28 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

28 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Ct ATHURtYET 28 Temmuz 1936 Futbol takımımız nasıl teşkil edilmeli? En kuvvetli takım en kuvvetli futbolcuların hepsini takıma ithal etmek suretile teşkil olunabilir General Frankonun yeni beyanatı «Ispanya adalet için ayaklandı» Ispanyadaki ih tilâl hareketini i dare eden General Franko, bu isya nın sebebini bizzat şöyle izah etmek tedir: « İspanyol hükumetinin otori tesi aleyhine olan bugünkü hareket, vatanlannı, gerek dahilî, gerek hari General Franko cî düşmanlara karşı müdafaa edecek kadar seven bütün yurddaşlarm teşeb büs ettiği bir harekettir. Bu hareket, tspanya şehirlerinde anarşinın hüküm sürmesine meydan veren, rövolver ve mitralyöz devrinin teessüsüne göz yu man, ihaneti ve kıtali kabul eden hü kumet aleyhme müteveccihtir. Bu büyük, vatanî hareketin bidaye r tinde neşrettiğim be3 annamede, askerlere ve bahriyelilere şu sözlerle hitab ettim: <Kara ve deniz orduları askerle rı! Vatanınızm selâmeti için hayatınızı fedaya yemin ettiniz. Bugün, millet sizi ımdadma çağırıyor. îspanyanın vazi yeti gitgide vahimleşmektedir. Memlekette anarşi hâkimdir. Ekser şehirlerde ve kasabalarda, meşrutî hükumoJ, tarafından nasbedilen memurlar rövolvere ve mıtralyöze müracaat ederek açık açık ihtılâl tertib edıyorlar. Bütün anlaşmazlıkların yegâne ça rei halli katl olmuştur ve resmî maka mat, asayişi ve adaleti hâkim kılmak için en ufak bir gayrette bile bulunmuyor. Hertürlü ihtilâlkârane grevler mil letin hayatını kötürümleştiriyor, refa hını mahvediyor ve ispanyol milletini açlığa ve yese düşürecek bir vaziyet ihdas ediyor. Memleketimizin artistik abideleri ve hazineleri, yabancı memleketlerden gelen ve resmî makanıatm taraftarhğı veya ihmalile kuvvet bulan emirlere uyup hareket eden ihtilâlcilerin azgın taarruzlarma kurban olmaktadır. Umumî nizamın muhafazasile mükellef olan kuvvetler, resmî makamatm emrile kışlalannda kapalı oturmakta dır.» Kanunu esasi, altında ezildiğimiz boyunduruğu sarsmaktan bizi menetmektedir. Fakat, kanunu esasî, kanunla ve adaletle telifme kat'iyyen imkân olmıyan bugünkü istıbdad altında tamamen kaybolmuştur. Vatan, hududlarımıza taarruz etmek için munasib zamanı sabırsızlıkla bek lıyen yabancı kuvvetlerin tehdidi al tmdadır. Ecnebi memurların, İspanyanm gö beğinde, vatanımızm harabisini hazır lamakla meşgul olduklarım biliyoruz. Ve kanunu esasimizin tekeffül ettiği mahkemeler harekete geçmekten âciz bulunuyor. Memleketin düşmanlan, mücadele den kaçmak suretile, istiklâlimizi en alçakça, en hilâfı namus şekilde satmak istiyorlar. Maksadlarını tahakkuk ettirmeğe teşebbüs ettiler; fakat îspanyada adaleti ve nısfeti müdafaa için yemin etmiş olanlarımızın kıymetini hakküe ölçemedıler. Bütün İspanyollarm sulh ve sevgi, hakiki manasile, istibdadsız, sulh ve kardeşlik içınde yaşamasını istiyoraz ve bunu teklif ediyoruz. Her ikisi de, memleketimiz kanunu esasisine karşı isyan demek olan Katalonya ve Astorya ihtilâllerinin tebcüi ne de mâni olacağız. Kütlelerin ihtilâl esprisi alevlendı rilmiş ve istismar edilmiş, millet, 25 milyon kurban pahasına rejimlerini tesise muvaffak olan komünist ajanları tarafından aldatılmıştır. İspanyanın, bütün dünyaya karşı bu hicabâver manzaraya bürünmesine ar tık nza göstermiyeceğiz. İspanyayı. servet tevzıi bahanesıle alçakça hare ketlere tasaddi eden ve mılletin bütün ekonomi sistemini tehlikeye sokan düşmanlarmm teşebbüsünden kurtarmağa azmettik. Namuskâr sây adamlannı aldatan bütün bu siyaset istismarcılarma karşı amansız bir harb açmış bulunuyoruz. İspanyayı mahvetmek için açıktan a çığa uğraşan ecnebilere ve onlarm a janlarma karşı da harbediyoruz. Bugün, bütün İspanya, sulh ve ada let istemek için baştanbaşa ayaklanmıştır. Ordu ve donanma yurdumuzu müdafaava hazırdır. Nizamı muhafaza için elimizde bu lunacak vesait bize karşı vuku bulacak mukavemetle mütenasib olacaktır. Bazı hususî menfaatleri müdafaa etmek arzusile değil, bütün yurddaşlarm camia içinde yaşıyabilmesini tekeffül etmek azmile hareket ediyoruz. Memleketimizdeki hükumet bugün anarşi halindedir. Bütün tspanyollar için. ılk defa olarak hürrivet, müsavat ve kardeşlik tesisi maksadıle mücadele ediyoruz.» Ispanya ihtilâlini ateşliyen çifte cinayetin içyüzü Genc mülâzim Joze del Kastillonun öldürüldüğünü duyan zabitler, geceyarısı kralcılar şefi Kalvo Stellonun evine girdiler, ve... Saat sabahın üç buçuğu. Bıçakla ke silecek kadar koyu bir gece. Madrid mezarlığının bekçisi devrini çoktan bitirmiş, yatmış uyuyor. Bir projektör kabristan yollarından yalnız bir tane sini aydınlatıyor; mezarhğın diğer kı sımları siyah bir sisle örtülmüş, görülmüyor. Bırdenbire parmaklığın önünde bir otomobil durdu. İçinden on bir kişi çıktı. Rovelverlerinin kabzelerile mezarlık bekçisinin kapısını vurdular. Bekçi, uyku sersemi yatağından kalktı: Kimdir o? Bir cesed! Adam kapıyı açtı, avlunun ışığını yaktı. Karanlıkta, kapıda duranların hücum taburu efradı olduğunu ü niformalarından tanımıştı. Zabıtlerden bıri ilerliyerek: Yolda bir cesed bulduk, dedi. Ba şmdan kurşunla vurulmuş. Bu cesedi muhafaza edin. Askerlerden biri: Mutlaka bir gece bekçisidir, dedi. Müstehzi bir ses ilâve etti: Belki de siyasî bir suikasddir. Bekçi: Cesedin evrakı nerede? diye sor du. Evrakı yok. Emniyet müdürlüğü ölünün hüviyetini tesbit edince kâğıd larını göndeririz. Zabit, biraz sabırsızlıkla şu sözü ılâve etti: Haydi, alm şu cesedi. Ölü dediğin mezarlıkta yatar. Emredersiniz. Askerler tekrar otomobile atladılar ve araba bütün süratile uzaklaştı. Mezarlık bekçisi yalnız kalınca ölünün yüzünü açtı. Garib şey, diye söylendi, hiç te gece bekçisine benzemiyor. Acaba bunu nereye koysam? Yerin dibindekilevin ne âlemde olduğunu görmeğe gidinci ve kadar şurada, toprak üstünde gece lesin bakalım. Adam sende! Mezarlıkta bir ölü daha arttı demektir! Filhakika mezarlıkta bir ölü daha artmıştı, fakat bu ölü ehemmiyetli bir ölü idi. Şimdi, işini bitirip tekrar uy kuya yatmak üzere odasına dönen kalender mezar bekçisi, bu cesedm, İs panya Kraliyet partisi şefi, eski nazır lardan Jose Calvo Sotelo olduğunu ve onu, katillerinin elinden tesellüm ettiğini öğrenecekti. Mıüi takımımız, Istarbu'dckı son maçmda, sahada Istıklâl marşını dınierken Olimpiyadlarda Türk millî takımmın sureti teşkili, spor meraklıları arasında günün başlıca mevzuu oldu. Bizce takımın heyeti umumiyesi hak kında değil ancak birkaç noktası, merkez muavin, sol iç, ve sol açık mevkileri hakkında mütalea yürütmek, ona göre bir hüküm vermek lâzımdır. Avni, Hüsnii, Yaşar, Ibrahim, Meh mcd Reşad, Niyazi, Hakkı, Giindüz Kılıc, götürülenler arasmda takımın demir • başlandırlar. Fikret te demirbaşlardan biri ise de aşağnda yüriiteceğimiz muhakemede ken disini de ele alacağımızdan onu dığerleri arasma ithal etmedik. Mıllî takımımızm belkemiği olan merkez muavin yeri için iki namzed vardır: Izmirli Hakkı ile Lutfi. Izmirli Hakkı, Federasyonun tertib ettiği şehir muhtelitleri maçlan münasebeiile İzmirden geldiği zaman çok ümid verici birkaç oyun oynadı. Fakat son mıllî oyunda, yani en cıddî imtihanını geçirirken tecrübesizliği ve kararsızlığı yüzünden hiç muvaffak olamadı. Lutfiye gelince, Galatasaray takımın da daima miidafi oynamasına rağmen, son dostluk maçında Hakkıya nisbetle üstünlüğünü gösterdi. Bu küçük muhakemeyi yürütüp hiç tereddüd etmeden Lutfiyi merkez muavin yerine korsak millî takımımızın geri hatlan Avni Yaşar, Hüsnii Mehmed Reşad, Lutfi, Ibrahim şeklini alır. Muhacim hattma gelince, onun da yalnız sol tarafı düşünülecek bir vaziyet göstermektedir. Ortada iki sureti hal vardır. Sol tarafımızm Fikretle Rebiiden mi, yoksa Fikretle Şereften mi mürekkeb olması keyfiyetidir. Bir kere Rebii ile Fikret, bazı hususlarda birbirlerinden aynlmakla beraber hemen hemen ayni ayarda iki kıymetü açık oyuncumuzdurlar. Fikret ele avuca sığmaz cıva gibi seri, Rebii ise hiçbir futbolcumuzda olmıyan fevkalâde göniş'", ve top hakimiyetine maliktir. Şimdi bir de Fikretle Şerefi alıp muka yese edelim. Fıkretin bütün futbolcularımıza takaddüm eden bir meziyeti var dır. O meziyet te kendisinin takımın bir çok yerlerinde ayni derecede muvaffak olabilmesi keyfiyetidir. yuncunun yukarıda saydığımız yerleriı: hiçbirinde kıymetinden düşmediğini ve o yerin icab ettirdiği vazifeleri mükemmelen yaDtığını gördük. Fikret, Şerefe nazaran ayağına daha çok hâkimdir. Sağını ve solunu ayni mc haretle kullanabilir. Şerefin ise yalnız so! ayağı mevcuddur. Şeref, takımın en houbin oyuncusudur. Fikret, Şerefe nisbetle kale önlerinde daha müessir ve atılgandır. Şütleri daha kaleyi bulur. Bundan başka, Şerefin son oyunlarda büyük bir kusurunu da görmeğe başUdık. O da oyun arasında arkadaşlarınm, faisolu olsun olmasın, ekseri hareketlerini eî ve kol hareketlerile alenen tenkid etmeMdT. Hatta bazan kendi kusurunu bile arka • daşlarına atfederek çirkin jestlerle muahaze etmektedir. Bu hal, beraberliği bozar. Bu vaziyette sol iç mevkii için Şerefk Fikreti terazinin birer kefesine koyup tartarsak Fıkretin ağır, hem de çok ağır bastığını kabul etmek icab eder. Hulâsa millî takımımız, Avni Hiis nü, Yaşar Ibrahim, Lutfi, Mehmed Reşad Rebii, Fikret, Giindüz Kıuc, Beşiktaşlı Hakkı, Niyaziden teşkil edi lirse en makul ve en mantıkî bir şelilde hareket edilmiş olur kanaatindeyiz. Rebii ile Fikretin deplomanîı biı oyun oynamalan bu iki kıymetli solaçığın münavebe ile yerlerini bularak işlemele rini ve dolayısile karşılanndaki müdafi ile muavinin iki ayn tarzda oynıyan futbolcu karşısında kalarak şaşırmalarını intac eder ki bu da takımımız için ayn bir avantaj teşkil etmiş olur. Maç esnasında dışandan oyuncu alı namıyacağı düşünülürse yukarıki şekilde tertib edilen takımımızın mühim bir hususiyeti daha meydana çıkar ki o da şudur: Bir an için Lutfinin merkez muavin yerinde veyahud Hüsnünün sol müdafi mevkiinde muvaffak olamadıkları düşünülecek olursa bu iki oyuncu pekâlâ yerlerini değiştirebilirler ve bu değişiklik takımı hiçbir vakit aksatmaz. Kalvo Stellonun portreri ve cinayetten sonra... Eski Kral Alfons hâlâ ümid peşinde koşuyor! Şimdi Çekoslovakyada oturan Dük dö Toled her an İspanyadan bir davet bekliyor! Pariste çıkan Paris Soir Sabık Kral odaya girdi ve gazetesi muharrirlerinden bielimi çok dostça sıktı. Birkaç ri eski İspanya Kralı Seki dakıka sonra, hergünkü gclf zinci Alfonsla yaptığı bir partisini yapmak için dışarı mülâkatı gazetesine şu şekilçıkacağından arkasında gri de bıldıriyor: bir spor kostümü var ve yüKoenigswart 24 temmuz zünden belli olan endişesine Slovakyanm en meşhur va rağmen sakm görünüyor. dilerinden birinde, Koenigs Cebimdeki gazetelerden hawartta. Metternich ailesinin vadısler tercume etmemi ismalı olan şatoda eski İspantedi. Okuduğum bu havadısya Kralı Dük dö Toledi ziyaleri merakla dinliyor, başmi ret ettim. Dört senedenberi, Sabık Kral Aljons sallıyor ve bazan hayret ettimenfa ıstırabına deva aramak i ğini gdsterir hareketler yapıyor. Sabık çin Avrupada dolaşan bu eski hü hükümdar bana şu sözleri söyledi: kümdarı burada göreceğimi bilme c Zannetmeyiniz ki derhal Madride sem bile. şatonun etrafmda gördüğüm avdet fıkrindeyim. Sevgili İspanyamda faaliyet, telgrafçıların durmadan mekik cereyan eden hâdiseler, sırf millî bir dokumaları, arka arkaya gelen araba hareketten ibarettir. lardan inen telâşlı insanlar nazarı dikKralcı ve sağ partiler, birçok fena katimi celbetmeğe kâfi gelirdi. lıklara sebebiyet veren sol partilerin Bu loş duvarların arkasında, İspan tamamen ortadan kalkmasından başka yadan sabırsızhkln havadis bekleniyor. birşey istemiyorlar. telsizle verilen haSerlerin almmasma Mücadelenin sonu ne olursa olsun, çalışılıyor, en ivi haber alabilen muhteyegâne arzum İspanyanm kurtulması, lif Avrupa şehirleri çağırılıyor ve Kral. katillerin artık nihayet bulması, bu Cannesda bulunan ve kral taraftarı kıtaatın başlıca zabitlerile temasta bu hergünkü tedhişin ve mezalimin bit • mesidir. Memleketimin bu suretle öl • lunduğu zannedilen oğlile görüşüyor. düğünü işittikçe kalbim paralanıyor. Bu küçük şehrin postanesine, Kral Benim fikrimce, bu dahilî harbe e • namına o kadar çok mektub gelmeğe bediyen nihayet verecek ve her öz İs • başlamıştır ki, posta memurlarım bir misli artırmak mecburiyeti hasıl ol panyolun teşne olduğu asayişi İspan muştur. Bayonnedan, Biarritzden, hıı yaya bahşedecek olan şey sol partiler duddaki bütün mevkilerden ve hatta rejiminin nihayet bulmasıdır. Ben şu kanaatteyim ki, İspanyaya îspanyol Fasından, ekserisi şifreli tel graflar yağıyor. mes'ud ve endişeden azade bir istikbal Eski usulde döşenmiş bir odadayım. temin edecek olan rejim, bütün ordu Duvarlarda Metternich ailesinin resim ya dayanan bir sağ cenah rejimi ola » leri asılı; masanın üstünde bir yığın in caktır. Eğer bir gün memleketim beni çağıracak olursa derhal hazırrm.» güizce ve fransızca gazete var. disini tevkif etmek üzere gelenlere: Tevkif müzekkeresi nerede? diye sordu. Bız, Emniyet müdürlüğü memur larıyız. Calvo Sotelo karşısmdakilerin kim olduklarım öğrenince mahvolduğunu anlamıştı. Fakat gene bir halâs çaresi aradı. Pencereye koştu, sokaktaki nö betçi polise seslendi: Bu adamlann muhafız kıt'ası za bitleri olduğunu biliyor musunuz? Sokaktan: Evet efendim, cevabını verdiler. Calvo Sotelo, bunun üzerine, telefon etmek için müsaade istedi, fakat tele fon telini kopardılar ve kendisini ko nuşturmadılar. Nihayet, Calvo Sotelo, rövolverlerin tehdidi altında otomobile bindi ve gsce karanlığmda, son seyahatine çıktı. Temmuzun 13 üncü günü öğleden sonra Calvo Sotelonun öldürüldüğü haberi bütün Madride yaj'ilmış bulunu • yordu. «Calvo Sotelo öldürülmüş!> haberi bütün İspanyaya yayılınca, bu haberin tesıri şahsî kinlerden ve garezlerden ibaret kalmadı. Her şehirde, her kasabada, her kışlada bir takım adamlar, manalı nazarlarla bakıştılar. Bunlar, ken • dilerine bazı emirler verüeceğine e m mindiler ve bu emirleri bekliyorlardı. Büyük faşizm şefleri ise, bakışlar ye rine, sözler teati ettiler. İspanyanm her köşesinde müzakereler oldu ve herkes, kendi mevkiinde, kendisine düşen va zifeyi aldı. Asi kıtaat, tam bir tesanüd içinde bulunduklarını anladıktan, yani Calvo Sotelonun katlinden ancak dört gün sonra isyan emri verildi. Ve bugün Jose del Castillo ile Jose Calvo Soteloyu alıp götüren ölüm, artık sağa sola bakmadan, rasgeldiğini sürüklüyor ve İspanyada kan gövdeyi götürüyor. Bir gün evvel Bir gün evvel, Madrid Emniyet müdurlüğünün kırmızı salonunda, genc mülâzim Jose del Castillo, göğsü kur şunlarla delik deşik olduğu halde u zanmış yatıyordu. Hareketsizliğin ciddî bir ıfade verdiği bu yirmi beş yaşında güzel erkek çehresi üzerine, genc ar kadaşlan, sosyalist milis zabitleri hürmetle iğiliyorlardı. Bir müddet sonra, Pontejos kışlası nın avlusunda, iki zabit, efradı ve di ğer zabitanı bir araya toplamışlardı Zabıtlerden biri: Askerler, dedi, bu gece, Pistolero lar, arkadaşımız mülâzim Jose del Castılloyu öldürdüler. Castillonun intika mını almak istiyen gönüllüler bir a dım ileri! Bütün efrad, topuklarmı birbirine vurarak ve tüfeklerini şakırdatarak bir adım ileri atıldılar. Zabit, ilk safta duran diğer zabitanın solgun yüzlerine bakarak: Pekâlâ, dedi, şu halde hep beraber gideceğiz. Ayni gece, on bir kişi, yeni bir cinayet daha işliyeceklerdi. Kışla meydanındaki boş kamyonetin içi biraz sonra askerle doldu. Kamyo netin arkasında küçük bir otomobil vardı. Bunu bir sivil idare ediyordu. Efradın bulunduğu kamyonda da iki sivil vardı. Kamyonet ve otomobil birlikte hareket ettiler. Büyük bir intikam arzusile harekete gelen bu iki araba insan Kraliyet partisi şeflerinden Coicoecheanın, sonra Gil Roblesin evlerinin önünden durmadan geçti. Velasquez sokağında yüksek bir binanm önünde durdu. Askerlerden biri, orada nöbet bekli yen iki polis neferine sordu: Burada kim oturuyor? Calvo Sotelo. Kaçmcı katta? İkinci. Zabit korkak korkak yüzüne bakan kapıcıya, âmirane bir tavırla: Calvo Soteloyu tevkif etmeğe gel dik, dedi. Ve sekiz nefer, bir zabit, iki sivilden ibaret on bir kişilik kafile merdiven lerden çıkıp sabık nazırın kapısını çaldı. îçeride, kapıyı açan adamla askerler arasında uzun bir münakaşa cereyan etti. Nihyet Calvo Sotelo, arkasında pijaması olduğu halde odaya girdi. Ken Çünkü Lutfi nekadar mükemmei bir bek ise Hüsnü de zamanının o derecede mükemmei bir merkez muavini idi. Biz tensib ettiğimiz takımı olduğu gibi yazdık. Bazı muharrirler gibi öyle de olur, böyle de olur gibi bir kaç şekil ıleri Bız Fikreti, sol haf, merkez muavin, sürmedik. Temenni ederiz ki takımın mekez muhacim, sol iç ve sol açık oynar mes'ul idarecileri, en kuvvetli şekli bulaken müteaddid defalar seyrettik ve bu o rak takımımızı galibiyete götürsünler. Olimpiyad meş'alesi Bulgaristandan geçerken Sofya (Hususî) Olımpiya dağın da yakılıp Berline götürülmekte olan an'anevî meş'ale cumartesi günü 18,45 te buraya geldi ve büyük kilise mey danında merasimle karşılandı. Karşılıyanlar arasında Başvekil Köse İvanofla birçok nazırlar, Alman ve Fransız sefırleri de bulunuyorlardı. Meş'ale, saat 20 de uğurlanıncıya ka Meş'aleyi taşıyan atlet bayraklar arasından geçerken dar Bulgar koylü kızları askerî ban donun çaldığı havalarla millî oyunla rmı oynadılar. Meş'ale ayni gece sabaha karşı saat birde Yugoslavya hududuna yetiştirü di ve protokol tarafeynce ımzalandık tan sonra Yugoslavya atletleri tarafmdan Macar hududuna doğru koşturul mağa başlandi.

Bu sayıdan diğer sayfalar: