CUMHURIYET 27 Birincikânun 1936 Daha ilkmekteb de 7 Okuyacak nesil yetiştîren mekteb I tki ilim müessesesî KOMŞU YURDLARDA GUNUN HADiSELERi daha kazanıyoruz IBaştarafı 1 inci sahifede] Fakülte Dekanlığma profesör Omer Celâl tayin edilmiştir. Gazeteden günü gününe vak'aları takibe alıstırılan yavrular Muallim, kesilen parçalar üzerînde de çocuklara ders veriyor, sonra bunlar memleket haritasındaki yerlerine asılıyor Pedagoji Enstitüsü de açılacak Maarif Vekâleti, orta tedrisattan alınan randıman bakımından memleket için cidden faydayı mucib olacak yeni bir karar vermiştir. Bu karara göre Universite Edebiyat Fakültesine merbut olmak üzere bir Pedagoji Enstitüsü teşkil edilmektedir. Maarif Vekâletini böyle bir enstitüyü tesis etmeğe sevkeden âmil ve zaruretler şunlardır: Malum olduğu üzere son on sene zarfında umumî imtihanlan müteakıb tedrisattan alınan randımanın, istikbal için endişe verici bir mahiyette olduğu görülüyordu. Gerek ortamekteblerden, gerekse liselerden muvaffak olarak diploma alan gencler pek mahdud olduğu gibi muvaffak olanlar da gittikleri yüksek mekteblerde tedrisatı takib edemiyecek derecede umumî malumatları noksan olduğu anlaşılıyordu. Bu endişe iledir ki Maarif Vekâleti randımanı artırmak için muallimlerin fikirlerini sordu, komisyon teşkil etti, tetkikat yaptırdı ve yegâne çare olarak birkaç defa imtıhan talımatnamesı değiştirildi. Yeni talimatnamelerle de maksad temin edilemeyince, yüksek tahsil için müdavim bulmak maksadile ta limatname harici imtihanlar yapıldı. Gerçi böylelikle yüksek tahsil için bir genclik kütlesi temin edildi. Fakat bunlann da yüksek tahsili takib edecek derecede umumî malumata malik olmadıklan gö rüldü. Her ne ise bütün bu araştırmalar, tetkikler, talimatnamelerden gayri tedrisat randımanını yükseltecek başka çare bulunamadı. Nihayet Vekâlet randıman noksanhğınm en mühim sebebinin orta tedrisatta tatbik edilen tedris usullerinde olduğu neticesine vardı ve bunun önüne geçmek için bir Pedagoji Enstitüsü teşkiline karar verdi. Vekâletin bu kararına göre bundan sonra muallim olacak olan Yüksek Muallim, Edebiyat Fakültesi ve Fen Fakültesi müdavimlerinin behemehal bu enstitüden birer sertifika almalan şarttır. Bu itibarla badema bir Hukuk mezunu bir Tıb mezunu, bir Dişçi ve Eczacı Fakültesi gibi mesleki yüksek mektebler mezunlan muallim olamıyacaklardır. Bu suretle ileride orta tedrisata muallim olacak olanlar birer pedagoji sertifikasmı haiz olmuş olacaklardır. Hâlen orta tedrisatta ders veren ve meslekten yetişmiyen muallimlere gelince; bunlar için de her sene tatil devresinde müteaddid kurs lar açılacak, bunlara her şeyden evvel usulü tedris gösterilecektir. İki sene bu kursta muvaffak olamıyan muallimler meslekten uzaklaştmlacaklardır. Bu suretle Maarif Vekâleti orta tedrisattan daha iyi bir randıman alınmasının temin edileceği fikrindedir. Dünkü nüshamızda da yazdığımız veçhile bu enstitü profe sörlüğüne kıymetli terbiyecilerimizden Sadredc'in Celâl tayin edilmiştir. Romanyanm haricî politikasmda faaliyet M. Antonesco devamlı seyahat ve ziyaretlerile evvelce kurulmuş olan ittifakları, mevcud dostlukları mütemadiyen takviye etmektedir Küçükler mektebden çıkıyorlar Ayni yolu tutarak, okumayı yarınki nesillere ilk çağlarda alıştırmazsak daha asırlarca niçin okumuyoruz sualini sormağa mahkumuz! Bükreşten bir manzara: Parlâmento binası Soldan sağa: Bir talebe arkadaşlarma günün havadi slerini okuyor, haberler gazeteden kesilip tasnif olunuyor ve vatan haritanna asılıyor, çocuklar grup halinde, dünya hareketlerini takib ediyorlar Geçenlerde yaptığım (Niçin okumu yoruz?) anketi münasebetile her taraf tan, muhtelif mesleklere mensub birçok1 kimselerden aldığım mektublann arkası hâlâ kesilmedi. Bunlarm arasında okumayışımızm günahını muharrire, kitabcıya, iktısadî buhrana, sinemalara yükliyenler olduğu gibi, daha insaflı davranarak bizzat kendile rinde anyanlar da yok değil. îtiraf ederim ki, ben de bu sonuncu larla beraberim. Çünkü ilk safm en sevilmiş muharririne, en olgun eserini yazdınnız, bıınu asnn en ileride tekniğile reklâm ederek maliyet fiatına pazara çıkannız, görecek siniz ki on bin alıcıyı zor bulacaksınız. On sekiz milyonda on bin kari! Yuvarlak hesab iki binde bir... Bugünkü vaziyette ise, hatta en iyi kitablar, on beş, yirmi bin kişide bir alıcı bulabiliyor. Eğer bir de başka yerlerde çıkan ki tabları cins itibarile sayar, yani meselâ bir sene zarfında çıkan şu kadar kitabm şu kadar baskı adedini üzerine koyar da bunu oranin nüfusuna taksim ederek ayni şeyi bize de tatbık ve nihayet mukayese ederseniz, varacağınız netice, bir kelime ile, sadece; korkuncdur! Yapacağmız bütün hesablar, tetkikler, muhakemeler ve mukayeselerin anlatacağı hakikat ise şundan ibarettir: «Okumuyoruz, çünkü okumağı itiyad edinmemişiz. Bunun zevkine varamamışız, bir ihtiyac olduğunu farkedememişiz!» Görüştüğüm münevverlerin büyük bir kısmı, bu noktada ittifak ederek, bu işe behemehal mekteblerden başlanması lâ zım geldiği kanaatindedirler. Halbuki mekteblerimizden çoğunu müteaddid defalar gezmiş, görmüş biri sıfatile, bugünkü mektebrerimizin bu vazifeyi ihmal eden birer müessese olduk lannı söyliyebilirim. Istanbulda öyle mektebler vardır ki, buralarda talebenin ders kitabı haricinde herhangi bir esere göz gezdirmesi, yasaktır! Ve ben hatta gündelik gazete okumağı âdet edinmemiş, evinde beş cild kitabı bulunmıyan mekteb müdürleri gördüm! Diğer taraftan Istanbulda öyle ecnebi mektebleri vardır ki; bunların muazzam kütübhanelerinde her dilde çıkan mec mualan, hatta bütün ecnebi ve yerli gazeteleri de bulabilirsiniz. Istatistiklere bakınız, bu kitabhaneleri dolduran talebenin, hiç te derslerinden geri kalmadıklannı göıürsünüz. Netice şudur: Çocuklanna kütübhanelerini açan ve onlara küçük yaşta kitabı sevdiren mekteb okuyan nesli, ders kitabmdan başkasmı yasak eden, yahud çocuğun önüne koymağı ihmal eden mekteb okumıyan nesli yetiştiriyor. sine, Büyük Millet Meclisindeki bir içtima haberi, Ankara çengeline... Böylece asılıp duruyor. Ve çocuklar artık teneffüs zamanla rında birer ikişer dakika önünde toplanmağa alıştıkları bu hatiraya göz gezdirerek bir kere dedığim gibi memlekette olup biten işleri günü gününe takibe ve Esasen bundan tabiî ne olabilir? Okuyan milletlerin çocukları kitab böylece, küçük yaşta, ders kitabından sevgisini analarının karnında değil kucak başka şeyler okumağa da ahşıyorlar. Hatta, çoğu gazete ve kitabla alâkası larında alıyorlar ve mekteb bu sevgiyi olmıyan, okumıyan kimselerin çocuklan besliyerek büyütüyor. Yazık ki, bugün, biz, ne analarımız olan yavrular, bu sayede akşamlan evledan, ne yuvalarımızdan, ne de muhitten rine havadis nafakasını da götürmüş olubu kudreti bekliyebilecek bir halde deği yorlar. liz. Ne tarafmdan bakarsamz bakmız, baO halde> na öyle geliyor ki; Fmdıkhdaki Inönü Dönüp dolaşıyoruz, gene mektebleri ilkmektebinin tuttuğu bu yol, okuyan bir mize geliyoruz. nesil yetiştirmeğe giden yoldur. Acaba onlan, (okuyan bir nesil) yeBu yoldan giden başka mektebler de tiştirecek hale sokamaz mıyız? var mıdır, bilmiyorum. Dün Fmdıkhdaki İnönü mektebini geVarsa, onlan da tebrik etmek lâzımzerken, bu muammanın çözüldüğünü gö dır. rür gibi oldum. Ancak bu yuvadan ayrılırken duyduBu mektebin dördüncü ve beşinci sı ğum sevinc yavaş yavaş sönüyor: Ya önıflanndaki talebeler aralarında topla tekiler?.. diyorum. dıklan üçer beşer kuruşla hergün her sıMuhakkak ki; Fmdıkhdaki İnönü ilknıf için birer tane gazete ahyorlar. mektebi bize yeni bir tetkik sahası açı Muallimlerinin nezareti altmda gaze yor. teyi önlerine seren çocuklar o günkü daVe gene muhakkaktır ki; ilkten itibahilî haberleri dikkatle gözden geçiriyor ren üniversiteye kadar bütün mekteblerilar ve ittifakla, mühim bulduklannı birer mizde çocuklanmızı ders kitablanndan birer kesiyorlar. Bu kupörleri bir boy başka yazılara ısmdırmağa, onlan gaze daki beyaz kâğıdlara ayn ayn yapıştırıyorlar, ve sınıf dolabındaki muntazam teye, mecmuaya, kitaba alıştırmağa başdosyalarına yerleştiriyorlar. Böylece iktısadî, siyasî, içtimaî, ilmî... haberler dosyalanndaki yerlerini bulunca iş bitmiyor. Sırası gelince muallim bu dosyalardan birini açıyor, çocuklara dağıttığı bu kupörler üzerinde ders veriyor. Böylece çocuk bir yandan aradasırada ders kitabından başka birşey okumağa ahşıyor. Bir taraftan da hergün gazete ile konuşmağa ve bu yolda memlekette olup biten şeyleri takibe başlıyor. Durun, daha bitmedi: Bu mektebin son smıflanndaki beş şubeden biri nöbetleşe hergün kestiği kupörleri dosyasma yerleştirmeden evvel, teneffüshanenin duvannda asılı duran büyük Türkiye haritasmın önüne gidiyor, elindeki gazete parçalarmı bu haritanın vilâyet isimleri üzerindeki çengellerine asıyor. Adanada su baskını var. Bu parça Adana çengeline, Erzurumda imar faaliyeti var, bu Erzuruma, Peyami Safanm Antakyaya dair bir fıkrası hudud çizgi lıyarak okuma sevgisini beslemez, büyütmezsek, yüz sene, iki yüz sene sonra, ve ilânihaye, bugünkü gibi birbirimizin yüzüne bakarak, (niçin okumuyoruz?) diye dövünmekten başka birşey yapamıyacağız! KANDEMtR Esnaf cemiyetleri kâtiblerine izahat verildi Esnaf cemiyetleri muhasib ve kâtib leri dün sabah saat onda Ticaret Odasında bir toplantı yapmışlardır. Bu toplantıda Oda Esnaf şubesi direktörü Kâzım, 1937 senesi başmdan itibaren tat • bik edılecek yeni basit muhasebe şekl: ve defterlerin tutulma tarzı hakkında muhasib ve kâtiblere izahat vermiştir Esnaf cemiyetlerinde şimdiye kadar usulü muzaafa ile defter tutulmakta ve cemiyet idare heyetleri bu şekli ekseriya anlamadıkları için anlamadan imzalamakta idiler. baıdır. Umumî omanya bu Harbden evvelki ve gün Avruikinci Balkan Har pada poli binden sonra mesa tika sahasında en zihası ise ancak 137 yade faaliyet gös bin 903 kilometro teren bir devlettir. murabbaı idi. Yeni Hariciye NaEski Romanya zın M. Antonesco Büyük Eflâk, Kü Romanyanm müt çük Eflâk, Buğdan tefikleri ve dostlan ve Dobruca olarak bulunan devletlerin dört parçadan mü payitahtlannı dur rekkebdir. Bunlar M. Antonesco maksızın dolaşıyor. dan büyük Eflâkm nüfusu 3,640,000 kiM. Antonesco daha yakınlarda Varşo vayı ziyaret ederek Lehistan Hariciye şi ve küçük Eflâkin nüfusu 1,536,000 kiNazırı M. Beck ve diğer Leh devlet a şi ve Buğdanın nüfusu 2,337,000 ve Dobdamlarile mühim müzakerelerde bulun rucanm nüfusu 722,000 kişidir. Umumî bundan evvel Belgradı ve daha Harbden sonra Romanya Rusyadan memuş, sahası 44,422 kilometro murabbaı ve sonra Kral Karol ile birlikte Pragı zinüfusu üç milyon olan Besarabyayı ve yaret ederek Yugoslavya ve Çekoslo Avusturyadan mesahası 10,442 kilometvakya devlet adamlarile görüşmüştü. Bükreşte de Yugoslavya Kral Naibi ro murabbaı ve nüfusu bir milyon olan Prens Pol ve Dr. Stoyadinoviç'le müza Bukovinayı ve Macaristandan mesahası 8,392 kilometro murabbaı ve nüfusu cerelerde bulunmuştu. Şimdi de Parisi ziyaret etti, burada bir milyon olan Banatı ve gene mesahası 'ransa Başvekili M. Blum ve Hariciye 83.807 kilometro ve nüfusu 4,538,000 Nazırı M. Delbos'la görüştü. Gerek bu kişi olan Transilvanyayı almıştır. Bu sugörüşmelerde, gerek Varşovadaki müza retle eski mesahası olan 137,903 kilo kerelerde askerî meseleler dahi mevzuu metro murabbaına yeniden 156,989 kibahsedildiğinden iki tarafın umumî er lometro murabbaı ve eski nüfusu olan kânıharb mümessilleri hazır bulunmuştur. 8,235,000 kişiye yeniden 9,265,000 Yal :nda Lehistan Hariciye Nazın Bük kişi inzımam etmiş, yani gerek mesaha, reşe gelecektir. M. Antonesco Ankarayı gerek nüfus itibarile bir mislinden fazla artmıştır. da ziyaret edecektir. Umumî Harbin sonunda Romanya Romanya Hariciye Nazınnın Varşovada ve Pariste bariz neticeleri görülen komünist olmak tehlikesi karşısında kalsiyasî faaliyeti bütün Avrupanın nazan mışh. Çünkü şark komşusu Rusya komüdıkkatini celbetmektedir. Romanya poli nist olduğu gibi garb komşusu Macaristikasmdaki yenilikler ve gayretler büyük tan da komünist olmuştu. Bir Rumen orbir alâka ile takib edilmektedir. Bilhassa dusu Bela Kun'u Peşteden çıkarmışbr, şimdiye kadar Romanyanm haricî ve fakat Romanyayı komünistlikten kurta dahilî politikası üzerinde daima kuvvetli ran Kral Ferdinandın bütün ordu eframil bulunan M. Titulesco'nun açıkta dına meccanen arazi vermesi olmuştur. Elâziz (Hususî) Bir müddet evvel bırakılmasmdan sonra Romanyanm poliRomanyada ekalliyetler Tuncelinin içlerini tetkike ve halkla pek tikası hangi istikameti tutacağı merakla akat Romanyanm büyümesile yakından temasa, görüşüp tanışmağa gi beklenmişti. nüfusunun arasındaki ekalli den Tunceli Vali ve Kumandanı KorgeKral icrayı hükumet ediyor yet unsurlan da hadden fazneral Abdullah Alpdoğan Halkevinin imdi Romanyanm ahvalinde en la artmıştır. Bugün Romanyanm umum güzel san'atlar şubesinden orkestra şefi ziyade nazan dikkate çarpan nüfusu on yedi buçuk milyondur. Fakat Ferruhla Ortamekteb tarih ve türkçe munokta Kralm her işe hâ bundan ancak on üç milyon iki yüz bin allimlerini beraberinde götürmüş, mahalKral Karol altı se kişisi Rumendir. len kültürel tetkikat yaptırmıştı. Tunce kim olmasıdır. Rumenlerden sonra Macarlar gelir. evvel memleketine döndüğünden linin cumhuriyet devrine kadar girilme ne beri Romanyada yalnız saltanat sür Transilvanya ile Banatm Romanyaya ilmiş olan köşelerinde tetkikat yapan bu heyetten bilhassa Ferruh çok şayanı mekte değil, ayni zamanda bilfiil hüku hakile 1,400,000 Macar Romanyanm dikkat neticeler almış ve keyfiyeti kuman met yapmaktadır. O zamana kadar Ro idaresine girmiştir. Almanlar da 750,000 dana arzetmiştir. Ferruhun aldığı müsbet manyada hükumet süren yalnız partiler, kişilik bir ekalliyet teşkil ediyorlar. Diğer yabancı unsurlar Türkler, Yayahud partilerin başmda bulunan Bra sonunca göre: hudiler, Bulgarlarlardır. Transilvanya tianu'lar gibi siyasî ailelerdi. Kral tahta Tuncelili yaşlı ihtiyarlarla görü ile birlikte azim miktarda Macar unsuruoturur oturmaz ilk işi bunlann hakimiyetşülerek bu muhitteki musiki varlığı runun Romanya idaresi altma girmiş olüzerinde esaslı tetkikler yapılmış ve bil lerine bir nihayet vermek olmuştur. Ötedenberi Romanyada Krallann sa ması bu devletle Macaristan arasında dehassa Hasan Dede adlı 100 yaşındaki rin bir uçurum açmıştır. bir ihtiyardan tamamen Orta Asyanın e lâhiyeti geniştir. Nazırlan tayin ve azletRomanya Umumî Harbden sonra dıs sası asla bozulmamış bir melodisi dinlen mek bu salâhiyet dahilindedir. Fakat bu miştir. Bu şarkı hakkında Hasan Dede: salâhiyet kullamlmazdı. Halbuki Kral politikasına, mevcud hududlann her ne pahasına olursa olsun değişmemesini, e Bunu ben küçükken babam söyler Karol böyle geniş salâhiyeti istediği gibi kullanmakta biran bile tereddüd etme sas ittihaz etmiştir. Çekoslovakya da Rodi, ben ondan işittim, ezberledim. Sim manya gibi azim miktarda Macar ve Aldi bütün köy çocuklan benden öğren miştir. îstediği devlet adamlannı işbaşma unsurunu hududlan içine almış olgetirmiş ve beğenmediği adamlan uzak man mişlerdir, demiştir. duğundan bu iki devlet Yugoslavyanm laştırmıştır. Bu tetkikat esnasmda mâni gibi halk da iştirakile malum olan Küçük îtilâf itRomanya nasıl büyüdü? edebiyatmdan ziyade dinî müziğe gir omanya tam manasile dünya tifakını kurmuşlardır. miş olan ve elyevm Kırgız, Kazan Oral, Romanyanm ittifakları cer.netidir. Madenî, ziraî ve Karaorman ve havalisinde de terennüm u devletin Fransa ile ittifak ethayvanî serveti hesaba sığmıyaedilen bir çok Orta Asya melodileri mesinin de gayesi Macaristana meydana çıkanlmıştır. Bu melodiler beş cak kadar çoktur. Tükenmez petrol mave bunun arkasındaki devletlere tam sesten mürekkeb olup yarım tonlan denleri vardır. Bütün dünya müteşebbis' leri ve sermayedarlan bu memlekete can karşı hududlannm muhafazasmdan iba yoktur. atarlar. Romanyada her türlü iş yap rettir. Rusyadan aldığı yerleri korumak Dahiliye Vekâletinin bir mak ve zengin olmak kabildir. Millî hu için de Lehistanla müttefik olmuştur. tamimi dudlan bütün Rumen milleti efradın; Fakat bu ittifak M. Titulesco'nun Sov Kızılay kurumu tarafından neşredil içerisine almıştır. Millî hududlann hari yetlerle anlaşmak hedeflerini takib eden mekte olan Kızılay mecmuasına birinci cinde kalmış Rumen unsuru yok gibidir. politikası yüzünden gevşemişti. kânun ayından itibaren zehirli gazler Yirmi sene evvel Bükreş muahedesile Romanya, Balkan manzumesindeki den ve hava tehlikesinden korunma Romanya, Almanya ve Avusturya vaziyetini tarsin etmek üzere de Balkan kısmı ilâve edilmiştir. Macaristan devletlerine herşeyini teslim itilâfına girmiştir. Dahıhye Vekâleti her daireye birer Yeni Hariciye Nazm, Romanyanm tamim göndererek her memurun bu etmişti. Altı ay sonra Versay muahede sile Romanyanm hem arazisi, hem de nü eski ittifaklarını ve politikasını sağlam mecmuaya abone olarak zehirli gazler fusu iki misli artmıştır. Bugün Romanya laştırmaktadır. den korunma kısmını muntazaman ta nm mesahası 294,892 kilometro murabkib etmelerini tavsiye etmiştir. Muharrem Feyzi TOGAY Tuncelinde Orta Asya melodileri