CUMHURİYET 1 Eylul 1936 VIYANA OONUŞU Tarihı tefrika: 141 M. TURHANTAN Şehir ve Memleket Haberleri ) Kadın çorabları karar Fabrikatorlar çürük çorab yaomıyacaklar Çorabların standardizesi için konula cak esasları kararlaştırmak üzere çorab fabrikatorlan dün son defa olarak Ticaret Odasmda toplanmışlardır. Bu içtima da kadın çorablannm standardizesi için kat'î kararlar verilmiştir. Bu içtimadan sonra bir fabrikatdr kendisile görüşen muharririmize vaziyeti şöyle anlatmıştır: « Bundan evvelki toplantılarımızda en fazla şikâyet mevzuu olan kadın ço raplanna aid vasıfları tesbit etmiştık. Bu tasnife göre kadın çorabları, sağlam, daha sağlam ve ekstra olarak üç kısma ayrılmaktadır. Bazı gazeteler bu üç sınıfın tam sağlam, orta sağlam ve az sağlam şeklinde olduğunu yazıyorlar. Yaptığımız proje ile artık çürük çorab değil az sağlam çorab yapılması imkânlarını bile o r tadan kaldırmış olduğumuz için az sağlam gibi bir tasnifi tabiî yapamazdık. Çorabların çürük olmasını mucib olan ipek nevilerine, makine meselesini gözönünde tuttuğumuz için yeni projenin tatbikmdan sonra şikâyeti mucib olmıyacak çorablar imal edeceğimiz muhakkaktır. Erkek çorablanna gelince bunların smıflandırılmasına imkân göremiyoruz. Maamafih belki Ticaret Odası bu kısmı kendi tetkik ederek bir imkâna rapteder.» Siyasî icmal Romanya kabinesindeki Jeğişiklik omanya kabinesinde bu memleketin yalnız dahilî ahvali için değıl, dış politikası için de çok ehemmiyeti olan bir değişiklik oldu. Eski Başvekil M. Tataresko yeni kabinesini tekrar teşkil ederken eski Hariciye Nazırı M. Tituleskoyu almadı. M. Titulesko 1932 senesindenberi mütemadiyen Hariciye Nezaretinde bulunarak memleketin dış politikasım dilediği gibi idare ettiği gibi dış politika düşüncelerile daima iç polıtika üzerinde dahi derin tesirler yapmakta idi. Hariciye Nazın olmazdan evvel de Kralın en mutemed adamı bulunduğundan Londrada sefir bulunmaktan başka bir sıfatı olmadığı halde memleketin u mumî politikası üzerinde daima sözünü geçirmekte idi. Hatta mıllî köylü partisi lideri M. Maniu Kral Karolu menfasından getirterek tahta oturtmuş olduğu ve arkasında parlamentoda kuvvetli bir ekseriyet bulunduğu halde haricî politikada Sovyetleri tanımak meselesinde almış olduğu vaziyet M. Titulesko kabinesini düşürmüş ve sonradan dış politikanın idaresini kendi eline almıştı. O zamandanberi Romanyanın dış poiikasında yegâne nafiz zat olan Titulesko ktidar ve zekâsile beynelmilel politika âeminde dahi kendisini çok tanıtmışü. Denilebilir ki şımdi Çekoslovakya cumhurreisi olup evvelce Hariciye Nazırlığını yapan M. Benesten sonra Avrupa politikasmda en ziyade tanınan diplomat M. Titulesko idi. Beynelmilel toplantılarda ve kararlarda daima nüfuz ve tesiri görülmüştür. Boazlar kouferansmın bidayetinde de bi az muhalif vaziyet almışken bilâhare ayet muvafık bir tavir takmmış, hatta bu son vaziyette çok ileri giderek Mon rö toplantısının mühim bir celsesinde ngiltere hükumetini Cenevrede müşte ek emniyeti iltizam etmek ve Montröde ıksini tutmak suretile riyakârlık yapmak* a açıktan açığa itham etmişti. Bu hü um İngilterede ve İngiliz politikasınm esiri altında bulunan memleketlerde fena bir intıba bırakmıştır. Şimdıki sukutundaki haricî amillerden birisinin bu hücum olduğu farzedilebilir. M. Tituleskonun son cesurane teşebbüsü Tuna nehrinin ağzında kanalları ıslah ve eyrüseferi tanzim eden ve hatta Sünnede hakkı kazası bulunan beynelmilel Tukomisyonunun ilgasma aiddir. Mumaleyh Çanakkale ve lstanbul Boğazlan üzerinde Türkiyenin hukuku hükümraniinin tamamile tesis edilmesinden örnek alıp Romanyanın kontrol ve kaza akkını kaldırarak diğer salâhiyetlerin merkezi Peştede bulunan orta Tuna komisyonuna verilmesi için teşebbüste bu unmuştu. Bu teşebbüs şüphesiz Romanya efkârı umumiyesinde memnuniyetle karşılanmış, lâkin haricde, bilhassa Ingilerede, Almanyada ve Tunada sahili buunan devletlerde fena tesir bırakmıştı. Sukutundaki ikinci haricî amil de budur, Fakat sukutunun asıl amili hükumetin dailî politikasına kendisinin haricî düşün celerine uygun bir creeyan ve şekil ver mek için Tataresko kabinesini bütün nüuzile mütemadiyen zorlamasıdır. Romanyada faşist ve sol cenah diye iki kuvetli cereyan şiddetle çarpışıyor. Hükumet ise bunlardan birini iltizam etmiyerek rayı bulmağa çalışıyor. M. Titulesko Fransadaki sol partiler hükumetini memnun etmek ve Sovyetlerin itimadım kaanmak için sağ müfrit partilerin ezilmesini istifasile tehdid ederek istemişti. Bu yoldaki ısrar ise nihayet kendisinin hü « kumetten uzaklaştırılmasına sebeb ol « muştur. Alman şeker mütehassısları înhisar memurları tekaüd sandığı Derdli Âşıkm koşmasınm isyanda işaret olarak kullanılması hakkmda küçük Kara Mehmedin fikri umumî su^ptte tasvib edildi Hepsi ıstırabm çocuklan olmak haysiyetıle ağlamak nedir bilmiyorlardı. Harbde budlan kopsa, kolları düşse, gözleri çtksa ağlamazlardı, ağlıyamazlardı. Fakat şimdi bol bol gözyaşı akıtıyorlardı. Çünkü toprağm, gökün, atesin, suyun ve hayatın var olduğu gündenberi kirlenmediğine inandıklan Türk silâhına çamur sürüldüğünü seziyorlardı; ayni zamanda hayattan ve hayatın bütün saadetlerinden üstün tuttukları yurdun adım adım çiğnendiğini görüyorlardı. Onlar bu sezişe ermemek, bu çiğnenişi görmemek için sağır ve kör olmaya değil, parçalanmaya, didim didim didiklenmeğe sevine sevine nza gösterecek yiğitlerdi. Bu bahtiyarlığa, kör tahh yüzünden bir türlü erememişlerdi ve ışte ondan dolayı ağlıyorlardı. Ağlamak, âciz ruhlar için tesellidir, şifadır. Kavi ruhlar için ancak ezadır. Şu çadırda toplananlar bu ezayı bir ceza olarak duyuyorlar ve kabul ediyorlardı. Cünkü yurd için ölmeyi becerememişlerdi, gerçi sayısız savaş sahnelerinde ölümü dalkılıc aramışlardı. Fakat bu arayış kendilerini tatmin etmiyordu. Önlerinden kaçan ölümü bulamayıp ta yıkılmış yurd köşelerinin matemini diri olarak taşımayı bir suç ve ağlamayı bir ceza sayıyorlardı. . Gözyaşlarını ilk silen gene Kara Mehmed oldu, hasta ve dermansız sesini ortaya sürdü: Hüseyin Ç^vuş, dedi, aklıma bir sey geldi. Şu derdli Aşıkın son ırladığı koşmayı aramızda işaret gibi kullansak nice olur? Âşık voldas, çadır çadır dolaşıp bunu yoldaslara belletsin, öbür âsıkları da çadırlara yollasın, bütün kulakları kosmaya alıstırsın. Burada olsun, İstanbulda olsun, elbirlığıle atılış yapılmak gereklesince hazırol demek için bu kosma ırlansın. Hüseyin Çavuş Yeniçeri şehbazlarından olup yoldasların ufaktefek müsküllenni düzeltmekte, haklıyı haksızdan ayırd etmekte gösterdiği i%abetten dolayı Fetvacı lâkabile anılıyordu. Aralarında şu veya bu iş yüzünden anlaşamamazlık çıkmış olaıı ocaklıların çoğu ordu kadısına gitmezlerdi, Hüseyin Çavuşa başvurup derdlerini yanarlardı ve onun hükmüne baş eğerlerdi. Çavuş ta gerçekten âdil adamdı, kılı kırk yararcasına davalan inceleyip en doğru hükmü verirdi. Budin felâketinden sonra pek güçlükle karaya ve orduya ulaşabilen Kara Mehmedi yanına alarak yaralarını timar ettiren de o idi. Kardeş gibi sevip kovuduğu genc Sipahinin bu teklifi üzerine kolunun tersile gözlerinin nemini sildi: Iyi bir buluş, dedi, eğer arkadaşlar da hoş görürlerse dediğini yaparız. Ne dersin Deli Piri> Deli Piri, Sıvaslıydı ve ora Sipahilerinin kethüda yeri bulunuyordu. Boşnak Süleyman Paşanın Budine gondermek bahanesile kırdırmak istediği serdengeçtiler arasında bu Deli Piri de vardı, sekiz yerinden yaralandığı halde düşman saflarını yanp geri dönebilmişti. Hemen bütün arkadaşlarının Budin önünde şehid düşmesini unutamıyordu, Serdan Ekremle onu ordunun başına geçiren padişah hakkmda sönmez bir kin besliyordu. Oraya, Fetvacınm çadınna gelmesi de Küçük Kara Mehmedin telkinle başhyan isyan müzakerelerine iştirak etmek içindi. Yaralanndan henüz kurtulmak üzere bulunan bu ünlü Sipahi, Budin mersiyesinin parola yapılması hakkındaki teklifi şevk ile kabul etti: Bence de, dedi, güzel bir düşüncedir amma Seyif oğlunu, Tekeliyi, Küçük Mehmedi, Burgazh Hacı Ahmedi de dinliyelim. Onun adlannı saydığı adamlar da ünlü Sipahilerdi ve Seyif oğlu Ahmed, Tokadın, Tekeli de Tekenin, Küçük Mehmed Amasyanın kethüda yerleri idı Hepsi mensub olduklan memleket Sipahileri üzerinde mutlak nüfuz sahibi olmakla beraber bütün harblerde yararlıklarile ün almışlardı. Yalnız Burgazh Hacı Ahmed, Yeniçeri neferlerindendi. Rütbece yükselmişlerden değildi. Fakat bütün orduda şöhreti vardı, çünkü iki ayıyı birer elile boğacak kadar kuvvetli, kaplanlardan çevik, sudan ve ateşten yılmaz bir adamdı. Hacılığı da Mekkeye gidip arafata çıktığından ileri gelme bir sıfat olmayıp bir manga Yeniçeri ile Yemenden îstanbula dönerken çöl Arablarının yaptığı bir baskında gösterdiği celâdetten dolayı verilmiş bir lâkabdı, o baskında iki düzine çöl çocuğunu palasile doğradığından ötürü arkadaşları kendisine Hacı diyorlardı. Deli Pirinin sözü kendilerine bırakması üzerine bu dört babayiğit başlarını kaldırdılar ve ayni kelimeyi söylediler. Münasib! Işte Budin mersiyesini bugüne kadar unutulmaktan koruyan bu karar olmuştur. Eğer Küçük Kara Mehmed, kimın tarafmdan söylendiği hâlâ bilinmiyen bu yakm şiirin isyan parolası olarak kullanılmasını teklif etmemiş ve bu teklif üzerine o şiir, bütün bir orduya ezber ettirilerek nesilden nesle miras kalmak kabiliyetine erdirilmemiş olsaydı yüzlerce zaferi ve yüzlerce felâketi terennüm eden eski destanlar gibi o da çoktan unutulurdu. Demek ki Kara Mehmed, kendi meramına uygun bir parula bulmakla kalmadı, halk edebiyatımıza bir de beliğ mersiye armağan etmiş oldu. Bazan eser, sahibinin malı olmaktan çıkar, onu halka tanıtanın olur. [Arkası vari Memleketimize gelerek Tasfiye edilen memurlara tetkikata basladılar tazminat veriliyor Yaşlan altmışı doldurduğu için tas fiyeye tâbi tutulan İnhisar idaresi memurlarınm tazminat işleri yoluna gir miştir. Şimdiye kadar çıkarılan me murlardan çoğu, tekaüd sandığından haklannı almışlardır. Geçen temmuz ayı başmda tasfıye edilen memurlar d; bu ay nihayetine kadar tazminatlarm tamamen almış olacaklardır. Son çıkan kanuna göre, devlet ida relerindeki hizmetleri on beş seneyı doldurmıyan memurlar tekaüdlük hakkından istıfade edemiyeceklerdir. Bunlara bir ikramiye verilecektir. Bu ikramiyelerin ne suretle ve nereden a lınacağı hakkında kanunda sarahat olmaması alâkadarları tereddüde düşür müştü. Yapılan tetkikat üzerine, bu gibi devlet memurlarına aid ıkramiyelerin Maliye Vekâletince verileceği an laşılmıştır. Alâkadarlar bir istida ile Maliye Vekâletine muracaat edeceklerdir. Bunların sicil ve hizmet vaziyet leri Divanı Muhasebatça tetkik edil dikten sonra ikramiyeleri verilecektir. Sandığm teşekkülünden evvel, înhisar idaresinde geçen hizmet müddetlerinin tekaüdlüğe ithali memurların ihtiyarına terkedilmişti. Şu şartla ki bu haktan istifade etmek istiyen memurlar geçen bu müddetler için de sandığa yüzde beş aidat verecekler ve bu pa rayı tekaüd sandığına borclanacaklardı. Memurların kısmı azamı idareye intisablan tarihinden itibaren bütün hizmet müddetlerinin tekaüdlüğe ithalini istemişler ve sandığa borclanmışlardır. Bu itibarla bu şartı kabul eden me murlarm maaşlarından bu müddet farkına aid borc ödeninciye kadar yüzde on aidat kesılmeğe başlanmıştır. Alman seker fabrıkası Alman şeker enstı muduru tusu muduru pro. Dr. Meyer /esor Şpengler Millî şeker sanayiimiz üzerinde tetkikatta bulunmak ve evvelce Türk müte hassıslan tarafından hazırlanmış olan proje ve raporlar hakkında mütalealannı bildırmek üzere hükumetimiz tarafından davet olunan Almanya şeker enstitüsü direktörü profesör Şpengler ile Alman şeker fabrikası müdürlerinden Dr. Me yer şehrimize gelmişlerdir. Mütehassıslar, Avrupadan gelirken yolda inerek Alpulluya gitmişler ve buradaki fabrikayı ilk olarak tetkik etmiş lerdir. Müteakıben şehrimize gelen Al man mütehassısları burada bir gün kalarak şeker sanayii ve ticaretimiz üzerinde alâkadarlardan izahat aldıktan sonra Turhal şeker fabrikasmı görmek üzere Turhala hareket etmişlerdir. Cihan şeker sanayiinde büyük mevkileri olan bu şahsiyetlerin yapacak lan tetkikattan şeker sanayiimiz için iyi neticeler alınacağı kuvvetle tahmin olunmaktadır. Mütehassıslar, tetkiklerini bitirdikten sonra raporlannı hükumete ve şeker fabrikalan müdürlüğüne vereceklerdir. ŞEHÎR t$LERl Haczedilen memur maaşları Şimdiye kadar maaşlan haczedilen memurlardan kesilen paralann hangi icra dairesine yatırıldığı, maaş, bordrolarına işaret edilmemekte idi. Bu vaziyet alâkadarların şıkâyetlerini mucib olduğundan badema kesilen paraların hangi icra dairesine yatırıldığınm maaş bordrolarına meşruhat verilmesi, bütün Belediye şubelerine tamim edilmiştir. Asrî çöp kamyonları faaliyete geçiyor lstanbul çöplerinin asrî bir şekilde toplanması için son zamanlarda Belediye tarafından getirtilmiş olan yeni çöp kamyonları, eski bütçede bu iş için tahsısat olmadığından dolayı çalışamamakta idiler. Yeni bütçe geldiği için kamyonlar bir iki güne kadar faaliyete başlıyacak lardır. Yeni Belediye bütçesi Belediyenin 936 senesi bütçesi tasdik edilerek dün gönderilmiştir. Yalnız yeni terfilere aid liste henüz tebliğ edilmedi ğinden bunların maaşlan, eski bütçeye göre verilecektir. Dığer taraftan sandığa kesilen aidatın vergiler çıktıktan sonra maaşm safî tutarından kesilmesi icab ettiği halKÜLTÜR ÎŞLERI de yanlış bir tefsir neticesi olarak yüzde beş hisselerin vergiler de Güzel San'atlar Akademisi duğu halde maaşlann umumî dahil oltutarınmüdür muavinliği dan hesab edilerek kesıldıği anlaşılmışGüzel San'atlar Akademisi müdür tır. Bılâhare bu yanhşlığın farkına vatnuavini Safa Vekâlet emrine alınmış ve rılmıştır. Şimdi, uzun zamandanberi yerine Konya ilk tedrisat müfettişlerinden memurlardan vergi farklarından dolayı fazla kesılmiş olan paralar iade edile Nasih tayin olunmuştur. cektir. Bu iade keyfiyetine aid emrın Örta tedrisat müdürü geldi bugühlerde Ankaradan gelmesi beklen» mektedir. Maarif Vekâleti orta tedrisat müdürü Avni lise ve ortamekteblerde bugünden VİLÂYETTE tibaren başlanacak olan ikmal imtihan arında bulunmak üzere dün şehrimize Eski vazifelerini devretmi gelmiştir. CEMİYETLERDE yen memurlar yeni vazifeye başlıyamıyacaklar Garsonlar cemiyetinin Dahiliye Vekâleti, Hususî muhasebe hesabları nıüdür ve memurlannm nakıl dolayısıle Balkanlı misafirler Dün Taksim abidesine çelenk koydular Müşterek esnaf bürosu hesablarında Maliye ve ve Belediye müfettişleri taraElektrik ve havagazi tarifelerini tetkik fından tetkikat yapıldığını yazarken Gareden komisyon, Belediye fen müşaviri sonlar Cemiyeti hesablan üzerinde durulMustafa Hulkinin riyasetinde toplanarak duğunu yazmıştık. son üç aylık elektrik tarifesini gözden geGarsonlar Cemiyetinden dün aldığımız çirmiş ve tenzilâta lüzum görmiyerek ta bir mektubda cemiyette yapılan teftişin rifeyi ipka eylemiştir. bittiği, cemiyet hesablarının açık olduğu ve daima tetkik edilebileceği bildirilmekMeyvalar tetkik ediliyor tedir. Meyva sanayiini tetkik eden heyet dün MÜTEFERRÎK meyva halini gezerek meyva satışını gözden geçirmiştir. Heyet bugün Fmdıklı Merkez Bankası senedleri soğuk hava depolarında yaş meyva ba Merkez Bankası hisse senedleri dün rındırma işi etrafında tetkikat yapacaktır. borsada 79 lirada açılmış ve iki puvan POLİSTE yükselerek 81 lirada kapanmıştır. TRAMVAYDAN ATLADI VE YA ÜNİVERSİTEDE RALANDI Dün sabah Şişliden Tünele giden vatman Hayreddinin idare Üniversitede kayid ve kabul sindeki tramvay, Osmanbeyden geçer başlıyor ken romorkta bulunan Sadık Kurdoğlu lstanbul Universitesinin bütün fakül isminde bir adam birdenbire yere at telerinde bugünden itibaren talebe kayid lamış ve başından tehlıkeli surette yaralanmıştır. Yaralı kanlar içinde Şişli ve kabulüne başlanacaktır. İkmal imti KUDUZ BİR KÖPEK BEŞ KİŞİYİ hanları da yann başhyacaktır. Elektrik ve havagazi tarifesi eski vazifelerini devretmeden yeni va zifelerine başlamamalarını tamim ettiği halde, Belediye müfettişleri tarafından yapılan teftişlerde bu noktaya ehemmi yet verilmediği anlaşılmış ve Vekâlet tarafından yeniden gönderilen bir emir ü:erine Belediye keyfiyeti tekrar şube ere tamim eylemiştir. Yeni tamime göre memurlar, eski vazifelerini devredip beraet zimmet mazbatası almadan yeni vazifelerine başlıyamıyacaklardır. ADLİYEDE Şüpheli bir ölüm Dün Küçükpazarda Müeyyed ismin ie bir kadın ölmüştür. Yapılan muayeneiinde ölümü şüpheli görüldüğü gibi bir :araftan da bu kadının kocası Rıza tarafından dövülerek öldürüldüğü şeklinde bir ihbar vaki olduğundan cesedin M o r ga kaldırılmasına lüzum görülmüştür. Müddeiumumilik tahkikata devam et mektedir. Festival münasebetıle şehrimizde bu lunmakta olan Balkan mıllî heyetleri şerefine yarın akşam Beylerbeyi sarayında verilecek balo için bütün hazırlıklar ikmal edilmiştir. Gerek sarayın deniz cihetindeki kapısı, gerekse Beylerbeyi tarafmdaki kapısı dost Balkan devletlerınin bayrakları ve renkli ampullarla süslen miştir. Üst bahçedeki yüz metro uzunluğunda, elli metro genişliğindeki büyük havuzun üstünde, büyük bir plâform yapılmıştır. Havuzun etrafını ve içini, icabmda renkli elektriklerle süslemek için icab eden tertibat ta alınmıştır. Baloya iştirak edecekler evvelâ burada, Millî Balkan heyetleri tarafından oynanacak danslan seyredeceklerdir. Saat bire kadar devam edecek olan danslardan sonra, saraym içinde büyük balo başhyacaktır. ISIRDI Beyoğlunda Çiçekçi sokağmda 44 numaralı evde oturan Sabahatin köpeği, sokağa çıkarak caddeden geçmekte olan Selfigen, Tanaş, İsmail, GaDün Taksim abidesine çelenk koyan hb ve Fatma adında beş kişiyi ısırmış Balkanlı gencler millî Jayafetlerile... tır. Pohsler vaktinde yetişerek köpeği Festival komitesi, davetliler için ga öldürmüşlerdir. Yaralanan beş kişi de yet zengin bir de büfe hazırlamıştır. Bu Kuduz hastanesine kaldınlmışlardır. Bu büfede her nevi yemek, içmek parasız o feci hâdiseye sebebiyet veren Sabahat yakalanmıştır. lacaktır. Yalnız içkiler paralı olacaktır. Komite içki için gayet ucuz bir fiat koydurmuştur. yet abidesine bir çelenk koymuşlardır. Çelenk dört Balkan devletinin bayrakDavetlileri götürmek üzere saat 21 den itibaren Sirketi Hayriye her yanm ları ve (1936 festivali) ibaresini havi saatte bir Boğaziçi iskelesinden bir va bulunmakta idi. Abidenin başında yapur kaldıracaktır. Gece saat ikiden son pılan merasimden sonra Balkanlı komra da her yarım saatte bir Saray rıhtı şular, grup halinde karikatür sergisini ziyaret etmişlerdir. Sergiden sonra Yu mmdan bir vapur hareket edecektir. goslav heyeti Dağcılık Kulübüne giderek Balkanlı misafirlerimiz abideye provalarına devam etmişler, diğer heyetçelenk koydular ler de Galatasaraya dönerek istirahat etBalkan heyetleri dün saat 16 da millî mişlerdir. elbiselerini giymiş olduklan ve önlerinBugün öğleden sonra Balkanlı mi de Şehir bandosu bulunduğu halde Ga safirler, mihmandarlarile beraber mü latasaray Lisesinden çıkarak Taksim zeîeri, camileri ve diğer görülecek yer meydanına gitmişler ve orada Cumhuri leri gezeceklerdir. Merhum Namık İsmailin yıldönümü Muharrem Feyzi Togay Halı sergisi daimî bir salon oluyor Belediye, içinde halı sergisinin kurulduğu Sultanahmed hamamını, arka sa ~ lonlannda da icab eden elektrik tesisatını ikmal ederek daimî bir teşhir salonu haline koymağa karar vermiştir. Cumhuriyet Merhum san'atkârımızın dun teşhir edilen 3 tablosu Merhum ressam Namık ismailin ölümünün yıldönümü münasebetile dün Beyoğlu Halkevinde saat 18 de büyük bir ihtifal yapılmıştır. İhtifalde bir çok zevat hazır bulun muştur. îhtifali Halkevi Başkanı Hâşim Refet kısa bir nutukla açmış ve sözü ressam Nazmi ile îsmail Safaya bırakmıştır. Nazmi ve îsmail Safa, merhumun hayatından bahsetmişlerdir. Bundan sonra diğer bir salonda merhumun eserle rinden mürekkeb sergi gezilerek merasime nihayet verilmiştir. Nushası S Kuruştnr Senelik 1400 Kt Altı aylvk 750 0ç aylık 400 Bir aylık 150 şeraiti» v* J T^iye Hariç 1700 Kr. 1450 800 yokhır Wı