7 Temmuz 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2

7 Temmuz 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 2
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 1 Temmuz 1936 ( Şehlr ve Memleket Haberleri " ) VIYANA DONUŞU Tarihî tefrika: 85 M. TURHAN TAN Siyasî icmal Zecrî tedbirler ve ıslah meselesi enevrede toplanan Milletler Cemiyeti Büyük Meclisi bütün dünyanın derin bir merak ve endişe ile beklediği kararlarmı verdi. Büyük Meclis zecrî tedbirlerin müessir olamaması üzerine meydana gelen gayet karışık vaziyetin içinden çıkmak için cenubî Amerikalı mühim bir devlet olan Arjantinin talebi üzerine davet edilmişti. Bu devlet zecrî tedbirlerin Italyaya karşı müessir olmaması, bundan sonra hududların değiştirilmesi ve küçük devletlerin varlıklarının cebir ve kuvvete tâbi rutulması gibi yeni bir yol açacağından korkmuş ve böyle bir halin Amerikalı devletler arasında elli senedenberi carî bulunan prensiplere muhalif olacağı düşüncesile kendisinin ve diğer Amerikalı devletlerin Milletler Cemiyetinde kalmasına mâni olacağmı ileri sürmüştür. Hakikaten bu düşünce Büyük Meclisin son kararı üzerinde başlıca müessir olmuştur. Çünkü Arjantin yukarıdaki prensip karar suretine konulmadığı takdirde, Milletler Cemiyetini bırakacağım kat'î surette bıldirmişti. Orta Amerika devletlerinden Nikaraguvanm bir gün evvel Milletler Cemiyetinden çıktığını haber vermesi üzerine Arjantinin yaptığı tehdid diğer devletleri ziyadesile düşündürmüştür. Lâkin Büyük Meclisi ve bütün devletleri müşkül mevkide bırakan Arjantinin davası ve tehdidinden ziyade İtalyaya karşı zecrî tedbirlerin tatbik edilememesi yüzünden Milletler Cemiyetinin bütün şeref ve itibarının sarsılmış olmasından dünya politikasmda peyda olan boşluk ve karışıklıktır. İtalyaya karşı zecrî tedbirlerin devamından artık bir fayda gelmeyip bilâkis bu büyük devleti ve etrafmdaki zümreyi diğer devletlerden daha ziyade uzaklaştırmak ve Avrupada yeni bir harbe zemın hazırlamak gibi büyük mazarrat doğuracağı hakkında devletlerin ve siyasî partilerin çoğu kanaat hâsıl etmislerdi. Fakat diğer taraftan bu zecrî tedbirlerin alelitlâk kaldırılmasile Milletler Cemiyetinin hüküm \e nüfuzunun sıfıra ineceğinın bir hakikat olma=t, bu miiesseseye kendi emnıyetlerının ve Avrupa sulhunün muhafa/asr ıcın bef bağljyan Fransa ile Sovvet R<js"qvı ve bt derece İngılterevı. bılba^sa AvruDali kutuk devletler» zıyad«' rhrundurmekte ıdı. Büyük Mer 1 en hüvıik muvaHakıvetı, zecrî teuDirlenn kaldırıiması leh.nde karar venrken Mn.etler Ceı.nvetınde ıslahat yapılması zaruri olduğu kavdını karar suretine koymak suretıle zecri tedbirlerin kak ı ıln:asından do^dtak tam ve kat'î ınkısarı hayalın önune geçmis olmasıdır. Milletler Cemiyetinin nasıl ıslah edıleceği hakkında her devlet mütaleas'nı beyan etmekte serbest bırakılmış ve bu mütalealann bildirilmesi için eylule kadar bir müddet tayin edilmiştir. Milletler Cemiyeti Büyük Meclisi 21 eylulde tekrar toplandığı zaman bu mütaleaları tetkik ederek kendi kendisinin ıslahile meşgul olacaktır. Bu ıslahatın ne şekilde yapılacağı hakkında büyük devletler noktai nazarlarını şimdiden kabataslak ihsas ettiler. Büyük Meclıste Fransa Dış Bakanı M. Delbos kat'î tekliflerde bile bulundu. Bunların hulâsası şudur: Bir tecavüz vukuunda Milletler Cemiyeti meclisi, coğrafî, yahud siyasî mıntakalardaki mevziî zümrelere derhal askerî tedbirler alınması ve karşılıklı yardım taahhüdleri ifası için tavsiyede bulunacak, bu askerî ve harb tedbirleri mevziî devletler tarafından alındığı zaman bütün aza devletler dahi mütecavüz sayılan devlete karşı müttefikan iktısadî ve malî tedbirler alacaklardır. Velhasıl 2000 senedenberi müstakil bulunan Habeşistan Imparatorluğunun îtalya tarafından yutulmasına mümanaat edilememesindeki bütün kabahat Milletler Cemiyeti misakının tatbiki usulündeki noksan ve kifayetsizliğe yükletildi. Ve bir daha böyle hallere meydan bırakmamak için Milletler Cemiyetinin vazifelerini ifa hususunun sarih ve açık olarak tayin edilmesine lüzum görüldü. Bu kararla Habeşistan istiklâline veda etmiş oluyor. Bu memleketin garbinde son panikten sonra canlanan müstakil hükumete hiç olmazsa bir istikraz verilmek suretinde yardım edilmesi için Habeş İmparatorunun son yaptığı bir rica dahi tecavüze uğnyan devlete yardıni edilmesine aid mukavelenin tasdiki muamelesi ikmal edilmediği bahanesile is'af edilmedi. Habeşistanın kurban edilmesine karsı Avrupa sulhunün kurtanlacağı ümidile teselli bulunmaktadır. Fakat bu teselli de doğru mudur? Şimdiden Almanya Milletler Cemiyetinin ıslahıni kendisinin aleyhinde askerî hazırlık saymakta ve bunu karsılamak için mukabil tedbirler almaktadır. Elektrik tarifesi tesbit edildi Müşteriler lehine bazı tenzilât yapıldı Elektrik tarife komisyonu dün Metro hanında toplanmıştır. Komisyon eski elektrik ücretlerini üç ay için daha ayni miktarda ipka etmiştir. Yalnız tarifenin diğer bazı kısımlarında halk lehine mühim tenzilât yapılmıştır. Evvelce binasına yeni elektrik alan kımselerle cereyanı kesılmiş abonelerden alınan cereyan açma parası bir liradan elli kuruşa indirilmiştir. Bu mesele altı ay evvel Nafıa komiser liği tarafından şirkete kabul ettirildiği icin bu altı aylık müddet zarfında kendilerinden bir lira açma parası alınan herkese bu paranın elli kuruşu iade edi lecektir. Bunun için abonelerin derhal şirkete müracaat etmeleri lâzım gelmekte dir. Diğer taraftan Nafıa komiserliği yeni elektrik «lacak kimselerden bu ücretin hiçbir suretle alınmaması için şirketle müzakerede bulunmaktadır. Bu noktanın da halk lehine halledileceği kuvvetle u mulmaktadır. Bundan başka bir müddet evvel 12,5 kuruşa indirilen tahtelârz havaî branşman ücretleri de aynen ipka edılmiştir. r Halkın şikâyetleri Kara Mustafa Paşa daha iki gün önce Viyana önüne gelmiş olsaydı, bu kadar sürekli bir mukavemet görmüş olmıyacaktı împarator, korkunun yarattığı bir uyanıkhkla boyuna araba sürücüsünü sıkıştırıyordu: Hızlı, daha hızlı, uçar gibi hızlı. Kurdlar, atlara yetişmesin. Bir atlı, kötü bir tebessümle, başını arabaya sokarak onun telâşını giderecek müjdeyi fısıldadı. Türkler çok geride haşmetpenah. Halkı dağıtmak için böyle bir yalan uydurdum. Merak etmeyin, güle güle gidin. Yakında sizi karşılamakla bahtiyar olacağız. Bu sözleri söyliyen Kolçiski idi ve gerçekten isabetli bir harekette bulunarak împaratoru halkın çemberinden kurtar mıştı. Lâkin uydurduğu yalan ve onun neticesi olarak Leopoldun şehirden uzaklaşması dehşetli bir panik yarattı ve o gün tam altmış bin kişi Viyanadan kaçtı. (Macar milletinin tarihi) adlı eserin muharriri îgnaş Asadi işte bu panik münasebetile şu satırları yazıyor: «Kara Mustafa Paşa, daha iki gün önce Viyana önüne gelmiş olsaydı sürekli bir mukavemet görmiyecekti.» " Lâkin mağrur vezir, ordusunu ganimete doyurmak ve her neferi bir küçük hazine sahibi yapmak fikrine kapıldığından bu büyük fırsatı kaçırdı. Hatta önünde öyle bir fırsat açıldığını temyiz bile edemedi, lmparatorun kaçışından on gün sonra Viyana varoşları karşısında göründü. O gün Peloponez muharebelerine son veren Kynosema harbinin yıldönümü idi. Ayni gün Osmanlı împaratorluğunun tarihinde yüz gösterecek değişikliğin de başlangıcı olmak mukaddermiş: 14 temmuz: 1683!... *** Viyananın sağında o adı taşıyan bir su vardır, Simalınde Tunaya bağh bir kanal bulunmaktadır. Garb ve garbi şimalî taraflarile cenub yanı tepelerle örtülüdür, sarkı simalisi düzdür, açıktır. Türkler 1529 da bu büyük şehri, Ogüsten manastırını hedef tutarak muhasara etmislerdi. Kara Mustafa Paşa, şehri •garbden Elzerbah ile Vinerflos arasındaki mmtakadan çevirdi ve taarruza hedef olarak Küçükaslan şatosunu (Chateau du petit Lion) intihab etti. îlk muhasarada Baskumandan otağı Simerinik köyündeydi, Kara Mustafa Paşa kendi çadınnı Saint Ulrich mevkii karşısına kurdurdu ve ilk plânda geniş bir çember vücude getirdi, yarım daire biçiminde olup yedi fersahtan ziyade mesafe işgal eden bu çember, Tunanm sağ sahilinde Schevechat ve Nouvel edifieeden başlıyarak Voscendorf, Inzerdorf, Schoen l>run,Hiezing, Ottakring, HernaIs,Machring, Doebling mevkilerinden geçiyor ve Heiligenstadt ile Nusdorfa kadar uzayıp orada tekrar Tuna kıyısına ulaşıyordu. Büyük nehir üzerindeki bütün köprüler yıkılmış, varoslar vakılmış ve şehrin bütün muvasala vollarının kesilmesine dikkat edilmisti. En son, Ada bahcesi denilen mevkile şehır arasındaki köprü yıktırıldı. Bu ada, gercekten güzel bir yerdi ve împaratorun hayvanat bahcesi de orada bulunuyordu. Küçük bir savaş sonunda şehirle bağlılığı kesilen ada, Kara Mustafa Paşanm pek hoşuna gitti. Kalenın kurşun menzili arasında bulunmasına rağmen suyu atla geçerek orayı gezdı, dolaştı. Limon, turunc, hurma ve hatta kakule ağacları orada öbek öbekti. Hayvanlarm ise çeşidine nihayet yok gibiydi. Başı ve boynu tavusa, gövdesi keçiye benziyen kanadlı bir hayvanla güzel bir devekusunu pek beğenen vezir, onlann kendi karargâhma getirilmesini emretmekten de geri kalmadı. Nüfus Umum Müdürlüğünün nazarı dikkatine Gemilere konacak tahlisiye vesaiti Deniz Ticaret Müdürlügü kontrola basladı Ikinci Viyana muhasarasında şehri Turk. lere karşı müdafaa eden Prens Stharenberg (Türk kurşunu ile ölen bu adamın ayni adı taşımakta bulunan torunu bugunku Avusturyanın en nufuzlu şahsiyetlerındendır) larile eğlenmek hevesi eridi. Çünkü A vusturyalıların top bakımından üstünlükleri ılk çarpışmada belli olmuştu. Mağrur vezir, gözdağile dağ devirmeği kurup Viyanayı sade bir boy gösterişıle düşüreceğine inanmanın ne yaman bir gaflet olduğunu artık anlamıya başlamış bulunuyordu. Ona bu acı uyanıklığı getiren amıllerin başında işte bu top meselesi vardı. Macar casusları Viyanada topu topu 11 kolonborne topu bulunduğunu ve bunların da dörder okka ağırlığmda yuvarlak atabıldiklerini söyledikleri halde yapılan düelloda Avusturyalılann otuz dörder okka ağırlığında yuvarlak püsküren yüz otuz balyemez topu kullandıkları meydana çıkmıştı. Halbuki Türk ordusunda topu topu on dokuz kolonborne, yirmi kumbara havanı ve yüz yirmi darbzenşahı top bulunuyordu. Kolonborne ler üçten dokuz okkaka, şahıler ondan kırk okkaka kadar ağırlıkta gülle atabiliyorlardı. Bunlarla kale duvarlannın, kulelerin yıkılması değıl, müdafaa toplarına karşı koymak bile imkânsızdı. [ 1 ] Kara Mustafa Paşa kaleden düşen taneleri tarttırarak top kuvveti bakımından düşmanın üstünlüğünü anlayıp üzülürken Viyanada çıkan bir yangın bu üzüntüyü biraz giderdi ve mağrur veziri gene eski hulyalanna bağladı. Onun «hayre alâ met» sayıp uğur tuttuğu bu yangın İskoçyalılar kulesinden çıkmış ve Traun, Gubresberg, Paffy saraylarını kül ettikten sonra tophaneye, baruthaneye doğru ilerlemeğe başlamıştı. Ne Türkler, ne de Avusturyalılar yangının ne suretle çıktığını araştırmıya lüzum görmüyorlar ve ancak alevlerin yürüyüşünü heyecanlatakib ediyorlardı. Türkler, yangının büyük cepaneliğe sirayet etmesile yüz gösterecek ateş tufanı arasında şehre saldırmayı düşünüyorlardı. Avusturyalılar bu akıbetin önünü almağa savaşıyorlardı. Yalnız yangını yapan adam, sıpahilikten biran için tekrar topçuluğa dönüp İskoçyahlar kulesinin cepaneliğine bir kumbara yerleştiren Kara Mehmed, düşman bağnna açtığı yaranın kızıl iltihabını haklı bir sevincle seyre dalmıştı, yanıbaşında ellerini uğuşturup duran oğluna alevlerin istikametini anlatıyordu: [Arkasi var] (1) «Serdar iri toplar ve kumbara havanları getırmedı. Beçi düşürmek i çin hiç olmazsa otuzluk tane atar elli balyemez, bir o kadar havan ve üç yüz şahî darbzen gerekti. Bunlar için bin lerce çift öküze ihtiyac varsa da yalmz Rumeli halkı her sakaldan bir kıl verse on bin öküzün toplanması mümkündü. Şimdi getirilen ufak toplarla bövle metin kale mi dövülür ve bu tedarik sizlikle Alman düşmanına cevab mı veFakat metrisler kazıhp iki taraf top rilir. Hayıf bu gurura, hayıf bu fikir düellosuna başlayınca Kara Mustafa sizliğe!..» Silâhtar Tarihi C:2. S: 47 Pasanın nesesi sarsıldı, deve ve keçi kuş ÜNİVERSİTEDE Profesör Reichenbacha dair Hilmi Ziyanın (Yirminci asır filozofları) adlı kitabında profesör Reichenbachın Almanyada yalnız fizik profe sörlüğü yapmış olduğu ve kendisinin Almanyadan ziyade Fransada tanıldığını söyledığinden bahsedilmişti. Halbuki profesör mezkur kitabı tetkik ederek, burada müellifin profesör (Reichenbah) a aid olan faslında kendisinin Berlin Universitesinde işgal ettiği mevki hakkında şu satırlan yazdığını gördük: (Einstein'in tavsiyesile Berlin Üni versitesinde ihdas edilen fizik felsefesi profesörlüğüne tayin edilmiştir.) Yalovada Bursa caddesinde 99 numarada oturan Romanya muhacirlerinden Etem Eşref, matbaamıza gelerek bize şu şikâyette bulundu: Iktısad Vekâleti tarafından hazırla cBundan bir buçuk sene kadar nan ve hazirandan itıbaren mevkii merevvel 26/11/934 tarihinde serbest iyete giren yeni deniz nızamnamesinin muhacir olarak Romanyanın Tot tatbik edilip edilmediği Deniz Ticaret dirakan kasabasından ana vatana rektörlüğü tarafından sıkı surette kon geldim. Yedi kişilik bir aile reisi trol edilmeğe başlanmıştır. Yeni nizambulunuyorum. Bızi Romanyadan getiren vapur Tekirdağma çıkardı. name ile deniz vesaitimizde evvelce kulOrada elimize bir muhacir kâğıdı lanılmıyan musademe paletlerinin bun verdiler. Ben, ailemle beraber Tedan sonra bütün gemilerde bulunması kirdağmdan Yalovaya geçtim. O mecburî tutulmaktadır. Bu paletler Avvakıttenberi Yalovada oturuyo | rupadan getirilecektir. İlk gelen nümunerum. Benimle beraber Romanya ler tetkik edilmiş ve muvafık görlümüştür. dan gelen arkadaşlarımın hepsine Sağlam baranda bezinden imal edilen munüfus kâğıdları verildıği halde, basademe paletleri büyük gemilerde iki ve na bugüne kadar nüfus kâğıdım verilmedi. Bu yüzden hiçbir iş tutküçük gemilerde de birer tane buluna mağa imkân bulamadım. Elimde caktır. Bu paletler herhangi bir suretle hüviyetimi bıldıren bir kâğıd ol yaralanan geminin rahnesine kapatıldığı madan kimse bana iş vermiyor. takdırde suyun içeri girmesine mâni ol Keyfiyeti birkaç defa Tekirdağı maktadır. Bundan başka bütün gemilerde Nufus memurluğundan resmen evvelkilere ilâveten kıç tarafta bir beyaz sordurdum. Yalova Kaymakamlı fener ve ön direkte de yanyana bir beyaz ğınm bu resmî sorgusuna, Tekir ve bir kırmızı iki fener konulması mecbudağ Nüfus memurluğu müsbet veya menfı bir cevab bile vermedi. ridır. Aynca yeni nizamname ile vapurBu hususta alâkadarlarm nazari ( larda haddi istiabileri kadar bulunan dikkatini celbederek beni müşkül tahlisiye vesaitile bilhassa tahlisiye simidbir vazıyetten kurtarmanızı rica e < lerinin adedleri de arhnlmıştır. Bütün derim.> deniz vesaitinin kamara ve salonlannm her birinde de birer tane yangın söndürMÜZELERDE me makinesi bulundurulacaktır. 1 Yeniden mozaıklar bulundu Sultanahmedde yapılan hafriyat son günlerde yepyeni safhalar arzetmekte dir. Hafriyatın Tomruk sokağı kısmında, geçen yıl elde edilen mozaiklann devamı olan mozaik safihalarına tesadüf edilmiş ve bozulmadan meydana çıkanlmıştır. Sultanahmed camisi avlusu içine doğru ilerliyen kısımda 15 gün evvel mey dana çıkarılan mozaiklardan başka bir kısım daha mozaik bulunmuştur. Bun lar diğerlerine nazaran daha san'atkâ rane yapılmış ve sakatsız olarak meydana çıkanlmıştır. Aygır deposu dahilindeki kısımda da( Roma, Bizans ve Osmanlı devirlerine ja\â birçok eserler meydanaçjkanlmış^tır. Bu kısımda yapılan hafriyat ta bura da bulunan su depoîannın yıkılmak teh likesi göstermesi üzerine durdurulmuş tur. MÜTEFERRİK Maliye Vekili Ankaraya gıttı • • • • • Evvelki gün tayyare ile şehrimize gelmiş olan Maliye Vekili Fuad Ağralı dün Ankaraya dönmüştür. Vekil ile birlıkte gelmiş olan Maliye Müsteşarı Faik te bir iki güne kadar Ankaraya dönecektir. Matbuat Birliği lâyihası Matbuat birliği teşkili hakkındaki kanun projesini hazırlamak üzere dün Is tanbul Matbuat Cemiyetinde bir toplantı yapılmış ve Ankarada teşkil edilen nıuvakkaL heyetin hazırladığı proje etrafında Naşid Haikı izahat vermiş ve maddeler üzerinde görüşmeler yapılmıştır. Üniversitemizin ilk kimya mühendisi Üniversitenin kimya mühendisl/fci kısmını bu yıl ilk olarak Askerî Tıbbiye müzakerecilerinden Hüseyin Hilmi Işık bitirmistir. Diğer arkadaşları gelecek sene mezun olmağa başlıyacaklardır. Hüseyin Hilmi Isık ilkmektebden birincilikle çıkıp lisenin her sınıfında daima birinci olmus, Fen Fakültesi F. K. T. sınıfını birincilikle bitirip 1932 de Eczacı mektebinden birincilikle neş'et etmiş, sonra kimya subesine kaydolarak geçen sene kimyager olmus ve kimya mühen disliği tahsiline başlamıştı. Bu yıl gerek imtihanlannı, gerekse Nitron esterleri üzerinde yaptığı araştırmaları muvaffa kiyetle basararak kimya mühendisi diplomasını almıştır. Genc kimya mühen disimizi tebrik ederiz. İngılizlerin memleketimizden alabile cekleri eşya ve ham maddeler hakkında tetkikatta bulunmak üzere maruf ingiliz firmalarından birinin mümessili memle ketimize gelmiş ve Ege mıntakasına gitmiştir. Talebe Yurdundaki ECNEBl MEHAFÎLDE talebelerin dilekleri Bir İngiliz ticaret firmasının Kadirga Taleb Yurdunda bulunan mümessili geldi taşralı talebeden birkaç kişi dün matbaamıza müracaat ederek bıze şunları söylediler: « Mektebler tatil olduğu için Talebe Yurdunda artık bize yemek verilemiyeceği bddırıldi. Ya memleketımize gitmemiz, yahud da bir iş bulmamız söy lendi. Bizler, Anadolunun muhtelif yerlerinden gelmiş ve buraya sığınmış va ziyetteyiz. Bir iki ay için memleketimize gıdıp gelmeğe kudretımiz olmadığı gibı, muvakkat bir iş te bulamadık. Bize gene eskisi gibi yemek verilmesi için Türk Muavenet Cemiyetinin nazarı dikkatini celbetmenizi rica ederiz.» Gümrükler Müsteşarı geldi Gümrükler Vekâleti Müsteşarı Adıl Okuldaş dün Ankaradan şehrimize gel öğleden evvel İnhisarda meşgul olSAĞLIK tSLERt mis veöğleden sonra da Gümrükler Başmus, Bakırköy hastanesinde müdürlüğüne gelerek bir toplantı yapılBakırköy akliye ve asabiye hastane mıştır. Bu toplantıda Gümrük Başmü sinde inşa ettirilmekte olan cerrahiye pa dür vekili Mustafa Nuri, gümrük müfetviyonununun insaatı ikmal edilmiş ve dün tişleri ve bir maliye müfettişi hazır bulunmuştur. merasımle açılmıştır. Üsküdar tarafını sular bastı înhisarlar Vekâletinin tatbikat kursunu bitirenler Yağmurların nehre döndürdüğü Üsküdar sokaklarında Evvelki gün başhyan şiddetli yağmurdan sonra dün hava bazan açık, bazan da yağışlı geçmiştir. Evvelki günkü şiddetli yağmurda Büyükdereye yağan yağmur metro murabbama 28 milimetre, Is dün alınmış manzaralar Gümruk ve İnhisarlar Vekâleti taraiından açılan tatbikat kursunun ıkinci devresi bltmiştir. Yukarıki resim bu devrede mezun olanlarla Vekâlet erkâmnı bir arada göstermektedir. tanbula yağan yağmur da 25 milimetre haline koymuştur. Bilhassa Eminönü, dir. Vilâyet dahilinde yağmur mahsulât Aksaray ve Üsküdarda sellerden halüzerine hiçbir zarar yapmamıştır. Ekin km yürüyüp geçmesi müşkülleşmiş, bazı ler esasen kaldırılmışbr. yerlerde ahali hamalların tırtına bineYağmur şehrin birçok yerlerini göl rek geçmişlerdir. Muharrem Feyzi Togay

Bu sayıdan diğer sayfalar: