5 Mayıs 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

5 Mayıs 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURİYET 5 Mayıs Ü» Paristen, haciz altındaki tayyaresine binerek, müsaade almadan kaçak suretile uçan tayyareci Drauilletnin, Romaya indiği malumdur. Paristen hareket ettiği gündenberi bütün dünya efkân umumiyesini kendisile meşgul eden bu tayyarecinin esrara bürünen vaziyeti nihayet aydınlanmıştır. Son gelen Fransız gazetelerinde okunduğuna göre Drauillet, Habeşistana gitmek maksadile yola çıktığını söyliyerek demiştir ki: « İlk durağım Yunanistan olacaktı. Saatte 350 kilometro hesabile altı saat uçuş yapacak kadar benzinim vardı. Fakat, maalesef, deniz üstünden uçtuğum sırada, hazinenin sızıntı yaptığını gör düm ve Centocello tayyare meydanına inmeğe mecbur oldum. Oradaki tayyare zabiti tanıdık olsaydı iş kolaydı. Yanımda muntazam evrak bulunmadığı için tayyareyi musadere ettiler. Kendim de harb Galatasaray Ankaragücile bir arada esiriyim. Malum ya Necaşinin memuruAnkarada ikinci maçını Ankaragü ci oyunda, ikinci golün ofsayddan ya yum. Cumartesi günündenberi nezaret cüne karşı yapıp 3 2 mağlub olduğunu pıîmasına rağmen muteber addediimesin altındayım. Dün akşamdanberi, söz verdünkü nüshamızda kısaca yazdığımız den sarfınazar gene ayni oyunda SaciGalatasaray takımı dün öğleden sonra din üzerine favullü bir şekilde şarj yapan şehrimize avdet etmiştir. iki muhacimin hareketine düdük çalan Galatasaraylılar bu maça Sabahad hakem bunu da Galatasaray aleyhine din Reşad, Suphi Kadri, Lutfi, Su verdiği bir penaltı cezasile kesip atmışavi Necdet, Eşfak, Gündüz, Hâşim, tır. Bereket haksız olarak verilen bu penaltı cezasında çekilen şüt kale direğine Danyal şeklinde çıkmışlardır. Oyunu Beykozun eski muavin oyun çarparak gol olmamıs ve Galatasaraylılar dördüncü bir gol yemekten kurtulculanndan Bürhan idare etmiştir. muşlardır. Ankaragüclüler hafif surette esmekte Ankaragücü, oyunun ilk on beş dakikasında biri ofsayd olmak üzere arka arkaya iiç gol attı Galatasaray ikinci maçta nasl yenildi? ^ egusu n tayyarecisi Italyanlardan evvel AdisAbabaya varmak istemiş! Deniz Lisesini bitirenler donanmaya ğeçtiler Donanmaya geçen talebe ile mektebde IBaştarafı 1 tncı sahifedel kalan arkadaşları birbirlerini selâmlıyorlar bitirenler, Türk donanmasının yarınki zabitleri ve amiralleri bırer birer Amiral Şükrü Okanla mekteb kumandanı deniz miralayı Ertuğrulun önüne gelıp diplomalarını ve meçlerini aldılar. Mektebın bölük zabıtlerinden (uzun atlayıcı atlet) Tevfık, gene arkadaşlarının bellerıne birer birer meçlerini takıyor, mekteb kumandanı da dıplomalarını verip gencleri tebrık edıyordu. Onlar da «Sağ ol!» diye teşekkür ediyorlardı. 42 talebeye diplomaları verildi. Sınıfı birinci, ikinci ve üçüncü olarak bitiren 451 Naci Faruğa bir altm saat, 440 Nazmi Süleymanla 416 Hamza Kâşife birer altın dolmakalem hediye edildi. Amiralin nutku Galatasaraylılara göre Ankara futbolunun yükselmesine çalısan ve bunda bihakkın muvaffak olan Federasyona ye ni bir vazife düşmektedir. O da ayni çalışmayı hakemler hususunda da göstererek doğru ve iyi gören kimseleri seçip İkinci gol ise bariz bir ofsayddan ol yetiştirmektir. muştur. Yan hakemi gol kararını veren Hakem kursu orta hakeminin yanına giderek vaziyeti îstanbul Atletizm Heyetinin açtığı atanlatmışsa da hakem kararında ısrar et letik sporlar hakem kursu sekiz hafta sümiş, bunun üzerine seyircilerden bir kısmı ren derslere nihayet vermiştir. protestoda bulunmuşlardır. Beynelmilel Olimpiyad komitesinin Üçüncü gol Ankaragüçlülerin en iyi 1932 senesi İsveçte tadil ettiği yeni nioyuncuları tarafından pek güzel bir şe zamnamedekı esaslara göre hazırlanan kilde ve sıkı bir şütle yapılmıştır. hakemler, Atletizm Federasyonunun terGalatasaraylılar hasımlarına nazaran tib ettiği sualler üzerinden imtihan edılemüsavi ve hatta zarnan zaman iistün bir ceklerdir. Tahrirî olarak yapılacak bu imtihan oyun çıkarmalarına rağmen 3 0 mağJub vaziyete düşünce hücumlannın şid için beş sual tesbit edilmiş. her sual için detini artırmışlardır. Fakat üç ortanın iki numara kabul olunmuştur. îmtihan evrakı İstanbul Atletizm he biribirlerile yarış edercesine fırsat kaçıryeti tarafından tetkik edilecek, tasdik emaları gol yapmalarına mâni olmuştur. Nihayet devre. sonlarına doğru Güçlü dilmek üzere Ankaraya gönderilecektir. Hakem kursunun imtihanı bu akşam ler bir penaltı yapmışlardır. Necdet bunu gole çevirerek birinci devre 3 1 Güç altıda mıntaka merkezınde yapılacaktır. lülerin lehine neticelenmistir. Atletizm Federasyonu reisinin İkinci devrede Galatasaraylılar kaleye sahibdi, soliçe de Salimi alarak oy namıslardır. Devre ekseriyetle Galatasaraylıların hâkimiyeti altında geçmiştir. Bir aralık Esfakla çarpışan Güç kalecisi sakatlanarak oyundan çıkmış, yerine ihtiyat kalecileri girmiştir. Galatasaraylılar hasrmlarını adamakılIı sıkıstırdıkları bir anda Salim çok müsaid bir vaziyette muhakkak bir golü kaçırmıştır. Nihayet gene Necdet hasım Sol bekınin bir hatasından istifade ede rek Galatasarayın ikinci golünü de yapmıştır. Oyun Galatasaray hücum hattının gol fırsatlarını kaçırmalan arasında 32 Ankaragücünün lehine neticelenmistir. Galatasaraylılar karşılaştıkları iki ta kımı da çok nefesli bulmaktadırlar. GencIerbirliği takım itibarile daha muntazam, daha diizgün ve daha temiz bir futbol oynamaktadır. Bu iki takımı Ankaranın eski takım larile mukayese etmek icab ederse tereddüdsüz olarak Ankarada futbolun çok yükseldiğini teslim etmek icab eder. Yalnız hakem meselesi üzerinde durulacak bir noktayı teşkil etmektedir. îkin olan rüzgâra karşı oynamalarına rağmen ilk on beş dakikada bütün gayretlerini ortaya koyarak iiç gol' atmışlardır. Birinci gol kornerden atılan topun kendi kendine ve Sabahaddinin elleri arasından kaleye girmesile olmuştur. Romada yakalanan Negusun Fransız tay. yarecısı Dessıede, Beledıye Reısıle bir arada mek suretile serbest bırakıldım. îtalyanlar bana karşı çok kibar davrandılar. Drauillet, Habeşistana ne maksadla gitmek istediği sualine şu cevabı ver miştir: « AdisAbabaya îtalyanlardan evvel varmak istiyordum. Belki bir işe yarardl. Şimdi işişten geçti.» Negüsün vaziyeti hakkında sorulan suale de: « O da benim gibi, partiyi kaybetti» demiştir. babası öldü Katil Aslan Pariste bir cambazhanede bir facia oldu Ankaradaki Alman Tezyinî San'atlar sergisi ^ Atletizm Federasyon Reisi Vildan Âşirin pederi Hafız Aşir evvelki gün vefat etmiş ve cenazesi Mevlânakapıdaki o aile mezarlığına defnedilmiştir. Mayısın birinci günü Pariste, Trone Merhuma Allahtan rahmetler diler, arkadaşımız Vildan Aşire taziyetlerimizi meydanı panayırındaki bir cambazhanede pek feci bir hâdise cereyan etmiştir. sunarız. Bu cambazhanenin Choura isminde Teşekkür gayet büyük ve güzel, fakat çok vahşi Babam merhum Hafız Aşire son sev bir aslanı vardır. Bundan beş sene evvel gi vazıfesini yapmağa ve bizi teselli et satın alman bu aslan, bir müddet evvel meğe koşan iyi yürekli dostlarımıza te cambazhane sahibini yaraladığı için, onşekkürler ederiz. dan herkes sakınmakta ve hatta seyir Oğulları cilere nadiren gösterilmekte idi. Fakat, Adil Âşir Vildan Âşir bu aslan, yakında bir sinema kumpanyasında rol alacağı için, cambazhane sahiGayrifedere kulübler binin yeğeni Hulin onu terbiye etmekle arasındaki turnuva meşguldü. Eminonu Halkevinden. Mayısın birinci günü akşamı, Hulin, Evvelce nesredılen teblığde bıldırılen şerait altında Evimız tarafından hazırlan hergünkü gibi aslanın kafesinde antrenmakta olan gayrifedere kulübler futbol manla meşgulken, Sura birdenbire adaşampıyonası talimatnamesı ve oyunlar mın boğazına atılmış ve onu altını alfıkusturu 5'5 1936 salı gunu tam saat 17 mıştır. İmdada kosanlar, rovelver atmak de Cağaloğlundaki binamızda toplanacak olan spor kolu ve kulub murahhasları ta. ve aslanın bir gözünü kör etmek suretile rafından hazırlanacaktır Evvelce de bil şikârını elinden alabilmişlerse de, zavaldirildıği gibi musabakamıza ıstirak etmek istiyen kulublerın ellerinde muhurlu bir lı gencin, şahdamarı kopmak suretile ölsalâhiyetname bulunan murahhasları bil düğünü görmüşlerdir. dırilen saatte Evimizde bulunacaklardır. Bu hâdise üzerine katil aslanın öldüBu toplantıya gelmiyen kulübler sampi rülmesine karar verilmiş ve kendisine zeyanaya girmek hakkını kaybedecektir. hirli et yedirilmiştir. Fakat zehirin kc kusunu alan aslan et lokmalarından yalnız bir tanesini yedikten sonra ötekileri bırakmıştır. Nihayet, Şurayı rovelverle idam etmek mecburiyeti hasıl olmuştur. Katil aslan ancak on bes rovelver kurşunu ile, ve kurşunlardan biri kulağının içinden beynine sıkılmak suretile öldüriilebilmistir. Posta vapurlarının siparişi işi Hükumetin Avrupa tersanelerine yaptıracağı yeni posta vapurlarının sipariş müzakerelerinden şimdiye kadar alınan netıceler İktısad Vekâletince tetkik edilmektedir. Denizyollan Umum Müdür muavini Nihad bu hususta Vekâletle temaslarda buiunmak üzere Ankaraya gitmiştir. Vapurların siparis islerini görüsmek üzere sehrımıze gelmiş olan Holanda ve Dani marka rnurahhaslan da Nihadla beraber Ankarava gitmişlerdir. Dığer bazı memleketler tersanelerini temsıl eden gruplar kat'î teklülerini henüz bildirmemişlerdir. Bundan sonra Amiral Şükrü Okan bir nutuk ırad ederek ezcümle şunları söyledi: « Sevgili çocuklarım; Liseyi bitirerek donanmaya geldiğiniz bugün, gönlünüzün ahlâkla, beyninizin bilgi ve vücudlerinizin de kudretle dolu olduğunu görerek göğsümün kabardığını duyuyorum. Dünyanın küçük, büyük bütün denizlerinde Türkün medenıyet, insanlık ve üstün kudretini; Barbaroslar, Turgudlar, Kılıc Alı ve Pıri Reisler, yukarıda saydığım bu birbırinden ayırd edılmez ahlâk, bılgi ve sağlık kıymetlerıle bıldırtmişlerdır. Türkün deniz tarihi, bizim bıldığimiz ve sızlerın de öğrendığiniz Ribi baştanbaşa şeref ve büyüklüklerle doludur. Türk denizcileri uzun yıllar kalyonlara karşı çekdirilerle. çıkarak teknığin bu nisbî üstünlüğünü kırmışlar, büyük vatanlannı el sürülmez ve yan bakılmaz bir şekilde daima şerefle korum'uşlardır. O günlerdenberi durmadan yürüyen teknık bize bugünün modern gemilerini vermiştir. O kanları tasımakla bu meziyetlere sahıb olan sizler bu gemılerde elbette daha üstün yararlıklar ve daha geniş varlıklar yaratacaksınız. Donanmamızdaki bütün genclere olan kuvvetli inancımız gibi sizlere de inanarak bakıyorum. Ahlâk, bilgi ve sağlığın her muvaffakıyette anahtar olduğunu daima bilmenizi istiyorum. Kimbilir belki de içinizde yarınm Turgudlan, Barbaros lan vardır. Ben bu inanc ve sevincle hepinizi kucaklar ve kutlular, mesleğe ve memlekete hayırh işler yapmanızı diler ve bana verdığiniz bu güvenle bunu da sizlerden beklerim çocuklarım.» Nutuktan sonra, her iki mektebin talebesi, mektebin rıhtımında, bir resmigeçid yaptılar. Gene denizcilerimiz, kumandanlarınm gözünün içine bakarak sert adımlarla, çelik bir yay gibi, vakur ve muhtesem ğeçtiler. Liseyi bitiren talebe, mekteb gemisi Hamidiye kruvazöründen gönderilen flikalara bindiler. Mektebde kalan arkadaşları nhtım boyuna dizildı. Flikaları, nhtımdan ayrılırken bütün mekteb, Harbiye birinci sınıf arkadaşlarını «Yaşa!» seslerile uğurladılar. Onlar da bir aksisada gibi gürliyen «Yaşa!» larla arka daslannı selâmladılar. İki taraf uzun müddet birbirlerine beyaz kasketlerini salladılar. Sanki rıhtımda ve denizde martılar uçuyordu. Yavuzla muhriblerimizin arasında yatan Hamidiye alay sancaklannı çekerek emektar sinesine yeni gelen ve bağnnda tam bir denizci nefer gibi bir talim devresi geçirecek olan gencleri sevincle istikbal etti. Mekteb kumandanlığı, davetlileri cok güzel bir büfeden izaz ve ikram etti. Biraz sonra Amiral ayni merasimle teşyi edilerek Yavuza gitti. Liseden donanmıya geçen talebe Hamidiyenin güvertesinde Amiral Şükrü Okatt ttutuk »öylüyor Liseyi bitirenlere madalya ve meçleri tettti Büyük harbde ve en yeni olan îstik lâl savaşında da küçük tekneler ve zayıf deniz kuvvetlerile denizlerde başarılan işler de sizin için güzel bırer örnektir. En kötü hava ve denizlerde, en fena şartlar altında da karşınıza çıkacak üs tün kuvvetleri yenmek için hazır olunuz. İşte asıl hedefiniz budur evlâtlarım.» Hamidiyede de genclere ve zabitlere limonatalar ikram edildi. Hamidiye toplar atarak yeni gelen gencleri selâmladı. edilirken Mithat, Naşid Hakkı, Ali Faik, Nurettın Saffet, Muzaffer Nıyazi, Turgut Mustafa, Kemal Mehmed, Naci Kâmıl, Fıkret Nahid, Hılmi Lutfi, Salâhattin Zıya, Naci Faruk, Orhan Halıl, Rauf Rifat, Faik Fazıl, Fikret Faruk, Tahir Hüsnü, Ahmed Mustafa, Tarık Alı, Şerefettin Şefık, Kemal Muslıhittin, Adnan Hasan, Hamza Kâşif, Sabri îzzet, Abdülkadır Salim, Şemsettin Ah med, Necati Osman, Enver Fehmi, Cevad Sabri, Rasim Mevlud, Nazmi Sü Deniz Harb mektebine leyman, Hüsamettin Arif, Mazlum Hageçenlerin isimleri lil, Kemal Edip, Mansur Ferid, Cevad Deniz lisesini bitirıp diploma alan Abdi, Raşid İzzet, Fıkret Şükrü. genclerin isimlerini aşağıya yazıyoruz: İhsan Sadık, Fethi Ahmed, Nusrat Gene denizcilerimize mu^affakiyetler Abdülvehab, Adnan Şevki, Şehabettin •dıleriz. Ingiltereye ısmarlanan yolcu tayyareleri geliyor Hamidiyede Mekteb kumandanı Hamidiyeye giderek, muvakkaten ayrıldığı genclere veda etti. Miralay Ertuğrul «küçük, fakat kıymetli ve çok dayanıklı olduğu icin inciye» benzettıği genclere hitaben irad ettiği nutkunda ezcümle sunlan söyledi: « Ulu ve ünlü amırallerimizin Türk sancağının şerefını korumak için canla, basla çalıştıklarına güzel ve doğru ör nekler pek çoktur. Bunlardan en önem lisi ekseriyetle daha az kuvvetlere ko muta ettıkleri halde üstün düşman kuv vetlerine karşı zafer kazanmalarıdır. Ankarada, Sergievinde bir Alman tezyinî san'atler sergisi açıldığını yaz mıştık. Yukandaki fotograf »erginin »çılış naerasimini göstermektedir. Devlet Hava Yolları için Ingiltereye ısmarlanan üç büyük yolcu tayyaresi nin ınşaatı bıtmiş ve tayyareler dün Londradan İstanbula hareket etmişlerdır. Tayyareler bugün veya yann Ye şılköj^e gelmiş olacaklardır. Yeni yolcu tayyarelerimiz Dragon Rapıde tipinde ve iki motörludur. Yere inmeden 922 kilometro mesafe katedebilmektedırler. Uzunluklan 14,5 metrodur. 2496 kilo yükle saatte 253 kilometro katetmektedırler. Alelâde otomobil benzinile işedikleri için masraflan diğer tayyarelere nazaran çok azdır. Bu tayyarelerin içinde tel&iz telefon ve telsiz telgraf cihazları bulunmaktadır. Bunlarla, tayyare yol cuları istedıkleri verlerle ve diğer tayyare yolcularıle kolayca konuşabıle • ceklerdır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: