CUMHURİYE1 5 Nisan 1937 rrKüçük hikâye Kuduz Blasco ibanez'den Pascual Caldera'mn oğlu iki gündür iyice idi. Kâh, anasınm ısranna dayanamayıp yatağa uzanıyor, hareketsiz yatı yor; kâh, oturduğu yerde, çenesini avuçları içine alıp, sabit bakışlarını odanm en karanhk köşesine dikiyor, dalgm dalgm düşünüyordu. Çiftçinin kulübesi, delikanlıyı yoklaraağa gelen kadın, erkek köylülerle dolu dolup boşahyordu. İhti yar Caldera, beyaz, kalm kaşlan her zamankinden daha fazla çatık, sokak kapısmın önünde, evin içinde, tasah bir çehre ile bir aşağı bir yukarı dolaşıyor; tarlasının semtine bile uğramıyordu. Caldera'mn oğlu Pascualet, bir cumartesi gecesi nişanlısınm evinden dönerken, yolda bir köpeğe tesadüf etmiş, üzerine hücum eden hayvanı kovalamak için yerden taş almak iizere eğildiği sırada, kö pek, dişlerini onun baldırına geçirmişti. İşte o gündenberi, delikanh yavaş ya vaş sıhhatini kaybetmiş, köy doktorunun tavsiyesile Valânsiya'da bir mütehassıs tarafmdan tedavi edildiği halde iyileşememiş, nıhayet yatağa düşmüştü. Nöbetler, baldınndaki ısınk yerinde şiddetli acılar, ürpermeler, diş gıcırtılan ve göz karartısile başhyan hastalık, odanın bir köşesini kapiıyan ve düğün için hazırlanan yatakta, onu ağzmdan köpükler saçan bir kuduz halinde kıvrandırmağa başlamıştı. Köye lânet çökmüş gibiydi. Caldera nın oğlundan sonra, daha başka kimseleri de köpekler ısırmıştı. Köy halkı birbi rinden çekiniyor, herkes karşısındakini kuduz sanıyordu. Kulübelerden dışarı salıverilmiş çocuklar, aralık kapılardan, korkulu gözlerle sokağı seyrediyorlar; ka dınlar, sokağa kafile halinde çıkıyor ve koşar adımlarla yürüyorlardı. Tekmil kulübelerin kapılan kapanmış, pencere lerinden tüfek namlulan uzanmıştı. Köy sokaklannda mütemadiyen silâh sesleri işitiliyor, nereden geldiğini bilmedikleri bu tehdid karşısmda sevki tabiî ile sürüler teşkil eden köyün köpekleri, dehşetten tüyleri diken diken, oradan oraya koşuşuyorlardı. Gece olur olmaz köye bir sessizlik çöküyordu. Gündüzleri, zümrüd gibi yeşil tarlalan ve bahçelerile yüreğe ferahlık veren köy, geceleri, bir mezarhk gibi kararıyor, ıssızlaşıyordu. Bu karanhğın ortasında, titrek ve kırmızımtırak bir tek ışık görünüyordu. Bu ışık Caldera'nın kulii besinde yanan ışıktı. Orada, köy kadınlan, hastanm başucunda toplanmışlar, içlerini çekerek, gözyaşlarmı akıtarak, Pascuaiet'in canhiraş feryadlannı, dişlerinin gıcırtısını dinliyorlardı. Kadınlar, aciz içinde, tevekkül ve teslimiyetle, bu faciayı seyrederken, köy erkekleri, hastanın ileri atılan kollannı zaptetmeğe, yataktan dışan atılmacına mâni olmağa çahşıyorlardı. Hstanm anası, erkekleri bile korku tan delikanlınm boynundan kollannı a yıramıyordu. Pascualet, morarmış çeh resi, takallüsler içinde çırpman vücudü, köpükler saçan ağzı, sönmek bilmiyen hararetile kafasını duvarlara çarpa çar pa ölümü çağıran bu kuduz, artık, ana sınm bile tanıyamıyacağı kadar değiş mişti. Nöbetler, daha sık gelmeğe başlamıştı. Delikanh, kendi tımaklarile, kendi dişlerile yaraladığı vücudünden sızan kan lar içinde, kararmış çehresi, san bir renk bağlıyan avare bakışlı gözlerile, yata ğın içinde durmadan dönüyor, haykın yordu. Hastalık başladığmdanberi sık sık uğnyan doktor artık kulübenin kapı sını açmaz olmuştu. Hastadan ümıd kalmamıştı. Kadınlar da ümidi kesmişlerdi. Yalnız, hastanm bir an evvel ölmesini, belki daha günlerce devam edecek olan bu insan takatinin fevkinde ıstırabdan bir an kurtulmasmı temenni ediyorlardı. Son günlerde Caldera, akrabasmdan ve dostlarından yardım göremiyor, mü temadiyen yataktan dışan atılmağa ça balıyan hasta oğlunun adaleli kollannı tek başma zaptetmekte güçlük çekiyor du. Köylüler, odanm kapısmdan içeri girmeğe korkuyorlar, sanki orada dünyanın en korkunc canavarı gizlenmiş gibi aralıktan bakıp kaçıyorlardı. Dağ yollannda eşkıya ile çarpışmaktan, silâh silâha gelmekten pervası olmıyan bu gözü pek adamlar, adamı bir defa ısırmakla öliime gönderen bu köpüklü ağzın yanına yaklaşmağa cesaret edemiyorlardı. însanı, belinden bir kazma darbesile ikiye biçilmiş kertenkele gibi, bitmez tükenmez bir can çekişme içinde kıvrandıran bu devasız illet, bütün köy halkma dehşet sal mıştı. Pacualet artık anasmı tanıyamıyordu. Kendini kaybetmeden az evvel, onu okşıyarak yanmdan itmişti. Anasını ısır maktan korkuyordu. Caldera, bütün azmini ve kuvvetini toplıyarak oğlunu, yatağa iplerle bağladı. Delikanlıyı içinde dünyaya geldiği bu yatağa sıkı sıkı bağlarken ihüyarın gözleri yaşardı, oğlunun mezannı kendi elile kazıp onu gömüyormuş gibi bir hisse kapıldı. Orada, oğlunu, her kıvranışta etlerine biraz daha gömülen iplerle bağlı görmeğe daha fazla tahammül e demiyeceği için dışan çıktı, oda kapısını kilidledi. Şimdi evin içi, odadan etrafa yayılan acı çığlıklarla ve çığlıklara cevab veren kadın feryadlarile dolmuştu. Caldera, kadmlan olsun susturmağa çalıştı, sözünü dinletemedi. Yavaş yavaş akşam oluyordu. îhüyar, yatak odasının açık penceresinden akse den acı feryadı bir kere daha dinledi. İlk baba olduğu tarihteki evlâd sevgisi, yüreğinde canlandı. Şimdi oğlunun ip Ierle bağlı olduğu o yatağm başında geçirdiği uykusuz geceleri düşündü; küçüğün, nöbetler içinde yandığını ve anasile başbaşa verip onu tedaviye çalıştıklannı hatırladı. Oğlu gene hastaydı, gene inliyordu; fakat bu sefer devasız, ölümle bitmesi mukadder bir illetle pençeleşi yordu. Caldera, bir korku ürpertisi geçirir gibi oldu; kafasında doğan fena bir fikri uzaklaştırmak istercesine elini alnmda gezdirdi, sonra birdenbire karar verdi: Evet, dedi, artık yeter; daha fazla çekmesin yavrucak! Hızlı hızh yürüdü; eve girdi; bir saniye sonra, elinde eski çiftesi olduğu halde çıktı. Verdiği karara nadim olmaktan korkuyormuş gibi, telâşla yatak odasmın sokağa bakan küçük penceresine koştu ve tüfeği içeri uzattı. Odadan, Pascualel'in hırıltılı feryad ları, diş gıcırtılan, sanki kulağmın dibindeymiş gibi işitiliyordu. Ihtiyar, karanlığa alışan gözlerile, oğlunun ihtflâclar arasında bir görünüp bir kaybolan yüzünü, beyaz bir leke halinde seçti. Tüfeğini omuzladı, dudaklan arasından bir kere daha: J Kayseri fabrikası çok iyi calışıyor Bez imalâtı bu sene 25 milyon metreyi bulacak Turgudluda vaktile Atatürkün Harb Meclisi kurKayseri (Hususî) Pamuklu en düstrimizin en büyük fabrikası olan Kay duğu park tanzim edildi ve bir abide ile süslendi seri bez fabrikasının, işlemeğe başlama sındanberi geçmiş olan kısa zaman zar fında, nekadar inkişaf göstermiş olduğunu anlamak için, geçen 1936 yılındaki çalışma neticelerini rakamlarla gözden geçirmek kâfidir. 1936, Kayseri bez fabrikasının piya sa ile karşılaştığı ilk sene olduğu için, siparişten ziyade stok üzerine çalışılmış' ve satışlar da stok üzerinden yapılmıştır. Fabrika bu sene zarfında 3,786,333 kilo pamuk satın almış ve bundan 2,979,481 kilosunu işlemiştir. Fabrikanın iplik imalâtı 2,716,389 kiloya ve bez imalâtı 18,353,576 metroya varmıştır. Fabrika, piyasada karşılaştığı büyük rağbet do layısile, faalivet senesini, mevcud stok lannı tamamile tüketmiş bir vaziyette biTurgudlu parktndan bir manzara tirmiştir. Devlete yapılan satışlann % 7 yi geçmemesi, Kayseri fabrikasının yal Turgudlu (Hususî) Kat'î zaferi vermiştı. nız piyasa icin çalıstığmı ve piyasa tara mizle neticelenen büyük taarruzumuzun Turgudlulular zaferi kazandıran bu tafmdan tutulduğunu sarih bir surette gös son merhalesinde, yani 7 eylul 1922 ta rihî yeri ehemmiyetile mütenasib bir hale terir. rihinde, Başkumandan Kamâl Atatürk, getirmişler ve bu ebedî hatırayı mermer o sıralarda ıptıdaî bir vaziyette bulunan den bir abide ile süslemişlerdir. Büyük Kayseri bezlerini küçük bir kârla köylere kadar götüren ve satan Anadolu tüc kasabamız parkının yeşil bir ağacı altında bir havuz, güzel ağac ve çiçeklerle bezencarlan sayesinde, köylümüz, bu fabrika çadır kurmuş, ve İzmirin istirdadı tarzı miş olan bu yer her vakit, bilhassa pazar için bir harb meclisi teşkil ve plânını tan günleri binlerce halka ılık bir yuva ol mamullerinin gerek fiat ve gerek kalitece, zim ederek kumandanlarma oradan emir maktadır. iç ve dıs benzerlerinden çok üstün olduğunu anlamıs ve bir sene gibî, endüstri hayatı içîn ehemmiyetsiz bir zaman parçası içinde Kayseri fabrikasının markası [Başmakaleden devam] için elbet büyük bir kazancdır. her tarafta tanınan ve aranan bir marka herkesin hukuku üzerinde vazife ve hizBize öyle geliyor ki kurum pek yakın haline gelmiştir. Ham pamuk ihtiyacmı met alanlann meslekî bir mecburiyetle müstakbel mesaisinde broşür neşriyatı en müsaid zamanlarda satın alarak stok ıuku kişlerine daha çok alâka gösterme yerine ayda veya on beşte bir çıkar eri lâzımdır. Kurum bütün bu ihtiyacla büyücek ve gittikçe büyüyecek bir yapan fabrika, piyasada pamuk fiatlannn cevablannı kolaylaştırmak için kurul mecmua (belleten) neşretmek şıkkı nm istikrarsızlığından kendi mamulleri muştur. Bizim onda gördüğümüz en bünı tercih edecektir. Yabancı ve bilnin müteessir olmamasmı temin etmiş ve yük meziyetse başladığı işte sebatla çalışhassa ileri memleketlerdeki mümasil benzerlerini her zaman ayni sabit fiatla mak için gösterdiği sarsılmaz ve heyecanmuesse:selerle münasebetler tesis edesatmağı usul ittihaz etmiştir. azimden ibarettir. rek ulusal ve arsıulusal mevzularda Filhakika ilk yılmda yıldıncı zorluklar onların neşriyatına kanşmakhğımız da 1936 senesi zarfında mahsulün bol ve fiath olması eski yıllara nisbetle köylü ve yokluklar içinde yüzen kurum ikinci pek yakında kendiliğinden gelecek güzel yılmda pek çok işleri başaracak bir varlık nün alım kabiliyetini artırdığı için, fab işlerden biri olacaktır. sahibi olmuş ve ilerisi için daha kuvvetli rikanın piyasada sürüm imkânları daima Hulâsa Hukuk ilmini yayma kuruadımlarla yürümeğe şevkle hazırlanmışartmaktadır. Fabrika, edindiği tecrübelemu Türk inkılâblarını takiben memlekeır. Kurumun şimdiki çalışma plânını şöyre istinaden, geçen seneki 18 milyon e hulâsa edebiliriz: Halkevi konferans timizde çok esaslı ideal bir teşekkül olmetroluk istihsalini 1937 de 25 milyon arı, radyo konferansları, broşür neşriya muştur. Müessislerini, çalışıcılarını ve metroya çıkaracak bir programla çalış tı, talebe oıüsabakası, kütübhane tesisi, yarduncılarını takdir v€ tebrik ederek kumaktadır. Şimdiden bütün imalâtını kar elif ve tercüme neşriyatı, Türk hukuku ruma bitmez tükenmez muvaffakiyetler dileriz. " " ~ şılıyacak siparişlerle karşılanmış olması kamusu, Türk hukuku ideolojisi.. YUNUS NAD1 fabrikanın nekadar memnuniyet verici bir Bir yıl için evvelce adedi on sekiz olan faaliyet devresi içinde olduğuna açık Halkevi konferanslan yirmi dörde çıkaAçık teşekkür bir delildir. rılmıştır. Bunlarm çoğu broşür halinde Yavrum Engini tutulduğu menenjitbastınlmıştır. Haftada iki defa verilen ten kurtaran doçent doktor Şevket Saradyo konferanslarına muntazaman de lih ve Alman hastanesi Başhekimi dokvam olunuyor. Kurum, talebe arasında tor QUİNCKE ile kıymetli yardımlarmı yapılan mükâfath ilmî müsabakaya fazla esirgemiyen profesör doktor Kadri RaGayrimübadıllere aid işler hakkında ştirak olmamasından şikâyetçidir. Kü şid, profesör doktor İgersheimer, doçent Maliye Vekâletile temaslarda bulunmak tübhane büyüyor. Telif ve tercüme neşri doktor Naci, profesör doktor Kemal Hüüzere Ankaraya gitmiş olan Gayrimü yatile cidden büyük bir eser olacak olan seyin ve doktor Sezai Bedreddinle bizbadiller cemiyeti Umumî Kâtibi Şehab Türk hukuku kamusu ilk plâna alınmış lerle yakınden alâkadar olan meslek arşehrimize dönmüştür. şlerdendir. Türk hukuku ideolojisinin kadaşlanm ve dostlarıma derin teşekkür ve saygılarımı iblâğa saym Cumhuriyet Umumî Kâtib Ankarada Tevziat ko anunî mevzuatımız için mehenktaşı ola gazetesinin tavassutunu dilerim. misyonuna aid işlerin bir an evvel tasfiye cak bir fıkir manzumesine müntehi olaYakacık Sanatoryomu Başhekim ve edılmesini, emlâk satışlannm tesriini, A cağı anlaşılıyor. mütehassısı Dr. İhsan Rıfat Sayar Izmir istirdadının tesbit edildiği park RADYO akşamki programj İSTANBUL: 12,30 plâkla Türk musıkLSİ 12,50 havadis 13,05 muhtelif plâk neşriyatı 14 son 18,30 plâkla dans musikisi 19,30 av h a t ı r l a r ı : Said Salâhaddin Cihanoğlu t a rafından 20 Sadi ve a r k a d a ş l a n tarafından Türk miLSikısi ve halk şarkılan 20,30 Omer Rıza t a r a f m d a n arabca söylev 20,45 Safıye ve a r k a d a ş l a n t a r a f ı n d a n Türk musikisi ve halk şarkılan, saat ayarı 21.15 orkestra 22,15 ajans ve borsa haberleri ve ertesi giınun programı 22,30 plâkla sololar, opera ve operet parçaları 23 son. VIYANA: 18,35 ŞAN KONSERİ 18,55 ŞARKILAR19,15 san'at haberleri, tiyatro haberleri, hal>K hayatı, fennî haberler ve saire 20,15 MUSİKI VE ŞAN 21,15 klâsik piyes 23,25 haberler ve saire 23,35 ŞANLA BİRLIKTE DANS ORKESTRASI 24,35 son haberler. BERLIN: 18,05 gramofon 19,05 ORKESTRA KONSEPI 20.05 gramofon 20,20 P1YANO KONSERİ 20,45 gunün akisleri, haber ler 21 15 sıra ile BEŞ DANS ORKESTRAsrNlN KONSERI 23 05 haberler, spor ve saıre 23,35 EÖLENCELİ KONSER. PEŞTE: 18,35 gramofon 19,20 konferans 19,50 SALON ORKESTRASI 21,05 piyes 22,25 haberler 22 45 PIYANO VE VIYOLON SEL KONSERİ 23,15 hava ve saire 24,05 ASKERÎ BANDO 1,10 son haberler. BUKRES 18,05 ORKESTRA KONSERİ 19,05 h a va. konuşma ve saire 20,15 KÜÇÜK ORKESTRA KONSERİ 2120 SENFONİK KONSER istirahat esnasmda haberler, spor, sonra OPERET MUSİKİSİ 23,50 fransızca ve almanca haberler 24 son h a berler. LONDRA17 25 ŞAN VE MUSİKİ 19,05 çocuklann zamanı 20 05 orta İngiltere istasyonun dan nakil 21 40 KABARE NUMARALARI22.05 muhtelif sahneler 23,05 hava, ha berler. spor ve saire 23 30 DANS ORKESTRASI 24 35 haberler, hava ve saire 24 45 eramofon. PARİS [P. T T.] • 17,45 ŞARKILAR 18,05 musiki konuş ması 19 05 ORG KONSERİ 19 35 h a berler 20 05 HAFİF ŞARKILAR 20,15 PİYANO MUSİKİSİ 2105 sürprizler 21.35 pives 23,35 haberler 23,50 gramofon. hava. ROMA1805 haberler 18,20 DANSLI CAY MUSİKİSİ 20 10 sT>or ve saire 21 35 kon 21 4> KARIŞIK MUSİKİ 22 05 « KARMEN OPERASI. Hukuk ilmini Yayma Kurumu NOBETCİ ECZANELER Bu aksam şehrin muhtelif semtlerinde nöbetci olan eczaneler şunlardır: Eminönunde (A. Mmasyan), Beyazıdda (Haydar), Kuçükpazarda (H. Cemil), E 5iibde (Hikmet Atlamaz\ Şehremlninde fNazım Sadık). Karagümrukte (Suad). Samatvada (Rıdvan), Şehzadebasmda (Üniversite) Aksarayda (Ziva Nuri). Fenerde fHüsameddin), Alemdarda (All Rıza), Bakırkörde flstepan). Beyoğlu cihetindekiler: İstiklâl caddesinde fKanzuki, Bostanbaşmda (İtimad'». Galatada Mahmudiye caddesinde fismeti. Takslmde (Nizameddin), Şişlide Kurtııluş oaddesinde CNecdet), Hasköyde «'Barbut'». Kasımpasada (Vasıf), Besikts^ta fAli Rıza). Sarıyerde (Nuri). Üsküdar Kadıköv ve Adalardakiler: Üsküdarda fSelimiye), Kadıkövde tskele cadde'inde CArman Hulusi'», Büyükadada (TanaO. Gayrimübadillerin Ankarada yaptıklan temaslar Apartıman değil, sergi kapısı dana ve İzmirde bulunan gayrimübadillere aid emlâkten müterakim varidatla firarilere aid bulunan ve bilâhare gayrimübadillere terkedilen, fakat bugün Eti Bank tarafından idare edilen kömür madenleri hasılatmm bir an evvel tevziini ve gayrimübadillere tevzii mukarrer mütebaki bonoların da bir an evvel ve kıs Artık çekmesin yavrucak! men nakid halinde verilmesini istemiştir. Dedikten sonra, tetiklere arka arkaya Maliye Vekâlerinde gayrimübadillere dokundu.... Evin içini akislerle dolduran aid işleri hal için vaziyeti tetkik etmekte iki tarraka işitildi.... bulunan alâkalı heyetle yapılan temas HAMDl VAROĞLU larda müspet şekilde bazı esaslar tesbitine muvaffakiyet hasıl olmuştur. Yakında gayrimübadiller kongresi topIanacak ve Umumî Kâtib bu toplantıda Ankara temaslannda aldığı neticeleri i zah edecektir. Gene kongrede Gayri mübadiller Tevziat komisyonunun ilga sile tasfiye işlerinin daha salim bir şekle sokulması yolundaki temenniler müzakere edilecektir. Kurumun raporundan anlaşıldığına göre Adliye Vekâletimizle Halk Partisi enel Sekreterliği bu serbest teşekkülün faaliyetlerini kolaylaştırmak ve hızlandırmak için ellerinden gelebilen yardımın azamisini yapmaktadırlar. Bu çok yerinde candan alâkaya ancak teşekkür olunur. Kurumun görmekte olduğu iş, kendilerini çok yakından ilgilendiren en yüksek memleket işidir. La vie juridique des peuples (Milletlerin hukukî hayatlan) külliyatının Türk kısmını yazmağa mukabil eserin türkçeye tercüme hakkını kurum almıştır. Bu eserin Türk kısmının bizim tarafımızdan yazılması zaten başlıbaşına bir kıymet ve muvaffakiyet olacaktır. Hepsinin kendi dilimizde tedvini ise hukuk kütübhanemiz Rüsumat Kontrol dairesinden müte kaid Bay Şefıkle Tecrübe dairesi reisliınden mütekaid General Refığin küçük hemşiresi Bayan Nimet vefat et mistir. Mevlâ rahmet eyliye. VEFAT Bu akşam S A R A Y sinemasında MÜNTAHAP PROGRAIVJ BAŞLIYOR Paris büyük operasından GUzel ve mütenevvi 2 filimden mürekkep L i L Y P O N S Senenin en mühim ve fazla musikili Rüyalar Diyarında Fransızca sozlu ve şarkılı filminde « YÜ2Ü Damjralı Adam • filminin unutulmaz mümessili Heyecan ve teessür dolu DOKTOR SOKRAT filminde Zengin mütenevvi ve görülmertıiş bir program P A U L M U N i B U S MELEK i N E M A A K Ş A M S I Mevlîdi'Nebevî Merhum Bay Ahmed Hulusinin ru huna ithaf olunmak üzere 9 nisana tesadüf eden cuma günü öğle namazını müteakib saat ikide Maçka Teşvikiye camisinde Mevlidı Nebevî okunacaktır. Arzu eden zevatın teşriflerini dileriz. Eşi: Vecide Hulusi, oğlu: Ressam Ihap Hulusi ve kardeşleri Resme bakıp ta Amerikadaki 40 50 DANS İÇİN YARATILMIŞ (Mes'ud insanlar kulübü) Baş rolde : GiNGER ROGERS'in şöhretini gölgede bırakan DİKKAT : Halkımmn izdihamdan rahatsız olmaması ve bu eşsiz filmi rahatça görebilmesi iç'n bu Hlm de YARIN MATİNELERDEN İTİBAREN Mevsimin en son, nefis ve misilsiz şaheserini veriyor katlı binalardan biri sanmayınız: 1937 Fransızca dersleri Paris sergisinin Alma meydanı tarafın Diplomalı ve pratik metoda malik bir daki kapısıdır. 22 mayısta açılacak olan Fransız bayanı kısa zamanda mükem • mel surette fransızca öğretmektedir sergîye buradan girilecektir. Seruadebası TURAN Tiyatrosunda 9 Nisan Cuma günü akşamı • Müracaat için gazetede (O.) rümuzuna vazılmak lâzımdır. ELEANOR Dünya Dans Kraliçesi POWELL Okuyucu B U R H A N Müsameresi Melek, Ayda, Leman, Tamhuri Malatyalı Fahrinin iştirakile Dans dersleri Hususî ve münferiden (asrî dans dersleri) Beyoğlu Karlman karşısında eski Polonya Nur Ziya sokak No. 3. Müracaat saatleri: (1214), (1720) ye sadar profesör Panosyana. Naşid ve Arkadaşlan DOLAP MAHSULU Komedi 3 perde M ROMEO ve JULIET mUsameresinde MELEK sinemasında çekilen büyük filim bu akşamdan itibaren her seansta gösterilecektir. Bu gece için biletlerinizi evvelden aldırınız. Telefon : 40868 İ P E K v e M E L E K sinemalarında birden gösterilecektir.