5 INimı Cumhuriyet '• TELGDAF MABERLERİ Kazanc vergisinde yapılacak tadilât Beyanname usulile vergiye tâbi tutulanlar hakkında Meclise verilen lâyiha Papanın duası apa Onbirinci Pi, geçen gün Romada toplanan Kardinallar meclisinde, Avru panın siyasal vaziyetindeki tehli keyi mevzuu bahsederek, irad eylediği nutkun sonunda, iki elini açıp şu duayı etmiş: «Ey yüce Tanrı! Harbi dileyen milletleri altüst et!» Bugünkü uluslararası vaziyete göre, kıyameti temenni etmeklo bir olan bu duanın ne mertebe müstecab olacağını bilemem. Yalnız birkaç yıldanberidir ortahğın ahvaline bakıyorum da, Cenabı Hakkın bile din ve dünya işlerini biribirinden ayırmış olduğuna hükmedesim geliyor. Sonra, her ne zaman bu kabil dualar işitsem, aklıma Nasreddin Hoca merhum gelir. Hocaya bir gün, Akşehir Kalkı müracaat edip demiçler ki: Hoca! Kuraktan yandık, yıkıldık. Şu mekteb çocuklarını topla da hele bir yağmur duasına çık! Nasreddin gülmüş. Neye güldün? diye sormuşlar. Nasıl gülmem? demiş. Ço cukların duası makbul olsaydı, ben çoktan ölmüştüm!. Papanın Vatikandaki kütübhanesi için, çok zengindir, derler. Bunun içindeki yüz binlerce eser arasında bizim rahmetli Hocanm menkıbeleri de elbet vardır. Ve gene elbet, Türk darbımesellerine aid herhangi bir eser de bulunur. Kendilerine saygı ile tavsiye ederim: Her ikisini de lutfen mü * talea etmek zahmetine katlansınlar. Kendilerini, Nasreddin merhumun felsefesi tatmin etmezse, bizim şu atalar sözünün üzerinde biraz dursunlar: «Dua ile peynir gemisi yürü • mez!» Ve peynir gemisi de yürümedikten sonra, devletlerin siyasa gemisi hiç yürümez! Ercümend Ehrem TALU İHEM Viyana kabinesi mecburî Yarış başiadı! askerliğe karar verdi (Baş taraft birinci sahifede) tebilmek için pek yakında ihzaırî tedbirler alac^ktır. Kabine, bu karan, memleketin müdafaa sistemini takviye meselesine hasrettiği dünkü toplantısı esnasında almıçtır. dan da tasdik olundu. Kiiçük İtflâfm Hariciye nazirlari bu üç mağlub dev Ietin sirtına yüklenen bu ağirlıklarin kumen hafifletilmesine karar verdiler. (Böyle karar verilmiş değüdir. Cumhuriyet) Bütün bunlar nazan itibara almmca Uluslar Derneği misakuıin 19 uncu bendinin tatbikı zamanuıin artık gel • miş buiunduğu kendiliginden meyda • na çıkar. Uluslar Derneği mi • sakımn 19 uncu bendine göre Dernek kendi azalarinı tatbikı artık irakân haricinde kalan muahedelerin yeniden gözden geçirilmesine yani tadiline davet edebilir. Bugün bu tarzı hareket silâhsiz kalan bu üç devîetin hukuku • nu müdafaa edebilmek için yegâne yoldur. Bundan maada bugün artık herkes muahedelerin askerî ahkâmı nm tatbik edilemiyeceği noktai naza • rindadir. Demek Uluslar Derneği mi sakınm 19 uncu bendinin tatbikı için zemin hazirlanmiş bulunuyor. Bulga ristanla Avusturya ve Macaristan 2 0 mayista Cenevrede fevkalâde bir toplantiya davet olunan Uluslar Derneğinin umumî içtimaina kadar misakm 19 uncu bendine istinaden kendilerini bağlıyan muahedelerin tadili için elzem olan vesaikı hazirlayıp Derneğe umumî bir teklifte bulunabilirler. Bu dev Ietler muahedelerin askerî ahkâmtmn artık tatbik olunmadığım meydana koyup bu suretle Uluslar Derneği misa • kının 19 uncu bendinin tatbikini istiyebilirler. Bu hareket en dürüst ve en kanunî bir hareket olacak, Uluslar Derneğinin de kiymetini artiracak ve mevkiini sağlamlaştiracaktir.» Avusturya da Nöyimuahedesiniyırtıyor NALİNA MIHINA Ankara 4 (Telefonla) Beyanname usulile kazanc vergisine tâ • bi tutulan mükelleflertn zahirî karineler üzerinden asgarî bir mükellefiyete tâbi tutulmalan hakkında ki kanun lâyihası hükumetçe Meclise verilmiştîr. Buna sebeb sudur: Son kanunun mer'iyete girdiği tarihtenberi cereyan eden tatbikata fföre beyanname usulünün büyük ve mühim müesseslere hasn çok îyi neticeler vermisse de, gayrisafi ira<fınm miktarına tâbî olmaksızin aIeıtlak beyannameye tâbî tutulan bazı biiyük ve mühim müesseseler, kontrol müskülâtmdan istifade ederek daha az vergi vermek yolımu bulduklan gibî mükelleflere veri • len hıyar hakkından da bazı mü • kellefler «uiistifadeye kapılmıslar dır. Bu vaziyet doğruluktan ayn • lanlar için mükâfat teskil edecek şekilde idi. Temin edilmek istencn rergi adaletine sığmıyan bu mah • zuru mümkiin mertebe azaltmak üzere beyaanameli mükellefleri asgarî bir mükellefiyete tâbi tutmak mecburiyeti hasıl olmustur. Bu asgarî vergi beyannamelilerin vere • ceklerî vergiye ilâveten alınacak değüdir. Beyannamede bildîrilen kazan • ca göre alınacak vergi asgari ver • gidcn fazla ise asgari miktar indi • rilerek mütebakisî alraacakttr. Kanun projesînin birîncî maddesi 239S numarali kazanc vergisi kanununun 6 ve 7 nci maddclerra • de yazılı mükelleflerle ayni kanu • nun 47 nci maddesi mucibince be • yanname vermeği tercih eden mükellefleri zâhirî karineler üzerin • den asgarî mükellefiyete tâbi tut maktadır. Bulgar gazeteleri "Muahedele rin askerî kayıdları kalkmalı., diyorlar Sofya 2 (Hususî muhabirimiz • den) Sofyanm en ağirbaşlı gazetelerinden Mir 1 nisan tarüıli nüshasın • da (Bulgaristan, Avusturya ve Maca • ristanm hukuku) serlevhasi altında şu yaziyi yazmaktadir: «Ahnanlar Versay muahedesini yirttlktan sonra ortada bu şekil muahedeleri olan devletlerden Bulgaristan, A • vusturya ve Macaristan kaldı. Bu üç hiikumet Almanlar gibi harekette bu • Iunmadılar. Uluslar Derneğine ve o nun misakina istinad eden bu hüku metlerin düriist hareketleri mükâfat görmelidir. Bu üç hiikumet ve bahusus Bulgaristan muahedelerin askerî ah • kâmmı tamamile ifa etti. (Bulgaristan ordusunu gizlice 20,000 den 50,000 e çikarmishr. Cumhuriyet) Fakat buna mukabil galibler tara fından vadediîen terki teslihat tatbik olunmadu Bugün vaziyet artık islahı kabil olmiyacak bir hale gelmiştir. Muahede lerin askerî ahkâmı bundan sonra tatbik olunamaz. Bu bütün Avrupa efkân umumiyesi ve hatta Brahslavada toplanan Kiiçük Itilâf kongresi tarafın es gün evvel, gene bu ;ütun • da, Alman yanm Versay and • laşmasmın askerî ahkâmının üstünden bir sünger geçirmest, yeni bir silâhlanma yarışına ve bu yarısın da bir harbe sebebiyet vereceğini yaz • mtştım. Yarıs hemen baslamiftır. Fran«a, ordusunu, kuvvetlendireceğini Basbakanmm ağzile bütün dünyaya ilân etti. Arkasından Almanyanm, donanmasmı en az Fransız donanması derecesine çıkaracağı ve yeni deniz prog* ramının yakında ilân edileceği söylendi. Alman hava kuvvetlerinin bugünden tngilizlerinkine muadil oldugu resmen tahakkuk etti. Dün de Avusturyanın mecburî askerlik hizmetmi krbul ettiği haberi geldi. Bulgaristanla Macaristanın da eli kulağındadır. Zaten Bulgaristanm mühim gazeteîerin • den biri, bu yolda, zemini hazırlıyan bir makale yazmıştır. Avrupadaki bütün süâhlanmalann ve harb hazırlıklarmın elebasısı olan Italya, diinyanın en müsellâh milleti halini çoktan almıştır. Ve hiçbir devlet kısmî seferberlik yapmadığı halde, yalmz o yspmıstır. 1911 smıfutı ;Oâh altına almıs ve terhisi lâzım gelen bir smıfı da silâh altında alıkoymağa ka • rar vermistir. Ayni tedbîre, Fransa da müracaat etmistir. Alman ya, Rayşher denilen yüz bin kişflik meslekî ordusu fle ayni surette talün ve terbiye görmüş yüz bin kisi lik poh's ordusunu, aynca muhafaza etmek istiyor ki bu tedbir, Fransızlaruı çoktanberi düşündükleri ve yapmak istedikleri halde yapamadıkları birşeydir. Ekmel bir surette yetistiriimis o • lan bu iki yüz bin kisilik meslek ordu • su, ağırtop, tank, zırhlı otomobfl, a!ev makineleri, tayyare gibi en asrî silâhl?rla ve motörlü nakil vasıtalarfle teçhiz edilince, miithif bir taarruz ordusu olur. Sessizce hazırlandıktan sonra, yanm saat içinde hududu geçer ve süratle ilerliyerek hasmi felce uğratır. Yıllarca evvel General fon Zekt, bir meslek ordusunun nasıl yaman bir muharebe kudretine malik olduğunu uzunuzadıya anlatnuştu Şimdi Almanyanın kısa hizmetli mflIî ordudan baska böyle 200,000 klşilik bir de mesleki ordu beslediğini görünce, Fransa ve ttalyanın da, onlann arkanndan bütün diğer Avrupa dev letlerinin ayni seyi yapmağa kalkısa • caklan süphesizdir. Bu silâhlanma yanşında maddî ve manevî soluğu, ilkönce kesüen taraf, »miyane tabirile hapı yutmus demek • tir. Rkibmin yanştan yorulduğunu gören taraf, hemen onu haklamağa kalkışacakhr. Bu erada, şimdiden ha zır bulunan tarafm, karşısmdakine vakit bırakmadan, «sulh için harb» diye ortaya atılan antika prensipin cazibasine kapılarak hemen hasnuna çul lanması ihtimali de çok kuvvetlidir. Kapı kapı dolaşarak etrafı yoklıyan soğukkanlı Ingilizler, hele bakalun, ne buyuracaklar ? Dananm kuyruğu onlann elindedir. ı.nı«.mıııııronııımı«ınıi[llltlIHlllliaiiiil'! İrlanda tngiltere Llandada tam istiklâl îçîn yeni kararlar Londra 4 (A.A.) Dublinden bildirildiğine göre, İrlanda parla • mentosu tabîîyet hakkrndaki kamınu kabul etmiçtir. Müzakere esnasında Basbakan de Valera meseleyi hal îçin en îyi çarenin bir plebisît olduğunu ve bu suretle ulus ekseriyetinin Irlanda • nm, cumhuriyet Hâm suretile, tam bir istiklâl isteyîp istetnediğinin anlaşılacağını söylemiştir. Bu kanunun nesrinden itibaren trlandalılar, Biiyük Britanya tebaasi olmaktan çıkacaklardır. Venizelos hasta Uıtilâl günü ayağından yaralanmış Napoli 4 (A.A.) Burada bİr otelde otaran Venizelos, hastadır. Napoli 4 (A.A.) M. Venizelos sol ayağmda siddetli sancılar dnydu • ğundan ratağmdan kalkamamaktadır. Dolaşan şayialara g8re esld Yunsn bafbakanı ihtflâl günü ayağından al • mts oldugu bir yaradan mostaribdir. Kamutayda müvazene vergisi için münakaşa {Baş taraft binnct sahifede\ ettirmektedir, Verginin roiktan aşağı yukarı 14 mflyon lirayı mütecavizdir. Yayha Galib Geçen devrede bu kanun teklif edildiği zaman varidat bununla tutulabilecek dendL Halbuki bu sene 185 küsur mflyonluk varidatın tahsilâtı belâganmabelâğ yepılmıstır. Geçen seneki vaziyet bugün de mevcuddur, diyorlar. Mutlaka bu parayı almak Lâzım geliyorsa her suretle es • yanm ve sairenin ucuzlamadığı, daha pahalılandıgı bir sırada memurlar geçinmekten âcizken ve aldıklan paraya da m?.as denilirken bir taraftan da tüccar muamelesine tâbî tutularak kazanc vergisi alınıyor; bir taraftan buhran vergisi, fszla olarak ta müvazene vergisi alınıyor. Belki maaslan yük • sek olanlar kendilerini idare edebilirler. Fakat bu öyle bir kanun ki 500 kuruş maas alan da yüzde on vermekle mükelleftir. Meclisi âlinize bundan evvel bir barem kanunu getirilmistir. Bu, aym son çarsambası gibi kimine yaramıs, kimine yaramamıştır. Ben, Maliye Vekilinden bunu beklemezdim. Maliye Vekili ufak tnemuri yetlerden yükselerek bu mevkii ihraz etmis bir adamdır. Ufak derecedeki memurların çektikleri be lâları düfünmesi lâzım gelirdi. Memurlardan, guya tüccarmjş gibi, kazanci varmıs gibi kazanc ver gisi, buhran vergisi, bu da azrnıs gibi müvazene vergisi alınıyor. Ben, bunda bir adalet görmüyorum> dedi. Maliye Vekili Bırtıran ve mdvazene vergilerinin ihdasını icab ettiren muzayekaların zail oldugu nu hiç birimiz iddia edemeyiz. Yoksa bendeniz memurlar müreffeh tir, ben vergi almsm demeditn, Diğer taraftan varidattaki tezayüd de henüz tamamile ikmal edilmi» değildir> dedi. Maliye Vekili esya fiatlerînde tedenni olduğunu anlattıktan son ra bu seneki devlet ihtiyacının bu verginin alınmasını icab ettirdiği ni söyledi ve «hiikumet, memurların sıkıntılarını da nazarı dikkate almıştır. Bilhassa ev kiralannda fazla sıkıntı çektikleri görülüyor. Hükumet bu hususta bir kanun teklif edecektir» dedi. İtalyaya göre Habeşistan harbe hazırlanıyormuş! Roma 4 (A.A.) Royter mu • habirinden: Dün aksam resmen be • yan edildiğme göre, Italya bükumeti Habeş bükumetinin harbe hazırlandığı kanaatindedir. Karahisarda siddetli bir fırtına Karahisar 4 (A.A.) Dün gece •aat yediden dokuza kadar dev&m eden yağmurla kanşık siddetli fırb • nadan büçok evlerin camları fcarılmıstır. Fırtuıa şehre bir saat mesafede daha şiddetfi olmus, ağadân kölnin • den sökmuştür. Mançukuo Imparatoru Japonyada Tokîo 4 (A.A.) Mançukuo tm» paratoru Kongtesyi buraya getinnekte olan Hiyei dretnotu Japon karaıula • nna girmiş ve 70 parça harb tarafından karsılanımşbr. gemîsî Bu esnada fürk anlayışmda bir de ğişme belgesi: Ayasofya tnüzesi IBasmakaleden mabaid] Bu, pek çok san'atli direkler üzerinde yükseltilmiş bir dağdir, ve her direk sanki bir pırlanta parçasi gibi temuı ve düıgündür ve bir dantelâ gibi mce işlenmistir. Doğu Roma Imparatoru bu yapiyi bu kadar güzellikle basara • bilmek için ülkesinin dört yanindan gayet güzel malzeme getirtmiştir. Yeni müze dikkatli ellerde temizle» niyor ve hergün daha iyiye doğru onanlip gidecek. Onu, gerçekten ona ya • rasan en güzel haline koyuncıya kadar uğrunda ne kadar fedakârhk yapilsa yeridir. Bugün Türkün elinde bulunan bu anıd izer (abide bina) tarihin ve insanlığin şaşarak öğüneceği biiyük ve denksiz bir haznedir. Onu bu en yaraşir haline koymaksa yeni Türklük için kuskusuz en büyük onurudur. Yahya Galibin teklifi redded'ılJi Mazhar Müfid söz alarak verginin kontnasını icab ettiren sebeb lerin bâlâ mevcud olup olmadığı • nın ancak bütçe geldiği zaman anlasılacağını, binaenaleyh müvazene vergisi hakkında o zaman bir ka • rar verilebileceğini ileri sürdü. Bütçe Encümeni reisi Şeref (Burdur) izahat verdi. Tahsin (Aydın) da söz aldı. Takrir sahibi teklifinde ısrar ettiğinden reye konuldu. Teklif kabul edilmedi. Meclis cumartesi saat 15 te top lanacaktır. N Hindistanda neler oluyor? Bombay 4 (A.A.) Hiikumet Karaside zabitanın mutaassıb halk üze • rine ates açarak, müslümanlardan 3 0 kişinin ölümü ve 100 kismm de yaralanmasile neticelenen son facia üze • rine, kimseyi cezalandırmamağa ka • rar vermişth*. yüzden fazla deniz tayyaresi de dretnotun üzerinde uçarak Mikadonun misafirini selâmlamısbr. Danzigdeki hâdise Varşova 4 (A.A.) Danzigde nazüerin yahudiler aleyhindeki propa • ganda ve taşkınlıklan devam eltiğin • den Lehistan komiseri Danzig âysnı nezdinde yeniden protestoda bulun • rouftur. Konya muallimferi tayyare alıyor Konya (Hurusî muhabirimiz • den Konya muallimleri aralarında yaptıkları bir toplantıda ilkmekteb muallimleri atmma bir tayyare almağa karar vermisler taabbüd ettikleri parayı maaslarından kes tirmeğe başlamıslardır. Vatansever muallimlerimizin maaslarından kesilen paranın aylık tutarı üç yüz lirayı geçtnektedir. Konya vilâye tinde 432 muallim vardır. Bu mu • allimlerin hepsi bu karara iştirak eylemislerdir. YAZI YARIŞI Fransız Ticaret Nazırı Belçikaya gidecek YUNUS NADt Paris 4 (A.A.) Alman i.tihbarat bürosundan: Ticaret Nazırı, belganın kıymetten düşmesinin Fransız ekonomlsi üzerindeki tesirleri hakkında Bel • çika Başvekili ile görüşmek üzere cuma sabahı Brüksele gidecektir. Romanyanın yeni Tlirkiye Elçisi Bükref 4 (A.A.) Matbuat Müdürü M. öjecı Filotti Ankara orta elçiliğine ve muavini Jan Dragu matbuat müdürlüğüne tayin edil mislerdir. Dil Kılavuzundaki yeni kelimelerle en iyi cümle kurma yarışınm ilk haftası 8 nisanda bitecek.. Mükâfatlar birinciye on beş, ikinciye on, üçüncüye be? lira ve 60 kişiye muhtelif hediyelerdir. Almanya ve deniz konferansı Londra 4 (A.A.) Ingiliz kabinesi, Londra, Tokyo ve Vaşington resmî mehafilinin tavsiyelerine rağmen, gelecek denîz müzakerelerine Almanyanın istirakini arzu • ya şayan görmemektedir. Acele ediniz ! V. J f Osmanlıcadan türkçeye karşılıklar kılavuzu: 1Q 1 ö z türkçe köklerden gelen sozlerin karslsına (T. Kö.) beldeği (alâmeti) konmuştur. Bun'.arın her biri hakklnda slrasile uzmanlarlmlzln (mütehassls) yazılarlnl gazetelere vereceğiz. 2 Yeni konan karşlllklarln iyi aylrd edilmesi için, gereğine göre, fransızcalarl yazilmış ayrlca örnekler de konulmuştur. 3 Kökü türkçe olan kelimelerin bugünkü işlenmis ve kullanllan sekilleri alinmlftlr. Asll ak olan hak, ash ügüm olan hüküm, türkçe <çek> kökünden gelen şekil gibi. Ebeveyn = Ana baba Örnek: Ebeveyne hürmet evlâdlann ük vazifesidir=z Ana iataya saygı çocuklarm ük ödevidir. Ebkem = Dilsiz, epsem Ebr = Bulut Ebrar = lyiler, iyciller Ebcu = Kaş Ebter = Güdük Ecdad* = Dedeleı ÖrneK: Ecdadımtzdan kalan eserler = Dedelerîmisden kalan terler. Ecil = için, sebeb Örnek: Bu ecilden = Bunun tçın » Ecir (Bak: ücret) Eclâf = Ayak takımı, baldrrı çıplaktar Ecnebi = Yaduyru = (Fr.) Sujet etranger örnek: İstanbuldakl yaduyrular = Les sujets etrangers â İstanbtU. Eda = Ton (T. KS.) Örnek: Söyleyişindeki özgül ton onu öteki sözmenlerden ayırtifor = Söyleyifindeki aslî (original) eda, onu diğer natuklardan ayınyor. Eda (Şive, cilve anlamma) = Bayla = (Fr.) Grâce, eharme Edalı = Baylan = (Fr.) Gracietue, charmant Örnek: tdalı edalı yüruyordu = Baylan baylan yürüyordu. Eda etmek = ödemek Örnek: Edayt deyn etmek istiyordu Borcunu ödemek istiyordu. Edeb = Edeb Edille (Bak: delil) = Kanıtla<r Örnek: Dâvâsını edillesiyle izah etti = Dilevint kanttlariyle açımladu Edib = Yazman Örnek: Büyük Türk edibi = Büyük Türk yazmanı. Efkân umumiye = Kamusaldüsün = (Fr.) Optnîon publique Örnek: Bir memleket efkân umumiyesini gazetelerinde gö. rebiliriz = Bir ülkenin kamusaldüfününü gazetelerinde gö . rebüiriz. Reyi âm = Geneloy Örnek: Safda yapüan reyi um ^ Sar'da yapılan geneloy. ef>.ad <= Erad Örnek: Bölüğe yeni gelen efrad = Bölüğe yeni gelen erat. efraz = Kaldıran, yükselten Örnek: Alemefrazt isyan An bayrağmı kaldıran efruz = Parlatan, aydnlatan, tutuşturan Örnek: Dilefruz = Gonül aydınlatan, gönül tututturan. Efsâne = Masal Efsun = Afsun ' Örnek: Bu asırda efauna kim inantr? =s Bu astrda afsuna kim inanır? Efsus = Yazık Örnek: Efsus, sadhezâr efsus! =s Yazık, yüi bin yazıkl • efsân = Saçan, dağıtan, silken, serpen Örnek: Dürefşan ^ Inci saçan. Etrafa ziya efşan olmakta = Her yana «tfc dağttmakta. efzâ = Artıran, çogaltan Örnek: Meserret efzâ = Sevinç arttvanf (çogaltan.) Efzâyis = Artma, çogalma Efzun = Çok, artık, yukarı Örnek: Sinni 25 ten dun, 35 ten efzun olmıyanlar = Yaşt 25 ten aşağt, 35 ten yukarı olmıyanlar Ehadiyet = Birlik Ehali, Ahali = Elgün Ornek: Ehaiiye karsı =s Elgüne karşu Ehemmiyet = önem = (Fr.) împortance Örnek: Bu işin ehemmiyetini anlamalıdır = Bu isin öne mini anlamalıdır. Ehemmiyetli (mühim) = önemli = (Fr.) tmpor • tant Örnek: Bu ehemmiyetli fikirleri ilkönce ondan işittim = Bu onemli düşünceleri ilkönce ondan işittim, Ehemmiyet vermek = önemek, önem vermek = (Fr.) Attacher de l'itnportance, donner de l'impor tance Örnek: Sözlerine ehemmiyet vermediler = Sözlerine önem vermelidir, tözlerini önemedüer. Ehlî = Evcil Ornek: Ehli hayvanlar = Evcil hayvanlar. Ehlîleştirmek = Evcilleştirmek Örnek: Yırtıcı hayvanlan bile ehlileştlrmeğe çahşıyorlar = Yırtıcı hayi>anları bile evciüeştirmeğe çalışıyorlar Ehli vukuf, ehli hibre = Ayırtman Örnek: Ehli vukufun verdiği raporda = Ayırtmanlartn veri. diği raporda. Ehliyet = Erdik Örnek: Ehliyetsiz adamlara iş vermemelidir = Erdiksiz adamlara is. vermemelidir. Ehven = Ucuz Örnek: Bunun fiatini ehven bulmadıntz mı? = Bunun pa. hasını ucuz bulmadıntz mı? Eizze (Bak: Aziz) = Erenler Ekâbiı* = Büyükler Örnek: Ekâbiri Kureyş = Kureys. büyukleri. Ekal = En az, en a?ağı Örnek: Ekalli mücazat = Cezalann en azx EkalU üç saatte oraya vâsil olabilir, ondan evvel gidemez =: En az üç saatte oraya varabüir, ondan Önce gidemez. Ekalliyet = Azınlık = (Fr.) Minoriti Ornek: Kamutayda azınlık partileri yoktur, bağınsız saylavlarımtz vardır =r Büyük Millet Meclisinde ekalliyet fırkalart yoktur, müstakil mebuslarımız vardır = II n'y a pas de partie de minoriti â la Chambre, mais ü existe des independans. Ekseriya = Çoğun, çok vakit, çokluk (Bak: Alelekser). Ornek: Ekseriya isîne vaktinde gelmez = Çoğun işine vaktinde gelmez. Ekseriya onu çalışvken görürdüm = Çok vakit onu çalışırken görürdüm. Ekseriyet = Çoğunluk = (Fr.) Majorite Örnek: Önergeniz çoğunlukla kabul olunmuştur = : TeklifU niz büyük bir ekseriyetle kabul olunmuştur = Votre propositU on est acceptee d une grande majorite. Eksibe = Kumul Ekanimi selâse = Üç örkümler Örnek: Ekanimi selâse, hıristiyanlik itikadlannın esaslan =s Üç örkümler, hıristiyanlik inanlarının temelidir. Ekbec = Ulu Ekul = Obur El'an = Daha, henüz Örnek: Gonderdiğim adam el'an gelmedi = : Gönderdiğim adam daha (henüz) gelmedi. Elâstikî = Esnek = (Fr.) Elastique Ornek: Alâstiki cisimler = Esnek cisimler. Elâstikiyet = Esneklik = (Fr.) Elasticite Örnek: Bu dsmin elâstikiyeti azalmış = Bu cismin esnekliği azalmış.