CüMHTJRÎTET 12 Eylul 1935 En güzel aşk şiiri Madam de Tozangesin ziyafetinde İdik. Süslii tabaklar ve gümüş takımlann altmda muhteşem bir manzara alan masa; bekâr erkeklerle çevriliydi. Madam de Tozanges tam karşımda oturuyordu. Doğrusu, onu hiçbir zaman bu geceki kadar güzel bulraamıştım. Gözlerimi bir türlii kendisinden ayıramıyordum. Hakkında bir dedıkodu döndüğü doğruydu. Fakat bu, bekâr erkeklerle çokça görüşen lıerhangi bir dul kadın hakkındakı dedikodulardan ileri gitmiyordu. Davetliler arasında Pariste doğduğu halde Slav olduğunu iddia etmekten büyük bir zevk duyan Sanmofla, muazzam bir heykeli andıran banker Puisan da vardı. Banker kendisine sahte bir çek uzatılmış gibi çatık bir çehreyle etrafın dakileri süzüyordu. Madam de Tozanges bu ziyafeti geçenlerde bir edebiyat mecmuasının açtıgı şiir müsabakasında birinciliği kazanan Sanmof şerefıne veriyordu. *** lerden birini okuması rica edıldi. Saıı mof evvelâ nazlandı, fakat ricacılar arasına Madam de Tozangesin de karıştığmı görünce derhal ayağa kalktı, kalın ve tatlı bir sesle bir aşk şiiri okudu. Bitirdıği zaman kendisini çılgınca alkışladık. Madam de Tozanges: Aşk şiirleri yazmak hususunda emsalsizsiniz! dedi. *** Birden Puisanın sesi duyuldu: Dostum... Aşk şiirini tarif eder misiniz? Sanmof istihfafkârane bir tavırla bankeri yukarıdan aşağı süzdü: Aşk şiiri.. Yani öyle bir şiir ki.. Mümkün olduğu kadar kısa, ayni zamanda bir kadını teshir edecek kadar kuvvet tstanbul kadrosun İki fabrika aleyhine da kıdem zamları yapılan takibat Birçok ilk okul öğretme Biri giimrük, diğeri muafiyet kaçakçılığı yapmış nının maaşı arttı Ankara 11 (Telefonla) Bu yılın sonunda, üç yıldanberi hizmette ödevlerini iyi başardıklan anlaşılan ilk okul öğ retmenlerine kıdem zamları yapılmış v liste bugün tasdikten çıkmıştır. Bu lisl ile üç bin kadar öğretmen kıdem zamn almaktadır. Zam alan öğretmenlerdr aslî maaşlan 1600 olanlarm maaşla 1 750 ye, 1 750 olanların 2000 e, 20C olanlarm 2250 ye, 2250 olanlarm 2500 2500 olanlarm 3000e. 3000 olan ların 3500 e, 3500 olanlann 4000 e 4000 olanlarm 4500e. 4500 olanlarıı 5000 e çıkanlmıştır. Istanbul Gümrük Muhafaza teşkilâtı önemli bir gümrük kaçakçılığı peşindedir. Kaçakçılık endüstri sahasmda olmuştur. ki fabrikayı alâkadar eden bu önemli ' i kaçakçılık işi şöyledir: Avrupadan ham ipek getirten bir fabka 10 bin kiloluk bir parti malı gümriik• çıkarmıştır. Halbuki gümrük tarife n onununun 7 inci maddesine göre bu ipdaî mevad yalnız aid olduğu fabrikada ;ullanılabilir. Bu fabrika defterlerine öre ise (10) bin kiloluk iptidaî mevadlın ancak (4) bini bu fabrikada kulla/ıılmıştır. Diğer (6) bin kilonun sarfedildiği yer malum değildir. Bu ise gümrükler tarife kanununa göre kaçak muamelesi yapılması lâzım gelen bir haldir. Diğer bir vak'a da şöyledir: Gene îstanbulun büyük fabrikalarından biri dokuma uzerıne iş yapmaklaüzerine Tarihî roman ı Turhan Tan Gülü kokla, fakat göğsünde taşîma; hele akıncı göğsüne gül, hiç yaraşmaz! Istanbul kazalarındaki ilk okul öğretmenlerinden zam alanlan bildiriyorum: Puisan: Em'mönü kazası: Bedia. îsmet, Niya Yanılmıyorsam şimdiye kadar pek zi, Adalet, Hayriye, Hikmet, Zehra, çok aşk şııri yazmış olacaksınız, dedi. Bürhanettin, Ali, Makbule, Raif, Me Sanmof sahte bir tevazula: hasin, Fatma, Hikmet, Ayşe, Hüsmen, Daha doğrusu yazmaga calıştım, Ahmed, Rıza, Ulviye, Necmiye, Ha dır. Aynca bu fabrikanm boya kısmı da Güzide şair ev sahibinin sağına otur dedi. cer, Fatma, Şükriye, Fazilet. *** vardır. Bir sene faaliyetten sonra sahibmuş, fısıldar gibi, birşeyler anlatıyor; ve Fatih kazasmdan: Baha, Fatma, E leri aralannda ihtilâf çıktığından boya Yemek odasından çıkarak büyük salosözlerinin genc kadm üzerindeki tesirini Burada, bu alanda ölüm busbütun Fakat Beyin sözü uzattığını görünce dagörmek için gözlerinin içine bakıyordu. na girdığimiz zaman Puisan yeniden dibe, Şükriye, Halile, Muzaffer, Galib, kısmı diğer birine devredılmiş ve dokuma çirkinleşmişti ve her ölü, hayatian yanamadı: Raşide, Nezihe, Fatma Aliye, Nurettin, kısmı da faaliyetini tatil etmiştir. BaşkaSöylediklerine kulak veriyor, lâkin Sanmofa yaklaşmıştı: Bunlan, dedi, ben de biliyorum. Dostum! diyordu. Aşk şiiri, yani Ferdane, Münevver, Saime, Hamiyet, ına devredilen boya kısmı üç sene daha mezara parçalanarak düşmekteki göz «aşk», «kadın», «şiır» gibi kelimelerden paralayıcı ahenksizliğe bir örnek veriyor Bileğime kadın saçı saracak kadar alık ta başka birşey işitemiyordum. Sanmofa kısa fakat bir kadını teshir edecek kadar Makbule, Ahmed Naci, Ahmed Ali, çalıştınlmıştır. Bir müessese, asıl ruhsatdu. değilim. Pala kullanan bilek, ipekten gıpte ediyor, hatta onu biraz da kıskanı kuvvetli diye tarıf ettiğiniz şekil benim Melâhat. Hürriyet, Sabri, Mehmed name alanlar elinde ruhsatname verildiği Iskender Bey, küstahlaşan aczin şah kelepçeye dahi girmez, giremez. Lâkin yordum. Genc kadını teshir ettiği mu çok hoşuma gıtti. Bunu ben de bir tec Fahri, İbrahim, Fikret, Samiye, Mehmed tarihten itibaren bir sene faal çalışmazsa lanmış kudreti önünde aldığı şu acıklı büyücek bir işim var. Onu başarmak için muafiyeti kendiliğinden kalkıp o seneye hakkaktı. Madam de Tozanges abıhayat rübe etmek istıyorum. Burada ikimiz de Necati, Tevfık. durumu uzun uzun süzdukten sonra gö izin istiyorum. aid vergiler de çalışmış gibi alındığından içiyormuş gibi kendinden geçmiş, onu irticalen güzel ev sahibemize ithaf etmek İzin vermem demedim ki söyleniBakırköy kazasmdan: Şükufe, Raşid, bu fabrikanm ne devir muamelesi, ne de renleri titreten bir heyecanla başından dinliyordu. Başı omuzuna iğik, gözleri üzere birer aşk şiiri yazalım. Kendileri tolgasını çekip çıkardı, atından yere atla yorsun delikanlı. Bütün kış dılediğin yerBehiye, Ayşe, Sıdıka, Kıymet, Şerefet şlcme ve işletme usulü kanunî bulun yan kapalı idi. İkide bir dudaklarından kazananı seçs'jıler... yıp diz çöktü, duyanlan ürküten bir sesle de dolaş. Yalnız unutma ki sürüden aytin, Talib, Mahmud, Adalet, Mediha. mamıştır. **• «enfes!», «harikulâde!» gibi sözler dö haykırdı: rılan koyunu kurd kapar. Bcyoğlu kazasmdan: Ismail Kaplan, Tahkikat devam ediyor. Yakında külüyordu. Salondakilerde hayret, alkış, kahkaha Ey Ulu Tann sen biliyorsun ki Bu söz, koyunlar için söylenmiş Mustafa, Emin, Nuri, Nazif, Halise, aziyet aydmlanacaktır. Puisanın yamnda oturuyordum. Bir lar birbirini takib etti. bunları ben öldürmedim. Onlar önüme Bey. Ben akıncıyım, ne kurd tanırım, ne Rifat, Fahriye, Nimet, Doğan, Nurul Şiirlerin beşer dakika zarfında yazıl aralık başını tabağına doğru iğdiğini ve çıktılar, ölüme çanak açtılar. Suç kendi ayı. ması kabul edıldi ve iki rakib odanm kar lah, Mes'ude, Ata, Meliha, Adile, Şaağzının içinden: lerinin! Haydi öyleyse, uğurlar olsun. ziye, Rabia, Nuriye, Nusrat, Mevhibe, Bu herif susmıyacak mı? Ne yedi şılıklı köşelerıne çekildıler. Pusuyu bozan başbuğ, pusuyu kuran Karlar erimeğe başlar başlamaz başıboşPuisan hemen cebinden çıkardığı def Mehmed, Binnaz, Mehmed Münif, Leğimi bilemiyorum! diye mırıldandığını lar için acı duyuyordu, Allahına karşı luktan vazgeçmelisin, beni bulmalısın. man, Kadriye, Suad, Ahmed Hilmi, terden bir yaprak kopardı ve üzerıne bir duydum. General Kâzım Dirik ıcendinin suçsuzluğunu haykırıyordu. Delikanlı attan sıçradı, Beyin elini öpHamza Sırn. Hayretle kendisine baktım. Tam ma iki kelıme karalıyarak pencereden sokavünkü o, bir akıncı idi ve her akıncı gibi tü ve gene atlanarak dörtnala oradan ayKadıköy kazasmdan: Hüseyin Hüsnasile bir öküzü andırıyordu. Ensesı o ğa bakmağa başladı. dün Istanbula geldi ayağını ısırmak istiyen azgın bir köpe nldı, hem hayvanını sürüyor, hem alevBir müddet sonra Madam de Tozan nü, Rukiye İbrahim, Feride, Melâhat, muzlarına gömülmüş, çehresi kıpkırmızı Trakya Genel Espektörü General Kâ ğin dişlerini sökerken bile acı duyardı. li bir özlem içinde yanık yanık ulıyordu; Osman Nuri, Fatma Seniha, Naime, ges: idi. Hiddetinin Sanmofa karşı olduğu belHalbuki bu savaş böyle bir sonuc verme Kokladığım gülü yere atamam Beş dakika tamam! diye bağırdı. Melâhat, Memduha Lutfi, Sükune, Ha zım Dirık dün şehrimize gelmiştir. Kâ liydi. Fakat Sanmofun sözlerinin yarım zım Dirik Ilbaylıkta İlbay yardımcısı yip te akıncılar yenilseydi galibler hiç te Şekerli aja ben ağu katamam yati. Puisan: milyon frank kaybetse gözünü bile kırpRüknettin ve Nüfus Genel Direktörü böyle davranmıyacaklardı, ölülerin üze Uykusuz kalınm, onsuz yatamam. Evvelâ gencler, diyerek Sanmofa mıyacağı iddia olunan Puisan gibi bir aUsküdar kazasmdan: Hikmet, Yusuf, Faikle görüşmüştür. rinde sofra kurup şarab içecekler Aq kollarını kız, eşin gelıyor! damı nasıl olup ta sinirlendirdığine hayret döndü, haydı sıra sizin... îzzet, Âdil, Fatma, Ulviye, Mehmed îstanbulda Saravburnunda bir göç di, dans edeceklerdi. Türkün tarihte kaHaykırdığı şarkının gıcıklayıcı anla • « Sanmof yazdığı şiiri güzel hakeme u Rasih, Leman, Nigâr, Nezihe, Fatma men evi yapılması kararlaştırılmıştır. zandığı bir üstünlük te işte budur, ölmeediyordum. mı gözlerinde bir panorama ve dudakHaricden gelecek bütün muhacirler Şüphesiz herkes gibi Puisan da genc zattı. Madam de Tozanges şöyle bir bak Nezahet, Meziyet, Nazmiye. îamıua oır ışnna yaranyorau. wıum paBeşiktaj kazasmdan: Suad, Eşref, fturada aşılanacaK, muayene olunacaK, masıdır. kadını seviyordu ve yolunun üstıine ka tı ve bağırdı: zarından henüz çıkan yorgun genc, o Aman nekadar güzel, .harikulâde! Samiye, Şefkat, Ziynet, Fatma Bergü emizlenecek, eşyalan etüvden geçiriledınlar üzerindeki tesirini hepimizin bildiîskender Beyin, Tanrıya açtığı yürek, panoramayı seyrederken dıncleşıyor, çezar, Leylâ Girizan, Abdurrahman Na cek, sonra Trakyava gönderilecektir. ği Sanmof gibi yakışıklı ve güzel söz Bir puse hakkettiniz. Kâzım Dirik, Trakyada yapılacak akıncıların da göğsünde birer eş buldu, likleşiyor, eğerden fırlayıp kuruntuladıği Ve alkışlar arasında genc şairi öptü. fiz, Münire Raşid, Adalet, Meliha. söyliyen bir rakıb cıkması Puısanın ne§egöçmen evleri için de mübayaatta bu yiğit Türkl&rin hepsi içten gelen bir saygi kucağa düşecek kadar ateşleniyofdu* Puisan da bizimle beraber gülüyor sini kaçırmış olacaktı. Beykoz kazasmdan: Samime, Fatma lunmaktadır. ıle ölüleri selâmladı ve tutsakların toplan (Aç kollarını) derken gözünün önünde Nimet, Halil, Halim Nıhad, Ahmed, Düşüncelerimin doğru olup olmadı du. Genc kadın ona dönerek: ması ameliyesine girişildi. İşte bu sırada Maryanın beyaz omuzlarından süzülüp Romanya göçmenleri Size şimdiden bildireyim ki mağ Hayri, Sadiye, Şayeste, Kerime, Ali ğını anlamak için Puısanın kulağına iğiMustafa, başbuğun yanına yanaştı. doğan bir pamuk kucak beliriyordu ve Bir müddettenberi Romanyadan kalub oldunuz, dedi. Zaten sizin şair ola Şükrü, Mustafa, Nazmi, Şükrü, Ferid, lerek dedim ki: Bey, dedi, bir dileğim var. bu beliriş onun dudaklarında gülümsiyen bileceğinizi hatırımdan bile geçirmezdım! Müşerref, Fatma Nihal, İsmail Hakkı. fıle halinde göçmen gelişi durmuştu. O, yapılan toplama işinden gözünü iştihayı köpükler içinde bırakıyordu. Şair bu gece hakikaten harikulâde Bu, göçmenlerin mahsullerini kaldır ayırmıyarak cevab verdi: Banker ona kıvrılmış bir kâğıd uzataAdalar kazasmdan: Mukadder, Ha bir tesir yapıyor! Kendısile rekabet pek Bozasisiye iki üç bin adım uzakta bumalanndan ileri gelmişti. Mahsuller tarak: lil Fehmi, Osman Demir. Söyle delikanlı, kulağım sende! kolay olmıyacak! lunan cennet köşesine işte bu kuruntular mamile kaldırılmış olduğundan birkaç Kimbilir! dedi. Bana izin ver, biraz dolaşayım! Sarıyer kazasmdan: Kemal, Fatma Puisan kahkahalarla gülmeğe basjave bu iştiha ile ulaşmıştı. Sevgilisini gögün içinde yeni kafıleler gelmeğe baş *** Nereye gideceksin? Bedia, îffet, Mes'ud, Nadir, Masum. dı. Sanmof sözünü kesti. Herkes bankeıe rür görmez iğilmeği, fıdandan gül kopaMadam de Tozanges gittikçe büyü Onu sormayın, söyliyemem. Tut ki Yalova kazasmdan: Mehmed, Mü hyacaktır. dönmüştü. Ev sahıbesi kızardı, yavaş, rır gibi onu çekip kucağına yükseltmeği, yen gözlerle kâğıdı okudu. Gülümsemeğe zeyyen, Şevket, Hasan Ferid, İsmail, havalandım, biraz oyalanmak istiyorum. fakat ciddî bir sesle: kana kana ve yana yana kokladıktan sonKÜLTÜR İŞLERl Îskender Bey gülümsedi: çalışarak bankere: Ekrem, Münevver. Ne oluyor? diye sordu ra rüzgârlann okuduğu ninnilcr arasında Bu sözlerinizde samimî misiniz? Seni havalandıran terkide gezdirPuisan: Çalalca kazasmdan: Mediha, Halid Robert Kolejin yeni müdürü uzun bir aşk rüyası yaşamayı tasarlıyordiğin Laybahlı kız olsa gerek. Genc dostumuz, o kadar tuhaf bir diye sordu. llhami, Hayriye, Muhibe, Muzaffer du. Savaş yorgunluğu, genc damarların Robert Kolejin yeni direktörü Puisan: Ve birden ciddileşti: nükte yaptılar ki... diye beni gösterdi ve Şükriye, îsmail Zühtü, Leman, Neri Walter Wright dün sabahki Semplon taşıdığı coşkunluk hep bu rüya içinde e Tamamen! dedi. Mükâfatı bana man, Halil Ziyaettin, Ahmed Pertev, Kadına inan olmaz delikanlı. Busakin bir tavırla bardağı dudaklarına göriyecek, durgunlaşacaktı. ekspresile Paristen Istanbula gelmiştir. verecek mısınız? türdü. Ali, Hikmet, Naim, Nail Zühtü, Fat Profesör bundan evvel Amerikada Pri gün okşıyan kadın, yarın ısırır. Sen daha Kayaya kadar olan yolu kartallan im Yani kazandım mı demek istiyor ma, Raika, Mükerrem, Ayşe Ismet, Nutoysun, beyaz bir derinin altında ne kara îzahat istiyen bütün gözler bana çevnectown Üniversitesinin dırektörlüğünü yürekler saklandığını bilmezsin, görünü rendireçek bir hızla aşmıştı, yürek tası sunuz? Evet! rilmişti. Kıpkırmızı kesildiğimi hissediman, Fatma, Selim, Mustafa Rahmi, yapmıştır. şe kapılırsın. Onun için öğüdümü iyi din içinde sunulacak aşk yer^ni beklediğine Herkes hayret içinde idi. yordum. Birşeyler bulup söylemek istyor, Süheylâ. le: Gülü kokla, fakat göğsünde taşıma. inan beslediği güvercinin günlük yuvası Okuyunuz! Okuyunuz! sesleri fakat bir türlü muvaffak olamıyordum. Karlal kazasmdan: Yusuf, İlyas, Sa Yaş meyvacıların mütaleaları Hele akıncı göğsüne gül, hiç yaraşmaz. belirince gözlerini kapamıştı, biraz sonra Madam de Tozanges istihfafkârane yükseldi. biha, Demir, Hasan Basri, Meliha, Dün öğleden sonra Türkofiste yaş Bizim eşimiz kılıc, yoldaşımız attır. Av başlıyacak rüyanın plânını çizmek isriMadam de Tozanees kâğıdı göğsüne bir bakışla beni süzdukten sonra gene şaMürzade, Mediha, Ahmed Lutfi, Kad meyva ve sebze ihracatı yapan tecimenratı düşte görür gibi görmeliyiz ve... u yordu. Atm kayaya vardığını sezer sezsaklıyarak protesto etti: ire döndü ve sordu: riye, Fatma Neriman, Fuad. mez gözlerine kızıl bir iştiyak işliyen a i Okunamaz! lerle ilgili işyarlar bir toplantı yapmış nutmalıyız. Sonra? Silivri kazasmdan: Hayriye, Şevkiye, *** Mustafa, savaş sonundanberi gözbe levli bir heyecanla haykırdı: lardır. îçtimada yaş sebze ve meyva ihŞair gözlerini genc kadına çevirerek Bürhan, Naci, Mehmed Sıtkı, Adnan, İşte geldım Meryem, ölmedim, gelGeceyansı Madam de Tozangesin ebeklerinde oynamağa başlıyan Maryanın devam etti: Mustafa, Hikmet, Huriye, Mustafa Av racatı etrafında Ekonomi Bakanlığınm dim. vinden'çıktığımız zaman Puisan beni oÎskender Bey tarafından anılması üzerine Fontenellein aşkından behsediyordüşünceleri tecimenlere bildirilmiş ve ni. tomobilıle evime kadar götürmek istedı, kıpkırmızı kesilmişti, önüne bakıyordu. (Arhası var) dum, değil mi? Fontenelle masaya doğŞile kazasmdan: Necib, Sadık, Mes mütalealan alınmıştır. Mütalealar Bakabul ettim. Yalnız kalınca ilk işim kenru giderken farkında olmadan Madam rure, Nazım, Sabahat. kanlığa bildirilecektir. Helvetiusün önünden geçti. Madam der disine saatlerdenberi halline çalıştığım Uluslar Kurumu bu çetin davayı halledebilecek mî hal şikâyetçi bir tavırla: «Sizin nazik muammayı sormak oldu: Nasıl bir aşk şiiri yazdınız ki genc raporlar hazırlanırken Sinyor Mussolini* (Başmakaleden devam) komplimanlarınıza ne derece ehemmiyet kadını okur okumaz teshir etti? demek olan bu jnüşterek idareyi, baka nin sabrının tükenmesi ihtimali çoktur* Vereceğimi görüyorsunuz ya; önümden Banker biran bana baktı, sonra bir ım, Italya veya îngiltere kabul edecekler «Demir tavında dövülür» sözünün elbetgeçiyorsunuz da kafanızı kaldırıp yüzü kahkaha atarak: te italyancada da bir mukabili vardır. rne bile bakmıyorsunuz!» dedi. Fontemi: Siz daha çok gencsiniz! dedi, hanelle: «Oh! Madam, diye mukabele etUluslar Kurumu, kendini ve barışı îtalyanlar da bu tavı kaçırmak fikrinde ti, eğer size bakmış olsaydım, önünüzden tırınızı kırmıyacağım. Ne mi yazdım? kurtarmak için işi uzatmakta fayda görü değillerdir. Zaman, Uluslar Kurumile İngilterenin yardımcısı ise de Italyanm geçip gitmek kuvvetini kendimde bulamı Bankama Madam de Tozangesin emrine yor: Ingilterenin de hiç acelesi yoktur; değildir. Bu itibarla, iş uzadıkça, bunüç yüz bin frank verilmesi için bir çek!.. yacaktım.» fakat, Eritre ve Somaliye 200,000 asker ençok İtalya zarar görecektir. IngilEtraftan takdirkâr sesler yükseldi ve înqilizceden çeviren: yığmış olan Italyanm menfaati, bu işin lan ; terenin, deniz ve hava kuvvetlerini Akbu aralık genc şairden son yazdığı s ir NEZAHAT M. EĞİLMEZ biran evvel bitirılmesındedır. Habeşısdeniz havzasına topladıktan ve Italyanm tanda yağmur mevsimi kısmen bitmiş ve hava hücumlarına karşı tedbirler aldıktan kısmen de bitmek üzeredir. îtalyan orduIzmirde üzümlerimize gene suikasd yapılıyor sonra, sesini daha yükselteceği de musu, eylul sonunda ve birinciteşrinde harelemeler yaptırmış ve fiat istikran üze(Baş tarafı 1 inci sahifede) hakkaktır. kâta başlamazsa, Habeşistanda savaşa racak olan bu harekete karşı tedbirlfr rine mahsullerimize karşı taleb ve iti .Bütün bunları düşünerek Sinyor Mumadın arttığını kat'î surette tesbit etalmıştır. müsaid olan mevsim geçer ve tekrar ayssolininin, bu güz mevsiminden istifadeye Ancak Izmir üzüm piyasasım büyük mistir. larca beklemek lâzım gelir. O sıcak ve Diğer taraftan yeni teskil olurran kukalkışması ihtimali hayli kuvvetlıdir. Belbir alâka ve hassasiyetle adım adım teshastahklı memleketlerde büyük bir İtal ki de, bazı Fransız yazıcılarının tavsiye bit eden Ekonomi Bakanlığı bu tedbir rum da yakında İzmir pivasasından ü yan ordusunun beklemesi demek, harb ettikleri gibi, Şanghay ve Şako mesel»1?leri de kâfi görmiyerek bu kabil tacir zum satın almağa baslıyacaktır. lere son bir ıhtarda bulunmağa karar Bu teşekkülün müdürlüğüne tayin eheyecamnın sönmesi, kuvvei maneviyenin rini örnek tutarak, harb ilân etmeden verdi. Bakanlık bu ihtara rağmen aşağı dilen İç Ticaret Umum Müdürü İsmail kmlması demektir. İtalyan ulusu da, böy Habeşistanı istilâya kalkışacaktır. fiatle mal teklif edenlerin adlarını ka Hakkı mubayaata girişmek üzere bu le bir siyasal gerginlik içinde, büyük Hulâsa, bir haftalık çalışmasına bara bir liste halinde teshir edecektir. Dış günlerde İzmire hareket edecektir. masraflar ederek aylar ve aylar bekliye kınca, Uluslar Kurumundan bu işi kesi piyasalardan gelen tekliflerin azaldığı Yeni teşekkülün piyasaya müdaha hakkındaki şayia da kat'î surette yalan lesıne kadar fazla mal çıkarılıp fiat sutirip atması beklenemez; işin uzayıp gitr'ârtal mmtakasmda evvelki gün ciKan orman yangını jandarmalârın ve mez. lanmaktadır. kutuna meydan verılmemesi de alınan köylülerın çalısmaları netıcesınde söndurulmuştur. Tahkikata mesine ise Italyanm tahammülü yoktur. Uluslar Kurumunda parlak söylevler başlanmıştır. Bakanhk, bütün dış piyasalarda ince tedbirlerle temın edilmiştır. ABİDİN DAVER Resmimiz yüksek bir tepeden alınmıştır ve orman yangıruıu göstermektedir. verilir. çiftc çifte komiteler toplanır, uzua lü. Göçmen işleri Kartaldaki orman yanglnî sö