22 Hariran 1935 CÜMHTTRÎTET Adolf Hitlerin Hayatı 20 İnsafsızlık bu kadar olur Izmir üzümcülerini gene lat uzuntusu aldı Ben edebiyatı Genc bir okuyucu soruyor: «Bizde yazıcılar neden daima kenc lerinden bahsediyorlar? Memlekerin iç risinde işlenmemiş binlerce mevzu, halk denilen bu karışık kütlelerin binbir derdi var. Gazeteler bunlara kalemlerinin ucile dokunurlar. Fakat şairler, edibler, romancılar daima kendilerile meşgul..>ı Yazıcılann aşkını, onların kıl gibi ince hislerini, şairane hulyalannı, çocukluk hayatlannı okumaktan bıktık... Niye bizimle meşgul değiller?» *** Hitler cepheye çok geç gitmek korkusile üzülüp duruyordu Nihayet o da bir gün Flandr cephesine yollandı ve kıt'asımn en yılmaz, en fedakâr irtibat neferi ve fedaisi oldu! Hitler orduyt r girdiği gün Avus Bana kalırsa bu okuyucumuz görüşünturya tabiiyetini : de ve sorgusunda hakhdır. Bizim edebikaybetti. Fakat ; yatımız Saz şairleri devri müstesna, Diderhal Eavyera t tutam çıra almak için 30 metro yüksek mesı. van edebiyatından bugüne kadar Ben tebaası olmak Bağcı senenin verimji olmasmı sakla ve üç kulaç kalın gövdeli sülün gibi çamedebiyaüdır. müsaadesini ala larm köklerinden baltalanarak yere dev mağa ve hatta aksini iddia etmeğe alışmışmadı. Kendisini. Nedimin lâle bahçelerinde şahlanaa rildiklerini içimiz sızlıyarak görüyoruz. tır. Niçin? List taburu deni »evgisi, Kâğıdhane deresinde gezen bü* Fennî olmıyan bu ağac kesimine, bahusus Teşkilâtsızlık yüzünden ürünümüzün len 16 ncı Bavyera rümcük hotozlu kadınların zülüflerini, Uludağın herkesçe beğenilen çam ormân ucuz alac?/ını bilen ihracatçının evvelâ ihtiyat taburuna badem gözlerini, müjgânlannı sayıklar... larındaki bu tahribata ne vakit ve nasıl dış pazarlarda fiat düşürmesi, sonra da verdiler. Efradın Fuzuli, Baki, bütün Divan edibleri meEgenîn billâr âzümterinden nefit nihayet verilecektir bilmiyoruz. malının yok pahasına Izmirde elinden abüyük bir kısmı ye, huriye, ilâhî bir aşka tutulmuşlar bir salkım lınması korkusundan. Bu hal teşkilâtsızgönüllü ve talebe dır... Mevlevi dergâhlarında göğüsleriYaş meyva ihracatı çiftçinin acıklı halini gösteren ne karakidi. ni parçahyan der\işler gibi hep kendi rağmen muvakkat kabul usulünü her yıl Memleketimizde yetişen yaş meyva teristik bir nümunedir! Verimli bir senede Genc askeri evolduğu gibi bu sene dahi tekrar ortaya sür aşklarından, kendi meyillerinden, zevk nın en kısa yoldan ve elverişli şartlar al fiat düskünlüğü üzüntüsünü çeker, kısır velâ, taburun bir mektedirler. Guya Yunanistanda üzüm lerinden bahsederler... Bize değil, kentında orta Avrupa memleketlerine ihrac bir yılda masrafını alamamak korkusu ikısmı meyanında kutusu daha ucuzmus ve bizim ambalâj di içlerine bakarlar. edilebilmesi için Türkofisin yaptığı son çinde çırpınır. Bütün yaşayışı üıüntü ve Suaba gönderdi masarifimizin yüksekliği rakib memlekete temaslardan elde ettiği sonunca göre korku!.. ler; orada mükemTanzimat devrinde biraz fikir hare • bizim mahsulümüz aleyhine avantaj verKöstence yolu ve Şark şimendiferleri Burada ihracatçı geçinen evlerin hali mel bir süel ta mekte imiş. Halbuki yakından alâkadarlar ketleri vardır. Fakat bunlar da yaşadıkvasıtasile yapılacak ihracat Triyeste yo incelendiği takdirde görülür ki bu halin j ile görüşerek ve sıkı tahkik ederek öğren lan muhitin üst tabakasmdaki zevkin, lim gördü. Açık lundan daha faydalı ve elverişli gö'rül devamı onlar için de faydalı değildir. dim ki hakikat bu iddiaların tamamen ak güzelliğin heyecanile sarhoşturlar. Kulühavada talim, ateşmüştür. Bazılan yıkılmıs, kalanlan da yıkılmağa sindedir. Meğer Yunanistanda üzüm ku beden çıksalar dahi gözleri, Lahur döşeli li silâhlar kullan Triyeste yolu hem uzun, hem de namahkum.. Ne kendilerine faydaları var, tusu fiati 1112 drahmi imiş, bu da bu salonlarmda, dörtduvar arasına sıkışmış ma talimi, angar kil masrafı daha fazladır. Şark şimen ne de ulusal gelire. Bu kördöğüşü neka günkü îzmir fiatinin muadili imiş!.. ya, hepsi Hitlerin huri bakıslı cariyelerin endamındadır..» hoşuna gidiyor diferleri, yaş meyvalar ve bilhassa ça dar sürecek? Teşrinievvelde çıkacak koAylardır îzmir bu mesele içinde uğ Aşk, mey, saki, hep kendi hırslarının, du. Çocukluğun buk bozulan yaş meyva için asgarî ta operatif kanunlarının bu işlere bir nizam rasmaktadır. Yunanistan bu kadar uzun kendi heyecanlarının yarattığı mevzularda Lambahta yapvereceğinde şüphe yoktur. İç ve dış parife tatbik edecektir. bir memleket midir ki hakikati ortaya koy dır. tığı harb oyunla Umumi Harbin fedakâr askeri, bagünkü Rayşfühfe. Halen Sofyada toplanan orta AVTU zarı kuvvetle kontrol edecek bir teşkilâtın *** makta zorluğumuz olsun? Bir hafta içinrını hatırhyor, gerpa şimendifer kumpanyalan delegeleri yalnız çiftçiye değil, ürünün teşkilâtlan bir kıt'ayı teftiş ederken Edebiyatı Cedide, bu devrin artıkla • de halledilebilecek bir mesele aylardır meyva nakli işini gö'rüşmektedirler. Bu mamış kısmını ihrac edecek başıboş te çekten askerlik i , , , . , . . , . . ağızdan ağza dolasmaktadır. Mesele yal rıdır... Bunlar belki edebiyatta bir dö« çin duyduğu sevgiyi bu hatıralar kendini gösterecek fırsatı bir turlu ya hususta yakında kat'î bir karar verile cimenlcre de büyük bir iyiliği olacaktır. nız sözcU: kalmıs olsaydı zararı yoktu. Fa nüm noktası oldular... Garbin zevki, daha artırıyordu. Simasma hiç yakış kalıyamıyordu. cek ve îstanbuldan yükletilecek meyva 1936 senesi toprak ürünlerimiz için bir Nihayet, bir akşam, Bavyera tabu vagonlan hiçbir yere uğramadan doğru teşkilât yılı ve çiftci yaşayışında bir dö kat ihracatçı fiat tereddüdü içinde ihti , duygusu, görüşü bunlarla beraber gel • mıyan beresini ve sivri tepeli miğfe yacı olan kutu stokunu yapmıyor. Kutu di... Fakat bunların da hisli romanlan rini seyretmekten derin bir zevk duyu runu Flandra doğru götüren tren Her istenilen yere kadar gidecektir. nüm noktası olacaktır. fâbrikacısı istikrarsızlık yüzünden kutu siirleri, nesirleri hep kendi içlerine sak * vor, tüfeğıle oynuyor ve askerlik aıka besthal istasyonundan, Belçikaya doğIhrac edilecek yaş meyva arasında Kutu derdi gene başladı lanmış enfüsî duygulann ifadesidir. yapmıyor. ru hareket etti. Hitler, Prusya topçu bilhassa üzüm, kavun ve karpuz var daşlarını bu ha"erıne güldürüyordu. <• * H* Günün sorumu olarak İzmirin ikinci İhracat mevsimine eli boş girdiğimiz Hitler, bir seneye yakın bir zanıan, sunun Liyejdeki faaliyetini bol bol dr. derdi de üzüm ve incirlerin ambalâjı işiHalk edebiyatı, Biz edebiyatı daha takdirde ağustos, eylul, birinciteşrin aylaMünıVı kışlalarında, Jüra yaylalarm seyredecek vakit buldu, sonra Briik Yerli Mallar Sergisi hazırlığı dir. rı gibi ihracatın en dolgun olduğu zaman doğmamıştır... Ben edebiyatının salta da, ve Lech karargâhında hayvan tı selden Lile gidinciye kadar, ilk defa Evvelce yalnız Romanyadan gelen keYedinci Yerli Mallar Sergisine aid halarda kutu fabrikalarının kapasitesi; lâzım natını yıkmak, Biz edebiyatını yaratmak mar etmeği ve erzak torbası dikmeği olarak top sesini işitti. zırlıklar hayli ilerlemistir. Ulusal en reste ile yapılmakta olan üzüm ve incir nlan kutuları hazırlamağa yetışemez. O için, yazıcı ile kütle arasındaki uçurumAteş hattına ilk girışini, Hitler şöyle öğrendi. Askerliğin en ağır hizmetleri, kutuları üç senedir yerli kerestemizle vaanlatıyor: <Her birımiz, ileri doğru atıl düstri birliği sergiye aid plânlan yapmış zaman da fabrikacıların ihtikân başlıya ları doldurmak, sedleri, duvarları yık Viyanada çektiği mahrumiyetlerin yave endüstricilere avnlan yerlerin ekserisi pılmaktadır. İhtiyacı karsılıyacak kadar halkçıyım, »ak bugünkü 1414,5 kurusluk fiat yir mak lâzım. Bugünün şairi nında ona hafıf görünüyordu. Akşam mak için büyük bir istek duyuyor, göztutulmustur. Sergide ay başından itibaren yerli kerestenin bulunmadığı zamanlarda der... Fakat bu sadece şairane, edibane lan, ilk izinlilerle, ilk kahramanlarla lerimiz ateşler saçarak, süngu sünguve ambalâj masrafını artırmak için ambalâj miye ve belki de daha yüksek fiatlere çı bir sözdür... Yazıcı halka Beyazıd ku insaat baslıyacaktır. görüşüyor, onlara sualler soruyor ve geleceğimiz dakikaya kadar daima dakacaktır. Bundan zarar görecek gene Ulusal Sanayi Birliği bu yıl sergi giri kerestesi muvakkat kabul usulile gümrükFransaya hareket eden trenleri seyre ha hızlı bir atılışla ıleri doğru sürük «nüstahsildir, masraf onun sırtından çıka lesinin tepesinden bakar ve sadece acır, sinin daha göze hoş görünür bir şekilde «üz olarak ithal olunurdu. Bu muamele o kadar. Halk, yazıcıya Anadolu köyü| diyordu. Kendisi, hayatının bu kısım lendığımizi hissedıyorduk. Uzaktan. gıtnin doğurduğu yolsuzlukların izi İ7mir caktır. nün tezekli kulübesinden bakmaz bile... tikçe ruhumuzu daha ziyade kavrıyan, olması icin paviyonları geri alarak buraya larmdan bahsederken diyor ki: Bu işlerin incelenmesi ve bir sonunca gümrüğünden hâlâ silinmemiştir. Kutu daha güzel bir sekil vermiştir. O yazıcının varlığından bile habersiz • takımdan takıma intikal eden bir şarcO zaman, içimde duyduğum en büBu yılkı sergide en çok satışsız nümu ambalâjı olarak getirilip te iç ihtiyac için vardırılması o kadar zor mudur? Tered dir... yük iizüntü, cepheye çok geç gitmek kının nağmeleri kulağımıza kadar ge ne paviyonuna önem verilmektedir. Bu satılan kerestelerın gümrük resmi davaları düd içinde geçen her gün bir zarardır ve Bugünkü şairlerin, ediblerin kendüe • korkusu idi. Bazan, bu üzüntü, rahatı liyordu. Olüm, bizim saflarımızı da tapavıyonda ulusal endüstrinin inkişafını hâlâ mahkemeleri ve icra dairelerini uğ telâfisi müsküldür. Ekonomi Bakanlığı rınden bahsetmeleri, Ben edebiyatının mı kaçırıyordu. Alman ordulannın ramağa başladığı zaman, ayni nağme | nın bu tereddüde nihayet vermesi zamanı gösterecek grafıkler de bulunacaktır. Bu rastırmaktadır. hâkım, Biz edebiyatının daha doğmamış kazandığı zafer haberlerini aldıkça, leri: Deutschland über alles nağmele Bu işin tadını unutamıyanlar yerli ke gelmistir. T a ki bu işlerle ilgili herkes ne grafikler mühendisler tarafından hazırlanrini, biz de, uzaklara, daima daha uzakolmasındandır. Alman askerlerinin gösterdıği kahra restenin ihtiyacı tamamen karşılamasına vapacağını bılsin! maktadır. SABlHA ZEKERtYYA manlık hikâyelerini işıttikçe duydu lara seslendık. *** ğum sevince, bu üzüntü, daima biraz Dört gün sonra. tekrar geriye çekil İstanbul Millî Sanayi birliğinden: keder karıştırıyordu. Kıt'alanmızın ka dığimiz zaman, taburun vaziyeti büsHer yıl olduğu gibi bu yıl da yedinci Yumurta fiatleri düşük Fakat General Kamenos ile arka (Baştarafı 1 inci tahifede) zandığı her yeni zafer, benim bu za bütün değişmişti. On yedi yaşmdaki ço Yerli Mallar sergisi 18 temmuz perşemSon günlerde yumurta fiatleri gene çok fere iştirakim ihtimalini azaltıyordu.» cuklar bile olgun adamlara benziyor be günü Galatasaray lisesi salonlarmda danlarının sözlerine ikinci defa kapılmak daşlannın Habesistana gittikleri söylenidüsmüstür. Almanyanın aldığı ayda 500 Görülüyor ki, Marn muharebesi, lardı ve ben genc gönüllü iken, ihtiyar açılacak ve 5 ağustosa kadar sürecektir. istemediklerinden, General Kamenos Bul yor. garistana dönmüstür. Bavyera kışlalarında hiçbir ümıdsız asker olmuştum.> Bundan malumatım yoktur. Gıtmis kentallık yumurta genıs mıkvasta yumurta Sergi her yıl olduğu gibi bu yıl da M. Yorgiyadis ne diyor? 1915 16 kışında bir gün. Hıtleri, Lil satışlıdır. Sergiye gelmek istiyenler lik uyandırmamış, süratli ve kat'î zaolsalardı her halde malumatımız olurdu. ihracatı yapmak mecburiyetinde olan Bu mesele hakkında tahkıkatta bulu Çünkü onlarla daima muhaberedeyız. memleketimİ7İ doyıırmamaktadır. Eğer fer hakkındaki demir gibı sert inanc şehri okullarından birinin önünde, yerlerini her gün Sanayi Birliğinden nan bir arkadaşımız dün Taksımde Ka Bulgaristandan ayrıldıklarına dair bu da İspanya ile bir anlasma yapılsa o vakit mığferi gözlerinin üstüne düşmüş, bı almaları. eksilmemişti. genel durum biraz daha düzelmis ola zancılarda 103 numaralı evde kiracı bu kikaya kadar bir haber almadık.» On ay süren bir talimden sonra, Hit yıkları sarkık bir vaziyette gören bir caktır. Şimdilik tecimenler ellerindeki yulunan mülâzim M. Yorgiyadisle göriiş ler bir sabah, List taburile beraber arkadaşı, onu, bayramlıklarını giymiş Mülâzim Yorgiyadis bu münasebetle murtaları soğuk hava depolarına koy bir at uşağına benzetiyor, fakat, bu kı60 yaşında bir ihtiyarı yaraladı müştür. Vürtembergden geçerek cepheye doğTürkiyede gördüklerı mısafırperverlıkten Şoför İzzetin idaresindeki 2250 »yılı Mülâzim Yorgiyadis arkadaşımızın su tesekkürle bahsetmis ve sahsan ancak muslardır. Son günlerde fiatlerin sandık ru yol almağa başladı. Avusturyalı lıksız adamın, kendi nazarmda. bütün basma iki lira yükselmiş olması kâfi göotomobil Aksarayda altmış yaşlarında Ali allerine cevaben sunları söylemiştir: genc Hitler, yeni vatanı ilk defa ola duvarları korkusuz aşacak bir askerin memleketine dönmek için Türkiyeden ayrülmemektedir. oğlu Salihe çarpmış ve yaralamıstır. Ya« General Kamenos İstanbulda çok rılacağını söylemiştir. rak görüyordu. Hitlerin taburu uzun sembolü olduğunu da ilâve ediyor. ralı Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmış, az kaldığı icin ben kendısıle görüşeme müddet geride bekledi. Bugün, en ba Fransız Belçika cephesinde alayı Beyoğlu mehafılınden çıkan şayianm Bir hırsız yakalandı dim. Baskalarile ne görüştüğünü de bilyağı risalelerden tutun da kuşe kâğıd büyük zayiat vermiş olan miralay List, soför yakalanmıstır. doğru olup olmadığını araştırdık. miyorum. Yalnız şu kadarını söyliyebiliPaşabahçede Ayazma sokakta 10 üzerine basılmış, bol resimli lüks ki Hitlerin çok tahammüllü bir asker ol Atinadan telefonla verilen malumata gösayılı evde oturan terzi Enverin dükkâ tablara varıncaya kadar her eserin; en duğunu görerek onu irtibat neferi ta de, Alman ordusunun mukadderatını rim ki biz Habesistana gıtmeğı aklımız re Atina gazetelerinden Neo Kosmosun nına hırsız girmiş ve dikiş makinesini çayüksek sosyete salonlarından en küçük yin etti. elinde tuttuğuna emin. mermi çukur dan bile geçirmeyiz. Bilâkis yakında afmektebe varıncaya kadar her muhitte Sonbahar ve kış esnasında, Hitler, larından atlıyarak, kurşun vızıltılann fedileceğimizi ve memleketimize dönebi Bulgaristandaki muhabirinin kacakların larak kacmıstır. Vak'ayı duyan polis, sıkı bir arama dolaşan edebiyatın; tekemmül etmiş kendisine verilen vazifeyi harfi harfine dan sakmarak dikenli tellerden geçe leceğimizi umuyoruz. Buradan o kadar bulunduğu Karlovadan gönderdiği bir memnunuz ki yerimizden kımıldamak ni mektubda fırarî zabitlerin hepsınin orada sonunda hırsızın balıkçı Rıza olduğunu kahraman, mükemmel arkadaş, meç yapmak için var kuvvetıle didindi, çan rek haftalarca çalıştı. vetinde bile degılız. bulunduklan bildirilmistir. anlamıs, yakalamıştır. hul asker diye göklere çıkardığı Hitler, tası tıklım tıklım evrak dolu olduğu hal(Arkatı var) i Bursa (Hususî muhabirimizden) Izmir (Hususî) Bu sene Ege bölGeçen hafta Uludağın şehir yönündeki gesi üzümlerinin iyi verimli olacağı anlavamaçlarında bir orman yangını çıkarak şılmaktadır. Verimin artması herkesi üç koldan birkaç hektar fundalığı yakhkmemnun etrjesi lâzım gelirken her yerde tan sonra söndürüldüğünü bildirmiştim. bağcıların gizli bir üzüntü ve korkusu Müddeiumumilikçe bunun bir kasd eseri sezilmektedir. Fiat.. olup olmadığı arastırılmaktadır. Söylen Diinya pazarlarmda arpa, buğday, diğine eb're: Son zamanlarda odunculara buralardan ağaç kestirilmediğinden içle pamuk ürünü gibi dünya rekabetine açık rinden bazılannm bu şekildc yangın çı bulunmıyan güzel üzümlerimizin verimli kardıklan iddia olunmaktadır. Bunun seneleri bağcı için bir üzüntü yılı olur. doğru olup olmadığını bilmemekle bera Yıllardır bu derdin altında ezilir. Bu ber oduncuların Uludağdaki ormanlan günkü şartlar içinde sevinci olmıyan ve çok insâfsızca tahrib ettiklerini, hatta bir olması bile düşünülemiyecek bir insan kü Uludağdaki çam ağaclari Ayrı bir derd olan ambalâj meselesi halledilköklerinden kesiliyor mezse müstahsil sonbaharda zorluk çekecek * * * ' ' • Dün çıkan bir şayia ğunuzu ve üc kelime ile ruhumun derinmak, öğrenmek istiyorum.. dedi. Siz, ger ya baska taraftan başladı. Tabıî. mekte olan Ayşe ile yüzyüze geldi. Son defa görüştüğümüzden sonra, liklerine kadar nüfuz ettiğinizi hatırlıyaKadın, tereddütsüz, kendisine el uza Yanyana yürümeğe basladılar. Aheste çek, onu sevıyor musunuz? Ayşenin yüzünde peyda olan bir iş Aksaraya, memleketime dönmeyi dü caksınız. Her halde, şunu biliniz ki, beni tarak yaklaştı. Tebessümü, şapkanın adımlarla Sirkeciye doğru gelivorlardı. arada sırada ziyaret etmenizden başka lstasyona çıkan yola saptılar.. Biraz git mizazı görünce, gene teminat vermeğe gi şündüm.. kenarından sarkan ince tülün altında bir Orada görülecek işleriniz mi var? sizden hiçbir şey istemiyor, hiçbir şey bektiler, sol taraftaki kazinonun bahçesine rişti: ay huzmesi gibi görünüyordu. Hayır... Mazimi hatırlamak, mazi lemiyorum. Tekrar ediyorum, korkmayın. Bu Bana mı geliyordunuz? diye sor girdıler. Burada, Bay Kadri sordu: Aklı, fikri perişan olan Bay Kadri sami tekrar yaşamak arzusu. Şurada biraz otursak olmaz mı? nu anlamak isteyişim, her ikinizle meşgu! du. de dinliyordu.. Kadın sözünü bitirince: olmam icab ettiği takdirde, vaziyeti iyice Aysenın sıması tatlı bir hal aldı. Bay Kadri hiç cevab vermedi. Ancak Ben sabahtanberi çok yürüdüm.. Yazan: Ne iyi ettiniz de gitmediniz! Ayşe bir baş isaretıle, muvafakatını bilmekliğim içindir. Benim hakkımda, lâyık olduğum yüzüne bakabiliyordu. Ayşe: Bay Kadri gülümsedi. Muhatabının yüzü, bu defa, heyecan bildirdi. Oturdular. Bir arada yaşıvan dan fazla hüsnü zan besliyorsunuz.. di Biraz yürüyelim mi, yoksa bize Ercümend Ekrem Talu Evet! dedi. Biz, insanlar, hem ma yebıldı. fakat pek bahtiyar olmıyan karı kocala göstermişti. Ayşe, elinde tuttuğu ufacık mi gidelim? dedi. Bay Kadri ne cevab vereceğini bile ra benziyorlardı. Burada Bay Kadri, gi mendili gözlerine götürdü. Galiba, kenzıye kıymet verir, hem de her gün ondan Susunuz! İlâve edeceğiniz tek bir Bu sefer, başka türlü, bu dilencinin miyordu. Genc kadının görünmesile, sa rerken yarıda bıraktığı cümleyi tamamla di ihtiyarında olmadan, bir iki damla yaş birer parça düşürdüğümüz halde dönüp kelime, bugünkü mülâkatmıızın hususi elinden kurtulamıyacağını anlıvan Bay bakmayız bile. fışkırmıstı. bahtanberi zihninde kökleşmiş olan seya mak istedi. yetini ihlâl edebilir. Kadri, kendisine uzatılan kirli avucun Amma, belki başkası bakıyordur Bay Kadri: Çok ta düşündüm.. Üzüntülü idim.. hat tasavvurları bir anda altüst olmuştu. Ayasa kalktı: içine beş kuruş bıraktı. Neden cevab vermiyorsunuz 7 diye da. farkında değiliz. İçinden, bu çehreyi kaybetmektense, sus dedi. Şimdi artık bana geîeceğinizden, A l ! Çekil, git şimdi! Bay Kadri, Ayşenin yüzüne hayretle Ve kadının, elıle yaptığı bir hareketi sordu. mayı tercihe karar veriyordu. Nihayet beni ihmal <miyeceğinizden eminim. Al» Biliyorsunuz ki, dostum, duygula baktı. Onun da gözleri kendisine bakı Kadın uzaklaştı. Bay Kadri de kenkendini zorladı ve: başka türlü tefsir ederek, ilâve etti: laha ısmarladık! di kendine, acı acı gülerek, söylendı: Korkmayınız.. O bahse avdet ede rını bugünden yarına değiştirir bir ka yordu. Kadın, hafif bir sesle: Malum a, dedi, tatil.. Geziyorum. Bay Kadri, onu alakoymak, hiç de Zavallı dostum! dedi. Sizi teselli dın değilim. cek değilim. Mendebur karı! Başka edecek dua Ayse içini çekti. Silse, onunla beraber yürümek istedi. Lâedecek ben miyim? Mazı dedıeınız •e ş Bay Kadri başını tekrar yere iğdi. bulamadı sanki... Ben hâlâ bir haber alamadım.. de Biraz durdu. Kendini dinliyor gibi idi. Biliyorum. Yalnız bunu bir daha yin daima kendi içimizde yasadığını zan kin Ayse: Ondan ayrılahdanberidir, zihninde karNereye gittiğini bilmeden Köprüye tîoğ di. nederdim. Onu eksiltip azaltmanın, onu . Zahmet etmeyin! dedi. Şuradan Vücudünü bir lâhza kaplıyan raşeyi makarışık fikirler, kararlar dolaşmıştı. $im ağzmızdan işitmek istedim ru yürüyordu. Eminönüne geldiği zaman değistirip başka şekle koymanın da kentramvaya biner, giderim. Geç kaldım za Niçin? di bunlardan hiçbirini hatırlamıj'ordu. bunun farkına vardı ve gerisin geriye döu belli etmiyerek, Bay Kadri: di elimizde olmadığına kaniim. Bir ^ünten. Ben de bilmiyorum. Gözlerini açtı; basını kaldırdı ve: Tabiî! Almış olsaydınız, bana da meee hazırlandı. gelecek ki, benimle şu bahçede oturdu (Arhası var) Birdenbire, kendisine doğru ilerle , bildirirdiniz.. Mukabelesinde bulundu. , Y»1QIZ bir şey ...Bir tek §ey sor Biraz daha durduktan sonra, lâkırdı "Cumhuriyet,, in bölemis 36 \ Bu Gönül Böyle Sevdî