9 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5

9 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 5
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

1935 CUMHURÎYET Yolculuk notları Biz bize Zengin olmak Biz fakir bir milletiz. Bin Türk alınsa, cebleri karıştırılsa dokuz yüz dok san dokuzunda metelik bulunamaz, bir tanesinin de belki beş on kuruşu var kşamları, bir çoğumuz, yorgun dır ki, buna da zengin diyebilmek için argın evlerimize dönünce, fen • ancak geri kalan 999 türkün delik ve Bilmem ki herkesçe bilinen bazı sev '• meteliksiz ceblere malik olduklarını nin en büyük bir harikası olan leri tekrarlamakta fayda var mıdır? Ne hesaba katmak lâzımdır. radyomuzun karşısına geçiyor, bir düğde olsa ben bunları gözönüne koyma.yı Züğürt yaşamağa o kadar ahşmışız meyi çeviriyor ve dünyanın öbür ucunda, lüzumsuz görmüyorum. Belçika arazi ki, üstüne başına biraz çeki düzen neşe veya heyecan saçan bir insan, ya • itibarile Avrupanın küçücük bir parçası vermiş olanlarımıza içeriliyoruz, kızı hud ki bir musiki sesile ruhumuzu tatmin yoruz. Birimiz bir otomobil alsa, ma sayılabilir. Topu, topu 305,000 kilom'etro ediyoruz. hallenin dedikodusu otomobil eskiyin murabbaı bir yerdir. Bu sahada Bazan bu ses, ruhu okşamaktan fariğ cive kadar sürüyor. Bir başkası şev 7,700,000 nüfus dartıkış yaşıyor. oluyor. Bulduğumuz istasyon susuyor, tana uyup bir apartıman yaptırsa adı Antropolojia ilmi noktasından Belçiprogramına ya fasıla vermiş, ya da onu dıllere destan oluyor, adamcağızda kada birbirinden ayrı iki tip insana rasbitirmiş bulunuyor. O zaman, gecenin elâleme görünecek cesaret kalmıyor. lanır. Adet, karakter, dil, itikad itiba tfesıbıryerdelerin ton çekilen reâimleri sükun ve azameti içinde bir takım cazarBu, neden böyle oluyor? Biz budala, rile de iki içtimaî fark göze çarpar. BelBundan bir müd kıskanç, garazkâr insanlar değiliz. O tılar, fırtınada kamçılanan gemi ipleriçikanın şimal kısmında Flâman veya halde bu hislerimizi nasıl anlatabiliriz? det evvel Kanadada j ninki gibi dehşet verici ötüşler duyuyo Cermen tipi galibdir. Ben uzun zaman düşündüm, taşın Ontario civanndak ] ruz. Umumî nüfusun yarısından zhadesı dım; çok manalı ve çok geniş sebeblerbir çiftlikte soy adla Bunlar, kimbilir hangi açık denizde Flâmandır. Cenubda ise Walon tipierij den ileri gelen bu ruhî haletin derinli rı Dionne olan biı bocalıyan bir teknenin, karadakilere gön' ğindeki hakikati, tek hakikati sezer giekseriyeti teşkil eder. j derdiği bir selâm, bir peyam ve belki de bi oldum. Fakat «olmaz, bunu yazamaz karı kocanın bir baBelçikada üç dil konuşulur: Fransız bir istimdad işaretidir? sın, sonra mahvoluruz> dediler; bana tmda beş kız çocuğu ca, walonca, almanca. Fransızca mem Alberin yuvarlamp mâni oldular. dünyaya getirdik Fakat, kulaklarımıza munis gelmiyen, leketin her tarafına yayılmıştır. Yalnız öldüğü kayalık bize, beklediğimiz hazzı temin etmiyen Bilmem haklı mıydılar, yazmak sa lerini yazmıştık. BeFlâman mıntakasında büyük şehirlerde bert) geçen yıl şubatın on yedinci gühıhten doğru değil miydi? bu sesleri işitmemek için, derhal radyoyu • şi bir yerde çocukfransızca Flârnan dilinin yanında yaşı nü uçup parçalandı. Bilmiyorum . kapatıyoruz. ların beşi de bugü.ı yor, fakat köy ve kasabalarda frans.zca Bir gün kongre arkadaşlarımızla bu Niçin? Yalnız şunu söyliyebilirim ki, bizim sıhhatte olarak on konuşan parmakla gösterilecek kadar yeri gidip gördük. Aman ne korkunc bu acınacak hale gelişimizin, bu zihni beş aylarını bitirip Telsiz dalgaları mademki bundan azdır. (Namur), (Liege) eyaletleiir.de kajalıklar! Krahn cesedini buldukları veti takınışımızın en büyük sebebi beş böyle, bütün dünyadaki sesleri taştyabi(\valon) ca konuşuyorlar. (Liege) eya yere mermerden bir haç yapmışlar, tir on altıncı aylarına on senedenberi ortadan kalkmıştır. lıyor; ne olur, biran için rapsodileri, opeletinin şimalişarkî taraflarında aLnan mermer levha üzerine de Krahn ısmini basmışlardır. Çocuk Artık «dünya varmış, ya ki yok olmuş ralan, tangoları, monoloğları, borsa haca galibdir. ve feci akıbetini hakketmişler, altına ne umurun!» dediğimiz devirler geç lar doğduktan iki berlerini sustursak ve tehlikede olan, Belçikada dört muhtelif dine mensıb da şunu yazmışlar: miştir; hem de çoktan geçmiştir. Artık gün sonra nakledil • gurbette bulunan, ıstırab çeken kardeşleinsanlar var. Başta katolikler gelir, soncVous qui passez venez â lui! Car il omşumuzun tavuğu bize kaz veya hin dıkleri hastane pavirimiıin seslerıne kulak versek! ra tncile tâbi protestanlar, ondan son console, car il pardonne.> di görünmemelidir. Zengin olmayı bir yonunda büyütül Çinde acından ölen çocukların, Flora Anglikanlar, sonra Yahudiler. Arkadaşlardan miralay (Delfose) kı garabet, bir bezirgânhk saymamalıyız mektedirler. Bu ted ridada suya boğulan insanların, Bahri • Başka ,başka din ve mezheblere tcbi sa bir nutuk söyledi. Bir dakika sustuk. e düşünmeliyiz ki, medeniyet âleminde bir, bunlardan maamuhitin ortasında kaybolan hava pilo başka başka ırklara mensub ve başka Kadın azalar yollarda topladıkları dağ bir adım ileri atabilmek için milyon da diğer beş çocutunun, yann Afrika çöllerinde can ve ara ve milyonlara muhtacız. Bu itibarbaşka dillerle konuşan bu millçtin ef çiçeklerinden yaptıkları çelengi mer ğa daha sahib Doin Dionne ailesi beşibiryerdeîer haric evvelce dünyaya recek beyaz, siyah insanların feryad ve la memleketimize bir liracık sokabilen radımn ne büyük bir sevgi ile menıle mer levhanın üstüne koydular. Yclu bir Türk, elini öpeceğimiz bir adam de ne ailesinin beşi bir gelen diğer beş çocuklarile beraber figanları daha mı az önemli? kete bağlı olduklarını görüp te r^a^ma muza devam ettik. Biz hüzün içinde o mektir. yerdelere lâyiki veçhile özen (itina) gös gözlerini fazla ziyadan muhafaza etmek Insanlık neden bu derece hotkâm olmak kabil değildir. Öyleya insanları radan ayrıhrken, uzaklardan kulagımıYalnız söylediğime dikkat ediniz: teremiyecekleri dolayısile almmıştır. Beşi için tedbir alırken çektiğim müşkülâtı bir du? vatana bağlıyan an'ane birliği, ırk birza tatlı sesler gelmeğe başladı. Genc Memleketimize sokan diyorum. Mem bir yerdelere orada hususî dadılar bak yana bırakalım, bana doğduklan günden Bu huyundan vazgeçip, biraz da etraliği, dil birliğidir, derler. Burada bun Belçika askerleri türkü söyliyerek ta eketimizi soyan demedim. maktadır ve bu dadılara onları doğur itfbaren sabah uykusunu haram ettiler. fındaki ıstıraba kulak verse, acaba o zalann hiçbiri yoktur. O halde bu ınsan limden kışlalarına dönüyorlardı. N. tan doktor Dafoe nezaret etmektedir. Haftanın muayyen günlerinde 6,30 da man, herkesin pesinden koşup ta irişemeFrenklerin bir tabiri vardır, <koyunları böyle bir vücud gibi Belçikaya bağKızlara Jvonne, Annette, Cecile, E hastane paviyonunda bulunmak mecbu diği umumî ahenk, uhuvvet ve barış dalıyan nedir? Hürriyet ve istiklâllerini lanmıza dönelim!» derler. Biz de bahECNEB/ MEHAFU.DE melie ve Marie isimleri konmuştur. Bu riyetindeyim. Çünkü haspalar o zaman ha kolay husule gelmez mi? kazanmak için yıllarca yaptıklan sa simize dönelim. gün her biri aşağı yukarı onar kilo gel banyolarını alıyorlar ve giyiniyorlar. TaNe olur, bir de bunu denesek?! vaş! Bütün halkın iç ve dış işlerde aıilBrükselin komünlerile beraber 350,000 Kahire elçimiz geldi mkte iseler de en ağırları Jvonnedir. Has biatile o durumları tesbit etmek lâzım Ercîimmnd Ekrem TALU lî bir politikaya candan bağlı oluşlan nüfusu vardır. Caddeleri, yolları geniş Kahire elçimiz Tahir Lutfi dün mezu tane paviyonuna geldikleri zamandan iti olduğu için erken erken oraya taşmmak dır. ve muntazamdır. Her yanı elektrıkls nen sehrimize gelmıştir. baren her gün binlerce meraklı beşi bir icab ediyor. Fakat doğrusunu söylenıek (Ernest Renan) ın ölmek bilmiyen şu donanmıştır. Telefon sudan ucuzdur. yerdeleri ziyaret etmektedir. Bugüne ka lâzım gelirse bu beşi bir yerdelerin resOtobüsle gelen gezginler satırları bu fikri bize ne güzel anlatır: Medenî ihtiyacların hepsi mükemmel mini satarak pek çok para kazandım. (Baştarafı / inci aahifedt) Avusturyada Tram Zulkin adındakı dar ziyaretçilerin sayısı azalmak şöyle «Bir millet bir ruhtur, lâhutî bir dir. Otelleri, lokantalan, kazinoları her dursun her an artmaktadır. Çünkü merakhları günden güne artıyor. gm İzmire girdıği; ikincisi, hilâlin v« ir firmaya aid büyük ve üstü açık bir prensiptir. Bu ruhu hakikatte bir olın keseye elverişlidir. Tiyatroları, pi.rkla*** Türk ordusunun îzmire döndüğü gün. Beşi bir yerdelerin sıhhatlerini, iyi bütobüsle îstanbula 12 gezgin gelmiştir. iki şey teşkil eder: Biri ecdaddan ka rı, konser salonları çok şıktır. yümelerini, eğlencelerini temin için her Fakat Anglo Sakson kamoyu (efkîn On sene evveı turaKtıgım rsruKsei Baykuş ruhlu Venizelosun, Türkler, lan müşterek miras ve hatıralar, dığeıi izmır hırıstıvanıannı Kesecemer, bunun" muhtelif memleketlere uğradıktan sonra türlu tedabîr alındıgı gıbi, bunların reşimdı çok büyümüş, genişlemiş, yeni beraber ömür gc^'rmek, elbirliğıle o Mmlerinm çılfarılması inhisarı da Fred şi bir yerdelere rakib olarak dünyaya ge için bir bevanname nesrederek müslümahalleler meydana gelmiş. Bılhassa ekiz günde sehrimize gelmiştir. mirası yükseltmek emeli.» Davis isminde bir fotoğrafçıya verilmiş len dördü bir yerdelerle meşguldür. manları ayaklandırıyorlar, diye uydurİstanbula otobüsle ilk defa gezgin gelşark ciheti Ellinciyıl bulvarına doğru îngiliz müstemlekelerinde Yeni Z e duğu bir yalan üzerine Izmir, KlemanBelçikaya gidince (Bruxellcs) i, (\ntir. Mister Fred haftanın muayyen günvers) i, (Gand) ı, (Bruges) i, (Ostand)ı. almış yürümuş! Brükselde en çok fran mektedir. Edirne Istanbul yolu asfalt lerinde gelip beşibir yerdelerin bazan bir lânda adasında Dunedin hastanesinde bir so Loid Corç Vilson saçavağımn bir (Liege) i mutlak görmek lâzımdır. Za sızca konuşuluyor. Halkın avam kısmı olarak yapılırsa bu şekilde hergün bin arada. bazan ayrı ayrı fotoğraflarını çek kadın bir batında dört çocuk dünyaya ge emrile Yunan ordusuna işgal ettirilmi}, ten bunların hepsi bir haftada pek koaralarında Flâman dilini söylüyorlar. erce gezgin geleceği tahmin edilmekte mektedir. Beşi bir yerdelerin bu suıetle tirmiştir. Bunlardan biri erkek, diğer ücü sonra da Sevr paçavrasile Türkiyeden ayrılmak istenmişti. lay ziyaret edilebilir. Şimendıferler, o Sokakları çok bakımlı. Nereye baksa ir. şimdiye kadar binden fazla resimleri a kızdır. Çocukların her biri 2 buçuk kilo 15 mavıs 1919 günü baslıyan bu fa nız gönüle ferah veren bir temizlik vs ile bir buçuk kilo arasında ağırlıktadır. tokarlar memleketin her yanına vızır, cıa, bir anayı yavrusundan, bir yüreği intizam var. Memnu mıntakada iki Ameri lınmıştır. Doğmaları saat altıda başlamış ve 10 buvızır işler. Bu şehirlere gidildıkten Mister Fred gazetecilere verdiği di çukta bitmistir. Hepsi de sıhhatli olarak vücudünden avırmaktan daha zalima Brükselde Şehremaneti binası gcrülsonra Belçikayı tanımış değilse bilc, kalı yakalandı ne bir şeydi. Giridlinin alçakça yalanı, yevde şöyle diyor: yaşamaktadırlar. Bu vak'a beşi bir yeıde saçayağının karakusî emri, paçavranın görmüş olursunuz. Belçikada insanı sık meğe değer bir küçük saraydır. Zaten Gebze (Özel) İstanbuldan Kayseri Beşi bir yerdelerin fotoğraflarının lerin pabucunu dama attırdı denemezse haksız hükmü, emperyalizmin zalim mıyan bir hal vardır. O da tabiat o ha o binanın temizliğini, sadeliğini, zen e oto ile giden Amerika tebaasından valiye karşı çok cömerd davranmış. ginliğini gördükten sonra orada çah jsküdar Kız Kolleji öğretmenlerinden allınmasınm alelâde resim çekilmesi gibi de her halde kıymetlerini biraz dü«ür borusu, Türkün ilâhî hamlesi karşısında. uzun müddet ötmedi Plâj mı istiyorsunuz? 60 kilometroluk şanların bilgi ve zevkinin eseri olan Matmazel Lukalsle Kayseri Amerikan kolay olduğunu zannetmeyin. Çocukların müştür 26 ağustos 1922 sabahı Afyon dağla gözün alabildiğine altm kum sahüler Brükselin güzelliğine, temizliğine insan mektebi direktörü Nilson memnu mınrında kopan kasırganın 30 ağustos güvar. Nehir kıyılarında dolaşmaktan mı hiç şaşmıyor. akaya girdiklerinden yakalanıp hak nü Datlıvan yıldırımları Anadolunun hoşlamrsınız? Ağaclıklı dümdüz asfait SELİM SIRRI TARCAN erine verildiler. Bunlardan birkaç gün üstüne çöken kâbus bulutlarını temizyollar (Meuse), (Semois), (Lesse), :onra bir şahıs daha tutuldu. ledi; Türk süngü ve kılıclarının, şim (Ambleve) kıyılarında size en şaıran? seklerin bile gözünü kamaştıran parıltıİstanbuldan Anadoluya ve mütekabi Bergama hastanesi herkcsi manzaralar gösterir. Ormanlarda mı ları arasında, 9 eylul 1922 günü. Kadife en Anadoludan memleketlerine seya memnun ediyor gezmek istersiniz? Ardıç, meşe, kalenin üstünde yeni bir hilâl doğdu. at eden ecnebiler memnu mıntakayı Bergama urayının çok temiz ve müğaclarınm gölgelerinde yılankavi ke İşte bugün, o kurtarıcı hilâlin doğ ilmediklerinden sık, sık yakalanmakçi yollarında gece gündüz yapayalr.ız kemmel bulunan hastanesinde babam duğu gündür. a ve füzuli olarak makamatı meşgul dolaşabilirsiniz. Dağcılığa mı merakınız Ahmede karşı gösterilen ilgiden ve hasGüzel İzmir, Türk îzmir, kurtuluş îtmektedirler. Bunların hepsinde vize var? (Liege) e giden trene atlaym İki tanede gördüğüm intizamdan çok membayramın kutlu olsun! dilmiş muntazam pasaportlar bu üç saat sonra (Beez) de inin, (Meuse) nun oldum. unmaktadır. Lehistanda seçim kıyılarında on dakika kadar yürüyün Bu müesseseyi yaşatan Bergama Şarİlçe zabıta âmirliği tarafından Tuzla (Marches les Dames) e gelirsiniz. Sol bayı Bay Nafizle doktor îhsan nekadar Varşova 8 (A.A.) Diyet kurulu tarafınız, artık yalçın kayalardır. Ba öğünseler yeridir. Şükranlarımın gazete e Hereke şoseleri, başında geçilmesi seçimi bugün yapılacaktır. 104 dairede şınızı kaldırmayın, gözleriniz kararır. niz yoluyla bildirilmesini rica ederim.. müsaid olan bir noktaya birer tahta lev208 saylav seçilecektir. Seçim saat 9 dan İnsanlar galiba kedileri taklide baçladılar. Kanadada Kebek ia konduğu takdirde bu mesele kendıSomada öğretmen İşte bu kayaların tepesinden Belçika 21 e kadar sürecektir. Seçim mücadelesi iğinden halledilmiş olacaktır. şehrinde dünyaya gelen beş »evimli kedi yavrusu A. ALTINER lıların çok sevdiği Kral Birinci tam bir sükun içinde geçmiştir. Yurd ve ruh birliği Beşizler 16 şar aylık oldular Belçikalıları birbirine bağlıyan hürriyet ve istiklâl uğrunda yaptıkları savaştır! Kanadadaki beşibiryerde çocuklara karşı bütün dünyada gösterilen alâka hergün biraz daha artıyor Biraz da bunları dinlesek! IBUGIJN DEBUJ İzmirin bayramı Yazan: Klod An© " Cumhuriyet „ in edebî romanı: 39 Çevirenler: F. Varal ve F. Osman Genc kızın karışık cevablarından ko bir iç çekmesi işitir gibi oldu. Hiç kımılparabildiği malumat kırpıntılarını bir a damadı. Aryanın bütün vücudü, boşuna raya toplıyarak ve başlanndan Kınmda önüne geçmeğe çahştığı küçük, sinirli hageçen bir sahneyi hatırlıyarak, Konstan reketlerle titriyordu. Koastantin, tahamtin Aryanın ondan saklamak istediği sırn mül edilemiyecek kadar, kalbinin sıkıldıkeşfe çalışıyordu. İçinde paranın rol oy ğını hissetti. Geceleri geçen bu vak'alarnadığı muammah ve karanlık bir mesele dan herşeyden fazla korkuyordu. Aryanın küstah gözleri ile alayh dudaklarını sezer gibi oluyordu. Ve bir akşam birdenbire hakikati öğ görmediği, sade yanında bu genc vücurendi. Aryan gündüzün o kadar susmuş, dün tazeliğini duydugu vakit kendisini tao kadar hasmane bir vaziyet almış ve o mamen kuvvetsiz hisseder ve bütün alçakkadar kırıcı sözler söylemişti ki fena hal hklan yapmağa hazır sanırdı. Fakat bu de kızan Konstantin, akşam yemeğini lo akşam onun için uyumak imkânsız olmuş.kantada yalnızca yemeği tercih etmişti. tu. Yaklaştığını sezmeğe başladığı facıa, Otele erken dönmüştü. Aryan divana u artık bertaraf edilemez bir hale gelmişti. zanmış, Poutchkine (Puçkin) in şiirle Genc kızı kollannın arasına alarak: Nen var? diye sordu. rini okuyordu. Akşamdanberi ağzını bir Aryan ona sokularak: kerecik bile açmamıştı. Kederliyim, dedı. §imdi lâmba sönmüş, daracık yatakKonstantin bir sürü şey sorarak onu ta yanyana yatmışlar, uyumağa çalışıyortazyik etti. Aryan cevab yermekten kalardı. Birdenbire Konstantin, zaptedilen çıyordu. ve her an sözünü kesiyordu. Sorup anla seydim, X . . . te bir servet edinebilirdim. Aryan, dostile kendi arasina aşılmaz Hayır, hayır, dedi, yapamam. E mak lâzımdı. Fakat hayır, üniversitede yaşıyabilmek bir mania çekmişti. Konstantin onu kolMesele, bir para meselesi idi. ğer sana hakikati söylersem artık beni için ayda iki yüz rubleye ihtiyacım var lannın arasına aldığı vakit, kendisini hasAryan ona: sevmez, ve kovarsın.... Oof, bu ne iğrenc dı. Şunu da kaydedin ki bana bu suretle ta bir adamın okşamalarına teslim ettiğişey! Burada ne ile yaşıyorum zannedi avans olarak parayı reşid olduğum vakit Bu kelimeler Konstantinin zihnini alt yorsun? diye sordu. iade edebilirim. Zengin bir arkadaşım ni nasıl unutabilecckti? Artık aralannda herşey bitmişti... Fakat bununla beraber üst etti. O zaman kendi kendine: Bilmem... Beni bu mevzua hiçbir vardı... Özgür (serbest) kalacağımı zanruhundan merhamet duygulari taşıyordu. « Ah! dedi, muhakkak beni aldattı. zaman yanaştırtmadın ki... Muhakkak nediyordum... Bizim bitmek tükenmek bilmez kavga zengin olan teyzen... Yavaş yavaş daha açık anlatıyor, taf Aryanı ayıblamağa hakkı var mıydı? O, larımızdan sonra, bir kızgınlık anında, silât veriyordu: Randevular, şehir kena sırf bir muhakeme hatası yapmıştı. Kalbi Genc kız: kendisini başka bir erkeğin kucağına at Teyzemden on para bile almadım, rındaki küçük evde geçirdiği tam manasi günah işlememiş, saf ve temiz kalmiştıî mış olmah... Bugün bu ağır yükü vicdale mahdud zaman, memleketine muayyen Işte gözyaşları da bunu ispat ediyordu. nında tutamıyor... Acaba onu dinlemek diye dostunun sözünü kesti. tarihte dönmek mecburiyetinde kalması. Garibdir, bu keşiften sonra Aryan onun Ikisi de uzun müddet sustular. kuvvetini kendimde bulabilecek miyim?. Vaziyetinin iğrencliğini ancak Konstan için daha kıymetli oldu. Hem de tam Istırabdan kaskatı olan Konstantin Bari Tanrı bana ondan ayrılmak ve bütine rasgeldiği gün anlamıştı; Aryan sade genc kızın yanında bulunmasını çekemetün bu işkenceleri bitirmek kuvvetini ver kendi kendine: se... Konuşsa da ben de onu kalbimden « Biraz gayret daha, dedi, herşeyi ona aid olmak isterdi. Fakat öbürü onu diği bir anda... kopanp atsam.» orada bekliyordu. Borcunu ödemek ve öğreneceğim.» Konstantin zaptedemediği bir heye Aryan, nihayet, geçen yaz babası ve taahhüdlerini tutmak lâzımdı... Birbirine zıd hisler içinde çırpmıyor, cana kapılarak Aryanı göğsünde sıkıyor, Aryanı kaybedeceğini düşündükçe titri teyzesile olan ihtilâflannı ve mühendise Aryan karanlıkta iki saat konuştuktan onu okşıyarak teselliye çalışıyordu. Ona yor ve kesin (kat'î) izahatı başka bir yaptığı müracaati, iç çekmeleri ve göz sonra, onu cenuba göndermemesıni ve birşeyler söylemek istiyor, fakat: güne bırakmak istiyordu. Fakat ayni za yaşlarının ikıde birde kestıği küçük kü yahud hakkettiği gibi hemen koğmasını « Zavallı küçük! Ruhum!» manda hakikati öğrenmek için de çıldırı çük cümlelerle anlattı.... hüngür hüngür ağlıyarak Konstantinden Kelimelerinden başka birşey bulamıyordu. Metresinin korkusunu teskin et Anlıyor musun? dedi, vücudümü rica etti. meğe, çalışıyor, çok müsamehakâr ola ödünc vermek suretile benliğimden hiçbir Konstantin dehşetten buz kesilmişti. yordu. cağını ve sadece yalanın, önüne geçilmez şey vermeksizm istiklâlimi satın alabıle Iğrenmekten ıstırab çekiyordu. Bir ke İki âsık ilk defa olarak, birbirlerinin bir bozuşmaya sebebiyet vereceğıni anlat ceğimi zannettim. Erişmek istediğim mak lıme, hic durmadan ağzına geliyor, fakat kollarında ai;ladılar, bitkin bir halde samağa uğraşıyordu. Nihayet Aryan itirafa sad, gözüme herşeyi muhik gösteriyordu.. dudaklarında sönüyordu: baha karşı uykuya dalıncıya kadar... başladı. Fakat hıçkırıklar onu boğuyor Kendimi satmıyordum. Eğer para iste« Ne pislik, ne pislik!» (Arkast oat)

Bu sayıdan diğer sayfalar: