2 Nisan 1936 CUMHURtYET Yeni senenin moda şapkaları Adanada memurlar için mahfil Vilâyet, şehrin miihim bir ihtiyacını karşılıyor Kaybettiğimiz büyük âlim Hamdi Suadin hayatı ve son günleıi «24 sene bıkmadan çalıştım, takdir beklemezken, tahkir gördüm. Kendi kurduğum kürsüden atıldım» 2 tçinde Marie Stuart üslubu da bulunan yeni Bu sene şapka modelleri çok çiçekli beraber, kadın şapkalarında, küçük küdir. İlkbahar ve paskalya hazırlıklarile çük menekşe, kamelya gibi çiçeklerden yapılma süsler görülmeğe başlamıştır. Daha doğrusu, uzaktan kadıfe veya krep gıbi görunen bu şapkalar, doğru dan doğruya, birbirine bağlı küçük çiçeklerden yapılmıştır. Yazlık geniş kenarlı şapkalarda bu çiçek modası daha bariz, daha taşkmdır. Bu şapkaların üstu, gayet iri çiçeklerle susleniyor. Bu sene şapka modasında yalnız irili ufaklı çiçekler değil, üzüm salkımları, kiraz gibi yemişler de vardır. Elbise modasındaki geriye doğru gidiş ve eski moda tesirı, şapkalarda da aynen mevcuddür. <Margot> üslubu, «Marie Stuart> üslubu gibi tarihten alınma şekillerde şapkalara da tesadüf edıliyor. Şapkaçılıkta en son yenilik Paris moda mağazalarından birinin yaptığı cam şapkalardır. Bu şapkalar, resmımizde de görüldüğü gibi, yarı şeffaf kristal örgülerden vücude gelmiştir. Kenarı ge niş ve gene yarı şeffaf kristaldır. Bu Cam şapkalardan Çiçekli pencereler Intihab edilecek , sandıklarla konuş 1 şekilleri ilkbahar tuvaletleri Bu seneki elbiselerde bilhassa pamuklu kumaşlar son derece rağbet bulmaktadır Bahar geldi. Göz açıp kapamadan yaz da gelecek. Sayfiyeye gidemeyip şehirde oturmağa, yazın bunaltıcı günlerini, Bu sene havalarm çok müsaid gitmesi şehrin kapanık muhiti içinde geçirme baharın çabuk gelmesile neticelenmişğe mecbur olanlar, bu mahrumiyeti kıs tir. Birçok memleketlerde havalar birmen olsun telâfi edebilmek için, pen denbire ısınmış ve ilkbahar tuvaletleri cerelerinin önüne, varsa balkonlarının, görünmeğe başlamıştır. yahut taraçalarınm kenarına çiçek sak1936 ilkbahar roblarmın en bariz sıalrı dizmeği severler. Bu bahçeçik vasfı, harbden evvelki modayı şayam göz alabildığine uzayıp giden zumrüd hayret derecede andırmasıdır. tlkbahar gıbi kırların, renk renk, öbek öbek çi çeklerle süslü bahçelerin geniş zevkini tuvaletlerinde kullanılan diğer kumaşveremezse de, gözü oyalar, sayfiye has lar rağbette olmakla beraber bilhassa retini kısmen giderır. Pencere içlerinin, pamuklu kumaşlar son derece revaç balkon kenarlannın çiçekle süslenmesi bulmuştur. Dantelli ve entre deuxlü kendi zevkimizden başka bir parça da evimizin dışarıdan bakan gözlere şirin leştirmek gerektir. Pek çok kimseler, görünmesıne yarar. pencerelerine, yandan kesilmiş tene En güzel, en temiz şeyleri «çiçek> gi keye vanncıya kadar en münasebetsiz şekillerde kablar oturturlar. îçindeki çiçekler nekadar güzel olursa olsun, bu çirkin kablar onların güzelliğini kay beder. Pencere önüne konacak çiçek kabının hem ucuz, hem zarif cinsi, birkaç kat bezir sürülmüş tahta sandıktır. Bezir tahtayı havanın tesiratına karşı muhafaza eder ve ona temiz buzlu bir man zara verir. Resmimizde görüldüğü şe kilde madenî çiçek kabları her keseye elvermiyecek kadar pahalı olur. Pencereleri çiçekle süslemek meselesinin asıl büyük mahzuru, çiçekler sulanırken sokaktan geçenlerin başma su damlamasıdır. Toprak saksılarda bu mahzur bilhassa pek büyüktür. Saksı nın dibindeki delik sokaktan geçen yolbi diye tarif ederiz. Çiçeği de, kendisine cuları sulamağa memur tertibat gibiyakışan en güzel, en temiz kablara yer dir. Esasen çiçek saksısından, yahut [Merhum doktor Hamdi Suadin, ö lümünden bir hafta eüüel arkadaşımız doktor Hafız Cemale anlattığı kendi hayat tarihçesini hugün de derce devam e • diyoruz. ] « Bana, bir gün Yemendeki îngiliz konsolosunun karısını getirdıler. Muayene ettim. Memesindeki urun kanser olduğunu ve derhal ameliyat yapılmasına lüzum bulunduğunu söyledim. Kadını Aden hastanesine götürdüler. îngiliz doktorlan kanser olmadığına karar erdiler. Konsolos karısını Londraya götürdü. Memurlar mahfili olarak ayrılan kanser olduğu anlaşıldı. Kadm öldü! Bu şapkalar Potta Telgraf binası hâdise Yemende, Adende duyuldu. Bunşapka moda mehafilinde çok büyük bir Adana (Hususî) Şehrimizde me dan dolayı Hudeydede, San'ada, Tuz Merhum Hamdi Suadin geçen rağbet ve alâka uyandırmıştır. sene alınmış resimlerinden mur ve muallimler için derli toplu ve hanede, Adende, Sudanda büyük bir daha hususî mahiyette bir toplantı yeri şöhret aldığımdan hastalar geldikçe ge tıb âlimlerinden acizane takdirler topolmadığı gibi orta halli memurların nıs iyordu. adım. beten ucuz yemek teminleri de kabil o•** Hudeydede ve o civarda bulunan ln lamamaktadır. Bu eksikliği gözönüne Yalnız yurdumuzda değil; dünyanın giliz ailelerile dost olmuştum. Beni, her getıren vilâyet makamı, bu yıl, zaten bütün tıb âlemlerinde, tıbbî kitab ve gaİdarei Hususiyenin malı olan şimdıki hafta evlerine davet ederlerdi. Aradasırada Mısıra, Sudana gidiyor zetelerde Türklüğü, Türk hekimliğini, Posta, Telgraf binasını «Memurlar mahfili» olarak ayırmayı ve iyi bir kadro dum; hatta bir defa da Bombaya, Kal Türkün kudretini, gayretini, sebatını, v a r ığmı, ilmini hakkile göstermek için na ile burayı mükemmel bir lokanta, ku kütaya kadar gittim. çizane çalıştım ve zannederim azçok mulüb ve toplantı yeri halinde açmayı **# . münasib bulmuştur. Türkiyede meşrutiyet ilân olunup fa affak oldum. Bugün Posta, Telgraf ve Telefon ida külte teşkilâtı yapıldığı zaman teşrihi resinın isticarmda bulunan bu binadan, marazî hocalığına tayin olunduğuma ve O yerlere gidip gelmek için kâfi bu idare, yeniden satın aldığı şimd'ki derhal İstanbula dönmekliğime dair tel paranız var mıydı? Selânik Bankası ve Birinci Noterin bu Ben gayet idareli ve kanaatkâr bir grafla emir aldım. lunduğu bınaya taşmacağına göre meMemuriyetimden istifa ettim. Düyunu nsanım. Fakir olarak büyüdüm. Fakiramurlar ve muallimler mahfilinin açıl Umumiye idaresi vazifeme devam için ne yaşadım. Fakir olarak öleceğim. ması da önümüzdeki aylar içinde mümdaha çok maaş teklif etti. îngiliz kon Şunu da itiraf etmeliyim; Yemende kün olabilecektir. Hususî bir talimatname ile yürütüle solosu orada ve yahud Sudanda, Aden vaktile kazandığım paralan saklamıştun. cek olan bu teşebbüs, hakikaten mühim de, Hindistanda yüksek maaşla vazife Minnet ve şükranla kaydederim ki gelip bir ihtiyacı karşılıyacaktır. almamı yalvardı. Hiçbırini kabul etme geçen hükumetlerin kâffesinden ve ba husus Cumhuriyet hükumetinden çok Binanın alt katı lokanta ve üst katı dim. Cam şapkalardan da kutübhane, bılârdo, santranç ve is Devlet ve milletime hizmet etmek, ca yardım gördüm. Bazı kongrelere hüku tirahat salonu diye düzene sokulacaktır. nımdan ziyade sevdiğim teşrihi mıarazî met namına ve bir takımına da kesemden İstiyen memur ve muallimler bu mah muallimliğine ve bana feyiz ve nur ve arfederek gittim. filin lokantasından tabldot olarak öğle Benim başka masrafım yoktur. Benim ren Gülhaneme bir an evvel kavuşmak ve akşam yemeklerini 20 25 kuruş aen neşeli eğlencem teşrihi maraziye aid için îstanbula avdet ettim. rasmda bir fiatla yiyebilecekler ve hat*** şleri hakkile yapmak, görmek, yazmak ta evlerine de bu fiatla alabileceklerdir. Tıb Fakültesinde yepyeni bir labora ve neşretmektir. Memur tabakasının memnuniyetini *** mucib olan bu teşebbüs, şehre yeni ve tuar kurdum. Kendimi muazzam teşrih Aman hocam; çok yoruldunuz. a r medenî bir kurum daha kazandıracağı haneye, ölülerin buzlanmış, donmuş ve için muhitte de gayet iyi bir şekılde kar bazan da kokmuş kadavralarına ve dok tık biraz rahat etseniz. şılanmıştır. Ben söyledikçe, siz yazdıkça kuvtorlar tarafmdan muayene için gönderiGönderdiğim resim, şimdi Posta ve len hasta nesiclerine, piyeslere vakfettim. vetleniyorum sanırım. Çünkü içimdeki Telgraf dairesi olarak kullanılan bu Tıb Fakültesinde 24 yıldan ziyade derdleri döküyorum. Siz bana, sual somüstakbel mahfilin cepheden görünü durmadan uğraştım. Acizane teşrihi ma runuz ki anlatayım. şüdür. Çok eserler yazdınız mı? razî müzesini kurdum. Birkaç defa tu tulduğum gripi bile ayakta geçirdim, yat Ben kendi kendimi medhedemem, madım. Muntazaman vazifeme devam utanırım. Şu kadar söyliyebilirim ki, vazife olarak benimsediğim tıb şubesine aid ettim. bir takım naçizane eserler yazdım. Fa *»* Allahm bildiğini kuldan ne saklıya kültede, ve Universitedeki eserlerim, neşyım! Bütün Tıbbiyelilere pek lüzumlu riyatım ise meydandadır. olan ve klâssik olmak üzere 2150 den Bunlardan başka, almanca ve fransızfazla muazzam piyesler yaphm ve hat ca tıb mecmualanna sayısını şimdi ha ta Avrupa üniversitelerinde bile nadir tırlıyamadığım miktarda makaleler yaz bulunan bazı piyesler meydana getir dım. Kongrelerde esaslı tebliğler yaptım, Eskişehirden şehrimizdeki bir tüccar dım. birçok broşürler, kitablar yazdım. namına 91 çuval un gönderilerek evvelki Meselâ, karaciğerin hücrelerinden ne Hatta Amerikadan, Londradan çok gün Halicde Tekfur iskelesinc çıkanlmış şet etmiş itiraza mahal kalmıyacak de defa neşriyatımı istediler, arattılar, ben tır. Buğdayı koruma kanunu mühürlü o recede (kanser) i meydana çıkardım. de yolladım. lan bu çuvallardan 30 tanesinin üzerin Büyük Harbden sonra Fransız profeTıb Fakültesinde operatör Cemil deki kurşun mühürlerinin çocuklar tara (Paşa) reis bulunduğu zaman teşrihi ma sörü Aşof Fransadan 150 tane piyes gefından kesilip çalmdığı ve leblebicilere razî laboratuarına bol bol para verirdi. tirmiş, fakülteye hediye etmek istemiş.. verildiği, unlann sahibi olan müessese ta Ben de herşeyi yapardım. Fakat fakültede kurduğum piyes müze rafından sahid gösterilerek tahakkuk mühanesini görünce utandı, vermedi ve geri Fakat sonra gelen bazı reislerin him dürlüğüne bildirilmiş ise de bu kanunî bir metsizliğile vesaitsiz kalmışhm ve mü götürdü.. mazeret teşkil etmediğinden mühürsüz çu him gördüğüm noksanlan kendi kesem Hasılı kelâm; ben tıbbî, ilmî, millî, içvallann musaderesile vergi kaçakçılıgı su den yapmıştım. timaî ve insanî vazifelerimi acizane ifa etçundan ceza kesilmesi alâkadar memurlaÇok sıkışhğım zaman Harbiye Neza tim sanınm. ra bildirilmiştir. Alâkadarlann iddialanna retine müracaat eder, malzeme alırdım. Fakat işte bu kadar sebatlı ve devampamuklu kumaşlardan çok nefis roblar göre yaramaz çocuklar bunlan leblebi alBen yalnız piyesler ve mikroskoblar h mesaime ve işlerime (takdir) bekle yapılıyor. Bıldiğimiz alelâde koton mak maksadile yapmışlardır. Şimdi mü için preparasyonlar yapmağa çalışma mezken (tahkir!) gördüm. (Mükâfat!) perleden alpağa veya yün trikodan yazlık tayörlerle beraber kullanılan essesenin mahkemeye müracaatle işin böy dım. Vücudü beşerdeki uzuvlan, nesiç istemezken (manevî mücazat!) a uğrajileler yapılıyor. Jilenin renginde be le olduğunu ispat etmesi lâzımdır. Aksi leri, ve hatta en küçük hücreleri saran dım. Vazife başmda ölmek kadar büyük yaz, yahut tayörün siyah veya lâciverd takdirde bir iki yaramazın yüzünden un hastalıklann künhüne esrarengiz tahav saadet tasavvur edemezdim. Fakat yıl rengine uygun bir renkken kıravatı bu lann sahibi binlerce lira cezaya çarpacak vüllerine, tabiatin en meçhul derinlikle larca uğraş, uğraş ta herşeyi hazırlayıp kıyafete sade ve zarif bir spor çeşnisi hr. ^ ^ ^ ^ ^ ^ tekâmül devresine getirdiğin zaman anrine hulul ve nüfuz için çalıştım. veriyor. Resimde gördüğünüz modeller sızın inkisan hayale uğra! îşte buna taEllerim, sıra geldi ki ölü etlerinin içinilkbaharla beraber görülmeğe başlıyan de donar gibi oldu. En mühlik ve sari hammül ve sabretmek pek zor! bu senenin Paris tuvaletleridir. Artık bırakmız, serbestçe söyliyeyim mikroblarla pençeleştim, fakat zerre ka de içimdeki zehirleri dökeyim... Bu dar yılmadım, çekinmedim, mikrob ve tahta sandıktan sızan sular yalnız so mikroskob başmda senelerce dizçöktüm derdler, öldükten sonra olsun ruhumu takaktan geçenlerin üstünü başını ber ciz etmesinler... göz nuru döktüm. bad etmekle kalmaz, pencere ve balkon Hiç ümid etmediğim ve beklemediğim »** bir zamanda kendi kurduğum kürsüden, kenarlarını da ıslatır, çürütür, yahut Her sabah erkenden ilmî ve millî va küflendirir. zifemin başına giderdim. Zaman olurdu laboratuanmdan atıldım. Halbuki, Büyük Önder Atatürkün irki bazı mühim meseleleri hal için gece Buna mâni olmak pek basittir. Pen şadı ve Hükumeti Cumhuriyenin himıneyanlanna kadar çalışırdım. Elime geçecerenizin içine, resimde görüldüğü şeni saklardım. Fikrime geleni yazardım tile açılan Üniversitede daha çok ve e kilde, arkasile iki yanlarınm kenarları Avrupanın herhangi memleketinde (pa saslı hizmetler görebileceğim, kanaatin kalkık, önü, iki yanı kapalı olmak şartoloji) ye, (teşrihi marazî) ye aid bey deyim. tıle pluklu bir çinko veya saç tabla yapFakat hırs, kıskanchk, garaz saiaksile nelmilel bir kongre, bir toplantı olacağm tırırsımz. Bu oluğun iki ucuna birer gelen darbe beni kalben çok müteessir duyunca ateşlenirdim, giderdim. Avru sünger parçası koyunca, çiçeklerinize Yeni nişanlılar yan yana panın her yerine hatta Kalkütaya bil etti, sarstı. Çünkü zâhiren herkese karşı verdiğiniz su nekadar taşsa, ne yoldan Bursa (Hususî) Harb malullerın gittim. Beynelmilel kongrelere, toplantı kendimi müteessir gösteremiyor, soğuk den binbaşı Ziyanın (kızı Bursa orta geçenlerin başına damlar, ne de bir takanlı görünmeğe çalışıyordum. Hatta lara iştirak ettim. rafı ıslatır. Çiçekleri her sulayışta, kü mekteb almanca muallimi Münevverle Konferansçılann, tebliğcilerin tenkid birçok doktor arkadaslarım benim bu haçük bir zahrnet daha eder, fazla suları lise beden terbiyesi muallimi Nezihinin nişanlanmaları Ordu Evinde yapılmış lerine, mücadelelerine kanşhm. Alman rekete aldınş etmediğime şaşıyorlardı. emen süngeri sıkarsanız mesele kal tır. Ordu Evinde zabitanla şehrimizdeki ca ve fransızca makalelerimle tenkıdle Halbuki ben için için yeniyordum, tedrimaz. kız ve erkek liseleri, muallım ve san'at yaphm, cevablar verdim. Hatta Avrupa cen kendi kendimi bitiriyordum.» Dr. HAFIZ CEMAL Çinko tablanm içine oturtacağınız çi mektebleri muallimleri bulunmuşlardır. nın muhtelif kurultaylarında almanca Haşiye: Merhum Hamdi Suadin Gülçek sandığmın ayaklı olması, yahut aEğlence sabaha kadar devam etmış, fransızca konferanslar verdim. Ecneb hanede yaptığı piyesler adedi 460 ola yak vazifesi gorecek yuksekçe bir şeyin davetlıler dans etmişler, eğlenmişler (*) İlk yazı 31 mart tarihli sayımızd cakken, geçen yazıda yanlışlıkla 46 olüstüne yerleştirilip tabla ile arasının ve zengin bir büfede izaz olunmuşlar muştur; düzeltiriz. boş bırakılması şarttır. çıkmıştır. dır. Haylaz çocukların yaptığı fenalık Bir uncu yok yere ceza verecek Bursada mes'ud bir nişan merasimi