CUMHURÎYET 23 Kaziran 1335 Küçük; Hikâye! Dişlek Zehra Yazan: Sabık Intellicens Servis Şefi Sir Bazil Tomson Alaca verece = Teslim tesellüm lıktı; delıliğın, beyin bozukluğunun bir 84 Fabrikayı dün devraldım. Fakat heneticesi ki ancak tezahürleri takib edil nüz alaca verecesini bitiremedik. mekten başka bir zahmete değmezdi. *** Hatta, buna sinirlenmekten, kızmaktan Dolan = Tezvir İzmir (Özel) Tecim odamız, alâkadar ziyade onu sabır ile, tahammülle, bir eğDolancı = Müzevir tecimenlerin de iştirakile yaş meyva ve lence kabilinden almak, daha doğru oPolitikada dolan ancak ahlâksızlann sebzelerimizin ihracı üzerinde tetkikat lurdu. Ve işte bir kere buna karar ve silâhı olabilir. yapmıştır. Alınan netice şudur: rince artık dişlek Zehrayı istediği gibi. Halkı politika ve dolancı elinden kur1 Ambalâj sepetlerinin gümrük Bu kadar dürüstlükten aykırı hare divanını ikna ve memnun edecek ısmarla"' yüreğinin çirkef kaynağından nasıl getarmalıyız. resmi kilo başına 5 kuruşa indirildıği ket tasavvur edilemez. Politis, kendisini ma delillerdi. Çünkü Kral İkinci Jor. liyorsa öyle dinleyip, belki bulantıları *** gibi, çevremizde ve Menderes kenarın bir cinayet işlemekten korumağa çalışan hâlâ Yunan tahtında oturuyordu. Bina * zor yenerek, fakat ağızlarım, burunlarıTürlüç = Tuhafiye da İtalyan söğüdlerinden iyi yetişen İngilterenin tavır ve hareketini nefrete enaleyh ihtilâl değil; Kral meşruiyetiı nı tıkayıp kokmuş bir ölünün gizli kalBöyle şeyler ancak türlüç mağazala söğüd ağacları ile, istenildiği evsafta ve lâyık bulacak kadar utanmazlık ettikten ve kanunun tam bir ifadesi olabilir ve mış marazlannı araştıran fen adamları nnda bulunabilir. ucuzlukta imalât başlamıştır. Binaena başka, yalan da söylüyordu. Çünkü Yu hükumet, ihtilâl namına değil kral namma sabrile bu iğrenç insan nümunesini en *** leyh sepet meselesi kalmamıştır nan milleti, maznunların idamını kat memleketi idare salâhiyetini haiz bulunaderin yerlerine kadar görüp anlıyabilDanak = Ucube 2 Kutu ve buna benzer ambalâj iyyen istemiyordu. Onlan öldürmek arzu bilirdi. l mek için, söyleyip taşmakta serbest bıGazetelerde yaratıhş danaklannın re keresteleri yerli maldan ucuzca ele ge su, iktıdar mevkiini ellerine geçirmiş oM. Politisin Paris hukuk fakültesinde rakmak yolunu tutmuşlardı. simlerini görmekten iğrenirim. çirilmektedir. lan bir avuç Venizelosçunun ihtiras ve öğrenip hazmettiği adlî ve hukukî maluBu kimdi. nerede yaşardı, ne ile ge*** 3 Harice sevkiyatla uğraşan kuv kininden ibaretti. matın bundan daha az zavallı deliller çinirdi, bunları hiçbir zaman lâyıkile İlinti, düğüm = Ukde vetli sermayeler kalmamıştır. Yaş mey«Dünya muhakeme edecek ve Ingil bulmağa yaramaması şaşılacak şeydir. öğreneroemişlerdi. Nasıl tanıdılar? İlkDünkü sözleriniz, içimde, büyük bir va ve sebze kooperatifinin sermayesi 8 tere aleyhinde karar verecektir» diyor Başlıca maznunun hastalık dolayısile önce Beyazıddan eve, Şişliye dönerken ilinti bıraktı. 10 bin liradır, kuvveti azdır. Deneme du. Filvaki dünya muhakeme etti ve Yu muhakeme esnasında bulunamaması, en tramvayda tanışmışlardı. İki kardeş Bu şüphe, içimde, çözülmez bir dünin muhtemel zararlarma dayanamaz. nanistanı medenî milletler sırasından çı iptidaî medeniyet düşüncelerine malik bir Üniversitede derslerinden dönüyorlarğümdür. Dış piyasada tutunabilmek için şun karıp attı. mahkemeyi bile davayı durdurmağa kâfi dı; onlar nasılsa kimyaya heves etmiş*** lar düşünülmektedir: idi; fakat müddeiumumî, harb divanınm, Harb divamnda ler. o sene kaydedilerek hemen her gün Büyük Petronun bir tutsu bırakmış olHarbden evvel pazarlarımız, Kösten1 ikinciteşrinde, Venizelos, Yunan herşeyden evvel, «gayet süratle hareket» Şişli ile Beyazıd arasında bu uzun yoldujhı tarihçe belzin midir? ce, Odesa ve Mısırdı. Buralara taze ü gazetelerine yaptığı diyevlerinde (beya mecburiyetinde olduğunu söyledi. Bu çaculuğa büyük bir eğlence gıbi başla Cumuriyette kimsenin malına el kon züm, şeftali, kayısı, ka\oın, domates, mışlardı. natında), umumî ve siyasal hayattan' bukluk, ihtilâlin prensiplerinden biri imiş! maz. portakal gönderilirdi. Halbuki ilk iki «İhtilâl» dedikleri bu pek kullanışh Dişlek Zehra yanında kızile beraber Hükumet İstanbulun taşın ve nhtım pazar tamamen elımizden çıkmıştır. çekilmeğe katiyyen karar vermiş olduğuön sırada idi. Dişlek Zehradan o kadar nu söylüyordu. 19 ikinciteşrinde, bu ka mahiyet, hemen cellâdı davet etmek su işlerine elkodu. Yapılacak devlet anlaşmalarında bunu bahsolundu ki kızma dair söz söylemeğe rarını teyid eden bir mektub neşretti. retile bir muhakeme mudhikesi oynanmaBir özsöz, bin lâftan üstündür. temin etmelidir. Buralara aktarmasız sına mâni olabilirdi. Fakat, kimbilir, belvakit kalmadı; fakat bu ihmal büyük Atatürkün sözleri lakonik ve kesindir. mal gönderilebilir ve hiç te bozuimaz. Harb divanı, 13 ikinciteşrinde toplandı. bir ziyan teşkil etmez. Dişlek Zehra ne Harb divanı, reis General Othonoios ile ki de müddeiumuminin acele etmekte Dostum büyük yazarlardandır; bir 929 a kadar Mısıra ihracatımız fazla ise kızı da odur, hatta onu görünce meş9 Venizelosçu zabitten mürekkebdi. hakkı vardı; çünkü idam karan çoktan kusuru, doğurgan olmamasıdır. 1 idi. 929 ağustosundan itibaren Mısır hur bir sözün ilk yarmnı Azra, öteki Anadoluda eski eserlerin yıkılarını ba dan gelen turfanda yaş meyva ve seb Bunlar, isimleri etrafında bir şöhret yap verilmisti. O halde, maznunları, müthi. yarısını Suada zihinlerinden geçirdiler; rımak, ve bütün örenleri onarmak başlıca zelere karşı aldığımız tedbirler üzerine mış zabitler değildi. 12 ikinciteşrin gecesi intizar saatleri içinde ıstırab çektirmedeı «kenarına bak bezini, anasına bak kızısaat 11 de maznunlar bulundukları hapi biran evvel öldürmek daha insanî bir ha medeniyet ödevimizdir. Mısır mukabil tedbirler almış ve oraya nı al!» dediler. Aralarında biricik fark Kuraklık böyle giderse Anadoluda yaptığımız ihracat durmuştur. Küçük saneden parlamento binasına nakledildi rek<*t olurdu. birinin kırkmı aşmış, ötekinin yirmisiKral taraftarı şeflerin idam\ ler. Burada, kendilerine tahsis edilen bir yeysi buhranı olmasmdan korkulur. bazı sevkiyat zorluk görmekte, hatta ne yaklaşmış olmasmdan ibaretti. Miodaya hep beraber hapsedildiler. Maz 29 birinciteşrinde, İngiliz ve îtalyan Dostum göretcilerden usandığını söy geri çevrilmektedir ve bu mallar, çüzaç itibarile de birbirınin eşi olduklanrümekte, zararlar olmaktadır. Bu vazi nunlar, Gunaris, Protopapadakis, Bal orta elçileri, diğer elçiler namına Yunan nı sonradan öğrendiler, ayni lâkabı ver ledi. yet, tecimenlerin cesaretini kırmakta taci, Stratigos, Gudas, Stratos, Teotokis Dış îşleri Bakanlığına, devlet adamlan*** mek münasib olsaydı ona da hem cisdır. Bizim yerimizi, Yunanistan, İtalya ile Anadoludaki Yunan ordusu başku mn vazifelerini ifadan dolayı bir ihtilâl 5+3=8 manî, hem manevî bir tavsif olmak üzeve Rodos almıştır. Çünkü onlar turfan mandanî. Hacianesti idi. 5?=2 mahkemesi tarafından muhakeme edil re dişlek Şahinde demekte gecikmiyeKılavuz kelimeleriyle bunları şb'yıe da Mısır sebze ve meyvalarımn kendı 13 ikinciteşrin sabahı, 9 da, Gunaris mesi ecnebi memleketlerinde elim bir tesir ceklerdi. Bir ikinci fark ta anasının limemleketlerine serbestçe ithaline mü müstesna olmak üzere, bütün maznuniar uyandırdığını bildirdiler. 2 ikinciteşrinde, söyliyeceksiniz: mon renginde cildine mukabil, kızının saade etmişler, Mısır piyasası da onla5 arta 3 eşit 8. elmacık kemiklerinin üzerinde kiremid harb divanınm karşısma çıkarıldılar. İngiliz elçisi, muhakemenin tehirini ısrarra açık bırakılmıştır. Eğer genel tecim 5 ekse 3 eşit 2. renginde bir damganın, dudaklannda la istedi; «Bir dava münasebetile mah # •• siyasamıza, eski vaziyetin iadesi, bu pa Gunaris tıfüs hastalığına yakalanmış olaltlı üstlü birer yarım kiraz kabuğunun. rem dıplomasi vesıkalarının neşri Yunan Kılavuz dersleri burada bkmiştir. Bu zarımızı canlandırabilir ve iyi netice duğu için yataktan çıkacak halde değiltırnaklarında koyu kırmızı birer boya menfaatlerine muhalif olur» dedi, buna derslerde kılavuzda bulunan bütün keli alınır. Tarife kanunumuzun tatbikin di. Buna rağmen vesikalar üzerine gıyalekesinin bulunmasıydı. rağmen, maznunların aleyhine olan gizli meler kullanılmış değildir. Fakat geriye den evvel 928 yılında Mısırdan ithalâtı ben muhakeme edildi. Araba doluydu, iki kardeş ta onların vesikalar, muhakeme esnasında birer biönünde ayakta durdular. Hemen dişlek kalanlar, misalle izahlanmağa ihtiyacı mız 158.699, ihracatımız 1.242.893, tarife Bir gece, hastalık ateşleri îçinde yana rer okundu. Halbuki maznunların müdaZehra onlara yerlerini ikram etti: Biz olmıyan basit kelimeler, bir de ancak lise kanununun tatbikinden sonra ithalâtı yana, muhafızından ödünc aldığı bir kurmız 72.603. ihracatımız 1.358.228, kon şunkalemle 67 sahiMik bir müdafaaname fileri. neşTİ bazı ecnebi hükumetlerini çok oturduk, sız böyle buyurun!.. dedi. ve üniversitelerde kullamlacak olan ve Onlar teşekkür ederek kabul etmedıler. bütün ardalan ile birlikte saptanması lâ 'tenjan tatbikinden sohra (931 yıh) it yazmıştı. Ihtiyar başbakan, aleyhindeki müşkül mevkıe düşürecek mahrem vcsıkahalât 125,606, ihracatımız 768,991 Türk ithamnamenin ba|tan aşağı Venizelist, ları okumak ve maznunlar lehine kullanSonra sormağa başladı:.Şişlide oturduk zımgelen terimlerdir. Son ders olarak şunu söylemek iste lirasıdır. larmı, sokaklarını, evin numarasını sorgazetelerın nakil ve tekrar etmekten baş maktan fera^at ettiler. du; nereden geldiklerini, nereye gittik riz: iyi ve öz türkçe yazmak için osmanİngiliz hükumeti, bu işlerdpn haberdar Nakliye işi çok önemlidir. Yunanis ka birşey yapmadığmı söylüyor, bir harb lıca karşılıgı aramaktan ne kadar imkân tan, Mısır için yaş sebze ve meyva sev divanı teşkilini protesto ederek maznun olnr olmaz., Londradaki Yunan elçisi lerini öğrendi. Ben sizi bu taraflarda oturuyorsu lı ise o kadar çabuk kurtulunuz. Kök kijratına küçük tonajda iki motör ver ların, General Pangalos tarafından ilk M. Kaklamanostan, Lozanda fazla oturnuz da Beyoğluna sinemaya gidiyorsu bellemeğe çalışınız. Kökler bellendikten miş ve motörler ona göre hazırlanmış sorguya çekilmeleri üzerine, harb divanı mıyarak Londraya gelmesini istedi. İhnuz zannettim; dedi; sonra kızını tanı sonra, kelimeler kolay anlaşıhr. Gere tır. Sevkiyat çok çabuk ve taze yapıl nın bir adlî komedyadan ibaret olduğuna tilâl hükumetinin, Londra kabinesi tarak a naat getirdiklerini, bunun bir katil ve fından vaki olan tavsiyelere aldırış et tarak: Kızım Şahinde pek sinema me kirse yeniden de yapılır. rnak.tadır. Kılavuzdan büyük lugate geçmek içm rakhsıdır da... diye ilâve etti. İtalya da bu hatta, doğrudan doğruya sıle ve bahanesi olduğunu ilâve ediyordu. memesinden ve eski bakanları harb divakılavuz esasları üzerinde bütün yazanlaEvet. Şahinde!.. Yunan kabinesi, mahud Rokföyün nma vermesinden İnrçilterenin hayrette çalışan hava teşkilâtına ve süratli va Bu eski tarzda isimden utanırcasma rın, düşünenlerin bir iki yıl elbirliğiyle ça purlara maliktir. Bizim mahsulümüz, kurduğu ananelere hürmet ederek o gün kaldığı elçiye söylendi. "bir hal aldı, münasib yeni bir ad bula lışmalan, elde bulunanları işlemeleri, diğerlerinden iki gün sonra çıkabilmek uydurma halk nümayişleri yaptırdı. Bu İngilterenin şiddetli müdafaan cağmı söyledi. Kızm babasız büyüdü muhtaç olduklarımızı aramaları, bulma tedir. Vapurlarımızda, soğuk hava de nümayişlere, hükumetin yardımile yaşı15 ikinciteşrinde, daha ileri gidildi. ğünü. on senedir öksüz kaldığını haber lan veya yaratmalan lâzımdır. yan Anadolu Rum mültecileri de zorla M. Lindley, Atinada Yunan Dış îşlen poları da yoktur. Mahsulün nefaseti verdi. O da bir aralık Edebiyat şubesikaybolmaktadır. Binaenaleyh rekabet iştirak ettirildiler. bakanlığına bir nota verdi. Bu nota, hatne devam etmek istediğini, fakat edekudreti azalmaktadır. Vapura yükleme Müdafaanın her protestosuna karşı ta diplomasi dilinden dışarı çıkarılarak masrafı ağırdır. 660 kiloluk bir partiye harb divanı müddeiumumisi bagınyor çok kat'î ve sert bir ifade ile yazılmıştı, Bu lâkab da öyle bulundu. Bunun bi biyat ile beraber piyanoya da pek me1685 kuruş navlun, vize ve saire mas du: ricik sebebi de bu kadmın mizacmda raklı olduğundan nihayet fikrini değişNotada, ihtilâl komitası tarafından alı tirdiğini, sabahtan akşama kadar plyarafı alınmıştır. Yani kilo başına 3 ku bitmez, tükenmez bir kinin her vesile Ihtilâl meşruiyetin ve kanununan nan tedbirler için «vahşiyane» sıfatı ve ruşa yakın bir masraf.. ile alevlenen ateşini hemen farketmiş nosunun önünden kalkmadığmı, belki tam bir ifadesidir. Hükumet, ihtilâl na düşünülen idamlar için de «adlî cina 1 Makale = Betke olmalarıydı. Bu kın nereden doğmuştu; 1 Conservoirea devam edeceğini uzun uGeçen yıl Almanya ve İsveçe yapılan mma idare ve iktıdar salâhiyetini haizdir. yetler» tabiri kullanılıyordu. ve neye, kime karşıydı? Bunu araştırıp zun anlattı, sonra: Zaman acayip!.. Örnek «Le Temps» gazetesinin küçük bir iki sevkiyat, yarıyarıya mu(Arkast vat) Bunlar, herşeyi kabule hazır bir harb bir karar vermek, genc kızların muha Sokağa tek başına çıkmak istemez, ben ikinci betkeleri her vakit iç ış vaffakiyet vermiştir. Bu ihracat soğuk kemelerini yormağa lüzum görmedik de her gün beraber gidip gelemem ya. lerinden bahseder. hava depolu ve doğruca Hamburga ve leri bir meseleydi; ortada bir hakikat dedi. 2 Mahnım = Yoksun İsveçe gıden vapurlarla yapılmıştır. Bu Şahinde annesinin bu son sözünü bir vardı, o hakikati olduğu gibi, göründüyol, İstanbul yolundan, ucuzluk ve akMahrum etmek = Yoksundurğü gibi almışlardı. Dişlek Zehranm ta dudak burmasile karşıladı. İki kardeş tarma düşüncelerile, İzmir için tercih mak içinden tutuşup bütün vücudünün me bunu farkettiier, gözlerinin ucile Şa • edilir. Buralara yapacağımız sevkiyat, Mahrum olmak = Yoksunmak samatmdan fışkıran, hele dişlermin ara hindenin incele incele bir siyah iplik rakib memleketler mahsulünden 2530 Örnekler: 1 Kaç zamandır haline gelen kaşlarının manasından bir lıklarından bol bol taşan bir kin ateşi gün evvel yetişebilir ve rakibi olamaz. sizin yoksunluğunuzu çekiyo vardı; öyle bir kin ki fıtratının en derin netice çıkarmak istediler. Hülâ^a: ruz. kaynaklarmdan gelıyordu. Bütün in Dişlek Zehra, kızınm yalnız sokağa 1 Mısıra işliyen vapurlarda sürat 2 Bizi güzel yazılarınızdan sanları, bütün hâdiseleri, ortada ne var çıkmak istemediğini söyleyişinden öteve soğuk hava tertibatı. yoksundurmayınız. sa, hayat denen sahnede neler görünür kiler alınmış olmasmlar diye: Ah. e2 Navlun ve masrafların indiril 3 Güzel yazılarınızdan yok se hepsini birer birer alıp kemiren, par fendim, ah!.. dedi; zamane kızları öyle sunuyoruz. mesi, ça parça edip didikliyen, sonra bunları I tuhaf oldular ki!.. Her genc kız, sizler 3 Fesat = Bozut 3 Mısırın Türkiyeye turfanda itçamurlara atıp buladıktan sonra, doy gibi ağırbaşh, kibar tavırlı olsa. Bakımak bilmiyen bir açlıkla başka çekişti nız iki kardeş birbirinize ne iyi yoldaş halâtının serbest bırakılması. Müfsit = Bozutçu rilecek şeylere doğru uzanan bir kin... oluyorsunuz. Ne temiz bir ailenin ço 4 Rusya, Romanya ve Mısırla tiÖrnekler: 1 Halk arasına boBu kinin o ayrı ayrı, avlarına daha ya cukları olduğunuzu hemen anladım. zut sokmak , caret anlaşmalarında bu mahsullerin kın olmak için sanki ileri uzanan dişler Kızım Şahinde de, Allah cümlenin ev2 Bozutçuluk etmek ı gözönünde tutulması. öyle gözle görünen silâhları gibiydi; bu lâdını kazadan korusun, aynile sizler Çehrimize gelen Çekoslovakyalı ve Balkanlı birçok seyyahlar dün 5 Orta Avrupa için İzmir limanın4 iddia = Sava ı çekiştirici kadmın ağzında onun ruhu gibidir. Ah, ben neler gördüm, neler bidan doğruca Hamburga ihracatın ter Adalara giderek gezmişlerdir. Resmimiz dün yaya ve eşekli Büyük • İddia etmek = Savamak na, sanki içinin eşyasına ön camhkta lirim, amma sırası değil, Müsaade edercihi, olmazsa, İstanbul yolu ile yapıla adayı dolaşan gezginleri gösteriyor. Dava = Dava (T. Kö.) ' sergi kuran öyle uygun bir örnek idi ki. seniz sizi ziyarete gelirim de anlatırım. cak aktarmalı ihracatta ufak tonajda Öraekler: 1 Boş savalarla vaAzra ile Suada bu lâkabı bir vücud na Semtler de birbirınden pek uzak... Ben süratli vasıtalar temini ve İstanbul orada bütün Balkan hükumetlerinin dekit kaybetme kisesi bakımından değil, bir mana de Şişli tarafını pek severim amma yattıŞeker fabrikalan tasfiye gümrüklerinde ikinci bir muayene yamiryolları direktörlerinin bulunduğu bir 2 Herkes boş savada bulu lâleti itibarile almışlar ve derhal, bu, ğı yer nur olsun merhum efendinin yapılmadan mahsulün soğukhava depolu ediliyor nanların yanından kaçar. toplantıya iştirak etmiştir. Bu toplantınm herkesi, her şeyi fasleden, bütün gör digân olan evden bir türlü ayrılamıyovagonlara yükletilmesi. Şeker fabrikalarının birle;rrıesî hatmevzuunu bilhassa Balkan memleketleri5 Cephe = Yöney düklerinin, tanıdıklarının üstüne zehir rum. Bozdoğankemeri cıvarmda oturu6 Bu işle uğraşan sermayeler kü nin yaş meyva ve sebze ihracatı meselesi kında verilen karar üzerine şimdiye kali tükrüklerini fırlatan kadın için en lâ yoruz. Merhum efendiyi belki işitmişsiÖrnek: Yatak odaruz evınızm çük olduğundan satış paralarının kay teşkil etmekte idi. Toplantınm sonuncun dar ayrı birer idare veya sosyete elile yık bir ad olarak kabul etmişlerdi. nizdir, meşhur Bedestenli Hacı Nesib hangi yöneyindedir? de tâbi tutulmadan acele ve kolaylıkla da Balkan memleketlerinden yaş mey idare edilmekte olan fabrikalann tasfiNe zaman hatırlarına o gelse, bütün Efendi; hâlâ Bedestenin kubbeleri onun tecimenlere verilmesinin başarılması. Not: Gazetemize gönderilecek va ve sebze ihracatı bir topluluk olarak yesine karar verilmiştir. varlığına aid tafsilâttan evvel dişlerini şöhretile çmlar.. 7 Ziraat ve İş Bankalarının bu işe görüşülmüş ve yardım için yaş meyva ve yazılarda bu kelimelerin osmanlıİstanbul ve Trakya şeker fabrikalan görürler, ve bu dişlerin çengellerine taHep ardıarası kesilmeden söylüvor iştirak ve yardımları. caları kullanılmamasını rica edesebze bulunan vagonların hiç durmacu.n (Alpullu) sosyetesi idare meclisi 8 temkılmış paçavralar halinde îstanbulun du, daha devam edecekti, birdenbire Şa8 Rakiblerin iyi meyva fidanlarınriz ve kesilmeden gideceği yere kadar git muz pazartesi günü saat 14 te genel tcptanınmış aile hayatlarını bulurlardı. İlk hinde ayağa kalktı: Anne geldik!.. dedi. dan ve tohumlarından getirilmesi. mesi takarrür etmiştir. Bundan başka yaş lantısını yaparak tasfiye karan alacakur. günlerde, onun bu çekiştiriciliğine şaVe birinci defa olarak iki kardeşlere * * meyva ve sebze ihracatı için daimî oiaEskişehir, Turhal ve Uşak şeker f .bhid olunca, bütün yüreklerinin temiz hitab etti: Siz sinemaya gelmez misi ile Suadaya: Yerimizi başkasına kaptırŞark Demiryolları tertibatlı rak İstanbuldan itibaren katarlara soğuk rikalan da ayni muameleyi yapacakiarmaymız!... tavsiyesile Tepebaşı durak liğile irkilmişler, hemen püskürüp sanki niz? Bugün Greta Garbo oynuyor! dedi vagon getiriyor hava tertibatlı vagonlar takılması da kadır. Bu formalite bir taraftan devam ebir yumrukla onun taşan zehirlerini diş ve galiba bu meşhur yıldızın bir tavrım yerinde indiler. HALtD ZlYA UŞAKLIĞİL lerinin iç tarafına tıkmak istemişlnrdi. taklid ederek iki kardeşleri selâmladı, Şark demiryolları işletici kumpanyası rarlaştırılmıştır. Bu vagonlardan bugün derken, diğer yandan fabrikalann bırb(Arkası yarın) Sonra farkettiier ki bu bir nevi hauta annesi önde, o arkada, annesinin Azra direktörü M. Paskal Sofyaya gıtmiş ve [lerde buraya da gelecektir. gik idaresi kurulmaktadır. Bu lâkabı ona Azra ile Suada verdiler, Şişlinin şu iki yaramaz ve kurnaz kızları... Onu ne zaman görseler, ki bu sık sık olurdu, en ciddî, en vakur ta vırlarını takımrlar: «Nasılsınız, Zehra Hanım? Ne vakittir sizi göremedik...» derlerdi. O, hemen üst dizisi her vakit meydanda duracak kadar ileriye çıkık dişlerini daha ziyade açıkta bırakacak surette kalın etli ve soluk dudağmı burnuna doğru yaklaştıran bir gülümseme ile, ve cilveli bir taze kadm edasmı veren bir kırıtma ile ilkönce bu hatır sorgusunun düzeltilecek tarafından başlar, «Zehra Hanım!..> hitabına karşı <gene unuttunuz!.» sitemini anlatan bir mana ile: «Bayan Zehra!..» derdi. Son zamanlarda bunu âdet etmişti, en yeni şeylerin yabancısı olmadığına mutlaka bir bürhan vermek merakile kim ona «hanım!» derse dakikasmda «bayan!..» diye yapıştırırdı. Bu yanlışhğı hemen her defasında mahsus tekrar eden Azra ile Suada, küçüktenberi birinin hatırma gelen şey ötekinin de hemen hatırına gelmek suretile aralarında yerleşmiş olan duygu ortaklığile, içlerinden: «Seni dişlek karı seni!.. Hele sana ara mızda verdiğimiz bu lâkabı bilsen, işte o zaman böyle gülünç kırıtmalarla dökülüp saçılacağına yerinde şap gibi donar kalırdın!..» derlerdi. Ona ne için bu lâkabı lâyık görmüş lerdi. Hakikatte dişlek olmak ne kadar mümkünse o kadar dişlekti, bunun söz götürecek bir yeri yoktu. Fakat Azra ile Suada, pek yaramaz, pek kurnaz, ve gülmek, alay etmek, her gördükleri şeyden bir eğlence çıkarmak meraklarına rağmen ki bu merak henüz yirmisıni bulmamış yaşlarında hayatı kendilerine en geniş bir pencereden gösteren yaşayışlarının tabiatile doğmuş bir neticesiydi şunun bunun aza noksanına, vücud yapısının bir bozukluğuna dıkkat edecek, bunda tevakkuf ederek bir tezyif vesilesi arıyacak fıtratta değildiler; hatta ne vakıt böyle bir şeye raslasalar kendiliğinden hâsıl olma bir anlaşma ile başlarım öte tarafa çevirirler, içlerin den: «Yazık!..» diyen bir acıyışla bir daha o tarafa bakmazlardı. Bılâkis Zehra Hanımın, hayır, onun ısrar ile düzelttiği gıbi Bayan Zehra nın, ayrı ayrı, aralarından saygısız gözlerın rahat rahat geçmesine müsaade eden ve içinde daima işliyen keskin dilini bol bol gösteren seyrek dişlerınin öne doğru ifrat derecede ileri duruşuna da dikkat etmiyecekler, ve bundan ilham alan bir duygu ile ona dişlek lâkabmı yapıştırmıyacaklardı. Bu lâkabı da ilkönce hangisi bulmuştu, galiba ikisi birden... Onlarda her vesıle ile böyle bir ıkizlık vardı. Anneleri onLarı beraber doğurmamıştı amma bir yıl ara ile o kadar beraber büyümüşler, eşyadan ve eşhastan alınan duyguları daıma o derece beraber almışlardı ki bütün düşüncelerinde ve sözlerinde, beyinlerini bir gizli tel alım verimi bağlıyormusçasma, ayni sanıyede doğan bir ortaklık bulunurdu. Halid Ziya Uşaklıgll | Ç Pll ttzerlnde 41 Kılavuz için çalışmalar Yaş meyvalarımız nasıl satılabilir? İzmir Tecim Odası güzel kararlar aldı Venizelosım Yaptıkları Yataktan çıkamıyacak derecede tifüsten ağır su rette hasta yatan Başbakan Gunaris, harb divanı tarafından gıyaben idama mahkum edilmişti Hergiin 5 kelime Otuz altıncı liste Adayı gezen seyyahlar