CüMHURtTET 18 Eylul 1935 KUçUk i hikfiyej K ancı k UEBĞÜN BÎPFIUBA Önce, bir yorgan çıkar Millî vazifelerde fedakârlık Tarihî roman : 50 işte Türklerin kılıcmdan canmı guç termiyen bir duvardı. Gülmezdi, konuşükle kurtaran, sarayına sığındığı Macar mazdı, titremezdi, bir zerre hayat esen Kralı tarafından zindana atılan Drakül, sezdirmezdi. bahtının yar olması yüzünden gene tahDrakül onun bu durumundan son detma kavuşmuştu, en küçük bir güçlüğe uğ rece sinirleniyordu, küplere biniyordu. Sık ramadan gene Eflâk ülkesinin idaresini sık çemberleşen kolları arasında bir duvar ele almıştı. O, başından gelip geçen ağır hissizliğile, iştiha haykıran ağzının bütün vak'alara rağmen ne meşrebini değiştir hamlelerinde tüyler ürpertici bir ömişti, ne mezhebini. Gene kesip biçmek, lü soğukluğile karşılaşmak onu çikırıp yıkmak özlemini taşıyordu. Hatta leden çıkarıyordu. Arasıra ruhundakî Bükreşe gelir gelmez kazıklar hazırlan vahşet şahlanırdı, kıyasrya kadını mıştı ve Radüle hizmet eden boyarlan, hırpalardı. Fakat çimdıkten yumruğa. sübayları küme küme yakalayıp öldürtü tekmeye kadar çıkan bu eziyetler de o tunc yordu. Vaktile yirmi bin kazıklanmış a duvarda küçük bir hareket uyandırmazdamdan vücude getirdiği orman, bu yeni dı. Kadın, ne yapılsa duvarlıktan çıkmıazıklananlarla taze filizler veren bir vahşi yordu, Vilâd da kertenkele olmaktan dabahçe görünüşüne dönmüştü. Göz ve gö ha yüksek bir mevki alamıyordu. nül acıtan bir açılışla büyüyüp duruyorVoyvada onun karnını deşerek barsakYatağın içinde balmumundan y du. Keskin bir ıslık sesi gecenin karanlığılarını dökmek ve kanını avuc avuç içmek nı yırttı. İki gölge, bir kedi çevikliğile mış bir hacıyatmaz gibi oturan Yahudi Drakül, daha Belgrad zindanında iken düşüncesine de sık sık kapılmıyor değilbahçe duvarını aştı. Orada üçüncü bir ihayet ölgün bir sesle mırıldandı: çizdıği plâna sadık kalarak Fatıhle de di. Lâkin Fatıhın açık bir buyrultusunu Bütün servetim bankadadır. Ya gölge bckliyordu. Gürültü yapmaktan uyuşmak yoluna girmişti, mektub üzerine taşıyan bir kadının bir gün aranılacağını korkan. ihtiyath adımlarla, hep beraber ımda para taşımak âdetim değil. Ye mektub ve adam üzerine adam yolhyarak düşünerek o vahşi emelden çarçabuk ubüyük bahçenin ortasındaki, ışıklan sö min ederim ki üzerimde para yok. Bana Radülün ölümile boş kalan Eflâk tahtmı zaklaşıyordu. Sözün kısası Maryayı hem nük villâya doğru ilerlemiye başladılar. cıyın.. Bana kıymayın! işgal ettiğinden dolayı af diliyordu, Ma seviyordu, hem parçalamak istiyordu. Michael Lamatoviç zenginin îâfını Sırtlarında siyah birer manto vardı. Sin Düşünün, diyorlardı, yıllarca mek car krahnın mahpusu olarak yaşamak Sevgisine karşılık görse ve hele onun tasi sinsi yağan yağmur omuzbaşlarını par cesti. teblerde dirsek çürüt, kafa patlat, vücud tansa Osmanh hükümdarının kölesi sıfati şıdığına kanaat beslediği sırn öğrense bel Biz buraya para çalmak için R?1latmıştı. Gözlerinin üzerine kadar inen yıprat, sonra git Çemişgezeğe, Paluya, le ölmeği cana minnet saydığını bildiri ki hiçbir kadına göstermediği bir gönül ilyağlı şapkaları sarı ve kansız yüzlerıne medık. Seni öldürmeğe geldik. Şimdı Adıyamana sürün! Verilmiyecek memu yordu, bundan sonra en küçük bir suç iş gisile metresine bağlanacaktı. Yahud Fadaha korkunc bir mana veriyordu. Ko iraz sonra seni keseceğiz. riyet olsun. îstanbulda kalırım ve bir bak lemiyeceğini söylüyordu, andlar içiyordu. tihin bir gün hesab soracağından ürkmeVe cebinden bir kâğıd çıkararak gizli nuşmuyorlardı. Yapacaklarını cnceden Arnavudlukta sürekli bir savaşa giren yip te kadını parçalasa üzüntüden kurtukal, manav dükkânı açarım. kararlaştırmıs adamlara mahsus bir ern omita tarafından yazılmış olan idam Sonra işi alaya "döktüler. Dükkânımın Fatih, bu sığınışı hoş görmek zorunda lup rahata erecekti. Ne onu, ne bunu yaEmirhanyan adında Kayserili bir Erniyetle büyük bahçenin ortasındaki vil ıükmünü okumıya başladı. meninin Hindistanda varissiz ölerck 36 üstüne şöyle bir levha asarım: Bılmem ne kaldı, Drakülün Voyvadalığını onayla pamamak vahşi adamı çılgına çeviriyorŞişman adam kan ter içinde kalmışh. lâya doğru scssiz adımlarla ilerliyorlardı. Radül ölmese bu işi yapmazdı, gözmütehassısı manav fılân... du, enikonu uykusuz bırakıyordu. Elile yüzünü yelpazeliyor, arasıra puf milyon İngiliz lirası servet bıraktığını, dı" Düşündüm: Hükumet mektebler açı desini Eflâk tahtında tutmak için belki bu parayı kurtarmak istiyen Mari adında İşte bu sırada bir gün Bükreş sarayına Bv adamlar, öldürmeğe gidiyorlardı. uyordu. Uzun ' boylu adamın okuması bir kadının Kayseri özel aytanmıza bu yor, ta Avrupalardan mütehassıs getırti avaşa girişirdi. Lâkin onun ölmüş, Dra bir boyar geldi, bir düzüne domuzla, beş Kapısma doğru yaklaştıkları evde mem bitince, yalvaran bir sesle: yor. Yıllarca milyonlar döküyor. Sonra külün de köpekleşmiş bulunması, böyle Bari, dedi, müsaade edin de aile hususta izahat verdiğini yazmıştık. leketin en zengin adamlarından Samuel bir durumu kendine manasız gösterdi ve altı tulum yağ ve bir de tutsak getirdi* Dünkü posta ile gelen Suriye gazete kendileri için bu masraflara, zahmetlere me bir iki satırla veda edeyim. Heimoff oturuyordu. Bunu, bu Yahudigiren millete karşı borçlu olduklan vazi Draküle «peki» demek yolunu tuttu. (1) Boyar, okuyucularımızın pek iyi tanıdıkBuna üçü birden baş işaretile muva lerinde Kudüs Ermeni patrıkhanesının bir yi öldüreceklerdı. Fakat, yüzlerındeki Şimdi Kazıklı Voyvada, Türkleri ck ları posbıyık Mıhaldı; vaktile Mustafanm teblığı görülmüştür. Bu teblığe göre, feye çağınlınca kızıyorlar, isyan ediyorkonkunc manaya rağmen bu adamlar ka akat ettiler. lar! Vatan, millet gencleri bunun için şamak şartile, Eflâkta dilediğini yapı dil diye tutup ta sadırazam Mahmud Patıl sayılamazlardı. Çünkü para çalmak, Şişman Yahudi yatağından indi. Oda Emirhanyanm öldüğü iddia edilen Mad mi yetiştiriyor ve onlardan beklenen bu yordu. Bir iki ay içinde halkın anaların şanın çadırında sorguya çektirdiği ve kenev soymak gibi bir düşünceleri yok'u. nın bir köşesindeki yazı masasıntn bası ras şehri murahhasile Madras hüku mudur? dan emdiklerini burunlarından getirmişü. dine at uşağı yapacağını söyliyerek işkenBunlar, zeneinleri ortadan kaldırmak i na yıkılır gibi çöktü. Ve beş on dakıka metınden alınan mektublar mevzuubahs ceden kurtardığı adam!.. Ben, Başyazıcınız gibi sadece, öğret Herkes bu suretle eza ve ziyan görüyorçin kurulmuş, gizli bir komitaya men kadar birseyler yazdı. Sonra tekrar aya servetin aslı olmadığını bildirmektedir. du. Ne can, ne mal emniyeti vardı. GeMihal, sarayca tanılan kişizadelerdenBu tebliğ üzerine Beyrutta çıkan Az meği bilmiyoruz değil, fedakârlıktan da subdular. İdeal uğrunda çaliMyorlardı. ğa kalktı. Titrek adımlarla üç adamın ce sapasağlam yatağına girenler sabaha di. Getirdiği armağanlar arasında bir de kaçıyoruz, diyeceğım. Simdi, ihtivatlı, fakat emin adımlarla ortasına doğru ilerledi. Kısık ve boğuk tak gazetesi Suriye fevkalâde komisersağ çıkacaklarını ummuyorlardı, kâbus boylu poslu ve pek yakışıklı bir tutsak göliğine baş vurmuş, meselenin tahkikini Ben yıllarca evvel şark vilâyetlerimizkendisine doğru yaklastıkları ad?m be bir sesle: ar içinde çırpınıyorlardı. Koyunların, sı rülünce kapıcılar ve yaverler tarafından rica etmiştir. Fransa Dış Işleri Bakanlığl den birinin ücra bir köyünde Ballayan sinci kurbanları olacaktı. İşte nihayet ya Arkadaşlar, dedi, okuduğunuz i ğırların sütü, yağı, tarlaların ürünü, bah hususî muamele gördü, güleryüzle karşırım saat sonra o da yok olacaktı. Ken dam hükmünü can kulağı]e dınledım. vasıtasile Madras Fransız konsoloslu adlı genc bir Ermeni papazına rastladım. çelerın yemışı ve her şeyi Voyvadanındı. landı, Voyvadaya başkâtiblık eden adadileri gibi yoksuzluk ve ıstırab içinde >a Bıliyorum ki siz haydud değılsinız. Asıl ğundan gelen cevabda, patrikhanenin Bu adam kilisede çalışmakta, hocalık et Halk yan aç ve çıplak çalışıyordu, kaşıyan yüz milyonlarca kansız, sarı be haydud olan ben ve benim gibileri... Fa tebliği teyid edilmiş, böyle bir servatin mekte ve Ermeni cemaatinm. uya.nması zancını Draküle veriyordu. Fakat küçük mın odasına götürüldü. Mıhal orada şu sozleri söyledi: için hiç durmıyan bir gayret sarfetmeknizli kapital kurbanlarının intikamını a kat biz de acınacak bir halde değil mi hayalden ibaret olduğu bildirilmiştir. bir sızıltı çıkaran da yoktu. Çünkü bağı Voyvada efdndimizi selâmlamak Bu izahatı neşreden Irak gazeteleri, teydi. Onu sonra başka köylerde, kasalacaklardı. Evet bunlar, cephede çar yiz sanki? Para kazanmanın kolayını ranlar değil, için çekenler bile hemen ka için çoktanberi gelmek istiyordum. Bu pışan, vazife âsıkı askerlerdi. bulduksa kabahat bizim mi? Ne yapa meselenin Madrasta bırısınin para kopar balarda, vılâyet merkezlerinde de ayni zıklanıyordu. kulluk borcunu eli boş gelip te ödiyemezSırtlarında siyah mantoları, gözlerine ım? Bu dünya böyle kurulmuş eidiyor. mak için kurduğu bir dolaptan ibaret ol faaliyet humması içinde gördüm, MeşBütün Eflâkı bu biçimde sindiren Dra dim, efendımize lâyık armağan da bularutiyet sıralarında siyasî hayata girdi ve kadar çekilmiş geniş kenarlı şapkalarile, Bizi, kazanmaktan menettiler de karşı duğunu yazmaktadır. mıyordum. Böyle üzülüp dururken Macar Buna rağmen Emirhanyanm Istanbul bir gün mesleğini değıştirerck nahiye mü kül yalnız bir güçlüğü yenememişti, bir üç gölge, villâya yaklaşıyordu. mı geldik? ilinden Praşovaya bir takım Türk tutsakKapmın önüne geldiler. İçlerinden bi Siyah mantolu üç adam Yahudiyi din daki varisleri hükumetimize müracaat e dürü, bir sene sonra kaymakam oldu. bilmeceyi açamamıştı. O da adının Marya olduğunu söyliyen güzel kadınm kim lan getirildiğini duydum, hemen oyana 330 da onunla îstanbulda hukuk dipri, en uzun boylusu, Michael Lamatoviç lemiyorlardı. O, bunun farkına vardı. derek, meselenin bir de Dış îşleri Ba kanlığımız tarafındlın tahkikini rica et lomalı büyük bir kumusyoncu olarak kar olduğu meselesiydi. Zorla kendine yar gittim. İçlerinden en gencini seçip satın alcebinden bir deste anahtar çıkardı. O, Doğrudan doğruya maksadım anlattı. şılaştım. 333 te Suriyeden dönüyordum. ettiği bu kadın ne okşanmakla, ne de hır dım, buraya getirdim. Umarım ki efendivillânın içini iyi biliyordu. Vazifeleri es Herbirinize, sizi sefaletten kurta meğe ve Kızılay Kurumuna da büyüV Rozanti menzil hastanesinde bir doktor palanmakla özünü açmıyordu. Mustafa miz bu armağanımı beğenecekler ve kabir hisse ayırmağa karar vermişlerdir. nasında zorluk çekmemek için, komita racak kadar para versem? yüzbaşı gördüm ve hayrete düştüm. Bu Bey adlı bir akıncının malı olduğunu söy bul ederek beni bahtiyar edeceklerdir. nın teşkilâtı sayesinde, kalorifer borulaÜç adamdan ikisi «bu da lâf mı sanbizim Ballayandı. Ben tanıyınca: Evet, lemekten başka o kapalı özü belirtecek rını tamir bahanesile birkaç defa içeri Drakül, başkâtibin verdiği haber üzehaham gibi gülümsüyordu. ki?» der gibi omuz silktiler. Fakat bir bir iz vermiyordu. girebilmiş, her tarafı gezip öğrenebil rine, boyarı değil köleyi yanına getirtti, u Peki yavrucuğum, peki, dedi. 01 dedi, ben doktorum da... tanesi Yahudiye ümid verdi: mişti. mektense şu baş belâsı paralardan kur Misali görüyorsunuz ya, Avrupada âli Maryanın Drakülü üzen durumu, bu zun uzun gözden geçirdi ve beğendi. O Haniya paralann bankadaydı? tulmak daha rahat değil mi? Kapıyı zahmetsizce açtılar. Uzun tahsil yapmış ve iki yüksek meslek edin kırılmaz ve değişmez dilsizlıkten ibaret nun Türk oluşu zaten beğenilmesine yeYahudi ona doğru iki adım yürüdü ve Tekrar masanın başına oturdu. Bir miş, dört beş lisan bılen bir genc evvelâ değildi. O, yakalandığı günün kendini ter bir meziyetken, genc, güzel ve gürbüz boylu gölge, sol elinde tuttuğu ceb fenemasanın başmda hazırladığı kâğıdlardan kâğıd daha doldurdu. Michael, çeki dikrinin eksik ışığile yol gösteriyordu. Sağ büyük merkezlerde şaşaa ve refah arıya çamura bulıyan karanhk dakikasından oluşu Drakülün çok hoşuna gitmişti. Kenbir tanesini uzattı. Bu bir çekti. Yanın katle katlıyarak cebine koydu. Bir kol cağına, ücra köylerde kendini millete beri tunc bir duvar gibi yaşıyordu. Dra dine ihanet eden ve ummadığı bir günde ellerinde birer tabanca vardı. Ceb feneri, daki arkadaşı gözünün ucile bir baktı. korkak bir göz gibi «rtalığa titrek ışıklar tuğa kurularak derin düşüncelere daldı. vakfetmiş, yıllarca bu gaye arkasında kül, bu duvar üzerinde ancak bir kerten gözden kaybolan Demitriyos Yaksiçin Çekin üzerindeki yazı iyi okunmuyordu saçıyor, eşyaların gölgesini mubalâğal Şimdi artık sabahı bekliyorlardı. kanıyan hatırasmı bu pek yakışıklı kölekoşmuştur. Ve bu Ballayanlar bir iki, kele gibi dolaşmaktaydı. amma 10,000 den bahseden bir rakam bir şekilde duvarlara yapıştınyordu. Michael Lamatoviç, Yahudiden al beş, ondan ibaret değildi!» Evet; Vilâdla Maryanın karşılıklı du den toplıyacağı hazlarla unutmak istiyorfarkolunuyordu. Zavalhnın başı döner dığı bütün paraları mensub olduğu ko Uzun bir koridordan geçtiler. Solda(Arkast var) rumları duvarla kertenkele durumuydu. du. gibi olmuştu. Avcuna doğru sokulan bir mitaya vermek istiyordu. Hiç olmazsa ki merdivenden yukarı çıktılar. Villânın O soğuk, fakat çevik hayvan bir duvar hışırtı duydu: Kendi elinde de tıpkî ar(1) cRadol, yılda on bin, Del Şyoro bu suretle olsun bir hizmet etmeliydi. arka tarafındaydılar. Michael, elindek üzerinde nasıl dilediği gibi yürür, koşar adlı tarihçinin yazdığına göre on iki bin kadaşınınki gibi bir çek tutuyordu. Mi fenerin ışığını bir kapıya dikti. İşte bu Buna karar verdi, rahatladı. sa Vilâd da Maryanın üstünde öyle ser düka vergi vererek Eflâkta hükumet chael Lamatoviç, arkadaşlarının para rasıydı. Artık sabaha kadar sevgili Nadyasını best ve pervasız bir tasarruf gösteriyor sürüyordu. Kazaya uğrayıp öldü. Vlâd kuvvetine dayanamadıklarını anladı. Kuvvet toplamak istiyen pehlivanlar Şimdiye kadar öbürdünyaya yolladık düşünebilirdi. Onun sefaletten çökmüjş, du. Lâkin Marya, kertenkeleye ozunu da mahpesinden kaçarak Eflâk üzerin gibi birkaç saniye orada durdular. Son ları zenginlerden hiçbiri böyle bir feda sarı benizli, boyasız yüzünü görür gibi açmıyan, onun yürüyüşüne, koşuşuna kar de kanh bir yıldız gibi göründü.> ra, Michael başile bir işaret yaptı kârlığa yanaşmamıştı. (Mal canın yon oldu. Nadya on sekiz yaşındaydı, fakat Eflâk tarihi S: 179 şı kücük bir heyecan ve hatta ilgi gösTecrübe ile öğrenmişlerdi ki artık işi bu gasıdır) sözünü bir tabiat kanunu sanı etleri ihtiyar bir kadınınki kadar buru Bu yıl başanlması muhakkak görülen raddeye getirdikten sonra yavaş ve ih yordu. Fakat işte hasis bir Yahudi, ölü şuktu. Şaka değil sefalet bu.. Yalnız tiyatlı hareket etmek doğru değildi. Bir mün dehsetine dayanamamış, sayı nedir gözleri bir harikaydı sevgili Nadyanın.. ve buna göre bazı hazırhklar yapılan ya denbire kapıyı açtılar ve hemen kapının bilmiyen bir mirasyedi gibi on binlik çek Ah o gözler.. Onlan dünyaya değışe meyva ve sebze ihracı tam münasib zamanda bulunduğumuz halde maalesef yanındaki elektrik düğmesine bastılar ler dağıtıyordu. mezdi.. durmuştur. Bu işte birkaç kuvvetli hamle j Odanın orta yerindeki karyolanın için Elini yelesinin cebine attı. Orada milyapan ve epeyce de ziyanı göze alan mi' •! Michael Lamatoviç, arkadaşlarının de şişman, kıranta bir adamm bir hacı yonları temsil eden kâğıd parçasını ok teşebbisler icab eden kolayhkların bir i haline acıdı. Bu dakikaya kadar onların yatmaz gibi doğrulduğu görüldü. Kor şadı. Nadya.. Milyonlar.. Nadyanın türlü gösterilememiş olmasından ötürü kudan gözleri faltaşı gibi açılmıştı. Göz da kendi gibi birer idealci olduklarına e gözleri.. îdeal.. şimdilik yeni bir teşebbüse girişmemeğe mindi. Fakat ah bu para.. O daima herlerile, üzerine doğru saldırır gibi duran karar vermişlerdir. seyi tartan bir ölçü olmaktan kurtulamıtabancalan süzüyordu. Nefesi kesilmiş Eller yukarı! yordu. Ahlâkımızı bile vicdanımızı bile Şark demiryollarile yaş ürünlerimizi çıti, soluyordu. Üç gölgeden ikisi sağ ve Niye uğradıklarını bilmeden yerle sol başucuna gittiler. Michael karşisında tartan bir ölçü.. Arkadaşları, şüphesiz rinden fırladılar. Üçünün de elleri ha karmak için sosyetenin elinde hiç te kâfi yüz, bin, beş binle satın alınamazlardı. ve bu işe elverişli vasıta bulunmadığı halkaldı. vadaydı. İhtiyar Yahudi kıs kıs gülü Amma iste on bin rakamile onlan kay de bir kilo yaş meyva veya sebze Bsrline Zavallı şişko hâlâ kendine geleme yordu. Çek yazmak üzere masanın ba bediyordu, kaybetmişti.. mişti. Gülünecek bir haldeydi. Fakat ü < şına oturduğu zaman oraya, tehlikeü va kadar 50 kuruşa nakledilmektedir. Buna Fakat onlara uymıya mecburdu. Kar ziyetler için koydurduğu gizli zile bas mukabil trenle Berline yaş ürünler 89 adam gülmüyordu. Onlar bütün bu hal lere alışkm, lâkayd bir vaziyette etraf sı gelemezdi. Yoksa ikisi bir olur. onu mış, uşakları vasıtasile polisi haberdar günde gitmektedir ki bu yüzden pek az süzüyorlardı. Burası mükellef bir yatak keserlerdi. Yahudinin kendisine, kurnaz etmişti.. Beş on dakika içinde kurtulaca yaş ürün bu müddet dayanabilmektedir. odasıydı. Ayaklarmın altında çiğnedik ve muzaffer bir tavırla baktığını görünce ğını çok iyi bildiği için bol bol çekler sordu: Dilencinin serveti leri halı, kendi evlerinde, üzerinde yat imzalamıştı. Yoksa «mal canın yonga Bu parayı nasıl alacağız? tıklan şilteden şüphesiz çok daha yumu sıdır» sözünün bir tabiat kanunu oldu Suriye gazetelerinin yazdığına göre Bundan kolay ne var yiğitim? Sa ğunu o herkesten iyi bilirdi.. şaktı. Duvarlarda birkaç kıymetli tab! geçenlerde Beyrut Gureba hastanesinde Bisikletçilerimiz Romanya turuna bitirdikten sonra kazandıklart vardı. Bir tanesinin parasile, çocııklannın baha kadar burada otururuz. Bankalar Salih Abdülmecid adlı bir dilenci ölmüşdokuzda açılıyor. îçinizden biri gider, tahsilini temin etmek mümkündü. Evet kupalar ve hediyelerle Bükreş stadından çıkıyorlar Üç gölge, polislerin önünde kapıya tür. Diyarbekirli olan ve Osmanlı hükubu odada kendileri gibi yüzlerce sefili, ıs ötekiler burada bana nezaret eder. Pa doğru ilerliyordu. Yüzleri kin ve nefret meti zamanında Beyrutta memurluk etRomanyada 1800 kilometroluk büyük söylemektedir. Fılhakika koşucularimiz ral?n alınca kalkar, gidersiniz. tırabdan kurtaracak, hayata kavuştura doluydu. Kapıdan çıkarken arkalarına miş bulunan Salih Abdülmecid ölünce «Romanya turu» koşuşuna iştirak eden alışmadıkları şeraitle mücadele etmek cak bir kapital yatıyordu ve yüzlerce ki Fakat ben on bine razı değilim. döndüler. Kıs kıs gülen Yahudinin su İstanbuldan gelen oğlu sandığını açmış ve Türk ekibi şehrimize gelmiştir. mecburiyetinde kalmalanna rağmen hiçşinin ıstırabını dindirebilecek olan bu ka Ne istersin aslanım? ratına tükürür gibi: bir zaman 108 koşucunun iştirak ettiği bu içinden şunlar çıkmıştır: 45 aded 1886 Ekip Başkanı eski şampiyon Cavîd pital işte $u korkusundan titriyen, men Hepsini.. Nekadar paran varsa Kancık! koşularda 12 ncilikten aşağı düşmemişler senesinin ve 30 aded 1911 senesinin Mıdebur şişkonun zevki için odanın ötesin hepsini. Yoksa elimdeki tabanca ile seni Diye bağırdılar. sır tahvilâtı, 600 Mısır altını, 750 Su Cav, bu seyahatin beklenmiyen jerait al ve son merhalede birinci gelerek Bükreşe berisine serpilmi], uyuşuk bir halde ya şurada bir köpek gibi gebertirim. Yahudi sırıtıyordu. Üç gölge. nolis riye lirası, 25 Osmanh altını ve 32 par nnda, fakat bizim hesabımıza muvaffaki en evvel girmijlerdir. Bisikletçilerimui tryordu. Yahudi, cennete gideceğine emin bir lerin arasjnda kayboldu. N, ça mücevheraL yet sayılabilecek bir lonuclt basanldığını tebrik ederiz.. Başyazıcımız Yunus Nadi, bundan bir Şair Yenişehirli Avni Bey merhumun müddet evvel «Biz iyi çalışmayı bilmitorunu tuhaflardan, bir Avni Bey vardır. Bu zat, bir kış gecesi, rahmetli Musa yoruz» adlı bir makalesmde ulusun tam Süreyyanın evine misafirliğe gider. Yat kalkınması için gencliğin ve bilginliğin mak zamanı gelir; misafire bir oda gös yurdun her yerinde feragatle çalışmalan terirler. Avni soyunup yatarsa da, hava lâzım geldiğini ve bu ödevlerin kendilerinçok soğuk, üzerine örtülen yorgan da pek den ehemmiyetle beklenildığini yazıyordu. Okuyucularımızdan Karamanoğlu Ihince olduğundan, bir türlü ısınıp uyuyasan bu mevzu hakkmda bize bir mektub maz. Derken, kulağına bir ud sesi gelir. Me gönderdi. Bu sayın vatandaş makaledeğer, ev sahibi, içeriki odada, kendi ken ki fikirlere iştirak cttikten sonra diyor ki: «Şüphesiz vazifeye davet ettiğimiz bu dine ud tıngırdatıyormuş. âlimler, mütehassıslar köylümüzü, halkıAvni, hemen yataktan fırlayınca, bir koşu, ses gelen odanın kapısına vanp ses mızı nurlandırabilirler, Türk usulünü ve yolunu öğrendikten sonra iyi çalışmasını lenir. ve çalıştığını başarmasını bilir. Ancak Süreyya: noksanımız var: Fedakârlık.. Ne istiyorsun? Ne var? der Ben Kadıköyünde otururum. Birgün Sen içeride ne yapıyorsun? Akay vapurunda, oturduğum sıranın karGene Süreyya: Yeni bir peşrev var, onu çıkarıyo şısında beş altı kişi oturuyor ve konuşuşlarından yüksek mekteb mezunu oldukrum! ları anlaşılıyordu. Asabî, hiddetli, yükCevabını verince, Avni: Aman, birader! der; iptida bana sek sesle görüştüklerinden bahislerini mecburen dinliyordum. Anladım ki bu bir yorgan çıkar, peşrevi sonra!. zevatın asabiyetine, bağırıp çağırmalarına ÖTÜKÇÜ sebeb şu imiş: Tâbi olduklan vekâletler, Anadoluda hizmet etmedıkçe İstanbulda vazife verilemiyeceğini kendilerine teblığ etmiş. Yazan : M. Turhan Tan Voyvada, yalnız vahşî değildi; ruh çirkinliğinin en aşağı derecelerini taşıyan sefil bir mahluktu! Hindde kazanılan 36 milyonluk servet Meğer bir dolab ve hayalden ibaretmiş! Yaş meyva ihracı Tecimenler artık yeni teşebbüse girişmiyecekler Romanya turuna giren bisikletçilerimiz geldi