16 Eylul 1935 CUMHURfYET Dünyayı dolaştım (Bas taraft birinci sahifede) Alman gazetelerinin kanaati hududunun tahkimine devam o!un Berlin 15 (A.A.) «Voelkischer tstanbul Endüstri Birliği bu yıl çıka maktadır.» Beobacter» ve «Berliner Tageblatt» ga Duçe, elde etmis olduğu etraf'ı ma cak olan iş kanunu hakkında bir proje zetleri ltalyan kabinesinin bildiriğini çöhazırlıyormuş. Sanayiciler iş kanununun lumata istinaden, kara, deniz ve hava abiatin ahengine hayran olma» zelemekte ve son karar hakkında fikir • birçok noktalarına muarızmışlar. Birliğin kuvvetlerinin her ne taraftan gelirse g*I mak elde değildir. Düşündüm ler yürütmektedirler. Başkanı bir gazete muharririne şu cüm sin her türlü tehdıde mukavemet edecek de, yılın inkılâbı kadar mun « «Voelkischer Beobachter» diyor ki: hal ve vaziyette bulunduğunu söylemiş leleri söylüyor: tazam, nisbetli birşey yok olduğuna ka« Roma henüz Uluslar Sosyetsi konaat getirdim. 1 «Yeni iş kanunu kadınların gece tir. nuşmalarının gelişimini beklemektedir Siyasî noktai nazarına gelince, Duçe çalışmalarına mâni oluyor. Biz buna taHer mevsimin kendi hususiyetlerini o Bundan dolayı ancak azamî bir imtiyazraftar değiliz. Bazı fabrikalar işlerinin Beşler komitesinin ihdası keyfiyetinden mevsimin çiçeklerinde, meyvalannda ws dan memnun olacak görünmektedir. E imparator çalışkan bir genc talebeyi andtrıyor. Gözünde icabı kadın çalıştırmak zaruretindedirler. ve ayni zamanda M. Hoarela M. La 3 mevsime erişen insanlann haleti ruhiyevalin nutuklarından bahsetmiştir. Bu nu ğer îtalya vaktinden evvel yumuşak erinde ve âdetlerinde bulmak mümkün iri gözlükler, dudaklarında zarif ve hüzünlü bir tebessüm... Bu müesseselerin geceleri boş durmamadavranırsa kendisine verilecek imtiyaz dür. sı, memleketin endüstri sahasında sanayi tuklar, olduklarından başka türlü ola herhalde daha önemsiz olacaktır.» cilerin üzerlerine aldıkları işleri iyi bir mazlardı, zira bunun için bedihi olan bir (Fransız edibi Francis de Croissetnin Bahann parlak, ılık günlerinde açan Berliner Tageblat< şunları yazıyor: dünya gezisine dair konferansını derce şekilde başarmaları için kadın işçi çalış takım sebeb vardır ve Ingiltere ile F'?n« Italya Habesistanı istilâ etmeğe baş akasyalar, sümbüller, fulyalar, zerrinler, sanın Uluslar Sosyetesi karş.sındaki devam ediyoruz.) tırmalan zaruridir. menekşe gülleri, gelincikler, papatyalar, ziyeti malumdur. Bınaenaleyh bu nu ladığı takdirde Ingilterenin son hadde Her köşede, bugünün medeniyetile, 2 Sağlık bakımından da bu fabribu genc çağa nekadar uygundur! Canetuklar, mes'ul mehafille İtalyan milleti kadar hareket edeceğini sanmnktayız. Nuh devrinden, daha doğrusu Konfüçkalarda işçi çalıştırmanın mahzuru yok kütleleri tarafından çok büyük bir sü Bir uzlaşmaya varılmadığı takdirde In iği, taze badem, kiraz.. Bunlar da çig yüsten kalma medeniyetin, bir arada tur. Çünkii işler hafiftir. giliz hükumetinin beklenilmiyen hareket enklerile bahann bu ahengine tamamile kunla karşılanmıştır. yasadığını görürsünüz. ştirak ederler. İnsanlar da ona göre, ba3 Mesai saatlerinin bütün müesselerde bulunması ihtimal icindedir.» Bu iki âlim arasındaki tezadın, ayni Bakanlar meclisi, M. Laval tarafın arda, neş'e, hayata bağlılık, ümid, ht seler için sekiz saat olarak kabul edilmezamanda. hem çok fazla olduğu, hem de Adisababada harb hazırlığt ecan gibi duygularla bu ahengi tamamsi doğru değildir. Her müessesenin vazi dan kânunusani 1935 tarihli ltalyan birbirine karşı en az mütecaviz bulunAdisababa 15 (A.A.) M. Lava arlar. Fransız irilâfnameleri hakkında ku'lamlyetini nazarı itibara almak lâzımdır.» duğu yer, gene Pekindir. ın müdahalesi hükumet çevenlpri ve mış olan dostane tabirlerle bu itiiâfna *** Pekinde, her şeye bir durgunluk fc Yaz gelir. Bu olgun mevsimin çiçek bilhassa imparator üzerinde iyi bir etki lir. İhtilâl, harb. salgın gibi en götü haSanayicilerîn hamiyeten, vatan ve melerin teyid etmiş olduğu dostluk hak • eri de, meyvaları da gene kendi gibi tok, berler, oraya, elcnmiş olarak ulaşıhr. millet uğruna üzerlerine aldıkları işleri cındaki sözlerden dolayı memnuniyetini bırakmış, fakat muhasamanın başlama ğırbaşlı ve olgundur. Kayısı, vişne, çiDünya gürültüleri, orada, tatlı bir başarmak için, kullandıklan bu mantık zhar eylemıştir. Italya, bu dostluğu ı muhtemel tarihle şekilleri hakkında ya ek, koyu renkli erikler, armud, üzüm.. pılan tahminlerin doğurduğu bedbinliği ri güller, karanfil, sardunya.. însanlar • gevşeklik, bir yumuşaklık içinde kısı karşısında doğrusu bütün akan sular duyalnız iki memleketin menfaati namma lır. Tamamile kavidsizlik değil ama, orur. Taymis kurur, Misisipi göl, Niyaga değil ayni zamanda bir müstemîeke ihti eçirememiştir. Hava hücumlarına karşı da bir durgunluk, bir ağırlık, bazan bir na benzer bir hal.. korunmak istiyen yabancılar yer altında ra dipsiz bir kuyu olur. âfı ve yahud Uluslar Sosyetesi azası a ığınaklar yapmakta ve ailelerini ülke yorgunluk.. Bu da bir bütündür. Pekinde <gök tırmalıyan» binalar *** Son baharda, ağaclar soyunmağa başyok. Buranın modernliği harbden ön rasında çıkan bundan evvelki çok daha erine göndermektedirler. Muhtemel halayınca perişan saçlı kasımpatları, kokur Kadınların gece çalışması, bütün saceki modernlik.. Elçilikler mahallesi, vahim ahvalde kullanılmamış ve tnahı , a bombardımanlarına karşı alınan ted suz son güller, yapma gibi duran dahliyanayi memleketlerinde, sanayicilerin iti havat ve manzara itibarile, eski debdeyeti tarıf edılmemış bulunan müeyyide birler üzerine halkın. ^zulan tinel (ma Iar, bahçelerin öksüzlüğünü teselliye uğrazlarına rağmen menedilmiştir. Kadın işbeli devirlerin «Deauville> ini hatır nevî) durumu, şımd; * \vetlenmı? bu latıyor. Fakat şehrin Çinli kısmile bu;i çalıştıran müesseselerin boş durmama lerin kullanılması yüzünden haleldar ol unmaktadır. Anî bir seıerberlik ihtiya raşırlar. Buruk lezzetile kızılcık, malul, ranın arasında ne büyük tezad var! Oı, sanayıcımn kârı, fakat çalışanların masına imkân mevcud olmıyan Avrupa ı karşısında kalmmamak için süel kuv tıknaz büyükhanımları andıran kebab ». telden çıkıp arabaya bindikten birkaç bütün sıhhat ve hayatıdır. Başkasına gö teşrıki mesaisinin menfaati namına kuv etlerin toplanması tedricî bir şekilde ya kestane, mavun kaplamalı hünnab, ah m mak bir cücenin beynini hatırlatan ceviz* dakika sonra, kendimi efsane dolu bir e kadınlann gece çalışması, sağlık ba vetlendirmek arzusundadır. nlmaktadır. içi, tam da bu mevsimin meyvalandır. seyahat vapmış sanıyorum, eski devirkımmdan da mahzurlu değildir. Bu Bu itibarla Bakanlar meclisi, Italya lere, dört bin sene geriye doğru seya Kolordu Komutanı Mikael süel k'ivNeş'e kaynaklan suyunu çeken insanmantık feci değilse, gülüncdür. Fabrika nın Uluslar Sosyetesinde bulunmasrrıın hat. etlerin toplu bir şekilde bulunduğu O lar, gönüllerini, ruhlannı ve duygulanni da çalışan kadının sırtında evinin yükü, ne gibi ahvalde imkânsız bir hale geleceMısırda Luksorun muhteşem bir oda bu mevsime hemen uyduruverirler. adene hareket etmistir. şinin yükü, çocuğunun yükü vardır. Ge ğini tetkik etmişlerdir. telinden çıkıp, Ramses devrinden kalTabiat, sonbaharda bütün mevcudiyetile fflançukuo İmparatoru Pu Yi Mısırda tedbir alındı eli gündüzlü bu istismarın, geceli. günma Mısırlılarla karşılaştığınızı bir gö Bakanlar meclisi, General Debanoyu sade ve sade melâldir! zahrnete değer. Bu adamlar, muhteşem düzlü bu fasılasız sâyin sıhhî bakımdan Londra 15 (A.A.) KahireHen zönüne getirin. Ancak, Ramses mey bakanlık binaları yapmakla uğraşmı Derken, kış gelir. Ortalığı kaphyan mahzurlu olmadığını söyliyecek bir tek alkışlıyan ve selâmlıyan bir telgrafname Röyter ajansına bildirildiğine tföre, Başdanda yok. Çinin son İmparatoru, Peyorlar ve bir postane vücude getirmek, soğuk kefen, yalnız toprağı örtmekle göndermeğe karar vermişt'r. kinden iki gün ötede, Mançukuoda sürakan gazetelere şu diyevde bulunmuş kalmaz. lnsanların da, çiçeklerin de, bir yüzme havuzu kazmakla iktifa et doktor var mıdır acaba?.. gün. Şimdi oraya gideceğiz. Fransız gazeteleri korkuyorlar miyorlar. Japonlar pernsip taraftan tur: meyvalarm da varlığına nüfuz eder. * * * Başkasına göre mesai saatlerinin her değil, iş taraftan ve Hsing King mflParis 15 (A.A.) Gazeteler. İtal Kış, mezar kokan kuyu fındığının, ka> Pekinden ayrılıyoruz. Halbuki ben kemmel başarılmış bir iş! Burası o ka müessese için sekiz saat olması da doğru « Bir İtalyan Habeş harbi takdirinsize ne Sema mabedini, ne başka ma dar işle meşgul bir şehir ve o kadar ve değildir. Bu işi yaparken her müessese 3'an bildiriğinin yayılması üzerine Ce de Mısırın korunması için alınacak ted dıdi andıran kuru dalların ve bir avuc a» bedleri, ne büyük duvarı, ne Minglerin rimli bir tezgâh ki, sabahleyin gelen bir nin vaziyetini nazarı dikkate almak lâ nevrede husule gelen şaşkınlık ve heye teşin karşısında, omuzlarına çöken haya* birler hakkında Visamiral Forbe3İe amezarmı, ne Tatar mahallesindeki ne yolcu, o akşamı, şehrin bir miktar daha canı yazmaktadırlar. îtalyanm son ko tm ağırlığını acı acı düşünen bezgin in • ımdır. Bir memlekette iş kanunu çıkarramda konuşmalar olmuştur.» fis Çin evlerini, ne de aktör ve aktris sanların mevsimidir! büyüdüğü zannına düşer. en, hususî müesseselerin menfaati naza tarma çaresine başvuracağını tahmin ç yetiştirilmek üzere, yedi yaşından iti Amiral Forbes de İngiliz hükumetinin Ercümend Ekrem TALU Bir pcri masalında, yerdcn a&ac ç.ı ı itibara alınmaz.. Sekiz saat mesai bü denler çoktur. baren erkek çocukların ders gördükleri kısı gibi, burada da binalar yükscliyor. Mısırın korunmasını sağlamağa hazıı olEcho de Paris diyor ki: hayrete savan konservatuardan bah İmparatorun huzuruna kabul edil ün medenî milletlerin kabul ettiği, hatta duSunu teyid etmistir. unu azaltmağa çalıştığı bir mesai müdsedebildim! «İtalyanın Lüuslar Sosyetesile rnünamek şerefine, bu hükumet merkezinde İskenderiye (Özel) Mısır zabıLâkin işte kırk dakikadanberi si nail oldum. Ama, pek mütevazı bir sa detidir. Hususî ferdlerin yaptığı işi vata sebeti kesmesi, bir gün meselesidir. Cf (Bas tarafı birinci sahifede) zinle seyahatteyiz. On beş dakika sonra ravda. İmparatorun, bütün gencliği za î bir vazife şekline sokup işçinin iş kuv nevrede, genel düşünce bu yoldadır \e tası Habeş ltalyan ihtilâfı seb'bile herve Şarbayı göre gitmişlerdir. da Parise dönmüş bulunmamız lâzım. manında maiyetinde bulunan, onun etini, hayat kuvvetini, insanlık haklan Uluslar Sosyetesi, bir ortak relâkki rt hangi bir hâdise çıkması ihtimaline karşı *** Ancak Mançukouya davet edecek ka profesörü ve dostu olan Johnsonun, ıi hiç pahasına satın almak, İş kanunumeğe başladığımız Roma hükumehn'î tedbirler almıştır. ltalyan konsolosane?i gedar vaktimiz var. Buradan giden heyet İmparator hakkında yazdığı güzel kita ıun sadece sanayicinin menfaatıne var karşı seferberliğe teşebbüs edecektir. Bu ce ve gündüz sivil polisler tarafından Pekinde, birçok sarayların bulundu bı okumuştum. Johnson, İmparatordan dımcı bir hale getirilmesini istemek, doğKayserideki biivük mensucat fabri dehşetli bir inkisarı hayaldir.» muhafaza altındadır. ğu mahallede, içinde oturuluyor zanm hayranlıkla bahseder, fakat, bazı cum usu çok vatanî bir ıgtır. ! ka?ı bugün büyük törenle açılacaktır. Jurnal diyor ki: İngiltere Sıhhat Bakammn diyevi veren bir küçük saray var. Orta halli huriyetçi Çinlilerin, onu, daha az tak Bu vatanperverliğe canlar kurban!.. «Ya kat'î bir itilâfgirizlik ifade eden döşenmiş, içindeki kıymetli eşya kal dir ettiklerini işitmiştim. Johnsona hak Londra 15 (A.A.) Ingiliz lejyon Bu törende bulunmak üzer şehrimizden SABtHA ZEKERİYYA bir kararın yahud son haddıne kadar gödırılmış, fakat koltuklar, geridonlar, verdim. larının şenliklerinde bir söylev veren Sağ cağırılanlar dün sabah saat onu on beş lâmbalar, vazolar, bütün bu eşya, ora Bir Avrupalı gibi giyinmiş olan îm iu rapor, buhranın hatta harbin en şid türülmüş bir pazarlık teşebbüjünün kar lık Bakanı demiştir ki: geçe Haydarpasadan kalkan özel bir da bir varlığa delâlet ediyor. parator, tevazuu ve vakarile, çahşkan etli zamanında yapılmıştL Öyle sanı şısında bulunulmaktadır. Bu teşebbüs trenle Ankaraya hareket etmişlerdir. « Biz herhalde ltalyan düşmaın deÇinin son İmparatoru Şuang Tung, bir genc talebeyi andırıyor. Gözünde iri ım ki, anlavışlı ve işlere vukuflu bir belki de pek meharetle yapıİTamıştır. Özel katar dört yataklı vagondan on sekiz yaşmda iken ikinci defa tm gözlükler, ceketinin cebinden ucu gö dam olan Lord Lytton. bugün bir ra Zira, Ingilterenin muamelesındekı sert ğiliz, fakat muhakkak ki harb düsmanımürekkebdi. Davetli bulunanlar arasınyız. Harb istemediğimiz için mücadele eparator olduğu zaman, orada yaşamıs. rünen bir mürekkebli kalem, dudak >or hazırlıyacak olsa, büsbütün başka lik artmış bulunmaktadır.» . Şuang Tung, üç yaşında tahta çık larında zarif ve biraz hüzünlü bir te ürlü mütalea yürütür. dıyoruz, ve simdiki durvna bartşçı) bir da birçok saylavlar, bu arada Gensral Populaire diyor ki: mış, kovulmuş, tekrar gelmiş, bir daha bessüm... İşte onu ilk gördüğüm daki çözge bulmak için mücadeleye devam e Naci, Flih Rıfkı ile Sümer ve tş Ban Neyse, burada politikadan bahsede «Dün akşam, Cenevrede, I'alyanın tahttan indirilmiş, saravda saklı yasa kadaki hali. Nekadar itidalli, akıllı, ze ek değilim. Yalnız, sırası gelmişken kaları lstanbul şubeleri şefleri ve ili deceğiz.» mış, sonra, hayatının tehlikede oldugu ki ve cesur bir genc, ne büyük bir öyliyeyim, insan bilmeden de politika Uluslar sosyetesinden bilfiil ayrılacağı ve mizdeki büyük tecimsel ve endüi'riyel bunun belki de salı günü gerçekleşeceği Avrupa Müslümanlarının kararı nu görerek Japon elçiliğine sığınmıştı. prens. Temenni ederim ki, İmparator apıyormuş! genel olarak sanılıyordu. Herhalde, bu Cenevre 15 (A.A.) îsvıçre tel sosyefp'er direktörlerile gazeteciler buluOnun saklı yaşadığı elçilikteki iki sa Pu Yi, yakın zamanda cedlerinin sa B.akınız ne oldu? Scyahatten dönü nuyordu. lonu gezdim. Bu odalarda, bal kokulu, rayına kavuşsun ve bütün Çinde değil ümde, meslektaşlarımm suallerine ce ihtimal, soğukkanhlıkla karşılanmaktadır. graf ajansı tebliğ ediyor: kumral bir saç demetinden başka bir se bile. hiç olmazsa Kuzey Çinde hü ab olarak «insan şu sırada, dünyayı Tekmil delegasyonlar, İtalyan bildiriği Avrupa müslümanlan kongresi I^e^isşey kalmamış. küm sürsün. Pekini tamamile dağıl olaşınca, her tarafta korkunun kin u etrafında mütalealar yürütmektedirler. tan, Macarıstan ve Yuçoslavya murah Nikâh töreni 0 tarıhtenberi geçen hâdiseler ma maktan kurtaracak biricik çare budur. andırdığını, herkesin kendi hesabına Fakat işe aklı erenler, İtalyanın Llu^lar haslarını dmlemis ve kons?ren;n îtalvan Yozgad Defterdarı Bay Şerefin kızi lum. Mançuri, ergin bir devlet kurdu. muhakkak Habeş anlasmazhğına her türiü rnüdabaşkaları Sosyetesinden çekileceğini Mançuriyi bilen salâhiyetli gezgin arbden korktuğunu, fakat Bayan Muallâ ile arkadaşlanrnı?c!an Hsing King hükumet merkezi oldu ve ler, Abel Bonnardlar, Pierre Benoitlar, esabına harbi temenni ettiğini görü görmektedirler.» halede bulunmaktan imtina evlemesi muŞuang Tung, önce Puyi adile naibli Pierre Ankarada foto muhabiri Cemalin nikâh Lautyler, son zamanlarda or, herkes, herkesten nefret ediyor» vafık olacaeına karar vermistir îtalyada sükunet ğe, sonra da İmparatorluğa geçti. törerleri evvelki gün Yozgadda yapıl Saucrweinler, Çhadourneler, Cenevre emiştim. Sonra da gezdiğim yerlerde, Baldtvin • Hoare mülâkatt Roma 15 (A.A.) İstefani ajansı, * * * mıştır. nin Mançukuo meselesinde aldığı du ıeni beşeriyete ısındıran ulvî ruhlu inÇinlilerin bir hükumet tnerkezinin rumdan bir şey anlamıyorlar. 28 milyon anlara tesadüf etmeseydim, insanlar İtalyan halkının asabiyete kapılmıs ol Londra 15 (A.A.) M Rdlduinle Törende birçok halk bulunmuş ve yenasıl olacağı hakkındaki telâkkilerini Çinli imparatorluk rejimini tanıdığı akkında pek fena hislerle dönecektim duğu haberini tekzib etmektedir. Havat M. Hoare arasında Chequer;d? /apıl ni çıfti tebrık etmişlerdir. görüp anladıktan sonra, Japonların yap halde, Çenevre, Lord Lyttonun rapo iye ilâve etmiş ve misvonerlerle sör sakin ve asude bir surette devam edegel mış olan görüşme esnasında M. Van S,t Arkadaşımızı ve yeni hayat arkadaşım tıkları hükumet merkezini de görmek rundanberi inad ediyor ve somurtuyor. eri metetmistim. mektedir. tart da hazır bulunmuştur. (Arkası var) kutlularken saadetler dileriz. Konfüçyüs medeniyetile bugünkü yanyana! 7 Vatanî vazife! Avrupa endişe içinde, Romanın vereceği kararı bekliyor! Meyvalar, mevsimler, insanlar.., Pekinden, son Çin Imparatorunun sürgün olduğu Mancukuoya gidiyoruz, Hsin King şaşılacak bir yer T Dost Sovyet heyeti misafirlere gösterilişimi haysiyet kıncı hiçbir samımıyet bulunmadığını bıldığin yeceğim! dedi. ma, tramvayla dönüyordum. Çünkü her bulmağa başladım. Bir gün salona grt de tereddüdüm kalmamıştı. Annem sadece. zaman bu iyi kalbli Viktorya tarafından Babam hakkında niçin böyle duygu meği reddedınce evde dehşetli rezalet îyi seyahatler, diye cevab verdı. takib edilip durmak hoşuma gitmiyordu. koptu. Babam beni götürmeğe geldi, lâ beslıyordum? Onu pek az ve nadiren gö Babam beni kucaklayıp öptü ve çıktı Annem bu düşüncesi bana hayret ver kin yalvarmaları, tehdidleri boşa çıkmış rüyordum. Çünkü her zaman seyahattey gitti. Bu anda ona karşı içimde bir hür mişti hareketimi muvafık görmüş ve katı. Yatağıma perçinlenmiş gibi yapışmış di. Gayet iyi hatırlıyorum; daha pek kü met hissi uyandı. Bana öyle geldi kı o Lir bul etmişti. Bana kendisi için yapılacak küçük işler gördürüyordu. Ben on iki yatım; o beni kucaklayıp götürmeğe teşeb çükken onun beni sevmediğini hissetmiş kahraman gibi hareket etmişti. " Cumhuriyet „ İn edebî romanı: 46 Ayni akşam Parise gitti. O terkedil sımda serbestimi kazanmaktan mağrur büs ettikçe bağırıyordum, çığlıklarım ko tim. Bana bakışlannda tuhaf bir mana Yazan: Klod Ane Çevlrenlen F. Varal ve F. Osman ve ifade vardı. İyi adamdı. Lâkin bana memişti. Fakat karar verdiğini yapmıştı. dum. Bir gün annem: ca evi dolduruyordu. Bir Fransız olan guvernantım (mürebbi komplimanlar artık bitip tükenmek bil Dönüşte postaneye uğra da şu adSahne, Matmazel Viktorya ile bera adeta bir bebek muamelesi yapıyordu. İlk on beş gün ona hayran kalmıştim. yem) Matmazel Viktuvarla bir kenarda medi! Annem ki benimle kat'iyyen meşber sakin yaşamağa terkedilmemle ne Ne zaman annemle bana dair görüşse Sonra ansızın, bir sabah onu annemin o rese mektub var mı, bak, dedi ve elime yaşıyordum. Viktuvar kırk yaşlarında gul olmazdı, bu vaziyetten dehşetli iftiticelendi. Mürebbiyemle uzun gezintiler hep «bu küçük... Bu küçük çok zeki... dasındfc buldum. Yatağın kenarında o bir kâğıd parçası tutuşturdu. Üzerinde dindar, iyi, ve zekâsı kıt bir ihtiyar kız har ve gurur duymuştu. Daha sonra, sayapıyordum ve onu Romanın çok pis ma Bu küçük çok mütecessis...» ve saire ve turuyordu. Gece gelmişti. Odaya girdi «posterestan X . B. 167» yazılydı. Mekdı. Daha pek ufaktım, lâkin birşeyi bir lonun misafirlerle dolu olduğu bir gün, hallerine sürüklüyordum. Zavallı kız saire derdi. Beni kat'iyyen azarlamıyor ğim zaman onları rahatsız ettiğimi zan tebden dönüşte postaneden geçtim ve kâ7 defa okuyarak tamamen ezberimde tut beni oraya çağırdılar. Matmazel V ık korkuyordu, bana eve dönmemiz için yal du. Fakat hayatımızdan öyle uzaktı ki nettim. İkisi de yüksek sesle konuşup gü ğıdı gişeye uzattım. Gişenin arkasındaki ihtiyar ve gözlüklü memur beni süzdü ve mağa yeltenen hafızamla adeta bir ucu torya, bana beyaz bir elbise giydirdi, bevanyor, durmadan haç işaretleri yapıyor sanki senenın birkaç ayını bizimle bera lüşüyorlardı ve annem onun getirdığı bir lime geniş bir kemer taktı, saçlanmı ta beydim. inci gerdanlıkla oynuyordu. O sabahtan omuzlarını silkerek: «Bu bir bedbaht ve sonra beni yolumuzun üzerinde rasla ber yaşamağa gelen bir yabancıydı. radı ve salona götürdü. Misafirlere hi Belki dört seneye yakın bir zaman itibaren, babam hakkında hakaret hissin lık...» dedi. Mektub dolabmı açb ve i dığımız ilk kiliseye sokuyordu. Matma Bir defa annemle onun arasında, be çindeki zarflardan birini alarak, ters bir kendimi yalnız okumağa hasrettim. Ha kâyeler anlatmam lâzım geliyordu. Ka • den başka bir duygum kalmadı. zel Viktorya orada heyecanlannı dindır nim de şahidi olduğum, şiddetli bir sahne tırlıyorum ki ekseriya elimde bir kimya dınlar beni kucaklayıp öptüler, erkekler Lâkin hepsi bundan ibaret değil. Sa suratla bana fırlattı. Onu anneme götürmek Ü7ere dua eder ve mum yakarken geçmışti. Babam günün bırinde ansızm düm. Beni öptü ve çikolatalar verdi. kitabile uyuya kaldığım olurdu. Bu ki sualler sordular. Bu podralı kadınların öben kilısenın içinde aşağı yukarı koçar, Petersburgdan çıkagelmişti. Evde onun na annemin beni, mahiyetlerine dair hiçtabın ilk sahifesini olduğu gibi ezberle püşleri kadar bana tatsız ve fena gelen Ayni iş, muntazam fasılalarla devam miştim. Bir gün sofrada, vaftiz babam, hiçbir şey yoktu. Onlardan birisi beni ku büyük avluda tek ayak üzerinde taştan gözleri önüne yayılan nasıl bir hâdise ile bir şey söylemeden, karanlık işlerinde na etti. O bana, bu postaneden alınan mek karşılaşmıştı? Belli değil; lâkin sofrada sıl kullandığını da anlatmak istiyorum. kimyadan ne bildiğimi sordu. Kitabımın caklamak istediği zaman: «Çabuk, ça taşa zıplıyarak eğlenirdim. tublardan kat'iyyen kimseye bahsetme Aradan vakit geçti; on on bir yaşları annemin bir sözü üzerine hiddetlendi ve Artık koskocaman bir genc kız ol mek lâzım geldiğini söylemedi, fakat ben bu kısmını, bir kelime bile atlamadan buk; derdim; lâkin aman dudaklarımdan anlattım. lçindekilerden hiçbir şey anla öpmeyiniz ve tükürük bırakmayınız!» Ve na girdığım zaman annem beni ev hiz hangi sebeblerle bilmiyorum, ağır tekdir muştum. O kışı Cannes (Kan) da Kali biliyordum ki ikimiz arasında kalacak bir mamıştım, lâkin söylemeğe lüzum yok ki, bütün bu budalalar sözlerime gülmektsn metlerinde çalıştırmağa başladı. Onjn, lerile annemi payladı. O da soğuk ce fornıya bıçımi bir vıllâda geçırıyordak. sır vardır ve bu saklanacaktır. Babam obabam hakkında istihfaftan ve hor gör vablar verdı. O vakıt babam ayağa kal Sabahları şehirde bir mektebe gidiyor nun yanında olduğu zamanlar mektubu onların da bu bahse dair malumatlan sı kmlırlardı. dum. Matmazel Viktorya bana refakat cebımde ahkoyuyor ve yalmz kalınca göfırdan ibaretti. Hayranca takdirlerinin Daha sonraları, böyle bilgiç bir köpek mekten başka hissim olmadığını gayet i karak peçetesıni yere fırlattı: Ben gidiyorum ve bir daha gelmı edıyordu. Fakat öğleyın eve yalnız ba şebebi de buydu. Medıh ve senalar, gibi ötekinin berıkinin yanına çıkarılışimı, yi anladığmda, ve kendisile aramda da türüp veriyordum (Arkaaı oar)