29 Mayıs 1935 "ÜÜMHUKfYEŞ İSTANBUL HALKI NERELERDE OTURURLAR: 5 150 kiracısı olan 35 odalı Taşhan Odanm blr tarafında bir kerevet ve bir yatak var, öbür tarafında uzun bir masa başında bir börekçiy? çahşırken görüyonız. Harıl harıl hamur açıyor Basm Kurultayı üyeleri dün Ankarayı gezdiler Parti Genel Kâtibi arkadaşlarımızla samimî bir hasbihal yaptı ve mühim bir söylev verdi (Baştarafı 1 mci lahifede) Ziraat Enstitülerine gittiler, orada kendilerine uzun izahat verildi. Bundan sonra Çubuk barajına gidildi. Dönüşte Hacıbayram camisine giderek Ahmed Cevdetin cenaze merasiminde bulundu lar. Sonra ot cb'llerle Orman çıfthğine gittiler. Orada yemek yendi. Çiftlık müdürü Tahsin tarafından verilmiş olan izahat dinlendi. Oradan çıktıktan sonra Marmara ve Karadeniz havuzlan, bira fabrikası gezildi. Buradan Bayındırlık Bakanlığına gidildi. Ali Çetin Kaya, arkadaşlara izahat verdi. Bu ziyaret sırasmda Cumhuriyet istihbarat şefi Ali Fuad Bayındırlık Bakanlığınm başardığı işler karşısında bütün meslektaşlann duygulannı bildi ren bir söylev verdi. Ali Çetin Kaya, buna cevab olarak memleket işlerinde çahşırken bunu ancak kendme aid bir vazife bildiğini, deruhde ettiği mes'uli yetleri daima gözönünde tuttuğunu ve yaptığı işlerden, sadece vazifesini gör mekten mütevellid bir inşirah duydugunu söyledi. Bayındırlık Bakanlığında arkadaş larımıza dondurmalar ikram edildi. Bundan sonra Sü Bakanlığı, Cumhuriyet abidesi ziyaret ve Keçiörene p'dilerek Receb Pekerle kır kahvesinde buluşuldu. rini bırbirine bağlıyarak kütleleştiren, onu karşı varlıklar üstünde zinde bir kuvete çıkaran Kamâlızmdir. Kamâ lizm bir ruhtur. Onu ruhlaştıran ana doktrinler vardır ki herhangi bir masa ba şında yazılmış cümlelerden ibaret değildir. Yeni Türkiye, doğuşundan bugüne kadar savaşlar, çeşidli hâdiseler, çalıs malar ve çatışmalar içinde büyümüştür. İşte yıl savısı bakımından kısa, fakat içine sıkışan hâdiseler bakımından çok kesif ve olgun olan bu zaman parçası nın kristalize olmuş neticeleridir ki Cumhuriyet Halk Partisinin programına e sas teşkil ediyor. Her cemiyet için, her ulus için bir müşterek inan ve ülkü bağı, bir müşte rek hız alma kaynağı vardır. Her köklü ulusta bu ülkü birliğınin esaslarma ras larız. İşte yeni Türkiyenin de böyle bir köklü ve kolları bir tek hedefe doğru yürüten ülkü bağı vardır ki adına Ka mâlizm diyoruz. Bir ulusun bütün idare edenleri, yazanlan, soz söyliyenleri, o ulusun men faati için böyle bir kutsal ana fikir etrafmda birleşmiş olmahdır. Biz şuna inanıyoruz ki, hele bu dördüncü kuroltayda kabul edilmiş yeni o eniş programla, rejımimizin takib etti ği yolda hiçbir karanhk nokta kalma mış ve bizim kendimize has ve kendimize en uygun hayat formülümüz bu programda saptanmıştır. Herhangi bir aykın fıkir, bu doktrinlere çarptığı zaman onu kendi hıyatiyeti ve kendinde mevcud olan kuvvet önünde hafıf bir dalga gibi geri çekilmeğ* mahkum kalacaktır. Kurultayın onadığı son program, buîünkü hayat icab ve sartlarına göre, hele kendimize uygunluk bakımından en •nükemmel, eksıksiz ve bütün başka fornnüllerden üstündür. Ancak biz doğumlara değil, hayata bakarak ileri gidiyoruz. Ne Parti bir tekkedir, ne de onun vücude getirdiği program bir âyet. Biz gidişimizde zamanın icablarına sıkısıkıya bağlıyız. Yann zaman gereklikleri nin "bizî ne gîbi şartfarla karşüaştıraca" Sını bilemeyiz. Yalnız birşey biliyoruz, yurdun ve ulusun önde ve ileride olması için geneç ve 'ağduyu neyi gösterirse onu yapanz. Onun için hiçbir zaman değişmiyecek olan Kamâlizm ana ruhu nun dışında, tatbik şekilleri üzerinde i yiyi, doğruyu, güzeli nerede bulursak almak ve benimsemek yolundayız.» GflRun bulmacası 1 2 3 4 5 6 7 S 9 1 • ••m 8 10 • • • !• • • • • • B • •I • • •| Tafhamn tçinden manzaralar ve bir kısım kiracuart Bir durak mahalli. ileride tramvaydan îniyor ve hemen yan sokaklardan birine giriyoruz. Bu sokağın iki tarafı, hırda vatçı ve eskici dükkânlarile dolu... Daha ileride çıplak ayakh, basm a entarili, dağnık saçlı iki çocuk, musluğundan kese kâğıdlarına su doldurduklan bir çeşmenin başında oynuyorlar. Köşede eski Mısır tabutlan gibi renkli nakışlarla süslenmiş kiiçük bir eşek arabasının içinde ve güneşin altmda iki çocuk yanyana kıvnlmış uyuyorlar. Yesil marullarını, harekete rıazır ircîler gibi muntazam bir safa dizmiş; taze çileklerıle bakır bir tepsinin içinde kızıl bir tepe yapmış, filizî kabaklann arasına al domatesleri oturtmuş san'atkâr bir manav, şimdi de, şu sarı zerdalileri nereye koyacağını tayinle meşgul..1 * * ' ** Tıpkı tablosunu seyreden bir ressam gibi geri çekiliyor ve dükkânının önün deki bu sergiye iftihardan parlıyan gözlerle bakıyor. Fakat bir odada be;, altı, sekiz kişi otururlar... Hatta on kişi oturanlar da var. Burada oturanlar ne işle meşguldürler? Bulabildikleri işlerle fabrikalarda amelelik ederler, esnaflık yaparlar, satıcılık yaparlar. Kadınlardan da çalışanlar var mıdır?. Vardır ya. Onlar da dikişçilik yaparlar. Amelelik ederler. Ne iş bulurlarsa yaparlar. Burada bir ailenin en asagı beş,en ÇORU yedi sekiz çocu^u vardır. Hepsi çalışmağa mecburdur. 1$ bulanlar hiç çekinmezler. Nerenin muhacirleridirler, bunlar? lçlerinde eskiden Kırımdan, Ka, zandan gelmisler var. Sırbistandan, Romahyldân,*B*u?ganstatı<}ah Rtlıniş olanlar var. Bir senelik muhacirden tutunuz da on dört senelik muhacire kadar var. Cok sıkıntı çekiyorlar, kalabalık aile olduklan için gecinmeleri pek güc. Oturduklan yerleri görebilir miyim, odalarını? Hay.. Hay. Diye cevab verdiler. •*• de olduğunu söylüyor.. Kendisi Romaıyada intişar eden «Bizim Sözümüz» ismindeki türkçe bir gazetenin sahibi imiş, matbaası varmış. Bu yastıklan toptan vermiyor, satıcılara vererek teker, teker sattırıyor, tanesinden otuz beş, kırk kuruş alıyormuş. R*c*b Pekerin »öyUvi P a H Genel Sekreteri Receb Peker bu toplanhda demiştir ki: Gene sağa sapıyoruz. Biraz ileride beyaz kârgirden yiiksek bir bina göze çarpıyor. îşte Taşhan.. Taşhana giriyorum. (lstanbul halkı Merdivenler tertemiz. Bu otuz odalık nerelerde oturur) serlevhalı müşahedclehanda yüz elli kişinin oturduğuna insanın rimizi takib ettiğini bildiren ve Cemile inanmıvacağı geliyor.. Bizi merdivenlerSadi imzasını taşıyan bir okuyucu mekden çıkaran bay anlatıyor: tubuna güvenerek buraya geldim. Bakmız duvarları beş senedir baOkuvucum mektubunda bana bu Taşdana yapılmamış. Mal lahibleri mec han sakinlerinin hayatı hakkında ecnebi bur değil midirler, buraya badana yapbir gazetede bir yazı okuduğunu ve bu yazıyı okuduktan sonra gidip orasını gör mağa?... Yazımz bunu rica ederün... Loş bir sofaya giriyoruz. düçjünü yazıyordu. Ve bana orasını görmekliğimi tavsiye ediyordu. Biraz sonra temiz bir odanm içinde**« yiz. Odanm bir tarafındaki kerevet ve vatak buranın ayni zamanda bir yatak oBilmiyorum kaç senelik bir bina bura dası olarak ta kullanıldığmı gösteriyor. sı... Herhalde çok eski olacak. Genij Halbuki öbür tarafında uzun bir masa taş koridoru, kubbesi, tavanlan, taşmer var ve bu masa önünde iş başında buludivenlerile bana zamanımızı değil, eski nan bir börekçi görüyoruz. Hamur açıdevirlerdeki manastırlan hatırlatryor. yor, börek yapıyor. Bu «dam bir senedir Kapıdan girince evvelâ havasızlık ve ru Bulgaristandan memleketimize gelmiş otubet kokusu insanı rahatsız ediyor, fa lan seyyar börekçi Ali Murtazadır. Bukat, yavaş, yavaş bu kokuya ahşılıyor. raya gelir gelmez börek satmağa başlaKapısı açık duran, küçük bir odaya mış. Çoluğu, çocuğu da yokmuş, tekbadoğru ilerliyoruz. Siyah önlüklü, siyah şına imiş. Günde altmış kuruş kazanır ve başörtülü, ne pek genc, ne de yaşlı olan kendi söylediği gibi (bal gibi) geçinirbir bayan, hakikaten gül gibi tabirine lâ miş. yık olan bu küçük odanın kapısında duBu odanm karşısında yer yataklan ruyor. kenara yığılmış küçücük bir odaya giriSiyah demir karyolası, her tarafında yoruz. Bu odanm sahibi Kınmlı imiş. beyaz örtüleri, işlemeli yastıklarile bu o Ismi Kâmil olan bu adam bize gümüş teldanın temizliği, eminim ki en zengin lerle yaptığı ince kuyumcu işlerini gösteŞişli ve Maçka apartımanlannda bile bu riyor... Bu oda bomboş. Ne bir koltuk, lunmaz. ne bir kanape, bir karyola var... Yalmz Siyah önlüklü, siyah başörtülü bayan yerde bir örtü, küçük bir masa, kuyumcunun atelyesi burası. selâmımızı aldıktan sonra: Ihtiyar adam anlatıyor: Birşey mi istiyorsunuz? diye soru Tam sekiz kişilik bir aileyiz, di yor. yor. Ben, iki kardeşim, karılanmız ve Evet, diyorum, burada muhacirler otururmuş, doğru mu? Onu öğrenmeğe erkek kardeşimin dört çocuğu. Erkek kardeşim seyyar nalbanddır. Ben de işte geldim. Doğrudur, diyor, burada muhacir kuyumcuyum. Fakat iş bulamıyoruz. Fabrikada ameleliğe razıyız.. Gidince ler oturur. bize, sizi kim tanıyor, kim tavsiye etti di Hükumet tarafından mı iskân edilye soruyorlar. mişlerdir buraya? *** Hayır. Burası handır. Kiralık odaBiraz sonra Atatürkün resmini göstelar vardır. Vapurdan, trenden çıkınca ren kırk elli ipek yastık yüzünün, kanapehemşerileri var diye muhacirlerin ekserisi lerin, koltuklann üzerine serili durduğu buraya gelirler. bir odadayız. Bu, bize mihmandarlık va Bir oda kaçadır burada? zifesini üstüne alanın odasıdır. O ismini Bu ara yanımıza giren temiz gomlekli söylemiyor. Yalnız şimdiki halde böyle Ütülü pantalonlu bir bay söze kanştı: yastık resimleri yaptığını, burada ailesini « On söz olarak köyümüze hoş geldiniz. Sizi bu karşılayışım kendi adıma olduğu kadar bütün Keçiörenliler adınadır da. Köyümüzün gazinosunda10 Beyaz, Iran dilinde su. ki bu toplanışta realıte bakammdan ayn Bir başka odada gene Kınmlı muha değer alan bir taraf vardır. Onun üsDünkü bulmacanm tünde durmalıyım. cirler görüyoruz. halledümi} şekli Yaşlı ve hasta bir baba, hâlâ dinc bir Biz, sadece bir gösteriş, bir manifes1 ,ı ı o O I i » 10 ana ve yedi çocuk... Ana evde kalan tasyon yapmak için değil, bir ve beraH ıA^l VİA •İGİÖIK • B çocuklan muhafaza ediyor, baba çajışa ber gidişte öz amaç olan karşılıkh anmıyor. Çünkü hasta, yerinden doğrulaÜ N •IK I |R • A LIO laşmamızı kuvvetlendirmek için toplan mıyor bile. Fabrikada amelelik eden iki A BİAİBIAİB DİA Ğ kızlannın getirdikleri para ile yaşıyor mış bulunuyoruz. Toplanmamızın ko • L|U • LİAİB U nusunu önce de belirtmiştim. Bu Keçi lar. M I S I R1B A|N A • Alb evlâdlı Türk ailelerine îkraraî' ören köşesindeki konuşmamız üç gün ön • K E|L î M BİAİH ye venlecekmiş, diyorlardı. Doğru ise ya* ce Parti çatısı altmdaki konuşmamızın UIB • İG • A|D!B|M|B zınız bizi. Bizi de unutmasınlar. Bizim bir devamıdır. Benim tarafundan söyleOIRIAİBİB OITİAİG altı değil; yedi çocuğumuz var. necek yeni birşey olmamak ve arkadaşA|Y|A • İA LİAİK A Kapkaranlık ve rutubetli koridorda lanmın söyliyeceklerini dinlemek gere [•İOIY. UİNİB Z mektebden dönen çocuklarla karşılaşıyo kirdi. Ancak birkaç sözle bugünkü koruz. Bütün sıkıntı ve yoksuzluklarına rağnuşmamızı açmak istedim. men evlâdlannı mektebden mahrum etArkadaşlar, biliyorsunuz ki yeni Türmiyen bu insanlar hakikaten diğer birçok insanlara nümune olacak kadar iyi, vic kiye bütün dünyanın gözünde şimşek gidanlı ve şuurludurlar. bi çakan, kafalan şaşırtıcı ve gözleri ka j N U K U D Parti Genel Sekreteri bunun üzerine llk merdivende bir okka ekmek ve iki maşbna bir hız almıj, bu hızla ileriye Satış Alış arkadaşîan konuşmıya çağırmış ve Ba1 Sterlia 617, kesekâğıdı taşıyan bir genc erkekle kar ve öne doğru gitmektedir. Her varhk 1 Dolar 1V6, 124. sın üyelerinden bazılannın sorulan üzeşılaşıyoruz. Bu adam seyyar sütçü Ham gibi, bir yüce devlet ve ulus varlığı ol0 Fransız 165 169. rinde, açık, duru, inandıncı cevablar 20 Uret Fr, 202 204. za imif. Beş çocuk babasıymış. Bir de •O Belçıka Fr. İ 82 mak bakımından yeni Türkiyenin ken vermiştir. 81. kansı varmış. Günde altmış kuruş kaza20 Drahmı 24, 23, dine has ana prensiplere sahib olması li804, £06, nıyor ve onlara bakıyormuş. Kansı çoMemleketin her köşesinden gelmiş o 20 Isvıçre Ft. 20 Le\a 23. 24, zımdır. Ferd, bütün hayata temaslannm, lan gazetecilerin Partinin yetkili bir ağzı cuğu kiiçük olduğu için işe gidemiyor • 1 Florın 83. 81, »8, 97. deneçlerinin ve görüşlerinin sonunda bir tarafından verilen izahlan dinlemesi ve İO Çek kr nn muş. I A\ustarya Şl, 'li. 22, 1 Peçeto 17. 16 Daracık odalarda sefalet ve yoksul inana varır ve o adamm varlığını bu i Ankarada devlet ve Parti adamları ile 1 Mk 43 41. luk içinde evlâd yetiştirmekten çekinmi nan besler, karşılaştığı güçlüklerde bu i25, 1 Zlou 24. halk arasmdaki sonsuz içtemlıği yakın24. 23. yen bu insanlara takdirle bakıyorum. nandan kuvvet alır. Bir cemiyette de dan görüp tanıması çok hayırlı olmuş 20 Ley 1* »5, 20 Dfnar ••• 54. 5% sosyolojik bakımdan müşterek bir takım tur. Bunun iyi etkilerini yakında gaze 20 Ruble 34. 33, 1 Yen Ikinci kat merdivenin sahanlığında akideler vardır. Hele bir devlet ve u 33. &; 9 Uviç re kronn £32, »33. l Turk altını mektebden dönen bir ikinci çocuk kafile lusta büyük varlığa dayanak olacak i telerimizde göreceğimize inanıyoruz. 4«. 47,90 I Mecıdne Çok samimî bir hava içinde geçen ve sine rasgeliyoruz. 230, Banknot Os. B nan özünün önemi büyüktür. Devlette bütün üyelerde silinmez bir hatıra bıra Görüyorum ki bir meskenden çok daÇEKLER bu özü politika yapar. Yeni Türkiye Kapanii Açılıs ha fazla bir hapisaneyi, bir çilehaneyi, kan bu toplantıdan sonra jehre dönül «22,75 622,75 Londra bir manasnn habrlatan bu yerde bu varlığının dayanağı olan, Türk ferdle müftür. C.7937 0.7»36 Nev York 12.06 12.06 Paıis mekteb çocuklan, güneşsiz, havasız, yok* 9.6558 9.6462 Milino sul yaşamaktadırlar. Pislık demiyorum. 465 4.6432 Brüksel 84.2182 84182 Sefaletlerine rağmen bu adamlarda teAtınt 2.45 Cenevre mizlik terbiyesi vardır. Burada sefalet, . 64.1663 isofya 64.16^3 1,1748 medenî bir sefalettir Bu insanlarm tahAmsterdara 1.1744 19.0686 Prağ sil gören çocuklannı buratardan kurtar4.2510 4.2510 Vıvan» 5,8150 5,8220 manm acaba imkânı yok mudur?.. Mâdrıd 1.B7O6 Berlln *** 4,22 4.22 Varjoya Soldan sağa: 1 İki denizi birbirine bağhyan geçid, Kadıköyunün ilerisinde denızkıyı sında bir semt. 2 Yerın havaya ye tişir gibi gorundüğü yer, Arnavudkö yünden sonra gelen iskele. 3 Bir işe muvafakat eden, dağda, ormanda hay van vurma. 4 Asyada Tıbet yakımnda büyük bir çöl, eski Mısırlılann en büyük mabudu, nota. 5 Sayı, akıl i şine ilişiği olan. 6 Şahıs, arabca «bir işi yapma», arabca su. 7 Senenin on ıkide biri, ortada görünmiyen üçüncü adam. 8 Anadoluda doğmuş olan. 9 Kirazdan sonra çıkan beyaz ye • miş, durulr>3ktan emir. 10 Aran • maktan emir, deniz kenarındaki toprak. Yukarıdan aşağı: 1 Koprüden kalkan vapurun ikincî olarak uğradığı ada, etrafı su ile çev rilmiş kara parçası. 2 Derdi olan bir adamın çıkardığı seslerden biri, evin taksımatından biri, zıya. 3 Yabancı memleket, baba. 4 Akideler, isim. 5 Yaraya tentürünü kullandığımız madde. 6 Bırakmaktan emir, pevtevsüz. 7 Kuzunun çıkardığı ses, eski Yunanistanda yaşamış olan Turklerin reisleri, vücuddeki şişkinlik. 8 Ku lübe, damlardan suyun toplanıp aktığı ver. 9 Öz türkçe inkılâb, büyük, c u tlM c u ç KLAIB z Istanbui Borsası kapanış fiatleri 28 5 9 3 5 o Abdülhâmidin hayatına daîr bir filim Tam kapıdan çıkarken bir gazeteci oldugunu söyliyen bay yanıma geldi: • Bütün muhacirlerin bir ricası var, şunu gazeteye yazınız, dedi. Biz burasını elektriğile kiraladık. Halbuki burada elektrik yedide yanar, Onda söner. Gece çahşmamıza imkân yoktur. Bu elektrikleri on ikiye kadar yaksınlar.. Bunu gazetede yazınız, olur mu? Peki, dedim. Vadettiğim için bu temenniyi yazıyorum. Fakat benim röportajım içindeki bu birkaç satınn Taşhan sahiblerine nekadar tesir yapacağmı ben tahmin edemiyorum. Bndapeşte Bükre$ Belgrad Vokohama Moskova Stokholm 4.4916 78,6037 34.97 V,72€0 1091.25 3.115 Açıhş 9,70 4,4916 78.6037 34.97 <».J260 109125 3.115 ESH AM tş Bajıkası muessls „ hamihne „ „ name Aoadotn D.M. %6 Trtıtıvav Bomonu Nektar Reji Aslao çimento Merkez Bankası 9.70 » . °/,ıoo 10 58,50 10. SUAD DERVİS I3TİKRAZLAR 1933 Türk borcu tahvılı 1 • » 2 > > 3 Erganl 7c ' SıvasEcrurum ıstikrızı Dahlll V, 5 Hazıne % 2 Hazme lc. Oejjırmcncıllk ark Defcirmenzılik l'muın Sıgorta htanbul Telefon Açılış 2X,55 ^6,70 04, 95 Kapanış 28,30 26,70 94, 98 iskender Yunan klâsiklerinden Yeni çiktı Me*hur Plütork'ın Haydar Rifatın tercümesi 60 kuruf Londrada Abdülhâmidin hayatına aid bir filim çevrilmiştir. Bu resim Abdtilhâmid rolündeki artitti gö$teriyer. Poğrunt müfabehete diyecek yok. Oda fc»$ma dört, beş lira verirler. beklediğini, Bursaya yerleşmek niyetin