CUMHURİYET 22 Haziran 1936 VIYANA OONUŞU Tarihi tefrika: 70 M. TURHAN TAN ( Şehir ve Memleket Haberleri ) Siyasî îcmal Hava postaları çok rağbet görüyor istiyoruz! Çop mavnalarının yaptığı zararlar Şimdiye kadar bu bahse birçok defalar temas ettik. Fakat, (varaki mihri vefayı kim okur, kim dinler) darbı meselince bu şikâyetimiz merciince nazari dikkate alınma dı. Gene tekrar ediyoruz: Çöp mavnaları şehirden topla dıkları çöpleri sahillere yakın yerlere döküyorlar. Lodoslu havalaria bu çöpler, Akbıyık sahilmdfeîi ta Yeşilköy fenerine kadar yayıl makta. tahammül edilemiyen fena bir koku ile sahildeki evlerde oturanları tazib etmektedir. Hele poyraz havalarda bu çöpler arasında bulunan bazı leşler sahillere vur makta, güneş altında kuruyarak kokmağa başlamaktadır. Bu civar sahillerindeki evlerde oturanlar arasında bu leşlere ko nan sinekler yüzünden salgın bir hastalık çıkmasmın yüzde yüz ihtimali bulunduğunu da hesaba katmak lâzım... Sırf bu sebebledir ki, çöp mav nalarımn açıklara giderek muzah rafatı oralara boşaltmalarını ker raren yazmıştık. Halbuki bu temennimizin boşa çıktığını aldığı mız müteaddid şikâyetlerden anlıyoruz. Belediye, halkın her isteğine <ne yapalım, paramız yok!» diye kestirme cevab vermeğe alışmıştır. Acaba bu ig için de para mı lâzım? Belediyenin bir kısım İstanbulluların derdi olan bu şikâyetimizi nazari itibara alacağından ümidi mizi kestik. Muhterem Sıhhiye Vekilinden bu sahillerde oturan halkın sıhhati namma işe müdahale etmesini, Memleketimizde üç istasyon kurulacak Radyo işlerile Nafıa Vekâleti yakından meşgul oluyor Hükumet, memleketimizde ötedenberi bir şikâyet mevzuu olan radyo işlerini esaslı bir surette ıslah etmeğe karar ver miştir. Bu işle meşgul olmağa başlıyan Na fıa Vekâleti mühim bir proje hazırlamaktadır. İlk olarak Ankarada, yüz kilovattan daha fazla kudrette millî bir istasyon kurulacaktır. Gene Ankarada sesimizi bü tün dünyaya işittirebilmek için kısa dal galarda neşriyat yapacak ayrı bir is tasyon daha yapılacaktır. Istanbulda da önümüzdeki seneler i çinde ayrıca kuvvetli bir istasyon tesis edilecektir. İstanbul Telsiz Telefon şirketinin imtiyazı üç ay sonra bitecektir. Vekâlet, bu müddet bittikten sonra îstanbul Radyo sunu kendisi işletecektir. Yeni yapılacak istasyonlarla diğer tesisat için bir buçuk milyon lira sarffdilecektir. ileride şarkta da bir radyo istasyo nu kurulacaktır. Islahatın diğer kısmı neşriyat sahasında olacaktır. Yeni programlarda halkın musiki ve kültür ihtiyacını tamamen karşılıyacak yenilikler yapılacaktır. Radyo makinelerinin de halk tarafından ucuzca tedarikine imkân bulunacaktır. Diğer taraftan radyo abonelerinin senelik ücreti 6 liraya indirilecek ve ayda elli kuruştan olmak üzere bu para aylık taksitlere bağlanacaktır. Boğazlar Konferansı oğazlar konferansı bugün Is • > viçrede Cenevre gölünün şarkında Montröde İsviçre Hariciye dairesi şefi ve sabık Cumhurreisi M. Motta tarafmdan açılacaktır. Bu konferans Avrupanın ve bütün dünyanın U mumî Harbden sonra taayyün eden siyasî ve askerî vaziyetinin tamamile değişmesi ve neticede Boğazların açık ve gayriaskerî olmasına mukabil 1923 tarihli Lozan muahedesinin Boğazflar mukavelesinde gösterilen beynelmilel zamânların zâfa uğraması üzerine kendi topraklanmızın emniyet ve selâmetini kendi vesait ve kudretimizle temin etmek için mezkur mukavelede imzası bulunan devletlere yaptığımız müracaat neticesinde topla « nıyor. Boğazlar mukavelesinde dört büyük devlet yani Ingiltere, Fransa, Italya ve Japonya Türkiye arazisindeki gayrias kerî mıntakalara karşı herhangi suretle tecavüz tehdidi halinde bu yerlerin müdafaası için Milletler Cemiyeti tarafmdan lüzum gösterilecek her türlü tedbirle» ri almağı taahhüd etmişlerdi. O tarihte bu dört büyük devlet Avrupada ve bu kıt'anın haricinde her türlü mesele ve ihtilâflara birlikte müdahale ediyorlardı. Son senelerde ise bu dört devletin arasındaki tesanüd ve birlik Mançuri ve Habeş meselelerinden dolayı münaferet ve tefrikaya münkalib oldu. Akdeniz, tarihin en tehlikeli siyasî gerginliğine sahne teşkil etti. Ingiltere dünyadaki deniz, kara ve hava kuvvetlerini kendi menfaatlerini müdafaa ve muhafaza için bu denize yığdı. îngiltere, İtalya ile birlikte hareket etmek şöyle dursun, Italyaya karşı Balkan devletlerile birlikte hareket etmek için askerî anlaşmalar yaptı. Bundan sonra İtalya, Milletler Cemiyetinin lüzum göstereceği tedbirleri tat bik edecek değildir. Beynelmilel politikanm değişmesi ve gayriaskerî mıntakalara aid beynelmilel zamânların zâfa uğraması üzerine böyle mıntakalara ve kayıdlara tâbi bulunan diğer devletler, istişare ve müzakereye de lüzum görmeksizin bir emrivaki yaptılar. Almanya gibi. Fakat Türkiye davasında itiraz kabul etmez bir derecede haklı olduğuna güvenerek emrivaki yapmak yolunu tutmayıp müzakere usulünü tercih etti. Türkiyenin bu tarzı hareketi bütün dünyanın takdirini celbettiğinden ilk yaptığı müracaate, alâkadar devletlerin cümlesi muvafakat cevabı verdiklerinden konferans için davatte bulunduk. Devletlerin mümessilleri, Montrö konferansına esas dava üzerinde münakaşadan ziyade yeni mukavelenin teknik esaslannı kararlaştırmak üzere gelmişlerdir. Bunun içindir ki mümessillerin azim ekseriyeti kara, deniz ve hava mütehassıslarıdır. Montrö toplantısının ehemmiyeti, yalnız Boğazlar meselesinin görüşülmesi itibarile değildir. Burada Akdenizin ve dolayısile Karadenizin emniyeti üzerinde görüşülecektir. Habeşistanın Italyaya ilhak edilmesi üzerine Avrupada husule gelen karışıklığın bertaraf olması ve yeni siyasî vaziyetin esasları kurulması için ilk defa büyük ve küçük devletlerin dıs işlerinden mes'ul ricali Montröde görü * şeceklerdir. Türkiye, Montrö konferansını toplamakla yalnız Boğazlar işinde ve kendi yurdunun emniyeti tarihinde değil; Ak denizin emniyeti ve Avrupada yeni sulh ve emniyet politikası tarihinde dahi yeni bir devir açılmasına vasıta oluyor. Türkiyenin beynelmilel zamânlann ve hatta Milletler Cemiyetinin kuvvet ve ehemmiyeti son derecede azaldığı bir sırada, kendi yurdunun emniyetini kendi vesaitile temin etmek istemesi istiklâl ve hukuku hükümrani sahbi devletlerin en tabiî haklanndan olduğundan, hükumetimizin davasmı kolayca kazanacağı hakkında dünya politikacılarınm ekseriyetinin kanaati vardır. Kara Mustafa Paşanın etrafını, milletin hakla Halkın günden güne arrını ve devletin şerefini hesaba katmıyan bir tan alâkası üzerine yeni . sürü kepaze ruhlu adam almıştı! tedbirler alınıyor Burada gözden kaçmasına imkân ol ıiuyan bir nokta var. Kara Mustafa Paşa, zeki bir adamdı. Köprülü Mehmed Paşa mektebinden yetişmişti, Fazıl Ah«ıed Paşadan da yıllarca siyaset dersi almıştı. Böyle de olmasa Lehistan ve Rusya seferlerinde çekilen güclükleri herkesten iyi kavramaya müsaid bir mevkide bulunuyordu. O halde sağını, solunu kollamadan, Fransa ile olsun anlaşmadan Nemse aleyhine uluorta hareket etmeği istemesi nedendi? Zeki ve görgülü bir vezire yakıştınlması pek güc olan bu patavatsızhk onun sonsuz gururundan, para canlılığından ve bu karakteristik zâfmı körükliyen dalkavuklara körükörüne kapılmasından ileri geliyordu. Ne milletin haklarını, ne devletin şerefini hesaba katmıyarak yalnız kendi sefil menfaatlerini düşünen bir sürü kepaz» ruhlu adam bu mağrur ve zirin etrafını sarmışjardı. Boyuna kasideler okuyup onu pohpohluyorlardı, göklere çıkanyorlardı. Onlann abdest alarak, Tann adına and içerek, Kur'anı öpüp şahid tutarak söylediklerine bakılırsa Osmanlı tmparatorluğu Kara Mustafa Paşanın yüzü suyu hürmetine yaşıyordu. Herşey oydu ve ondan başkalan hiçti. Gene bu dalkavukların hararetli bir iman ile temin ettiklerine göre Kara Mustafa Paşa lâyuhti idi. Ondan yanlış ve zararlı bir iş sadır olamazdı. Her düşüncesinde isabet vardı, her yaptığı iş keramet menzilesindeydi. Devrin Hariciye Nazın demek olan Reisülküttab Mustafa, Sadırazamı methiyelerden, sitayişlerden, pohpohlardan örülme yaldızh bir ağ içinde serseme çe viren ve onun cibillî zekâsını morfine bulayıp uyutan bu dalkavukların başında y « almıştı. Hemen hergün adamcağızın karşısına geçer, «Devletlu vezir. Senin alnında nur ayeti, zafer ayeti yazılı!» mukaddemesile söze başlıyarak herifi göklere çıkarır, Allahla bir seviyeye getirirdi. Vazife dolayısile onun haricî işlerde sözü dinlenmek icab ediyordu. Elçilerle resmî surette görüşen, Sadırazam namı na rüşvet pazarlıklannı yapan oydu. Hangi devletin Babıaliye dost, hangisinin düşman olduğunu kestirmek ve dostla düşmana karşı alınacak siyasî tedbirleri kararlaştırmak ta ona düşüyordu. Bu haysiyetle orta Macar ve Nemse işinde de bu herifin sesi gür çıkıyordu. Fakat o, împaratorluğun umumî vaziyeti bakımından hayatî bir değer taşıyan bu maslahatı siyasî ve askerî zaruretlere göre değil, Kara Mustafa Paşanın gururunu ve açgözlülüğünü hesablıyarak idare ediyordu. Herif, sabah ve akşam vezire şu uyuşturucu macunu sunardı: Efendim, gayrin sözün dinleme. Dilediğini yapmak hakkını sana Ulu Tann verdi. Çünkü seni nurdan yarat ti. Hiç bir hükümdar sendeki kudrete malik olmadı, hiç bir şahinşahın önünde cenin kullandığın kadar bol asker top lanmadı. Bu kerrüferre, bu tumturaka îskender bile eremedi. Kızıl elmayı bir yana koy. Bütün Frengistam dolaşsan karşına hangi babayiğit çıkacak?. Bu denlu asker ve cebehane ile bir yürüsen hangi kale sana dayanacak?.. Elverir ki korkaklar ve bedhahlar sözüne uyup aza kanaat etmiyesin, şanına lâyık işler göresin. Sana yakışan bir çıkışta Beç (Viyana) kalesi ö'nüne varmaktır, Çasann bu ünlü kalesini, payitahtını ele geçirmek sana bir yudum su içmek kadar kolay gelecektir. Eğer bahtın yâr olur da Beç şehrini vire ile (harbsiz) almak nasib olursa Nuşirevandanberi (!) topla nan binlerce yüz bin altın (milyarlarca demektir) değerinde hazineler bulacak sın. O vakit Nemse Çasarının tacını Tökeli Imre kulunun başına giydirirsin, yedi krah emrine ramedersin. Yeni Kral Has çırağın ve sadık kölen olur, Nemse ülkesi de emrin altında kalır!.. [*] İstanbul Ankara tayyare postalan gittikçe rağbet görmektedır. Postalarda boş yer kalmamakta, bazan, fazla yolcular ertesi günü beklemeğe mecbur kalmaktadırlar. Tayyare postaları şımdiki halde kârsız çalışmaktadırlar. Hava postaları daha ziyade propaganda maksadile kurulduğundan şimdilik kâr aranmamaktadır. Yalnız tayyarelerin dolu gidip gelmeleri işletme masrafını azaltmaktadır. îstanbul Ankara tayyare postaları nın ileride daha ziyade rağbet göreceği, hatta, günde üç, dört tayyarenin hareketme mecburiyet hasıl olacağı anlaşılmaktadır. Yalnız Yeşilköy tayyare istasyonunun uzaklığı halkın şikâyetini mucib olmaktadır. Devlet Havayolları idaresi bunu nazarı dikkate alarak Mecidiye köyünde bir istasyon inşasını düşünmektedir. Maamafih, bu istasyonun bu sene yapılması kabil olamıyacaktır. Kara Mustafa Paşayı bu sözler çi leden çıkarıyor, sarhoşlatıyor ve muha kemesizliğe sürüklüyordu. And içilerek, candan söyleniyormuş gibi davranılarak boyuna haykırılan bu yalanlara inanmışAnkara İstanbul İzmir şehirleri atı, kendinin dağları ovaya ve denizleri rasmda yapılacağını haber verdiğimiz bahçeye çevireceğine itimad besliyordu. hava postalannın hangi tarihte başlıya Onun en ziyade hoşuna giden, Viya cağı henüz malum değildir. Devlet Ha nayı almak, alabilmek meselesiydi. Ka vayollan müdürü Şevket bugünlerde bu nunî Sultan Süleyman gibi ülkeler değil, hattı tetkik etmek üzere bir tayyare ile iklimler ve kaleler deviren, başında bu Ankaradan îstanbula gelecek ve buradan lunduğu Türk ordusundan aldığı sonsuz İzmire gidecektir. Şevketin bu tetkika kudretle bir elini Avrupanın böğrüne tından sonra Ankara istanbul Izmir sokarken öbür elini Hindistanın kalbine tayyare postaları hakkında icab eden kadoğru uzatan, Iran kişverile Fas diyarını rar verilecektir. kulak kulağa getirip huzurunda diz çöktüren bir hükümdarın alamadığı Viya nayı düşürmek bu çok mağrur veziri sonsuz bir heyecanla kıvrandıran cazib ve pek cazib bir hulya oluyordu. Kanunî Sultan Süleymandan sonra Osmanlı tahtına geçen sekiz hükümdar dan hiçbiri onun bıraktığı hatıraları küçültememiş, Türk ordusunu Viyanaya götüren ve o meşhur muhasarayı yapan Ibrahim Paşadanberi Sadırazamlığa getirilen vezirlerden bir tanesi de o ayarda haşmetli bir hamle yapamamıştı. Mes'ud bir tesadüf işte kendisine Sultan Süleymandan üstün olmak, îbrahim Paşayı gölgede bırakmak fırsatını veriyordu. Gene o mes'ud tesadüf Nemse Çasarlarının üç beş asır içinde topladıklan hazinelerin kendi eline geçmesine imkân ha zırlıyordu. O fırsatı kaçırmak, o imkâna sırt çevirmek elbette aptallıktı!.. İşte zeki ve görgülü Sadırazamı, Köprülüler mektebinde yetişen bu kudretli veziri yanlış yola saptıran hep bu haletler, bu hulyalar ve bu sarhoş düşüncelerdi. Ne yapıp yapıp Nemse aleyhine harb açmayı kararlaştırmış bulunuyordu, el altından hazırlıklara bile girişmişti. Ye niçeri Ağası bekri Mustafa Paşayı ta mamile kendine uydurduktan, padişahı korkuttuktan sonra bu emelini büsbütün açığa vurdu, Imparatorun elçisini istis kale başladı. lArkast vari KÜLTÜR ÎŞLERl Ilkmektebler için hazırlık Bu sene ilkmektebler eylulde açıla caktır. ÜNÎVERSİTEDE Şehrimizdeki ilkmekteblerde şimdiden hazırlıklar başlamıştır. Hangi mektebler Üniversitelilerin kampı de şubeler açılacağı ve yeni ilkmekteb Fen fakültesi talebelerinden, topçuluk açmağa lüzum olup olmıyacağı tetkik ehazırlık kıt'ası kampına girmek üzere dilmektedir. MÜTEFERRİK taburca aynlanlar bugünden itibaren kampa çıkacaklardır. Hukuk fakültesi Güzel San'atlar Akademisi alebcleri de 2 temmuz sabahı Pendikteki kampta bulunacaklaıdır. Huktık fânin sergisi Güzel San'atlar Akademisinin yıllık kültesinde nakliye sınıfına aynlanların büyük sergisi yann saat 14,30 da Aka kampları 20 temmuzda başlıyacaktır demide merasimle açılacaktır. İstiyoruz! CEMİYETLERDE Esnaf işlerinin ıslahı Vali Muhiddin Ustündağ yapılan şi kâyet ve dedikodular üzerine Esnaf cemiyeti işlerini bizzat tahkike başlamış ve ilk olarak istifa eden Ticaret Odası Esnaf şubesi müdürü Mehmed Aliden izahat almıştır. lvlehmed1 Alf cemiyetin bugünkü gidifjnde gördüğü yanlışlıklan, idaresizliklerî ve yolsuzlukları Valiye anlatmıştır. Diğer taraftan yapılan tahkikat ta esnaf işlerinin esaslı bir surette ıslaha muhtac olduğu neticesini vermiştir. Bunun için, yakmda bu sahada bir tasfiye ve onu müteakıb bir ıslahat ame liyesine girişilecektir. Ticaret Odası da aynca esnaf işleri üzerinde tetkikatta bulunmaktadır. POLİSTE BİRBİRLERİNİ KUNDURACI BI ÇAĞİLE YARALAMIŞLAR Beya zıdda Büyükçatal hanında kunduracı lık yapan îlyazar ile Hüseyin bir ala cak meselesinden kavga etmişler ve birbirlerini kunduracı bıçağile ağır su rette yaralamışlardır. Yaralılar Cerrahpaşa hastanesine nakledilmiştir. Londra Üniversitesinin yüzüncü yılı Tarih sahibi SUâhtar Mehmed Ağa eserinin başka bir yerinde Kara Mustafa Paşanın Nemse ve orta Macar işindeki vaziyeti anlatırken «Veziriazam bir müteharrik kavga kaşağısı, mütekebbir, tamahkâr, dcvlet harablığın ister, inadcı ve mağrur bir Türk olduğundan> diyor. Esefle işaret edelim ki Istanbullu bir Türk olan Mehmed Ağa bu ibarede Turk kelimesini ahmak bir telâkki ile kullanmıştır. KUYUYA DÜŞTÜ, FAKAT KUR TARILDI Üsküdarda Kepçedede mahallesinde İttihadmektebi sokağın da 9 numaralı evde oturan İhsan isminde bir kadının beş yaşmdaki oğlu Er doğan bahçede oynarken kazaen ku yuya düşmüştür. Annesinin feryadı ü zerine imdada yetişen komşulardan [•] Bu sozler, Fındıklılı tarihinin ikinci Muammer isminde birisi derhal kuvuya cildinden (S: 18) hemen aynen alınmıştır. inerek çocuğu sağ olarak çıkarmıştır USTASINI YARALIYAN AMELE Bundan bir müddet evvel Başabahçe şişe ve cam fabrikasında amelelik yapan Ahmed oğlu Aliye işinde gösterdiği ihmal ve yolsuzluk yüzünden fabrika ustabaşısı Yani tarafmdan yol veril miştir. Alinin arkadaşı Halil bu halden muğber olarak, ustabaşı Yaninin kafasma bir demir vurarak yaralamıştır. Yaralı tedavi altma almmış, suçlu hakkında takıbata başlanmıştır. ÜZERİNE FENALIK GELMİŞ İnkılâb lisesi son sınıf ' talebelerinden 22 yaşlarında Yaşar, Divanyolundaki İstanbul kıraathanesinde otururken ü zerine birdenbire fenalık gelmiş ve yere düşerek başından ağır surette yar lanmıştır. Yaşar, tedavi edilmek üzere Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. SUÇ ÜZERİNDE YAKALANAN KUMARBAZLAR Sirkecide Vezir çıkmaz sokağmda Yakonun kahve • sinde kumar oynamakta olan Besim, Yaşova, Salamon ve diğer Salamon polis memurları tarafından suç üzerinde yakalanmışlardır. Oyun kâğıdiarile masa üzerinde bulunan 150 kuruş musadere edilmiştir. KADIN YÜZÜNDEN YARALA MA Dün Galaatada Necatibey cad desinde feci bir yaralama vak'ası ol muştur. Bu caddede Çorum otelinde oturan yol amele çavuşlarından Aslan oğlu Ahmedle Galatada Karaoğlan sokağın da 14 numarada oturan Yusuf arasmda bir kadın meselesinden kavga çıkmış ve neticede Ahmedle arkadaşı Mehmed bir olarak Yusufu ağır surette yarala mışlardır. Şehrimizde plâj ve sayfiye mevsimi başladı Bu aym yirmi dokuzunda Londra Üniversitesi 100 üncü yılına basacak. Bu münasebetle, Londrada büyük merasim yapılacaktır. Bu merasimde istanbul U niversitesinin Tıb Fakültesi dekanı Nu reddin Ali ile îktısad ve îçtimaiyat EnsHALKEVÎNDE titüsü müdürü profesör Ömer Cclâlin Çengelköy Halkevi dün temsil etmeleri kararlaştmlmış ve keyfiyet Vekâlete bildirilmiştir. Profesörleriaçıldı miz, iki gün sonra Londraya hareket e Üsküdar Halkevinin Çengelköy şu deceklerdir. besi dün açılmış, bu münasebetle bir müsamere verilmiştir. Somanın yetiştirdiği kiiçük Müsamerede Halkevi bandosu çalmış, temsiller verilmiştir. Açılma merasiminde bir san'atkâr Soma (Hususî) Bundan iki yıl ön Üsküdar Parti reisi Macid, Halkevi reisi ce İran Şehinşahı Rıza Pehlevi ile Ata Şefikle Parti azaları hazır bulunmuş lardır. türkümüzün Soma istasyonunu şereflen dirdikleri esnada Mahmure adında küAyvalık Çocuk Esirgeme çük bir kızm söylediği iki parça şarkı Akurumunun yardımları tatürkün yüksek takdirlerine mazhar ol Ayvalık (Hususî) Kazamız Ço muş ve Mahmure Ankara Musiki Mucuk Esirgeme kurumu memleketin hamiallim mektebine gönderilmişti. Mahmure iki yıl aynlıktan sonra yaz yetli halkile azalanndan gördüğü yar tatilini geçirmek üzere Somaya geldi ve dımlar sayesinde çok müfid bir şekilde çalışmak imkânlarına malik olmaktadır. mezun olduğu Alhntaş mektebinde bir Mekteblerdeki kimsesiz yavrulara yar konser verdi. dım edildiği gibi hastalar muayene edilip Somalılar bu kadar güzel ve sihirkâr tedavi edilmekte ve fakir olanlanna da bir sese malik olan Mahmure ile bihak muntazaman elbise dağıhlmaktadır. Kukin iftihar etmektedirler. Kendisi şimdi rum son defa da mektebler kapanmadan den Türkiyenin güzel ses kraliçeliğine 100 çocuğun tepeden tırnağa kadar giyimini temin etmiştir. namzed bir yıldızdır. Muharrem Feyzi Togay Izmirde gene kızların açtığı güzel bir sergi Çok güzel bir iş Izmit (Hususî) Buraya tâbi Ih « saniye nahiyesinde bir kısım halk aralannda bir şirket akdederek para topla mışlar ve odunculukla kömürcülük yapmağa karar vermişlerdir. Şirket bu münasebetle şimdiden nakliyatı temin etmek' maksadile sağlam ve süratli motörler satın almıştır. Cumhuriyet Nüshası 5 Kuruştor Cumhuriyet Kız Enstitüsiinün bu seneki mezunları bir arada İzmir (Hususî) Tedrisatına son veren İzmir Cumhuriyet Kız Enstitüsü, mekteb salonlarında çok zengin bir sergi açmıştır. Bu sergide, gerek mekteb gerekse kurs kısmına devam eden kız ve kadınlarımızın vücude getirdikleri çok muvaffak eserler vardır. Mektebden 21, Kurstan da 39 kişi diploma almıştır. Yani mezun adedi alt miştir. Yakında, mektebin çarşı içindeki sipariş atölyesinde de bir sergi açılacaktır. Sergide, giyecek ve ev işine aid ince el san'atlan takdirle karşılanmıştır. Sıcakların başlaması üzerine Florya plâjında dün görülen manzaralar Son birkaç gündenberi havaların iyi den iyiye ısınmasile şehrimizde plâj ve sayfiye hayatı başlamış oldu. Dün pazar olduğu için halkın birçoğu Boğaziçine, Adalara ve plâjlara akın etti. Bu sebeble tpurlar, her zamankinden daha kalabatı. j Türkiye Senelik Altı aylık Hariç Dün bilhassa plâjlar, bu mevsimde ilk defa görülen bir tehacüme maruz kaldı. Havanın oldukça sıcak ve rüzgârsız ol ması, binlerce kişiyi tatil gününü denizde geçirmeğe mecbur etti. Havaların sıcaklığı bu şekilde giderse bu sene plâjlar çok rağbet bulacaktır. şeraiti • v° l kb Üç aylık Bir ayl.k 1400 Kr. 1700 Kr. 750 1450 400 800 150 yoktur