CUMHTJRÎYET Festivsle iştirak edecek Yugcslav heyeti geldi Rumen ve Julgar heyetleride bu sabah geliyorlar. Heyetlr şerefine bu gece bir ziyafet verilcek Trokçi Norveçte tevkif ediidi İBaştaratı 1 tnci sahifede~\ Yarım asırlık resim ve heykel sergisi dün açıldı Sergide memleketimizin resim ve heykel san'at Telef onlafcashihve ihtar ünkü yaızınr.da halk fıkralanntarihi muvaffakiyetle canlandırılmıştır dan birini/ kendiliğimden değil, bir dö<st ağzmdan mevzu yapmıştım. Bugünimatbaaya gelip te yerime otusur oturmaz zıl ; çaldı ve telefon bana şö^le bir tebliığde) bulundu: Şımdi fıkı?anızı okudum, yanıldı ğmızı göedüm. Ben, muhaverede olsun, muhaberöde olsun küçük bir yanlışlığa tahammül edemem. Gazetelerde hakikate aykırı, yahud aslına uygunsuz bir yazı görünceısinirlenirim. Sizin fıkranızdan da alındım, işte düzeltiyorum. Hızır fıkrası dediğiniz masal, Kacür gecesi için uydurulmuştur. Bu masalda Hızır yoktur, kıl yoktur. Nfcikte, gök kapısmın açılma te kerlemesi üzerinde döner!.. Bu uzun tebliğe karşı cevabım zavalh bir «mersi» den îbaret kaldı. Geniş geniş gülerek #erime döndüm. Fakat birden içimde bir kızgınlık uyandı. Dünkü ya zımdadci fıkra neden yanlış olsun da şu sinirli okuyucumun tashihi doğru bulun sun? Bu düşünce büyüdü, büyüdü, kafamın içinde dalbudak saldı ve sinirlerim bo zulmağa yüz tuttu. Yazımı yanlış bulup ta uzun bir ihtarla beni tashihe kalkışan okuyucunun adını, adresini, telefonunun numarasını bilmiyorum ki aklıma gelen leri yazıp veya söyleyip sinirimi yatıştı rayım?.. Kendimi haksız bulmuyorum ki gelişigüzel ağzımdan çıkmış olan mersi kelımesının medlulünü yüreğimde hisse deyim?.. Bu durumda elimden gelebile cek şey, gene şu sütunda hakikati müda faa etmektir ve ben işte onu yapıyorum. Halk fıkralan, en çok, temsilî mahi yette olup terbiyevî bir maksadla uydu rulmuslardır. Şu kadar ki bir fikri temsil suretile ortaya atmak halk tabakasına münhasır kalmış bir âdet değildir. Bilgi leri kuvvetli insanlar da muhtelif sebeblerle bu yola dökülmüşlerdir. Meselâ bızde Hümayunnname dıye meşhur o lan Kehle demne yüksek bir kalemden çıkmıstır. Fakat muharrir, siyasî ve içti maî bırçok hakikatleri hayvanlann ağ • zından hikâye etmeği tercih etmiş veya zararsız bulmuştur. Lâfontenin de ayni biçımde hareket ettiği malumdur. Halk, bir hakikati veya içtimaî bir şi kâyeti Kelile demne muharrirı gıbı, Lâ fonten gibi cazib şekillerde ifade edemez, öyle masallar sıralayıp kaleme çekemez. Ancak böyle fıkralar uydurarak kendı görüşlerıni, sezişlerini kulaktan kulağa nakleder. Sonra halkın herhangi bir ha kikati ifade veya bir zihniyeti tezyif için uydurduğu fıkralar, gene en çok, ağız larda dolaşır, kitablara geçmez. Bu se beble de asliyetini yavaş yavaş kaybeder, kalıbdan kalıba girer. Şu hale göre sinirli okuyucumun dün kü fıkramı yanlış bulması doğru olamaz. Çünkü kendınin bildiği veya bellediği fıkranın sıhhati de şüphelidır. Hoş; uzun söze hacet te yok ya. Hızır var mıdır ki benim fıkram sahih veya gök açılır mı ki okuyucumun masalı mevsuk olsun?.. Bu gıbı fıkraların güzelhği, taalluk ettirildıkleri mevzua göre ölçü lür. Bir hakikati yerinde ve zamanında canlandırırlarsa, masalken hakikat kadar güzelleşırler. Bunu yapamazlarsa tarihî fıkralar gibi doğru da olsalar yalan kadar soğuk ve çirkin düşerler. Sinirli okuyucuma, bana bugün için bir fıkra mevzuu verdiğinden dolayı teşekkür ederim. Lâkin bu teşekkür, tele fonla beni tashih ederken dudağımdan dökülen mersi gibi zavalh değildir, samimidir! dan hudud haricine çıkarılmıştır. Troçkinin de Norveçten ihracı muhtemeldir. Troçkinin Moskovaya giderek ithamlara cevab vermesi isteniyor Deyli Telgraf gazetesi Oslo muhabirinden şu telgrafı almıştır: Troçkinin vaziyeti sosyalist Norveç kabinesi için halli müşkül bir hal almıştır. Bütün muhafazakâr gazeteler mumaileyhin memleketten çıkarılmasını iste mektedirler. Sosyalist partinin başorganı Troçkinin Moskovaya giderek aleyhinde serdolunan ithamlarin doğru olmadığmı isbat etmek vazifesi karşısında bulunduğunu yazmaktadır. Bazı gazetelerin yazdığına göre Troçki, aleyhindeki ithamlarin müstakil bir Norveç veya Danimarka mahkemesi ta Solda davetliler sergiyi geziyorlar, sağda Namık îsmail köşesi rafından tetkikine hazır olduğunu söylemektedir. IBaştarafı 1 tnct sahtieie] törü Bürhan Toprak birkaç söz söylemiş, Londra ticaret mümessili de Dn fehrimize gelen dost Yugoslavyanm Festival heyeti bunu müteakıb Bayan Afet kordelâyı tevkif ediidi Geçen sene olduğu gibi bu sene de Balkarf estivaline iştirak edecek YuLondra 28 (Hususî) Sovyetlerin keserek sergiyi açmıştır. Sergi gezildık goslav tyeti, dün saat onda, Konvan Zeybek heyetlerimize meşhur Tanbu siyonelle şehrimize gelmiştir. Heyet, racı Osman Pehlivan da iştirak ede Londradaki ticaret mümessiJi Moskova ten, eserler önünde izahat verildikten ya çağırılmış ve orada tevkif edilmiş sonra davetliler hazırlanan soğuk büfede açık bulunacaktır. Sergiyi hazırlamakta} biri profsö* olmak üzere 21 kişiden cektir. izaz edilmişlerdir. Bu akşam saat 19,30 da bütün heyet tir. mürekke>dr. Heyeie dahil bulunanlarbüvük muvaffakivet gösteren Akademiı dan 9 u öJ 12 si dc erkektir. Bunlar ler şerefine Taksim Bahçesinde BelediSergi, üç kat üzerinde hazırlanmış buTevkif edilen Rut ataşemiliteri Zagreb \e Belgrad Üniversiteleri ta ye tarafmdan bir yemek ziyafeti verileLondra 28 ( A A . ) Sovyetlerin lunmaktadır. En alt katı eski san'atkârcektir. Yemekten sonra festivaller, Vali lebelerindedirler. Londra ataşemiliferi General Putnanın lara ayrılmıştır. Burada 14 üncü asırdan Bu sene|elen Yugoslavlar arasında ve Belediye reisi Muhiddin Üstündağ kalma san'atkârlan meçhul bektaşi porgeçen sen< gelenlerden hiçbiri yoktur. tarafından söylenecek kısa bir nutukla Moskovada Içrkiii haberi generalin Lontreleri, hafifçe minyatür nev'ine kaçan Btmlar, fstivallere, müsabakalara ve açılacak ve heyetler alfabe sırasile dradan haraietine takaddüm eden hâdise çok güzel eserler vardır. Bu eserlerde beynelmill bayramlara iştirak ettiril kendi oyunlarını Istanbul halkına gös dolayısile fcüyük bir alâka uyandırmış bilhassa çehre ve gözlerdeki ifade kudretir. mek üzer»sureti mahsusada yetiştiril tereceklerdir. Evening Nevvs gazetesinin yazdığına ti fevkalâdedir. miş genclrdir. Heyetle beraber Bel Festival komitesi, bu akşamki ilk fesgrad opersı prima donnası muganniye tival müsameresine iştirak edecek olan göre, bir askerî ve siyasî toplanhda bu Bundan başka; Londranın Britiş müBahriye laçiç te şehrimize gelmiş bu hallan zahmetsiz evlerine dönebilme luamak bahanesile Moskovaya çağırılan zesinde bile eserleri bulunan merhum lunmaktaar. le^ için gece saat bir buçuğa kadar her generalin hareketinden iki gün evvel Müzeler müdürü ve Sanayii Nefise mekYugosly heyeti, Sirkeci istasyonun jarafa tramvay seferleri temin ettiği gi Guequya mensub iki kişi Sovyet elçiliği tebi müdürü san'atkâr Hamdi Beyin da Beledye Turizm şubesi müdürü, bi Boğazın Anadolu ve Rumeli sahilte ne gelerek evrak ve dosyalar arasında a 1910 senesine kadar yaptığı dört eseri, Kemal Rgıbla Turing kulür. müdürJ rinde bütün iskelelere uğrıyarak Rumeli raştırmalar yapmışlardır. Bu araştırma ressam Ali Rızanın yağlıboya manzaraŞükrü Ai tarafından karşılaımış ve ve Anadolu Kavaklarına kadar ve Ada lardan 48 saat sonra general, Moskovalan, ve san'atkârları ölmüş bazı modern kendilerhe beyani hoşamedi edilmiş larla Anadolu ciheti için de Adalara kaya derhal dönmek için hükumetinden e eserler de bu salonda yer almıştır. tir. Misafirler, otomobillerle misafir dar gidecek vapurlar temin etmiştir. mir almıştır. Zannedildiğine göre generaîkinci katta Güzel San'atlar Birliği kalacakJarı Galatasaray lisesiie götü Vapurlar gece saat birde harefcet ede le tevcih olunan itham başhca, suikasd rülmüşiardir. Dost Yugoslav genclrri ceklerdir. ressamlarının eserleri bulunmaktadır. Bumaznunlarından «Dreiser» in bir ifade orada saat 16 ya kadar istiraat < * Millî heyetler, yarın saat 15 te radaki resimlerin ekserisi Akademi hocaHeykeltraş Hadi tarafından tikten sonra akşam üzeri Tısimleki millî elbiselerile Gülhane parkmda bir sidir. Bu adam idam edilmiş olduğundan lanna aiddir. Bu salonun bir köşesinde yapılan Atatürk büstü Putnanın bu ifadeyi cerh ve kendisini Dağcılık kulübüne gitmişler 'e *rada müsamere vereceklerdir. müdafaa edebilmesi imkânsız bir hale siyah kordelâ ile ayrılmış bir kısımda Ba nin genc ve güzide müdürü Bürhan Topbir prova yapmışlardır. Heyet ıvaset Halı sergisi bugün açılacak eden Yugoslav profesörü dürk'ndisile yan Sabihanm yaptığı eski Akademi di rağı bilhassa tebrik ve takdir ederiz. gelmiştir. 40 gün 40 gece şenKkleri münasebe görüşen muharririmize dem'ir kı: rektörü Namık îsmailin bir büstü ve Natile hazırlanan Türk halı sergisi, bugün « Gerek ben, gerekse mık İsmailin peyzajlarından, tablolannTürkiyeye gelmek için böy bir vesile saat 13,30 da Vali Muhiddin Üstündağ dan mürekkeb bir kısım yer almıştır. İkinbulduğumuzdan dolayı m e » ™ 2 ' He tarafından açılacaktır. ci katı çıkarken de merdivende gene meryetimiz, hem dost Türkif i memnun etmek. hem de folklori; sahasında, Bazı gazeteler Izmir panayınnın 9 hum Namık İsmailin Istanbul HalkevinÇocuk bahçesi rağbet Kara ve deniz müdafaamız kadar, b l geçen seneki festival h*timizin " eylulde açılacağını yazmaktadırlar. Hal den getirtilen Lâle Devri isimli büyük hava müdafaamızı da az zamanda, gügörüyor raktığı tesirden daha iy^ir t e s i r b l " buki panayır 9 eylulde değil, 1 eylulde panosu bulunmaktadır. ven altma almak zaruretini Atatürk biVali ve Belediye reisi Muhiddin Üsrakmak ve ayni zaman muvaffak olze millî düstur olarak vermiştir. açılacaktır. r İkinci katın diğer bir salonu müstakil mak için gayet zengin program ha tündağın delâletile mekteblerde açılan Türk havasmın korunması için îs Merkez Bankası hi*se çocuk bahçeleri büyük bir rağbet gör zırlamış bulunuyoruz. ressamların eserlerine tahsis edilmi?tir. met İnönünün milletten istediği fedasenedleri Festivallere i ş t i r a k i e c e k o l a n B u l " mektedir. Dün saat 16 da 3, 5 ve 44 ünUçüncü kat memlekette en yeni san'at kârlık asla ağır değildir. Havamız gü birde cü ilkmektebler talebeleri 44 üncü ilk gar heyeti de dün s a > Sofyadan Evvelki akşam 79,50 de kapanan cereyanını temsil eden D grupu san'at ven altma girdiği gün. bu memleketi Konvansiyonelle haı** etmiştir. Bul mektebin bahçesinde toplanarak oyun Merkez Bankası hisse senedleri dün kaplıyacak olan huzur ve sükunun bu garlar bugün saat l ' a Sirkeciye gele lar oynamış ve aralarmda müsabaka 79,25 te açılmış ve sonra biraz yükselekadar ucuza temin edılebilmesine te lar yapmışlardır. ceklerdir. şekkür etmeliyiz. rek 79,50 de kapanmıştır. Küçüklerin dünkü toplantısında A20 kişiden i b a r e * u m e n heyeti de Hava kuvvetlerimizi, Kemalist hızı j U r l a nadoludan gelmiş birçok Maarif mü Türk borcu tahvilleri dün 23,12,5 tan bugün saat 9 da Şehrimize geve hamlesile, süngü ve namlu kuvvetimuamele görmüştür. dürlerile müfettişler de bulunmuşlar tecektir. mizle ayarlamalıyız. Limon fiatları dır. k Festivallere iş1" edecek Türk heTürk Hava Kurumu Limon fiatları dün biraz daha düşmüş Miniminilerin dünkü müsamerede yetleri dün de Jiservatuarda topla narak prova j^ışlardır. Festivallere söyledıkleri millî türküler hazır bulu ve son aylarda görülmemiş bir fiata satılAnkarada açılacak sergiye mağa başlamıştır. Bu fiat düşüklüğü pidört Türk heyt iştirak etmektedir. nanlar tarafından çok beğenilmiştir. 11 yasaya Italyan limonlannın çıkması üzeiştirak edenlere kolaylık Millî heyetlerir^ hemen hepsinin bu seneki prograî* n geçen senekinden 27 yaşında bir genc kayboldu rine hasıl olan rekabetten doğmuştur. İ Ankarada ikincikânunda açılacak ozengin o l m a k ' b e r a b e r Karadeniz oHilâlıahmer ecza sevk memuru 27 talyan limonları piyasaya çıkmadan ev lan kömür yakan vesait ve teshin aletyunlarını oyr* c a k °" an heyetin prog yaşlannda Sarı Ahmed ortadan kaybol vel piyasya gelen yerli lımonlar 4 kuruşa leri ve tesisatı beynelmilel sergisine ramı daha fa mütenevvidir. Kara muştur. İkinci şube müdürlüğü Ahmedi satılmakta idi. Italyan limonları üç in yabancı memleketlerin ticaret ve sanadeniz havali meşhur bıçak oyun aramağa devam etmektedir. kuraştan satışa çıkarılmıştır. Bunun üzeyi firmalarından münferiden veya heyet ları için o i^flarda büyük bir şöhret rine dün yerli limonlan getirtenler fiatları Heykeltraş thsanın eserlerinden: halinde geleceklere meccanen vize vekazanmış & bıçakçı ile iki davulcu, Hamdi Beyin büstü 2,5 kuruşa indirmişlerdir. Gazetesini değiştiren bir iki de zurr1 şehrimize davet edilmişrilmesi ve bu serginin açılmasından evDün yerli limon tacirrsri Türkofis ve kârlarına ayrılmıştır. Bahçede de bütün arkadaş tir. Bunlar^anbulda bulunan Kara vel tesisatlarını yapmaları ve kapan denizlilerlie takviye edildikten son Son Posta gazetesinin sahiblerinden Ticaret Odası delâletile skhsad Vekâle bu birlik ve gruplardan ayn kalmış res dıktan sonra mamulâtları şimendifer ra dün k e ^ e r m e prova yaptınlmıştır. ve mezkur gazetenin idare müdürü Ha tine müracaatte bulunarak yerli limonla samlarm ve istidadların eserlerini teşhir güzergâhındaki şehirlerde göstermeleri nn tam kemal halinde olduğu bu sırada Karadenii e r b u provada büyük bir lil Lutfi arkadaşlarının rıza ve muva etmek için ayn bir salon hazırlanmış bu için Türkiyede dört ay kalmalarma müItalyan limonlarının piyasaya çıkmasının muvaffak göstermişlerdir. saade edilmesine İcra Vekilleri Heye Meşhı^ğ m havalarını oynıyacak o fakatile Son Postadan ayrılmış ve Tan yerli limonları çürütmek demek olduğunu lunmaktadır. lan kız 'upumuz da dün bir prova gazetesine intisab ederek idare mü bildirmişler ve buna göre tedbir alınma Bu güzel ve muhakkak surette gezil tince karar verilerek alâkadarlara tebdürlüğünü deruhde etmiştir. yapmış* smı temenni etmişlerdir. mesi, görülmesi Iâzım olan sergi 15 günliğ edilmistir. Izmir panayırı 9 değil, 1 eylulde açılacak Tayyare Cemiyetine yardım vazifemiz M. TURHAN TAN lunu değiştirerek postaneye doğru gitti. Yolda kan başına cıkıyor, güzel yanaklan kızarıyordu. Postanenin önünde Ercümendi gördüğü zaman kalbi çatlı yacakmış gibi çarpmağa başladı. Mülâ zim, ona doğru fırladı. & in tefrikası 51 Abidin Daver DAVER Eümend, deve güreşlerine gitmeme Sen uyurken ben aşağıya indim. nîn r çaresini bulunz, demişti. İyi amma Eski mekteb arkadaşım Fuad gelmişti. nas>ir bahane ve mazeret bulmalı? Y o r Onunla gitmeğe karar verdim. guın, hastayım dese... Ya süha şüpheSaniha, sevincinden az kalsın koca lenî? O vakit, kendisi de gitmez, ka* sının boynuna sarılacaktı. Fakat mem lırs Nihayet düşüne düşüne, Istan nunıyetini gizledi ve yalancı bir dargm buln Mersine vapurla gelirken tanış tavır takmarak dedi ki: tıkı Mersinli bir hanımı ziyaret ba Olur mu ya, hani beni de götürehatini buldu. cektin? Bütün gün, ben, yapyalnız, buı çare, aklına geldikten sonra, biraz rada, ne yapayım? raJlıyarak uykuya daldı. Bunları söylerken kocasının kararını îbahleyin, uyandığı zaman kocasını değiştirip kendisini de götürmek isteme giımiş, başucunda kendisini seyretmek sinden korkuyordu. Onun için fazla ısrar le»eşgul buldu. etmedi. Karıcığım, ben gidiyorum. AllaSüha, kendisini neden götürmek isteJısmarladık. Sen yalnız kalacaksın mediğini izah etti: ^na... Evvelâ, bu azgın develerin boğuş Nereye gidiyorsun? Beraber gir masını seyretmek senin gibi bir kadına ş seyrine gitmiyecek mi idik? yaraşmaz. Pehlivan güreşinden hoşlan Evet amma seni götürmiyeceğim. mazsın. Sonra, mekteb arkadaşım yüz Nedea? kiloluk okkalı bir zattır. Seni de alırsak, mi ya?» diye düşündü. Sonra kendı kenArkasından hemen ilâve etti: Kocacığım şaka söylüyorum. Hay dine haksızlık ettiğini itiraf etti. «Zavaldi güle güle git. Ben odamda otururum. lının kaybedecek zamanı mı var? Hem Canım sıkılırsa çıkar, biraz gezerim. Is beni o kadar seviyor ki artık beklemeğe tanbuldan gelirken vapurda tanıştığımız tahammülü kalmadı. Ah, benim güzel aşkım» dedi. Mersinli hanımı ziyarete giderim. Peki Sühacığım. Sen arkadaşmla Saçlarını düzeltirken aynada kendini Süha, bir araba gürültüsü duyarak beraber git. Ben kalırım. Yalnız akşam pencereden baktı. bir daha tetkik etti. Gene beğenmedi, çok geç kalma merak ederim. İşte Fuad Bey geldi. Allaha ısmar gidip pencereden dışarıyı seyre başladı. Güneş, mimozaların altın dalları üstünde Akşam yemeğine her halde yeti ladık karcığım. alevden bir nehir gibi parlıyor, bahçeler şirim. Biraz geç kalırsam merak etme! 21 Saniha, sevincinden çıldırıyordu amma Biraz sonra, Sühanm otomobilı hare den keskin ve başdöndürücü bir koku yakocasına renk vermiyordu. Iş yolunda, ket etti. Pencerenin kenarından onun git yıhyordu. vaziyet mükemmeldi. Öğle vaktine ka tiğini gözetliyen Saniha, biraz yatıp uyuOtelin önünde çocuklar oynuyorlardı. dar odasında istirahat eder, öğleden son mak istedi. Fakat odanın kapısı vuruldu. Saniha, onları seyre daldı; fakat birdenra akşam yemeğine kadar olan zamanını Otelde çalışan bir çocuk, ona üstünde bire saatin geçtiğini hatırlıyarak pence da Ercümende tahsis ederdi. kendi ismi yazılı bir zarf uzattı. Mektub reden çekildi. Tuvaletini yapmağa başda alelâcele kurşun kalemle yazılmış olan ladı. Ercümendin «büyük gün» dediği Fakat riyakârane sordu: bugünde, kendini, kâfi derecede heye Akşama kadar ben ne yapacağım? şu iki satırı okudu: Kancığım, sen yalnız kaldığm za«Saat dokuzda sizi, postanenin önünde canlı bulmuyor, daha büyük bir sabırsızlık ve telâş gösteremediği için kendi kenman da hiç sıkılmazsın maşallah. Yazı beklerim.» yazarsın, elişi yaparsın, kitab okursun, Saat sekizdi. Demek ki yalnız bir sa dini ayıblıyordu. Bu isteksiz halini geceçıkar, bir arabaya biner, şehri gezersin, at vakti vardı. Aynaya baktı. Uykusuz y: uykusuz geçirmış olmasına atfetti. çarşıdan öteberi alırsın. Saniha hafifçe taarruza geçti: Hanım otelde pineklesin, beyefendi de, sevgili mekteb arkadaşile beraber gitsin, deve güreşi, pehlivan güreşi seyret sin..,. luktan gözlerinin altı simsiyah olmuştu. Yüzü yorgundu. Kendi kendini beğen medi. «Hiç olmazsa öğleye kadar vaktim olsaydı da, biraz uyusam, yorgunlu ğum geçseydi. Bu halimle beni beğenmiyecek. Saat dokuzda da randevu verilir üçümüz, otomobilin önüne sığmayız. Otomobilin arkasma binmesi Iâzım gele cek. Biraz alıngan ve mağrur bir adamdır. Kızar, danlır. Seni arkaya bindir mem. Bozuk yollarda fena halde rahatsız olursun. Saniha, çocukça bir safiyetle sordu: Çoktanberi burada bekliyor mu sunuz? Evet; bir buçuk saatten fazla bir zamandanberi sizi bekliyorum Fakat her dakika bana bir saat kadar uzun geldi. Sonra bileğindeki saate baktı. On bire geliyor. Saniha, gayriihtiyarî monden bir sesle cevab verdı: Sizi beklettiğime müteessifim efendim. Zararı yok, madem geldiniz... Beklerken duyduğum üzüntüleri unut tum artık... Yanyana yürümeğe başladılar. Saniha, onunla buluşmak için, her maniayı iktr Giyinmesi bittikten sonra, sokağa çık ham edecek tedbirler düşünerek uykusuz tı ve otelin kâtibinden yalandan şehrin geçirdiği bir geceden sonra, bir kadının gezilecek yerlerini sordu. Onun söyledik kocasını nekadar kolayca aldatabileceğini lerini dinliyor, fakat ne söylediğini anla düşünerek kendi kendini hor görüyordu. mıyordu. Sözde kâtibin tarif ettiği yer Ercümend sordu: lere gidecekmiş gibi yürüdü. Sonra, yo [Arkası