CUMHURİYET 28 Haziran 1936 Küçük Hlkfiye Kısa bir cevab Bibliyoğrafya KırkYıl Yeni bir mesele daha! RADYO Gazeteler bu haberin Türkiye tarafından hükütnranî hukukuna bir tecavüz addedildiğini yazıyorlar. Diğer meseleye gelince... Matb'aacilik ve Neşriyat T. A. Ş. 1936 Erkek, ağır ağır söylüyordu: Geniş odanın bir yanında kitab dolu Birinci, ikinci, üçüncü cild Her birinin İSTANBUL: Kuşlarda bile vefasızlık var. Bir raflar, öbür yanında büyük kasalar varjiatı 50 kuruş. 12,30 muhtelif plâklar ve halk musikisl"» dişi serçe yuvasını kurmak için, çerçöp dı. 18 dans musikisi (plâk) . 19 haberler 4 Uzun boylu, manalı yüzlii, bir adam taşıyordu. O, bu güzel işle uğraşırken, 19.15 muhtelif plâklar veya transmlsyon « Halid Ziya Uşaklığilin bu hatıraları aşağı yukarı dolaşıyor, arasıra pencere' çapkm eşi onu bırakarak, karşı yuvaya 1931 yılmda cVakit> gazetesinde tefri20 sololar (plâk) 20,30 stüdyo orkestra 4 ları 21,30 son haberler. nin önünde durarak, pervazların kenarı kaçtı, ve bir daha db'nmedi. ka edilmeğe başlanmıştı. O zaman Asım Saat 22 den sonra Anadolu AJansınıfl Genc kızın başı göğsüne düşmüştü. Us bu eseri: <Yalnız muharririn güzide na yuva yapan kuşlara bakıyordu. gazetelere mahsus havadis servisl yerile 4 Bir hıçkınk sesi duyuldu. Kapı vuruldu. Adam durdu, kapı taşahsiyetini doğru. mütalea etmeğe yacektlr. Erkek, parmağmın ucile, genc kızın ramıyacaktır, ayni zamanda bundan yarafına baktı. Kaşları çatılmış, yüzünde BÜKREŞ: {Baştaraft 1 ind sahifede] sebeb olarak ta guya Türkiyenin Kropp çenesini kaldırdı. Onun solgun yüzüne, rım asır evvelki içtimaî hayatımızın bir keyifsizlik çizgileri belirmişti. 18 orkestra . 19 haberler 19,20 kok ca«Türk tekliflerinde Sovyet tesiri oldu fabrikasile temasa girişmesi, İngiltere nevi tahlili olacaktır.> diyerek karilere zı 20 konferans 20,20 dans . 21 skeç Kapının dışından korkak, ve zayıf bir dalga dalga, pembelik yükseliyordu. ğu anlaşılmaktadır. Karadenizin bir Rus22 radyo orkestrası 22,30 haberler 22,55 ses duyuldu: Yüzüme niçin bakıyorsunuz am takdim ettikten sonra pek haklı olarak: Türk gölü halinde Sovyetlerin ideal şart den mühimmat ihracının güçlüğü ve ihrac şarkılı orkestra. «Maalesef bize gördüklerini ve duydukedilen îngiliz emtiasma ambargo konma Amca!... ca?... BUDAPEŞTE: larını tarihe hizmet edecek şekilde ya lar altmda büyük bir donanma vücude sı tehlikesine dair rivayetler çıkması içinKapının tahtasında, yaramaz par Erkek, cevab vermedi. Bütün dikka zanların çok nadir olması millî ihtiyaç getirmelerine müsaid bir hal alacağı te 20,10 piyano konseri . 20,45 skeç . 2S,4Cf mıs. caz 24,30 Çigan musikisi. maklar tıkırdıyordu. tile bakıyordu. Ve bakışlan, genc kızın larımız için büyük bir noksandır. Halid emmül edilmeğe değer bir meseledir. Atina gazetelerinin nefriyatı MOSKOVA: Erkeğin kaşları düzeldi. Yüzünün çiz gözlerinden yüreğine gidiyor, sorgularla Ziya Beyin hatıralarını kayd ve zaptetSanayi tezgâhlarına yakın ve her tür 18 sopran şarkılar 18,30 radyo plyesi m gileri yumuşadı. Sıcak bir sesle: dolaşıyordu. Sonra yumuşak bir sesle: mesile bu noktai nazardan millet ve lü kolaylıklara mazhar olan Karadeni Atinada çıkan Katimerini gazetesin20 plâk konseri 22 almanca neşriyat . 23 Gel!... Senin neyin var, küçük? dedi. Bir memleket hesabına ayrı bir hizmet yap limanlarında diğer devletlerin müdahale den: yabancı dillerle neşriyat. Dedi. Kapı, ağır ağır açıldı. îçeri, u aydanberi görünmüyordun. Epeyce de tığını aynca kaydetmek isterim» di sinden asude bir şekilde hazırlıyacağı do«Montrö konferası iyi şerait altında PRAG: yordu. zunca boylu, bir genc kız girdi. Hafif ğisiklikler olmuş galiba? 18,50 Karlsbaddan nakil konseri . 19,50 nanmasını (14,000) tonluk cüzütamla devam etmektedir. Konferansın mem Kırk Yılın birinci cildi Halid Ziyanın halinde istediği zaman Akdenize çıkar çe yatmış yüzünde, süzgün yeşil gözleri Genc kızın yüzündeki pembelik sol nuniyeti mucib surette neticelenmesi için haberler . 20,05 parktan konser nakll20,50 vardı. Dudaklarınin gülüşile, gözlerinin du. Gözlerinin içini saran bulutlar, yaş çocukluk devrile başlıyor. İlk satırlan mak hakkına malik edilmek istenen Sov en birinci delil budur. ilk içtimalarda musikili eğlenceler 21,30 skeç . 23,45 sa< lon orkestrası. çok düşündürücü: «Hatıralar arasında derin bakışlan güzel bir tezadla göze oluverdi: yet Rusyanın Avrupada denize çıkamk kaydedilen hüsnüniyetin; bundan sonra BELGRAD: bu seyranı nasıl düşündüm ve ne için çarpıyordu. Bütün dişlerjni gösteren, can Hiçbir şey yok amca!... için kullanacağı garb mahreci Alman devam edecek müzakerelerin samimiyet 20,30 millî neşriyat . 21 opera musiklsi i buna başlıyorum. İnsanlann hislerile lı bir gülüşle yaklaştı. Amcasının uzat Doğru söyel? Bilirsin ki benden kararları ve hareketleri arasında bağ bahriyesi tarafından kapalıdır. Şarkta ve mütekabil anlaşmalar dairesinde cere 21,45 radyo piyesi 22,05 populer orkestra tığı eli dudaklanna götürdü. Başını kal birşey saklanmaz. Söylemesen bile anh" lar o kadar dolaşık ve karışık bir yu Rusya bahrî kuvvet bakımından kendi yan edeceğine bir teminat sayılması müm konseri 23 haberler . 23,20 radyo orkestrası. dırdığı vakit, dudaklanndaki gülüş silin yacağım. Yoksa?... maktır ki bunu çözmeğe bilmem daima sininkine kat kat faik Japon donanmasile kündür. mişti: Bu, yoksa? kelimesi, genc kızın kapalı imkân var midir?» karşı karşıyadır. Başka hiçbir yer için olAlâkadar devletler müttefikan Türki Öyle yoruldum ki amca!... dudaklarını açtıran anahtar olmuştu: Şimdi hatırata geçerek satırlan süz masa bile Sovyetler Karadeniz tezgâh yenin talebini tasvib ettiler. Türkiye nok Yalan söyleme! Eğer yorgun ol Evet amca. Aklınıza gelen şey... meğe başlarsak Uşaklığıl aılesine, Ha larında yaptıkları gemi ve istihkâmlan Bu gece nöbetçi olan eczaneler çunlartai nazarının bu suretle tanınması Bo saydın, o kadar sırıtarak, odaya girmezSözünü tamamhyamamış, sesi gene lid Ziyanın oturduğu semtlere, mekteb Uzakşarktaki müdafaa tertibatlan için dır: gazlar meselesinin harb sonu muahedeleri din! hıçkınk olmustu. Amcası, büyük elini, o hayatına dair malumat ahrız. hazırlamış olacaklardır. Istanbul cihetindekiler: esası dairesinde çarçabuk tanzimini ko Aksarayda (Etem Pertev), Alemdarda Gedikpaşa tiyatrosuna, Sultan Ab Genc kızın, süzgün yeşil gözlerinde, nun saclarında gezdirdi: Küçük Karadeniz devletleri ise vazi laylaştırmış oldu. Şimdi artık Boğazların (Esad), Bakırköyde (Istepan), Beyazıdda dülâzizin, Muradın hal'ine, günün si şeytanca bir bakış yanıp söndü: Üzülüyor musun? yeti büsbütün başka zaviyeden mütalea tâbi olacağı yeni beynelmilel vaziyetin (Belkis), Eminönünde (Beşir Kemal, Ce Suratlı olsaydım, memnun olmıyaGenc kız, başını önüne iğdi. Gözle yasî vak'alarına, Rusya harbine, Pilev etmektedirler. Karadenizde müthiş bir tesbiti meselesi kalmıştır. Bunun için de vad), Fenerde (Emilyadi), Karagümrükte (Suad), Küçükpazarda (Hasan Huiusi), cak, belki de, başmızı kaldırıp yüzüme rinden yaşlar damlıyordu, gülümsedi. Bu ne müdafaasma, Izmir mekteblerine, faik devlet kuvveti karşısında bilfiil kabir sureti hal bulunacağı tabiidir. tercüme teşebbüslerine, o zaman mec Samatyada (Erofilos), Şehremlninde (Nâbakmıyacaktınız... gülümseyiş, yüzünün, gizlemek istediği mualarına dair cevval zekâlı bir çocu pana tutulmuş bir halde kalmak onları Tevfik Rüştü Arasm bu hususa dair zım), Şehzadebaşmda (Hamdi). Demek ki, gülüşün, olta ucuna ta' manalarına takılan bir maske gibiydi. Beyoğlu cihetindekiler: çok korkutmaktadır. ğun görüşlerini öğreniriz. beyanatı pek sarihtir. Beynelmilel sul kılmış yem gibi, beni zayıf tarafımdan Amcası, onun solgun yüzüne, ve yaşlı Galatada (Hilâl), Hasköyde (Yenl Tür . İkinci cild bizi dünkü çocuk yerine Her halde Japonlar Boğazlardan gi hun tarsini için çalıştığını müteaddid de kiye), Kasımpasada (Turan), Sarıyerde yakalamak için... gözlerine rağmen gülümseyişine baktı: olgunlaşmış bir gencle tanıştırıyor. 0, riş ve çıkış tonajı meselesinde müteka falar ispat etmiş ol*a Türkiye bu defa da (Nuri), Şişllde (Şişli), Taksimde (Galata . Genc kız, şapkasını çıkarıyordu: Ne gururlu çocuksun! dedi, fakat, kahkahalarla defnedilen bir aşkı, İstanbiliyet esası üzerinde ısrar edenler meya* Akdenizle Karadeniz arasında ticarî mü saray), (Vinkopulo). Çok oturmam amca, işinize engel gururunu, benim yanımda iken, bir yana bul tiyatrolarını, Türk matbaa ve ki Üsküdar, Kadıköy ve Adalardakiler: nında bulunacaklardır. nasebatı pek geniş bir şekilde tatmin et olmak istemem... bırakabilsen, samimî olabilmek rahatlı tabcılığmı, Sarafim kıraathanesini, EBüyükadada (Şinasi), Heybelide (Ta « Montrö konferansına Boğazlardan a meğe hazır bulunuyor.» Amcası, dıkkatle onu süzüyor, vücu ğına kavuşursun... büzziyayı, Arakeli ve bütün neşriyat ânaş), Kadıköy, Pazaryolunda (Rifat), MoProiya gazetesinden: zamî serbestii mürur noktai nazarını müdada fSıhhat), Üsküdar, İmrahorda (İm . dünü incelmiş, yüzünü solgunlaşmış, neşe" Bu sözler, g%nc kızın gözlerindeki ya lemini kabartma levhalar halinde ö«Montrö konferansında bütün devlet • rahor). dafaa hislerile gelen ingiltere bu husus nümüzde canlandırıyor. sini ucmus buluyordu. Genc kızın yanı şı artırmıştı. Üçüncü cild bizi dünkü olgunlaşmış taki fikrini biraz değiştirmiş bulunuyor. er esas itibarile Türk talebini kabul ettina gelerek, elini omzuna koydu: Nisan niçin bozuldu? Bu akşamki cereyana nazaran İngiltere er; şimdi teferruat konuşulmaktadır. Darüşşafaka Müdürlüğünün îşim yok, dedi, pencereden kuş Genc kız, başını kaldırdı. Pencerenin adam yerine metin adımlarla hayata ade giriş çıkış meselesinde mütekabiliyet tılan mütefekkir bir insanla karşılaştıYalnız bir devlet konferansa karşı alteşekkürü yuvalarına bakıyordum. Gel beraber ba pervazındaki kendi yuvasını ve eşini bı rıyor. İlk sahifeler onun izdivacına, Av üzerinde ısrar edecektir. dığı muhalif vaziyeti ortaya çıkardı. O Geçen pazartesi günü fennî sünnetçl kalım... rakarak, karsı yuvaya kaçan, çapkm serrupa seyahatine, bankada geçen uzun Buna mukabil Fransa diğer noktai na da konferansa iştirak etmiyen İtalyadır. Emin Fidan tarafından Daruşşafakadakl Genc kız, oturduğu maruken koltuk çeyi gösterdi: senelere dair. sünnetsiz çocukların sünnetleri yapılmış, zara meyyaldir. Bu itibarla Sovyet do Bununla beraber Tevfik Rüştü Aras saz, hokkabaz, kukla ve karagöz gibi oyun. tan kalkarak, pencerenin yanına yürü Niçin mi? Işte!... Bütün buraya kadar olan kısım hep nanmasının Akdenize çıkarak Milletler Romayı ikna edeceğini ümid etmektedir. larla sünnetli çocuklar eğlencell bir gün dü. CAHID UÇUK Vakit» gazetesinde çıkanlar. Kırk Yı Cemiyeti prensiplerini müdafaaya veya Türkiye Hariciye Vekilinin bu ümidi e geçirmislerdir. Sünnet ameliyatmı seri vs lın bundan sonrasının küçük bir kısmı son akdolunan Fransız Sovyet muahe sassız da değildir. Çünkü umumî bir an ârızasız bir şekilde ve hiçbir ucret almıysu «Ana Yurd» mecmuasmda, büyük bir rak yapmış olan Emin Fidana Darüşşafakısmı da gazetemizin sütunlaruıda çı)c desi ahkâmını infaza yardımını temin için laşma ile Boğazlar için tesbit edilecek ka Direktörlü|ünden teşekkür olunuyor. ' ayn bir cephe alacaktır. mıştır. yeni vaziyeti İtalyanın tanımamasının Italya; konferansta temsil edilmediği pratik bir ehemmiyeti olmıyacaktır. YalOkumıya devam edersek artık îzmirFransızca dersleri den İstanbula dönen Halid Ziyanın u için tarzı hareketi belli olmıyan bir âmil nız İtalyanın Akdenizin şarkında gözü Yaz mevsimi, lisan için çalışmağa en zun seneler hizmet edeceği Reji idare dir. îtalyanm Cemiyeti Akvam daimî lduğu hakkındaki düşünce teeyyüd et müsaid zamandır. Diplomalı ve pratik sine geçtiğini görürüz. Halid Ziya bize îtalyan delegesi M. Bova Scopa Mon miş bulunacaktır. bir metoda malik bir Fransız bayanı o zamanın edebî şahsiyetleri, Şehzade tröye gelerek Tevfik Rüştü Arasla öğle Nihayet Türkiye Boğazların anahta müsaid şeraitle ders vermektedir. Ga başı âlemleri hakkında bütün hatıraları yemeği yemiştir. Maamafih mumaileyh nnı eline alacaktır. Buna mukabil de te zetede (C.) adresine yazılmalıdır. burada müşahid sıfatile dahi kalmamaknı nakletmektedir. erruatı tesbit edilecek beynelmilel sarih Bu üç eserde gördüğümüz ve kendi tadır. bir taahhüdle sulh zamanında seyrüsefeîngiliz heyeti murahhasasının Boğaz rin serbestisini temin edecektir. sinde olduğunu bildiğimiz hayatiyetin Adana vilâyeti azasından Bay Arifin verdiği büyük bir itminanla bu yaş lar komisyonunun ilgasına da muhalefet Montrö müzakerelerinin böyle bir ne ruhuna bugün öğle namazından sonra tan sonraki yıllara aid hatıralarını da edeceği anlaşılmaktadır. Buna mukabil ice almasının bundan sonra beynelmilel Beyazıd camisinde Mevlid kıraat etti yazmasım ve bize okutmasını can ve Türkler bu komisyonun mevcudiyetini aziyetin teakubündeki ehemmiyeti te rileceğinden arzu edenlerin teşrifleri hakimiyetlerine karşı bir tecavüz addet barüz ettirmeğe ihtiyac duymuyonız.» rica olunur. gönülden dileriz. mektedirler. Ailesi Fatma Münakaşalı diğer bir nokta da «TürMuhafaza teşkilâtınm deniz kiyenin harble tehdid edilmekte olup ol M. Ruzveltin namzedliği Vefat nasıl karşılandı? kısmı askerleştiriliyor madığını gene kendisinin takdirine bı Arkadaşımız Rodoslu Hacı Derviş zaFiladelfiya 27 (A.A.) Demokrat Muhafaza teşkilâtı deniz kısmının as rakılması» meselesi teşkil etmektedir. de Hüsnünün hafidesi Ankara elektrik Ordu Memleket hastanesinden bir görünüş Bazı devletler bunu Türkiyenin eline partisi kongresi, M. Ruzvelti, alkışlarla şirketinde muhasib Vasfi Gökçenin kekerleştirilmesi takarrür etmiş ve bu yolda Ordu (Hususî) Ordu Şehir Mec Eski sistem bir salhane ile idare olu Cumhur Başkanlığına namzed göster lisinin 935 mayısmda çarşaf ve peçe ya nan zebhiye işleri elyevm müteahhidi harekete geçilmiştir. Şehrimizdeki deniz namahdud hukuk bahşedilmesi şeklinde miştir. rimesi Lâlenin vefat ettiğini haber alsağı hakkında verdiği bir kararı yerin ne ihale olunan ve inşaatına devam olu vasıtalarını tesellüm edecek zabit ve as tefsir etmektedirler. Diğer taraftan In dık. Beyanı taziyet ederiz. Bütün gün, kadın ve erkek hatibler de gören Ordu kadmlığı bir daha çar nan asrî bir mezbaha haline ifrağ olu kerler şehrimize gelmişlerdir. Bunlara gilterenin de bir devletin harble tehdid nutuklar söyliyerek, Newideali, M. şafı başlarma almamışlar ve kaldırıp nacaktır. Mezbahanın teslim ve tesel büyük deniz motörleri teslim ediîmiştir. edilip edilmediği kendisinin hüküm ve kaRuzvelti ve onun sosyal eserlerini meatmışlardır. Çarşaf yasağmı ilk defa lüm muamelâtı haziran 936 nihayetinde Bırkaç gün içinde diğerleri de teslim edi ranna bırakılması fikrinde olduğu söy tetmişlerdir. Ordu Belediyesi tatbik etmiş ve Kara sonunu bulacaktır. Bu inşaat ilâvei ke lecektir. lenmektedir.» M. Ruzveltin namzedliği, kendisinin H A L K şif ve sairesile Belediyeye 10 bin liraya deniz sahiline nümune olmuştur. fngilizler ve Çanakkalenin tahkimi çocukluk arkadaşı olan hâkim John Deniz vasıtalarından açıkta kalacak OPERETİ Şehrin 3 kilometro uzağındaki Mem mal olacaktır. Deyli Ekspresin sanayi raportörü bel Mac tarafından konulmuştur. Hâkimin muhafaza kaptan, çarkçı ve tayfaları dileket hastanesine cereyan veremiyen eBelediye 935 yılı içinde şehrin muh Bu akşam libaşlı İngiliz firmaları mümessillerinin bu münasebetle söylediği nutuk sık sık lektrik motörüne kömürle müteharrik telif yerlerinde 1920 metro murabba ğer münasib işlerde kullanılacaktır. 21.45 te coşkun alkışlarla kesilmiştir. M. John bir lokomibilin yedek olarak alınma ında şose ve 1850 metro murabbamda Boğazların tahkimat siparişlerinden bir Mac, M. Ruzvelt için, «imtiyazlara karşı Matine 17,30 da masım lüzumlu gören Ordu Belediyesi kaldırım ve 1068 metro tulünde muhtekısmını almak hususunda ümidvar olduk mücadele etmek yolunu beşeriyete gösbu yaz halkın istifadesine hazır bulunTELLi TURNA Transformanör ve Janeratör grupile lo lif eb'adda lâğım inşa ettirmiştir. larını söylediklerini yazmaktadır. Anka teren büyük şef» olarak takdim etmişdurulacaktır. Pek yakında komobili Hans Frank şirketine ihale eyİhtiyaca kâfi gelmiyen eski Belediye Belediye, şehri bir kat daha güzelleş rada yapılan tetkiklere göre Boğazların :ir. M. John Mac, 1933 tenberi Ameri lemiştir. Bu tesisat 26 bin liraya yerine RAHMET parkı 114 metro tule iblâğ edilmiş ve bir tirmek üzere şehrin muhtelif yerlerine tahkimi tahminî olarak 80 milyon İngiliz <amn ekonomi ve sosyal şartlarmdaki konulabilmiştir. Önümüzdeki Cumhu E F E N D1 ialâhın M. Ruzveltin eseri olduğunu söy park mütehassısma yaptırılan plân mu uzaklardan celbeylediği 1800 kadar ıh lirasına baliğ olmaktadır. riyet bayramında yedek motörden istiemistir. Masalarınızı ayırınız Tel. 43703 Bu ise İngilterenin iştirak etmemesine j cibince tanzimine başlanmıştır. Park ' lamur fidanı diktirmiştir. fade edilecektri. İngilterenin Boğazlar Komisyommu ipkaya taraftar ^ olduğu söyleniyor akşamki progranp Nöbetçi Eczaneler Ordu gündengüne asrileşiyor r .• ı. Mevlid TAKSİM BAHÇESİNDE Beşi kırk iki geçe «Cumhariyet» in zabıta romanı ; 9 2 Yazan: Charles de Richter Meçhul motör süratini birdenbire artırarak dalgalarm üzerine atıldı. Paddy Mills, tabancası elinde, gözleri ileride bu gönüllü yardımcılann hareketini takib ediyor ve kaçak motörle aralanndaki mesafenin saniyeden saniyeye azaldığını memnuniyetle görüyordu. Daha şimdiden zaferi kazanmış sayılabilirlerdi. Birdenbire öndeki motörün içinde bir karışıklık nazan dikkatini celbetti, daha dikkatle bakınca aldanmadığını anladı. Motördeki Çinli yerinden fırlamış, ihtimal arkadaşlarıle münakaşa ediyordu. Paddy Mills onun güvertedeki parmak lığa yaklaştığını gördü. Adeta kendisini küpeşteden fırlatıp atacakmış gibi bir hali vardı. PoÜs âmiri: Fakat neler oluyor orada? diye söylendi. Firariler motöründe birisi, Çinliyi iki elile omuzlanndan tutmuş, bütün kudretile, bırakmamağa çalışıyordu. Çinli nevmidane tavırlarla mücadele ediyor ve onun ellerinden kurtulmağa uğraşıyordu. Biran sonra bu sıkı çemberden sıynldı ve güvertenin kenarına fırladı. Ayni dakikada Paddy Millsin başı üzerinden bir kurşun vızlıyarak geçti ve onu diğer kurşunlar takib etti. Polis âmiri: Hazır olun! Bize ateş ediyorlar. Bütün ışıkları söndürün! Lâmbalar söndü ve gecenin karanlığı süratle ortalığa hâkim oldu. Lâkin tam aydınhğın kaybolduğu dakikada Paddy Mills Çinlinin küpeştede, sulara atılmak üzere kollarını kaldırmış vaziyette durduğunu gördü. Karanlıklar içinde, bir vücudün nehre düşüşünden çıkan gürültü duyuldu. Motörlerden birisi süratini kesmişti. Paddy Mills tekrar lâmbalann yakılması emrini verdi ve projektörün keskin ziyası altında zaten öyle olacağından şüphe etmediği hâdiseyle karşılaştı. Firarî motör, eski isti kametinde kaçıyordu. Genc çiftlerin kanosu da projektörü açmış; dalgalar üzerinde dolaştınyordu. Nihayet projektörlerin ışığı aradığını buldu. Mills suların arasında, Çinliye benzettiği siyah bir gölge seçti. Makiniste seslendi: Yavaşlat. Bize lâzım olan Çinli burada! Motör, herifin bulunduğu yere doğru ilerledi. Lâkin diğer kano otomobildeki genc Paddy Millse takaddüm ederek Çinliye irişti; motörden dışan iğilip adamın bir elinden yakaladı. Bir dakika, onu yukan çekmek için uğraştı, fakat buna gücü yetişmediği için Çinliyi sadece teknenin kenanna kadar yükselterek öylece tuttu. Paddy Mills: iyi tutunuz, geliyoruz! diye bağırdı. Sularm cereyanı Çinliyi bayıltmışa benziyordu. Çünkü hiçbir hayat eseri gös termemekteydi. Polis motörü yaklaştı, makinist genclerin kanosuna rampa etmeğe uğraşırken, delikanlı, yanındaki kadına kurtarma ameliyesini kolaylaştırmak için volanı yavaşça idare etmesini söyledi. Kadın yerinden kalkarak direksiyona geçti, kanoyu hareket ettirdi. Fakat birdenbire motöre öyle bir hız verdi ki kano yerinden fırlıyarak bütün şiddetile Scotland Yardın motörüne çarptı. Paddy Mills bağırıyordu: Dikkat, dikkat! Hay Allah belâsını versin, tuh, hay Allah müstahakını versin! Lâkin çok gec kalmıştı. Teknelerin musademesinden çıkan tok sese diğer bir gürültü karıştı ve genc kadın dehşet içinde bir çığlık kopardı. Bu gürültü, ceviz dolu bir torbanın tazyik altında çatır çatır kırılışını andınyordu. Çinlinin kafa s, kerpetenle kınlan bir ceviz gibi iki ağır tekne arasında parçalanmıştı. Kanonun üzerine kadar kan, et ve beyin parçaları fırladı. Genc kadın ikinci bir çığlık ko pardı ve deli gibi yerinden fırlıyarak motörün içine yığıldı. Bayılmıştı. Deli kanlı, daha şiddetli bir musademe ile büyük bir felâkete imkân vermemek için Çinliyi bıraktı ve direksiyona yapıştı. Paddy Mills ondan evvel davranarak Çinliyi, elbisesinin bir kenarından yakalamağa muvaffak olmuştu. Göğsünün bütün nefes alma kabiliyetile bol bol küfür ediyordu: Allah belâsını versin! Polis âmiri, iki arkadaşının da yardı • mile herifi sudan çıkardı, motörün içine uzattı, Asabiyet içinde: Ne âlâ iş! Ne muvaffakiyet! diye homurdanıyordu. Kano otomobile baktı. Genc adam, bayılan kadınla meşguldü. Delikanlının acınacak bir çehresi vardı. Paddy Mills Çinlinin parçalanmış başını ve kan içindeki vücudünü etraftan maskelemeğe çalışırken, bir küme halinde dağılan saçlara dikkat etti. Bunlar bir Asyalı saçına, bir erkek saçına benzemiyordu. Arkadaşile birbirlerine bakıstılar. Ayni saniyede ayni fikir, ikisinin de aklına gelmişti. Mills bir sıra üzerine yabrılan cesede yaklaştı. Çinlinin geniş elbisesini açtı. Bu elbisenin diğer bir elbiseyi saklamaktan başka bir rolü yoktu ve altındaki elbise de bir kadın robu idi! Mills hayret içinde söylendi: Bir kadın! Fakat bu tebdili kıyafet niçin? Bu kadının bu dalaverede ne işi var? Paddy Millsin emri üzerine bir polis lâmba getirdi ve çavuş esrarı halletmeğe çahştı. Tetkikleri ona hiç bir fikir vermiyordu. Bu ezilmiş ve parçalanmış çehre üzerinde hiçbir çizgi anlaşılacak halde değildi. Kaza yapacağını tam yapmıştı. Birdenbire titredi. Lâmbanın ışığı altında bir iz belirmişti: Elbise yeşildi. O yeşil elbise ki Mills pek çok defalar yalnız bir kadının üze rinde görmüştü. Ve o kadın bu yeşil elbiseyi kendisinin tevkifile neticelenen bir cinayet sabahı üzerinde taşıyordu. Hâlâ gözlerine inanamıyordu. Fakat önündeki hakikat, kafasından şüpheleri sildi. İArkası var]