CUMHURfYET 20 Haziran 1935 Türklerle Süngu Süngüye No. 221 A. DAVER Çanakkalede Dikkatler İdeal kremler Bu başltğı okuyanlar, benim tuvaletle uğraştığımı sanacaktmr. Ben de tuvaletls uğraşıyorum. Yalnız benim söyliyeceklerim, tuoa letle meşgul olanların söylemedikleri olacaktır. Gazetelerde her gün görüyoruz. Pudranm, kremin türlüsü, türlü kandırtct yazılarla satılığa çıkarılıyor. Bunlarla kadın, erkek güzelleşiyor da deniyor. Uzun yılların denenmiş »onlarına dayanarak söyliyebilirim ki, ha yat, en güzel kremlerini bize vermiştir. Gene o hayat güzelleşme nin, hiç olmazsa güzel kalmanın da anahtarlarmı cebimize koymustur. Eğer biz hayatın en normal kremlerini bilmiyorsak bu; <sade hakikatlere* kulak asmayısımız dandır. Normal krem, temiz havada dinlenmek, gece uykularım hiç bir seye değismemek ve biraz da az yemektir. Gece uykusu demek, uzviyetin tamir gb'rmesi, eskiyen hücerelerinin yenileşmesi, kısacan hayatın tazelenmesi ve kremlenmeai demektir. Eğer gencler, orta yaşlılar gece hayatlarını kapalı yerlerde *uykularından azaltarak» uzatıyor larsa pek normaldir ki vücud tamire vakit bulamtyacak, derileri miz yavaş yavaş eski btr hal, pSrsük bir vaziyet alacakttr Buna pudra, krem ne yapabilir? Türk kızının ince zevkini RADYO ortaya koyan sergiler aksamki Izmir dikiş ve nakış yurdlarında açılan elişleri sergisinde takdire lâyık eserler var ISTANBUL: 18 30 jimnastik Azade Tarcan 18 üO almanca ders 19,20 haberler 19.20 sigan orkestrası 20 konferans 20 30 stüdyo orkestra konseri 21 radvo caz ve tango orkestraları, türkçe sözlü eserler (Avni) 21,30 son haberler, borsa lar 21,40 Nimet Vahid (şan) 22 plâk neşriyatı. VİYANA: 17,05 gramofon 18,35 konuşma 19,05 konser: Şubertin eserleri 20.30 opera şarkıları 21.10 konuşma 21,45 ^vşi havaları 23.30 orkestra konseri 24.35 konuşma 24.50 şan ve orkestra konseri. BERLİN: 17.05 konser: Orkestra ile Mozartın eserleri 17,35 genc bestekârlar 18,05 Laypzigden nakıl 19,35 spor yayını 19.50 kitablara dair 20.05 konuşma 20.25 musikili edebî neşriyat 20,45 günün akisleri 21,05 haberler 21,15 dans havaları 24,05 Frankfurttan nakil. BUDAPEŞTE: 17,30 salon orkestrası 18,35 îsa za manında kutsî 19,05 füüt konseri 19,35 «Tanhauesr> operasmın ikinci perdesı21.35 Çingene orkestrası 22.35 haberler 23,05 askerî bando 24.25 cazband takımı 1.10 haberler. VARŞOVA: 17,20 Piyano konseri 18,05 Lembergden nakil: Koro konseri 19,20 Kato viçten nakil: Silezya şarkılan 19,35 gramofon 19,50 Leh sonatlan 21,05 senfonik konser 21,50 haberler 22,35 piyes 23,25 kanşık konser. Senegalliler, mutfak ateşlerinin etraf ına toplanarak tarla faresi gibi, tortop olarak titreşiyorlardı! Şarl Runun hotıralanndafi Dalgalar îlyas burnundaki sarp kayalara şiddetle çarpıyor ve Sahalyen, Maseua uzunluğundaki taş yığınlarından müteşekkil rıhtımı aşarak limanda halatla bağlanmış mavna ve yiik kayıklannı sarsıyordu. Gündelik vapur Mundrostan gelmedi. Dünkiı dönüş seyahati heyecanlı olmuştur. 19 teşrinisani Seddilbahir limanı evvelki günkü fırtınaya iyi mukavemet etti. Buna mukabil îngilizlerin İlyas mm takasındaki üç limanı bu kelime biıyük liman manasma alınmasın hemen hemen harab oldu. Hava, tamire müsaade edinciye kadar, onların da bütün iaşe işleri bundan sonra Seddilbahirden yapılacaktır. Senegallilerin soğuktaki hâli 22 teşrinisani Hava soğudu. Tabiî bir serin havadan birdenbire ısıncı poyrazh günlere geçiverdi. Hatta tatlı günlerden sonra geceler dondurucu oluyor. Zencilerimiz cidden acınacak bir halde yakalan kaldınlmış, ba= ! k'an kulaklarına kadar geçirılmiş r lliler mutfak ateşlerinin etrafma t .rak tarla fareEğer birçok normal tuvaletlere si gibi tortop olarak titreşiyorlardı. daha merakınız varsa doktorunuOnlar gibi soğuktan titrıyen Marti za sorabilirsiniz. Doktorunuz tize nikbiler de boyunatkıları içinde ısınıyor hayatın çok ve normal kremlerini lardı, Bunlar, evvelce ordugâhlan civa anlatmakta gecikmiyecekür. G5rında koşmaca oyunu, birdir bir ve dığer zönündeki bu tade hakikatleri amekteb oyunlan gibi oyunlar oynıyarak Frannz zayiatı nutmıyalım. V. O. bir ecnebi mektebliyi andınyorlardı. Fa29 ikinciterşin 1 ikinciteşrine kadar kat şimdi soğuğa karşı hareket arzusunu bile hissetmiyorlar. Birçok zenci efrad zayiatımızı gösteren levhayı aşağıya KÜLTÜR JŞLER/ hastalanıyor veya topallıyor. Beyazlarm, nen yazıyorum: Kamp talimatnamesi geldi çok acı duyan bu zavalh insanlann muZabit Nefer Lise ve ortamekteblerle yüksek mekkavemetlerini takdir etmeleri lâzım gelÖlü 183 3,569 teblerin kamp talimatnamesi dün Kültür Siez mi? Yarah 355 16,564 Müdürlüğüne tebliğ edilmiştir. Bu taliKayıb 45 5,957 24 teşrinisani tşte ilerideki kıtaat matnameye göre. yüksek mekteblerle Feytan bize yayılan bir havadis: General Türklerin elde ettkileri az miktardaki ziye ve Galatasaray liselerinin kamplan Brülar liva ve alay kumandanlarını top esirlerden maada kayıblar da hakikatte geceli, diğer liselerin kamplan ise günlamış, hayvan ve mekkârelerle arabalann ölmüştüler. İlyas burnunda ve Mun düzlü olacaktır. Kamplar 16 gün devam ve bir kısım eşya ile topçunun Mundrosa drosta hastalık sebebıle gönderilenler etmek şartile 3 temmuzda başlıyacaktır. nakledilmekte olduğunu bildirmiş. Bo 20,773 nefere çıktı. Bütün zayiat yekuDoktor raporile hasta olduklan tahakkuk şaltmanın, efradın maneviyatlan ve iti nu 47,745 ve hastalıktan ölenlerle bcra eden talebeden gayri bütün talebenin madlan üzerinde tesir yapmamasına,, ya ber ise kesirsiz 50,000 i buldu. Peyronc kampa iştiraki mecburidir. kında kuvvei seferiyenin gideceği şüphe şu neticeyi çıkarıyor ki, «kuvvei seferiye sini uyandırmamasına rlıkkaf olunmnsını hiçbir vakit 52,000 den fazla bir miktaBir hayır sahibine teşekkür tavsiye ve herhalde mevzide bırakılacak rı bulmadığından en aşağı bir defa kâmiBesiktaş 46 ncı ilkmekteb başmual olan topçu miktannın bir müdafaaya ye len yenilenmiş farzolunabilir. tyileştik limliğinden: tecek derecede olacağını ifade etmiş. Bü ten sonra geri dönenler de dahil olduğu îki yıldanberi okulumuzun yoksul tün bunlarda hiç olmazsa bir hakikatin halde Çanakkale cephesinden 80,000 çocuklanna haftada bir gün sıcak ye saklı olduğu anlaşılıyordu. Bu, içtimam Fransız geçmiştir. mek vermeyi üzerine alan ve bunu bühakikî sonuncu (neticesi) dir. Diğer soBu istatistiğe göre bu 80,000 Fransız yük bir hayirseverlikle yapmış olan nuncu da resmî olanıdır ki bu da beygir bir defada emrimize verilmiş olsaydı Besiktaş Tramvay caddesinde Hüsnülerin, mekkârelerin, bir kısım arabalann çoktanberi Alçiiepede ve belki de daha tabiat lokantası sahıbi Bay Hüseyin İnve iaşe mevaddınm Mundrosa için boşal uzaklarda bulunmuş olacağımızı düşün ceye, gazetenizle açıkça teşekkür etmetılması kararıdır. Bunun için gösterilen mekten kendimi alıkoyamadım. Yani he yi bir borç bilirim. sebeb de bir ileri yürüyüş ihtimali ve bu defimize vâsıl olmuş ve Boğazları acrruş takdirde bu kadar hayvan, eşya ve va bulunacatık, ve bundan dolayı iyi mevsıtanın fazla olmasıdır. kide bulunacaktık.» Hafta Şimdi tekrar Fransız ağırtopçu zabitiZenciler değiştiriliyor Bu güzel mecmuanın 63 üncü sayısı 24 ikinciteşrin Senegalli ve Marti nin hatıralarına avdet edelim: birçok zengin yazılarla çıkmıştır. Okaniklilerin değiştirilmesi meselesi hallolun(Arkan vm ) yucularımıza tavsiye ederiz. Fıati yedi buçuk kuruştur. muştur. Harbiye nezaretinin derhal Mundrosa göndereceği müstemleke piyadesile yani beyazlarla değiştirileceklerdir. Vakit dardır. Zencileri tutmak günden güne zorlaşıyor. Durumları (vaziyetleri) günden güne daha acınacak bir halde. De ğiştirilinciye kadar dayanıp dayanamıya cakları düşünülmeğe değer. Harbiye nezareti 10,000 cankurtaran simidinin de gönderileceğini bildiriyor. 10,000, aşağı yukarı kuvvetimizin mec muudur. Acaba bu cankurtaranlar neden göndenliyor? Mösyö dü büro (yani kırtasiyecilik) bilmece gibi, «her türlü ıhtimale karşı» diye yazdı. Büro adamlarınm her türlü ihtimale karşı» diye düşündukleri acaba umumî bir banyo mu? Yoksa Mundrosla Ilyas burnu arasmda seyahat esnasmda torpillenmek ihtimali mi? Erkânıharbiye de nezaretin fikrine iştirak etti ve 10,000 cankurtaran simidınden istifadeye karar vererek bunları filotillâmızı tejkil eden romorkörlere ve iaşe gemilerine taksim ve tevzi edılmek üzere bahriyenin emrine verdi. 27 ikinciteşrin Zencilerimiz 7000 kadar dişlerini birbirlerine vuruyorlar. Yüzlercesi birden viziteye geliyorlar. Zatürrie, bronşit, ayak ve el donması çoğalıyor. Doktorlar bunlardan büyük bir miharını hasta göstermek ve tehlikeli olanlan nakletmek mecburiyetindeler. Mahdure Dikiş Yurdunun bu seneki mezanlan Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardır: •%•"""•#? >*î ^ .^ mezl Ruhtar Dikif Yurdunun bu teneki mezunlart Izmir (Hususî) Şehrimizdeki dikiş, nakış, biçki yurdlarında da san'at tedrisatına son verilmiş ve bir yıl icinde vücude getirılen eserler, her yurdun sa lonunda açılan sergılerde, teşhire baş lanmıştır. Bunlardan hilha«a ücü. Mahdure. Zehra Hasan, Ruhsar idaresindeki üc yurdun çalışmalanndan alınan netice çok iyidir. Mahdure, 334 yılında tzmirde ilk dikiş, biçki mektebini açmıştır. Şımdıye kadar binden fazla mezun vermiştir. Bunlardan 30 kadarı baslıbasına yurd aç mışlardır. Altı, yedı yüz mezunu da, biçki, dıkiş ve nakışla hayatı kazanmakta dırlar. Bu yıl verdıği mezun sayısı da altmıştır. Zehra Hasan idaresindeki yurd da oldukça eskidir. Bu yıl diploma verdiği taîebe sayısı on yedidir. Yurd müdavimlerinin bir kısmmı genc kızlar, bir kısmını da aıle kadınları teş kil edivorlar. Sergilerde dikkate değer çok güzel izerler vardır. Bunlarda Türk kızının, Türk kadınının yüksek san'at kabiliye tini görmek mümkündür. Bu meyanda resme verilen ehemmiyet te fazladır. Mahdure yurdundaki boyalı tablolar büyük bir ilgi uyandırabilecek derecede muvaffak olmuşlardır. Yurdlarda, yerli malı kullanmaga da dıkkat edılmektedır. Gıyınme, ev eşyası, ev süsü noktasından büyük yenilıkler yapılmıstır. Bunlar, gelecek yıllarda aile yuvalarını, ekonomi bakımından da kuvvetlendirecektir. Şinasi (Büyükada), Yusuf (Heybe li), Mehmed Kâzım (Bahçekapı), Sırrı (Çemberlitaş), Asador Vafram (Ge dikpaşa), Ahmed Necati (Cibali), Hamdi (Şehzadebaşı), Şeref (Cerrahpaşa), Rıdvan (Samatya), Nazım (Topkapı), Kemal (Karagümrük), Hılâl (Bakır köy), Arıf (Fener), Yeni Turkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Nail (Besiktaş), Asrî Ittihad (Galata, Okçumusa caddesi). Kurtulus (KurtuJns caddesi), Gorıh (Kumbaracı), Limon ciyan (Taksim, Mis sokak), Saadet (Muvakkıthane), Osman Hulusi (Sö ğüdlüçeşme), Ittihad (Üsküdar, Çarşıboyu). 20 HAZİRAN ÇARŞAMBA SAAT 17 de Büyükada da 23 Nisan caddesinde Elektrik sirketi şubesinde Elektrik lırınının tatbikatı gösterilecek ve bu meyanda, gelenler arasmda kura çekîlerek, bir ( YENİ ESERLER Erzincanda Halkevinin açtığı Nakış Yurdu Iki çocuk sokağa düştü Dün şehrimizde iki küçük çocuk pencereden düserek yaralanmışlardır. Karagümrükte Küçükçeşme sokağın da 1 7 sayılı evde oturan boyacı Nazifin karısı Bedriye ekmek almak için sokağa çıktığından evde oturan 3 yaşındaki çocuğu Baha, açık bulunan pencereden sokağa düşerek başından ağır surette ya ralanmış, ve Şişli Çocuk hastanesine kaldırılmıstır. Demirtaş mahallesinde Namahrem sokağında 12 sayılı evde oturan yüzbaşı Rızanın kızı 7 yaşında Ayhan, ayni sokakta 4 sayılı evde otururken pencere den düşerek yaralanmış, Cerrahpaşa hastanesine kaldırılmıştır. Cumhuriyat „ in böl«mi Faruk Nafiz, Nizamettin Nazif, ÎVahim Alâettin, Mahmud Yesari, A. CeDün Çocuk Esirgeme Kurumu idare heyeti Cağaloğlu merkezinde bir toplanü malettın, Cahıd Uçuk, Kandemirin en güzel yazılan (Perşembe) dedır. Sine yapmıştır. ma, spor, mizah, meraklı dünya haberBeyoğlu kazası Kasımpaşa merkezi leri vardır. Tavsıve ed^riz. 23 haziranda Boğaziçine bir gezinti terYeni çıktı tib edecek Kadıköy kaza kolu da 23 temmuz gecesi Belvüde bir balo verecektir. Çocuk Esirgeme Kurumunun kararları Perşembe •• A a Bu ders Bayanlara mahsustur. ELEKTRİK ALETİ HEDİYE EDİLECEKTİR . Teşekkür iskender Toplantıya davet Türk elekcro ractyolojı kurumu aylık ıçtimaını 21/6/935 cuma gunu 19,30 da Saka çıkmazında akdedeceğınden uyelerle arzu eden doktorların gelmeleri. Yunan klâsiklerinden Meşhur Plütork'ın Haydar Rifatın tercümesi 60 kuruş nı kaybeden genc kızm tahsil ve terbiyesile babasından daha tehlikeli ve şcrir bir serseri olan amcası meşgul olmustur. V'estanjer ailesinin fenalıklarla dolu 200 senelık bir mazisi vardır. Kat büyük bir hırsız olarak yetiştirilmiştir. Benim ka naatime göre o dünyanın en büyük haydud çetesine riyaset etmektedir. Bu çelenin azası zaman zaman muhtelif sucîarla maznun olarak yakalanmışlardır. Fakat Katı yakalamak imkânı bulunamamıştır. Halbuki bu çetenin en büyük işlerini tertib eden yalnız Kattır. Lord Flanboroh alay etti: Sonra da Londra zabıtası şöyledir, böyledir, denir, değil mi? Azizim Lord Flanboroh, zabıta memurlan da insandırlar. Onlara melek veya sihirbaz dıyemeyiz. Sonra bu memleketin kanunları öyle yapılmıştır ki bir haydud işlediği cinayetten, yaptığı hır sızlıktan sonra zabıtanm elinden kaçıp kurtulmak icin yüzde yetmiş şansa nıa liktir. Meselâ biz kuvvetle kaniiz ki Holanda bankasına iki milyon krona mal olan sirkatin mürettibi Kattır. Geçen haziran ayı içinde Londra kuyumcularmın Tüccari muteberamlan Hacı Yusuf zade Bay Mehmedin vefatı dolayısile kederlerimize iştirak eden akraba ve ahbablarımıza ayrıca mukabelei sükranda bulunmak kabil olamadığından elim kederlerimize ve merasim icra Iutfunda bulunan bilumum zevata Nakış Yurduna devam eden talebe ve öğretmenler alenen teşekkürü bir vecibe addey • Erzincan (Hususî) Halkevi kurslar hayet vermiştir. Nakış muallimlerinden ler iz. komitesi tarafmdan açılan nakış joır Bedriye ve mekteb muallimlerinden Biraderi Muharrem, mahtumlan du Sakarya ilk okulunda 12 talebeye Cemile fahrî olarak muallımlik istemiş Mustafa, Ismail Hakkı, AH, Hasan, nakış dersi göstermiş ve faaliyetine ni lerdir. damadlan Mustafa Asım, Cevad. uğradıkları inanılmaz felâketi gene o tertib etmiştir. Krim Strit vakasını yaptıran da odur. Fakat gelgelelim elimizde delıl yok. Krim Strit dedım de akhma geldi. Sız bu sokağı bilır mısmız? Istersenız sizi bir gün oraya götürürüm. Şimdiden haber vereyim ki haricî manzarasma ba karak o sokağı Londranın en ıssız, en fakir, en kasvetli sokağı zannetmeyiniz. Krim Strit bilâkis şehrin en kalabahk, en muhteşem, en aydınlık sokağıdır. Her ne ise Katın zekâsını metetme isini bir başka güne bırakalım. Ben ıkmci defa olarak buraya biraz da onun yanınıza niçin yerleştiğini anlamak üzere geldim. Lord Flanboroh: Onu kâtibe olarak almıştık, dedi. Fakat söyledıklerinize bakarak nıçin geldiğini anlar gibi oluyorum. Telâş etmeyin. Evinizde çahnan birşey yoktur. Kat sizden bir topluiğne bile almamışhr. O buraya başka birşey için gelrnjştir ve ben işte bunu anlamak istiyorum. Kâtibeniz burada ne vakittenberi bulunuyordu? * Tahminen bir ay kadar oluyor. Kendisine ne iş gördürüyordunuz? lerine ve sefer projelerine dair.. Moyanın işlerini yapıyordu. Elin Başka... Başka? de mükemmel şehadetnameler vardı. Biraz müsaade ediniz de düşüne • Mükemmel şehadetnameler... Bun yim. lara sakın inanmaymız! Bu şehadetna Düşününüz. Benim kanaatime gömeleri yapan Milet namında bir sahte re sizde ehemmiyetle sakladığmız bazı kârdır. Krim Stritte 9 numarada oturur. mahrem vesaik vardır, değil mi? Aldanmış olmayı kibrine yediremiyen Doğru, fakat bunlar gözönünde Lord Flanboroh bu sefer: değildir. Doğrusu çok seri bir daktilo idi! Nerede saklarsınız? dedi. Yazı masamda. Hakkınız var. Kat dünyanın en Bunları onun görmesi mümkün deseri daktilolanndan biridir. Onun tahsil ğil miydi? ve terbiyesinde hiçbir noksan bırakılma Görmesine belki görmüştür. Fakat mışür. Beş lisan bılir. Daha dokuz ya kopya etmesi mümkün değildir. şmda iken mükemmel fransızca konuşu O burada yalnız olarak nekadar yordu. Fakat bunlann hiçbiri beni alâka kalabilir? dar etmez. Biz kendi mevzuumuza döne Burada mı? Beş dakikadan fazla lim. Siz ona ne gibi işler yaptırıyordu değil. nuz? ££îke elile çenesini kaşıyarak sordu: Bazı mektublarla raporlann kop Genc kızı bir gün kütübhaneye yala'rını alıyordu. girdiğiniz zaman yan baygın bir halde Ne gibi raporlar? gördüğünüz oldu mu? Bizim cenubî Afrikadaki işlerimize Lord Flanboroh polis müfettişine haydair... Bu raporlar mühim şeyler miydi?. retle baktı: Hem evet, hem hayır. Maden i| (Arkan 9ar) Mike yazı masasının başma oturdu. Hâdiseyi bütün tafsilâtile yazdı. Sonra doldurduğu kâğıdlan kurutarak cebine koydu. Lord Flanboroh ben size Kat, yahud sizin bildiğiniz ismile Mıs Tenbiye dair b]r iki sual sormak istyorum. Zannederim ki bu sabah olup bitenler sizi bfraz şaşırttı. Filhakika hayrette kaldım. Bu Kat kimdir kuzum? Biz onun hakkında uzun boylu tahkikat yapmışhk. Müstahdemin idaresi kendisini pek güzel tanıvordu. Mike izahat verdi: Merak etmeyin! Kat adi bir lursız değildir. Onun asıl ismi Katrin Vostanjerdir, yirmi yaşındadır. Ordudan tard olunan bir miralayın kardeşinın kızıdır Valid^sini küçük yaşında kaybetmiştir, babası da çirkin bir vak'adan dolayı amcası gibi ordudan tardolunmuştîir. Ana tarafın^an büyük babası Ingiliz ordusunun en büyük tabiyecisi General Mas serfilddir. Tercüme eden: Yazan: Kat onun yalnız harikulâde zekâsına Ömer Fehmi Başkut Edgar Vallas tevariis etmiş, ahlâk prensiplerini benim Zarar yok, ben raporumu kendi sememiftir. On altı yaşında iken babasıkendime yazarun.