum hanı. Akşam oluyor; otomobillerimiz, ser dönemeçleri keskin dönüşlerle geçerek mütemadiyen yokuşları tırmanıyor. Çok geçmeden çam ormanları arasına daldık Yollarda kime rasgelsek kafılenin her otomobilini ayrı ayrı selâmhyor. Dar hatIt trenlerin dişli demiryollan üzerinde çifte lokomotifle tırmandığı sonsuz çam ormanlan arasında yükselıp gidiyoruz. Bosna arazisi, baştanbaşa ormanlarla dolu. Her tarafta kereste imalâthaneler var. Bu ormanlan gördükçe, Avusturya Macar împaratorluğunun 93 harbi akabinde (1878 de akdedılen Berlin mua hedenamesile) Bosna Herseği muvak kat kaydıle neden işgal ettiğini ve 1908 de meşrutiyet ilân edilince bu muvakkat işgali aklınca neden ebedileştirdığin anlıyorum. Bu dağları orman ve maden dolu, vadileri sulak, bereketli ve zengin memleket, iki taclı Habsburg împaratorluğunun doymak bilmez emperyalist hırsmı tahrik etmişti. Yolda süngü takmış iki jandarma, otomobilimizi işaretle durdurdular. Bizi hürmetle selâmladıktan sonra, şoföre yollarin yağmurdan ıslak olduğunu ve çamurdan tekerleklerin kaydığmı söyhyerek pek hızlı gitmemesini tenbih ettiler. B" yÜ7rl«» ikl buçuk sa lik olduğu söylenen mesafeyi dört saatte aldık. Yolun iki tarafında ormanlar, hiç ke silmeden, devam ediyordu. Yükseldikçe hava soğuyor, fHarın yerine adeta kı§ N kaim oluyordu ağlann zirvelerindeki karlar, bulutların arasından kurtulan yedi sekiz günlük aym ışığile parıldıyor, ihtiyar dağlann beyaz başları daha nurlu görünüyordu. *** Ay dedim de aklıma geldi. Split'te vapura binerken taş iskelenin ucunda, Kral müteveffa Birinci Aleksandr'ın namına dikilen abideyi ziyaret etmiştik. Abidenın üstünde Kralın doğum ve ölüm tarihleri ile vaktile Avusturya idaresinde ve adı henüz Spalato iken Split'e geldiği tarihler yazılı idi. Ölümünden sonra, cenazesi de, burada Yugoslavya toprağına çıkanlmışü. Adriyatik denizi o giin gene sakindi. fAkşam olmuş, Split'ın etrafındaki kısmen yeşil ormanhk, kısmen de kırçıl kayalık tepelere karanhk çökmüştü. Gökyüzünde beyaz bir hilâl parlıyordu. Bayan îsmet İnönü akşamın bu hazin saatinde abideye kırmızı beyaz karanfillerden yapılmış jüzel bir çelenk koydu. Bizi teşyie gelen 'ugoslav dostlarımıza hilâli göstererek: Bakmız, dedim; Türk Yugoslav iostluğu ne güzel tecelli ediyor. Türk |Başvekilinin refıkası büyük Yugoslav Iralının hatırasını hürmetle anarken Türkün hilâli de göklerden bu samimî lanzarayı seyrediyor. Herkes bir abideye, bir hilâle bir de îayan İsmet İnönünün koyduğu kırmızı beyaz karanfillere baktı. Sonra, orada hazır bulunan Yugoslav kadmları, Bayan Ismet İnönüne büyük bir teessür ve he yecanla teşekkürlerini arzettiler. ?fl «Jİ *& Galatasaraylı atletler bugün gidiyor Bursada Acar spor kulübü atletlerile karşılaşacak olan Galatasaray kulübü atletleri bu sabah Mudanya yolile Bursaya hareket edeceklerdir. Dört senedenberi iki kulüb arasmda yapılan bu müsabakalar Bursada atletizmin inkişafmda bellibaşh bir rol oynamıştır. Eski atletlerden birçoğunun memleket haricinde olması ve bazılarımn da atletizmi terketmiş bulunmaları dolayısile Galatasaray atletleri en gene bir kadro ile bu seyahati yapacaklardır. Bursada 100, 200, 400, 800, 1500, koşular, uzun, yüksek, gülle, disk, cirid atma ile Balkan bayrak yarışları yapılacaktır. Galatasaray takımmda Haluk, Cevad, Split'te, bir profesor, Başvekilimizin refikalarına, eski kale hakkmda Faruk, Yekta, Galib, Ali, Said, İbrahim, izahat veriyor Fuad, Meşhedi, Polat, Rifat, Etem, Ormetro irtifaında olan köşkte hava temiz, lar, bizi kelimenin tam manasile bir Iey han bulunmaktadır. fakat buz gibi soğuktu. Kocaman çini so lâk yağmuruna tuttular. 15 otomobilin Galatasaray atletleri cumartesi günü balarda ve şöminelerde odunlar yanıyor hepsi ve otomobillerden indikten sonra da müsabaka yapacaklar, pazar günü şehdu. Enfes bir yemekten sonra, yorulmak hepimiz, leylâk dalları içinde kaldık. rimize döneceklerdir. bilmez, bir kavaliye olan dost Başvekü, Belgradda kalan öteki gazeteci arkaPazar günkü maç gramofonla, radyo ile durmadan danset daşlar da, Yugoslav gazetecilerile beraîstanbul futbol ajanlığından: ti. Başvekilimiz, briç oynadı, Hariciye ber trenle buraya gelmişlerdi. Millî küme maçlarmdan Beşiktaş Vekilimiz dostlara tath tath hikâyeler anGüzel bir bina olan askerî kulübde Guneş karşılaşması 25 nisan 1937 pazar lattı. Doktor Tevfik Rüştü Aras hafızası, çok samimî bir ziyafet verildi. Ziyafetten günü Beşiktaş Şeref stadında olacaktır. tükenmek bilmez bir hikâyeler ve mace evvel ve sonra, İsmet inönü, kendisine 1 Maça saafc 16 da başlanacaktır. ralar haznesidir. Fırsat düştükçe zarif ve takdim edılen, köy belediye reisleri ve 2 Maç hakemi Bay Saıd Salâhaddin, nüktedan bir ifade ile bunları anlatarak meb'uslarla gayet samimî surette görüştü. yan hakemleri Samim Talu ve Süley Hepsi Sırp köylüsünün millî kıyafetini maniye kulübünden Bay Tarıktır. herkesi tehsir eder. giymişlerdi. Başvekilimiz, bir anda, hep3 Fiatlar: Tribün 50, duhuliye 25 îki müttefik memleket ricalinin bu çok sinı teshir etti. Onlann ellerini bırakmı kuruştur. samimı gecesınde beraber bulunmak §eyor, omuzlannı okşuyordu. Her harekerefine mazhar olan tek Türk gazetecisi tinden sarıcı ve büyüleyici bir samimiyet, KÜLTÜR tŞLERt sıfatile Bosna dağlannın o yarı Türk, yaakıyordu. n Sırb isimli kuytu köşesinde meslekî haKıdem zammı alan Yetmişini hayli geçmiş ihtiyar bir köyyatunın en tath günlerinden birini yaşalü eşrafı, îsmet İnönüne, muallimler dım. Ben bahtiyanm, fakat sen benden Sabahleyin kahvaltıdan sonra, hemen Maarif idaresi, bu sene kıdem zammı yola çıkmıştık. Yugoslav Harbiye ve daha bahtiyarsın. Çünkü Türk Yugos almak suretile terfi eden 760 ilkmekteb Bahriye Nazın olan muhterem General lav dostluğunun daha çok kuvvetlendiği muallimine aid bordroları hazırlıyarak Vilâyete vermiştır. Terfi eden bu Lubomir Mariç tam askerce davranıyor, ni sen benden daha fazla göreceksin, de dün muallimler 936 senesi 1 eylulünden itimukarrer saatte, dakikası dakikasına ha di. Askerî mızıkanın çok güzel havalarla baren kıdem zammına istihkak kesbetreket edilmesini istiyor. Otomobillerimiz, çoğu mükemmel ve bir kısmı da tamir e kulaklanmıza da çekriği ziyafetin sonun miş bulunmaktadırlar. Fakat mayıstan itibaren zamla maaş alacak olan bu mudilmekte bulunan yollardan geçerek dağ da, Valyevo Belediye reisinin sırpça söyallimlere, birikmiş olan zamlan, ileride lardan aşağı inmeğe başladı. Yeşil çam lediği nutka karşı Ismet înönü fransızca bütçede malî imkân görüldükçe verileormanlarından sonra, henüz kışlık kıya olarak güzel bir nutuk irad etti. Başveki cektir. fetlerini muhafaza eden yeşermiş diğer limizin Yugoslavyadaki söylevlerinin en ormanlar arasından geçerek nihayet o mühimi olan bu nutuk, dünkü sayımızda Muallimler arasında nakiller vaya indık. Iniş esnasında, yolun kena aynen mündericdi. Fener Yuvakimyan Rum Kız lisesi rında bir çeşme %aşında bir haç ve bir îstiklâl marşı ve Yugoslav marşile bi muallimlerinden Mehmed Halid Cumde kitabe gördük. Burası kahraman Sırp ten nutuklardan ve yemekten sonra, gene huriyet Kız lisesi riyaziye muallimliğiordusunun, harbin ilk aylarında yaptığ pek samimî görüşmeler oldu. Yugoslav ne, Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Ensbir taarruzda Avusturyalılan geri atarak köylerinin belediye reisleri Ismet Inönü titüsü tercümanlığına Münire, CumhuBosnada tuttuğu en ileri noktaymış. ne adeta hayran olmuşlardı. Başvekili riyet Kız lisesi fen bilgisi muallimliğine Mürşide Özgen, Haydarpaşa lisesi taKarlı dağlann eteğinde yemyeşıl ve mizin etrafını çeviriyor, bu tam manasile rih muallimliğine Efganistandan yeni çiçekli bir bahar, köy ve kasabaların hal demokrat ve samimî Türk devlet adamile avdet eden Emin Âli tayin edilmiştir. kile beraber bizi selâmladı. Hâlâ Bos görüşmekten sonsuz bir zevk alıyorlardı. MÜTEFERRtK îşte bu manzarayı gördükten sonradır nada olduğumuzu, küçük feslerden an hyorduk. Ismet İnönü kasabaların ekse ki dünkü yazımda îsmet İnönü Yugos Vefa lisesinden yetişenlerin risinde otomobilden indi. Kendisini çiçek Iavyanın kalbini fethetti, demekten keneğlencesi yağmuruna tutan çocuklann yanaklarmı dımi alamadım. Bu akşam Vefa lisesinden mezun olan okşadı, büyüklerin elini sıktı. Bütün buYugoslav gazeteci arkadaşlarla bu göralarda müslüman ve hıristiyan halk, ade rülmemiş candan dostluk manzarasmı gencler tarafmdan Parkotelde sabaha ta bayram ediyordu. Nihayet Drina neh hayranlıkla seyrediyorduk. Bizim gibi, kadar sürecek bir eğlenti tertib edil rini geçerek Bosnadan eski Sırbistana nice nice merasim ve dostluk tezahürleri miştir. Şehrin birçok tanınmış ailelerinin işgirdik. Buralan 1914 te Avusturya ve görmüş olan bu meslektaşlar da, İsmet tirak edeceği bu toplantının çok güzel Sırp orduları arasında ilk muharebelerin İnönünün cazibesine ve füsununa kapıl vuku bulduğu yerlerdi. Ihcalarile meş mışlardı. Başvekilimiz, hakikaten herkesi olacağı anlaşılmaktadır. hur güzel bir kasabada, gene otomobil kendine çeken bir sevgi miknatısı, bir sa50 talebe sevindirildi lerden indik. Hamamların ve otellerin ö mimiyet kutbu olmuştu. Beyoğlu Halkevinin İçtimaî Yardım nündeki güzel parkta bir tur yaptık, yüzşubesi Çocuk bayramı münasebetile Gazetecilerden biri bana dedi ki: lerce küçücük köylü çocuğu, millî kıya Biliyor musunuz. Valyevo, eski Beyoğlu mıntakası ilkmekteblerinden fetlerile ellerinde Türk ve Yugoslav bay50 fakir talebeye dün elbise, ayakkabı Sırbistanın en tarihî kasabasıdır. Osmanh rakları güzergâha dizilmiş, durmadan ve çorab vermiştir. Bu münasebetle idaresine karşı, ilk kanlı isyan buradan Beyoğlu Halkevinde samimî bir mera «yaşa!» diye bağırışıyorlardı. Bu Sırp çıkmıştır. Çünkü, ağalar, bilmem ne se sim de yapılmış ve Evin reisi Ekrem yavrulannın içinde, o kadar güzelleri ve beble, kasaba eşrafının boyunlannı vur Tör küçüklere hitaben heyecanh birkaç şirinleri vardı ki hepimiz gayrihtiyarî ondurmak gafletine düşmüşler ve halk ta söz söylemiştir. Fakir talebe, Beyoğ an okşuyorduk. silâha sarılarak mukabele etmiştir. Bugün u Halkevinin bu yardımma çok sevinGerek Bosna ovalan, gerekse Sırbis Valyevo, daha tarihî bir kasaba oluyor. miştir. tanın bu kısmı gelin olmuş, erik ağaclarile Çünkü, babalarının kellelerini yatağan Dün Sadeddinin mezarı doluydu. Siyah erik buralann en mühim larile uçuran Yeniçerilere brpanlarile mahsulüdür. Yugoslavyanm «rakıya» saldıranlarm torunları olan bu eşraf, şimziyaret edildi denilen içkisi bu kara erikten yapılır. di o kanlı hâdiseyi akıllarına bile getirGeçen sene vefat eden gazeteci arkaBosnanın bağlan da, şarablan da çok meden İsmet İnönünün ellerine görülme daşlarımızdan Sadeddin için, dün me güzeldi. miş bir saygı, emsalsiz bir sevgi ile san zarı başında bir ihtifal yapılmıştır. *** Merhumun gazetelerdeki ve Inhisarhyorlar. Valyevo'nun ikinci defa tarihî oluşu birinci defakinden daha mühimdir. ar idaresindeki arkadaşları dün öğle Öğleden sonra saat ikide kafilemiz Valyevo'ya vardı. 12,000 nüfuslu olan Çünkü o zamanki bir boğuşmaydı, şim den sonra Arnavudköyündeki mezarlı bu şehirde, önde kız erkek bütün mek diki bir öpüşmedir. Dünkü boğuşma, ta ını ziyaret etmişler, kabre bir çelenk ebliler, arkalarında da halk, misahr rihe gömülmüştür; bugünkü sevisme da coymuşlardır. Burada arkadaşları Sa DAVER deddini ve hatıralarmı vadetmislerdir. Türkleri çılgmca alkışlıyorlardı. Cocuk, ima yasıvacaktır. ABlDtN ' Kuçuk bir talebe arkadaşlatma 23 nisanı izah ediyor Saat onda Hanpasek'e vardık. Köş kün dvarında, oteli de bulunan küçük bir köy vardı. Bu köyün bütün halkı ellerinde meşaleler, bir fener alayı tertib etmiş Ier; bizi bekliyorlardı. Minare boyunda büyük çamlann arasmda yanan bu kızıl ışıklar, ormana esrarengiz ve korkunc bir güzellik veriyordu. Köylülerin mütema diyen, «jivyo!» diye bağırışarak otomobillerimizin etrafmda koşmalan ise manzarayı büsbütün efsanevileştirmişti. Peri mallanndakini andıran bu istikbal resmi, hepimizi şaşırttı. Krala mahsus büyük köşkün etrafmda müteaddid köşkler vardı. Başvekil dok tor Stoyadinoviç'le refikası ve diğer bazı Nazırlar da bizden evvel buraya gelmişlerdi. Heyetimizi karşıladılar. 1500 Çocuk, bugün niçin bayram yaptığını, neden sevindiğini biliyor mu? Kendi çocukluk günlerimizi hatırhyorum. Siz de hatırlayın, ve itiraf edin; sırf (bugün bayramdır) dedikleri için bayram yapmaz, neden, niçin olduğunu bilmeden, sebebsiz, körükörüne sevinmez miydik? Hatta büyükler bile aşağıyukan böyle değiller miydi? Ya şimdi? Durun bakalım, şu rpek saçlan üstünde bembeyaz kordelâsı bir demet papatya gibi duran küçüğe soralım: 23 nisanda ne var yavrum ? Hiç düşünmeden, duraklamadan cevab veriyor: Bizim bayramımız var.. Siz, kim? Türk çocuklan.. Bayram yalnız çocuklann mı, bize, büyüklere bayram yok mu? Size de var amma, asıl bayram bi Ataturku canımdan çok teverım. zim.. türk!... diye bağınrdık. Neden asıl sizin, bana anlatır mıÖtekilerin arasmda kaybolmamak için sın? parmaklarınm ucuna basarak boyunu Anlatırım efendim, asıl bizim, çün yükseltmeğe çabalıyan beş altı yaşların kü, on yedi yıl önce 23 nisanda Atamız daki Sevimi yanıma çağınyorum: ilk kurultayı kurarak Türk milletini kur Bu bayramı sana kim verdi? tardığı için hepimiz bayram yapanz Sıcacık, billur gibi bir ses: amma, kurtulmuş bir vatanda doğmuş, Atatürk!. hiç esatet görmemiş olduklan için asır ^ Ataturku çok mu seversin? Neka bayramı Türk çocuklan yaparlar. dar? Dokuz yaşındaki Bülende soruyorum: Anılan adm içine bir sevgi gibi doldu 23 nisanda ne yaparsın? ğu belli: Ben mi? Yalnız ben değil ki... Çok.. Çok, diyor, canımdan da çok Hepimiz, bütün Türk çocuklan o sabahı severim onu. iple çekeriz ve gün doğarken yatakları * îki yaş büyük ablasına soruyorum: mızdan fırlar, giyinir, evvelâ anamızın, Eskiden çocuk bayramı var mıybabamızın büyük bayramını kutlular, sonmış, biliyor musun? ra okula gelir, öğretmenlerimizin ellerini Dün gece anneme sordum efendim, öperiz. Artık gün bizimdir. Şarkılar söyyoktu kızım, dedi, babam da içini çekti liyerek gülüşe oynaşa gezer eğleniriz ve her yanda dalgalanan al bayraklarımızın de, zaten ne vardı ki... dedi. Peki merak etmedin mi, düşünmegölgesinde, onları hep böyle yukarıda, din mi, sormadın mı, neden yokmuş? yüksekte tutacağımıza and içeriz. Sormadım amma, merak ettim, dü Sade bugün mü böyle and edersiniz şündüm efendim eskiden çocuk bayramı küçük? da yokmuş, hiç birşey de yokmuş, çünkü Hayır efendim, hergün, her za Atatürk yokmuş... man... Amma, bizimle beraber şerefli Bizi dinliyen çocuklara: bayrağımızın da kurtuluduğu gün, bugün Doğru mu? diyorum. olduğu için, 23 nisanda daha çok, daha Hep bir ağızdan, coşuyorlar: kuvvetli and ederiz. Yalan mı?.. Elbette doğru... Bize kulak misafiri olan Jaleye dönüVe bu ses fırtınasında şunlar da yorum: duyuluyor: Ya kurtulmasaydık ne olurdu kı Türk miletinin yüzü 23 nisanda zım? gülmeğe başladı. Atatürk olmasaydı ne Atamız, vatanı kurtarmasaydı, biz 23 nisan olurdu, ne de ondan sonraki olmazdık efendim. Biz olmazdık, çünkü büyük bayramlar... Hiç birşey olmazdı. esarete, şerefsizliğe katlanmamak için Ve el çırparak, zıplıyarak, tepinerek, babalanmız ölürlerdi, analarımız da yadaha şimdiden bir bayram havası içinde şıyamazlardı. bağrışıyorlar: Ya gene bir gün vatan tehlikeye Yaşasın Atatürk: düşerse kızım? Sonra, on iki yaşlanndaki en büyük Düşmez efendim, düşerse Atamız lerinin etrafmda toplanıyorlar, var, Türk milleti var, biz vanz efendim. Ve yaman bar hatib edasile 23 nisanBir başka yavru söze karışıyor: dan bahseden onu dinliyorlar. Artık matem yok efendim, keder Görseniz ne güzel, ne hoş söylüyor, o yok... Bayramlar var hep. Çocuk bayrakendine has üslubile, o çocuk lugatlarile, mını da şimdi biz yapıyoruz, biz büyü yünce çocuklanmız yapacaklar. Hep o saf mantıkile, kutlulayacakları bayramın büyüklüğünü kendinden biraz kü böyle gidecek.. çüklere ne canlı, ne temiz anlatıyor. Ne biliyorsun böyle gideceğini?.. Onu dinler, ve onu sevgi ve heyecanla Biliyorum efendim, çünkü çalışı yoruz. Yeryüzünde bizim kadar çalışan dinliyenlere bakarken bir daha çocuk yok ki, bizim gibi bayram yapmağı, hep luğumu hatırlıyorum. Fakat bu hatırlayışın verdiği elem, bir bayram içinde yaşamağı hakkeden ol lâhzada, bir son nefes gibi sönüyor. sun... İçim, etrafımda bir bayram havası için Sen söyle bakalım, ya bu bayram de cıvıldaşan Türk çocuklarının o sonsuz 23 nisanda değil de kış ortasında olsaydı, neş'esile doluyor. o zaman nasıl gezerdiniz? Fml fırıl dönen gözlerinin bebekleri gülüyor: Gene sinemaya giderdik, hem de kartopu oynardık.. Ve lâkırdısım bitirmediğini anlatmak için bana biraz daha sokularak, devam ediyor: İsterse kara kış olsun... Bayram bizim içimizde, yüreğimizde. Fırtmalar çinde de olsa biz, gene ellerimizde bayraklanmızla. sevinc icbde vasasın M. Turhanın eserleri 1 Kadın Avcısı. 2 Cem Sultan. 3 Timurlenk. 4 Tarihte Türkler için büyük sözler. 5 Akından Akına. Bunlar, tarih ve edebiyatseverlerin kitabhanelerini süsliyecek nefis bir koleksiyon teşkil eder.