CUMHURtYET 31 Temmuz 1936 VIYANA OONUŞU Tarihi tefrika: 109 M. TURHAN TAN / / / / / #/ rjŞehip ve Memleket Haberleri j Karasevda ile deliren genc Yaz mevsîminin en sıcak günü m Siyasî icmal Belçika ve Avrupa politikası ondrada İngiltere, Fransa ve Belçika tarafından akdolunan konferansta, Avrupa sulhunu kurtaracak pratik tedbirlerin kararlaşb nlmasında Belçikanın büyük tesiri olmuştur. Belçika, Fransaya peyk olmak ve Parisin her dediğini kabul ve iltizam politikasından günden güne uzaklaşıyor. Zaten, Umumî Harbden sonra, 1921 de Belçikanın Fransa ile akdeylediği askerî İKİfakın ahiren fevkalâde ahvalde, iki taraf erkânıharbiyeleri arasında, istişarede bulunmaktan ibaret bir şekle sokulmuş olmasile iki komşu devlet arasmdaki sıkı münasebet bir kat daha gevşemişti. Kara Mehmed, can çekişirken bile savaşı görmek arzusile yaralı vücudünün büyük kaleye naklini rica etmişti Mehmed dun, birer balta alarak küçük meydana toplanmışlardı, palanga kapılarını düşAğa!.. mana zorla açacaklarını haykınyorlardı. Yaralı Sipahi yenıbaştan tıtredı ve uKumandan, kuru gürültüye pabuc bızun bir iç zahmeti çektikten sonra inliyerakan takımdan olmadığı için bu hay bildi: kırışlara ilkin kulak asmadı. Lâkin ka Ordu ne oldu? dınlar ve genc kızlar öne geçirilerek is Dağıldı, darmadağın oldu. Sönük kıvılcımlar biraz ıslanmış gi tihkâmlara hücum edilmeğe yeltenilince biydi ve solgun dudaklarda yeni bir inil telâş etti, içli ve dışlı bir taarruzun akı betlerini düşündü ve bir selâmet yolu buti belirmişti: lamıyarak gene Kara Mehmedin yanına Oğlum nerede? koştu. O atlanıp gitti, dönmedi. Yiğit Sipahi, eski vaziyetindeydi. Kara Mehmedin kaşlan çatıldı. Bu çatıhşta bir yaranın acıya acıya büzü Gözlerinden hâlâ damla damla yaş sızılüşü gibi ıstırabh bir biçim vardı. Hasta yordu. Kumandan, bu yaşlann gelişigünın yaman bir azab içinde yandığı apa zel bir ağlayıştan değil, belki eriyen bir çık görülüyordu. Bununla beraber ölçü ruhun katre katre akışından ileri geldiğiye sığmaz bir tahammülün de bu delik ni sezdi, büyük bir heyecanla yaralı kahdeşik vüşudü zırhladığı gözlerden kaç ramanın dizlerine kapandı: mıyordu. Yiğit adam işte bu durumda Halk, dedi, bize saldınyor. Ne uzun bir lâhze sessiz kaldı, sonra nemi yapalım ağa? silinip kurulaşan gözlerini kumandana Kara Mehmedin gözleri açılmadı, çevirdi: yalnız dudakları titredi ve bu titreyiş za Beni, dedi, büyük kuleye götürün. yıf bir kelıme oldu: O... ö... ölünüz! Siz de savaşa başlayın. Olürken dövüş Bir top sesi, bu emri selâmlar gibi gürgöreyim!.. Kumandan Cebecibaşıya baktı ve fı lerken yiğit Sipahinin gözleri açıldı, Bülbül Hatunun yüzüne dikildi ve sonra sıldadı: kapandı. Kadın, onun dalgınladığını sa Dirisi gibi ölüsünün de bize örnek | olmasını istiyor. Haydi dediğini yapa narak kumandana fısıldadı: Gene daldı. lım. Fakat erkek, Kara Mehmedin uyku Obürü heyecanla cevab verdi: Ilkin elini öpüp duasını alalım, ya değil, rahmet deryasına daldığını ve düşman tarafından şimdi birbiri ardınca sonra kucaklayıp götürelim. Ak saçlı başlar, yatağa iğildi ve iki atılmağa baslanan top seslerinde de bu puse, iki vefalı yürek gibi yaralı yiğitin dalısı kutlulıyan bir ahenk yasadış*ını ellerine kapandı. Kumandanla Cebeciba sezdi, yavasça kuleden cıktı, kendi ye şı bir ölüden ölüm emri almakla kıvanc rine gitti. Palanga, gülleler altında «alduyuyorlardı ve heybetli bir mezar, he lanıyor, halk ta azgınlığı artırarak dörtnüz .yaşıyan şu iki erkeğe ahiret seferine yana saldırıvordu. Düşman kapıda Kara hazırlanmalarını söylüyordu. Bir kilime konulan Kara Mehmedin kuleye götürülmesi güç olmadı. Yaralı adam oradan, kumandanla Cebecibası nın omuzlanna dayanarak bir müddet düsmanı seyretti, sonra yere uzandı, basını Bülbül Hatunun dizine koyup yattı. Berıkıler, onun ölgün gözlerinden damla damla sızan yaşları selâmlıyarak bes yüz askeri silâh başına çağırmağa gitmişlerdi. Palanga, küçük ve pek küçüktü. Os torgon kalesinin ileri karakolluğunu yapmak üzere kurulduğu için sağlamlığına da pek dikkat edilmemişti. Bütün siperleri ağacdandı. Hatta büyük kulenin bile altı kârgir, üstü ahşabdı. Hendekleri dar ve kuru, duvarlan alçak ve ağac örtülü idi. Topçusu yoktu, bir köşeye ko nulan tek bir top ancak şenliklerde kul lanılabilecek cinstendi. Buna rağmen kumandan, on bin kisilik bir düşman ordusuna karşı dövüsmegi göze ahyordu. Çünkü Türktü, bu haysiyetle kanınm ibramına uymaktan geri kalamazdı. Cebecibası gibi söz erleri de ayni mubarek kanı taşıyorlardı, muhakkak bir ölümü ellerinde silâh olduğu halde karsılamağa hazırlanıyorlardı. Fakat halk, yaygarayı ayyuka çıka nyordu. Kumandanın dövüşmeğe karar verdiğini görür görmez ellerine birer o Sımdi düşmana ok ve sapan atmak, arada bir o tek topu işletmek gibi islere halkın hareketini kontrol meselesi de katılmıştı. Beş yüz askerin bir gözü düş manda, bir gözü halkın üstündeydi. Palanganın böyle bir vaziyette müdafaası elbette mümkün değildi. Kumandan gözle görülecek ve elle tutulacak kadar tebellür eden bu imkân sızlığı da yenmek istiyordu. Lâkin bir kaç yüz kadının fırsat bulup yüksekçe bir noktaya beyaz bir bayrak cektiklerini görünce iradesini kaybetti, dalkıhc o yana doğru kostu, Kadınlan hırpalıya hırpalıya uğursuz bayrağı yakaladı, parca parça edip aşağı fırlattı. Niyeti haiktan bes on kisiyi palanga duvarlan üzerinde kestirmekti. Bu hareketile yaygaranın önünü alacağını umuyordu. Fakat bay rağm açıldığı noktadan ayrılırken biı düşman güllesi geldi, cesur askeri ikiye Italya ile ticarî müzakereler Annesini öldürdü, kendisi Dün, gölgede hararet 34 Konuşmaların iyi netice de gazle boğuldu idi. Bayılanlar oldu ile biteceği umuluyor Evvelki gün şehrimizde aşk yüzünden tir cinayet olmuş, bir banka memuru sevgilısıni düşünürken delırmış ve annesin öldürmüştür. Hâdise şöyje cereyan etmiştir.: Os manlı Bankası Galata şubesi muhaberat servisi şef muavinlerinden Samuel Lev Cihangirde îhsan apartımanında annesi ile birlikte oturmaktadır. Samael akrabasından evli bir kadını senelerdenberi deli gibi sevmektedir. Bu sevda o kadar tahammül edilmez bir hale gelmiştir ki sevdiği kadını kocasından ayırtmış ve kendisile evlenmeğe karar vermiştir. Fakat işin garibi şurasıdır ki Levinin sevdiği kadın bir başka adamı severek ona kaçmış ve evlenmiştir. Feci bir inkisara ve ihanete maruz kalan Samuel, karasevda yüzünden gayritabiî bir hale gelmiş bankada çalışırken arkadaşlarile kavga etmeğe başlamıştır. Hatta bir defasında iki arkadaşını tokatlamıştır. Bankadaki âmirleri kendisinin sinirlerinden rahatsız olduğunu görerek istirahat etmesi için kendisine bir ay izin vermislerdir. Samuel, sevdiği kadını unutmağa, başka seylerle avunmağa çalışmışsa da m r vaffak olamamıştır. Nihayet bu aşk, adamcağıza aklını kaybettirmiş ve evvelki gün apartımanına giderek annesine saçmasapan sözler söylemeğe başlamıştır. Annesi, oğlunun bu halini görünce gözleri yaşarmış ve: Oğlum, sana yazık değil mi? Ben seni bunun için mi dünyaya getirdim. Sana öyle bin kadın feda olsun demiştir. Samuel, bu sözlerden annesinin sevgilisine hakaret ettiği manasını çıkarınca büsbütün zıvanadan cıkmış, büfede du ran uyuşturucu bir ilâcı alarak annesinin burnuna tutmuş ve kadıncağızı öldürmüştür. Annesi ölünce hemen kucaklamış ve banyo dairesine götürerek oraya yatırmıştır. Bu sırada banyoda bulunan mangaldaki yanmamış kömürden çıkan gaz Samuele dokunmuş ve ümidsiz sevgili de orada ölmüştür. Müddeiumumilik hâdise hakkında tahkikat yapmaktadır. Ana, oğulun cesedferî Morga kaldırılmıştır. L Sıcaklardan sucu dükkânlaruıa hücum! VİLÂYETTE Defterdar işe başladı Yeni maliye teşkilâtında İstanbul defterdarhğına tayin edilmiş olan Kâzım dünden itibaren bu vazifeye başlamıştır. Eyüb kazasının kadrosu Yeni teşkil edilen Eyübsultan kazasının kadrosu dün teblığ edilmiştir. Bura nın jandarma kumandanlık vekıllığıne yüzbaşı Vecihi tayin edilmiştir. Malmüdürlüğüne henüz kimse tayin edilmedi ğınden bu vazife vekâleten idare edil mektedir. Diğer memurlar kadrosunu tamamlamak için dün Valı muavınmin nezdinde bir içtıma yapılmıştır. Eyübsultan eski nüfus memurluğu, kaza emrine ve r.lmiştır. Dığer memurlar da bir iki güne kadar itmam edılecektır. böldü. Artık palangayı müdafaa edecek baş ta kalmamış gibiydi. Askerler bu umuîmıyan felâketin matemi içinde ne yapacaklarını kestiremiyerek bocalıyorlardı. Düşman ise bir an çekilen teslim bayrağının biraz sonra indirilmesini istihzaya hamlederek cebrî yürüyüse geçmişti, içeriye bol gülle yağdırmakla beraber dört yandan da palangaya ateş veriyordu. \Arkast var"\ MÜTEFERRİK Çekoslovakyalı seyyahlar Dün sehrimize 250 Çekoslovak seyyahı gelmiştir. Seyyahlar, akşama kadar İstanbulun tarihî yerlerini ve camileri gezmişler, akşamüzeri Romanya yolile memleketlerine dönmüslerdır. Muallimlerimizin Almanya seyahati Birkaç gün evvelki şıddetli yağmurlardan sonra üç dört gündür müthiş bir sı • cak dalgası bütün İstanbulu kasıp kavurmaktadır. Gerçi temmuz, Istanbulda en sıcak ay ise de bu sene sıcaklar, büyük yağmurlardan sonra bastırdığı için daha müessir olmaktadır. Sıcağın şiddetinden dün dairelerde, bilhassa Adliyede birçok memurlar fenaIık geçirmişler ve Fazilet admda bir kız da köprü üzerinde bayılmıştır. Etraftan yetişenler, bayılan kızı o civarda bulunan ve soğuk su satan dükkânlardan birfne sokarak basına su dökmek suretile ayıltmışlardır. Halkın çoğu, dün, Florya, Adalar, Boğaziçi, Suadiye, Bostancı ve Modaya giderek boğucu sıcaklardan kurtulmak için gündüzü denizde geçirmiş lerdir. liği bir gezinti tertib etmiştir. Kafile 40 Sıcakların pek fazla artmasmdan dola kız ve erkek talebeden mürekkeb olacak yı buz sarfıyatı iki gündenberi artmıştır. ve Romanyada on beş gün kalacaktır. Şehirde ceketlerini kollarına alarak dola Millî Türk Talebe Birliği vaki olaşan erkekler çoğalmıştır. cak müracaatleri 2 ağustosa kadar ka Rasadhaneden aldığımız malumata bul edecektir. Bu seyahat için Bükreş göre dünkü asgarî hararet gölgede 22,5 Universitesile yapılan temaslar bitmiştir. iken saat 14 te 29,5 a çıkmış \t bu ha Seyahate 6 aeustosta başlanacaktır. raret saat 16 ya kadar devam etmiştir. Universitelilerin şark vilâ Hatta saat 16 da hararet derecesı 30 a yetlerine seyahati kacîar çıkmıştır. istanbul Kandıllıye na Bundan bir müddet evvel Kars valısizarâ'ri cfaimâ'^T defece farfce'ttiğindein dün nin Universite gencliğini doğu illerini şehirde hararetin gölgede 34, güneşte 64 gezmeğe çağırdığını yazmıstık. Üçüncü der'eceyi' buldüğu" anlaşılmaktadır. Sıcakların bu kadar fazla artması bil genel müfettiş Tahsin Uzer yüksek tahhassa resmî dairelerde mesai hayatını ta sil gencliğinin şark vilâyetlerini gezmelehammülfersa bir hale getirmiştir. Memur rini çok faydalı bulduğundan Universiteardan çoğu, yukanda da kaydedildığı ye ikinci bir davetiye göndermiştir. îmti gibi, sıcaklar yüzünden çalışamamakta, hanlar 've askerî kamplar dolayısile şimkapalı, bunaltıcı odalarda uzun günü eza d:ye kadar mesgul olunamıyan bu me çinde geçirmektedirler. Her yerde oldu sele üzerinde Universite Rektörlüğünce ğu gibi yazın fazla sıcak olduğu günlerde tetkikata başlanmıştır. Vali Muhiddin İstanbulda da resmî daireleri öğleden son Ustündağm başkanlığında Rektör Cemil ra tatıl yapmak, herşeyden zıyade me Bilsel Universite umumî kâtibi ile Fa murların sıhhati bakımmdan pek lüzumlu külte dekanlan ve yüksek mekteb mü ve zarurî birşey olmuştur. Fılhakika şehdürlerinin iştirakile bir toplantı yapılmış rimizdeki ecnebi müesseseleri, hususî bü ve bununla daimî şekilde meşgul olmak rolar öğleye kadar çalışmakta, öğleden üzere yüksek muallim mektebi müdürü sonra tatil yapmaktadırlar. Bu usulün fazla sıcakların devamı müddetince res Hâmid, Universite umumî kâtibi Ferid mî daırelere de teşmili ıcab eder. Mesai Zühtü ve Tıb fakültesi dekan sekreteri saatine sabahleyin sekizde başlamak ve doçent Sadi Irmaktan mürekkeb bir komiöğle tatili yapmadan ikiye kadar çalış te teşkil edilmiştir. Bu seyahat 9 ağustosu mak ve ondan sonra tatil yapmak surelile takıb eden ilk vapurla yapılacaktır. İlk herr. iş randımanı azalmamış olur, hem de kafile kız ve erkek 100 kişiden mürek memurların sağlığı korunur. keb olacak ve kafileye doçent Sadi Irmak İstanbul Valisi Muhiddin Üstündağın riyaset edecektir. Şark vilâyetlerindeki bu pek mühim noktayı nazan dikkate a kadınlarımızın yeni yetişen yüksek tah acağına şüphemiz olmadığını söylerken sildeki Türk kızlannı görmesi ve genc kızbütün memurların temennilerine iştırak et lanmızın da onlarla yakından temas el ığimize emin bulunuvoruz. mek için gidecek kız talebenin mümkün mertebe fazla olmasına çalışılacaktır. Hükumetimizle îtalya arasında yen bir ticaret anlaşması akdi için müzakerelere Ankarada başlanmıştır. Zahire ve hububat ihrac mevsimi geldiği ve İtalyadan da bu maddelere karş büyük bir istek olduğu nazan dikkate alınarak yeni anlaşmanın süratle ikmaline çalışılacağı umulmaktadır. Klering esa sına dayanarak yapılacak olan yeni an laşmada zecrî tedbirler zamanrnda Italyaya ihrac edilmiş olan ve bedelleri alınaLokarno misakının bozulması ve Almamış bulunan mallanmız, ezcümle taze man ordusu tarafından Rendeki gayriasbalıklanmız için de müsaid bir vaziyet kerî mıntakanın işgal ve takkimi daha zibulunacağı sephesiz görülmektedir. yade küçük Belçikayı tehlikede bıraktığı haide, ÜNİVERSÎTEDE az telâşbundan Belçika Fransadan daha etmişti. Bu sayede, İngiltere haBir kimya enstitüsü yapılıyor vadaki gerginliği teskine vakit bulabilmişti. Fransa dahi yalnızbaşına Almanyaya Maarif Vekâleti 300,000 lira sarfile karşı harekete gelmeğe cesaret edemernişyeni bir Kimya Enstitüsü kurmağa ka ti. rar vermiştir. Bunun için lâzım gelen Belçika yalnız dış politikada Fransaya tahsisat ayrılmış ve Enstitünün Univer tabiiyetten ayrılmış olmakla kalmayıp site bahçesinde eski hastanenin bulunduğu yere yapılması kararlaşmıştır. Enstıtü Avrupada sulhu tehdid eden büyük meseBalkanlarda ve Yakınşarkta bulunan lelerin hal ve tesviyesinde tutulacak yol kimya lâboratuarlarının en büyüğü ve ve usul hakkındaki düsüncelerde dahi en moderni olacak ve içinde yüzlerce ta Fransa ile Belçika arasındaki fikir ayrılığı derınleşmektedir. Belçikada son umumî lebe çalışabilecektir. Bu binanın inşasına önümüzdeki ay seçimin neticesi olarak peyda olan ve bir içinde baslanacak ve tam bir sene sonra aydan fazla süren kabine buhranınm sonunda M. Van Zeelandın yeni kurduğu bitırilerek açılacaktır. kabınede Hariciye Nezaretini deruhde eÜniversiteliler Romanyaya den M. Spaak Londra konferansına gigidiyor derken söylediği bir nutukta Belçika ile Romanya Universitesi talebelerinin Fransa arasındaki haricî politikaya aid Türkiyeye vaki olan ziyaretlerini iade mübayeneti bir kat daha göze çarpaetmek maksadile Millî Türk Talebe Bir cak surette anlatmıştı. Mumaileyh bu nutkunda «Bütün Avrupaya şamil müşkülâtm kolayca ve süratle hallolunamıyacağını ve Belçikanın buna bakarak kendisi için hayatî ehemmiyeti olan meselelere bilâteahhuf vazıyed ederek halledilmesine çalışmak • tan gerı durmıyacağını ve sulhu sağlamla<tıracak büyük işin muvaffak olması beklenirken Belçikanın kendi huzur ve selâmetınin koşmuları tarafından temin edilmesini istemek hakkı olduğunu» söylemiştir. Bu sözler Belçikanın, Avrupa sulhu . nun Fransız ve Sovyet telâkkilerine uygun olarak tecezzi kabul etmediği fikrinde olmadığını ve kendi emnıyetine herşeyden ziyade ehemmiyet verdiğinden Almanya ile anlaşmaya hakkı olduğunu ifade et * mıştir. Belçikanın, îngıliz ve Alman telâkkilerine uygun siyasî bir zihniyeti kabul eylediğini anlatan bu sözler, Fran • • sada büyük bir fırtına kopardı. M. Spaakın, sosyalist olduğu halde böyle sözler söylemesi Fransada işbaşında bulunan sol partileri büsbütün müteessir et •> mişti. Nutkun Fransada uyandırdığı bu fena akisler üzerine, Belçika sosyalist partisi Londrada bulunan M. Spaaka bir telgraf çekerek nutkunun Belçika sosyalist ve amele partısinin siyasî düşüncelerine uygun olmadığını bildirmiş, bu partinin müşterek :mniyet ve karşılıklı yardım siyasetinin kuvvetlendirılmesi taraftarı bulunduğunu ıhtar etmiştir. Ayni zamanda bu yolda Fransız Başvekilile Hariciye Nazınna elgraflar çekilmiştir. Bu telgraflar Belçika dahilinde büyük bir fırtına kopardı. Flaman milliyetperverlerile sa5 partiler Belçikanın millî menfaat!erin> Londrada müdafaa etmekte bulunan Hariciye Nazırına yapılan bu hücumu ihanet olarak karşıladılar. M. Blume çekilen telgrafm ise, ecnebi bir devlefe erfüru etmek demek olduğunu iddia ettiler. Reksistler denilen yeni faşist partisi bu telgrafı fırsat bilerek Belçikada dahi halk cephesi kurmak istiyen sosyalistlere /e korjuünistlere karşı şiddetli bir mücade!e açtı. Yeni kabinenin mevkii de fena halde sarsıldı. Bu hücum ve hareketler karşısında Belçika sosyalistleri daha ileri ;itmekten çekinmşler ve M. Spaakı dü sürmek tasavvurundan vaz geçmişlerdir. Bu neticeye göre Belçıka beşler konfe ansında, Fransanın şümullü dava ve tezierini müdafaa etmiyecektir. Almanyada tetkik seyahati yapan mttallimlerimiz Berlinde... Berlin (Hususî) 69 Türk mualliBu nutuklara Zeki Cemal ve Bayan mi Dresdenden sonra Berline gelmişler Kıymet cevab vererek gördükleri hüsnü ve Alman muallimleri ve Berlindeki kabulden dolayı teşekkür etmişlerdir. BuTürkler tarafından büyük merasimle kargün de Türk muallimleri şerefine Berlinşılanmışlardır. Muallimler dört gündür deki Türk kulübünde bir çay ziyafeti veBerlindeki bütün kültür müesseselerini gezmişlerdir. Dün öğleden sonra Berlin rilmiştir. Ziyafette Olimpiyad münase belediye dairesinde Berlin belediye reisi betile Berlinde bulunan zevat ile Türk tarafından Türk muallimler şerefine muh sefareti erkânı bulunmuştur. Ziyafet çok teşem bir resmi kabul yapılmıştır. Kabul samimî olmuştur. Türk muallimleri Hanr resminde Alman maarif erkânı da hazır burga gitmişlerdir. bulunmuştur. Alman gazeteleri ve mecmuaları Türk Belediye reisi namına ve maarif müs muallimlerinin Almanyaya yaptıkları teşarı tarafından irad edilen nutukta Türk seyahat dolayısile makaleler yazmakta ve milletinin yüksek hasletinden bauhsedil yeni Türk kültürü hakkında malumat miş ve Türk muallimleri selâmlanmıştır. l vermektedirler. Yeni yapılacak Konservatuar binası nın projesi henüz gönderilmemiştir. Belediye, projenin bir an evvel gön derilmesini, projenin mimarı olan ve geçenlerde ölen Polzıgin karısına tekrar yazmıştır. Projenin tatbikatına nezaret etmek üGüzel San'atlar resim sergisi zere yeniden bir ecnebi mimarla anlaş Güzel San'atlar Birliği Resım şube mağa zaruret hasıl olmuştur. sinin yirminci sergisi l ağustos cumartesi Tarihî binaların muhafazası günü saat 16 da Galatasaray lisesi sa Çağlıyan sarayı, İmrahor köşkü gibi lonlarında açılacaktır. Serginin bu sene tarihî kıymeti haiz bazı binaların hüsnü geçen senelerden daha mükemmel olma muhafazasını temin için bunların Bele sına çalışılmaktadır. diyeye devredıldıği yazılmıştı. Bu binalaBeynelmilel kanser kongresi rın ne suretle muhafaza edılebiîeceğinı Brükselde toplanacak olan beynelmilel tesbit etmek üzere dün Belediye reis muikinci kanser kongresine İstanbul Univer avini Ekrem Sevencanm nezdinde Belesitesı namına emrazı cıldıye profesörü Hu dsye erkânının ıştırakıle bir toplantı ya lusi Behçet ile umumî emraz profesörü pılmıştır. İstanbul sekizinci ihtısas mahkemesi istintak hâkimi Bay Hakkı Sükrü Talimcioğlu, ihtısas mahkemelerinin lâğvı üzerine Balıkesir Müddeiumumî muavinli ğine tayin edilmiş ve dün yeni memuri yetine gitmiştir. Obendorferin iştiraki kararlaştırılmıştır. Profesörler yakmda Belçikaya gidecek lerdir. Balıkesir Müddeiumumî muavinliği ŞEHÎR tŞLERl Konservatuar projesi Kafilede her fakülte ve yüksek mek tebden 20 şer kisi bulunacaktır. GÜMRÜKLERDE Gümrük memurları arasında Uzunca bir zamandanberi Ankarada bulunan Gümrük Başmüdür vekili Mustafa Nuri dün Ankaradan sehrimize dönmüştür. Mustafa Nuri Ankarada bilhassa gümrük memurlarının terfiı listesıle meşgul olmuştur. Bugünlerde Vekâletten geçecek olan bu listede küçük memurların aylıklanna münhasır olmak üzere 20,000 liralık bir zam yapılmaktadır. îstanbul gümrüklerindeki münhallere diğer güm rüklerden on beş memur nakledilmekte dir. Bundan başka, münhal memuriyet ler için de bir müsabaka imtihanı açılacak ve yeni memurlar alınacaktır. Gümrük memurlarının senelik ikrami yeleri için henüz bir teklifte bulunulma rr.ıştır. Muharrem Feyzi Togay ECNEBİ MEHAFİLDE yıldonumu 11** •• •• Cumhuriyet Nüshacı 5 Kuruştnr | Türkiye Senelik 1400 Kr. Altı aylık 750 Üç ayhk 400 Bir ayhk 150 İsviçre konfederasyonunun KÜLTÜR IŞLERt Maarif teftiş reisi On gündenberi şehrimizde bulunan Maarif Vekâleti teftiş heyeti reisi Cevad, dün Heybelideki muallimler ve Erenköyündeki talebe kamplarını gezmiş ve ak?am trenile Ankaraya gitmiştir. Hariç isviçre konfederasyonun 465 inci yılimtihanı dönümü münasebetile yarın saat 16,30 da Gümrük işlerinde çalışmak üzere yeniİsviçre sefiri M. Hanri Marten Tarab den kumusyoncu, maiyet memuru ve rrnr yada İsviçre kolonisini kabul edecektîr. | Bu münasebetle Tarabyadaki Tokatli avin olmak istiyenlerin imtihanları yarın saat 10 da gümrükte yapılacaktır. yan otelinde bir suvare verilecektir. Gümrük kumusyoncularının şeraiti I ^ Wo 2700 Kr. 1450 800 yoktur