4 Hariran 1935 CUMHURIYET Adolf Hitlerin Hayatı 10 I UECGÜM BÎD f IkRA ( EĞİTİM ÜZERİNE j Hacı Bayram Velinin seccadeleri Haci Bayram Veli, Ankarada, riayatta iken, Bağdadda ayni zamanda berhayat olan Abdülkadir Geylâni ile manen dostluk tesis etmişti. Bu iki zat biribirlerine derin bir hulus ve muhabbetle bağlı idiler. Bir gün, Hacı Bayram, candaşına bir armağan, bir andac göndermek istedi. Hususî surefte, üç tane namaz seccaCebinde elli guldesi dokuttu ve bunlan, müridlerinden denden ibaret bir birinin eline teslim ederek: para ile Viyanada1 A l ! dedi; buradan kalk. Bağdada bir insan ne yapabigit. Orada, candaşım Abdülkadir Geylir? Hitler, binlerce lâniyi gör. Seccadeleri benim tarafımdan Flanden, çekilmezden önce, istediği Bakışlarımı kendi çocukluğuma çevir devi okulalara okutan yetiştirmek değilyabancı ortasında kendisine takdim et. Üzerlerinde secdedir. Her hangi bir fakülteden çıkanı, oku yetkiler bir başka kabineye verilse bidiğim vakit, sınaç kapısında geçirdığim evsiz ve işsiz kal ye kapandıkça, beni duadan unutmasın. tan diye, herhangi bir okulaya aldınız le iş işten geçmiş bulunacağını ve geç yürek çarpıntılannı hatırlarım. manın acısmı bilmi •> Mürid seccadeleri sırtına vurdu, düşmı, öz kes okutanı aldığınıza inanamaz kalınacağını ileri sürmüştü. Hâdiseler yen mes'ud adam«Geldi ruzu imtihanım tıp tıp eder tü yola.. sınız; çünkü onun pedagojik bir hazırlığı gösterecektir ki, Flanden yanılmıştır. larla dolu Mariayüreğim, cüsnomal yoktur. Kanun var: Üniversiteden çıkan Çünkü Bouisson kabinesi Tam altı ay, kızgın çölleri aşarak, hilfestrassc caddâ Gitti nızu imtihanım ferahlandı yüredoğrudan doğruya okutan olamaz; bir yetkeler> i alacak ve frangın düşmesine memleket memleket dolaşarak harab ve sinde dolaşırken ğim.» i yıl kadar, deneçli (tecriibeli) bir oku engel olacaktır. bitab, Bağdada vardı. kendi kendine bu Diye kara tahtaya yazdığımız ne idi? tanm yanında staj görecek. Flandenden esirgenen yetkiler Bou ( Şehrin kapısından içeriye gireceği essuali soruyor, hayaGerçek sınaç bu kadar korkuncdur; çoBir kere bu deneçli okutan da, çok issona niçin verilecektır? nada, aklına geldi: tının önemli bir kıscuklann, genclerin hayatında çok büyük kez, pedagojik hazırlık görmemiştir; o, Flanden kabinesi, ancak radikal sos Yahu! Ben bu işi ücretsiz, ivaz bir yer tutar. mını bf ude ycre ya kendi başına anya tarıya iyikötü bir yalistlere kadar sollaşabilmişti. <Üs sız, ne diye üzerime aldım? Bana yazık heba ettığinden doPeki, bu sınaç niçin? Yüzlerce yüz yol bulmuştur; ya kendi okutanından görnomal yetkiler» kendisine verilecek odeğil mi? Bu kadar meşakkatlere katlayı içinde müphem yıldanberi duran bu an'ane, bu yirminci düğü gibi gitmektedir. Böyle olduğu hallursa, bunları finansal alandan siyasal bir pismanlık duya landım.. Boşuna mı gitsin?. Bari şu sec yüz yılda da sürüp gitmeli mi? Birçok de bile, okutana olan büyük ihtiyac, fa alana kolayca bulaştırabilirdi. Sol fır rak geleni geçeni cadelerden bir tanesini kendime alıkoya memleketlerde bunu o kadar yalın bir külteyi bitirmiş olan toy gencin hemen o kalar, hele sosyalistlerle solkanad radiseyrediyor, dükkân yım.. hale getirmişler ki, artık çocukların on kutmağa başlamasını gerekleştirir. kalleri, böyle bir kabineye üsnomal yetcamekânlannm öVe, götürdü, seccadelerden bir tanesi dan korkusu yoktur. Okutanlar, çocuk Bu işin içinden, böylelikle çıkılabile kiler veremezlerdi. nünde uzun uzun ni, orada bir dükkâncıya emanet ettik larını iyi tanıyorlar; yerine göre on beş duruyordu. Kırılan Eğer frangın korunması ulusal bir iş ten sonra, Abdülkadir Geylâninin otur günde, ayda bir yazılı bir yoklama ya ceğini kanığ (kani) misiniz? cesaretini, Vagneri Geçen yıl yapılan yoklamalarda bir ise, bu işin, ulusu baştanbaşa orunta duğu zaviyeye gitti, diğer iki seccadeyi, pıyorlar. Bu yoklamadan vaz geçilemi anlamaktan duyşeyhinin selâmlarile ve sözlerile birlikte, yor; «test» denilen yeni bir usul ile de takım okutanların yaptığı işitilen, görülen yan bir kabineye verılmesi gerekmez duğu gururla ve esundu. anıklıklannı (istidad) araştınveriyorlar. yolsuzluklar, haksızlıklar ... dı ki tali miydi? 1 Iine geçen her eseri Görülüyor ki, frangı korumak işinde, Abdülkadir Geylâni sordu . Hem daha doğru, daha iyi bir sonuç alı matnameyi değiştirmeğe yol açtı. Devrimlerimize göre ileri hareket ya sol fırkalar, açık sağları değilse bile, dikkatle ve istifade BirUâkitler amele çırağı olarak kürek »alltyan Hitler Bu seccadeler topu iki tane miydi? yorlar, hem de çocukları yersiz korkudan pabilecek okutan yetiştirmekten başka çı sağları ve ortalan iyi kıstırmışlardır. ile okumak husu bir gün bir temelatma resminde küreği resmen Evet, mevlâna! Esasen, bizim di sakınıyorlar. kar yol yoktur; Üniversite bu ödevi üze «Eğer ekonomik asığınızı kurtarmak yarda. seccadeler çift yapıhr ve çift satısundaki kabiliye kullanabileceğini tahtnin ediyor muydu? Bizde sınaç usulü bir türlü yoluna gi rine alamaz. Bununla beraber, Üniver isterseniz, bizlere siyasal konsesyon tile telâfi ediyordu. San'ate artık ] gizli inan sayesinde tahammül edebil hr.. Âdettir. remedi. Beş altı yıl b'nce usulü değiştir siteden sonra okutanlığı seçecek genc için, yapmaktan yani devlet yönetimine biz Sorarım ama.. inanmıyordu. Şayed inansaydı, hareket mıştı. mişler, az çok ileri memleketlerin yok Universitede bir pedagoji kürsüsü yok leri de karıştırmaktan başka çareniz Sorunuz, mevlâna! lerinden hiç kimseye hesab vermeğe Hitlerin cebinde, sefalı bir Viyana gelama usullerine yaklaşmışlar, oldukçi tur! İş hep staj a kalır ve bugünkü sta yoktur> demekle, Fransız devletinin Mürid, düşünüyordu ki, altı ayda sual mecbur olmıyan bu gerçekten serbest de cesi yaşıyacak ve hayata avantüryelere ılerı bir adım atmışlardı. Geçen yıl ne jın da değeri, en son, sıfırdır. yönetimine el atmışlardır. likanh, derhal «Bohem» olur kalırdı. mahsus kapıdan girmesine yetecek kadar gidecek, altı ayda da cevabı gelecek, oldu oldu, yoklama usulü değiştirildi. Sınaç ve yoklama usulünün yolunda Gerçi Mareşal Petain gibi bir askerin Fakat yaşamak lâzımdı; hergün karnını para vardı. Fakat Hitler makul düşünür, böylelikle en azı bir yıl geçecek.. Ve Daha ileri bir yoklama usulii konacağına değiştirilmesi, düzeltilmesi, iyi okutan ye kabineye girmesi de sağları yatıştır kat'iyyen perva etmiyordu. doyurmak zarureti vardı. Artık avarelik sıkılgan ve taşralı idi. Hükumet merkeyarı geri, yarı karışık bir usul konuldu. tiştirmeği istiyorsa, çocuklarımızın okul Fakat, iş, umduğu gibi olmadı. Abmak bakımından önemlidir. Fakat bu, hoşuna gitmiyordu. Mücadele onu daha zine geldikten sonra. avare dolasmanın Ben, böyle hiçbir memlekette eşi olmı fazla cezbedıyordu. E s ^ « ^ *...ıi;gimi kendisine yasak olduğunu anlar anlamaz, dülkadir Geylâni pencereyi açtı ve te yan yoklama ve sınaç usulüne karşı idim. larda faydasız yıllar geçirmemeleri, fikriğ yeni birşey değıldir ki! Yeni olan, Franeğitimlerine (fıkrî terbiyelerine), ha geçirdığim i!k ziyaret ettiği bir inşaat yeri oldu. Bir veccüh ederek, seslendi: v e S ( . r t t.ı adam olabilmeği, Sınaç ne gösterir? Yüzlerce yıldan yatta işlerine yarıyacak bir şey öğren sız kapitalizminin sevgili frangını kur Ya Hacı Bayram! o devre borcluyum. dıyor. Şımarık bir ustabaşı, Hitlerin halini anladı. Sorduğu beri, baska başka da olsa, bu usul var; meleri de yine iyi okutan yetiştirmeği is tarabılmek için, sosyalistleri kabine^•e Buyur, canım! çocuk olan beni, kolay kazanılan bir ha suale Hitler, hiçbir şey yapmak bilmedimilyonlarca da çocuk bunu geçirmiştir. tiyor. îşte bu bahiste vakit geçirmeden almaktan başka bir çare kalmamış ol Bana göjjderdiğin seccadeler kaç yatın boşluklanndan kurtardıgı için bu açıkça itiraf etti. Bu zarıf elli, üstü H«p bileni mi bilmiyenden, hcp yetenck calışmağa başlamak lâzım geldiği kanı | masıdır. t a n e idi > • • •••• • devTİn minnettanyım.» bası temiz ve karnı aç olduğu ıçın işe gir Üç!. Şımdi, frank, şüphesiz kurtarılacak liyi (kabıhyetli) yi mi yeteneksiz (kabili ğmdayım. meğe çalışan delıkanlıyı yakından gör tır. Hem de büjük bir çoğunlukla. FaAbdülkadir Geylânî, hayretten dona yetsiz) den ayırmağa yaramıştır? Hepi Hitler, Viyanaya yaptığı ilk seyahatKÂZIM NAMl DURU kat ondan sonra da Fransada, sağlar ite, kendini bir artist sanıyor ve kendini, mek için yanına adamlar yaklaştı. Elin kalan Müride döndü: le sollar arasında, gerçekten bir erke Isittin mi?. diye sordu. ince duygıfu bir adam gibi gösteriyordu. de vesikaları olup olmadığını sordular. Hitler, hayatında ilk defa olarak iş ara Zavalh mürid, durdu, durdu.. Nihakavgası başlıyacaktır. 1907 de ise, otel fişini, elleri titriyerek dığmı söyledi. Duvarcı çırağı olarak onu yet: Şimdilik erke, denilebilir ki Herriot dolduran, partisiz bir nasyonalist ve silik (Baştarafı 1 inci sahifede) tarken enkazın altında kalmış ve altı ye ve Herriot partisinin elındedır. Demek işe aldılar. Hitler ceketini^ çıkardı ve bir vilâyet çocuğundan başka birşey de Be erenler! dedi. Madem biribiri ğazalarının üstünde depo etmekte ve bu rinden yaralanmıştır. Mağazanın yanında oluyor ki radikal sosyalıstler 6 şubatta kendisine atılan küreği, ruhunun en derın nize bu kadar yakmmışsınız.. Ne diye ğildi. suretle mağazalarını, avni zamanda ar sarraflık yapan Artinle konuşmağa geyeflerinde büyük bir sızı duyarak aldı. sokağa düşürdükleri erkeyi, şimdi Ban î fakıri, altı ay, çöllerde dolaştınrsınız? diye halinde kullanmaktadırlar. Dosttan mahrum hayatının türlü türlen .Tanos Papazyan adında bir tüccar que de France'ın gışesinden yenideni Daha dün, bir ressam, münev\er bir Seccadeleri kendi kendinize alıp verey Dün sabah saat 9,5 ta Yağ iskelesine d* baş.ndan yaralanrmş, büyük bir te , lü tesadüfleri ve güclükleri onu, durmaalmışlardır. t e s l ı m adamken, bugün, bu inşaat yerinde bir diniz ya?! ÜTÜKÇÜ gelen şirketin beş yüz çuval kadar pirin sadür eseri olarak sarraf' sapasağlam dan yer değiştirmeğe, daha ucuz oda a"' BÜRHAN BILCE gölgeden başka birşey değildi. Amele bicini ameleler mavnadan çıkarmışlar ve kurtulmustur. ramağa mecbur ediyor; oturduğu kirlı ve Üretim = İstıhsal, Yetlu = Salahıyet, le değil, çirak parçasıydı! yavaş yavaş Balıkpazarındaki şirket bibazan fena tanmmış pansiyonlann yağlı Hâdiseyi gören Balıkpazarı polis nok Usnomal = Fevkalâde, Finansal = Malî, Hitler, toz toprak içinde, itile kakıla, nasına taşımağa başlamıslardır. defterlerine ismi, kâh ressam, kâh muhartası telefonla vaziyeti merkeze bildirmiş, kiminden tahkir görerek, kiminden sümMağazada evvelden de bir miktar pi hemen imdad otomobili gelerek yarah Oruntayan = Temsil eden, Asığ =: Men rir, kâh talebe diye geçiyordu. Bu sıkınrinc olduğundan yeni gelen çuvallar a ları Cerrahpaşa hastanesine götürmüştür. ıaat, Yonetim = Idare, Erke = Mevkü iktılı devrenin başlangıcında, bir inşaat iş sük yiyerek kalas taşıyor, el arabası süFransa Posta, Telgraf Bakanlıgı ile tidar. ğırhk vermeğe ve her çuval istif edildikçisi, hatta, sık sık işsiz kalmış genc bir a rüyor, didiniyor ve cemiyetin arasında Çöküntünün altında araştırma yapıl Japonya arasında cereyan eden uzun çe mağazanın ikinci kah sallanmağa başmele olduğunu açıkça itiraf etmemiştir. ısmi bıle anılmıyan bu tabakalarda bocamış, başka kimse bulunmadığından mağamüzakerelerden sonra, Parisle Tokyo lamıstır. lıyordu. Orta Avrupanın bütün dökünZıra, hâlâ hulyalarına veda etmiş değilthtısas Mahkemelerinde zanın kepenkleri kapatılarak tahkıkata arasında doğru telefon muhavereleri teBir kısım ameleler «ikinci kata artık di; hâlâ, günün birinde mimar olmağı tülerı bu ınsaat yerinde toplanmıştı. Abaşlanmıstır. Tahkikat sonunda mağazaMSİ kararlastınlmıştır. Teknık denemelere yük koymıyahm, sonra fena bir netice ile Şekercilerin muhakemeleri tasarlıyordu. Bütün okullann kendisine vusturyalı, Moravyalı, İtalyan, Lehli, nın eski olduğu ve konulan fazla ağırlığa bugünlerde baslanacaktır. karşılasırız» demişlerse de sözlerini dinkapalı olmasının hiç ehemmiyeti yoktu. Hırvat, pek az Alman, birçok Slavdan Gümrük Sekizinci İhtısas mahkemesı dayanamıyarak çöktüğü anlaşılmıştır. Yakında, Tokyo ile Fransa arasında, liyen olmamıştır. Bir meslekte derece derece yükselmesine mürekkeb bu işçi kafı'esinin arasında, başkanı Atıfın hastahğından ötürii birkaç herhangi yabancı bir merkezden geçmeMağazanın ikinci katı çökerken pirinc Aradan beş dakika kadar geçmiş, bir ne mâni vardı? Herşeyin bir başlangıcı göçmen'.er, açlar, belki de sabıkahlar den, doğrudan doğruya telefonla konuşçuvaiları patlamış ve bu yüzden bütün gündür kalan davalarına dün asliye ceza iki çuval daha konunca bir top gürle vardır. Gencliğinde, bir amele basının vardı. Akşamları bu sarhoş, kaba iş hâkimi Hulusinin başkanhğı altında tekmağa baslanacaktır. mesi gibi bir patırtı olmuş ve mağaza pirincler dökülmüştür. Zararın 10 bın linezareti altında harc karıştıran bir işçi, arkadaşlarile buluşmamak, kalabalıktan rar bakılmıştır. ra kadar olduğu söylenmektedır. nın ikinci katı pirinclerle beraber göç gnnün birinde bir operanın plânlarını çi kurtulmak için odasına kapanıyor, oda Yaralılardan iki hamalın yaraları çok Dün göçmenlerin durumuna uyarak zebilir ve ordularla ameleye nezaret ede komşularının sesini, kapının önünde ko beklemeği tercih ediyordu. Bazan, bir müştür. Büyük bir tesadüf eseri olarak ağırdır ve hayatları tehlikededir. şeker kaçakçılığı yapmaktan suçlu Salâmemurun, yahud gezici bir tüccar kâtibi aşağıda zemin katında fazla kimse ol bilir? diye düşünüyordu. Hitler, kendi1 5 u ? a n f "elerin patırtısını duymamağa hattin Rifat ve dört arkadaşı mevkufen nin, bir ameleden daha rahat, daha mes madığından nüfusça zarar az olmuştur. sine böyle bir macera mukadder olduğu çalışıyordu. Penceresindeki kınk camHaydarpaşa hastanesi muhakeme edılmişlerdir. Dünkü duruşud olması ihtimalleri aklına geliyor, fa Ameleden Mustafa oğlu Halil ile Ali na uzun müddet inanmıştır. Aile hayatın dan içeri riizgâr doluyordu. Genc amele, kat, metanetini kaybetmiyor, kalem oda oğlu Hüseyin arkalarında yük ile tam Zeyneb Kâmil hastanesinin doğum mada iki sahid dinlenmiştir. Göçmenler dan ayrılarak birdenbire atıldığı büyük yorgun olmaktan ziyade kederli, avu larında, dosyaların arasında çürümekten zemin katından, merdivene doğru yü eyine tahvili neticesi hastanesiz kalan den olan Süleyman ve Abdullah adlı bu bir şehrin, her adımda karşısına çıkan cunda kabarıklara bakıyor, görünüşü, se, içinde bir gaye taşıyarak yıpranmağı, nirlerken çöküntünün altında kalmışlar Usküdar halkı için açılacak Haydarpa iki şahid diğer şahidlerden fazla birşey Cermen Bohem ihtilâfmın uyandırdığı korkudan tüylerıni ürperten yatağa gır bağınsız yaşamağı tercih ediyordu. ve çok ağır surette yaralanmışlardır. Tez şadakı eski fakülte hastanesinin tamırıne söylememişlerdır. gâhtar Kacatur oğlu Agob da mal tarve döşenmesine devam olunmaktadfr. tezadlarla dolu yalnızlığına, gene bu! meğe cesaret edemiyor, uykuyu ayakta (Arkası var) Durusma devam edecektir. Hayalinde yüksek san'atkâr olmağı kuran atılgan genc... Nihayet hayat kavgasına yenilip bir inşaat yerinde amele çırağı olmağa mecbur kalmışh! Şu günlerde. en başta gelen mesele, Fransız frangının düşüp düşmiyeceği dir. Belçika parasını altmdan ayırdığl Kâzım Nami Dtıru gündenberi, gözler Fransız frangına miz biliyoruz ki iş, böyîe değildir; öyle çevrilmişti. Çünkü sterling bloku ile Her yıl b\ı aylar geldi mi, binlerce çocuk için üzülüriim. En küçük çocu ise niye üzerinde ısrar edıp duruyoruz? altm bloku arasında yıllardanberi sü ğum ilk okuladadır; yarı çalışır, yarı ça Niye çocuklarımıza ezinç (işkence) çek rüp gelen didışme şu son aylarda en son kertesini bulmuştu. Üretiminin % 80 ilışmaz, ne de olsa sınıf geçer. Kendimin tiriyoruz? Acaba çalışanla çalışmıyanı, öğrenenle ni dışarıya satması gereken Belçikalı kinden değil, başkalarının çocuklanndan üzülürüm. Binlerce çocuk, bu mayıs ve öğrenmiyeni, bilenle bilmiyeni ayırd et lar da bu didişmiye altm blokunun bir haziran aylarmda ne sıkıntılar çeker bil meğe yarıyacak hiçbir yol yok mudur? üyesi olarak, sonunda, pahalı paradan seniz. Doğrusu kiminiz bunlann babası, Bizim okutanlanmızın çoğu mu bu yolu vazgeçmek kararım vermişti. Fransa için de dışarıya mal satmak kiminiz de anasısınız; benim kadar, bel beceremiyecekler? O halde niye onlan önemlidir. Fakat Belçika için olduğu ki, benden iyi bilirsiniz. Napolyonun, beceremiyecek bir şekilde yetiştirdik; ve doğru mu, yalan mı olup olmadığını bil bugün becerecek halde yetiştirmiyoruz ? kadar değil. Fransayı altm para, def mediğim, bir masalı vardır: Sınaç (imti Üniversite ilmiğ araştırmalar yapacak bil Iasyon ve bütçe açığı yaralan ile ya han) korkusu. gin gencler yetiştirmeğe çalışır; onun ö ralamıştır. SINAÇ NEDİR? Fransız buhranî Bir mağaza çöktü ve dört amele yaralandı Parisle Tokyo arasında doğru telefon Bayan Lemanın gözleri dumarjianı zı insanlar vardır ki, kurtanlmağa değ miyen bir takım ahlâk nazariyelerine gi derim?. Farz edelim ki kendisi benim nüze, merhametmıze sığınmak mecburı verdi. Bay Kadri, bu ahret suallerine ne mez. rişmiyelim. Bana kısaca: «Evet!» veya: himayeme, fedakârlığıma lâyık değildir. yetinde kaldı isem, bu, bana pek yakın diye girişiyordu? Bayan Leman olanca cesaretini top «Hayır!» diye kat'î bir cevab verın. Üst Bundan size ne? Soranm! İnsan, yarFakat Bay Kadri, kadıncağızın üzün lıyarak, cevab verdi: olan birisini fena bir akibetten kurtarmak dımı başkaları için değil, kendi vicdanıtarafına gelince... tüsünü sezmişti. Onu, her nedense, biraz içindir. Müsaade ediniz de, davamın hâ Lâkin asıl mühim olan da bu üst nm hazzı için yapar. Öyle zannediyo daha deşmek arzusuna kapıldı. Kurtarmak için mi? kimi gene ben olayım. tarafıdır. Bu alâkadar olduğunuz ada rum ki, bana teşekkür edılip edilmiyece Evet. Farzedin ki, sizin de yakın Bir şey daha sorabilir miyim? deBay Kadri başını iğdi. mın sizi iğfal etmediğine yemin edin, em ğini kale almamak benim hakkımdır. larınızdan biri, meselâ yeğeniniz, ve ya di. Anlaşılıyor ki siz bu adamı çok rinizi derhal ifa ederim. Bu sözleri söylerken, başını pencereye " Yazan: hud ki hayata karşı kendisinden mes'ul Bayan Leman cevab vermedi. Yalnız, seviyorsunuz.. dedi. doğru çevirmişti. Güneşin, perdelerden Kenedlenmiş eller, meyusane bir suErcümend Ekrem Talu bulunduğunuz bir başkası, günün birinde bakıslarındaki endişe ve ıstırab artmıştı. İnsan kendi yakmlarını daima sev rette takallus etmişti. süzülen ısığı, çehresini, yandan aydmlatşeytana uyup ta zimmetine bir para ge Müdür, ısrarla sordu: melidir. . Sormayınız!. Ben de bilmiyorum!. tı. Bir lâhza, Bay Kadri, Bayan Lema Kendisine karşı bu derece fedakâr Sevgi, bu derece fedakârlığı istil Istediğim para. yüz liradan ibaret.. çirmiş olsa ve onun şeref ve haysiyetini Nasıl olur? Aileniz efradını tanı nın hakikî simasını gördü. Dudaklan titriyor, gözleri alev saçıyordu. Geniş dedi. Bunu da pek kısa bir zaman içe kurtarmak, yüz liradan ibaret bir para casına alâka gösterdiğiniz adam.. Her zam etmez. maz mısını? alnı daha da büyümüş gibi idi. risinde ödiyeceğim. Azamî bir ay. Kefa nın tedarikine bağlı bulunsa... Benim bu kimse.. Acaba buna tamamile lâyık mı O zaman da, sevgi olmaz. Ailem mevzuubahs değil ki. let bahsine gelince, kazancımdan ve ça gün yaptığımı yapmaktan, acaba kaçınır dır? Kelimeler, ağzmdan ağır ağır düşmüş O halde? Madam Perlanın kiracısı, çocuklalışmamdan başka size teminat göstere mısınız?.. A h ! . Böyle zamanlarda, ın Kadınm dudâkları zorla kımıldadı.. tü. Her hecesinde, çekilmiş bir ıstırabm Roller birdenbire değişmiş gibi idi, ra ders verip te geçinen basit muallim ormiyeceğim. îşte, bunun içindir ki sizi ter san dağ bıle devirir.. Değil mi, Bav? Aralanndan şu sözler döküldü: yükü hıssedılıvordu. Bay Kadri: Şimdi, Bay Kadriden para almak için tadan yok olmuş, yerini, sevgilisini mü • cih ettim. Bu zamanda, yalnız namusa, Bay Kadri, neyi teyid ettiğini pek iyi Meselenin bu ciheti, bilmem ki Belki de siz haklısınız.. dedi. Fa yalvaran bir Bayan Leman değil Bayan dafaa eden bir dişiye bırakmıştı. çalışkanlığa itimad edip te ödünç para bilmeden: sizi alâkadar eder mi? kat ne kadar yabancınız olsam, sizi, ile Lemandan sır öğrenmek için yalvaran Bay Kadri, meseleyi tamamile anlaverecek kimse yoktur. Halbuki siz baska Öyledir... dedi. Mademki mev Neden etmesin? Sizin hususî ha ride daha birçok yeislerden, elemlerden bir Bay Kadri vardı. mıştı. sınız. Sizin huzurunuzda zaruretimi, ih zuu bahsolan yeğeninizin haysiyetidir.. yatınızı deşmek ne hakkım, ne de hadkorumak kaygusile. müracaatinizi red ile Kadın, isyan ederek ayağa kalktı. Peki, bayan! dedi. Artık hiçbiı tiyacımı apaçık ortaya koymaktan çekin Mazursunuz. dim olmamakla beraber, bana açıldığınız karşılamayı insanlık vazifesi sayarım. Çok sordunuz, bay! dedi. Daha şey soracak de&ilim. Parayı ne zaman mem. Hatta bu zaruretin neden ileri gelRed kelimesini duyar duymaz, Bayan fazla birşey söyliyemem. Size deminden, errrediyorsunuz? Ben size, kendi yeğenimden bah kadarından cesaret alarak, edeceğınız diğini de sizden gizlemem. Ben, şah setmedim. iyilikle, o iyilığe lâyık gördüğünüz şahıs Lemanın elleri kenedlendi. Adeta yalva bir adamın şerefi mevzuu bahsolduğunu Bayan Leman, dudaklarına kadar ge. san kanaatkâr bir kadınım. Şimdiye ka Ya?.. Sey... Yeğeniniz değil mi? arasında değer itıbarile münasebet olup rır gibi: ikrar etmiştim. Şimdi onun ismini bildi len sevinc çıglığım güc zaptetti. dar kazancımla pek guzeJ geçindim, ge O halde, amcazadeaiz, fılân, galiba?. olmadığını anlamak istiyorum. Zira ba Allah aşkına, bay! dedi; sonu gel rip te, yabancı jıazarlara nasıl teşhir e(Arkası oar) 'Cumhuriyet,, în tefrikası: 18 ne de geçinirim. Ve eğer, bueün lutfü Bu Gonül Böyle Sevdi