CUMHURtYET 2 Ağustos 1936 OLiMPiYADDAN MEKTUBLAR Büyük bîr ayar istasyonu yapılıyor Bu suretle ölçü ve ayar işleri düzeltilecek Şehrimizde elekrrik saatlerinin ayan işlerinde çekilen müşkülâtı gözönünde tu tan İktısad Vekâleti îstanbul Ölçü ve Ayar Başmüfettişliğine tâbi büyük bir ayar istasyonu yaptırmağa karar vermiş ve bunun için lâzım gelen tahsisatı ayır mıştır. Şimdiye kadar bu gibi saatlerin ayarlan Elektrik Şirketinin ve Mühendis mektebinin ayar atölyelerinde yapılmakta ^ basmüfettişliğin müstakillen bir dairesi olmadığından hem işler daha güç çıkarılmakta hem de başka atölyelere muhtac vaziyette kalınmakta idi. Yeniden yapılacak olan istasyon halen Avrupa merkezlerinde bulunanlar gibi olacak, ve Yakınşarkm en modern lâboratuan haline getirilecektir. Bu lâboratuarda fabrikalarda yapılan hatalar yüzün den kusurlu çıkan aletlere dikkat edile cek ve bu suretle bu yüzden çıkan kazaların da önü alınmış olacaktır. 6 agustosta Ankarada ihalesi yapılacak olan bu ayar istasyonu 5 ay sonra bitirilmiş ola caktır. Inkılâb abidesi nereye dikilmeli? Berlinde hazırlıklar sona ermek üzereyken Futbolcukrımız Norveç takımını mutlâka yeneceklerine kani ve bu imanla hiç durmadan çalışıyor Münevverler cevab veriyor Üstad Halid Ziya, eski Adliye Sarayınm yerini münasib görüyor, Operatör Cemil yegâne yer Taşlıktır, diyor Eski Şehremini «şehirde sinirime dokunmıyan yok ki, dokunanı soruyorsunuz, diyor, fakat kabahat halkın değil, Belediye kanunlarımn hakkile tatbik edilmemesinde...» üstad Halid Ziya Usaklıgil Üstad Halid Ziyanın fikri Operator Cemil tiştirdi: Radyo... diye başıni salladı. Ra'dyo azizim, şu gürültü membaı. Musikinin mütecaviz bir hali vardır. Insanın musiki dinlemeği canının istemediği bir anda efendi çalar, siz de duymağa mecbursu^ nuz. Meselâ, ne bileyim, diğer san'atlar* Romancı Reşad Nuri da ilâleme böyle bir teca^z yoktur. Botan, hem de saatin erken olmasından do zuk bir tulumba gıcırtısı bile radyodan layı bahçede kalabalık bulunmasın. daha az dokunur bana. Onda nihayet bir Erken bir trenle köyden indim. Tram zaruret vardır. Düşünüriim, adamcağıa vayla doğruca Taksim bahçesinin kapı su çekecek ki işini görsün..r sında bulundum. Operatör Cemil ne diyor? Saat dokuz buçuktu. Operatör Cemille Maçkadaki apar « Her iki tarafta, gişelerde kimse yok tımanında konuşuyorum. Eski îstanbul tu. Yalnız bahçeye girilecek kapının et 5ehremini, tereddüd etmeden: Abide için yegâne yer Taşlıkhr, rafında iskemlelere kurulmuş beş altı memur vardı. diyor. Istimlâke de mahal yoktur. Taşla» Gayet nazikâne yaklaştım, ayağı aya nndan da istifade edilir. Mevkii de Mar* ğının üstünde oturan, sigarasını içerek mara, Boğaziçi, dörtbir taraftan görünür, sabah keyfi yapan bir memura «Efen En evvel göze çarpan yer orasıdır. Fa* dim gişede kimse yok. Duhuliye bileti kat aşağıya kadar büyük bir park yapıl* almak isterdim» dedim. «Bu saatte ya malıdır. saktır, saat ondan evvel bahçeye giril Sapa değil mi? mez» cevabını verdi. ' Hayır.. Şimdi bir taş yığını oldu* «Halk içü» yapılmış bir hahce değil fiu halde bile hergün birkaç yüz kişi ffmidir burası ve bu bahçede nefes almak. dîyor. yâs'alc ınKÎtr?»* diye *oraxA% <4dum. *'~ Uztın zaman îstanbul Belediyesinin «Nizam böyledir. Ben bilmem, şu me başında bulunmuş olan muhatabımın, mur efendiye sorun» diye diğer bir zab şimdi, bu şehrin nelerine sinirlendiğini gösterdı. öğrenmek merakımı yenemiyorum. Bu ikinci zat gayet nazik ve bana Ellerini açar^k, acı acı gülümsüyor: karşı söylenecek sözleri bulamamaktan Sinirime 'dokunmıyan yok ki, si« perişan bir hal ile «Efendim affedersi nirime dokunanı soruyorsunuz. Avrupayı niz, bize böyle emir verdiler» dedi. görmüş bir adam, istanbula gelince kenBen de süklüm püklüm tramvaya dini harab bir köyde zanneder. Bu halin bindim ve ba sene için Yerli Mallar ser kabahati halkta değildir. Bütün mesele gisini görmekten vazgeçerek köyüme Belediye kanunlarımn lâyıkile tatbik edöndüm.» dilmeyişindedir. Meselâ dilencilik kanuUstad, uzaktan gelen ve şehrin gürül nen memnudur. Halbuki sokaklar dilen * tüsünü getiren bir tren düdüğüne sinirle ciden geçilmiyor. nir gibi başını çevirirken, sözünü tamamBelediye merhamet edemez. Merha •. ladı: met başka, iş başkadır. Ben Şehreminî « O gündenberi de bu bahçenin ha iken meydanda tek dilenci bırakmamış * vasım teneffüs ve hastalanmış olan sinir tım. Birer birer yakalattım bunlan, doldurttum kamyonlara, doğru Darülâce « lerimi tedavi etmekle meşgulüm.» zeye sevkettim. Reşad Nuriye göre Esasen burada patenteli dilenci pek Uzun Anadolu seyahatinden henüz azdır. Emin olun koca îstanbulda topu dönmüş olan Reşad Nuri hâlâ yorgun görünüyordu. Bu halinde, onu bir de be topu dört yüzü geçmez. Bunlann içinde nim yormam doğru olup olamıyacağını de hakikaten fakir olanlar 200 kadardır. düşünürken, dereden tepeden konuşu Üst tarafı evbark sahibidir, müreffehtir. yorduk. Ayrılırken dayanamadım, sua Bunlar yakalanıp ta bir yere kapanınca çabucak canlan sıkılır. işte o zaman ellelimi sordum. Dudaklarının arasındaki Olimpiyad rinden, bir daha dilenmiyeceklerine, şameşalesi gibi hiç sönmiyen sigarasım tit yed dilenirlerken yakalanırlarsa ağır cezalara razı olduklanna dair senedler ahrete titrete gülümsedi: nır, iş olur, biter. Sultanahmed meydanı, dedi. VaOperatör Cemil, Harbiye sırtlanna kıâ orada eski abideler var... Amma ne bakan penceresine dönerek kendi ken * çıkar, bir de biz dikeriz... Yalnız açsındine söyler gibi, sözünü şöyle bitiriyor! lar oraları, alabildiğine açsmlar.. Ancak, bu güzel şehrin sinirlere Ya şehrin sizi sinirlendiren halledokunan, sade dilencileri midir?... Deri?.. Elindeki çantasını sallıyarak gülüyor: dim ya, bir dokun bin ah dinle kâseî Kitab, hatta kitablar doldurmak fağfurdan..*^ KANDEmR lâzım bu suale cevab verebilmek için.. Fakat bunu, bana şimdi sormamahydınız. Ben nerelerden, nerelerden geliyorum Izmride bir doktor hakkında bilseniz.. Ve böyle, oralardan İstanbula takibat yeni gelen adam, şu anda ancak «Ne Izmir (Hususî) Karsiyakada Zeyverseler ona şakir, ne kılsalar ona şad» neb namında bir kadına doğum esnasmda diyebilir. tatbik ettiği forsepsi ile kadının ve çocuNurullah Atanın sözleri ğun ölümüne sebebiyet verdiği iddia oNurullah Ata, artık, Babıaliye inmiyor. Yaz kış oturduğu Büyükadanın an lunan doktor Kâzım Karal hakkındaki cak şimdi safasını sürebiliyor. Bu inziva tahkikat bitmek üzeredir. köşesinde onu yakalıyan sualimden, evBir ehlivukuf teşekkül etmiş ve otopsi vel â; yapmıştır. Hâdisede fennî hata ve mes Ben mimarî işlerinden anlamam... lekî ihmal görülmemktedir. Davayı açan« diye kurtulmak istedi. lar, müteveffiyenin kardeşleridir. Kadı • Nihayet, uysal, cevab verdi: Sultanahmed diyeceğim amma, nın kocası ve çocuğu ise doktordan her oranın kabahatleri var. Dikilitaş filân... hangi bir şikâyetleri olmadığını söylemişHayır orası olmaz. Abidenin işlek bir lerdir. Doktor, gazetelere gönderdiği yerde bulunması da icab eder... O hal mektubda, bunun içtimaî ve terbiyevî bir de Beyazıd meydanı amma neresine, onu hâdise olarak bütün teferrüatile ve ne gibi kestiremem. Zannederim havuzu filân tahriklerle doğduğunun bilâhare meydaoradan kaldırmak lâzım... İkinci sualime, düşünmeden cevab ye na çıkacağını bildirmektedir. Berlin istasyonlarından birnde ecnebi bir ekip istikbal edilirken Berlin 28 (Sureti mahsusada gönderdiğimiz arkadaşımızdan) Berlin O limpiyadları açılmak üzerc Berlinin nüfusu şimdiden beş buçuk milyona yaklaşmış, önümüzdeki üç dört gün içinde de iki üç yüz bin kişinin daha geleceği muhakkak addedilmektedir. Şimdı Berlin sokaklarında yerlilerden ziyade ecnebilere tesadüf ediliyor. Buraya Olimpiyadlar için gelen ecnebiler, müsabakalara takaddüm eden günlerini de eğlence yerlerinde geçirmeği fırsat biliyorlar. Bütün eğlence yerleri gece gündüz dolup taşıyor. Almanlar, Olimpiyadlar için çok biiyiik masraf etmi§Ier. Fakat bu büyük masrafın kân daha azim oluyor. Almanlann bu işte bire beş kâr edecekI lerini söyliyenler var. ltiraf etmek lâzımdır ki, bu işi bu kadar muvaffakiyet ve dikkatle yapan bir millet bu nisbette bir kâr temin etmeğe de hak kazanmış olur. Bundan üç dört ay evveline kadar Berlinde bulunanlar, Berlinin büyük caddelerinin şimdi tamamen değiştirildiğiE ni söylüyorlar. Her yerde bir yenilik var. Her taraf süslenmiş, boyanmış, tamir edilmiş, veîhasıl şimdi, gelenlere daha güI zel göstennek icjn ne yapmak lâzımsa hepsi yapılmış. Berlin, dün akşamdan itibaren baştanbaşa donanmağa başjadı. Büyük cadde lerde esasen haftalardanberi Olimpiyada iştirak edeoek milletlerin bayraklan sallamyordu. Şimdı her taraf, bütün Berlin düğüne hazırlanan bir gelin gibi süslendi. Bayrak asılmıyan, tek bir bina yok... Her pencerede mutlaka Olimpiyad bay rağı ve Alman bayrağı var. Büyük binalarda, biyük mağazalarda Olimpiyada giren miletlerin bayraklan da sallanıyor. Hiçbir niüet hiçbir işe bu kadar ihtimamla hazıranamaz ve hazırlanmamıştır. sim ve Fenerbahçe stadyomlanna alışmış olan oyucularımızın bu sahada biraz acemilik göstermeleri muhtemeldir. Maa mafih buna mâni olabilmek için Norveçle oynıyacağımız saha büyüklüğündeki antrenman sahalannda ekzersiz yapıyo ruz. Siz de gorüyorsunuz ki buradaki sahalar tamamen çimendir. Çocuklann çimende muvaffakiyetle oynıyabilmelerini temine alıştınyoruz. înşallah yüzümüz kara çıkmaz.» Yaş üzüm ihracatı yapılacak Izmir (Hususî) Alâkadar mehafüe gelen bir habere göre, bu sene Bul garistanda üzüm rekoltesi çok azdır. Mahsul kısmen harab olmuştur. Bu sebeble Bulgaristan, bu sene, ecnebi memle ketlere ve bilhassa Almanyaya yaş üzüm sevkedememek ıstırarında kalmaktadır. Etse bile çok az olacaktır. Halbuki merkezî Avrupa piyasası, yaş üzüme alışmıştır ve alıcı iştahlıdır. İktısad Vekâleti bundan istifade e dilmesini düşünmüş ve yaş üzüm ihracatı yapacak müesseselere yardım vadinde bulunmuştur. Esasen bu mevzu üzerinde durmakta olan Izmir ve havalisi yaş sebze ve raeyvacılar kooperatifi derhal ha zırlıklannı genişletmiştir. Önümüzdeki ay içinde Avrupanın muhtelif memleketlerine ve bilhassa Almanyaya yaş üzüm sevkiyatı başlıyacaktır. Bu ihracatın epeyce varidat getireceği, hatta cüz'î bile olsa rekolte üzerine tesir yaparak mütebaki mahsulün kıymetlenmesine yardım ede cegı soylenıyor. 1290 gazete Olimpiyadları takib ediyor Alman Olimpiyad komitesi burada, müsabakalan takibe gelen gazeteler için bir büro açmıştır. Fakat bu büro tabirini işitince bir oda veya büyücek bir salon zannetmeyiniz. Olimpiyad matbuat bürosu Berlinin en büyük caddelerinden birinin üstünde dört beş katlı muazzam bir binadır. Burada her millet için yer ayrılmış, her millet için kendi klâvyesile birer daktılo makınesi konmuş. Her makinenın başında mensub olduğu milletin ipekten yapılmış bir bayrağı dalgalanıyor. Bu büroda kadınlı erkekli belki iki yüz kişi calısıyor. Bunlar, gazetecilerin her iste dıkleri ve sordukları şeyler hakkında malumat veriyorlar. Her gazete için ayrıca kilidli ve numaralı birer dolab var. Bu dolablar, bizim postanedeki abone kutulan gibi birşey. Gazeteciler her türlü malumatı, havadi?i, sordukları «uallerin cevablarını buradan alıyorlar. Herkesin anahtarı kendisindedir. Her gün her saatte herkes dolabını açıyor ve içine konulmuş olan kâğıdları alıyor. Dolab numaralarını saydım. Tam 1290! Yani 1290 gazete müsabakalan takib ediyor. Matbuat bürosunda aynca bir postane, telgrafhane kurulmuş, müteaddid telefonlar yapılmıştır. Olimpiyad komitesi, yüzlerce, binlerce broşür, kitab, program, harita, grafık, cetvel neşretmiş ve hergün de çıkanyor. Bunlarda bilinmesi, öğrenilmesi lâzım olan her türlü malumat var. Şehrin, stadların haritaları, plânlan muhtelif ebadd bastırılmış. * * * Olimpiyad komitesi, gazetecilerin müsabakalara girmeleri için lâzım olan bi letleri bugün verdi. Fakat komite bu işte pek hasis davrandı. Gazeteciler, büyük stadyomda yapılacak müsabakalan ayrıca verilen hüviyet varakasile serbestçe taikb edebilecekler. Fakat diğer sahalarda ve salonlarda yapılacak müsabakalan k; güreş, eskrım, futbolun başlangıcları, bi nicilik, bisiklet, yüzme, boks, basketbo ve saire tamamen göremiyecekler. Çünkü her gazeteciye, bütün müsabakalar için komple bilet verilmedi. Meselâ binicilik için on gazeteye dört, yüzmeler için üç, diğer sporlar için de bu nisbet dahilinde bilet verildi. Bız bu biletleri aramızda taksim etmeğe karar verdik. Arkadaslardan birisi yüzmelere giderse, diğeri bisiklete, başka birisi boksa ve saireye gide bilecek. Yalnız güreş müsabakalarının biletlerini tam olarak kurtarabildik. Olimpiyad komitesi, her taraftan pek çok gazeteci geldiğinden böyle yapmak mecburiyetinde kaldığını söylemiş. Pek iyi bir iş değil amma ne yapalım. Müsabakalara iki gün kaldı. Burada valnız sporcular değil, biz de imtihana hazırlanan talebeler gibi korku ve heyecan içindeyiz. f FutbolFederasyon reisimiz nikbın f Bugüı Futbol Federasyonumuz reisı HamdiEmine Türk Norveç maçı hakkında ıe düşündüğünü sordum. Şunlan söyledi « Bu takim hakkında şimdiye ka dar allığınıız malumat noksandır. Maa mafihkuvvetli bir takım olarak kabul ediyoruz Çiınkü Olimpiyad komitesi futbol tumı/asınm kur'asını ç«kerken müsabakala* girecek takımları kuvvetli ve zayıf olmac üzere iki kısma ayırmış. Kuvvetliler; ttalya, Norveç, Almanya, İsveç, Pol>n/a, Mısır, İngiltere, zayıflar da; Anerka, Türkiye, Lüksemburg, Japonya, Macaristan, Avusturya, Çin, Finlandijadr. T&ımlar bu suretle ayrıldıktan sonra kuvvttlilerin isimleri bir torbaya, zayıfların iamleri diğer bir torbaya konmuş, bir isim kuvvtlilerden, bir isim de zayıflardan alınrtak suretile kur'a çekilmiştir. Bu surede de Türkiyeye Norveç isabet et tnişİr. Oampiyad komitesinin takımları bu turetlt tasnif etmesi de gösteriyor ki, Norveç htbolu ihmal edilemiyecek bir kuvvettir. Fakat sizim çocuklar, karşılarına bu takımın ckmasından hiç müteessir değil, bilâkis çci memnundurlar ve bu takımı yenerek «ni mahcub edeceklerini söylüyorlar. EJıyorsunuz ki, ben son Yugoslavya maundan sonra millî takımın iyi vatiyette olmadığını umumî başkanlığa bildirmiştm. Çocuklar şimdi beni mah çub etm« için canlarını dişlerine taka rak oynracaklar. Takımımız kazansın, ben bu ir« bin defa mahçup olmağa ra zıyım. F:tbolculanmız, bazı defalar güzel bir onın tutuyorlar. Bunu siz de çok defalar prmüşsünüzdür., eğer o oyunlanndan brini tutturabilirlerse, bizim seri futbolunu, Norveçin kuvvetli, fakat ağır futbojnu herhalde yener. Yalnız oynryacağraz saha biraz küçüktür. Tak AHMED İHSAN Bu mevsimde kazanılan atletik dereceler Berlin (Sureti mahsusada giden arkadaşımızdan) Olimpiyad atletizm müsabakalan münasebetile, maniasız sürat, Üstad Halid Ziya Yeşilköydeki köşkünün bahçesinde yemyeşil dallarm serin gölgesinde hasır koltuğa gömülmüş, gözlerinde gözlüğü, elindeki fransızca kitaba dalmıştı. Beni görünce kitabını masanın üzerindeki çiçek makasının yanına bıraktı. Gözlüğünü çıkardı ve sualimi dinledi: Üstadım, îstanbulda yapılacak büyük înkılâb abidesini sizce nereye kurmalı? Yavaşça yerinden kalktı. Tertemiz yolda, kumları çıtırdatarak birkaç adım yürüdü. Tekrar yerine otururken ağır ağır söylemeğe başladı: « îstanbul, nüfusunun kesafetine nisbetle lüzumundan fazla geniş bir sahaya yayılmış bir şehirdir. Teessüf olunur ki bu kadar fazla şişmiş olan bu şehirde ne lüzumu kadar bahçe, ne de meselâ bir millî rasimeye, yahud bir alaya ve yahud bir toplantıya müsaid olacak bir meydan yoktur. Bir yakitler Taksimdeki Talimhane meydanı vardu Bugün orası da yedi seki»!^tSlh'S«cib'bir tarzı mimaride büyük yarım mukavemet ve uzun mukavemet ko binalarla afakı kapatıyor. Yarın da şulannda dünya atletlerinin bu mevsim Sürpagob mezarhğı ayni betbaht talihe zarfında elde ettikleri dereceleri yazıyo maruzdur. ruz. Inkılâb abidesini nereye kurmalı?.. 100 metro Bu sualinizle beni vehleten şaşırtacaksıAmerikalı Zenci Ovens 10.2, Alman nız? Borhmeyer 10 3, Kanadalı Mak Fi 10 3, IsKorkarım ki hiç kimse için muvafık veçli Lmdgren 10 3, Amerikah Walludu görülmiyecek bir fikir serdedeceğim. 10.3, Holandalı Berger 10.4 saniye. Maamafih mademki böyle hazırlan200 metro madığım bir suale muhatab oluyorum. Bu mesafede en iyi derece alan ilk altı koşucumın hepsi de Amerikalıdır. Bunlar. O tehlikeyi göze alarak şu dakika en evdan Zenci Ovens ile Walludu 20.5, Draper vel hatırıma gelen fikri size söyliyeyim: 20.9, Luval, Rodenkirhen ile Valku 21 saAdliye sarayı yandı. O binanın mimarî nlyelik birer dereceler elde etmişlerdir. Avrupada bu mesafede en iyi dereceleri bir kıymeti yoktu. Fakat tarihî bir ehemHolandalı Osendarp 21.1, İsviçreli Heni miyeti vardı. Fazla olarak işe de yaradı. 21 2, Alman Hornbergu 21.4 saniye ile elde Yandıktan sonra oraya sığınmış olan adetmişlerdir. lî devairin bugün şuraya buraya dağıla400 metro rak sıkışıp kalması gösterir ki hakikaten Bu mesafede de ilk altı iyi dereceyi Amerikalılar elde etmişlerdir. Vılyams 46.1, büyük bir hizmeti varmış.. Luval 46.2, Smalvud 46.7, Fiş ile O'Brien Bugün bu dairenin, o güzel tepede, 47.1, Kasen 47 2 saniyelık dereceler elde hâlâ bir türlü kaldırılmasına imkân bu etmişlerdir. Diğer milletlerden İngiliz Bravn ile lunamıyan enkazı duruyor. Kampling ve Alman Haman 48 saniye tut. Nihayet onlann oradan kaldırılmasıturabilmişlerdir. na bir çare buJunsun. Hatta o yüksek te800 metro peden bakarak deniz kenarına kadar ne Amerikalı Vudraf 1.49.9, Fstman 1.50.1 varsa tıraş edilerek burada bir park vüBithem 150 3, Italyan Lanzi 1.51.3, İsveçli Ni 1.52.4, Alman Harbig 1.52.5. gene Alman cude getirilse ve bu sahanın en yüksek Deseker 152.6 derecelerini elde etmişler noktasına da Inkılâb abidesi kurulsa... dir. O abidenin hem mürtefi, hem geniş, hem 1500 metro de denize karşı her bakana görünecek bir Amerikalı Kaningem ile gene Amerikalı surette vücude getirilmesine imkân bulunKomani 3.49.9, Italyan Bekali 3.50.6, Is muş olur zannederim.» veçli Ni 3.52.2, Macar Şabo 3.53 luk dere. Susunca, Yeşilköyün bu sakin köşeceler elde etmişlerdir. sinde yaşıyan üstada, şehrin sinirlerine 5000 metro İş mukavemet yarıslanna dökülünce dokunan şeyleri olup olmadığını sordum. Finlandiyalılarm dereceleri basa geçmek Bir lâhza, düşünür gibi durdu. Sonra tedir. Hokert ile Salminen 14.30 8/10, Lehti ahenginde ıstırab sezilen bir sesle konuşnen 14.31 7 '10, Moekl ile Japon Murakoso tu: 14.41 6'10. Italyan Kerati 14.45 saniye el« Bugünün hayatında, hele benim de etmişlerdir. gibi yaşlanmış bir adamı, hırpalayıcı ve 10,000 metro yıpratıcı yıllar yaşadıktan sonra, hususî Danimarkalı Sifert 311. 6 10, Finlandiömründe o kadar sinirleri berbad edecek yalı Askola ile İso Hollo 31.12 2/10. Ital. yan Beviak 31.32 8'10, Fransa Toten vesileler var ki, itiraf ederim, şehrin u3133 2 10, Alman Kelm 31.35 6'10 luk de mumî hayatında sinire dokunacak şeyreceler elde etmişlerdir. lerle meşgul olabilmek için kendimde kâHalkevi maçlarî fi bir kuvvet bulamadım. Eminönü Halkevinden: Manevî haletimi şu cümle ile icmal etEvimiz Spor komitesi tarafmdan gay tikten sonra size geçenlerde sinirlerimi rifedere kulübler arasında tertib ettiği tuğyan ettiren bir küçük vak'adan bahfutbol maçlarından finale kalan Alün sedeyim: Ben işte görüyorsunuz ki Yehilâl Bozkurd maçının 2/8/936 pazar şilköyde oturuyorum. Mecburiyet hasıl günü yapılacağmı bundan evvelki tebliğ olmadıkça şehre inmem. Şehirden alı nacak, benim için bir zevk te kalmamışde bildirmiştik. Lâkin Fatih tdman kutır. lübü tarafmdan verilen bir itirazname Fakat vatanımda terakki ve itilâ te münasebetile bu maçm yapılmasma nizahürlerine lâkayd kalabilmeğe de kenzamen mâni olduğunu bildirerek iti dimi alıştıramadım. Geçende, gideyim, raznamenin incelenmesinden sonra ve bu sene de Yerli Mallar sergisini göre rilecek karar a göre bu maçm yapıla vim, dedim. Bu kararı son yağmur sağacağı tarihi diğer tebliğimizle bildire nağının ferdasında aldım. Ve dedim ki, ceğiz. öyle bir saatte gideyim ki, hem sağanak