Birincikânun 1936 CUMHURlYET Kahraman Bahriyelilerimiz intıbalarını anlatıyorlar Malta ve Falerde yapılan merasim «İngiliz bahriyelileri ve Maltalılar bizi kendi kardeşleri ve evlâdları gibi bağırlarına bastılar. Yunanistanda da dost iki millet gibi seviştik ve kendimizi daha iyi tanıttık Izmir (Hususî) İhtiyar ve müte kaid bir deniz zabiti, Kordonda denize bakıyor, yanıbaşında da genc bir subay yürüyor. İhtiyar zabit, denize ve birkaç yüz metro ileride demirlemiş bulunan filoya baktıkça, mavi gözlerinin içinden sıcak bir bulut geçiyor gibi oluyor. Kimbilir, onun da bu denizlerde ne ölmez, ne uzak hatıraları vardır? Şanlı donanmamızm Akdeniz ziyaretleri Kimi tehdid ediyorlar? Antakyada Otabüste çarçabuk tanıştık. Genc bahKadınlart bile çevirip arıyorlar riye subayını tanıttı: İskenderun 8 (Hususî) Bütün San Oğlum! cakta tazyik durmadan devam ediyor. Ve sonra ilâve etti: Antakyadan gelen haberler caddelerde Ne yaparsın, ben de martılar gibi kadınların bile devriyeler tarafından denizlere vurgunum. Oğlumu da deniz çevrilerek üstleri aranmakta olduğunu Kahraman bahriyelilerimiz Belediyenin verdiği ziyafette bıldıriyor. Sancaktaki Türk memurlar lere verdim. İmkân bulsam, cesedımi suHalk Habibneccar meydanında*, mevki kumandanımn huzurile tarafı, bizim hakikî hakimiyetimizden u1 kokteyl partileri, bizi birbirimize bir da ve jandarmalar yerlerinden kaldırıl lara atmalarını vasiyet ederdim. ve süngü ile dağıtılmağa çalışılıyor •> maktadır. zaktı. Fakat, şimdi, bu boğaza tamamile tıa tanıttı. Meslek sevgisi. Antakya Müddeiumumisi Cemil Basahibdik. Bunun manası ne büyüktür. İngiliz ve yerli genc kızlar, bizimle Cevabını verdim. hadır da vazifesinden almarak buraya malum.. Artık Adalar denizine açılmış dans etmek için çok alâka ve nezaket Hem de öyle bir sevgi ki, tasav sevkedildi. Cemil Bahadırm suçu 30 tık.. Deniz, deniz ve nihayetsiz bir ufuk.. gösterdiler. Her halde gerek denizci assonteşrin ve 1 ilkkânunda öldürülen vur edemezsiniz. Deniz aşkı tamamile Mütemadiyen gidiyorduk. Neş'eliydik.. ker, yani mesleğe ve tekniğe vukuf nok Türklerin kimler tarafından katledil başka birşeydir. Fırtınası, dağlar g/bi Daha doğrusu bahtiyardık. Dedelerimi tasından, gerekse terbiyeli ve nezih birer diği hakkmda ciheti askeriyeden maludalgaları, kurtuluş ümidlerinin azlığı, zin yollanndan geçiyorduk. cemiyet adamı olarak bize hayran kal mat istemesidir. korkunc ve azgın rüzgârlarile ne müthiş Ayın yirminci günü sabahı, Malta li dılar; diyebilirim. Suriye komlseri dürzülerle bir asktır o! manına yaklaşmıştık. Ufukta İngiliz tayOnlara, Türkiyeyi de tanıtmak için anlaşıyor îhtiyar denizci oğlu ile konuşmağa yareleri göründü. Saat 7.. Bunu beş In elden geleni yaptık. Beyrut 8 (Hususî) İntihabat dolabaşladı: giliz muhribinin limandan çıkıp bizi karBirçok arkadaşlar, muhtelif dillerde yısile Şama gitmiş olan âli komiser Turgud Reîsin türbesini gezdiniz şılaması takib etti. Dost gemilerden ikisi kitab, mecmua ve saire götürdük. Bunlar, Şamda bazı Dürzü reislerile görüşmüşmi Maltada?. Nerede bulunuyormuş? yekdiğerini takiben sağımıza, diğer ikisi kâmilen Türk inkılâbına, bugünkü varlr tür. Bu görüşmenin gayesi Cebelidü Maltaya girmeden uzaktan görünüyor solumuza geçmişlerdi. Bir tanesi önden rüzün Suriyeye ilhakını temin olduğu gımıza aid şeylerdi. Hatta bu meyanda, üç gün evvel bu ilhakı bildiren nizam mu? gidiyordu. Birer irtibat zabiti derhal ge İngiltere Kralı Sekizinci Edvardla Ata Hayır, görünmüyor. Fakat birçok milerimize geçtiler... Yavuzun topları türkün İstanbulda çekilmiş muhtelif poz namenin neşredilmesile de teeyyüd etti. Âli komiser buraya döndükten sonra arkadaşlar oraya kadar çıktılar. Maltız evvelâ sahildeki kaleyi, daha doğrusu arını da verdik. O kadar sevindiler, o Antakya halkından bir grup, üzerine ates açılan Dürzülerle yaptığı şekilde Alevilerle de halk ve İngilizler Turgud tepesine Dra Malta toprağmı, limana girerken de în kadar alâka gösterdiler ki.. , .' Kuseyri Mustafanın evi önünde müzakereye girişmiştir. Maksadın Ce gut tepesi diyorlar. Ben bir yerliye sor gilizlerin Küin Elizabet Amiral gemisini miyeti Akvamdaki Türk tezine karşı Gemiyi ziyarette Atatürkün bir tab " dum. Galiba, bu tepe hakkında da bazı selâmladı. mukabil çevirme hareketi yapmak ol osu önünde dakikalarca durdular. ihtilâflar varmış. duğu aşikârdır. Çok gemi var mıydı limanda? Bu çahre, bu gözler, bu alın, bu Bahtiyarsın oğlum, Atatürk ve Küstahça bir cevab İngilizler Akdeniz filosunu, va kaşlar, ancak ona, onun gibi büyük bir Cumhuriyet idaresi, size Maltaya gitmek ziyete göre bulundururlar; belli olmaz. Antakya 8 (Hususî) Maarif müdüadama mahsus olabilir! rü Mithötla Düryö arasında bir kaç gün şerefini, imkânmı verdi. Biz ki, kaç asır, Malta limanmda o sabah 5 büyük gemi, Dediler. önce delegasyonda şöyle bir konuşma değil Maltaya, Akdenizin sularına bile 1 tayyare gemisi, 3 kruvazör, 8 denizaltı, Sivillerden biri sordu: geçmiştir. hasret kalmıstık. Ben gemide iken gözle 10 kadar muhrib ve saire vardı galiba!. Mithat: Ya maçlar, maçlar nasıl oldu? rim hiç o denizlerden ayrılmazdı. Fakat Kale ve Küin Elizabet te Yavuzun « Sancak meselesi üzerinde Türk Futbolda her iki oyunda kaybet nasib olmadı. Malta nasıl, güzel bir yer topuna mukabele ettiler. Muhtelif gemimatbuatının gösterdiği hassasiyet ve tik. Birinde 3 2, birinde 5 3.. Fakat mi? yaptığı neşriyata karşı Fransız matbulerde çalınan Türk, îngiliz marşları, itiraf edelim ki, futbol denilen oyunun atında hiçbir mukabele göremiyoruz. İngilizler, iyice tahkim etmişler o tayyare gürültüleri, sahilde toplanan ve rasını. Dar, girintıli, çıkmtıh bir limanı bilhassa dalgakıranların üstünde tekâsüf mucidi ve üstadı İngilizlerdir. Dehşetli Bu bizi mahzun ediyor> demiş. Delege var. Tabiî güzelliği çok zügürt denebi eden halkm şiddetli alkışlan, büyük do bir kalabalık vardı sahada. Bizim her Düryö de şu cevabı vermiştir: golümüzü şiddetle alkışlıyorlardı. Oyu • « Biz, Türk matbuatındaki neşriyalecek şekilde. Maltız keçileri ve Malta nanma tezahüratını andırıyordu. numuzu, oyuncularımızın kabiliyetini, tm cevabını burada bilfiil veriyoruz. taşı malum.. Yerli halk çok zengin. Geİngiliz bahriyelileri bizi selâmlıyor, çok beğendiler. Kayık yarışlannda bu Zırhlı otomobiller çarşı içinde halk kütlelerine saldırıyor rek dost İngilizler, gerekse Maltız Niçin mahzun oluyorsunuz?» biz de mukabele ediyorduk. Maltaya, takdir daha fazlalaştı. Bir çoğu, bizi talar, bize emsalin fevkinde dostluk göstam zamanında varmıştık. Yavuz dar nımıyor, bilmiyorlarmış. Bu da bir ha Hariciye Vekili Cenevreye gidiyor terdiler. Sanki ana yurdda idik. İlk güAnkara 8 (Telefonla) Vekiller methalden süzülerek, hatta verilen iki kikat! nün tanışması ve merasimi biter bitmez, Heyeti bugün Meclis Parti Grupu top romorkörün muavenetine bile ihtiyac his Yunanistanda ne yaptınız? ertesi gün halk ve îngiliz bahriyelilerile lantısından sonra içtima etti ve saat 19 a setmeden girdi. Önümüzde İngiliz AmiBu suale diğer bir zabit cevab verdi: kadar müzakerelerde bulundu. o kadar dost olduk, o kadar yakınlastık ral gemisi demirlemişti. Onların silâhen ve seviştik ki, tasavvur edemezsin baba.. Kendimizi daha iyi tanıttık ve on İskenderun ve Antakta meselesinin dazlannı görüyorduk artık.. Liman methali çok darmış öyle lan da yakmdan bir daha tanıdık. Tür Milletler Cemiyeti konseyindeki müza Size birşey söyliyeyim mi azizım: O kiye ile Yunanistan arasındaki dostluk, keratma iştirak etmek üzere Hariciye Vemi? radaki fahrî konsolosumuzun gösterdiği yavaş yavaş her iki milletin şuur ve kal kili doktor Tevfik Rüştü Arasın riyase Evet, dar. sevgiyi, alâkayı, yaptığı fedakârhğı hiçbine intikal etmiştir. O gün Faler limanı tindeki Türk heyeti murahhasası yarın Geçenlerde Cumhuriyette Abidin bir zaman unutmıyacağız. baştan aşağı Türk, Yunan bayraklarile akşamki ekspresle ve İstanbul tarikile CeDaver, uydurma bir Fransız masalını Günleriniz nasıl geçti? süslenmişti. Halk, sahilleri doldurmuştu. nevreye hareket edecektir. Heyeti mu kalemine dolamış, cevab veriyordu. Gu Nasıl mı geçti, baştanaşağı mü Gemilerin bir kısmı tersanedeymiş. Ave rahhasa, Riyaseticumhur Umumî Kâtibi ya Türkler Maltaya gelmişler de ada yı bulamamışlar ve «Malta yok!» diyip kemmel. Biraz da havalar müsaade et rofla dört torpido muhribi istikbale çıktı. Hasan Rıza Soyak ve Hariciye Vekâ seydi daha çok güzel vakit geçirecektik. Hayatın şu cilvesine bakın: geçmişler. leti Umumî Kâtibi Numan Menemenci Ziyafetler, balolar, eğlenceler, ziya Bir vakitler, şu bizi selâmlıyan gemile oğlundan mürekkeb olup refakatinde Yolları ve köşebaşlarım tutan Franstz süvarileri Bir Fransız muharririnin uydurmaretler, gezintiler, yarışlar ve saire.. Bun biz Çanakkale, İmroz ve Midilli açıkla müşavirler, mütehassıslar ve kâtibler busı. Galiba Mısırdan gelen bir Fransız tiların resmî olanlan bir tarafa, fakat ge rında vuruşmuştuk ve sonra, Hamidiye lunmaktadır. caret vapurunun hikâyesinden galat imiş. rek İngiliz bahriyelileri, gerekse Malta bu sulara gelmiş, selâm topu yerine açıkAntakya meselesi ruznameye Kendilerine aid bir beceriksizliği bize ilılar ve buradaki İngilizlerle kısa süren tan açığa taarruz gülleleri fırlatmıştı. Hep zafe etmek istemişler! alınırsa M. Delbos ta hususî temaslarımızm da büyük bir zevki tarih ve idare hataları.. Şimdi dosttuk, Cenevreye gidecek Evet öyle olacak. vardı. Bizi kendi kardeşleri ve evlâdlan komşu ve sevişen iki millettik. Paris 8 (A.A.) Milletler Cemi Baba, oğul tatlı tatlı konuşuyorlaıdı: gibi bağırlarına bastılar. Gemilere derhal Gazeteler, bu ziyarete hakikaten çok yeti konseyinde Fransayı Müsteşar M. Tirşeye boyamışsınız gemileri. telefon koydular. Şehirle ve gemilerle alâka gösterdiler. Matbuatın böyle iş Vionet temsil edecektir. Yalnız İskende Evet, onların sularına ve gemileri mükemmelen muhabere başladı. Her zilerdeki rolüne diyecek yok. Meselâ bir run ve Antakya Sancağı meselesinin ruzne rengi yakın olsun diye.. yaret ve davete giderken, sahilde bize Abidin Daver, bir Cumhuriyet, bizde nameye alınması takdirinde, Dış lşleri Biraz sonra birkaç zabitle birkaç sivil tahsis edilmiş otobüsler, kamyonetler budonanma sevgisini ve alâkasını daha çok Bakanı M. Delbos bizzat Cenevreye gigeldiler, oturdular. Mevzu hep bu!. Ken lunuyordu.. arttırabiliyor.. decektir. dimi tanıtmadım. Abidin Daverin «CumMuhakkak ki, Atatürkün yetiştirdiği Atinaya da gittik.. Dost Yunan Kra Antakya meselesi Cemiyeti Akvahuriyet» te önayak olup donanmaya ha denizciler olduğumuzu ispat ettik.. So lının Amiralımızı kabulü, Yavuzu ziya mın bu içtimaında görüşülecek zırlattığı teşyiden hararetle bahsediyor kaklarda alkışlar içinde geçiyorduk. reti, Başvekil M. Metaksasın alâkası, Ankara 8 (A.A.) Türkiye ile lardı. Birisi: Centilmen Türkler, yaşayın! matbuattaki hareket ve Yunanlı meslek1 Fransa arasında ihtilâf mevzuu olup Mil Abidin Daver de dedi o gün Diye bağınşıyorlardı. Yağmurlu bir daşların hararetli, derin alâkası, başlıba letler Cemiyeti konseyine tevdi edilmesi Mustafa Kuseyrinin evi önünde bekliyen zırhlı otomobiller ve askerler vapurda köprü üstünde idi. Yeşilköye gün biz beş on zabit karaya çıktık. Kar şına birer hâdise idi. takarrür etmiş olan Sancak meselesinin kadar geldi galiba! şımızda derhal beş altı İngiliz meslektaş Yunan Amiralı, bu dostluğun en ve Fransa hükumetinin normal konsey içtiSivillerden biri: bulduk. Ellerinde sinema davetiyelcri ciz ifadesini yaptı. Amiralımız Şükrü maında konuşulması teklifini, Sancakta Biraz anlatın yahu dedi nasıl halkm hurriyet ve emniyetinin korunmavardı. Türk gemilerinden çıkacak zabit Okana: geçti yolculuk! Limandaki donanmam her zaman sı kaydile, kabul etmiş olan Türkiye hüve askerleri bekliyorlardı. Bizi aldılar, Nasıl mi geçti; çok mükemmel: kumeti, gene Fransa hükumetinin 10 kâsinemaya götürdüler. İngiliz askerleri de için emirlerinize âmadedir! Ayın on altısında sabahleyin Erkinle deDedi. Öyle sanıyorum ki, Yunanlı nunuevvelde toplanan fevkalâde konsey nizaltıları, sonra Yavuzla muhribler keza, askerlerimizi ayni şekilde ağırh meslekdaşlar, Türk bahriyesindeki ha içtimaı ruznamesine ithali telkini üzerine hareket etti. Hava biraz puslu, biraz sis yorlardı. Maltanm mükemmel bir operası bu teklifi de kabule müsaraat etmiş ve vayı iyi kavradılar. İL Fakat bilâhare iyiliğe çevirdi. Çatık da var.. Hatta, bir gece resmî olarak oMubahase tam burada kesildi. Bir za Milletler Cemiyeti Kâtibi Umumiliğine suratmı değiştirdi. Fakat ne de olsa kış raya gidildi. misakın 11 inci maddesi esasında bu fevMeslektaşlanmızın, Maltada birçok bit saatine baktı: havası.. Boğazlarda yatanları selâmlar kalâde içtima ruznamesine ithalini iste Arkadaşlar dedi on bir buçuk! miştir. ken ayni zamanda büyük bir gurur du kulübleri var. Hatta küçük zabit ve efrad Ve bütün zabitler ayağa kalktılar. yuyorduk. arasında bile kulübler teşkil edilmiş. Türkiye Hariciye Vekili doktor TevBirkaç ay evvel İzmire giderken, or Grup grup bittabi hususî mahiyette sivillerin ellerini sıkıp ayrıldılar. fik Rüştü Arasm 14 kânunuevvelde CeBir zırhlı otomobil sokaklarda dolaşıyor Orhan Rahmi GÖKÇE nevrede bulunacağı haber alınmıştır. tasından geçtiğimiz bu toprağm her iki davet ediliyorduk. Maltadaki karşıhklı [Baştarafı 1 inci sahifede] nın her evinden bir sılâh toplamak su retile tecziye kararı verildığini bildir mişlerdir. Sakin halka tecavüz edenle rin onları yaralıyan ve ölüme sevke denlerin şimdi de cezadan bahsetmeleri pek garibdir. Antakyadaki her evden mutlaka birer silâh istemek mahallî otoritenin bulduğu yeni bir tethiş usulü olsa gerektir. Kimse hak bildiği da vadan dönmiyecektir. resmî kuvvetler elile öldürülen bir Türkün cenazesı ve halka ölüm saçan bir zırhlı otomobil i İ