2 Eylül 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6

2 Eylül 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 6
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

CUMHURfYET KUçUk hikâye Kurşun yüzük Jorj Moreveden | «La Bulgarie» teşebbüsten takdirle bahsediyor Balkan festivali c 1935 Duymadıklarımız ve bilmediklerimiz Tarihî roman : 34 Yazan: M. Turhan Tan Nereden geliyorsunuz madam? La Bulgarie gazetesi 27 ağustos ta diye sordu. Kadın, büyük bir tehlike karşısmda rihli nüshasında yazıj^or: «Balkan medeniyeti» ysrımadamn buıunduğunu sezmekle beraber bütün ahvalini bilen başka birçok kimselerin soğukkanlılığını toplıyarak: de söylediği gibi, Folklor sahssında Size ne? diye cevab verdi, sonra: kendisini göstermektedir. Kâh zarif. Arkadaşımdan, diye ilâve etti. kâh ciddî, fakat daima şaiıane manza Prens, bu cevab karşısmda, kudurmuş raların ve coğrafî «muhit» lerin arala gibi kadının üstüne atıldı ve bileklerin rındaki benzerlik, halk san'ati gösteri den sımsıkı yakalıyarak, onu diz çök lerinin ifade ettiği derin inceliği fazla türdü: sile izah etmektedir. Yarımadanın bir Yalan söylüyorsun, diye bağırı başından öteki başına kadar delikanyordu, arkadaşının arabasile geliyorsun lılar ve genc kızlar canlı halkalar hafakat sevdiğin adamın yanından, Sab linde bir araya toplanarak başka başraziyenin randevusundan geliyorsun! ka isimler altmda ayni dansları yaparKadın Gregoryefin demir gibi elleri lar, yani ahenkle ayak vururlar, Balarasında ezilen bileklerinin acısile, yer kan köylülerinin en gözde süsleri ve Salona geldiğimiz zaman, halimden, de, ağlıyarak kıvranırken, o, bir ıslık medarı iftiharları olan göze çarrıcı ttıerak içinde olduğumu anlıyan dokto çaldı. Yan taraftaki kapılardan biri a renklerle süslü mendilîerinı sal'arlar. Çok müteşebbis bir tertib heyeti, oçıldı ve Prensin oda hizmetçisi Vladira sordum: Budapeşte Urayı (Belediyesi) şehre mir j'anında bir düzüne mujik bulun na en geniş maddî ve manevî yardım Locada oturanlar kimdi? larını bahşeden İstanbul Urayı ile turist çekmek için elinden geldiği ka duğu halde içeri girdi. Onlarm kim olduğundan ziyade, birlikte, bir gösteri hazırlamışlardır. Bu dar uğraştığı halde, sokakları, caddelekadının parmağmdaki halkanm ne ol Prens rusça, sert, kısa bir emir verdi. gösteri, yukarıda anlattığım vasıfla ri dolduran sürülerle dilenci, bu çalışduğunu öğrenmek istediğini ve çok me Mujikler Prensesi yakaladılar, ellerini, rın ilham ve menşe birliğini meydana maya engel olmakta, Uraym Budapeş rak ettiğini anlıyorum. Bu halkanın hi ayaklarını bağladılar, ağzını tıkadılar koymakla beraber yarımada milletle teyi güzelleştirmek için }'aptığı gavret;e konağın arka tarafındaki ahırlara kâyesini sana anlatacağım. Hikâye eski rinden her birinin kendıne mahsus fer eri, çirkin, iğrenç manzaralarile boz götürdüler. maktadır. olmakla beraber, ağızdan kulağa yayıldiyetini de gösterecektir. Orada cereyan eden sahneyi imkânı ması doğru olmaz. Sende kalmasım çok Budapeştedeki dılencilerin resmî sa^ Şairane manzara meftunlarının ve yok tasavvur edemezsin azizim. Prenrica ederim. maziyi takdir edenlerin sevdikleri Bü yısı 100,000 dır. Hükumet bunların 1000 Vüzlerce hayvanı bir yerden baş eder. Kale kumandanı da Kont Tavfunsin yabani ruhunda, Borjiyalara, ve Çabuk söyle doktor, meraktan çatyükada çamları ve ince kumlu sahil ;anesme yardımda bulunuyor. Geri ka ka bir yere sürmek bir hünerdir. Bu bahtır. müthiş İvanlara taş çıkartacak bir iblis lıyorum. erile, otelleri ve köşklerile «Balkan anı, sokaklarda, mağazalarda, lokanta nu ancak o işin ehli olanlar yapabilir. Peki, nerede bu adamları ,'aşıyordu ve Gregoryef intikamını böyHaftası» yahud «Balkan Festivalleri» arda, kazinolarda açık açık dilenmek Değme adam, bir yılkıyı idare edenıez. Parmağında o manasız, bayağı Şu korudaydılar, eğleniyorlardı. e bir ruhla tasarlamıştı. smi verilen bu eğlencelere sahne ola edir. Bunlar bilhassa turistlere musal Çünkü gemsiz, yularsız ve kösteksiz Eğer sizi görüp kaçmamışlarsa gene orahalkayı gördüğün kadın, Üçüncü Na Ağzmı tıkıyan mendilin tazyikile ne :aktır. Bu eğlencelerin her sene, ayni at olmaktadırlar. polyonun kuzini Pr^nses Lor, yanındahayvanlar içinde alıştıkları yerden ay da olacaklardır. es bile alamıyan, ancak inilti halinde arihte, evvelki senelerin verdiği tecki erkek te, kocası Baron Sabrazyedir. Hükumet, bu halin önüne geçmege ve nlmamak istiyenler bulunur, henüz terMustafa dört atlı seçti, başlarına geçeryad eden Prensesinin esvablarını rübeler sayesinde daima artan bir rr.udilencilere mahsus bir kamp yapmağa bıye edılmemış gencler haşarılık yapar ti, koruya girdi ve aradığı adamların yePrenses, 1869 senesinde, yirmi yaşınparçalatarak arkasmdan çıkarttı ve en •affakij^etle tekrar edilmesi, tertib iarar vermiştir. ve yılkıda kargaşalık başgösterir. Fakat rini çarçabuk buldu. O, düşman bir topHa, görenleri çileden çıkartacak deremeşhur ressamlara model olacak ka heyetince tasavvur edilmektedir. cede güzel bir kızdı. O tarihte İmparaçobanlar, sürünün nasıl toplanacağını ve rak üstünde değil de kendi yurdunda ve Habeş Kralının Işleri dar nefis olan o vücudü çırçıplak, ahıBu münasebetle, Balkan yarımada tor kuzinine münasib bir koca aramakla nasıl yürütüleceğini bilirler, tek bir hay pek iyi tanıdığı bir yerde dolaşıyormuf rın tahtaları üzerine yatırdıktan sonra ının beş memleketini temsil eden 8 de Habeşistanda uzun seneler ya^amış meşguldü. Bazı siyasî sebeblerle, Rusya van kaçırmadan bütün yılkıyı yürütür gibi atını sürüyordu. Şu veya bu ağacm bir emir daha verdi. Mujikler, aşk için, ikanh ve 8 genc kızdan miirckkeb 16 lan bir İngiliz gazeteci, Londrada, bir Çarı Birinci Nikolanın oğlu Prens Serj ler. arkasından atılacak bir ok, bir tüfek bu îarşısında tapımlmak için yaratılmış kişilik takımlar Istanbula davet olun ütab neşretmiş ve bu kitaba Habeş İmNikolayeviç Gregoriyef seçildi. Akıncılar da, düzinelerle kümeyi engın güveni devırçbilirdi, onu hayatınolan bu vücudü beygir timar eder gibi muştur. Yol paraları ve İstanbulda ge jaratorunun, vaktini nasıl geçirdiğine döğmeden, söğmeden, incıtmeden yerle dan ayırmakta güc^lük çekmezdi. Fakat Prenses ne kadar zarif, güzel ve kibar imar etmeğe başladılar. Kaşağılar, o •irecekleri bir hafta zarfmdaki mas dair ıjpk meraklı malumat yazmıştır. rinden sökmiişlerdi, geniş bir alana doğ her akıncı gibi Mi/stafa da yerin, gökün bir kızsa Gregoriyef te o kadar kaba, ha güzel vücudü kan deryası içinde bıraafları tertib heyeti tarafmdan deruh Diyor ki: ru sürüyorlardı. Bu işi genc Mustafa Türke saygı göstereceğine, kovukların ve şin ve hain bir adamdı. Asaletine ve iıncıya kadar bu işkence devam etti. Haile Selâse, nefsinde birçok memu de edilmiştir. idare ediyordu. Sert görünmekle beraber ovukların bile Türk için kurulacak pususervetine mağrur olan bu Rus Prensi, Ahırdaki bütün gübrelerin, bütün fırçaBu ilk Balkan festivali, Balkan o iyetleri bir arada toplamaktadır. Ne tatlılığını sezdirmekten geri kalmıyan bir lan kusup ortaya çıkaracağına inan besepey zamandanberi Pariste sefih bir arın, bütün timar edevatının sert, pis, unlarınm yapılacağı tarihe tesac'üf üs herşeyden önce, krallar kralıdır, ve sesle halka, gidilecek yeri gösteriyordu. liyordu. Nesilden nesle geçen destanlar, hayat sürüyor, muhteşem konağmm bi ğrenc temaslarile hırpalanan bu vüinaenaleyh kraldır. Bundan sonra, rer lüküs meşheri halindeki salonları, üd nihayet cansız bir yığın haline gel ttirilmiştir. Bu suretle bu her iki gös Başbakandır. Finans Bakanı, ordu ku Pek hızla yapılan bu hareket bitince yüreklere yazılı uzun bir tarih bu inanı doğuruyordu. Bir akıncı ne Sümerleri biher gece, bin türlü rezilâne sefahate diği vakit canavar herif uşaklan uzak eriye daha fazla bir parlaklık verilrıiş nandanı, âli mahkeme başkanı, bulun o, halkın ortasına atını sürdii: lacaktır. Fakat gelecek seneden sonra uğu ilin ilbayı ve parlamentonun baş Korkmayın, dedi, size bir kötülük lirdi, ne Etileri. Fakat Orta Asyada yasahne oluyordu. aştırdı, ve Prensesi kucağma alarak Balkan festivalleri, daimî olması için, atibidir. Bütün bunlardan sonra da. edecek değıliz. Aradığımız bir adam nan medeniyet ışığını kürenin dörtyanına Evlendıler. Ve ilk gece, Prenses yarı rukarı götürdü. taşıyanların ruhu akıncı Türklerin de çıplak bir halde odadan kaçtı, hizmetPrenses gözünü açtığı zaman kendini jelki daha erken, meselâ ağu^tos ayı memleketin biricik gazetesi olan «Ha var, onu bize gösterirseniz kılınıza ziyan kanında dolaşıyordu. Onlar da Avrupagelmez. çilerinin dairesine sığındı. Prensesin »'atağında buldu. Prens Gregoryef ya çinde yapılacaktır. ., ' ıeşistan gazetesi» nin direktörudür. Kimsede ağız açacak kudrct yoktu. ya, A s j a y a »c r*\f likajr a TuıK ^uı.uım daiıesine yakın yerde bulunan hizmet nıbaşındaydı. Kadının ilk hareketi, vahPolisleri soyan hırsız ti Hülâsa olarak anlattığımız şu fikir, Kadınlar ve kızlar koca bir kasabayı bir tanıtmak ödeMnı omuzlarına almışlardı. çiler, o gece, yeni evlilerin odasından i herifin yüzüne tükürmek oldu, ! Birkaç haftadanberi, Budapeşte Po hamlede ahalisile beraber avcunun içine Yürümekten ve ilerlemekten başka ülküiç şüphe yok ki enteresandır. Lon bağırtılar, küfürler, feryadlar, kırılan Ayni gün, Prenses, oda hizmetçisinin s direktörlüğü, telâş ve heyecan için almış olan şu delikanlıya hayran hayran leri yoktu. Yürürken, ilerlerken sendeleiskemle ve devrilen masa gürültüleri ardımile yatak çarşaflarından yaptığı drada Haydparkta tertib edPetı arsı e çırpınıyor. Direktörlük bınasına, giz bakıyorlardı. Onların yanıbaşlarında da miyorlardı ve hiçbir engelia kendilerini işittiklerini, ertesi sabah, korkudan tit pe tutunarak, kilidli odanın pencere ulusal dans haftasının kazandığı mu . bir el musallat olmuş, ne bulursa a sendeleteceğine ihtimal vermezlerdi. reşe titreşe anlatmışlardı. inden kaçtı. Arkadaşı Madam T... nin affakiyet göz önüne getirileoek olur p gö.türüyor. Kaybolan eşyanın haddi birçok genc erkek vardı ve bu erkekler, Mustafa da, sağına, soluna bakmadan fırsat buldukça, yiğitlikten dem vururlar Bu hâdise, karı koca arasındaki ayrı ıvine sığındı. Tesadüfen orada Baron a, Büyükadadaki Balkan festivalinin esabı yoktur. ve arasıra da yiğitlik sayılacak şeyler ya atını sürüyordu. Korkudan kimi bayıl lığın başlangıcı oldu. İmparator araya Sabrazyesi görmüş, uğradığı muamele leğenileceği anlaşılır. İstanbul Urayı, Bir şube komiserinin çekmesinden parlardı. Fakat şimdi hepsi süt dökmüş mış, kimi yüzükoyun uzanmış kadınların r girdi, artık bir daha kocasının yanına i anlatmış ve artık daha fazla enerji Balkanlıların gösterecekleri alâkanm, ülliyetli miktarda para, başka bir o kediye benzemişlerdi, sürüldükleri yerde kümelendiği yeri görünce dizginini oraya dönmemek üzere kendi sarayına sığı gösterecek takati kalmadığından bayıl ıu uğurdaki gayretlerini mükâfatlan adan eski bir halı, üç telefon makinosi, dilsizleşmişlerdi. Kızlar ve kadınlar, ilik kıvırdı. Fakat o kümenin arasında erkek nan Prensesi, Gregoryefle bir dam al mıştı. ir memurun cüzdanı çalınmış, başka lerinde yaşıyan titreyişe rağmen, kendi göremeyince irkildi, başını arkaya çevirdıracağını ummaktadır.» tmda, zahiren kocasile birlikte, haki İki ay hayatla ölüm arasında bocalair memurun yüzüğü, birinin de rovel hemşerileri olan erkeklerle şu genc Türk di, hâlâ eğere bagh olan Maryayı gördü. katte ayrı yaşamağa kandırdı. dı. Müthiş bir tetanose yakalanmıştı. eri ayni yolu tutmuştur. arasında bir karşılaşma yapıyorlardı ve Kadını taşıyan at, kendıliğinden bu beş Üsküdarda Kızılay sünnet O tarihten itibaren Prens Gregoryef Mucize kabilinden kurtuldu. İki mübaşirden şüphe edilmiş ve a Mustafanın bambaşka birşey olduguna kişilik müfrezeye katılmıştı, oraya kadar eski sefih hayatına döndü, Parisin en düğünü Baron Sabrazye, uğradığı felâketi anamlar yakanmışsa da, sonradan kaba hükmetmek zorunda kalıyorlardı. Konu gelmişti. Delikanlı, ahn gösterdiği bu şöhretli, ahlâksız kadmlairle düşüp attıktan sonra kolları arasma Üsküdar Kızılay şubesi tarafından kalkmağa, hatta bu kadınları Paris so ayılan Prensesi doktorların eline tes Üsküdarda Kızkulesi parkında eylulün atli olmadıkları anlaşılmış ve kendi çan, emreden erkekle susan, titriyen er bağlılığı küçük bir gülümseyişle karsılaerine tarziye verilmiştir. kek arasındaki farkı en iyi anlıyan kadın yıp biraz gerideki arkadaşlarına seslenkaklarında, kendi arabasma alıp gezdir im ederek Prens Gregoryefi aramağa eşinci günü akşamı sabaha kadar de Hırsız, faaliyetine hâlâ devam etmek dır ve kadın ihanetlerinin içyüzü araştı .neğe, koruda erkek bulunmadığını söymeğe ve konağında, gene eski rezil se •costu, buldu. Sokak ortasında yüzlerce am etmek üzere bir sünnet düğünü yarılırsa hemen hepsinde kendi erkeğinin lemeğe hazırlanıyordu. Tam ağzım a fahat âlemlerini yaşamağa başladı. edir. \ kişinin yanında, onun suratına, burun miskınlığınden doğma bir tıksıntının izı çarken Marya bağırdı: )ilacaktır. Ulusa her zaman kucağını aİşte bu sırada, konağındaki sadık Rus kemiğini kıran dehşetli, tarihte eşine az Gandinîn perhizî bulunur. Aman, kendini koru, seni vuruyorhizmetkârlarından biri, Prenses Lorun, rast gelinir cinsten iki tokat attıktan an Kızılaya hem yardım etmek, lıem Vaktini dünyanm sefaletine ağlamakMustafa, gönülleri serinlendirmek için lar. bir baloda, Baron Sabrazyeyle tanıştığı onra kartını da yüzüne fırlattı ve düel de o gece hoşça bir vakit geçirmek için a geçiren «Mahatma Gandi» daha zi o birkaç sözü söyledikten sonra kalabalını ve aralarmda bir aşk başladığmı oya çağırdı. Mustafanın başını çevirmesile atınm ıerkesin bu sünnet düğününe gitmesi ade ruh temizliği yapmak ve kendini ğa sordu: Prense gammazlamıştı. şahlanması, arkadaşlarının da hayvanlaErtesi sabah vuruştular. İlk kurşunu ıi dıleriz. Salacaktan Köprüye saat aha ziyade işkenceye koymak üzere îşte Sabrazye biraz evvel locada gör rens attı. İkinciyi Baron Sabrazye. Ve Buranın hâkimi filân yok mu? Si rmı sıçratarak yanına ulaşması bir oldu. 23.20 de vapur vardır. düğün erkektir ve Prensesin kocasıdır. kisi birden yuvarlandılar. Sabrazye, ze kim buyurur, sizi kim evirip çevirir? Karsılarında on erkek vardı ve bunlar eni bir perhize giriyor. O tarihte Sabrazye, İmparatorun rau bacağmdan. diğeri karnından iki yabiri Gandinin yemekleri şimdi, en acı Halkm dilsizligi devam ediyordu, yalınkıhc delikanlınm üzerine saldırmış bulunuyorlardı. Maryanın bağırışı genc hafız alaymda yüzbaşıydı ve ordunun a almış, Gregoryef yıldırımla vurul Büyük Maçlar insten bir nevi yapraktan ve bir par kimse ağzını açamıyordu. Vaktin pek dar en yakışıklı zabiti olmakla tanınmıştı. muş gibi ölmüştü. olduğunu düşünen genc akıncı bu sessiz akıncının başında kümelenen kılıcları haMaruf pehlivanlarımızdan Bay a da küspeden ibarettir. îçtiği şey de Prens Gregoyef sadık hizmetçisinden Jikten kızdı, en Önde bulunan erkekler vada bıraktı, daha doğrusu onun atı tehSabrazyei Prensesin yattığı hastaneÇoban Mehmed ile Bay Büyük Mus)ir kadeh demirhindidir. bu ilk malumatı alır almaz karısım taden birini attan iğilerek yakaladı, üzen likeyi sezerek şahlanmakla bu saldınşı yatırdılar. Yanyana duran yataklatafa, Bay Nuri ile Bay Saim, Bay Margosa denilen bu yaprak, kabuğu gısının yanına çektı: karşılamış oldu, kalkan kılıclar hedef'rıi kib ettirmeğe başladı ve hakikaten rmda ve nekahetlerini de yanyana geŞaban ile Bay Ankarah Hüseyin 7 Prenses Lorun, haftanın muayyen gün irdiler. İkisi de hemen ayni zamanda ıun tonikliği ve tohumlarmdan yağ çı Söyle bakalım babayiğit, dedi, bulamadı, dağıldı. Onların yeni baştan güreş ve diğer maruf boksörlerle lerinde sımsıkı örtünmüş olarak sokağa yi oldu. Hastaneden çıktıktan sonra ilk iskrımörler. sarılması itibarile faydalıdır. Bu yap Sillide baş kim?.. Ağanız mı var, efen kümelenmesine ise artık imkân yoktu. Çünkü beş akıncı birden heriflerin üzeçıktığını, arkadaşlarından birinin evin şleri İtalyaya doğru uzaklaşmak oldu. Büyük tnaçları 7 Eylul Cumaraklar o kadar acıdır ki, normal bir in diniz mi var, neniz var? Anlat bana. de, bir erkekle buluştuğunu öğrendi. rine at sürmüşlerdi ve onları gene arkaEvlendikleri zaman Sabrazye oradan tesi günü ve gecesi Taksim Belediye Herifceğiz, konuşan bir yıldırımm kuanm bunu yutmasına imkân yoktur. sından çıkmış oldukları ağacların ardma Gregoryefin bütün kanı beynine sıç bana bir mektub yazdı: «Doktor, diyorbahçesinde Kızılay Cemiyetinin haDemirhindinin de nekadar ekşi olduğtı cağına düşmüş gibi ölüm teri döküyor kaçırmışlardı. Şimdi bir kaçış ve kovalaramış, bütün hayvanlığı coşmuştu. Dai du, nişan yüzüğümüzü, benim vücu zırladığı büyük Kermeste yapacakdu, fakat o yıldırımın can da alacağını yış başgöstermişti. Sık ağaclar arasında ma emir vermeğe, karşısındakini ezme dümden çıkardığınız kurşunlardan yaplar. Kızılay Cemiyeti tarafından malumdur. gene can korkusile sezinsemekte gecikatla tavşan avlamaktaki güclüğü bilen Gandi bunları yutmakta epey zorluk ğe alışmış olan bu adam, karısmın bu ırdık. Bir asker karısına bundan daha kazananlara merasimle kıymetli hemedi, olanca gücünii toplamağa savaşaakıncılar hemen yayalaşmışlar, kaçanla hiç ummadığı hiyaneti karşısmda ku iyade yakışacak yüzük bulunur mu?» diye ve hatıralar verilecektir. ekiyorsa da gene dediğinden dönmü rak kekeledi: rın ardma düşmüşlerdi. Atlar, onların iH. VAROĞLU durmuştu. Aldatılmağı ve bilhassa Bayormuş! Burayı Baron Huhenvarter idare zinde yürüyorlardı, binicilerinden ayrı ron Sabrazyes gibi yakışıklı, kahraman kalmamak kaygusile kişniye kişniye ağac ve merd bir zabitle aldatılmağı haysiaralarından süzülüyorlardı. yetine çok ağır bir darbe saymış ve derhal müthiş bir intikam plânı çizmişti. Koca bir kasaba halkmın korkudan *** kımıldanamadığı, korudaki kadınlann da baygın baygın yatakaldığı bir durumda Üç gün sonraydı. Prenses, haftanm şu on erkeğin beş akıncı üzerine ahlabilmuayyen günlerinde zıyaretine gittiği mesi inanılmıyacak bir hâdise gibi görüarkadaşı Madam T... nin arabasile aknür. Gerçekten de öyledir. Lâkin onları gamüstü konağa dönüyordu. Arabadan böyle bir harekete sürükliyen sebebi gösindi, arkadaşile vedalaştı ve konağa girterirsek okuyucularımız tezada düşmedıdi, tam birinci kata çıkan geniş mer ğimizi anlıyacaklardır: Silli ilbayı Baron üivene ayağmı atmıştı ki, karşısmda, Huhenvarterle bir arada bulunan kadınların arasında Tamışvar Kontu Kinisin fcirdenbire Gregoryefin dikildiğini görkızı da vardı. Bu çok güzel ve macera dü. Prensin yüzü müthiş bir karar versever mahluk, Sillide oturan hısımların diğini gösteren acayip bir morluğa büdan bırıni görmek için uzun bir yolculuk rünmüş, gözleri ateg saçıyordu. Kısık Ankarada Zater bayramtndan Ûç mtıba: Ortada Sü Bakam General Kâzım Ozalpla Komutanlarımız, yapmış, oraya gelmiş bulunuyordu. feir sesla: iki yanda kahraman süvari ve piyadelerimiz geçiyorlar İki perde arasında, biraz nefes almak için doktor Şampye ile beraber, tiyat ronun sigara salonuna giderken, bir locanın kırmızı kadifesi üstüne, yorgun bir teslimiyetle bırakılıvermiş sedef bir el gördüm. Sahibinin güzelliğini ve ki barhğını, yüzüne bakmağa lüzum kal madan gösteren bu ince, uzun ve şeffaf elin şehadet parmağında, donuk, kü rengi, madenî bir halka vardı. Elin zarafeti ile büyük bir tezad teşkil eden bu halka bana o kadar garib göründü ki. bunu, doktora da göstermek için kolunu dürttüm. O. bu sırada, locada oturan bir erkekle kadını yerlere kadar iğilerek selâmlamakla meşguldü. Selâmla dığı kadının, o elin sahibi olduğunu gördüm. Budapeştede 100,000 dilenci var Ortaasyada yanan medeniyet ışığını kürenin dört yanına taşıyanların ruhu akmcı Türklerin de kanında dolaşıyordu! (Arkatı var)

Bu sayıdan diğer sayfalar: