10 Nisan 1936 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

10 Nisan 1936 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

10 Nisan 1936 CTJMHURIYET Yolları genişletmek için Biz bize İki değişme > 1918 senesine aid siyasî bir hâdiseyi tetkik etmem icab ediyordu. Fransız gazetelerinin kolleksiyonlannı kanştırdım. Merasimde bu eşsiz san'atkârın hayat ve Çöp işleri Birbiri üzerine yığılan seneler, vak'a Istanbul Belediyesı çöplerin toplanmalan kâğıd yapraklannı sarartBunlarm en mühîmleri bir kısım tramvay durak mış, değiştirmiş, olmasaydı bu gazetele eserleri anıldı, mezarı çiçeklerle süslendi sı ve yok edilmesı işinı temelinden düzeltsoldurmuş (Baştarafı 1 muazzam lâtif bir kubbe kurmağa larıdır ki seyrüseferi bile işkâl etmektedirler rin bu sabah basıldıklarına inanacaktım. Talebe Birliği mensublan,inci sahifede) muvaffak ve dahaondaki san'at ihtırasının meğe karar verdı. Gazetelerin yazdıklanGüzel San'atolursa na bakılırsa birkaç kamyon alınacak, aradığım havadisler bugün görmeğe a lar Akademisi, Yüksek Mühendis mek büyüklüğünü, millet aşkını hangi söz ançöplerin tarihten evvelki devirlerde kullalıştığımız yerlerinde duruyorlardı. tebi, Türk Mimarlar Birliği, Türk Mü latabilir.. nılmvş sarsak arabalarla taşınmasından Fotoğraflann üzerinde ayni şahsiyethendisler Birliği, Nafıa Fen mektebi taBu mezarın önünden ne vakit geçersen vazgeçilecek ve toplanan müzahrafatın ler. lebeleri, lise talebeleri ve kalabalık bir Makalelerin altında, hâlâ yazılarını halk kütlesi hazır bulunuyordu. Büyük bu mezar sahibinin bir eserile ne zaman denizde teşhir edilmesi an'anesine nihayet karşı karşıya gelirsen bir dakika dur ve verilerek asrî usullerle çöpler yok edileokuduğumuz muharrirlerin imzaları.. dâhinin kabri getirilen çelenkler ve çiçekBilhassa sahifelerdeki umumî hava bu lerle süslenmişti. Mezarın etrafile Süley düşün. Ve gönlünde Türk olmanın sevin cekmiş!.. cini bir kere daha duy ve kendi mesleğinBen bu haberi derin bir sevincle ve ugünkünün tıpkısı.. maniyeye giden yollar binlerce kişi ile kade bir Sinan olmağa calıs..» zun heceli bir «inşallah» la karşıladım. *** panmıştı. Belediye Imar Müdürünün nutku Çünkü Istanbul Belediyesinin çöp toplatGeçen gün, iki sene evveline aid Türk Merasime halkın bir ağızdan söylediği gazetelerini gözden geçirmem lâzım gelDünkü ihtifalde Belediye İmar Mü ma işinde tuttuğu yolu ötedenberi tenkid stiklâl marşile başlandı ve ilk sözü Gü edenlerdenim. Göze görünen sokaklarda di. zel San'atlar Akademisinden Orhan söy dürü Ziya da bir hitabede bulunarak hukamyon dolaştırarak, sapa yollarda maKolleksiyonları karıstınrken gözlerime ledi. Orhan, âsaten şunları söylemiştir: hud arabalan süründürerek yapılan bu iş, inanamıyordum. Sanki birdenbire, hiç ta« Sayın arkadaşlar, « Arkadaşlar! Buraya bir ölüyü zibütün fecaatile, (gayriasrî) dir, hele çöpnımadığım yabancı bir muhite girmiştim. On dördüncü, on beşinci asırlarda yaretten ziyade, zaman törpüsü altında lerin Sarayburnu açıklarına dökülmesı ve Bu anlatılması güç bir histir. aşınmak değil, solmak bilmiyen bir san'at garb Avrupası san'atkârlan Orta zaman durgun havalarda Kadıköyile Köprü araEvet fotoğraflarda ayni adamların repırlantasını anmak için toplandık.» diye ların dış tazyiklerıle sıkışmış ancak küçük sında iğrenc bir süprüntü sergisi açılması simleri, makallerin altında ayni muhar söze başlamış, bundan sonra İstanbulun motiflerle, dekorlarla san'at göstermeğe yürek acısı birşey. Umarım ki yeni alınan rirlerin imzaları. Koca Sinanı kucağında büyütmek ve o kalkışmış, bir tasannu sergısi halini almış karar, bu gayrıasriliği giderir ve deniz üsFakat satırlann arasından çıkan umuNe Beledıyeye ve ne de Tramvay şirketine bir ziyanı olmadığı halde Haydarpaşa nun büyük eserlerini ağuşunda saklamak eserlerinden bıkmış eski zaman medeni tünde kurulagelen süprüntü sergilerine Kadıkoye ve Adalara giden Istanbul ha Ikından binlerce kişiye buyuk bir kolaylık mî hava bugünküne o kadar yabancı ki.. yetlerinin, Türk Etrüsklenn kurduğu, esa iftihar ettiğini bildirmiş ve: demek olan yeni tramvay durak yeri y işaretıle gosterümiştir. nihayet verir! Değismiyen fotoğraflara ve imzalara « Bir taş bir kişinin, bir abide ise ki Elenlerin yükselttiği, Romanm yaydı**# Şehrimizdeki nakliye vasıtaları, bun lir. Doğru mu, yanlış mı? Sahi mi, değil rağmen muhit, baska bir muhit olmuş.. bir milletin not defteridir. Viyana önle ğı san'atı ihya etmeğe teşebbüs ediyorlar? lardan dolayı hasıl olan izdiham, intizam mi? Haklı mı, haksız mı? Bütün bu ihti«Umarım» dedım amma içimde gene rine kadar doludizgin koşan Türk ordu Renaissance devrini açıyorlarken: sızlık, kazalar hakkında yazdıklanmda malleri satırlar arasında ararken çok ke İki cemiyet arasındaki bu fark neden sunun hasmetini Süleymaniyede de göreŞarkî Avrupada ve Anadoluda öz korku var. Şehir Meclisinde bu iş konuilgili olanlar ve olmıyanlar tarafından ge reler asıl maksad gözden kaçırılabilir. ileri geliyor? bilirsiniz.» diyerek sözünü bitirmiştir. Türk mimarları da bulunduklan iklime, şulurken araya para meselesi girerse çöp rek şifahî ve gerek mektubla bir takım suBiz değisirken, Fransızlar olduklan Böyle ihtimallerden dolayı ben birkaç Bundan sonra Millî Türk Talebe Bir semaya, malzemeye, yaşıyan hayatın maslahatı gene suya düstü demektir. Işte aller soruldu. Hepsine ayn ayn cevab ve satır yerine ayni mevzu üzerine bir seri gibi duruyorlar mı? liğinden ve Yüksek Mühendis mektebi icablarına uygun ve kendilerine has yeni bu korku ile çöp işinden kazanc da elde remiyeceğim için bu izahnameye lüzum halinde birkaç sütun yazı yazmağı lüzumYahud da Fransızlar tekâmülün son talebesinden Sadık Taşkömür, heyecanlı bir Türk mimarisini ilerletmeğe uğraşı edilebileceğinı hatırlatmak istedım. Tarihgördüm. lu ve daha uygun görüyorum. Ortaya derecesine varmışlar da biz daha yan yolbir nutuk söyliyerek san'at sahasında Ko yorlardı. Bu mimaride en büyük vasıf ten aldığım şu fıkra, Şehır Meclisinin ileri Bizim «tevekkül» terbiyesinden ileri koyduğum meselenin yanlışlığı ve doğru da mıyız? ca Sinanın adile öğündüğümüzü, Sinanın Iar, ezelî Türk vasıfları olan nızam, inti sürebileceği parasızhk mazeretini değerBu düşüncelerin hicbirisi varid ola geldiğine hükmedilmek lâzım gelen garib luğu, çare imkânlarının olup olmadığı bu milletin bediî seciyesinin bir makesi zam, sadelik, büyüklük, vakar, doğruluk, sizleştirirse bahtiyar olacağım: maz. Yerinde sayan, değismiyen, bir cebir hastalığımız vardır: Islah edilmeğe fikrimce ancak böyle belli olabilir: «Vaktile İstanbulun çöp işleri çöplük olduâunu ve Türk san'atının Türk mille samimiliktir. muhtac birçok işlerde, ıslah imkânlan daBu fikrimde pek yanılmadığımı zanne mivet voktur. subaşısı tarafından ıdare olunurdu. Bu tile yaşıt bulunduğunu bildirmiş ve: 1490 tarihinde Anadolunun bir bucaAradaki farkı şu şekilde izah edebi ha araştırılmadan «adam sen de...!» ve diyorum. Dolmabahçe meydanı hakkında « Dün kendimizi tanımıyorduk. A ğında doğan bir Türk çocuğuna bu mi subaşı, arayıcı esnafı vasıtasile hanlarda, ya «elbette çaresini bulacaklar» ve yahud bir ay yazı yazdım. Açık lâğım delikleri liriz: bidelerin söylediklerini anlamıyorduk. mariyi erişilmez bir mertebeye çıkarmak, sokaklarda nekadar çöp varsa toplatır, Fransada bize nazaran çok daha ya «bizde bu kadar olur...» gibi sözlere de kapandı. Saray rıhtımındaki paslı tene Bugün ise kendimizi öğrenişimizin şenliği yurdun her köşesinde ölmez abideler dik zembillere doldurtarak deniz kıyısına tarin tetkikler ve uzun tecriibeler mahsulü ke kalktı. Cami duvan boyandı. Acaba vaş, fakat cemiyetin ruhunda cereyan eşıtır, tekneler içinde elekten, süzgeçten ni yapıyoruz. mek mukaddermiş. bir «kanaat» ifadesini vermek âdeti ve birkaç ay daha yazsaydım rıhtım da ta den bir evolution var. geçirtir, müzahrafat arasına karışan para, Koca Sinan! Sen bu milletin sinesinde Sinanı büyük yaratan, Sinana, bu bü elmas, kumaş gibi kıymetli eşyayı ayırttıkBiz cabuk dezisiyoruz. Fakat bu dehastalığı. Hele umum hizmet ve menfaa mir görecek miydi? Ne dersiniz? Belki rahat rahat uyuyabilirsin, senin dehanı ; rı t Türke 100 yaşına yakın yaşıyatine çalışan teşkilât hakkında rey ve fi yalnız bu kadarını yapmak imkânı vardı. Sisme « " dilik daha ziyade dış tarafımızdünvanın her tarafına yaymağa ahdet cak kadar da ömür vermıştır. Bu seneler tan sonra üst tarafını kayıklarla uzaklara kir beyan etmek başkalarının vazifesine Ne yapahm? «Imkân» ölçüler müdürlü da oluyor. taşıtıp denize döktürürdü. Arayıcıların miş bir genclik yetişti. Sende Turhandan karışmak gibi telâkki edilir. Bir moda mağazasında elbise secen de Sakarya kıyılanna kadar nam vermiş içinde Koca Sinan Süleymaniye, Selimi sayısı beş yüzdü. Kasıklarına kadar batğünün kontrolu ve tasdikı altında kullanıye abidelerinden başka yüzlerce cami, tal siyah çizme, üzerlerine kırmızı ve siHalbuki başka memleketlerde bu gibi lan bir ölçü olmadığı için «imkân» hak Türk san'atkârlannın hepsinden bir nebmescid, han, hamam, kö.orü, su yolu yap yah meşin kaftan, başlanna sıvri külâh idareler ve tahsisan belediye şehir halkı kındaki fikir birbirine uymuyor. Meselâ Gene sual kendi kendine ortaya çıkıyor: ze var ve sen bunun için dâhi Koca Si mıştır. Bunlann her biri de ayn bir şahe giyerlerdi. Demir kazma, süpürge, kürek, nı, umumî nakliye idareleri de müşterile altı ay yazsaydım Dolmabahçeden Ayaz Acaba bu Karaköy istasyonu tamamile nansın. serdir. değirmi ağac tekne, zembil ve sepet kulrini fikir beyan etmeğe, tenkid etmeğe ve paşaya çıkan caddenin fena virajını dü kaldırılsa da Beyoğlu hattı için de durak Tiz Türk gencleri aramızdan, duyuş Sinanın bu kadar eseri ayni himmet, lanırlardı. İstanbulun en uzak köşelerinde çareler göstermeğe kendileri davet ve zeltmek imkânı bulunacak mıydı? Yalnız daha uzakta, yani makası geçtikten sonra larımızı haykıracak ve Sinanın torunları teçvik ederler: «Gördüğünüz kusurlan, ben değil, daha bir çoklanmız yazsaydı Karaköypalas önünde yapılsa şirkete ve olduğumuzu ispat edecek san'atkârlann ayni dikkat, ayni kudretle yapabilmesi bir limon kabuğu dahi bırakmıyacak bihayretler verici birşeydir. çimde iş görürlerdi, temizlik yaparlardı. intizamsızlıklan, aklınıza gelen çare ve Mühendis mektebi önündeki boş yamaca belediyeye bir zaran olur mu? Bir ziyanı yetiseceğine inanımız vardır.» demiştir. Koca Sinanın hatırasını anarken şunu Topladıkları çörçöp ıçındcn elmas (?erağac dikmek, nalbur dükkânlannı kal ıslahat fıkırlerınizi yazmanızı, ve bize Bundan sonra Millî Türk Talebe Birve zararı yoksa halka ve bütün nakliye da söylemek ısterim: Sinanın, şekilleri de danlık, sorguç, kemer gibi şeyler de dahil bildirmenizi rica ederiz. Böylelikle size dırmak imkânlan da çıkacak mıydı? liği adma Abdülkadir Karahan, çok bevasıtalanna çok büyük faydası olur. ğil, san'at prensipleri en modern san'at olmak üzere pek çok kıymetli şeyler buBeş on gün evvel Tramvay Şirketinden daha iyi hizmet etmemize yardım etmiş Halk için kolaylık diye yapılmış olan ^enilen ve alkışlanan bir hitabe irad etti. bir mesele sordum: Beyoğlundan Kadı şu Karaköydeki kapalı bekleme yerinin Türk gencliğnin Koca Sinan hakkındaki prensiplerine uygundur. Zamanın hayat lup çıkardıklan için kazancları büyüktü. olacağınızdan size müteşekkir kalınz...» tarzmda ilânlar asarlar. Bunu yapabilme köyüne gitmek için köprü üstünde bir du kalkmasında halka bir fayda geleceğini duygularını gösteren bu hitabenin bazı şartlarını bilen, zamanın teknik malumatı Hatta çöplük subaşısına her yıl altraış bin nı elde eden, zamanın binlerce sanayi akce (bugünkü rayicle on bin lira) verirniz için siz kolaylık gösterirler. Ilânın ya rak yapılamaz mı? diye araştırdım Bunu birdenbire kabul etmiyenler olabilir. Fa parçalannı alıyoruz: malzemesınin hassalarını iyice kavnyan lerdi ve kendileri de refah içinde yaşar nıbaşında müdürlük tarafından mühür biraz münakaşa ettik. Ertesi günü dediğim kat bu kapalı bekleme yerinden dolayı « Sinan, Türkün taşa neler yaptıra yere yakın olmak üzere köprü üstünde köprü üzerinde dizilen tramvaylan uzun bileceğini bir kere daha, fakat en güzel bir san'at adamının bunları samimî Türk lardı.» lenmiş kutu bulursunuz. Görülüyor ya, eski devirlerde İstanbul Şikâyet olsun, takdir olsun, tenkid ol yeni bir durak yapıldı. Belki buna evvel müddet beklemek yerine Karaköypalas şeklile tarihe anlattı. Sinan, orta Anado duygularile ve Sinan prensiplerile mezcederek yapacağı eser en modern ve en gü cöplerinden beş yüz kisi ve bir subaşı sun, teşekkür olsun yazdığınızı oraya at den karar verilmişti. Bilmiyorum. Fakat önünde daha az bekliyeceğimizi anlayın lu köylüsünün zekâsını temsil ediyor. O, çöplenip gidiyormuş. Halbuki zamanı manızı herkes tabiî bulur. Adeta hisse herhalde Kadıköylülerin işine yanyan ca halk buna da müteşekkir kalacaktır. yüksek bir mimar olduğu gibi iyi bir as zel bir eser olur. Son söz olarak ta hepimizi millî varlı mızda cöpler, en mühim bir servet kaynize düşen bir yurddaşlık vazifesini ifa köprü üstünde bir durak veri yapıldı. Engel, tramvay durak yerleridir kerdi. Tasa tahakkümden evvel kılıca ğımıza kavuşturduğu gibi memlekette nağıdır. Fennin eline düsünce pacavra, Çareler gözüküyor etmiş olursunuz. Yazdığmız ne olursa olTramvaylardakı izdiham ve intizam hakimiyetini ispat etti. Onunla bütün bir kumas ve sığır kemiği fildisi olur. Elverirsun adresinizi koymağı unutmadınızsa bir Görüyorsunuz ya! Sualler kendi ken sızlıklara çareler araştınrken yolları geniş Türklük öğünüyor. Nasıl öğünmesin ki kurduğu rejimle bu unutulmuş büyük Türkün de namını nisyan köşesinden çı ki Beledive fenne itimad göstersin ve sıkaç gün sonra bunun için bir teşekkürna dine varid oluyor: Karaköyde, Karaköy letmedikçe tramvay arabalarını artıramı çıraklarından Mimar Yusuf büyük bir namak zahmetine katlansın. me alırsınız. Palas önündeki istasyonda nihayet bulan yacağımızı, tramvaylara yardım için oto Tük hükümdarı olan Babürün daveti üze karttıran büyük ve muazzez AtatürkümüM TURHAN TA*> Bizde öyle şikâyet ve derd yanma ku Karaköy «kıt'ası» köprü üstündeki bu ye büs ve troleybüs işletemıyeceğimızı gör rine ta Hindistana gitmiş ve orada Del ze bin minnet ve şükran duygularımızı, tusu usulü olmadığı için ben aklıma gelen ni durakta bitse şirketin bir ziyanı olur müştük. Koca binalan yıkarak yollanmızı hi, Lâhur, Kişmir ve Ağra kalelerini yap sonsuz sevgi ve saygılanmızı bir kere dave yüzakı olan abideleri eserleri projekleri yazıp «Cumhuriyet» kutusuna atıyo mu? Şirketin bir zararı ve ziyanı yoksa genişletemiyeceğimizi hepimiz biliriz. Bu mıştır. Bir asn dolduran hayatında 80 ha tekrarla zevk duyarım. siyonla gösterildi. îzahat verıldı. rum. «Teşekkürname» almıyacağımda halkın çok büyük kazancı olacaktır. Bil para ve vakit meselesidir. Ev Koca Sinan, ruhun şadolsun. den fazla cami, 50 den fazla mescid ve Merhumun ele gecirilen kafatasına göşüphem yok. Tekdir, tevbih işitmezsem hassa önümüz yaz. Kadıköyüne, Modaya Millet artık seni tanıyor, ve anlıyor.» Bununla beraber yolları genişletmenin medrese, birçok kervansaraylar, hamam re, tesbit edılen resmî hazır bulunanlara bunu da kâr sayarım. Merasime gene binlerce gencin hep bir Suadiyeye, Adalara gidenler çoğalacak. bir başka türlüsü vardır: Zaten dar olan Iar, köprüler, sukemerleri, saraylar, imadağıtıldı. Tenkid etmiyorum Yazın kızgın güneşinde Karaköypalastan yerlerde kendi elimizle koyduğumuz en retler, darüsşifalar, sebiller inşa ederek ağızdan söyledikleri İstiklâl marşile son Edirnede yapılan tören Son Sişhane karakolu kazası günün vapura koşa koşa gitmek mecburiyeti ye gelleri kaldırmakla da yollar biraz geniş hemen hepsınde bedıî bir zevkın bütün in verildi ve bu dâhi san'atkâr Koca Sinan denberi bizde tramvaylar, umumî nakli rine tam Kadıköy ve Adalar iskelesi kar liyebilir. Bu engellerin en mühimleri bazı celik ve hassasiyetini yaşatan koca bir için yapılan anım günü de bu suretle bit Edirne 9(Hususî Muhabirımızden) yat ve bunlardan ileri gelen kazalar hak şısında inebilmek için «seksyon» kıt'a tramvay duraklandır. Bunlan değiştir san'atkârla öğünmek çok mudur? Tunca ti. Mimar Sinanın ölümünün yıldönümü mükında yazdıklanm kimseyi tenkid maksa farkını vererek te halk bu kolaylıktan mek, bazı yerlerde yenilerini yapmak, ve Mericin Türklük sarkılarile çağıldadınasebetile bugün burada büyük bir tören Ankarada yapılan merasim dına istinad etmediği için hiç bir idarenin dolayı şirkete müteşekkir kalacaktır. Fa otomobillere ve komyonetlere başka yol ğı Edirne ufuklarında yüksek bir tepeye Ankara 9 (A.A.) Bugün Ankara yapılmıstır. Törende büyük bir kalabalık bana darılacağını zannetmıyorum. kat yüz metro için kıt'a farkı da olmazsa lar göstermek suretile de yollar genisliye kurulmuş olan şaheseri Selimiye, tekbası Halkevinde saat 1 7,30 da Mimar Koca bulunmustur. Söylenen nutuklarda büyük Varmak istediğim netice aşikârdır: Bir, şüphe yok ki daha hoşa gidecektir. bilir. Tramvaylar daha çabuk geçebilir. na Sinan adını dünya mimarlarının ilk Sinanın ölümünün yıldönümü ihtifali ya dâhinin hayat ve e«p'»n anlatılmışti'tzmitte iki gün süren haklı veya haksız ve çok Kadıköyden, Haydarpaşadan, Ada Böylece de izdiham ve intizamsızlığa ve safında yaşatmağa yeter. pılmıştır. kereler hiçbir tesiri olmıyan kuru tenkid lardan dönüşihnüzde Karaköyde üstü ör kazalara bir dereceye kadar olsun çare İzmit 9 (A. A.) Bugün burada da Salon hıncahınc koca ustanın takdir Bir adam, Ayasofyayı Türk olmıyanyerine şu nakliye derdimizi mümkün olan tülü bir bekleme yeri var. Fakat şehrin bulmak kabil olacağını bize şu Karaköy lar yaptığı ve onun kubbesi gibi bir kub kârlarile doluydu. Üstadın ruhuna bir da Mimar Sinan için merasim yapıldı. Vali çareler ortaya çıkıncıya kadar gözönünde yukarı kısmma mahsus. Beşiktaşa, Bebe deki üstü kapalı bekleme yeri göstermek benin Türkler tarafından yapılamıyacağı kika ayakta durulduktan sonra, hayatı Hâmidin rivasetinde yapılan toplantıya tutmak. Birkaç satırlık bir tenkiddeki ğe gidecek olanlar tramvaylan buradan tedir. Buradan işe başlıyalım. için üzülür, bu sözü gönlünde bir düğüm etrafında izahat verildi. Şiir okundu. on binlerce halk ve talebe istirak etti. Hamaksadın ne olduğu daima anlaşılmıyabi gectiği halde bundan istifade edemez. V. BİRSON gibi tasır ve Selimiyeyi yapmakla daha Bundan sonra tarihî mimarimizin ölmez rarefli nutuklar sövlendi nnı avucuna batırdı, dişlerini sıktı. Çocukca ihtimallere kapılarak yatmış uyuAşk ve macera romant muş, işin arasını soğutmuştu. Polise sıcağı sıcağına haber vermeliydi. Arzı Niyaz kalfaya sorarak belki bir ipucu yakalıyabilirdi; fakat ihtiyar kadı Uyandınız mı, beyciğim? Kahve nm masum hali, onun, bu ümidlerini de kırıyordu. mı, çay mı yapayım? Ali Tunc, sinirini yendi: Ali Tunc, onun sakin halini bozmak istemedi, gülümsedi: Kalfacığım. bu işte, bir yanlışlık Yazan: MAHMUD YESAR1 var galiba! Şimdi, birşey istemem... Sen, ne 68 redeydin, kalfacığım? Nasıl yanlışlık, beyciğim? İhtiyar kadın da gülümsedi: Eğer tahminlerini, daha doğrusu, haApartımana giren, yahud girenler kim yahud karısı içeri girdi. Bir gene bekânn Aman, ne hoşsunuz, beyciğim? kikati söylerse, ihtiyar kadın, telâşa düdi? Bu, adi bir hırsızlık değildi. «Birşey» evi, kadınlar için, meraklı bir mevzudur. aranmıştı. Ali Tuncun apartımanında a Odalan kanştırırken, dışarıda bir ayak Siz, öteki eve gitmemi yazmışsınız ya!.. şerdi; telâş, onun ağzını kilidliyebilirdı; ranan ve aranacak «şey»! ne olabilirdi? sesi, gürültü duydu; toplamağa vakit bul Gece, orada idim... Size çok çok selâm Ali Tunc, telâşsız ve gürültüsüz iş gör mek istiyordu: Ali Tunc, apartımana girenlerden çok, madan çıktı, kapıyı açtı. Böyle basit bir ları var. hâdiseye, zabıtayı karıştırmak, hem a Ali Tunc, sallanıp düşmemek için du Kalfacığım, benim anladığım bir ihtiyar kalfayı merak ediyordu: yanlışlık var. Ben, şimdi giyineceğim. Kendi mi gitti! Yoksa, bir do ytb, hem de gülünc olur... Arzıniyaz kal vara tutunmuştu: fayı beklemeli... Sen, bir kahve pişirir yazı odasına getirir Ben, kâğıt mı yazmışım? Ne vakit? «labla, buradan uzaklaştınldı mı? «Hâsin, konuşuruz, olmaz mı? dise» ye esrarengiz kaftanını giy Ali Tuncun, uykusuzluktan başı ağır Kim getirdi? Arzı Niyaz kalfa başını iğmişti: dirmeden ^asit taraflarından düşünelim. laşmıştı; şakakları, hummaya tutulmuş Arzı Niyaz kalfa, gene adamın şaşkın Olur beyciğim! Kalfayı, ya oradan çağırdılar, ve yahud gibi zonklıya zonklıya atıyordu. Tekrar lığını anlayamamış, durgun durgun ba Ali Tunc, yatak odasına döndü, acele bir iş için, kendi kalktı gitti. îhtiyar ka soyundu, yatağına girdi. Uyandığı za kıyordu. dın, kapıyı iyi kapamadı. Kapıcının kızı, man, ortalık karanyordu. Sofada, ter Ali Tunc, kendini topladı; tırnakla giyindi. Fakat tuvalet masasının üzerinin lik sesi duydu, yataktan fırladı. Sırtma ropdöşambrmı geçirerek, odadan çıktı. Bir su şıkırtısından, ihtiyar kadınm mutfakta olduğunu anladı, koştu. Arzı niyaz kalfa, Ali Tuncu, sakin bir yüzle karşılamıştı: A ! dediğiniz gibi bunda, bir yaniışkarısıklığını bozmadı; hemen yazı odalık var, beyciğim... Bana, mendil istediğisına geçtı. Arzı Niyaz kalfa, elinde kahve tep nizi filân da söylemediler. sisi ile girmişti; yerlere dökülüp saçılmış Başını sallaya sallaya anlatıyordu: kâğıdları görünce, durakladı. Ali Tune, Akşamüstü, saat altı, altı buçuktu. onu ürkütmemek için' güldü: Kapı çalındı; gittim açtım.On, on iki yaş Bir kâğıd anyorum da kalfacığım.. larında bir çocuk, elinde bir kâğıt: BuraKahve fincanını aldı, bir koltuğa o sı Ali Tunc beyin apartımanı mı? diye turdu: soruyor. Burası, dedim. Bana; sen. onun Ben, sana kâğıd göndermiştim... hizmetcisi misin? demez mı? Ben. Evet... Kim getirdi? onun kalfasıyım! dedim. Çocuk, İhtiyar kadının bakışlarında: kâğıdı uzattı:! Bu kâğıdı gönderdi Gönderdiğin adamı bilmiyor mu dedi. Okumam yok ki okuyayım da anlayayım. Çocuğa: Okuma bilDiyen şaşkın bir sorgu vardı. mem! dedim. Çocuk, acıkgöz birşey Ali Tunc, kalfaya emniyet veren bir di: Teyze, ben, okurum! dedi. Kâğıdı tavırla bakıyordu: açtı, okudu. Siz geçen kandilde de dayıBak sana, işi evvelinden anlatayım... nıza el öpmeğe gitmemissiniz. Dün gece Dün gece, arkadaşlara davetliydim. Ge kandildi ya; isiniz çıktığı icin, hatırları ce gelmiyeceğimi tahmin ediyordum. Na kalmasın, diye beni gönderiyor muşsu sıl ki bu sabah, ortalık ağarırken geldim. nuz! Ben de pek memnun oldum, doğruSen, merak etmiyesin, diye bir kâğıd yaz çu... Hemen, başımı örttüm, sokağa çıkdım, hem de mendil istetmiştim. Kâğıdı bir tım. arkadaşa verdim; o, getirecekti. (Arkan var İhtiyar kadın, gözlerini açmıştı: Ortada duran engelleri kaldırmak kabildir Koca Sinan için dün büyük tören yapıldı ahat

Bu sayıdan diğer sayfalar: