27 Ağustos 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

27 Ağustos 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

ANKARA I Küçük Hikâye TAK8İTLE SİGORTA Harbiye mezunları 30 ağustosta mektebde diploma tevzii merasimi yapılacak Zafer bayramına musadif 30 ağustos günii Harbiye mektebinin 936 yılı me zunlanna diploma verilecek ve and içme merasimi yapılacaktır. Bu münasebetle bir program hazırlanmıştır. Bu programa göre merasime Istiklâl marşile başlanacak, arkasından and içme I merasimi yapılarak diplomalar dağıtılacaktır. Bundan sonra yaş kütüğüne 936 yılı mezunları işareti çakılacaktır. Bunu müteakıb okul kumandanile merasimde hazır bulunan en büyük kumandan birer nutuk söyliyeceklerdir. Merasime Harbokulu marşile nihayet verile cektir. CÜMHURİYET 27 Ağustos 1936 Istanbul'da Yeni postahane karşısında büyük Kınacıyan hanındaki idare merkezine müracaat ederek senelik yaptıracağınız sigortaları on iki aylık taksitle yapmaktadır. Mütemmin malumat ve sigortaya aid bilumum müşküllerinizin halli için gişelerine müracaat ediniz. Telefon: 24294 ANONİM TURK SİGORTA ŞiRKETi Gazi Antebde Trahom RADVO hastalığı ile mücadele Bu akşamki program J Yapılan teşkilât iyi çahşıyor, şimdiye kadar güzel neticeler verdi ISTANBUL: 18 dans musikisi (plâk) 19 haberler 19,15 muhtelif plâklar 20 sıhhi konfe . rans: Dı. Hüseyin Kenan Tunakan tara fından (Su tedavisi hakkmda) 20,30 stüdyo orkestralan 21,30 son haberler. Saat 22 den sonra Anadolu ajansının gazetelere mahsus havadis servisi verilecektir. VIYANA: 18,30 konser 19,05 konuşmalar, fennî haberler, aksam haberleri, hava raporu ve saire . 20,15 konusma 20.30 askeri kon ser . 21,50 karışık yayın, haberler 23,15 orkestra konseri 23,55 konuşma . 24,10 konserin devamı 24,40 Amerikan dans havaları. BERLIN: 18.05 piyano musikisi, kanşık yayın «. 19,05 gramofon, gunun akisleri, haberler . 21,15 Lâyipzigden dans havaları 23,05 hava raporu, havadis, spor 23,35 dans musikLsi. BUDAPEŞTE: 18,05 şan konseri, konuşma . 19 piyano konseri, konferans 20,05 orkestra kon seri . 21,05 klâsik facialardan parçalar • 21.45 çingene orkestrası . 22.50 haberler, almanca konferans . 23,35 orkestra konseri 1,10 haberler. BÜKREŞ: 19,05 askerî konser, konferans 20,15 askeri konser 20,40 havadis, gramofon 21,20 konferans 21,35 konser 22,35 haberler, spor 22,50 orkestra konseri . 23.50 fransızca ve almanca haberler 24 haberler. LONDRA: 17,50 gramofon 18.20 çocuklarm zamanı . 19,05 havadis, National istasyonu 21.05 musiki 21,55 açıkhava konseri 22,40 musiki 23,15 spor, havadis . 23,35 dans musikisi 24,35 havadis . 24,45 opera yayını. PARİS [P. T. T.]: 18 05 musiki . 19,05 org konseri 19,35 havadis, tıb ve spor . 20.45 şarkılar 21,05 konusma . 21,20 gencliğin zamanı 21,30 hava nakllyatı haberleri 21,35 komedi 21,50 havadis. ROMA: 18,05 havadis 18,20 konser 19,25 ya bancı dillerde yayın, liman haberleri, gramofon 20,10 ispanyolca turizm haber leri 20.25 eğlenceli musiki, fransızca haberler 20,55 Yunanlstan için yayın, ha vadis, konusma 21,45 opera yayını: Ar lesienne. istirahat esnasında konuşma, son. ra havadis ve haberler Halef Robert Dieudonnâden Edouard, ana ve kızın münakaşasmda hazır bulunmamak için odadan çıktı. Güzel sakahnı taramak maksadile banyoya gitti. Tırnaklarmı parlattı, kıravatmı dir zeltti. Kaympederinin metresi karşısma, kadınlarla konuşmasmı çok iyi bilen bir adam asaletile çıkmak istiyordu. Bürosuna tekrar döndüğü zaman, Alicei kızarmış bir haM». rehberi yerine asarken gördü. N e oldu? Eğer ipotek işi iyi netıce vermıye cekse, bu işe girişmesin, diyor. Çok güzel; telefon edeceğim, ve gitmiyeceğimi söyliyeceğim. Hayır, hayır! Git. Elli bin franga razı olursa, derhal.. Eve tekrar döndüğü zaman saat altıyı geçiyordu. Alice merakla: N e havadis? diye sordu. Yolunda. Fazla olarak, şunu söyhyeyim ki, kadın kıvrak, zeki, terbiyeli ve harikulâde güzel.. Baban zaten hep turnayı gözünden vurur. Çok güzel. Bana onu görmeğe r!ttiğini anlatmağa lâzum yok. Elinde ...ucunda olanı orada bırakıp geldin taLıî.. Hepsini.. Hatta istemediği halde zorla otuz bin frank verdim. Nasıl? Almak istemiyor muydu? Elbet.. Eğer hiçbir şey kabul et meseydi, babana, aralarında herşeyin bittiğini ve çok sevdiği bir delikanlı ile beraber yaşadığını bildiren bir mektub yazdırtmazdı. Yazdı mı? Mektubu ben söyledim o yazdı ve elile postaya verdi. On bes gündür, Alicein babası, karr sına itiraf edemediği hissî bir bedbaht lığın verdiği yorgunlukla dolaştı. H a l buki, karısı işte muvaffak olduğunu ve intikamını aldığını zannediyordu. Fakat, on altmcı gün, ihtiyar mösyö hiddetle eve dönmüştü. Damadın hoş bir adam. Maama • Kh Alicee hiç birşey söyleme. Onu Gi rottela beraber gördüm. Ne? Girottela beraber gördüm, diyorum Ve sonra da, bunun ona neye mal ola • cağını görür, diye ilâve etti. Karısı boğuk bir sesle söylendi: Bu bana gene otuz bin franga mal olacak saliba! Çeviren: Alice Margarin, kocasile rahatça konuşabilmek için, hizmetçinin kaynamış yumurtaları hazırlamasmı bekledi: Seninle gayet ciddî olarak konuşf mam lâzım, dedi. Annem deli gibi bir halde. Edouard, şaşırmış bir halde: Sebeb? diye sordu. Bu sırada hizmetçi içeri girmişti. Mösyö ve madamın canını sıkmağa alışkm olırîadığı halde, bilinmez neden biraz ağır iş yapıyor, oyalanıyordu. Edouard: Evet, sonra.. dedi. Annem bu sabah notere gitmiş; diye başladı. Babamın, Daumesnil caddesindeki iki evi ipotek ettirmek için bir takım şeyler sorduğunu öğrenmiş. Edouard: Baban yaptığını pekâlâ bilir. Annemin ne halde olduğunu tasavvur edebilirsin. O kadar ki, babamın bir çok metresleri olduğu halde, ağzını açıp hiçbir şey söylemiyor, amma, kendi ken dını yıyor. Fakat şimdi, ya mahvolursak.. Sen böyle işlere çok karışma.. Ben yaphğımı bilirim. Alice: Daha ne olsun? Annem senden hiçbir şeyini esirgemiyor. Margarinin iyi bir şöhreti vardı. İdare ettiği gıdaî malzemeler fabrikası derin vukufu ihtimam ve gayreti sayesinde gittikçe daha sağlam bir müessese haline gelmekte idi. Bloktan bir kâğıd kopardı ve elinde kalem bir an düşündü. Ve Zıhnen plânmı çizdikten sonra Alicee sordu: Baban kaç yaşındadır? Altmış sekiz. Bunu kâğıda kaydetti. Bahsi geçen kadm kim? Pekâlâ biliyorsun, Yvonne Gi rotte!.. Hep onunla beraber mi yaşıyor? Evet, hep onunla beraber.. Ve annem ona, sene başından bugiine kadar yüz bin franktan fazla para verdiğinizi de biliyor. Tahammülü kalmadı artık.. Peki, nerede oturuyormuş? Dupont villâsında. Telefonda numarasını ara. Bir randevu istiyeceğim ve onu görmeğe gideceğim. Alice titriyen ellerile rehberin sahife Ierini çeviriyordu. Edouard telefonu eline aldı. Allo!. Matmazel Girottedan bir randevu istiyebilir miyim? Ismimi söylemeğe lüzum yok. Kendisini alâkadar eden bir işi için.. Bekliyorum. Evet, bugün, saat üçte. Kabul. Orada olurum. Karısına döndü: Annene telefon etj Babanı kur tarmak için bu kıza ne yapm^k istedi ğini sor. Alice, hayretle: Ne?!.. diye bağırdı. Yaşamağı bilmek lâzım, dedi. Babanın hürriyeti için böyle bir fedakârlık lâzımdı. Genc kadın omuzlarını silkti: Babamı tanınm. Bunu terkederse, bir başkasını bulacak ve bu sefer onunla baslıvacak. Şehir haydudları Fınncınm 1000 lirasmı alanlar tevkif edildi Bundan on gün evvel Cerrahpaşada güpegündüz bir soygunculuk olmuş. Cerrahpaşa fırını sahibi Nuri kama ile tehdıd edilerek 1000 lirası aşırılmıştı. Bu hâdisenin kahramanları olan Cemil ve Hulusi dün Adliyeye teslim edilmişlerdir. Her iki soyguncu kısa bir is ticvabdan sonra tevkif edilmiştir. Vaktile ayni fınndan aşırılan 800 lira ile iki tabancanın da Hulusi tarafından çahndığı anlaşılmıştır. Gazi Anteb Trahom mücadele teşkilâtı azaları: Bashekim Dr. tzzet Bilgerle f X işaretlisi) bir arada Gazi Anteb (Hususî) Burada tra hom hastalığı adeta salgın halindedir. Evvelce şehir ve mülhakatında trahomlu nisbeti %70 ten aşağı düşmezdi. Vaziyeti takdir eden hükumetimiz derhal harekete geçerek merkezi Gazi Antebde olmak üzere bir trahom mücadele teş kilâtı ihdas etmiştir. Teşkilâttan görülen fayda çok bü yüktür. Seyyar hastane şeklindeki kam yonetle civar köyler ve mülhakat doîaşılmış, hastalığa tutulmuş olanlar te davi ve ameliyat görmüştür. Bu kam yonet ufak bir hastaneye benzemek tedir. İçerisinde ameliyat ve tedavi için her türlü teçhizat ve malzeme vardır. Doktor ve memurlar durmadan ça lışmaktadır. Trahom mücadele memurları ayrı ayrı köylere giderek köylüle rin sıhhatile yakından alâkadar olmaktadır. vardır. Burada yılda 50 bin çift göze ilâç konmaktadır. Hastanenin değerli Başhekimi İzzet Bilger, sabahtan öğle ye kadar hastanede ve öğleden sonra akşama kadar da dispanserde büyük bir feragatle çalışmakta ve bu arada artırabildiği vakitferini idare işlerine hasreylemektedir. Nizipte de bir trahom dispanseri a çılmış ve kasabada %80 olan trahomlu sayısı aydan aya azalmakta bulunmuştur. Suadiye Bülbülü müsabakası Eylulün 9 uncu çarşamba günü akşamı Suadive plâjmda memleketimizin en maruf san'atkârlannın iştirakile fevkalâde bir musiki müsameresi verile cektir. Bu vesile ile bayanlar arasmda bir güzel ses müsabakası da yapılacak ve isimleri aşağıda yazılı hakemlerin seçeceği birinciye Suadiye Bülbülü namile bir hediye verilecektir. tkinci ve üçüncü dereceyi kazananlara da mükâfatlar tevzi olunacaktır. Müsabakaya iştirak edecek olanlar simdiden plâj müdiriyetine müracaatle isimlerini kaydettirmelidirler. Hakem heyeti şu zevattan mürek kebdir: Bestekâr Lem'i, tanburî Refik, bes tekâr Sadeddin Kavnak, bestekâr Ar taki, udi Fahri, Meldandzade Niyaz:. Vamık Tokses. tanburî Şaziye, Fahire Refik, Eliza Fahreddin, F. İnci, udî Havrive, udî Bedrive. Cim Londos Dinarlı maçı 6 eylulde yapılacak Cim Londos Istanbul Belediyesine müracaatle kiminle karşılaşacagını sormuştu. Belediye riyasetinden dün Cim Londosa çekilen bir telgrafta Dinarlı Mehmedle karşılaşacağı bildirilmiş ve müsabaka günü olmak üzere eylulün altısı kararlaştr rılmıştır. Bu vaziyete göre Cim Londos Gazi Antebde 15 yatakh bir trahom eylulün beşinde İstanbula gelmiş bulunaaktır. hastanesi açılmıştır. Bu küçük fakat çok ca muntazam ve temiz yuvanm gördüğü hizmet her türlü takdirin fevkindedir. Madridde Tıb Fakültesi memurları azledildi Yatakların boş kaldığı hemen hiç vaki Madrid 26 (A.A.) Tıb Fakültesinin değildir. Hazirandan bugüne kadar yalbütün memurlarile merkez hastanesinin nız 126 göz ameliyatı yapılmıştır. bütün müstahdemini azledilmiştir. Merkezde ayrıca bir de dispanser Yeni tayinler yakında yapılacaktır. Nöbetçî Eczaneler Bu gece nöbetçl olan eczaneler şunlardır: Istanbul cihetindekiler: Aksarayda fEtem Pertev), Alemdarda (Esadı, Bakırköyde (İstepan), Beyazıdda (Belkist, Eminönünde (Beşir Kemal, Cevad), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte fSuad). Küçükpazarda 'Hasan Hulusi), Samatyada (Erofilos), Şehremininde (A. Hamdi). Şehzadebaşmda (Hamdi). Beyoğlu cihetindekiler: Galatada (İsmet), Hasköyde (Nisim A . seu), Kasımpasada (Müeyyed), Merkez nahiyede (Kanzuk), (Baronakyan^, atimad), Şişlide (Necdetl, Taksimde (Taksim). Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: Büyükadada fŞinasi), Heybelide (Ta • nas), Ka&ıköy Altıyolda (Merkezi, Modada (ModaK Üsküdar İmrahorda fimrahor). ŞERtF HULUSt WARNER RADiO'nun F i L ML E R i Açık teşekkür Trakyadan avdetimde tutulduğum tehlikeli hastalıktan Valide Gureba hastanesinde mühim bir ameliyat ya pılmak suretile hayatımı kazandıran Üniversite profesörlerinden muhterem Helmanla faal yardımcılarına ve çok büyük şefkatle bana bakan hemşirelere candan alâkalanndan dolayı profesör Osman Şerefeddine, Hulusi Behcetc. Salih Saide ve hastane Sertabibine hastalığım müddetince her hastaya olduğu gibi bana da gösterilen büyül; şefkat ve ihtimamdan dolayı ayrı ayn teşekkürler ederim. Kadastro fen müşaviri Halid Ziya Türkkan Mevlid Askerî baytar tatbikat okulu yar direktörü albay Arif Tunaçarın ruhu için ağustosun 29 uncu cumartesi öğle na mazmı müteakıb Aksarayda Valide camisinde Hafız Kemal ve arkadaşları tarafından Mevlid okunacağından mer humu sevenlerle arzu edenlerin teşrif leri rica olunur. Gözler için hakikî bir zevk olan zengin ve renkli llânları yazıhanemizde slnema fileminln ilk / REKLAM SERGİSİ Lâle Filmer Beyoğlu, Istiklâl aparümanı No. 2 halinde herkese açılmıştır. HALK OPERETi *\HÇESİNDE HALK OPERETt Bu akşam 21.45 te Beyoğlu Çiçeği Operet 3 perde (Çağırılar, konferanslar. kongreler) Istanbul Müddeıumumiliğinden: İstanbulda bulunan Temyiz mahkemesi raportörlerinden Izzet Zekinin acele me muriyetimize müracaati. kısıkıya kapamıs olduğu pencere açıktı. Demek gene buradan atlamıştı. Kuş kafeste yoktu. Kabahat kimde? Ona bu evden biran evvel savuşmasını tavsiye eden Kenan değıl miydi? Pencereden dışarıya doğru iğildiği zaman bir ayak sesi duyarak rnüsterih oldu ve: Nermin Hanım, dedi, geliniz; kapıdaki adam gitti. Aldanıyorsunuz, daha gitmedi. Fakat bu cevabı veren bir erkekti ve biraz evvel kapıya gelmiş olan erkek zıplıyarak pencereden içeriye girdi. Amele kıyafetli adamm bu kadar cüretkârane hareketi Kenanm şüphelerinı artık izale etmek üzere idi ki o: Affedersiniz Kenan Bey, galiba sizi rahatsız ediyorum. Fakat ne yaparsınız vazife. Diyince Kenan meçhul adamın vazifesini iyiden iyiye anla^ı. Sen kimsin? diye sordu. Ikinci şube memurlanndan Kadri, serkomiser Mehmed Kutsinin emrinde yim.. Anlaşıldı. Demek benim takibime memursunuz. Miiddeiumumiliğe davet 28 Ağustos cuma TAKSİM BAHÇESiNDE 10N0L0G HALK OPERETİ ORTA OYUNU KUKLA HOKKABAZ MONOLOG | Çocuk kaydi için bahçeye müracaat. Tel. 43703 Fakat maksadınız beni takib et mekten ibaret değil galiba. Nerden anladınız? Ev sahibi olan genc kızın pencereden savusmasile pek ziyade alâkadar olarak arka sokağa fırlamanızdan. Ne yapalım beyefendi, sizin bize yardım edecek yerde müşkülât çıkaracağınızı bildiğim için... Kadri sözlerinın genc adam üzerinde fena bir tesir bırakması ihtimalini düşünerek gülmeğe başladı. Kenan da polıs memuruna daha nazık olmak lüzumunu hissederek: Eğer tahkik ederseniz, benim hakkımda böyle bir şüpheye düşmezsiniz. Maamafih elbet bir gün anlarsmız, dedi.. Benim bu mesele hakkında hiçbir fikrim yok. Ben bir emir kuluyum. Peki şimdi, ne yapacaksınız? Siz ne yapacaksanız ben de ona göre hareket edeceğim. Anlamadım. Anlatayım: Bizde polise karşı umumî bir kanaat vardır. Ona yardım edecek yerde müşkülât çıkarmaktan adeta zevk duyarız. Sizin pek müne\ver bir adam olduğunuzu bildiğim için yanlış düşünen ve hareket edenlerden ayrılmanızı temenni ederim. Kısaca bir tavsiyede bulunmama müsaade eder misiniz? Bize yardım ediniz, beraber çahşalım. Hem netice hep birdir. Acaba? Elbet. Zaten bir siz varsınız, bir de ben. Onun için çabuk anlaşacağımıza şüphem yok. Bir de serkomiser var; amma dediğim gibi Nermin Hanımı aramağa o beni memur etti. Amma bulamadığımız için... Lâkırdısını kesti, sonra gene başhyarak: Doğrusunu söylemek lâzım gelirse bu kızın hareketi çok garibdir Hangi hareketi? Kaçıp gitmesi. Buna bakarak onun cinayette parmağı olduğunu hemen iddia edemeyiz, amma tamamile masumsa, neden gelip bize bildiklerini söylemiyor!. Gene durdu. Kenan ona merakla ve biraz da heyecanla bakıyordu. Çünkü adamın son iddiasını reddetmek kolay bir iş değildi. Fakat acaba neden ikisi de bu yabancı evde oturup duruyorlardı? N e den gitmiyorlardı? Gidecek olsalar kapıdan çıkınca herkes kendi yoluna mı gidecekti? • Saatine bakan polis memuru bir adım Büyük Müsamere ve Sünnet Düğünü Cuma akşamı büyük müsamere attı, O zaman Kenan: Bu evde araştırma yapmak üzere size bir müsaadename verdiler mi? Kadri müstehzi bir omuz silkme ile: Hayır! Diye cevab verdi ve bu küçük evin içini yandaki oda ile mutfağı araştırmak istedi. Polis uzaklaşınca Kenan birden sokak kapısına fırladı, kapıyı açtı. Dışarı çıkmış gibi yaparak kapının arkasına saklandı. Bir saniye sonra Kadri koşarak kapının önüne geldi. Dışanya «Kenan Bey!» diye seslendi. Cevab alamayınca bir adım dışarı çıktı. Fakat arkasından kapı birdenbire kapandı, kapıyı rüzgânn kapamıs olduğunu polis memuruna inandırmak için hiç ses çıkarmadı. Bir müddet bekledi ve içinden: Haydi, işine dostum! dedi. Artık benim için bu zayıf ve kimsesiz kıza yardım etmek, onu belki hiç bir günahı olmadan suçlu görünmekten kurtarmak bir vazifedir. Kenan neden sonra kapıyı kapatarak bu küçük evden çıkarken biraz ileride, Beyoğlu caddesinde bir genc kızı, uzaktan uzağa bir sivil memur takib ediyordu. lArkast vari Pendikteki beyaz ev Zabıla romanımız: 9 Ne istiyorsun? Ne dedin? Kimi aradığını soruyorum. Ev sahıbinı arıyorum efendim. Siz misiniz ? Benim, yahud değilim, sana ne! Sen ne istiyorsun? Bir iş arayacaktım da. Kenan adamın halinden ve sözlerinden adamakıllı şüphelenmişti. Allah, Allah! dedi. Ne işi anyorsun? Bahçıvanlık mı olur; uşaklık mı oIur, ne olursa olsun, razıyım. Karnım doysun da. İş aramak için koca konaklar du rurken bu küçük, eski evi mi buldun?.. Yoksa... Beyefendi, yolum bu tarafa düştü. Bir de buraya uğradım. Kabahat mi? Anladık, burada iş yok. Ne yapalım... Kenan birdenbire kapının kenarına elini koyup içerisini kapatmıya çalışarak: Bir de içerisini gözetlemeğe çalışıyorsun. Ne istediğıni açıkça söylesene. Birşey değil, karşıki pencerenin perdesi kapandı ve içeriden birisi kayboldu. Meçhul adamm bu sözleri Kenanın merakını tahrik etti, başını çevirdi, arkada odanın perdesi hakikaten çekilmişti. Acaba sokağa bakan pencerenin dışında da başka bir adam mı dolaşıyordu da Nermin kendisini saklamağa lüzum görmüştü? Kenan merakını yabancı adamdan gizliyerek onu defetmek üzere arkasına döndüğü zaman herifin ortadan kaybolduğunu gördü. Merak ve endişe içinde kapıyı kapıyarak odaya atıldı. Nermin de kayıblara kanşmıştı. Neden korkmuş, neden kaç mağa lüzum görmüstü? Bütün perdeleri. köseleri yokladı. Genc kızdan eser yoktu. Perdeyi kaldırarak pencereye baktı. Sı öyle gibi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: