CUMHURİYET Ren sevkulceyşi Münakaşa bitti Mimar Kemal Altanın son cevabı En doğru yol teklifime karşı muva fakatinizdir. Şartlarınızı kabul etmekle beraber Birliğimizin karanna bağlıyım. Birlik vereceği kararı ikimize de yazar. Hayreddinm mevcud eseri için Edir neye gideceğim sıra paçavraya çevirdi ğiniz Gorlitin plânlannı da elime be raber alacağım. Yalnız bunun için de ğil, vaktile Gorlitin görüp tetkik ettiği şimdi ortada kaybolan eserlerin izi ve keşfi için de.. Ya bu da olmasaydı? Muvafakatiniz üzerine derhal Birli ğimize müracaat ediyorum. Yalnız o cebinizin mürüvveti kendinizde kalsın. Eski lugatçe «şimei nezaketi» kaldırmıyalım. Düşününüz ağır bir gazete sütunları ü zerindeyiz. Mimar Kemal Altan Almanyanın Reni işgalindeki askerî sebebler Almanya, Rende tahkimat yaptığı takdirde Fransaya karşı müdafaada kalarak sarkta taarruza çrecebilir KALELERİ Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz 1 nisan balığı âdeti nereden çıktı? 3 2 Nisan 1936 Kuru fasulyenin hakikî velinimet olduğu yer Bir Ingiliz gazetesinde, türkçe «Hayatın sevinci» başlıklı bir ilânda fasulye reklâmı yapılıyor \ G)MM ftSKERI MNTIKA Ren gayriaskeri mıntakasının öte tarafında, Fransanın iş ve müstahkem vaziyetini gösterir bir Alman retmi [Bu terasili resım, gayriaskeri Ren mıntakası karşısında •Fransanm mustahkem hatları, orduları, tayyareleri, tankları, ittifak muahedeleri ve müttefiklerinin teslihatı, arsıulusal muahedeler ve nihayet Fransız ordusunun istinadgâhı olan Paris, Verdun ve emsali kaleler bulunduğunu ve Fransızların Renin işga. linden endişe etmeleri yersiz olduğunu gostermek için yapılmıştır.] Fransız Generallerinden Baratiernin fransızca Le Temps gazetesinde «Ren sevkulceyşi) başlığile çıkan bir yazısıdır: «Başvekil Hitlere bakarsak, Ren mıntakasının askerî işgal altına alınmasile kat'iyet kesbeden Versay muahedesmin ebedî ihlâli, milletler arasında yeni bir uzlaşma devri açmağa ve Fransa ile Almanya arasındaki ezelî mücadeleye nihayet vermeğe müsaıd bir iştir. Bundan böyle bu ikı memleket «harb baltasını gömebilecekler» dır ve aralannda hiçbir ihtilâf mevzuu kalmıyacaktır. Sarre reyıâmında, ayni mülâhazanın bol bol ileri sürüldüğü malumdur. Fakat, Lokarno muahedesınin kat'î hükümlerinin tek cepheli olarak ihlâlinden doğan menafi bundan ibaret değılmiş. Esasen hususî bir ademi tecavüz muahedesile bağlı olan Lehistanı bir tarafa bırakırsak Çekoslovakya, Avusturya ve hiç şüphesiz Baltık memleketleri de, mümasil iki taraflı anlaşmalann faydalarından müstefid olacaklardır. Bu suretle, halihazır vaziyetin kabulü dolayısile, Avrupanm şarkında ve garbinde her türlü ihtilâf sebebleri bertaraf edilmiş ola caktır. Almanya, henüz dün tasavvur bile etmek istejnediği askerî bir işgale bugün neden dolayı bu kadar ehemmiyet veriyor? Bu hareket, diktatörlük rejimlerinin, kendi taraftarlarının heyecanını artırmak maksadile arasıra ihtiyac gördükleri sembolik jestlerden biri midir? Bu mülâhaza hiç şüphesiz variddir; fakat 7 martta, uzunuzadıya düşünüldükten sonra yapılan zorlu hareket daha derin sebeblerden doğmuştur ve bu sebebler de, Alman ordusunun Renın garbinde bulumasile Alman 'evkulceyşi için yarın husulü muhtemel 'eni imkânlara bağlıdır. duğu gibi, şarka karşı tahaffuz edip garbe rrücum etmek. Ren mıntakasının tahkimi, hem Versay muahedesile hem Lokarno anlaşmalarile yasak edilmiş olduğun dan, garbde tedafüî vaziyet almanın, mücadelenin Alman topraklannda cereyanını intac etmek ve Renin garbinde feda edilmesi lâzım gelen araziyi tahdid im lcânını selbetmek gibi bir mahzuru olduğu asikârdı. Halbuki, son harbin hatırası henüz pek canlı bir halde duruyordu; böyle bir toprak terketmenin nasıl zararlara malolacağını düşünmemeğe imkân yoktu. Dün nisanın biri idi. Eskiden, mu harremin birinde bizım birbrımiz den aldatarak para alıp gürültüye ge tirmemiz nev'inden birşey olan frenk lerin cnisan balığu aldatması kim bilir ne kadar kurban verdirdi? Al danan aldandı, olan oldu. Şimdi nisan balığı tabirinin nereden geldiğini ve insanların yalan söylemek ihtiyacını ki taba uydurup tatmin etmek için neden dolayı nisanın birinci gününü ve balığı seçtiklerini araştıralım. Bu hususta rivayet muhtejif. Fransa Kralı 13 üncü «Louis», Lor raine Prenslerınden birini, haşarılığından dolayı Nancy şatosuna hapsetmişti. Haşarı olduğu kadar da kurnaz olan bu prens, 1 nisan ayınm ilk günü, gardiyanını aldatarak nehire atlayıp savuştu. ÜNİVERSİTEDE <Lorraine» ahalisi, prensin şatodan kaçışını sevincle karşıladılar ve «Fran Üniversiteye alınacak yeni sızlara prens değil, muhafaza edılmek asistanlar üzere balık vermişiz» diye alay ettıler. Üniversitenin muhtelif fakültelerine Bundan sonra, prensin Fransızları ve daha 40 asistanın alınması için hazırlan gardıyanını aldatmasına telmihan ni mış olan lâyiha, Meclisten geçmiş oldu sanın birinci günü aldatmacası kendi ğundan yakında Üniversiteye tebliğ edil kendine yerleşmiş ve bu âdete bu isim verilmiştir. mesi beklenmektedir. tkinci rivayet te şudur: Yahudiler. Bir taraftan da fakültelerde hangi proHazreti İsaya işkence etmek ve onunla fesörlere asistan verileceği tesbit edilmeğe başlanmıştır. Asistan olmak için Türk zevklenmek maksadile kendisini şehrin olmak, gireceği şubenin; Üniversite ve içinde oradan oraya dolaştırıp durmuşlardı. îsanın nisan ayında çektıği işkenya Enstitüsünden mezun olmak, bir yaceye frenkçede <Passion» ismi verilir. bancı dili iyice bilmek, 33 yaşını geçme Bu tabir, zamanla şeklini değiştirip bamiş olmak ve dışarıda başka hiçbir işi bu lık demek olan «Poissont biçimini al lunmamak lâzımdır. mış, aldatmanın esası ilk zamanlarda Talimatnameye göre asistanlar Üni aldatılanı oradan oraya dolaştırmak olversiteye imtihanla ahnmazlar, ancak duğu için bu da îsanın işkencesine bir kendisine asistan verilecek profesörler, a telmih teşkil etmiş ve bu âdet oradan sistanını bizzat seçer ve Üniversiteye bil kalmıştır. Bu iki rivayetten hangisi doğru olurdirir. Rektörlük muvafık bulursa tayin sa olsun, dün aldananlar için bir teselli ederek keyfiyeti Vekâlete bildirir. Alı nacak yeni asistanlara 5060 ve labora verine geçmez. tuarlarda çalışacaklara 75 lira ücret veCEM/YETLERDE: rilecektir. Profesör Dr. Server Hilmi ihtifali Harbde taarrnzun güçlüğü ve tehlikesi Evvelce, Hitlerin Mein Kampf ısimli eserinde müdafaa edilen garbe tecavüz tarzı halli, Fransız hududunda yapılan yeni tahkimattan ve bu müdafaa hattının daimî surette işgal altına konulmasından sonra, pek mahdud bir muvaffakiyet ihtimali göstermeğe başlamıştı. Fazla olarak, anî bir taarruz, veerceği anî neticeler yüzünden, Lokarnoyu garanti altına alan devletlerin şiddetli bir muka belesine sebeb olabilirdi. Tahkim edilen cephede bir gedik açmak için, Ren mıntakasına kuvvetli vesait yığmak zarurî idi. Bundan sonra, etraf ikaz edilmiş olacak ve pakt mucibince, müteamza karşı yapılacak olan mukavemet için hazırlanmağa vakit kalacaktı. Şayed anî taarruz, Fransız Belçika tahkimatına, Holanda yahud İsviçre gibi bitaraf devletler topraklaruıdan geçmek suretile arkadan çevirerek yapılacak olursa, vaziyet daha fena idi. Bu takdirde, işe yalnız îngiltere ve îtalya karışmakla kalmıyacak, belki Avnıpa milletlerinin hepsi birden itiraza kalka cak ve tesirini azımsamakta tehlike melhuz olan bir alay zecrî tedbir tatbikma kalkışılacaktı. Diştababeti ve Eczacı mektebleri müdürii profesör doktor Server Hilminin vefatı yıldönümü münasebetile 2 nisan 936 perşembe günü saat 12,30 da merhumun Merkezefendideki kabrinde ken Verem Mücadele cemiyetinin disini sevenlerin ve meslek arkadaşjarile •• «" * toplantısı profesörlerin iştirak edeceği büyük bir Verem Mücadele cemiyeti dün Kı ihrifal vapılacaktır. zılay kurumu Istanbul mümessilliği binamanyanın atıdekı hareketlerine, kendi le sında doktor General Tevfik Sağlamm hinde olarak bazı değişiklikler bahşede iştiraki ve doktor General Ali Çalımlı cektir. Almanya, müsaade ile veya mü nın başkanlığı altında toplanarak sene saadesiz olarak, Renin garbinde kuvvetli lik kongreye arzedilecek rapor üzerinde tahkimat yapacak, ve bunun için de, görüşmeler yapmışlardır. Maginot tahkimatına sarfedilen zaman POLÎSTE ve parayı sarfetmeğe mecbur olmıyacak BİR AMELE AĞIR SURETTE YA tır. RALANDI Cağaloğlunda, Nuruos Kendıni kuru fasulye gibi nimetten sayma! derler amma bunun doğru olmadığmı ispat için bazılan onun adını «velinimet» diye yadetmektedirler. Midesi fazla gaz yapanlara biraz dokunur, hazmi güçtür diyenler de çoktur. Bu iddiaların asıl ve esası yoktur, diyemezsek te herhalde asıl kabahatin fasulyeyi pişir mek tarzmda olduğu şüphesizdir. Usta bir ahçının eline düşünce kuru fasulye kadar tatlı bir yemek sahiden azdır. Ahçı değilsek te şurası muhakkaktır ki iyice haşlanıp suyu atılmak suretile tabiri marufile helime dökmüş fasulye, hele pilâvla olursa doyum olmaz birşeydir; vesselâm. Herşeyin bolluğu insanlar üzerinde bir nevi tokluk hasıl ediyor. Fasulyenin bizde fazla rağbet görmemesi muhakkak ki bundan ileri gelmektedir. Bunu yukarıdaki ilânla da bir daha anlıyoruz. Dörtyolun portakalı, Imralının sovanı; Bursanın şeftalisi, Malatyanın kayısısı memleketin her bucağında ara nırken Çarşambanın yahud Trabzonun fasulyesi pek te o kadar kale alınmamaktadır. Boldur; ve belki de biraz ucuzdur da ondan! Halbuki bizim kuru fasulyeleri îngilizler ve Amerikalılar çok seviyorlar. Ingiliz gazetelerinde çıkan ve «hayatın sevinci» adile bir konserve fabrikası tarafın dan ilân edilen kuru fasulyelerin Türkiye malı olup olmadığını bilmiyoruz. Fakat herhalde arada bir münasebet olmasa türkçe başlıklı bir ilân yapmak maksadsız bir iş olurdu. Türkiyede oturan îngiliz ve Amerikalılar bilhassa aomsun civarındaki Çarşambanın fasulyelerini çok severler. Burada çıkan kuru fasulye hakikaten çok lezizdir. lstanbuldaki Amerikalılann, Samsundaki Amerikalı tütün şirketleri vasıtasile çuval 23 nisana hazırlık çuval kuru fasulye aldıklarını çok defa Çocuk Esirgeme kurumu Anneler gördük. Dostlarımızdan bir Amerikalıya Birliği bütün kaza mümessillerinin iştira sorduğumuz zaman: kile 23 nisanda başlıyacak çocuk hafta « Siz Türkler sanki fasulyeden ansında yapılacak eğlenceler ve balolar işi lar mısınız? Dünyada bundan daha leziz üzerinde görüşmek üzere bir toplantı yap bir yiyecek var mıdır?» cevabını vennişti. mıslardır. Suda iyice haşladıktan sonra zeytinyağı HEINZj BAKED] •rr 57 M y «5' BEANS i lngıliz gazetesinde çıkan türkçe «Hayatın Sevınci» başlıklı fasulye ilânı ve edenler çoktur. Gene ayni Amerikalı dostumuz fasulye piyazına bol sirke konduğu takdirde hazminin son derece kolaylaşacağını iddia ediyor. Ingiliz konserve fabrikası kuru fasalye ilânını öyle ballandıra ballandıra yazıyor ki şunlan yazdığımız sırada bol ztyhn yağlı, sirkeli ve bol sovanlı bir fasulye pivazına insanın ağzının suyu akmamak kabil değil! Ingiliz gazetesinde çıkan ilâna göre bol domates salçalı kuru fasulye küçüklere son derece faydalıdır. Bunu yiyen çocukların hayatın sevincine kavuşmalan mukadderdır. Ingiliz gazetesinde çıkan ve başlığı türkçe olan fasulye ilânı hoşumuza gitti; yalnız, fasulyelerimizin kıymetini, türkçe ilânlarla koyacak kadar bilen, îngılizlerin Türk çocukları diye koyduklan resmi gülünc bulduk. Anlasılan garbli dostlarımızın kendilerile ayni kıyafette olduğu muzu öğrenmeleri, fesli ve şalvarlı Türklerin maziye karıştığını anlamalan için, ve sirke ile piyaz halinde yedikleri kuru milyonlarca kilo fasulye yemeleri lâzım fasulyeye bizde olduğu gibi sovan da ilâ gelecek. HALKEVtNDE Beyoğlu Halkevinin faaliyeti BORSALARDA Ingiltereden gelecek dövizler Istanbul Kambıyo müdürlüğünden: Ahiren neşrolunan 20 3 936 tarihli ve 2 '4229 sayılı kararnameye göre, Türkiyeden Ingiltereye müteveccihen mal sevkeden ihracatçılar mal bedeli olarak Ingiltereden kendilerine gönderilecek o lan serbest dövizleri ancak Cumhuriyet Merkez Bankasına satabilecekleri alâkadarlara malum olmak üzere ilân olunur. Almanya için Renin işgalindeki faydalar Almanyanın gözü şarktadır Alman nüfusunun fazlahğını ve bu nüfusun, yaşamak için, yeni topraklara muhtac olduğunu iddia eden tez o kadar sık nyvzuu bahsedildi ki bu mevzu üzerinde fazla durmak lüzumsuzdur. Belçika topraklarının beher kilometro murabbaına 280, Ingilterenin 191 nüfus isabet ettiği halde, Almanyanın beher kilometrosu başına 140 nüfus isabet eden şimdiki yeni hududları dahilindeki topraklannda yaşıyamamasının hayli garib olduğu bahsinde de ısrar etmek beyhudedir. Almanyanın, kâfi saha bulamamak yüzünden bunaldığı iddiası, propaganda sayesinde, bugün, milletin zihninde kuvvetle yer et miştir. Tasavvur edilen yayılmanın hangi ıstikamete doğru olacağı, Mein Kampf ısimli eserin ikmci cildinde açıkça göste rilmiştir. Mein Kampf ise 1926 teşrini sanisinde yani Lokarno muahedesile daha sonraki Londra konferansmın, hatırası bütün dimağlarda mahfuz kalan bir celsesinden evvel yazılmıştır. Şu halde, bu noktada hiç şüpheye mahal yoktur. Hitler Almanyası, azçok yakın bir atide, şarkî Avrupada yeni topraklar ele geçirmek arzu>undadır. Tam zamanında... I Hulâsa, Almanyanın tasavvur ettiği hal çarelerinın her ikisi de Ren mıntakasının gayriaskeri vaziyetile karşılaşıyordu. 3u halde, en münasib tarzı hareket, bu maddenin ortadan kaldırılmasıydı. Al manya, gayriaskeri mıntakayı tekrar askerî işgal altına almak ve fakat bu işgalden sonra hiçbir tecavüzde bulunmamak ve bunu yapmak için de zamanını iyi intihab etmekle, bu hareketin akıbetinden mutazamr olmamak ümidini besliyebilirdi. Fılhakika, zamanın intihabında şayanı dikkat meharet gösterilmiştir. İtalyanın, Fransaya karşı muhabbet beslediği mu hakkak olmakla beraber, Habeşistanda çok fazla meşgul ve Cenevrede kendi aleyhinde zecrî tedbirlerden gayrimemnun bulunduğundan, kararını tehir etmek zaruretinde idi. îngiltere, neşrettiği Beyaz Kitabda, deniz, hava ve bilhassa kara kuvvetlerini, ihtiyatsız davranarak düşürmüş olduğu için, bir Avrupa ihtilâfına karışmaktan muvakkaten âciz olduğunu itiraf ediyordu. Bundan başka, ordusu, hassaten tedafüî bir sistem üzerine kurulmuş olan Fransanın, harb harekâtına atılBu topraklar, görünüşe bakılırsa, bizim kendilerine karşı taahhüdlere giriştiğimiz ması ihtimali pek azdı. milletlerin elınde bulunduğu için, Fran Hesab doğruydu. Nitekim Ren mıntasızlann mukabelede bulunmasından kor kası 7 marttanberi işgal edilmiştir ve Lokuluyordu. Buna karşı, Almanyanın mü karno mümzileri kuvvet istimal etmemişracaat edeceği iki yol vardı. Ya, Fransa lerdir. Ren nehrinin sol kıyısma yerleşen 'a karşı tedafüî vaziyeti muhafaza ederek Alman ordusu orada kalmak niyetinde ^arka tecavuz etmek, yahud, I9M te ol dir, çünkü bu işgal kabul edilince, Al Alman ordusu, karşısındaki mukavemet kuvvetinin derecesinden bihaber değildir. Renin sol kıyısının askerî işgal altına ahnmasmdaki hakikî sebeb ve mana artık vuzuhla görünmektedir. Alman tahkimatından sonra, garbe anî bir taarruz yapmak imkânları şüphesiz ki artacaktır. îcabında bu tarzda bir harekete geçecek olan kıtaat, eskisine nazaran daha kolay ve etrafı kuskulandırmadan seferber edilebilecektir. Bu yeni kolaylıklar ihmal edilecek şeyler değildir. Ve bizi daha müteyakkız davranmağa mecbur etmekle beraber, Almanyanın garb hududlarınm olduğu gibi muhafazasında alâkadar devletlerle yapılan muahedeler mevcud kaldıkça, Almanya için bu hareketin tehlikesi de devam edecektir. Buna mukabil, Alman milletinin şarka doğru yayılması projeleri, bu yeni vaziyetten geniş geniş istifade edecektir. Ren mıntakası tahkimatı sayesinde, Fransayı evvelden âciz hale getirmek zarureti kalmıyacaktır. Alman kıt'alan, Renin gar bindeki müdafaa tertibatı sayesinde, Fransızların harekâtını, Almanyanın son derece mahdud bir kısım toprağı üzerinde, oldukca uzun bir müddet için mahsur bırakmak ümidile şarka doğru atılabileceklerdir. Fransa, Almanya tarafından tecavüze uğramak şöyle dursun, bilâkis, dostluk rabıtalarile bağlı bulunduğu milletleri müdafaa için kendisi Almanyaya hü cum edeceğinden, Lokarno paktının icab ettirdiği yardımlardan istifade edemiye cektir. Çünkü bu takdirde, îngiltere ile Îtalya, Milletler Cemiyetinin harbe ilk tevessül eden devlet aleyhinde vereceği zecrî tedbirlere riayetten ibaret bir mü kellefiyete bağlı kalacaklardır. Şayed, Almanya, şarkta bir muvaffakiyet ka zandıktan sonra Fransaya doğru dönerse, vaziyet gene ayni mi olacaktır? Başlıca devletlerin kombinezonlannı bu kadar evvelden tahmin etmeğe imkân yoktur, maamafih, Ren tahkim edildiği gün, Almanyanın, garbde değil, şarkta muhasamata girişmesinin kendisi için sevkulceyş bakımından faydalı olacağını düşünmek mantıkî gibi görünmektedir. Beyoğlu Halkevi, Köycülük kolu dün Beyoğlu Halkevinde umumî bir toplantı yapmıştır. Toplantıda Halk Partisi îs tanbul Vilâyet idare heyeti reisi ve Sey han meb'usu Hilmi, Parti Beyoğlu kaza heyeti reisi Mekki Hikmet, Beyoğlu kaymaniye caddesinde apartıman yapıl makamı Daniş ve Köycülük kolu azaları mak üzere bir bina yıkılırken binanın bulunmuştur. 1700 kilo ağırlığındaki üst kat döşemesi Dünkü içtimada Beyoğlu kazasma çökmüş ve ameleden Mustafa çöküntü altında kalarak tehlikeli surette yara bağlı 20 köyün halkile tanışarak onlann lanmıştır. Amele, itfaiye tarafından en derdlerini ve ihtiyaclannı dinlemek üzere kaz altından çıkarılark hastaneye kal buralara yapılacak olan seyahatlerin dınlmıştır. programı son defa olarak bir kere daha SARAYBURNU MAHZENLERİN gözden geçirilmiştir. DEKİ CİNAYETİN TAHKİKATI Parti Vilâyet idare heyeti reisi Hilmi, Evvelki gün, Sarayburnunda bir mah Beyoğlu Halkevi Köycülük kolunun fazen içinde Selim Hafız admda bir adamın öldürüldüğünü yazmıştık. aliyetini takdirle karşıladığını söyliyerek Müddeiumumî muavinlerinden Cev bu işte çalışanlara teşekkür etmiştir. det dün de bu işle meşgul olmuş ve kaBeyoğlu Halkevi Köycülük kolu, 50 tilleri tesbit etmiştir. Hali firarda bu kışilik bir kafıle halinde önümüzdeki palunan katillerin yakalanması için de zar günü Kemerburgaza bir seyahat ter polise emir vermistir. tib edecektir. El Liva gazetesinin bir haberi 26 mart tarihli arabca ElLiva gaze tesinin verdiği bir habere göre Haleb konsolosumuz Idris Sabih Vatanî parti liderlerinden doktor Abdurrahman Keyaliyi ziyaret ederek Türkiyenin îsken derun sancağmda gözü olmadığını hü kumet namına resmen beyan etmiş, an cak Ankara muahedesile sancak Türk lerine verilmiş bulunan haklara hürmet edilmesi lâzım geldiğini söylemiştir. IIIIIIIIIIIIMIIIII1MMIIIIIIIIII ininMPIIPMinnilltllMIMIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIMIMIIIIIIIIMMIIIIIIIIIIIIIIIMIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIirilMrilllllllllllllllllllllllllMIIIIIIIIIIIIIINIIIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIMPIIIIIIIIIIMIIIII Alman ticaretinin kazandığı yeni piyasalar Alman ticaretinin dünyada kazandığı yeni piyaaaları götterir harita Berlinde çıkan Angriff gazetesi yazı yor: Bütün memleketlerın haricî tıcaretleri gümrük, kontenjan, döviz ve haricî borc gibi türlü türlü engellerden dolayı müteessir bulunmaktadır. Bu mâniler cihan piyasalannda milletlerin serbestçe inkişafına meydan vermemektedir. Bu nunla beraber Alman tacirleri, hükumetin müzaheretile bütün cihanda yeni yeni GENERAL BARAT1ER piyasalan ele geçirmekte ve mevcudla rını getişletmektedirler. Türkiyede, cenubî ve orat Amerikada, cenubuşarkî Avrupada, Afrikada, Iranda, Avustralyada ve diğer muhtelif memleketlerde Alman emtiasmm sürümü pek ehemmiyetli surette artmaktadır. Bu memleketlere Almanyanın ihracatı 1931 senesinde 49 milyon markken 1935 senesinde 763 milyon marka çık mıştır. Almanyanın haricî ticaretinin neka dar arttığı hakkmda iyi bir fikir edinmek için senevî ihracatının sıklet itibarile 1931 senesinde 42 milyon tonken 1935 te 50 milyon tona çıktığını söylemek kâfidir. Yani beş senede yüzde 20 artmış bulu nuyor. Bunların değeri miktan nisbetinde artmamışsa da yeni elde edilen piyasalann kıymet üzerinde dahi tesir yapacağı beklenmektedir.