CUMHURÎYET 27 Birlneîkanuri 1936 AntaRyo T"A R İ H İ ( Şehir ve Memleket Haberleri j îftiranın cezası Sahte davacılar hakkında takibat yapılıyor Dün sulh ikinci ceza mahkemesinde garib bir davaya bakılmıştır. Dava ne ticesinde suçlu mevkiinde bulunan bir kız beraet etmiş ve davacılann takibine ge çilmiştir. Hâdise şudur: Şehzadebaşında Alinin evinde hiz metçi olan Bahtiyar admda bir kız, eve misafir gelen Seher admdaki kadmın iskarpinlerini çalarak evden kaçmış ve Mudanyaya gidecek vapura binmiştir. Ali ve Kansı Ayşe, karakola müracaat ederek hizmetçüeri Bahtiyann hırsız ol" duğunu söylemişler ve kaçmak üzere olduğundan bahsederek yakalanmasmı istemişlerdir. Polisler Mudanyaya gide cek vapurda Bahtiyan yakalamışlar ve ikinci sulh ceza mahkemesine sevketmiş Ierdir. Bahtiyar, mahkemede iskarpinleri çalmadığını, bilâkis misafir gelen Seherin kendisine hediye ettiğini söyleyince keyfiyet ev sahiblerinden sorulmuş, onlar da: «Evet, Seher, hizmetçiyi kandırmak için iskarpinleri ona verdi» demişlerdir. Biraz evvel Bahtiyara hırsızlık isnad eden Ali ile Ayşenin bu şekilde ifadelerini değiştirmeleri üzerine Bahtiyarın beraetine karar verilmiş ve suç tasniinden dolayı takibat yapılmak üzere Ali ve Avşe Müddeiumumiliğe verilmiştir. Siyasî icmal İspanya işleri ve Almanya spanyadaki dahilî harb, bîr daha bîr Avrupa harbi doğurmak istidadınî gösterdi. Bu defaki tehlike Alman • * yadan General Franco'nun ordusuna fazla miktarda gönüllü gelmesinden ileri gelmiştir. Çünkü bu büyük askerî mille* tin gönderdiği zabitan ve efradm İspanyol faşistlerinin Madrid önünde duraklamış olan hareket ordusunu tensik ve tek" nik cihetlerini ikmal edecekleri ve askerî harekâtın idaresini bile ellerine alacakları ve bu suretle nihaî. zaferini temin edecekleri Fransanın resmî makamlan tarafm dan tahmin edilmektedir. General Franco'nun ordusunu zafere isal ettikten sonra Almanların bütün îs panyayı ele geçirecek faşist hükumetinî de daimî surette nüfuzları altında bulunduracaklan, bu suretle Avrupadaki Fransanın iki cepheden, yani hem Ren nehri, hem de Pirene dağları cihetinden Almanların tehdidi altında kaldıktan başka şimalî Fasa yerleşecek olan Al manlann da Fransanın himayesi altındaki bütün Fas İmparatorluğunu ve bir asırdanberi Fransanın bir müstemlekesi bu lunan Cezayiri dahi tehlikede bırakacaklarına Fransız büyük erkânıharbiyesi kuvvetle inanmaktadır. Bunun için Fransada büyük endişeler başgöstermiş tir. Fransa hükumeti Londradaki büyük elçisi vasıtasile îngiltereye müracaat ederek her iki devletin Almanyayı îspanyanın mukadderatını eline almaktan menetmek için ciddî teşebbüs ve ihtarda bulunmalarını istemiştir. Fakat İngiltere, kendisi için îspanya topraklarında Alman nüfuzunun yerleşmesini bir tehlike say madığından Fransanın istediği ihtar ve tazyikı yapmaktan imtina etmiştir. n Yazan T Ahmed Faik Türkmen Avukatların yıllık kongresi toplandı Baro mecmuasında yazılan bir makale fırtma kopardı Mühim bir ihbar Sahte lise şehadetnameleri tanzim ediliyormuş Hatay'lı Âleviler Türktür Türk Islâm felsefe ve mezheb tarihinden bir hulâsa Hatay'lı Alevilerin mezhep telâkkisi Hatay'h Alevilerin menşe ve tarihçesi Hatay'lı Alevilerin Türklüğü meselesi Hatay Alevilerinin Türklüğünden arasında ihtilâf zuhur etmiş ve bir takım tâli şubeler hasıl olmuştur ki bunlara tarikatler denir. Sayısı çok olan bu tarikatlerin izahı mevzuumuzun haricinde kalır. 3 Filozoflar: Evvelâ akıl ile hakikati tesbit ederler, sonra nassı ona tevfik etmeğe çalışırlar. Filozoflan mutasavvıflarla mukaye se edecek olursak mutasavvıflardaki ilham ve keşif yerine bunlarda akıl ve muhakeme esashr. îslâm filozoflarınm kısmıazamı Türkler arasmdan yetişmiştir ki bunlardan da burada bahsedecek degiliz. 4 Mülekellimler: Abbas Halifeleri zamanında yunan cadan arabcaya tercüme edilen felsefe kitablan birçok kimselerin zihinlerini açmış ve onlan İslâmî akidelere karşı şüpheye düşürmüştü. Binaenaleyh İslâm akidelerini tehlikeden kurtarmak için bazı alimler Aristo mantığını ve felsefesini öğrenerek gene o vasıta ile hür düşünenlere karşı cevab vermek mecburiyetinde kaldılar. Işte bu yolda çalrçan alimlere müte kellim adı verilmiştir. Bununla beraber selefî alimler uzun müddet ilmi kelâma muarız kalmışlar ve bu hareketi bir hafiflik addetmişler, fakat sonra gelen alimler ilmi kelâma büyük bir kıymet vererek o vadide pek mühim eserler neşrehnişlerdi. Binaenaleyh şu sahrlardan anlaşılacağı veçhile mütekellimler, selefiler kadar mutaassıb olmayıp îslâmî doğumlann münakaşa ve müdafaasını kabul etmişlerdir. Bu suretle îslâmî esaslara mantığı, bilhassa Aristo mantığını sokarak kategorik bir muhakemat sistemi vücude getirmişlerdir. Tabir caizse bunlar îslâmlığın avukatlandır. Esas iddiaları, akıl ile nasm birbirine mutabık olduğu ve aralannda asla ihtilâf vaki olamıyacağıdır. Şayed akıl ile nakil (nas) birbirine ırygun gelmiyecek olursa aklı tercih nakli tevil ederler. Mütekellimler başlıca 2 zümreye ayrılırlar. A Ehli sünnet B Ehli bid'at A Ehli sünnet akıl ve muhakemeyi daima islâmî doğumlara uydurmağa çabahyanlardır ki başlıca ikiye ayrılır: 1 Matüridiler. 2 Eşeriler. Maiürıdiler: Maveraünnehirde Hanefî bjr Türk olan Ebu Mansur Matüridiye tâbidirler. Anadolu Türkleri de dahil olduğu halde Türklerin kısmıazamı bu zümreden dirler. Bu Türk alimine göre amelleri mizden hayır ve şerre aid olanlar bize Peygamber tarafından gösterilmiştir. Fakat bunlardan birisinin tercihi bizim kendi elimizdedir. Bizim irademize tâbidir. Görülüyor ki bu fikir o devrin taassubuna karşı nekadar calibi dikkattir. Eşeriler: Basralı Ebülhasan Eleşeriye tâbidirler. Fakat matüridiler gibi iradenin hürriyetine kail değildirler. B. Ehli bid'at Bunlar mütekellimlerin (A) Ehli sünnet kısmının bilhassa selefilerin affolunmaz düsmanlarıdır. şüphe edilemez. Bunlann arabca konuşmalan aşağıda izah edeceğimiz içtimaî ve tarihî amiller yüzünden 16 nci asırdan itibaren başlamıştır. Esasen milletlerin teşekkülünde lisanın yegâne amil ve kıstası criteriume teşkil etmediği bugünün sosyoloji telâkkilerinde artık bir mütearife halini almıştır. Bu küçük zümrenin guya Türk olmadığını gösterir gibi görünen zahirî ve sathî vasıflara aldanmamahdır. Bunun benzeri olan vaziyetlere (Türk îslâm) ülkelerinin her tarafında tesadüf olunabilir. Çünkü bugün îslam âleminde ekserisi Türkler arasında olmak üzere yüzlerce tarikatler ve zümreler mevcuddur. Bu tarikatler ve zümrelerin bir kısmı mıntakavî olup coğrafî ve tarihî şartlann ve hayat şartlannın inzımamile muayyen sahalarda kalmış olup böyle: likle kendi hususiyetlerin n inkişafma daha müsaid zeminler bulmuşlardır. Nuseyriler, Dürzüler ilâh... gibi. Fakat bu tarikatler ve fırkalann ekseriyeti azimesi ise bu gibi şartlara malik olmadıklann dan dağınık bir vaziyette bulunmuşlar dır. Mevlevilik, Kadirilik ilâh.. gibi... 0 halde Hatay Alevileri (Nuseyri leri) Türk değillerse yakın bir mazide Anadolunun her tarafında bulunan Mevleviler, Kadiriler ilâh.. ta Türk değillerdi. Türk îslâm tarihile Türk İslâm felsefe tarihleri yakından tetkik edilirse bu gibi iddialann mevzuubahs bile edilemiyeceği kendiliğinden ortaya çıkar. Bazıları Hataylı Alevilerin Arab olduklannı, diğer bir kısım müellifler ise bunlann hıristiyanlardan azma olduklarını ileri sürüyorlar. Biz ise bu etüdü müzde Hataylı Alevilerin mezheblerini menşelerile tarihçelerini hulâsa ettikten sonra bunlann Türklüğünden şüphe e dilemiyeceği meselesine vâsıl olacağız. Fakat bu meselelerin etüdüne girişmeden evvel mevzuumuza girebilmek için Türk îslâm felsefe ve mezhebler tarihi üzerinde kısa bir hulâsa yapacağız. Bu suretle Antakya tarihinin (Hataylı Aleviler Türktür) faslı şu dört kısımla prezante edilmiş olacaktır: 1 Türk İslâm felsefe ve mezheb tarihi üzerinde kısa bir hulâsa, II Hataylı Alevilerin mezhebleri, III Hataylı Alevilerin menşe ve tarihçeleri, IV Hataylı Alevilerin Türk olduğu meselesi. 1 D ADLIYEDE îstanbul Adliyesine memur alınacak îstanbul Cumhuriyet Müddeiumumiliğinden: îstanbul Adliyesinde açılan biner kuruş maaşh kâtibliklere memurin kanununun dördüncü maddesinde yazılı şartları haiz olan ve daktilo ile yazı yazabilen talibler arasından münasibleri alınmak üzere 31/12/936 perşembe günü saat dokuzda müsabaka imtihanı yapılacaktır. İstiyenlerin soy admı gös terir nüfus kâğıdı, orta mekteb şeha detnamesi, askerî terhis vesikası, sıhhat raporu, hüsnü hal kâğıdı ve iki fotoğraftan ibaret evrakı müsbitelerile birlikte imtihan gününe kadar îstanbul Adliye Encümenine müracaat etmeleri lüzumu ilân olunur. Vehbi Said mahkum oldu Eski Sadırazamlardan Said Paşanın oğlu Vehbi Said iki sene evvel, yamnaa bir kadın olduğu halde hususî otomobille Ortaköyden süratle geçerken Osman admda bir jandarma neferine çarprmş ve zavalhyı paramparça ederek öldür müştü. Vehbi Said iki buçuk yıldanberi davayı uzatmak ve sürüncemede bırakmak maksadile muhtelif bahaneler uydurmuş, iki defa reddi hâkim talebin de bulunmuş, ehli vukuf ve doktor raporlarına itiraz etmişti. Nihayet memleket haricine kaçmasmdan korkulduğu için 15 gün kadar evvel tevkif edilmişti. Vehbi Saidin üçüncü ceza mahkemesinde devam eden muhakemesi dün bitmiş ve kendi dikkatsizliği, nizamlara riayetsizliği ve keyfî hareketinin kazaya sebebiyet verdiği hakkmda kat'î kanaat hasıl olduğundan bir sene müddetle hapsine ve ölen Osmanm babasma 1500 lira tazminat itasma ve mağdurun avukatmın 150 lira tutan vekâlet ücretinin tediyesine mahkum olmuştur. Türk İslâm felsefe tarihi üzerinde ktsa bir hulâsa Müteaddid kıt'alann çok uzak yerlerine kadar yayılan îslâmlar, tarihî ve içtimaî sebcbler dolayreile meslek ve iti kad itibarile başlıca şu beş kısma ayrılmış diyebiliriz: 1 Selefiler, 2 Mutasavvıflar, 3 Filozoflar, 4 Mütekellimler, 5 Muhtelif sair fırkalar. 1 Selefiler tevile lüzum görmeksizin Peygamber tarafından ne söylenmişse muhakemeye dahi cevaz vermeksizin öylece kabul ederler. Birinci Asn Hicride yaşıyan îslâmların mezhebi bu idi. Sonra gelen asırlarda dahi yaşıyan bazı alimler o yoldan yürümeği münasib görmüşlerdir. Bugün dahi bütün Vahabiler o yoldadırlar. Bunlar îslâmların en mutaassıb kısmıdır. îslâmî esaslara körkörüne itikad etmeği diğerlerinden daha fazla ve açıkça ileri sürerler. Selefilerin tafsilâtına geç miyeceğiz. 2 Mutasavvıflar: Filozoflar gibi akıl ve muhakeme tarikile değil; keşif ve ilham yolile hakikati anyanlardır. Bunlarda da nas ile ilham ve keşif taaruza düştüğü vakit keşif tercih nas tevil olunur. Malum olduğu üzere nassın bir zahirî bir de batınî manası vardır. Zahirî manalar yani Cennet, Cehennem, Sırat köprüsü ve saire gibi birer sembolden ibarettir ve bunlann kıymeti yoktur. Asıl mesele bu zahirî manalar altındaki batınî manayı bulabilmektedir, derler. Yani «Peygamber adeta bir nevi edebiyat yapmış, bunlar birer teşbihtenı ib^^Şt^ Biz bu teşbihlerin kuru kelimelçriâ« <leğil, onlann altındaki gizli maksadlan aramalıyız» derler. •** Bu batınî manaya n^o? edebilmek için ruhu terbiye etmek v e İ>öylece ruhu < yükseltmek lâzımdır, dejj|X. Fakat ruhu ne şekilde terbiye ede'r«fe.maksada vâsıl olabiliriz? Işte bu noktada mutasavvıflar Maden ocaklarında çalıştırilacak mahkumlar Maden ocaklarında çalışmak üzere bu işe elverişli mahkumlarm Zongul dağa gönderileceğini yazmıştık. Adliye Vekâleti Zonguldakta lâzım gelen ter tibatı almış olduğundan muhtelif ha pisanelerde bu mahkumların tefrikine başlanmıştır. İmralı adasındaki hapisanenin işlerile uğraşan Bursa Müddeiumumisi Cemil, şehrimize' gelmiş ve îstanbul hapisaneFidan satışı başladı sinden bu maksadla 30 kişi secmiştir. Büyükdere Meyva Enstitüsünde ge Mahkumlar peyderpey Zonguldağa gön rek Vilâyet halkına ve gerekse haric viderilecektir. lâyetlere fidan satışı başlamıştır. Bir Bir beraet kararı senelik fidanlar 7,5 10, iki senelikler Küçük kızlara tasallut suçundan mu15 20 kuruşa verilmektedir. Sipariş üzerine, fidanlar müessese vesaitile şe hakeme edilmekte olan Beyoğlunda hirde Ziraat müdürlüğüne veya nakli Mekteb sokağında berber Zaharyanın ye ambarlarına indirilmekte ve bu hiz suçu sabit görülmiyerek dün beraetine met mnkabilinde 5c 10 gibi cüz'î bir nak karar verilmiştir. liye ücreti alınmaktadır. GÜMRÜKLERDE Arzu edildiği takdirde yakın yerlere gidecek fidanlar için kök ambalajı, u îstanbul gümrüklerinde yazak mahaller için de tam ambalaj ya pılacak yeni tayinler pılmaktadır. îstanbul gümrüklerinde yılbaşmdan Fidan almak istiyenler Büyükdere itibaren tatbik edilecek yeni teşkilâtın Meyva Enstitüsüne veya Vilâyet Ziraat şekli takarrür etmiş ve tayinler yapıl mıştır. müdürlüğüne müracaat edeceklerdir. Yeni ihdas edilen İstanbul İthalât Vapurla nakledilecek fidanlardan Şirketi Hayriye dört fidan için para al gümrükleri müdürlüğüne şimdiki İs mamakta, beş fidandan üç kuruş, beş tanbul kısmı İthalât Gümrüğü müdürü ten fazlası için beherinden yirmi para Memduh tayin edilmiştir. Bu müdürlüğün dört muavinliği olacaktır. Lâğve almaktadır. dilen Galata ithalât gümrüğü müdürü Methi, İstanbul gümrüğü BaşmüdürlüTürk Italyan ticaret muka ğüne, mülhak olarak yeni ihdas edilen velesi imzalandı bir müdürlükte çalışacaktır. Halen mev Ankaradan verilen malumata göre cud dört muhasebe kaldırılarak bir tek Türk Italyan ticaret anlaşması için muhasebe müdürlüğü ihdas edilmiştir. Romada yapılan müzakereler sona er İstanbul gümrüklerinin ambarlama miş ve yeni anlaşma imzalanmıştır. Ye ve icra servislerile müfettişler bürosu ni anlaşma ile iki memleket arasınd yarından itibaren Galatadaki yeni bi hususî takas şekli kaldırılmışür. nada faaliyete geçecektir. îstanbul Vilâyeti Maarif Müdürlü ğüne mühim bir ihbar yapılmıştır. Bu ihbara nazaran Sultanahmedde oturan bir zat teşriki mesai ettiği diğer bazı kimseİstanbul Barosuna kayidli avukatlar lerle birlikte sahte lise şehadetnamesi yıllık toplantılannı dün Ağırceza mah tanzim ederek ötekine berikine satmaktakemesi salonunda Baro Reisi Hasan dır. Hayrinin başkanlrgında yapmışlardır. Bilhassa bu adamın îzmir Lisesi müCelse açıldıktan sonra idare heyeti ra hürünü taklid ederek verdiği şehadetna poru okunmuş ve Baroya yeni kaydolu mejerin pek çok olduğu haber verilmişnanlar umumî heyetc takdim edilmiştir. tir. îstanbul Maarif Müdürlüğü bu ihBundan sonra rapor hakkındaki müta barın doğruluğu derecesini tahkik için lealar sorulmuştur. Evvelâ avukat Ali keyfiyeti Emniyet Müdürlüğüne bildir Galib söz alarak, raporda Baro mecmu diği gibi diğer taraftan ibraz edilen lise asından bahseden kısma temas ederek a şehadetnamelerinin iyice gözden geçiril vukat Ali Haydar tarafından yazılmış o mesi ve bilhassa bazı liselerden verilen Ian bir makalenin bazı kısımlarını oku • şehadetnameler hakkında Maarif Müdimuştur. riyetinden sorulmadan muamele yapıl Avukat Ali Haydar, bu yazısında: mamasını alâkadarlara bildirmistir. «Hal ve hareketlerile, sözlerile, mahkeMÜTEFERRÎK melerdeki müdafaalarile şeref, vakar, haysiyet, doğruluk timsali olan Türk aKızılayın giydirdigi yavrular vuka.tları pek çoktur. Bunlar her türlü Tahran büyük elçisi merhum Rece itimada liyakat kazanmışlardır. Fakat bu bin Kızılay cemiyetine vakfettiği paragibilerin yanında avukat ismini takınan ların faizile Kızılay, bu sene Rumeli ve ve cübbe taşıyan bazılannı da biliyoruz Anadolukavağı ilkmekteblerindeki ço ki gösterdikleri küçüklükler, meslek na cuklardan 94 fakir talebeye elbise, amına bizleri iğrendiriyor. Bunlann han yakkabı, çorab, kasket ve bere tevzi etgisi daha çoktur? Terazinin iyi kefesi mi, miştir. Bu çocuklara kânunuevvelden yoksa kötü kefesi mi daha ağır basıyor? itibaren de her gün muntazaman sıcak diye sorulsa ne cevab vereceğimizde yemek verilmeğe başlanmıştır. doğrusu tereddüd ederiz.» diyordu. Fakir yavrular için Ali Galib, Baro mecmuasından bu saKızılay Balat şubesi 9 ikincikânunda tırlan okuyunca salonda bir fırtına kop Kılburnu kazinosunda hasilatı fakir muş ve birçok avukatlar söz almışlar ve yavrulara sarfedilmek üzere bir danslı bu gibi işlerin mecmuaya geçmesi doğru çay verecektir. olmadığını ve avukat ailesi arasında halAdana felâketzedelerine yaledilmek lâzım geldiğini söylemişlerdir. pılan yardım Ali Haydar, makalesini müdafaa edeKızılay genclik derneğine bağlı mekrek yıllardanberi neşriyat yapmak sureteblerden İstanbul 5 inci mekteb tale tile avukatlığın şerefini kurtarmağa ça besi 1300, 7 nci mekteb talebesi 362,5 lıştığını, söylemiştir. kuruş, 9 uncu mekteb talebesi 320, Bu gürültüyü, başkan Hasan Hayri 47 nci mekteb talebesi 300 kuruş. 49 unşu sözlerle kapatmıştır: cu mekteb talebesi 200 kuruş, 59 uncu « Baro mecmuası sütunları tıpkı bu mekteb talebesi de 2342 kuruş toplıyahitabet kürüsüsü gibi serbesttir. Yazıla rak Adana felâketzedelerine yardım rın imzalan bulunduktan ve mes'uliyet maksadile teberru etmişlerdir. leri de yazanlara aid olduktan sonra bu Yunan hükumeti polislerimiserbest kürsüyü şu veya bu endişe ile hiç ze 30 bin drahmi mükâfat bir vakit tahdid ve takyid edemeyiz. Mecmuanın elemanlanna itimadımız vardır. Kuvvetli ellerde bulunduğuna iYunan konsoloshanesi tarafından Vinanıyoruz. Şayed daha salâhiyetli, ilmî lâyete gönderilen bir mektubda Yunan ve ahlâkî meziyetleri daha yüksek olan zabıtasile teşriki mesai ederek Dedea ları görürsek mecmuayı onlara da verme ğacda 3 kilo eroin musaderesinde hiz metleri görülen emniyet memurların ğe hazınz.» dan Hüseyin Sabri ile Ahmede Yunan Avukat Hasan Hayrinin bu sözleri hükumeti tarafından 30,000 drahminin heyeti umumiyece alkışlanmış ve bu gibi mükâfat olarak banka vasıtasile gön yazılarm Baro mecmuasında neşrine cederildiği bildirilmekte, insanlığın esrar vaz verildiğine ve buna cevab vermek is zehirinden korunması uğrunda sarfet tiyenlerin de yazılarınm kabul edilece mekte oldukları gayretten dolayı po ğine karar verilmiştir. lislerimiz tebrik edilmektedir. Bundan sonra Baro ikinci reisi Mekki SAĞUK ÎŞLERÎ Hikmet tarafından hesab raporu okun muş ve kabul edilmiştir. Bunu müteakıb Türkiye Tıb encümeni başkan Hasan Hayri yeni avukatlık kaiçtimaı nununun muhtevası hakkında izahat veBirincikânunun 30 uncu çarşamba gürerek bu yeni kanunun çok mükemmel onü saat 18 buçukta Cağaloğlunda E lacağını ve her Barodan seçilecek üç avukatın projeyi tetkik edeceğini ve bu tıbba Odasmda toplanacaktır. Her istinun için Ankaraya üç arkadaşın gönde yen hekim serbestçe gelebilir. Vak'alar: rilmesi lâzım geleceğini söylemiştir. An1 Profesör Nazım Şakir tarafından karaya gidecek avukatlar bu hafta içinde Baroca seçilecektir. sar'a tedavisinde kuduz aşısı. 2 Gaucher hastalığı. Profesör Ne Silivri kaymakamlığı şet Ömer. Silivri kaymakamı Hayrinin üçüncü Tebliğ: smıf mülkiye müfettişliğine nakledile 3 Lekeli humma üzerinde tecrübî rek yerine Eşme kaymakamı Feridin tetkik. Profesör Kemal Hüseyin. nakledildiği Vilâyete bildirilmiştir. Gazi Antebin bayramı münasebetile ingiltere daha ziyade İspanyanın de niz ciheti vaziyetinden endişe etmek" tedir. Akdenizin garb havzasına hâkim olan Balear adalarının General Franco kuvvetleri tarafından ahnmasma yardım eden ve bu adaların istirdadı için Katalonyadan gönderilen dört bin kişilik o r dunun bozulmasında büyük amil olan Italyan erkânıharb zabitlerile bunlann beraberlerinde bulunduklarına şüphe olmıyan İtalyan gönüllülerinin îspanyadaki dahilî harbın neticesi hangi tarafın lehine çıkarsa çıksm bu adalardan çıkmıyacakları Ingılterenin resmî makamlan tarafından tahmin edilmektedir. Bu sebebden îngiltere Akdeniz hak " kında îtalya ile umumî bir anlaşma yapılması için başlıca şart olarak garbî Ak* denizdeki İspanya hâdiselerinin zuhürundan evvelki vaziyetin devamını ileri sürmüştü. İngiltere ile anlaşmağa kat'î bir lüzum gören îtalya Balear adaları üzerinde bir emel beslemediğini ve ileride de beslemıyeceğini Londraya bıldirmiş ol duğu halde îngiliz kabinesi bu teminatı kâfi bulmamıştır. İngiltere Akdenizin ortasında kendi sinin sevkulceyş hakimiyeti kalmadığma artık kat'î olarak hükmetmiştir. Fakat garbî Akdeniz havzasında ve Cebelüttarık boğazı civarında mevkiinin herhangi suretle tehlikeye maruz kalmasına asla tahammül edemiyecektir. İşte îngiltere ile Fransanın ispanya daki tehlikeye aid telâkkileri başka başka olduğundan birlikte olarak ne Almanyayı, ne de İtalyayı sıkıştırabilecek bir vaziyette bulunmamaktadırlar. Maamafih her ikisi de birbirinin noktai nazannı teyid etmekten geri durmamaktadırlar. Garibdir ki îspanyaya gönüllü ve iane parası gönderilmesinin silâh ve mühimmat gibi menedilmesini bir zaman îtalya ile Almanya musırrane istedikleri zaman Blum kabinesi dahilî politikaya aid düşüncelerin ilcasile böyle birşeye yanaş • mamıştı. Fakat Almanya General Franco'nun ordusunu Alman gönüllülenle takviye ederek harbin neticesi üzerinde ağır basacak bir vaziyet aldığı zaman her devletten evvel telâş eden ve bütün dünyayı Almanyanın aleyhine harekete getirme ğe çalışan gene Fransa olmuştur. Bu suretle gönüllü meselesi silâh meselesi kadar Avrupa sulhunu tehdid eder bir vazıyet almış bulunmaktadır. Maharr&m Fevzi TOGÂY Kadirgada oturan Şantad evinin üçüncü katmda sıva yaparken muvaze nesini kaybederek sokağa düşmüş ve ağır surette yaralanmıştır. Yaralı hastaneye kaldırılmıştır. Sokağa düşerek yaralandı Cumhuriyet Nüsha» 5 Kuruştnr j Türkiye Senelik Attı aylık Ûç ayhk Bir ayhk şeraiti • v° l Hariç W» Kurtuluş bayramını bu sene de mutantan bir tarzda tes'id eden Gazi Türk şehri Antebde Kahramanlar abidesi ve geçen seneki bayramda kemikieri merasimle abideye taşınan şehidlerin tabutları eller üzerindedir. 1400 Kr tTOO Kr. 750 1450 400 800 150 yoktur