CUMHURİYET 2 Temmuz 1936' Küçük Hikâye Bir san'atkârın iki dehası Miguel Zamacois'den muruna tuttular ki ben de bazı tüccarların tekliflerini kabul etmeğe mustar kaldım İyi ki zamanında aklım başıma gelmiş yoksa ömrübillâh karanlıkta kalacaktım Söyle bir karar verdim: Beş sene orta dan kaybolarak İtalyada dolaştım. Gü nün birinde Parise, Jean Gorbine ismile avdet ettim. Sakalımı, bıyığımı kesmiş adeta yeni bir kalıba girmiştim. Uç sene geçmedi, modern cereyanın üstadı oldum Eserlerim kapışılmağa başladı. Fakat böyle değişmek için kimbilir nekadar azab çektin! Çünkü prensiplerinden vazgeçmek bir insan için... Yoo!... Hiç birşeyden vazgeçmiş değilim ki... Bak anlatayım. Beni başka bir salona götürdü. Burada birçok heykel vardı, fakat hepsi de tabiatten ilham alınarak vücude getirilmişti. Heykeltraş: An'anevî klâsik bir hali olan bjitün bu parçalar, ilhamlarımın ilk tahakkuk etmiş şekilleridir. Fikirlerimi, atölyemde gizli gizli kuvveden file getirdikten son ra, kalıbını emin bir arkadaşıma çıkartır ve kilini burada saklarım. Birkaç gün sonra bunu, aşağıdaki fırınıma atar ve ısıtınm. Orada külçe yavaş yavaş erimeğe başlar ve şeklin garib bir surette değişmesine hararet yardım eder. Çünkü bu cınayeti işlemeğe elım hiçbir vakit varamaz. Bir mika pencereden şeklin bo zulmasının seyrini takib ederim. Hatlar kâfi derecede tabiilikten çıkar, eserim kâfi derecede garib ve anlaşılmaz bir hale gelmeğe, budalaları «hayran» etmeğe salih bir şekil almağa başlar ve nihayet Germot ismi Gorline ismine dönünce, külçeyi fırından çıkanr, bir daha kalıbını çıkararak hayranlarımla, müşterilerime sıcağı sıcağına takdim ederim. Sonra buna bir de yeni isim takanm. Anlıyorum... Ha, sahi, ben de onu soracaktım: Son eserine vermiş, olduğun ismin manası nedir? Aristotlygene mi? Ben de bilmiyorum.... Bunu kendim uydurdum, fakat bu uydunna sayesinde üç aydanberi yeni bir şöhret daha kazandım. Adeta yeni bir ihtirada bulundum sanki... Yalnız sana şunu söyliyeyim ki, şimdiye kadar kimse ne bu kelimenin ne manaya geldi ğini, ne de eserimin ne ifade ettiğini bana sormak küstahlığında bulunmadu Tabiî sen müstesna! Bibliyoğrafya Zehirli gazler ve korunma çareleri Ülkü Basımevi 1936 Tiatı 15 kurus Günü alâkadar eden mevzulardan bi ri şüphesiz zehirli gazlerdir. Bu sebeb den Vefa lisesi kimya öğretmeni Maz har Toburun bu eseri birçok karii alâ kadar edecektir. Kültür Bakanlığının pek yerinde bir tamimile kimya muallimleri talebey< zehirli gaz ve bunların korunma çare lerini göstereceklerdir. Müellif bu mevzuunun herkesin merakını celbedecek mahiyette olduğunu takdir ederek ha zırladığı notları güzel olarak bastırmış ve ucuz olarak satıyor. Bu himmeti ay rıca zikretmek bir vazifedir. Mazhar Tobur kitaba genclere hitab eden şu sözlerle başlıyor: «Bu birkaç satırımla senin saf ruhu nun, temiz kafanm düşünmiyeceği ac hakikatleri gözünün önüne koymak istiyorum.> Kitab herkesin anlıyacağı şekilde ve sade bir lisanla yazılmış. Gazlerin öğ renilen bütün nevileri sıralanmış. îçindeki resimler bize hakikati bütün fecaatile gösteriyorlar. Kitabın sonunda bu mevzua dair diğer eserlerin de bir bibliyoğrafyası yapılmış. Son iki sene içinde bu mevzuda ba sılmış eserlerin adedi görüleceği veç hile pek çok. Biz de istifade etmek is tiyenlere bunları tanıtalım: 1934: Hüsnü, Dr. Muharebe gazleri ve korunma çareleri. Nuri Refet Herkes zehirli gazlere ve bunlara karşı korunmağa dair ne bilmelidir? Şevket Muharebe gazleri. 1935: Kemal Gaz kimya savaşı. Mahmud Beliğ Hava tehlikesinden korunmak için öğüd, 1/2/3/4. Mümtaz Özay Zehirli gaz ve hava hücumlarından korunma çareleri. Nuri Kutkan Zehirli gaz konferans ları (Eskişehir). Salâhaddin Kurtbay Neferin gaz defteri, (Manisa). Şefik Özgüler Savaşta ağulu gaz saldırmalan. Hasan Kadri, Dr. Hava harbinden korunmada genel bilgiler (Ankara). Hüsnü Vural Muharebe gazleri ve korunma çareleri. Salâhaddin özyar Gaz tehlikesi (tzmir). Şakir Hazım GÖkmen Hava tehlikesi ve korunma çareleri, (Ankara). Türk Hava Kurumu Hava tehlikesi (Ankara). 1936: Salâhaddin Kurtbay Erin gaz def teri, (Manisa). Kızılay Zehirli gazler ve korunma çareleri, (Izmir). Abidin Haşim Özger Liseler ve orta okullar için zehirli gazler ve bunlardan korunma dersleri. Kültür Bakanlığı Havadan korun ma dersi hulâsası. Halk için havaya karşı korunma ta limatı, D. 86. Türkiye Kızılay Cemiyeti Gaz maskeleri nasıl kullanılır? Sıhhat ve Içtimaî Muavenet Vekâleti Vilâyetlerde çalışacak hava ve zehirli gazden korunma kursları hakkında talimat, (Ankara). Nuri Özkaya, Dr. Zehirli gazler hakkında Halkevinde verilen dersler (Girpsun). Bir bina yıkıldı Germot! Arkadaşımı sergide görünce bu isim iitemiyerek ağzımdan fırladı. Joseph Germot heykeltraşlık ikinci büyük mükâfatını kazanmıştı. Fakat kaç senedir onu >;örmemiştim. Kendisine: «Germot!» di'e haykırdığım vakit parmağını ağzına götürerek: «Sus!» dedi ve beni bir köşeye çekti. Ne var? diye sordum. Sonra anlatınm. Yalnız yalvannm ana, bana Germot deme! Bu isimle seni polisten mi anyor lar? Anlatınm dedim a. Şimdilik yalnız şunu unutma ki benim ismim Jean Gorlinedir. Gorline mi? Fakat bu isim bana hiç yabancı değil!.. Gorline dedin, öyle mi? Ha bak hatırladım, bu ismi taşıyan büyük bir heykeltraş var. İşte o, benim. Yapma canım?.. Vallahi... Gel sana eserimi göstereyim de ondan sonra konuşuruz. Arkadaşımı takib ettim. Bir heykelin önünde durdu ve: İşte, dedi. «•Eserim» dediği şey büyük hacimli bir alçı külçesiydi. Ne ifade ettiğini anlamak oldukça güçtü... Hayran olmağa i hiç te niyeti olmıyan bir tecessüsle etra Arkadaşım: (' fında gezinmeğe başladım. Sıkılma, dedi, istediğin kadar düşün. Nıhayet anlıyabıldım, una bulanmış bu kütle, garib bir mahluku ifade edıyordu. Öyle bir mahluk ki «insan mı, maymun mu, olsam» diye düşünürken bunlann hepsi olmağa karar veriyormuş! Bu« eser» in garibliğinden ziyade, bu üslubun, Germotnun eski prensiplerine mugayir oluşuna şaştım. Arkadaşım bu prensiplerine o kadar bağhydı ki kıyamet kopsa ondan aynlmaz ve bunları beğenmiyenleri affetmezdi. Yalnız şunu dıyebıldım: Buna ne ismini veriyorsun? Aristotlygene. Bir çeyrek sonra Germotnun atölyesine çekilmiş, konuşuyorduk. Arkadaşım : Klâsık Germotnun bugün böyle acayib muhtelif şekilli heykeller vücude getirmesine şaşıyorsun, değil mi? Mesele basit... Zevklerim klâsik diye münekkidler beni öyle bir kaba kaba hakaret yağ m) J c 0 e "3 orta şirke 0> •ü JH V 3 cö M (M •• İS k 0) • 3 in u H.Ü D : Ö N e 0 c ö N > E 0 ıvan ! ı büyîi Bankal E D E 0) c * c lefo e • e 0 F. VARAL lstifa eden idare azaları N E M Kukla müsabakası 8 ağustosta açılacak beynelmilel Be. bek sergisinde her Lstiyenin iştirak edeblleceği bir müsabaka tertib edilmesl ve kazanacak bebeklere ikramiyeler dağı tılması kararlaştırılmıştır. Bebekler her türlü malzemeden yapı'lacak. ancak boyları 80 santimi geçmiyecektir. Sağır ve Dilsizler Cemiyeti Umumi Kâtibinden diin şu mektubu aldık: Sıhhi vaziyetlmlzin ve işlerlmizin çoklu. ğundan müşavir Ahmed Oylü, muhasebe ve veznedarlığa namzed Mehmed Pulat Konak, ve kendim Kurumdan çekildik. Bu tarihten sonra Kurumla alâkamız olmadığından hiçbir mes'uliyet kabul etmiyeceğimizi yüksek gazetenizle alâkadarlara bil. dirmenizi diler. saygılarımı sunarım. ^ ^ C o O » > a. 0 O ' TEPEBAŞI BAHÇESi 4 temmuz cumartesiden itibaren herg'ün saat 17,30 da Meşhur Maestro URZiCEANU idaresindeki RUMEN ÇIGAN orkestrasının iştirakile Aperitif Konser Fiatiar mutedil Duhuliye serbesttir. Her akşam saat V2 den itibaren yaz sahnesinde büyük varyete DELYA ve DRAGOR 6 L U C K Y G i R L S THE HANSES COSTELLOS THEDARRAS DAMCERS Chicjuita ve Romano Mevlid Sofu Mehmed Paşa hafidesi ve memeket yavrularının terbiye ve irfanma uzun zamanlar hizmet eden Sofu Mehmed Paşa mektebi müdür ve müessisi, İstanbul Barosu avukatlarından ve tstanbul hazine avukatı Kâmi Nazım Dilmanın annesi ve avukat Besim Şerifin ablası merhum Hatice Mihrişah Şerifin uhuna ithaf edilmek üzere 4 temmuz 936 cumartesi günü öğle namazmdan Fransızca dersleri sonra saat 14 te Üsküdarda Yeni camiYaz mavsimi, lisan için çalışmağa en de mevlidhan Bay Hafız Kemal ve Ha müsaid zamandır. Diplomalı ve pratik fız Ferid taraflarından Mevlidi Nebevî ir metoda malik bir Fransız bayanı okunacaktır. Kendisini sevenlerin hazır müsaid şeraitle ders vermektedir. Ga ulunmalarım dileriz. zetede (C.) adresine vazılmalıdır. gıbiydi. Tekrar hareket etti. Daha yavaş gi diyordu. Artık karannı vermişti: Thaissanm intikammı alacaktı; cinayetlerinin mes'ullerini adliyenin elinden kurtara rak... Greenhithe, Northfleett ve Roshevville'i geçerek Gravesende geldi, varuşlarda bir sürü sokaklan dolaştıktan sonra Paddy Millsin randevu verdiği yeri buldu. Ağır ağır ilerliyerek, kendisine tarif edilen evin önünde durdu. Etrafına bakındı, lâkin hiç kimse gö remeyince hayrete düştü. Ev, mctruk bir yere benziyordu ve Paddy Mills ortalarda yoktu. Bir dakika bekledi, aldanmış olmak tan korkarak bütün sokağı yeniden do laştı. Tarife göre söylenen evin, ilk geldiği yer olması lâzımdı. Tekrar oraya döndü. Aklına Greenvvichteki ev geldi, bu rada da gene şüpheli hilelerle karşılaşmış olmıyayım, diye tereddüde düştü. Sonra endişelcn zihninden kovarak t ' » n dan atladı ve evin kapısını çaldı. Hiçbir cevab veren olmamıştı; ne yapacağını düşünürken aklına yeni bir fikir geldi. Evin arkasında alçak bir parmaklık vardı; oradan bahçeye geçilebi lirdi. Anî bir kararla parmaklığı atladı. Tahmininde aldanmamıştı; bir dakika sonra cümle kapisının önünde idi. KilidIi ve sürgülü olmıyan bu kapıyı iterek açmak güç olmadı. İçeriyi dinledi; hiçbir şey duyulmu yordu. Kapıdan girdi, bir mutfak ve kilân geçince kendisini bir holda buldu. Birdenbire bazı şeyler dikkatıni cel betti. Yerdeki keçenin üzerinde büvük bir köpeğin ıslak ayak izleri vard' Merdivenlerden birkaç basamak çık tı, bırinci kata varmak üzere iken bir homurdanma onu durdurdu. Ayni dakikada açık burunlu ve sal yalı ağızlı bir hayvan başı göründü: Greenvvichteki köpek geliyordu! Cedric Lacy yerinden kımıldanmadı, elini süratle tabancasına atarak silâhını çekti, tam hayvan merdiveni çıkınca atc? F E R R Y P OL DY Beşi kırk iki geçe Yazan: Charles de Richter Trio Mexicano 4. Ivanows'lar ta delirmiş; hiçbir şeye aldınş etmeden ilerliyordu. Şafak sisleri içine gömülü yolda ara^ıra rasgeldiklerine, yıldınm hızile ge çerken, garib garib bakıyordu. Thaissayı cinayetlere, o intikam cinayetlerine tahnk eden bu insanlar değil miydi? Eğer Thaissa adam öldürdü ise, bunu 'uhundaki fenalık temayüllerini uyandınp kuvvetlendiren gene bu insanların iıeş'um tesirlerile yapmamış mıydı? Evet, mücrim onlardı. Madem ki bu ^akikada Thaissa ölmüş bulunuyordu, onun kanını bu adamların ödemesi lâ Birdenbire o kadar süratle fren yap• ki otomobil adeta savruldu. Ağzmdan ı bir cümle fırladı: Thaissa öldü! Ve bu söz içinde bir aksülâmel yaptı. Ağlamak istiyordu. Direksiyonun üzerine kapanıp başını kollan arasına aldı ve kendini teessürlerini içmeğe bıraktı. Biraz sonra başını kaldırdığı zaman yüzü gözyaşlarile sır"* lâkin K»* z suuru"1' tcplamij VTYANA: 18,30 piyano konseri, halk şarkıları19,10 konuşma, fennî haberler, harita okuma san'ati, konuşma 20,40 konser 22,05 piyes . 23,05 haberler, hava raporu 23,15 konser, konuşma 24,10 dans musikisi. BERLIN; 18,05 küçük konser, karışık yayın, gramofon 20,05 musiki, isveççe lisan dersi 20.50 günün akisleri, haberler 21,15 ka. rışık yayın 23.05 haberler, hava raporu, spor 23,35 dans havaları. BUDAPEŞTE: 18,05 gramofon 19,05 musiki 19,35 Macar şarkıları ve Çingene musikisi.20,05 konuşma 21,05 Şan ile birlikte piyano konseri 21,40 konuşma 22.45 haberler 23,15 viyolonsel konseri, fransızca konfe* rans . 24,05 salon orkestraâi 1,05 son haberler. BÜKREŞ: 18,05 kıraat . 18,20 konser, havadis 19.20 konserin devamı, konferans, yeni plâklar, konferans 21,10 Şan konseri 21.35 orkestra konseri, haberler, spor 22,50 piyano konseri . 23,25 gece konseri, fransızca ve almanca haberler, rumence haberler. LONDRA: 18.20 çocuklarm zamanı 19,05 havadis, National istasyonu . 21,05 karışık yayın 22,15 or GÜMRÜKLERDE 21,35 Fas diyarından levhalarhavadis23,35 kestra konseri . 23.15 spor, dans musikisi, havadis 24,45 gramofon. Gümrük tarifelerinin tetkiki ROMA: 18.20 Şan ve orkestra konseri . 19,10 tğ« Gümrük Tarifeler Müdürü Raif Anlenceli musiki. seyahat haberleri. gramo « karadan şehrimize gelmiştir. Raif, şehrifon 20.50 fransızca haberler 20,55 Yu mizde tarifelerin tatbikatı üzerinde tet nanistan için yayın, havadis, konuşma kikat yarjacaktır. 21.40 opera yayını, Istirahat esnasında konuşmalar, opera bittiği zaman haberler, POLtSTE sonra dans musikisi. TUTUŞAN TRAMVAY ARABASI Evvelki akşam Maçka Beyazıd ara smda işliyen 251 numaralı tramvay aBu gece nöbetçi olan eczaneler şunl»rdırî rabası Maçka mezarlığı önünden geçeristanbul cihetindefciler: ken elektrikleri kontak yaparak, yan Aksarayda (Etem Pertevt, Alemdarda mağa başlamış ve tramvay alevler ara (Ali Rıza\ Bakırkfo'de (İstepan), Beya zıdda (Belkis), Emtoönünde (Salih Neca sında kalmıştır. ti), Fenerde (Enüyadi), Karagümrükte Vatman ateşi söndürmeğe muvaffak (Suad), Küçükpaarda (Hasan Hulüsi), olamamıştır. Araba etraftan yetişenler Samatyada (Teofios), Şehremininde (Nâtarafından güçlükle söndürülebilmiştir. zım), Şehzadebaşında (Üniversite). Beyoğlu cihetin4ekiler: TERZİ DÜKKÂNINDA ÇIKAN Galatada (Asri İttihad), Hasköyde (Ye. YANGIN Dün sabah, Tepebaşında ni Türkiye), Kaampaşada (Turan), Sa rıyerde (Asaf), Şşlide (Kurtuluş), Takslmterzi Sofyanosun dükkânınm üstündeki de (Garih), (Linonciyan). atelyede muşambaları parlatmak için Üsküdar. Kadİcöy ve Adalardakiler: Büyükadada Şinasi), Heybelide (Ta sürülen neft yağmın üzerine mangal dan sıçrıyan bir kıvılcımdan dolayı naş), Kadıköy, Pazaryolunda (Rifat), Modada (SıhhatJ Üsküdar, Çarşıboyunda yangın çıkmış, fakat genişlemesine mey (İttihad). , dan verilmeden söndürülmüştür. SOKAĞA DÜŞEREK YARALANAN ÇOCUK Üsküdarda İnkılâb mahalAcfalarda koşular { lesinde oturan Pertevin 2 yaşındaki kıAdaları G^elleştirme Cemiyetinden: z; Ayten evin ikinci kat penceresinden 12/28 temnuz 1936 tarihlerinde Heybesokağa düşerek tehlikeli surette yaraliadada birici kategori yüz, ikinci kate. lanmıştır. gori elll kilonetroluk iki blsiklet yarışı tcrKUNDURA BIÇAĞtLE YARALA tib edilmiştS. Bu yarışlfa iştirak etmek istiyen sporNAN ÇOCUK Beylerbeyinde Bür cuların B^oğlunda İstiklâl caddesinde haniye mahallesinde oturan 13 yaşında Alâca camjinde Sahibinin Sesi mağazasıHayri ile ayni yerde oturan 16 yaşların na kaydolmları rica olunur. da kunduracı Şükrü sokakta oynarlarken kavga etmişler kavgada Şükrü kunduracı bıçağile Hayriyi yaralamış ferşembe Gazetesi tır. Yaralı tedavi altına alınmış ve suçPerşem/enin 66#ncı sayısı muhtelif mevlu yakalanmıştır. zulara a> güzel yazılar ve nefîs resimlerle KÖPRÜ DUBALARINDA BULU çıktı. İbfhim Alâeddinin Mehmed Akife başlıklı ^ıakalesi, Nebizade Hamdi ile fevNAN CESED Dün sabah, Karaköy kalâde lir mulâkat, resimli fıkralar ve siköprüsünün orta dubaları altında bir nema »hifesi vardır. Tavsiye ederiz. cesed görülmüş ve meydana çıkanlan bu cesedin gümrük muhafaza memur larmdan Tayyara aid olduğu anlaşıl Kısı hizmetlilerin muayeneleri mıştır. Cesed Morga kaldırılmıştır. Beşktas Askerlik Şubesinden: Emniyet ikinci şube müdürlüğü tahBuyoldaki buyruğa göre 21 yasını bitirmiş t orta ve tam ehJiyetnameli olanlarkikata devam etmektedir. dan /e bu devreye gireceklerin sağlık duİP YÜZÜNDEN ARKADAŞINI VUR rumferı şubemizde 1/7/936 dan itibaren DU Fatihte oturan tütün amelesin yapıacaktır. İşbu yazılı şartları haiz olup den 18 yaşlarında Saim ile Ahırkapıda İstaıbulda bıüunan bu kabil kısa hizmet. lileın muayenelert için derhal şubeye nıüoturan tütün amelesinden Ahmed, Gül ractatleri. hane hastanesi önlerinde bir ip meselesi yüzünden kavga etmişlerdir. Neticede P\HÇESINDE Ahmed büyük bir Alman çakısı ile SaH A L K ALK OPERETi imi karnından tehlikeli surette yara OPERET1 lamıştır. Yaralı Gülhane hastanesine Bu akşam kaldırılmış yaralıyan da yakalanmıştır. 21.45 te ELİNİ MOTÖRE KAPTIRMIŞ H A L İ M £ Unkapanı beylik değirmeni içindeki boya fabrikasında çalışan Tekirdağh Pek yakında Kabil elini motora kaptırmış ve feci bir RAHMET şekilde yaralanarak dün Cerrahpaşa E F E N D İ hastanesine kaldırılmıştır. Masaiarınızı avırınız Tel. 43703 Dün sabah Üsküdarda bir çöküntü olmuş 1 kişi ölmüş, 7 kişi yaralanmıştır Inhisarlar idaresi Üsküdarda Şemsipa şadaki tütün deposu karşısmda yeni biı bina yaptırmağa karar vermiştir.Bina nın yapılacağı yerde bulunan harab bina dün ameleler tarafından yıkılırken bir âenbire çökmüştür. Çökme hâdisesi çok anî olmuş ve işçilerden Salih, Musa, Hacı Molla oğlu Abdüllâtif, Aziz, Dur sun, Nuh, Ferhad adındaki yedi amele kaçamıyarak enkaz altında kalmışlar ve muhtelif yerlerinden yaralanmışlardır. Hâdiseyi haber alan Üsküdar Müd deiumumisi hemen vak'a yerine gelmiş ve enkaz altında kalanlann kurtanlması işine nezaret etmiştir. Enkaz altından çıkanlan yaralılar cankurtaran otomobilile Nümune hastanesine kaldırılmışlardır Enkaz altında kalan ameleden Sabri vücudü parça parça olmuş ölü bir halde bulunmuştur. Müddeiumumilik tahkika ta devam etmektedir. Bir amele öldü, yedi kişi ağır surette yaralandı (^ Bu akşamki program J RADY Nöbetçi Eczaneler (jjajırılar, lonferanslar, konoreleT) 'ENI ESERLER ^ ASKERLİK İŞLERİ ) etmek üzere hazırlandı. Gelen Thaissanın köpeği idi! Onu daima müdafaa etmiş olan köpek! Gene zabit onu öldürmeğe kıyamadı, tabancasını indirdi. Bir dakika put gibi yerinde durduk tan sonra tekrar yürümeğe teşebbüs et ti. Yeniden bir homurdanma işitildi. Eğer bir karar vermezse bu vaziyet devam edip gidecekti. Madem ki köpek burada idi, hiç şüphe yok, içeride bazı şeyler cereyan etmiş olacaktı. Hayvanla mücadeleye girişmeden işi qasıl idare edeceğini düşünürken beklcniıedik bir hâdise patlak verdi. Avluya açılan bir kapı açıldı ve bir ıslık duyuldu. Cedric Lacy oraya doğru döndü. Fakat köpek ondan evvel davranmıştı, ok gibi zabitin üzerine doğru fırladı, Cedric merdiven parmaklıklarını tutmak is tedi, muvaffak olamıyarak ta aşağıya kadar yuvarlandı. Ayağa kalktığı zaman köpek çoktan evden çıkmıştı. O da sokağa fırladı. Yol ıCamharıyet» in zabttaromanı:9S Rüyada gibi gidiyordu, ne yolu, ne etrafını, ne de binaları görüyordu. Thaissa öldü!. Öldü ha? Ölüm! Yokluk! Ona öyle geliyordu ki sinmiş gibi muhteriz bir sessizhkle önüne serilmiş olan tabiatın sükutu çınde otomobilin motörü de aynı kelimeleri tekrarlıyordu: Thaissa öldü! Thaissa öldü! Eğer otomobili o hızla bir duvara veya direğe çarpsa da parçalansa ne kadar sevirtecek ve bu menfur yaşamak mecburiyetınden ne kolay kurtulacaktı. Sabah ser!|liğinin bütün zehrini jçerek; müthiş süratin rüzgân içinde vücudünün gab sarhoşluğunu boğmağa çalışarak ade•uçuyordu. Basmdan k îketi de uçup tenha idi ve hiçbir şey görünmüyordu. Köpeği takib etmek delilik olacakh. Çünkü evde bazı esrar olduğu, vak'aîar geçtiği belliydi. Cedric hemen içeri koşarak birinci kata çıktı ve biraz evvel kapısı açılan odaya daldı. Gördüğü manzara karşısmda donakaldı: Yerde ölü gibi çavuş Paddy Mills yatıyordu. Yere eğilerek çavuşun bağlannı çözdü ve onu kendine getirmek için sarstı. Bu beyhude bir zahmet oluyordu. Millsin yarası beresi yoktu, afyonlu bir ilâcla uyutulduğu anlaşıhyordu; derin bir baygınhk içindeydi. Cedric Lacy nevmid oldu. Paddy Mills takiblerinde kendisine kılavuzluk edecek yegâne adamdı ve zabit şimdi ondan mahrum bulunuyordu. Mücadelede mağlub olduğunu itiraf edecek mevkie düşmekten korkuyordu; fakat elinden bir sey gelmiyordu. Mills kılı kıpırdamıyan bir manken gibi yatmaktaydı. Yalnız bir dakika dudaklan hafifçe açıldı ve mınldandu İArkası varj