CUMHURÎYET 21 Birinciteşrin 1936 Turezm işleri üzerinde tetkikler:2 Memleketimize gelen seyyahlar kimlerdir? f Şehir ve Memleket Haberleri 1 Bayram programı Bu seneki programda bazı tadilât yapıldı Cumhuriyet bayramına aid program hazırlanmış ve icab eden ilâveler yapıi mıştır. Bayram münasebetile Vilâyetteki resmi kabul saat 9 da yapıldığı halde bu sene saat 10 da başlanacak ve 11 e kadar devam edecektir. Teşrifata dahil olanlar bu müddet zarfında Vali tarafından kabul edilecektir. Ecnebiler de saat II le 11,5 arasında kabul edilecektir. Her sene bayramda saat 10,30 da başlıyan geçid resmi, bu sene bir saat teah hurla 1 1,30 da başlıyacaktır. Bu seneki programa ilâve edılen noktalardan birisı de geçid resmine iştirak edecek sporcu lardır. Sporcular, bu sene spor kıyafet lerile ve kulüb sırasile sabahleyin Parti önünde toplanacaklardır. Orada yapılacak tezahürat ve merasimden sonra geçid resmine iştirak edeceklerdir. Programın diğer maddeleri geçen senekinin aynidir. Geçid resmine iştirak edecek olan kıtaat, askerî mektebler, İhtiyat Zabit mektebi, Muallim mektebleri, lise ve ortamekteblerle itfaiye, polis kıtaatı ve esnaf teşekkülleri alfabe sırasile Beyazıd dari hareket ederek Divanyolu, Sirkeci, Karaköy, Sişhane karakolu, îstiklâl caddesi tarikile Taksim meydanına gideceklerdir. Orada Cumhuriyet abidesine çclenk konulduktan sonra en kısa yollar dan garnizonlanna avdet edeceklerdir. Cumhuriyet bayramı münasebetile bütün mektebler 28 teşrinievvel çarşamba günü akşamından itibaren 2 teşrinisani pazartesi sabahına kadar tatil yapacak lardır. Siyasî icmal Fransadaki yeni buhran on zamanlarda Fransanın dahiîî vaziyeti tekrar kanştı. Bu ka rışıklık iki sebebden ileri geli yor. Bu sebeblerden biri, faşistlerle komünistler arasında tekrar musademe ve mücadelenin başgöstermiş olmasıdır. Faşist zümrelerden Fransız içtimaî partisi nin alelâde yaptığı içtima ve mitinglerin komünistlerin müdahalesi ile ihlâl edilmesi üzerine faşistlerin de mukabil müdahale ve taarruzlarda bulunmalan, hükumetin kendisine muzahir komünist partisine karşı şiddet gösterememesi vc fa • şistlere karşı da tarafgirlik yapmaktan çekinmesi üzerine bütün Fransa dahiîî harbe yol hazırlıyan bir heyecan içinde kalmıştır. Fransız komünistleri memleket dahiIindeki faşistlerle mücadeleye girmekle kalmayıp Almanya hududu boyunda yaptıkları ve hükumetin menedemediği hasmane nümayiş ve tezahürlerde hu~ dudun ve Ren nehrinin karşı tarafında* kı Alman faşistlerine yumruk sallamalan, hatta M. Hitlerin şahsına dahi hücum etmeleri Fransanın haricî münasebetlerine de zarar vermışti. Bu haller Fransanın sağ partilerini kızdırdıktan başka kabineyi teşkil eden iki sol partiden orta sımf halkı yani küçük burjuvaziyi temsil eden radikal sosyalist partisini de kızdırdı. Komünist paı* tısının hükumet, mes'ulıyetıne iştirak et " meksizin kenardan yaptığı tazyik neti * cesinde sosyalist partisinin zorile yapılan ve sırf ameleyi memnun etmek maksa • dını güden, lâkin çoğu tatbik kabiliyetinden uzak bulunan içtimaî kanunlar, bu partinin zaten duymakta olduğu mem " nuniyetsizliği infial ve isyana kalbetti. M. Blum hükumeti, amele ve müs • tahdeminin fabrikaları, ticaret ve iş müessçjelerini zabt ve işgal ederek yaptıkları grevlere karşı gösterdiği kevşeklik ve bahusus fabrikaları zorla tahliye ettirmekte gösterdiği aciz, ekserisi küçük fabrika ve mağaza sahibi olan radikal sosyalist partisinin müntehiblerini yese düşürmüştü. Hükumet memleketin mü dafaası için mal veren hususî tayyare ve rr.ühimmat fabrikalarını bile tahliye ettırememekte ve ancak bunlan ıstımlâk etmek suretile müdafaa işlerinin sekteye uğramasına mâni olmaktadır. . ^ ,r • Radikal sosyalistlerin M. Şotan Hau* temps. gibi liderleri, şahsî tasarrufa, ni zam ve intizama, hukuka riayeti esas tutan partılennin, komünıstleriH ve ame • lenin başı boş hareketlerine tahammü! edemiyeceğini defaatle ihtar etmişlerdi. Fakat bu ihtarların bir tesiri görülme ~ mıştı. Bunun üzerine mezkur parti ya " rınkı perşembe Bıarıtzde aktedeceği kongrede mühim kararlar vermeğe hazırlanmak mecburiyetinde kalmıştır. . Mevcud intiba ve alâmetlere göre, bu parti M. Blum kabinesinden çekilmek için karar vermeğe hazırlanmıştır. Böy'e bir hareket ise hükumetin sukutunu ve halk cephesinin dağılmasını intac ede " cektir. Çünkü sosyalistler kendi başlarr na kabineyi devam ettiremezler. Komünistleri beraberlerine alsalar bile ekseri yeti temın edemezler. Çünkü radikal sosyalistlerin meb'uslan daha ziyadedir. Bu vaziyet karşısında hem M. Blum hem de, sosyalist partisi son derecede telâşa düştü. Sosyalistlerin lideri olan M. Blum ilk defa radikal sosyalistlerin federasyonu toplantısında bulunarak irad eylediği nutukta orta smıfın komünistlerin tavır ve hareketinden münfail oldukla rma hak vermiş, intizamın muhafazasında, ezhanı teskinde, içtimaî islâhatta sos* yalistlerle radikallerin birlikte çalışma " ları mümkün olduğunu söylemiş ve radr kaller hükumetten çekildikleri takdirde meb'usan meclisini feshedeceğini ve Fransadaki birlik ümidinin suya düşeceğini anlatmıştır. Halk cephesinin yıkılmak tehlikesi karşısında kalması komünistleri dahi telâşa düşürdü. Bu partinin merkez komitesi radikallerin kongresine ve liderleri M. Daladiyeye bir mektub göndermiş, komünist partinin şahsî tasarruf hakkına ve intizama riayet edeceğini ve Moskovaya tâbi olmıyacağını bildirmiştir. Son söz radikallerin yarın toplanacak kongresine aiddir. Kabinenin ve halk cephesinin bakası bu kongrede verilecek kararlara bağlıdır. Doğru değil mi? Gıda maddeleri gene başka başka fiatlarla satılıyor Karilerden hemen hergün aldığımız yüzlerce şikâyet mektubları içinde, şehirde satılan gıda maddelerındeki fiat nisbetsizliğinden, daha doğru bir tabirle bazı mmtakalarda satıcılann yaptıkları ihtikârdan şikâ yet edenlerı pek çoktur. Buna zaman zaman hepimiz de şahid olmuşuzdur. Bilfarz, hiç kalite farkı olmadığı halde ayni madde şehrin iki ayrı semtinde ayrı ayn fiatlarla satılır. Bunun sebebi nedir? Mıntaka farkı diye birşey mi vardır? Dükkân kirasmdan mı mütevellid bir farktır? Biz (havayici zaruriye) dediğimiz maddelerin satış fiatlarmda her iki noktayı da varid görmeyiz. Bilfarz ekmek, et, sebze, kahve, şeker gibi maddeler istanbul Balıkpazarında da, Topkapıda da, Şişlide de ayni fiatla satılmahdır. Nakliye f#kı gibi meşru ve makul bir sebebi kabul edersek bazı yerlerde maliyetin bu nisbette ve cüz'î bir surette bir fark göstermesini de kabul edebiliriz. Fakat, maalesef böyle olmuyor. Ve fiat ihtikânna mâni olması lâzım gelen makamlann vazifelerinl ifa etmediklerini görüyoruz. Size iki misal: Üsküdarda etin kilosu 30 35 kuruşa satılıyor. Ayni et Kadıköy kasablarında 4 5 50 kuiBştur. Et şehrin her tarafına Mezbahadan dağı tıldığına göre Kadıköyüne Üsküdardan daha pahalı nakledilemez. O halde ya Üsküdarda kaçak et salılıyor, yahud en tabiisi Kadıköy kasabları tröst halinde ihtikâr yapıyorlar. İkinci mısal: Şeker, şehrin her tarafında olduğu gibi Kadıköyde de 29 kuruşa sa tılır. Yalnız Yeldeğirmeninde 32 kuruştur. Sebeb? Zannediyoruz ki bu sebebi kimse izah edemez. înhisar halinde bir madde olan ve memleketın her tarafında ucuz ve ayni fiatla satılmasına ehemmiyet verilen ve normal satıs fiatı da 29 Içyruş olan şekerin şu burnumuzun dibindeki Yeldeğirmeninde 32 ku ruşa satılması ihtikârla mücadele teşkilâtımızın mevcud olmadığına en iyi bir misaldir, diyoruz. Hukuk Fakültesi Yalnız yeni talebeler dört sene okuyacaklar Hukuk Fakültesinin dört seneye çıkarıldığı ve dört senelik tahsilin ancak yeni talebeye tatbik edileceği yazılmıştı. Hukukun diğer sınıflannm da dört senelik tahsile tâbi tutulacaklan hakkında dö nen şayialar doğru değildir. Dün salâ hiyetli bir yerden öğrendiğimize göre hakikî vaziyet şudur: İstanbul Hukuk Fakültesinin dört seneye çıkarılması Vekâletçe takarrür etmiş fakat keyfiyet henüz tasdik edilmemiştir. Buna sebeb de »erek Ankara ve gerekse İstanbul Hukuk Fakültelerinin ayni programlara tâbi tutulmak istenmesidir. Halbuki Ankara Hukuk Fakültesinin nizamnamesi evvelce Vekiller Heyetince tasdik edilmiş olduğundan, bu defa Maarif Vekâletinin yapmak istediği tadilâtın da ayni merciden geçmesi i cab etmektedir. Bu sırada (mademki Hukuktan çıkanların dört yıl okumaları daha münasibdir, o halde ziyanın nere sinden dönülse kârdır) denilerek dört senelik tahsilin halen bu fakültelerin ikinci ve üçüncü sınıflarına da tesmili düsünülmüştür. Fakat Profesörler meclisi buna aleyhtar bulunmaktadır. Çünkü bu takdirde programlar altüst olacak ve istenilen neticenin tam aksi elde edilmiş ola cakbr. Diğer taraftan bu yıl birinci sınıfta kalmış olan talebelerin tekrar imtihana tâbi tutulmaları kararlaştığı halde Ma arif Vekâleti bu irntihanın nasıl yapıla cağı ve kimlerin hangi derslerden yoklamaya tâbi tutulacağı hakkında hiçbir taIimat vermemiştir. Son dakikada gönderilecek talimatla, talebeye verilmiş olan bu gecme fırsatı azaltılmış olacağından fakültece bu talimat sabırsızlıkla beklenmektedir. Dolar ve sterlin fiatları düşmeden evvel bazı Ingiliz ve Amerikalılar gelirdi, halbuki şimdi... Bize nerelerden, ne çeşid seyyah geür? Bu sualime, seyahat işlerile uğraşanlar şu cevabı verıyorlar: Evvelâ Akdeniz seferleri yapan bazı kumpanyalar, vapurlanna müşteri bulabilmek için, ve aralanndaki rekabet yüzünden her biri,, (ben daha çok iskeleye uğrarım) diyebilmek endişesile, Istanbulu da listelerine sokarak ve kendi kendilerine reklâmlar yaparak seyyah bulur, getirirler. Bu seyyahlar, her milletten, bilhassa Ingilizler ve Almanlar dandır. Bunlardan sonra, Toros ekspresinin getirdiği transit seyyahlar vardır. Son zamanlarda pek işlek bir hale gelen bu yol, artık tahakkuk etmiştir ki, Hindis tana giden en kısa yoldur. Londradan deniz tarikile, en kısa yoldan, Hindistana, 21 günde gidilebildiği halde, Toros ekspresıle 14 günde vanlır. Haftada karşılıklı gidip gelme üçer sefer yapan bu ekspresin, her seferinde vasatî olarak 50 yolcu getirdiğini hesab etsek, bu, yılda 15,000 kişiyi bulur. Zannederim, bizim için en kârlı seyyah ta budur. Çünkü; hatta Istanbulda bir kahve içecek kadar durmadıklannı kabul etsek bile, bu seyyahların bilmecburiye memlekete bıraktıklan para şudur: Lira 14 Trakyada tren 40 Devlet demiryolları 12 Trenlerde yemek 7 Vize harcı 15 Yatak ve saire 4 Sirkeciden Haydarpaşaya geçiş 3 Bahşiş ve saire 95 Lira. Birinci kategori, yani vapurlarile gelen seyyahların orada yatıp, yiyip içtiklerini, hatta sigaralannı bile ekseriyetle vapurdan tedarik ettiklerini dîişünürse nir, Toros ekspresi yolcnlannın en makbul seyyahlar olduklannı kabul etmemek için bir sebeb kalmaz. Üçüncü sımf seyyahlar, yeni türemişlerdir. 932 denberi, Varnanın orta Avrupa ve komşu memleketlerden çektiği sey yahlardan İstanbula uğnyanlar var. Bu da yılda beş, altı bin kadardır ve gittikçe artmaktadır. Fakat burada, bir lâhza durmak lâzımdır, çünkü bize gelen bu beş altı bin seyyaha mukabil Varnaya geçen sene 84 bin seyyah akmıştır. Niçin oraya bu kadar çok ta, bize bu kadar az, adeta tortusu geliyor? Bunun başlıca sebebi vasıtasızlıktır. Kolaylıkla iki, üç misline çıkabilecek olan bu seyyahları îstanbula getirecek vapurlanmız yoktur. Bugün Varnadan istanbula gelmek istiyen, hatta bir kısmı yer bulamadıkları için giden vapurlann arkasından dövünen seyyahlan taşımağa Bulgar vapurundan başka vasıta yoktur. Bu Bulgar vapuru bu sene 22 sefer yapabilmiştir. Şimdi üç gelen bu seyyahların İstanbula ne bıraktıklannı anlamak isbemez misiniz? Birinciler, yani Akdeniz yolile ge lenler, İstanbulda bir, bazan iki gün ka lırlar Yukarıda işaret ettiğim gibi, vapurlannda yatar, yer içerler. Çarşıdan ancak üç beş liralık ufaktefek, şeker, kartpostal filân alırlar. Ancak bunlann, hiç birşey satın almıyacak kadar hasis te olsalar, devlete bıraktıklan muayyen bir para vardır. Üç müzeyi ve bir sarayı gezdikleri için duhuliye olarak mutlaka 138 kuruş verirler. Ekserisi otomobille gezdikleri için benzin parasmdan da Inhisarlara 200 kuruş kadar kalır ki, bu da topyekun 350 kuruşun içindedir. Elbette, seyyahtan beklenen fayda bu değildir. Ancak biz, seyyahı memleketimizde bir müddet için olsun ikamete ahştıramadığımız için, daha fazlasm; bekliyemeyiz, Toros ekspresile gelip geçenlerin yuvarlak hesab 95 er lira bıraktıklannı söylemistik. Karadenizden, Varnadan gelenler ise, İstanbulda üç gün kahrlar. Bunlar ek seriyetle orta tabakaya mensub insanlar olduklan için bütçeleri dardır. Fazla masraf etmezler. Fakat bir taraftan Bulgarlar, bir yandan Rumenler orta Avrupanın zengin kısmmı da memleketlerine çekmek için yeni yeni büyük oteller yapmakta ol duklarmdan, yakında bu yoldan yüksck sınıfa measub seyyahların gelmesi de beklenebilir. Gelenleri böylece gördükten sonra, bir de gelmiyenlere bakalım: 930 a kadar İstanbula gelen sey yahların çoğu Amerikalı idi ve bunlar (iyi) seyyahlardı. Dolar düşmeğe başlayınca bu yol birdenbire kapandı ve artık kafile halinde Amerikalı seyyah gelmez oldu. Bılâhare sterlinin düşüşü de İngiliz seyyahlannın ayaklarmı kesti. Dikkat ederseniz İstanbulun bellibaşlı eğlence yerleri kapılarmı bu tarihlerde kapamışlardır. Çünkü eski Maksim gibi, Turkuvaz gibi lüks köşelerin has müşterileri bu seyyahlardı. Sonra 933 e kadar gelen Yunanlı seyyahlan da artık göremiyoruz. Çünkü Yunanlılar, memleketlerinden çıkacak vatandaşlarına serbest döviz vermiyor lar. Vakıâ Yunanistandan gelen bu seyyahlar, nihayet senede bin kişiyi de ge;mezdi amma, bunlar îstanbulda birer ay ikamet ederlerdi. Seyahat ilminin hesabile bu, 30,000 kişi demektir. Yunanistan gibi, Mısırdan da seyyah akını durmuştur. Bir zamanlar Boğaziçi sayfiyelerini dolduran Mısırlılar şimdi başka diyar lara, başka iklimlere göçediyorlar. Meselâ geçen sene Denizyollan ldaresinin on bin liradan fazla masraf ederek yaptığı reklâmlara rağmen Istan bula getirebildiği Mısırlı seyyah 80 kişiyi geçmemiştir. Bunlar da evvelce olduğu gibi yazı istanbulda geçirecekleti yerde birer hafta kalarak memleketlerine dönmüşlerdir. Sebeb? îstanbulda umduklan kolayhklan bulamayışlanndan ve şehirde hayatın pahalı oluşundan ibarettir. Hulâsa etmek lâzım gelirse, itiraf etmeliyiz ki, İstanbula gelen seyyahlar tçünden güne azalmaktadır. Bu, niçin böyle oluyor? Belki aklınıza ilk gelen cevab şu olabilir: « İktısadî buhran!» Fakat hayır... Yambaşımızda öyle canlı bir mısal var ki, temcid pilâvı gibi ortaya sürülen bu sebebi, bir hamlede söndürüyor. Varnadan bah?etmek isterim. Bulgarlann, Karadeniz kıyisındaki bu sakin kasabalarını hayret edilecek bir şekilde canlandırıp bir seyyah şehri haline getirisleri, işte, tam şu mahud (iktısadî buhran) devrine tesadüf etmiyor mu? Varna plâjı 926 da açılmıştır. İlk sene altı bin seyyah çeken bu şehir, bugün, yani on sene sonra her sene arta arta bu altı bini 84 bine çıkarmıştır. Bu, sırf bilerek, anlıyarak ve muntazam bir plânla çalışarak temin edilmiş muvaffak bir neticedir. Bulgarlar şimdi orada bir de kumar kazinosu açmışlardır ve kurduklan bir sirket 400 odalı bir otel yapmaktadır. Varna yürüyor, demek ki (iktısadî buhran) denen kâbus, seyyah celbine mâni olabilecek bir sebeb değildir. Varnada bugüne kadar mevcud oteller bizim Sirkeci otellerinden farksızdı. Demek ki, (İstanbulda iyi otel yok ta ondan seyyah gelmiyor) lâfı da bu davada yersizdir. Varnada tabiî güzelîik namına, hele İstanbula kıyas ederseniz, hiç birşeyler yoktur. Varnanın bir seyvahı çekecek tarihî abdieleri, müzeleri, gezme yerleri de yoktur. O halde? Işte bütün mesele buradadır. Size iki küçük rakam vereyim: Bulgarlar Varnayı reklâm etmek için Çekoslovakya, Avusturya, Macaristan ve Lehistanda dağıtılmak üzere bu dülerde yüzer binden tam 400,000 broşür bastırmışlardır. Dikkat edin, İstanbul Belediyesinin ayni sene, yeryüzünün en şirin köşesi olan bu sehri reklâm etmek için bastırdığ; brosür (10,000) tanedir. Aradaki fark, elbette, size birşeyler söyler. Bu, bir Bulgarlar Varnayı tam manasile seyyah şehri haline getirmek için bir başka yol daha tutmuşlardır. Herhangi bir seyyah Varnada ev yaptirmak isterse, bu evin çivisine, camına çerçevesine kadar her türlü malzemesini kendi memleketinden getirtebilir ve bu nun için Bulgar gümrüklrine on para vermek mecburiyetinde değildir. Bu sebebledir ki bugün Varnada V a r şova belediyesinin 220 yataklı muazzam bir (Polonya evi), Çek şimendifer me murlarının güzel bir ikametgâhı, A vusturyahlann, Macarların ayrıca koca ADLİYEDE Müddeiumuminin tetkikleri İstanbul Müddeiumumisi Hikmet Onat, dün de Eyübe ve Bakırköyüne giderek oradaki sulh mahkemelerinin çalışmalarını tetkik etmiştir. İstanbul cürmü meşhud kadrosunu takviye için evvelce geldiklerini yazdığımız dört \ Müddeiumumî muavinine ilâveten dün de Akhisardan Mustafa Nuri gelmiş ve Bakırköy sulh ceza mahkemesine ve rilmiştir. ECNEBİ MEHAFİLDE Romanya Başkonsolosu Romanyanın İstanbul Başkonsolosu M. Gretzu iki ay mezuniyetle Bükreşe gitmiştir. Konsolosun avdetine kadar kendisine muavin M. Gika vekâlet edecektir. 3 gün hapse mahkum oldu Kavaklardan kalkan meçhul bir bahkçı motörü Rumelihisan civarında gece vakti bir sandala çarparak onu de virmiş, içinde balık avlamakla meşgul bulunan Mahmud ve Hikmet admda iki kişi de denize dökülmüştü. Dün asliye dördüncü cezada motörcü Mehmed muhakeme edilmiş ve üç gün hapse ve sandalm tamiri için de 12 lira para cezasma mahkum oljnuştur. Fransız sefiri Ankaraya gidiyor Fransız sefiri M. Hanri Ponso pazar akşamki ekspresle Ankaraya hareket edecektir. Doğru değil mi? Yeni îtalyan ataşemiliteri İtalyanın Ankara elçiliği askerî şesi miralay Mannerininin yerine neral Baglione tayin edilmiştir. askerî ataşe dün akşam Ankaraya miştir. ataGe Yeni git GÜMRÜKLERDE Gümrüklerde yapılan ıslahat îstanbul gümrüklerinde son zaman larda mühim ıslahat yapılmıştır. Bu ıslahat neticesinde ötedenberi şikâyet mevzuu olan gümrük muamelâtı mümkün olduğu kadar iyi işler bir hale konulmuştur. Fakat ıslahatın en mühim kısmı yılbaşında gümrükler birleştiri lerek Galatadaki yeni binasına taşm dıktan sonra yapılacaktır. Gümrük teşkilât kanunu mucibince gümrüklerde en az memur maaşı 16 lira olarak tesbit edilmiştir. Bunun için 12 liradan başlıyan maaşlar 16 ve 17,5 liraya, 16 17,5 lira olanlar da 20 liraya çıkarılmıştır. Muallimler arasında Yeni tayin ve nakiller yapıldı Romanya elçisi geliyor İhracatçıların tesçili İhracatçılarm tesçili için İktısad Vekâletinin verdiği mühlet dün akşam bitmiştir. Maamafih el'an müracaat edip te muamelesini ikmal edemiyen ihracatçılar için müddetin uzatılması muhtemeldir. Dün akşama kadar Ticaret Odasma müracaat ederek doldurulacak kâğıdlan alan ihracatçılar 350 ve muamelele rini ikmal ettirerek idare heyeti kararı alan ihracatçılar da 213 tür. koca (ev) leri vardır. Bütün bunlar Varnaya on beş dakika mesafede Kilyosa benziyen bir köşede yükselmiş muhteşem kâşanelerdir. Seneden seneye bunlara yenilerinin de ilâve edildiği şüphesizdir. Böylece ıssız, sakın, küçücük Varna. birkaç yıl sonra Karadenizin en güze! seyyah şehri olacaktır. Biliyorum, içinizde, belki cevabsız kalmış bir sualin üzüntüsü var: Nasıl oluyor, niçin bu böyledir? Onu da, en doğru şekilde, gelin Napolyonun para hikâyesile izah edelim: Bulgarlar, seyyah celbedebilmek için reklâm yapmasmı bilmişler ve gelenleri memleketlerine ısındırmak, bağlamak için de üç çare bulmuşlardır: 1 Kolayhk, 2 Gene kolaylık, 3 Daima, her türlü kolaylık... Ve, onların tuttukları bu yola mukabil, bizim neler yaptığımızı gelecek ya zımda size misallerle sayacağım. KANDEMİR Mezunen memleketine gitmiş olan Romanya elçisi M. Filoti cuma günü Ankara Ismetpaşa Kız Enstitüsü mo şehrimize dönecek ve Cumhuriyet bayramı merasiminde bulunmak üzere derda ve ciçek muallimliği sitajiyerliğine Sa hal Ankaraya gidecektir. adet Abdüsselâmın, Kabataş lisesi tarih DENtZ ÎŞLERt ve coğrafya muallimliğine, Gaziosman pasa ortamektebi tarih ve coğrafya mu Vapurlann havuzlanma müd allimi Hulusinin, Bakırköy ortamektebi deti 18 aya çıkarılıyor türkce muallimliğine, Üsküdar ortamekSon zamanlarda, memlekette bilhastebi türkçe muallimi Rabianm Kadıköy sa deniz nakliyat işi bazı müşküller arde yeni kurulacak veni kız enstitüsü re zetmeğe başlamıştır. Bunun başlıca sesim muallimliğine, Usküdar Kız Ensti beblerinden biri de vapurlann senede bir büyük tamire tâbi tutulmalarıdır. tüsü resim muallimi Hâmidenin, Kadı 12 ayda bir, deniz ticaretimize mensub köy Kız Enstitüsü nakış muallimliğine, gemiler havuzlanmakta ve esaslı bir Üsküdar Akşam Kız San'at mektebi na tamir görmektedir. Bu tamir işi birkaç kış muallimi Âdilenin Kadıköy Kız ay sürdüğünden bilhassa ihracat mev r Enstitüsü riyaziye muallimliğine, Hay simlerinde vesait fikdanı başgöster mektedir. darpasa lisesi riyaziye muallimi Nadi Bunu nazarı itibara alan İktısad Verin, Kadıköy Kız Enstitüsü yapma çi kâleti büyük arızalar müstesna olarak çek muallimliğine Üsküdar Kız Enstitüvapurlann tamir müddetini on sekiz asü yapma çiçek muallimi Sabihanın, ya çıkarmağa karar vermiştir. Ankara Gazi Terbiye Enstitüsü tarih ve Bu hususta hazırlanan kararname coğrafya muallimliğine İstanbul onun Vekiller Heyetine sevkedilmiştir. Bir cu mekteb muallimlerinden Nazirenin, kaç güne kadar çıkacak olan bu kararUsküdar Kız San'at mektebi müdür mu name üzerine senelik havuzlanma müdavinliğine Kâmilenin, İnönü ortamektebi detleri gelmiş olan posta vapurlarile şileplere daha altı ay müsaade verile tarih ve coğrafya muallimliğine Emirgân cektir. ortamektebi tarih ve coğrafya muallimi ŞEHİR tŞLERİ Şekibenin, Haydarpaşa lisesi tarih ve coğrafya muallimliğine Üsküdar orta Uludağda yapılacak otel mektebi tarih ve coğrafya muallimi Reİstanbul Vilâyeti tarafmdan Uludağşadm tayin edildiği dün Maarif Vekâle da inşa edilmesine karar verilen otel tinden İstanbul Maarif müdürlüğüne bil için bütçeye 10 bin liralık bir tahsisat konmuştur. Belediye İmar bürosu otel dirilmiştir. için bir proje hazırlamaktadır. Yakında Belediye Fen heyetinden iki kişi ma halline giderek tefrik edilen yerleri İşlerinden çıkarılan tetkik ve iki yerden birisini tercih edehamallar cektir. İstanbul gümrük hamallanndan 60 Şehir Meclisinin toplantısı kadarı yaşlarının ilerlemiş olması ileri Şehir Meclisinin teşrinisaninin bi sürülerek dün işlerinden ' çıkarılmış rinci gününden itibaren kış devresi içlardır. timama başlaması mukarrerdi. Halbuki Bu hamallar dün Emniyet müdürlü teşrinisaninin ilk günü pazara tesadüf ğüne sevkedilmişlerdir. etmektedir. Bunun için Meclis ilk içtiOrada Emniyet müdürü tarafmdan maım pazartesi günü yapacaktır. Dakendilerine ikramiye verileceği soylen vetiyeler Belediye matbaasmda bastırımiş ve bu suretle hamallar nisbeten larak hazırlanmıştır. Bir iki güne kadar meclis azalanna dağıtılacaktır. memnun edilmişlerdir. Muharrem Feyzi TOGAY Cumhuriyet Nushası 5 Kuruştur İTörkiye Hariç şeraiti i W» Senelik 1400 Kr Altı aylık 750 Oç aylık 400 Bir ayiık 150 W» X700 Kr. 1450 800 yoktur