CUMHURİYET 30 îkinciteşrin 1935 KUçUk : hikfiye İ Demircilerin grevi : François CoppĞe'den ekmek nereden bulacaksın?» diye sorduğu vakit: «Gidip alınm» dedim ve cesaretimi toplıyarak gidip tekrar işimin başma geçmeğe karar verdim. Evvelâ, grevi idare edenlerin her zaman toplandıklan eski meyhaneye gittim. Kapıdan girdığim zaman kendimi rüyada sandım: İçiyorlardı, öbürleri açhktan ölürken onlar içiyorlardı!.. Yanlanna yaklaşıp ta onlar kızıl gözlerimle iğilmiş alnımı gördükleri zaman niçin geldiğimi anladılar: « Size şunu söylemeğe geldim, dedim: Ben altmış yaşındayım, kanm da o kadar. îki torunum sırtımda.. Herşeyimi sattım ve bugün ekmeksiziz. Hastanenin birine gidip tıb talebesine vücudunu tecrübe tahtası ettirmeğe benim gibi bir sefil müstahaktır; fakat kanmla yavrular?... Işte bunun için yalnız başıma atölyeye dönüyorum. Fakat hakkımda bir mesele çıkarmamanız için herşeyden evvel sizin müsaade etmeniz lâzım. Bakın! Saçlanm ak, kırk senedir demirciyim. Bırakın yalnız başıma patronun yanına çalışmağa gideyim. Dilenmek istedim, yapamadım, size yalvanyorum. llk evvel en ıhtiyar gidip teslim olursa ayıblamayın. Bırakın yalnız başıma atölyeye döneyim.» Işte bu kadar. Aralanndan biri kalkarak: «Alçak!» diye haykırdı. O zaman ürperdim ve gözümü kan bürüdü. Bana bunu söyliyene bakıyor dum. Uzun boylu, san benizli bir genc di. Balodan baloya kan peşinde koşan ve kız gibi iki kâkül bırakan bir çap kın... Öbürleri o kadar susmuşlardı ki kalbimin şiddetle attığını işitiyordum. Birdenbire onun kafasından yakalıyarak haykırdım: « Pekâlâ, kanmla oğullanm Ölseler de ben gene işe gitmiyeceğim .Fakat and içerim ki sen bu hakaretin hesabını bana vereceksin, seninle dövüşeceğiz. Saat mi? Hemen.. Silâh mı? Bizim kollanmız için kılıç veya tüyden daha hafif olan ağır çekiç. Siz de arkadaşlar şahidlersiniz. Sana gelince, bir ihtiyan tahkir eden alçak herif, soyun... Vahşi bir hayvan gibi kendime yol açtım, elime iki çekiç alarak en iyisini beni tahkir edene uzattım. Hâlâ söyleniyordu. Müdafaa vaziyeti alarak: «Haydi ihtiyar, vazgeç!» dedi. Üzerine yü rüdüm, namuslu bakışım onu rahatsız ediyordu, dövüşme silâhımı başımın etrafında döndürerek cevab verdim. Gerile gerile duvara çarpan bu korkak herifin gözlerinde gördüğüm alçakça yalvarmayı, af diliyen bir köpeğin gözlerinde bile görmemiştim. Fakat çok geçmedi! Korkudan dehşete düşen bu mahlukla benim arama bir kırmızı tül, bir kan bulutu in di, ve bir vuruşta, bir tek vuruşta, kafasım kırdım. Katilin vicdan azabınm bütün genişliğini birdenbire tanıyan bir adam gibi yüzümü elimle kapadım. O vakit arkadaş lanm bana yaklaştılar, fakat elimle on lan iterek halsiz halsiz: «Ben kendimi ölüme mahkum ediyorum» dedim. Anladılar. Sonra yerden kasketimi kaldırarak onlara uzattım ve: «Kanm ve çocuklanm için arkadaş lar» dedim. Bu suretle onlara bu ihtiyar on frank toplıyabildi ve gidip kendimi karakola teslim ettim. Işte size herşeyi açıkça anlattım. Avukatlann size söyliyeceğine kulak asma yın. Yavrulanm bugün, kederinden ölen merd kanmın yattığı hastanededirler. Demek ki hapse de atsanız, sürseniz de affetseniz de bana vızgelir, fakat idam ederseniz teşekkür bile ederim! Kuduz bir köpek Muhterem hâkimler, meseleyi size kısaca anlatacağım. Demirciler grev yap mışlardı. Kış pek şiddetliydi ve mahallede kimsenin yiyeceği kalmamıştı. Cumartesi günü akşamı, haftalıklarımızı almazdan evvel beni meyhaneye götürdüler: «Jean Baba, dediler, bu böyle olıhaz, pek korkaklık ediyoruz. Bizi nerede ise bedava çalıştıracaklar. Başka çare kalmadı. Sen madem ki bizim başımızsın, git patrona söyle, ya gündeliğimizi artırsın, yahud da bizden artık iş beklemesin.» Ben de: «Madem ki arkadaşlar istiyor, pekâlâ» karşılığını verdim. Onlardan bu hizmeti esirgiyemezdim. Gidip patronu gördüm. Yemek yiyordu. Ekmeğin çok pahalı olduğunu, kira fiatlerini ve böyle giderse dayanamıyacağımızı söyledikten sonra onun kazancile bizimkinin hesabını yaptım ve kendi kazancma bir halel getirmeden bizim gündelıklerimizi artırabi lecegini nezaketle ilâve ettim. Patron sakin sakin beni dinliyordu. Sonunda: «Jean, sen namuslu bir adamsın, dedi; senin için demirhanemde daima yer hazırdır. Fakat şunu iyi bil ki onlann istedikleri parayı imkânı yok veremem, yann atelyeyi kapatıyorum. Onlann hepsi tembel insanlardır. Son sözümün bu kadar olduğunu kendilerine söyliyebilirsin.» Patronun cevabmı arkadaşlara ula§ tırdım. Büyük bir patırtı kopardılar ve atelyeye ayak basmamağa yemin ettiler. Ne yapayım, ben de onlar gibi yemin ettim. Eminim hiçbirisinin içi rahat değildi ve muhakkak ki, uzun zaman parasız kalmacağım ve açlığa dayanmak lâzım geldiğini düşünerek hiçbirisinin gözüne uyku girmedi. Hele benim için bu büyük bir darbe oldu, artık ne gencdim, ne d« yalnız... Eve gidip de iki torunumu kızım çocuk doğururken Öldü, damadım fena yola sapb dizlerime alıp yakında açlığın ne demek olduğunu anlıyacak olan bu iki ağza baktığım vakit, evde kalmağa yemin ettiğim için utancımdan kızardım. Kanm yıkadığı yaş çamaşırlarla eve geldi ve olup bitenleri kendisine anlatbm. Zavallıcık kızmadı; uzun uzun yere baktıktan sonra: «Bilirsin ki ben muktesid bir kadınım. dedi, lâzım geleni yaparım; fakat zaman öyle zaman ki, en çok on beş gün daha geçinebiliriz» dedi. tçimi çekb'm, «Vaziyet belki de düzelir!» cevabını verdim. Halbuki biliyordum, alçakhk etmeden birşey yapamazdım, grevin devam etmesini istiyenlerse karşı tarafa geçenleri he men cezalandıracaklardı. Sonunda sefalet ba§ gösterdi. Son raddeye gelsem bile hırsızhk edemezdim, bunu aklıma getirmek bile beni utancımdan öldürürdü; Bununla beraber, kışın en şiddetli zamanlannda, canlı meydan okumalar gibi karımla iki torunumun alevsiz ocağın önünde soğuktan titredik lerini gördüğüm zaman, bu çocuk inlemelerile, bu kadının gözyaşlannın önünde, yemin ederim ki, alçakça hareket biran için olsun aklımdan geçmedi. llk zamanlar kuru ekmek yedik, her şeyi rehine verdik. Çok ıstırab çektim. Bizim için oda kafes gibidir, evde otur masım bilmeyiz. Sonra hapse girdim ve arada büyük bir fark bulmadım. Hiçbir jey yapmamak ta ayn bir ısbrabdır. Atölyeyi sevdiğimizi, bu demir tozu ve ateş muhitinin bizim en çok sevdiğimiz muhit olduğunu anlamak için meğer ellerimizi zorla bağlamalan lâzımmış. On beş gün sonra meteliğimiz bile kalmamıştı. Bir gün eve döndüğüm zaman kanmı, iki yavruyu bağrına basmış görünce: «Onlann katili benim!» diye düşündüm. Kanm tatlı bir sesle, adeta utanarak: «Son şilteyi, çok eskidir diye, kimse rehin olarak kabul etmiyor, şimdi Geçen çarşamba günü sabaha karşı Sanyerde, Yeni mahallede bir tavuk gürültüsüdür başlamış, halk uykulanndan uyanarak sokağa fırlamıştır. Vak'a biraz sonra anlaşılmış, kuduz bir köpeğin önüne gelen tavuğa saldırdığı görülmüştür. Kuduz köpek birkaç tavuğu ısırdıktan sonra Yenimahalle caddesine inmiş ve rasladığı iki köpeği ve anastas isminde bir çocuğu da ısırarak Sarıyere doğru kaçmağa başlamıştır. Sarıyerde birçok tavuk Bütün gemiler yeniden gözden geçirilecek ve Q Bu aksamki program J ve köpekleri ısırdı en ufak arızası olanlar sefere çıkmıyacak ISTANBUL: ' Dün Deniz Ticaret Müdürlüğünde de Deniz Ticaret müdürü Müfid Nec det, Tahlisiye Genel Direktörü Necmeddin, denizcilik mütehassıslanndan Şev ket, Denizyollan îşletme şefi Zekenyyadan mürekkeb bir toplantı yapılmış, vapurlarımızın durumlan üzerinde gö rüşmeler olmuştur. Alâkadar makamlarca, faal vaziyette bulunan bütün vesaitin fennî durumlan tesbit edilmektedir. Tamir müddeti gelen ve en ufak bir anzası görülen va purlara kat'iyyen sefer müsaadesi verilmiyecektir. Bu durum esasen kâfi olmıyan ticaret filomuzun işlemede kalacak miktarını hayli azaltacak ve seferlerde yeni müşkülâtı mucib olacaktır. ciddî bir muayeneye tâbi tutacaklardır. Vapurlarımızın tetkiki RADVO Çanakkale vapuru Şaftı kınlan Çanakkale vapuru hâ disesini tahkik etmek üzere, Ekonomi Bakanlığı fen heyeti reisi Abdürrahirn ve fen heyeti azalarından Yusuf Ziya dün Ankaradan şehrimize gelmişlerdir. Mütehassıslar heyeti, dün sabah Denizyollan idaresine giderek genel direktörü ziyaret etmis ve vaziyet etrafında izahat almıştır. Tahkik heyeti Genel Direktör Sadettinin de istirakile dün öğle den sonra resmen çalışmalanna basla mıştır. Heyet Çanakkale vapuru süvari, başçarkçısı ile ikinci kaptanın ve diğer alâkadarlann isticvablannı yapmakta dır. Çanakkale vapuru süvarisile çarkçıbaşısına, Ekonomi Bakanlığının emrile tahkikat sonucuna kadar açığa çıkanl dıklan dün tahriren tebliğ edilmiştir. Süvari ve çarkçı, şaftın kırılmasmda hiç bir sun'utaksirleri olmadığmı iddia etmektedirler. Gemicilikle alâkadar olanlar da, şaftın kınlmasında süvari ve çarkçınm doğrudan doğruya mes'ul edılmelerini icab ettiren bir nokta görmemektedırler. Hâdiseyi haber alan birkaç polisle civar halkı köpeğin arkasına düşmüşlerse de tutamamışlardır. Polislerin attığı si lâhlar da boşa gitmiş, nihayet Sanyerde Türbe sokağına sapan köpek Sarıyer 14 üncü mekteb hademesinin attığı taşın alFakat gemilerde hertürlü anzalann tında can vermiştir. Anastas tedavi altına önüne geçmek için bundan başka çare alınmış, kuduz köpek tarafından ısınlan görülmemektedir. köpeklerle tavuklar toplanmıştır. Seferine müsaade edilmiyeceğini yazdığımız Dumlupınar vapurundan baska BUGÜN Geyve ve Kanarya vapurlanna da müsaade verilmemektedir. Deniz Ticaret müdürlüğü fen heyeti esasen fasılasız surette yapılmakta olan muayene ve kontrol işlerini, son kazalann tesirile, daha çok şiddetlendirmiştir. Bunun bir neticesi olarak daha birkaç geminin işlemesine müsaade edilmiyeceği anlaşılmaktadır. T U R K Sinemasında înebolu vapurunun kaptanlan mahkemeye verildiler tzmir 29 (Özel) Izmir Müddei umumiliği, înebolu faciası hakkındaki tahkikat evrakını birinci sorgu hâkimliğine verdi. Geminin birinci ve ikinci kap tanlan kaza sırasında intizamsızlık, basiretsizlik gösterdiklerinden, üçüncü kaptan fazla yüke rağmen iyi istif edilmemiş yük almaktan; birinci, ikinci çarkçılar vapurda muvazene için safra samıçlarını su ile doldurmamış olmaktan suçlu ola rak haklannda hukuku âmme davası a çılmıştır. tkinci kaptan öldüğü için hakkındaki hukuku âmme davası sukut etmiştir. V 1 Kaldı ki Çanakkale vapurunun şaftı bundan yedi ay evvel yeni takılmış ve mükemmel surette işlediği uzun tecrübelerle görülmüştür. Geminin tamir za manı mayıs ayında gelmekte idi. Denizyollan idaresi çalıştırmadığı gemilerden birindeki şaftlardan birini çı kanp torna ederek Çanakkale vapuruna takacaktır. Vapur dün Irmanda eşya boşaltmış tır. Bugün Halice girecektir. Pen ve tahkik heyeti azalan bugün Halicde gemiyi >r A v L Ahengine dünya dönüyor ve dönecektir Bu hafta S A R A Y sinemasında Venedik Beyne'milel sinema müsabakasında birinci mükâfah kazanan ve Afrika ormanlannda çevrilen NTİNANTAL 18 hafif musiki (plâk) 19 çocuk sa« ati, çocuk hikâyeleri, Mes'ud Cemil « 19,30 muhtelif plâklar veva retransmis^ sion (küçük dalgalar) 20 konferans, Dr. Hüseyin Kenan Tunakan, (soysal bakımdan suçlu çocuklar) 20,30 rad* yo caz ve tango grupları ve Bedriye Tüzün 21,35 son haberler, borsalar 21,50 Jale (piyano refakatile şan) 22,10 muhi telif sololar. VÎYANA: " 17,45 gramofon 19.05 halk şarkılannl öğrenelim 20,05 haberler, hava raporu ve saire 20,35 spor yaymı 21,25 edebî yayın 21.40 kabare numaralan 22,45 filimlere dair 23 05 haberler 23,15 san konseri 23,55 konuşma 24,10 ca*« band takımı. BERIİN: 19,05 spor 19,20 küçük konser 20,05 Breslavdan 20,45 günün akisleri 21,05 haberler 21,15 operet yayını 23,05 haberler 23,35 operetin devamı 2,05 konser. BUDAPEŞTE: 18,05 eçlenceli konser 19.55 şan kon* seri 20,30 konferans 21,05 salon or kestrası 21,55 on senelik radyo yayı • • nmdan secilmiş parçalar 1,10 haberler, BÜKREŞ: 18.05 süel musiki 20 05 haberler • 20,20 veni plâklar 21,05 dans havalan 22,35 haberler 22,50 şan konseri 23 10 eçlenceli konser 23,50 almanca haberler. LONDRA rReginnaD: 20 05 haberler 20.35 salon musikisi « 21,05 orkestra konseri, koro ve îngilia musikisi 22,05 konferans 22,35 karışık musiki vavını 23 35 keman konseri 24.05 haberler 24,15 dans havaları24,50 gramofonla dans havaları 1,05 Droitwich. MtLÂNO: 19,50 vabancı dillerde haberler 21,25 eğlenceli konser 21 05 italyanca ders 21,25 haberler 21,55 gramofon 22,03 Verdinin «Don Karlos» operası, sonıa haberler ve ispanyolca haberler. ROMA: 17.45 mandolin konseri 19,30 yabancı dillerde haberler 20,20 esperanto dilinde konferans 20.35 ingilizce konferans 21 italvanca ders 21.55 Yunanistan için vayın 21 25 haberler 21,55 opera yayını, sonra haberler. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şun >* lar dır: îstanbul cihetindekiler: Aksarayda (Ziva Nuri), Bakırköyün • de (Merkez), Ca^aloğlunda (Cağal oğlu), Fenerde (Emilyadi), Karagüm * rükte (Arif), Küçükpazarda (Hikme« Cemil), Lâlelide (Sıtkı), Samatyadal (Teofilos), Şehzadebaşmda (Asaf), ŞeH remininde (Hamdi), Veznecilerde (Ü^ niversite). Beyoğlu cihetindekiler: Beşiktasta (Rıza), Bostanbasında (Itimad), Galatada (Kapıiçi), HasköydeJ (Halk), Kasımpaşada (Yeni Turan), Maçkada (Maçka), Taksimde (Tarla « • ba«;ı), Tepebasmda (Kinyoli). j Üsküdar, Kadıköv ve Adalardakiler: Büyükadada (Mehmed), Heybelidâ (Tana$). Kadıkövünde (Mahmud), MCH dada (Faik İskender), Üsküd&rda (AHmediye). Şayanı hayret film büyük muvaffakiyetle devam ediyor. BOZAMBO ı/ V E KAREN p^âib T A N Sinemasında iki büyük film " ™ "^ ™ ROBERT DONAT Albert Prejean Danielle Darrieuz ELiSSA MiKi MAVS m m m Paramount . Jurnal Tel 43374 Monte Kristo LANDi FRANSIZCA SOZLU II II Bütün iki saat gfilmek, güztl Viyana valsleri dinlemek isterseniz Nefis komedi müzikalini gorüp dinleyiniz. Oynıyanlan PAUL HORBiGER HERMANN THiMiG HILDE V. STOLZ LEO SLEZAK Uâveten: Paramount dUnya haberleri Musikisi ve valsleri: ROBERT STOLZ'ım SUMER S İ N E M A S I N D A VİYANA GECELERi Sipahi Ocağında danslı çay Sipahi Ocağı idare heyetinin, kendl üyelerine ve onlann davetlilerine mahî sus olmak üzere 1 birincikânun 935 pa« zar günü saat 16 da <danslı ve briçli* bir çay tertib etmiştir. Bugün M i L L î sinemada CLARK GABLE JEAN GRAWFORD'un son temsilleri 2 büyük filim birden Fransız tiyatrosu Bugün matina saat 16 da Bu akşam 20,30 da VARAL i;. m MAKSiM'de T FEVKALADE GALA GECESİ M n Uâveten Ufa Dünya haberleri Ayrıca: ÖLÜM CAMBAZLARI Baştan aşağı heyecan filmi. 1935 sinema dünyasının en güzel ve en büyük filmi ALTIN ZİNCİR Halk opereti SEVDA OTELI Büyük Fantazi operet 3 perde Gişe gündüz açıktır. Telefon 41819 Fıatler: 25, 50, 75, 100, loca 300, 400 Pek yakında: TELLÎ TURNA Yazan: Mahmud Yesari. Müzik: Sezai ve Seyfettin Asat Sababa kadar eğlenti ( Muhtelif varyete numaralan ) Zeogin kotiyonlar ve sürprîzler Masalann evvelden tutulması rica olunur. Telefon : 42633 Sayın seyircilerimize: • • • • • • ı •••••• R E K S Vahşi Atlar Kralı Heyecanlı büyük harika ye sergüzeşt film!. Paria halkını altı ay sinemalara koşturan büyük operet Aradığımz ve bekledığiniz filimleri bu hafta göreceksiniz. Türk studyosunda ilk defa türkçeleştirilen avanttir film: «ALBERT PREJEAN ve DANIELLE DARRIEUX» MAURiCE CHEVALİER JEANETTE MACDONALD ŞEN DUL ve ÜSKÜDAR HÂLE SİNEMASI KIZIL G ARİ Ç A Marken Dietriş: Her gece sinema paydosunda Doğancılar, Nuhkuyusu, Bağ* larbaşma tramvay tahsis edilmiştir. Bugünden itibaren SOKAKLARDA ALTIN Matineler: 2 boçukta ve beste, tuvare 8 buçukt. Duhuliye (20) Paradi (15) kuıugtur. Bugün talebeye tenzlâtlı matine vardır. Her ver (15) kuruştur tarahndan muvaffakiyetle oynanan Zevk, neşe ve eğlenceler filmi BU İKİ MUSTESNA BUYUK FiLiM Bugünden itibaren sinemalannda emsalsiz bir muvarfakiyet kazanmaktadır Bütün matineler saat 11 de başlar varyete ile beraber mükemmel filmlere c'evam edilmektedir. Bu hafta İ P E K ELEK Şehzadebaşmda H I L A L sinemasında • Seven öldürür mü?"