30 Mart 1935 Cumharivet' j Venizelosun Yaptıkları v Yazan: Sabık Intellices Servis Şefi Sir Bazil Tomson •> 9 Amerikada milyarder bir kadm açhktan öldü! [ Kitablar arasında Antikalarımıza dair yeni bir eser îstanbul Asariatika Müzeleri . Resimli rehber: Yunant Roma ve Bi zans heykeltraşi eserleri . 145 sahife, 48 resim levhast ve bir plânla. Devlet Matbaası 1934 Müzelerin, sergilerin, hususî kolek • 8İyonlarln, hatta mezada konulan nefis eşyanln ve kitablarin rehberlcri gezicilere re seyircilere kılavuzluk etmek i çin elzem bir şeydir. Mezun muesseselerde eşyanln üzerlerinde nekadar çok izahll etiketler bulunsa bile, ziyaretçılere kâfi derecede malumat veremez. Halbuki iyi yapllmış ve res.mlı bir koleksiyon rehberi zıyaretçiler için sonradan da klymetli bir eser ve hatira kallr. Müzelerin mufassal kataloglarl da vardır. Paris ve Londra gibi şehirlerde yüzlerce müzeler bulunduğundan onlarln sayisız rehberleri mevcuddur. Îstanbul Asariatika Müzemizin ilk dcvresinde lâhidler, heykeltra'ŞÎ, Mlslr ve Himyerî eserleri gibi muhtelif şu belere mahsus olarak birer küçük ve resimsiz rehber neşredılmişse de \>u müze mütemadi bir surette büyümek te olduğundan, bu neşriyata devam olunamamlştl. Halbuki muzemiz muhtelif büyük kataloğlar çlkarmıştır ki bunlarln en mühimmi üç cildden iba ret olan ve 1912 de basllan franslzca heykeltraşî kataloğudur. Fakat bu gibi mufassal kataloğlar ziyaretçi lerden ziyade tetkik eden ilim adam larlna mahsustur. İste yukarıda adıni verdiğimiz rehber bir boşluk doldur mus oluyor ve alâkadarlar onu sevinçle karslllyacaklardlr. Hâdiseler karşısında GENE O MESELE! Bu kere de karşıma eski yolda sım ve dostum saylav Kâzım Nami Du> u çıktı. Kendi sözlerinden de anlasıh yor ki, piyesleri yasak edenlerden birisiymiş, yani Matbuat Müdürlü ğünde çalışıyormuş; bu sıfatla ta biî benim bu müdürlüğün piyesi yaşak etmek salâhiyeti olmadığmı ispata girismem kendisine hoş görünmemis ve bana karşı çıkmağı b?r borc saymıstır. P'. onun hakkıdır. Fakat bir sartI«: Mevzu üzerinde durmak ve dald"an dala atlıyarak bir takım ken disinden beklemediğim parm^k isaret'»rinde buhmmamak sartile. Benim iddiam nedir? tddiam, Matbuat Müdürlü?üniin pivesler hakkında karar almak, hüki?m vermek salnhiyetini haiz ol mamasıdır. Bu iddi«rm tesrih ettim. Matbuat Miidürlügünün davand'iğı kanun m»ddelerini avn»n aldım ve r u maddclerin miMiîrlüŞe knrar ve > hüküm vermk hak ve salâhiyetini vemediğini ispat ettim. Runa göre, bana kar«ı cıkan muhterem saylava düsen; zikrolu • nin maddel<Mi alarak benim y»iıldığımı kendisine müdürlüğ'ün ka rar alan azalarından birisi olmak sıfatile böyle bir .«»lâhiyetin veril dlğini göstermekti! Halbuki Kâzım Duru ne yapı yor? Evvelâ söylece bir itirafta bu lunuvor: «Ben hukuk islerinden pek anlarnarn!» O halde a mubarek; bu hukuk i.«lerine ne diye kansırsın? Mesele, ta temelinden hukuk meselesidir ve hem de ana hukukla, Türkün amme hukukile alâkalı bir meseledir! Sonra Kâzım Duru, bilmem ne için «ben sivasal islerle pek uğra mara, bu yolda polemik yapmak ta biî • mem» diyor! Hangi lüzum dostumu bu isaretlerde bulunmağa dü'ttü? Yalnız soruyorum, fazla arayacak değilim! Sonra hayret ediyorum: Bir saylav «ben siyasal işlerle pek ugı asmam» diyor! Halbuki saylavlıfrın tek mâna ve mefhumu, siyasal islerle mesgul olmak değil mi? Bunu da bırakahm; gelelim asıl meseleye; Kâzım Duru diyor ki: «Ben şu eserler oynanılabilir, şunlar da oynatılmaz, diyenlerden birisi yim ve bunu yaparken matbuat kanununa uymıyan bir is yapmadığı mı biliyordum> Biran evvel kanundan pek anla madığını söyliyen birisinin biran sonra «yaptığımın kanuna uymıyan bir is olmadığmı biliyordum» de • mesi biraz garib değil midir? Fazla sıkıştırmıyalım: Pekâlâ! Mademki bunu biliyordunuz ve hâlâ da yaptığınızın kanuna uygun ol duğuna inanımz vardır, neden ka • nunun maddelerini zikrederek yaptığınızın o maddelere uygun oldu • ğunu da göstermiyorsunuz ? Gösteremezsiniz; zira bundan evvel Matbuat Müdürlüğü böyle bir is yap mağa ve icraatının kanunun mad • dele ine uygun olduğunu göstermeğe kalkıstı. Asıl benim çıkışım da o zaman oldu. Ben Müdürlük taraftndan gösterilen maddelerin yan lıs anlaşıldığını, yanlıs tefsir edil • diğini ve bu maddelerin Müdürlü» ğe piyesler bakkında karar almak ve hüküm vermek salâhiyetini vermediğini ispat ettim. Anlasılıyor ki lar vardı. O halde Lord Greyin, Yunanistandan Çanakkale seferine iştirak etmesini istemiş olması garib değil midir? ttilâf devletlerinin Bulgaristanı kendi taraflarına çekmek ümidile, bu küçük devletin karşısında ne kadar küçiildüklerini hatırlamak hiç te hoş değildir. Bu devletlerin, Bulgaristanı teshir etmek için başka bir devlete aid araziyi ona takdim ettiklerini ve son dakikaya kadar kör gibi birşey görmediklerini tahattür etmek çok elimdir. Fransa Hariciye Nazırı Delkasenîn istifasma Bir zamanlar Tabor ailv sebeb olan hâdise ne idi? sinin gündel'k masrafı 10 Madem kî YunanUtanm Türklebin dolar tutuyordu re karşı harbetmesinde bu mahzurBirkaç gün evvel Amerikanın dağlık mıntakasında, ihtiyar bir kadın, harab bir kulübenin içerisinde ölü olarak bulunmustur. Bu kadınin adı: Elizabet Tabordu ve bundan otuz sene evvel, A • meırikada bu ad söylendiği zaman milyarlık bir servet ifade ederdi. Elizabetin kocası, Vermont eyaletinde fakir bir taş kırıcısıydı. Amerikanm içecilerinde servet sahibi olan maceraperestlerin menkı belerini dinliye dinliye, o da günün birinde kalktı, basını aldı, gitti. Bir müddet, Koloradoda topcak alıp sattı ve böylece biraz para edindi. Bir aralık Konsastan meb'us seçildi. Bir müddet sonra posta müdürü oldu. Daha sonraları da bir dükkân açıp, pazarcılık etti. Estd Bulgar Kralı Ferdinand baska birşey yapamıyacağını söy • ledi. Ertesi günü esrarengiz zair, meb'usa gelip te ondan Fransız hüku • metinin düşünmek istediği cevabı alınca omuzlarını silkerek çıkıp gitmisti. Sekiz gün sonra, Bulgaris • tan Altnanya ile müitefiklerine il • tihak ediyor ve M. Delkase de is tifasım vermek mecburiyetinde kalıyordu. Bu teşebbüs hakikaten Kral Ferdinand tarafından mı yapılmıstı? Garb memleketlerinin bir ihanet addedecekleri bu hareket, Ferdi • nand için ne dereceye kaar bir mazeret teskil edebilirdi? tste kimsenin cevab veremiyeceği sualler. 1878 de, Taborun bulunduğu kasabadan geçen iki kunduracı kendisini kandırdılar. Bu adamlar, dağlarda altın aramağa gidiyorlardı. Kendilerine bir miktar sermaye Ağaoğlu Ahmed siz eski inanınızda sabitsiniz. O halde size, Müdürlüğün bu maddeleri doğru anlamıs, doğru tefsk etmiş olduğunu ve bu Müdürlüğe hüküm vermek, karar almak salâhi yeti verilmis bulunduğunu, maddeIeri bi"er birer ele alarak ispat et mek düsmez mi? Fakat siz bunu yapmıyorsunuz. Bunun yerine mesle iîe hiç alâkası olmıyan bazı mütalealar yürüttükten sonra divorsunuz ki: «Matbuat Umum Müdürlüğü ses çıkarmasm da padişahlan öğen, Cumhuriyetimizin tsmel tözükleri ne hiç uymıyan piyesler halkın önünde oynansm, sonra Cumhuriyet Müddeiumumisi i«e kanssın, oynı yanları kanun adına kovalasın de ğil mi? Ne iyi! Atı alan Usküdarı geççsin. Piyesin kötü dokunakhzı isîni yapsın! Böyle mi isteniyo ? Ben çocuk ve halk terbivesile u* rasmıs bir adamım. Buna boyun igemgm.» Aziz dostum! Demin siyasetle pek uğrasmadığınızı söyliyerek berim hayretimi çekmiştiniz! Halbuki siz mükemmel ve san'atkâr bir siyasisiniz! Kendinize iftira etme yiniz! Fakat sivasî mütalealari'ız ne kadar kıymetli ve derin olsa da, herseyden evvel, Cumhuriyetin k«ınunları geliyor! Ona riayet, on'?rı muh&faza, her hakikî cumhuriyet cinin birinci borcudur! Yoksa si'"asî mütalealarla kanunsuzluk y»n mak, bazan öyle vadilere döküK'r, : öyle sre<dler« jrörürijr ki, arhk "e sen kendin ve ne de ba^kasi çık mak icin yol bile bulamaz! K»nn karar almak ve hüküm vermek salâhiyetmi muayyen makamlara ve o cümleden olmak üzere Cumhuri yetin îtimad etmiş olduğu Müddei umumilere vermi?tir. Bu yol size uzun görünüyer diye, enu kısaltmak, Müddeiumumiye verilmis bir salâ • hiyeti elinize almak, bümem ki cumhuriyet mefhumile nasd telif edilebilir? Cumhuriyerte volu kısaltmanın ve salâhivet almanm yegâne yolu sudur: Siz şimdi saylavsınız, Meclise bir teklifte bulunursumız, simdiki kanunun noksan olduğunu izah edersinîz v« kanunun değiştirilmesîle saiâhiyetin Müddeiumumiden almıp Matbuat Müdürlüğüne ve rilmesi lüzumuna MecJisi ikna edtp yeni brr kanun çıkanrsmız. O za mtn ne benim, ne de kimsenin size karsı ses çıkarmak haddi kalmaz! Yoksa sivasî mütalealarla kanuna keyfî ve indî manalar ve tefsirler verilerek karakuşî hükümler ve kararlar almağa Cumhuriyet devrin de müsaade edilerjez! Sizin çocuk ve halk terbiyesî sahasındaki kompetansınıza gelince, ona diyecek yok! Yalnız son cümleniz olan «böyle mi isteniyor?> utı da bu terbiye icabatından olup ol madığını öçrenmek isterdim!. Fazla ehemmiyet verdiğim için değil, emin olabilirsiniz. Çünkü on beş senelik Cumhuriyet (ben Cumhuriyetin doğusunu, Millî Kurtulus sava • sımn baş.langıctnda ilk esas yasa nın kuruluşundan sayarım) her yumurtayı disine vurmus ve herke«in ne olduğunu bekâlâ tanımışımdır!. Yalnız çocuk ve halk terbiyesi sahasında yürüdüğünüz yolun daha ziyade açılmasını ve aydınlanma snu görmek istediğim için! AĞAOĞLU AHMED Bir s gara tabakası hikâyesi Fransız Meb'usan meclisinde bütçe encümeni mazbata muharrirliği ve harbiye encümeni reisliği yapmıj olan güzide bir Fransız meb'usu taraftndan bu hususta çok garib bir sebeb ileri sürülmüştür. Bu meb'us, ikinci Balkan Harbinde Bulgar Kralı Ferdinandı ziyaret etmisti. Ferdinand, Fransız meb'usuna pek büyük iltifatlar etmiş ve bu arada ona kendi resmile süslii bir sigara tabakası da hediye etmisti. Konuşurlarken Bulgar Kralı meb'usa şu sözleri söylemiş: « Kim bilir, belki bir gün, sizden bana bir hizmette bulunmanı • zı rica etmek fırsatını bulurum. Günün birinde birisi eelip te size, vaktile bir sigara tabakası hediye et • miş olan kimse tarafından gönderildiğini söylerse, onun, sizden iste • dlğini yapmak için, elinizden ge • leni esirgiyecek misiniz?> Bu görüşmenin üstünden iki se neden fazla vakit geçmiş ve meb'us, Ferdinandın söylediklerini çoktan unutmustu ki 1915 senesinde bir gün, bir adam Fransız tneb'usunun oturduğu apartımantn kapısını çaldı ve.Fransız ahenkli bir isim vererek mebusa dedi ki: tki sene evvel size bir sigara kutusi' vermiş olan zatm tarafın dan z yorum. Meb'us, gelen adamı, hususî bir odada kabul ederek onunla gizli • ce görüstü. Bu esrarengiz ziyaret • çi su sözleri söylemeğe gelmisti: Haşmetmeab Kral, şahsî serveti olan 37 milyon frangm Avusturya bankalarına yatırıltnıs oldu • ğunu size söylememei emrettL E ğer, ltilâf devletlerinin tarafım iltlzam ederse, bu para merkezî imparatorluklar tarafından zaptedi lecektir. Fransız hükumeti, harb den muzaffer çıktığı takdirde, hasmetmeabın bu zararını telâfi edeceğini kendisine vadeder ve lâzım gelen teminatı verir mi ? Ziyaretçi bu suale 48 saat içinde bir cevab istiyordu. Meb'us, Fransa Hariciye Nazırı M. Delkaseden bir mülâkat istiyerek kendisine söylenen teklifi ona anlattı. Delkase bir hayli gülüp alay ettikten sonra, Bulgar Kralı Ferdinandın ltilâf devletlerile çok sıkı fıkı münase betleri olduğunu ve kendi menfaati, tamamen bu devletlerin tarafında bulunduğu için, onlara iltihaktan Bu küçük kitab yeni müzemizin birinci katlndaki heykeltraşî eserleTİne mahsustur. Sonuna konulmuş olan resim levhalarl ve müzelerin plânl da Devlet Matbaası tarafından nefıs bir •urette basllmiştlr. Konulmuş olan 50 kurus fiat hiç pahall olmadlğ'ndan herke* bunu memnuniyetle alabilir. Rehberin muhteviyatina gelince, tabiî bunda tekmil antikalar mukay yed olrrayıp ancak seçilmis parçaları buluruz. Rehberin başlnda, bir fihristle levhalarin listesi, ve geziciler için ltilâf matbuatı, Atinadaki Al bazl ihtarlardan sonra alu sahifelik mtn prepagandasını müthiş ve tnuMadam Elizabet Taborun çenclik resmt müzenin tarihçesi vardır. Bundan sonra da birbiri arkaslndan teşhir salon azzam diye tasvir ederler, Aiman vermek sartile Taboru ortak ala • larl gösterilir. Antikalar 20 salona propaganda teşkilâtımn reîsi olan caklardı. Tabor bu adamlara 60 taksim olunmus>tur. Bunlardan bazila Baron fon Şenkin az görülür zekâdolar ikraz etti. Hep birlikte araş • rlnl beyan edelim: lardan biri olduğunu, hududsuz dettrmalara basladılar. Kiraladıkları nilecek kadar vesaite malik bulunMüze binasınm cenub kolu sonun • arazide altın bulamadüar. Lâkin duğunu yazar dururlardrı. Bu zat, daki I inci salon kapalldir. Bunun yazengin simli kurşun damaclarına teAtinaya Krupp fabrikasının mü • sadüf ettiler. Birkaç sene içerîsin • nindaki mimarî eserlerini havi olan II nci aalpndan gezintiye başlariz. (Kitamessili olarak gelmifti. Baronu tade 60 dolarlık sermaye yalnız Ta • bln sonundaki umumî plâna baklo^z). nıyanlar, ttilâf matbuatınln ona aborun hissesine 1,300,000 dolar kâr Burada Milâddan evvel 6 ncı agra id tasvirlerini okuyuhca çok nayret get'rmiş bulunuyordu. aid direk bashklarl dikkatinizi celbe ediyorlardı. Baron Şenki, çok ze Tabor bu paranm 117,000 dola • der. ki değil; çok temkinli ve metin bir rile yeni arazi kiraladı ki, iste Ma8 inci ve 9 uncu salonlarda mü adam diye tasvir ettnek daha doğdam Tabor bu sefer bu arazide ölü zenin en mühim antikalarl teşhir olun ru olur. Bu, bir seyyah tacir için bulunmustur. muştur ki bunlar, hatta diğer hiçbir mükemmel bir meziyetti. BidayetBu arazi dahilindeki gumüs maAvrupa müzesinde göriilemez. Bu eserte, Atinada, bazı gazete idareha denleri bir vakitler günde vasatî ler Saydada kesfolunup müzenin ilk nelerinde, kendine bir hayli nü 2000 dolar kazanc temin ediyordu. müdürü ve kurucusu O. Hamdi tara fuz ve tesir temin etmenin yolunu Bu kazancın günde 35,000 dolar a findan 1887 de İstanbula naklolunan, bulmuştu. Fakat, daha sonra baslıçıktığı da olmustu. Milâddan evvel dördüncü, beşinci ve yan Ingiliz • Fransız propagandası, Tabor o havalide Kanın kesildi. altlnel aslrlara aid olan Yunanî dev ondan yirmi defa daha fazla para Hükumetin de itimadını kazanarak rinden kalma emsalsiz lâhidlerdir. Sayharcadı ve o zaman piyasadaki YuKalorado Valisi bile oldu. danln Fenike Krallarına aid yer altlnnan gazatelerinin hemen hepsini daki mezar odalannda bulunmuşlar • Bu aralık, Tabor ilk kansını bosatın alarak çok geçmeden Baron dlr. Türkçe ve lâtin lisanlarda onlara sadı ve kendisine 1,200,000 dolar Şenki açıkta bıraktı. Yunanlılar, dair pek çok şeyler yazilmis olduğun tazminat verdi. Müteakıben de bu ltilâf devletlerinin propagandası • Elizabetle ikinci bir izdivac akdetti. dan, burada tekrara lüzum yoktur. na aldırıs etmiyorlarsa bunun sebeBu izdivacı yaptıği zaman, Ta • Rehberde bu babda hayli malumat bi Aiman altını değildi; bilâkis İtibor âyan meclisinde aza bulunu • vardlr. lâf siyasetinin fenalığı idi. yordu. Dü^ününde Reisicumhurla 19 ve 20 nci salonlar hıristiyanlık ve bütün hük'Vnet e< kânı hazır bu • bilhassa Bizans zamanl eserlerini ihti\Arkast var} lundular. Tabor çok bahtiyardı. Ava ederler. merikanın en güzel kadınile evlen Müzenin dts cephesinde ve bahçe mis, gene Amerikanın en zengin de de birçok antikalar durmakta emlâk sahibi olmustu. 70,000 hekdlr: Bunlar arasında ilk Bizans Impa tar genîsliğinde madenleri, bir ratorlarlnln klrmlzl taştan olan gayet milyon 863.000 hektar tutan otlakbüyük lâhidleri pek mühimdir. ları vardı. Bundan başka Hondu Bu rehberde tahminen 650 eser ta rasta da birçok emlâk ve arazi erif olunmuştur. dinmi«ti. Daha dilimizde Asariatika ilmine daMadenlerinden yiğinla altın, güir istılâhlar tesbit edilmiş olmadığln müs, kömür, ormanlarından ve aradan kitabln metninde gerek bu nok zisinden vagon dolulan meyva, tada, ve gerek diğer bazl tabirat için mahun, abanoz ve saV kıymetli aitnradslzllklar görülüyor. Bana kallr ğaclar istihsal ediyordu. sa, doğru okunabilmek için, mutlak Kendisini yakından tanımış o şimdiki türkçe imlâmlzla yazilmak ve Ianlar, o vakitler gündelik masra fakat yanına kavisler içinde, herhangi fınm 10,000 dblara baliğ oldu lisandan alıyorsak, ona göre eski ismi ğunu yeminle tevîd etmislerdir. Sakoymak doğru olur. Herhalde cmau de, gerdeSe girdiği akşam giydiği to» gibi, ve dilimizde güç telâffuz olugeceliğe 250 dolar vermisti ve bu nan «draperili» gibi kelimeleri kullan maktan içtmab etmek lâzlmdlr. Bun gecelik için sair ö i e n Field bir kalara elbet kitabln ikinci tab'lnda dik side bile sövlemiîti. ';at edilir. Tabor elli üç, genc ve güzel ka nsı ise yirmi bıV yasında idiler. TaPek lüzumlu, ayni zamanda kulla bor kansını mücevherata garket ?ll olan bu rehberi vücude getirme 1 misti. Ezcümle, îspanya Kraliçe' muvaffak olduğundan dolayi mü tzabelin metrukâtınd'an olan meş lifi olan müzelerimizin gayyur ve fahur bnr ptrlantayı onun namına sa 1 müdürü Bay Aziz Oganı samimî tın almısti. O zaman Madam Tafcir surette tebrik ve bunun yakında altın sa^lı, ^<avî gözlü, dünya gü .anslzcaslnl ve müzelerin sair şubele zeli bir taze idi. inin rehberlerini de çlkarmaslnl can ve dilden temenni ederiz. Günün birinde idbar bas gös terdi. Gümüs kıymetten dü^tü. Ta Halil Etem ELDEM bor bazı mühim borclannı ödemek için varını yoğtınu satıp savmağa hürmet ve teveccühünü mucib oldu. mecbur oldu. Elinde yalnız son bir Senelerce bu kadm o araziden ayYeni Gediz köprusunün yandan ve alttan alınmit iki resmi parra arazi kalmıs, fakat o da para rılmadu Kendi basına çaluarak, yetzmir • Menemen ve Bergama Bes gözlüdür. Her gözün açıklığı etm'yordu. Tabor sokak süpürücüni ve daha zengin maden damarları yolunda ve Gediz nehri üzerinde 32 metro 42 santimetrodur. Umum lüğürif» kadar düştü ve nihayet 1899 araştırdı. betonarme olarak yapılan köprü • uzunluğu 162 tnetrodur. Üzerin da öldü. Kocası; «Ne olursa olsun, buranün inşaatı geçenlerde bitmiştir. den yanyana iki kamyon geçebile • Tabonm ilk kansını boşayıp ta yı elden çıkarma» demisti. tşte bu Bu köprünün bir eşi 1933 te Al cek şekilde yapılan köprünün ge • bu ik'>r>cisile evlenmesini halk takson dileğe riayet eden Madam Tamanyada betonarme profesörü nişliği 4,80 metrodur. tki taıafta bor, aihayet oracıkta, soğuktan ve bih etmisti. Elizabetin, kocasınıa Mörş tarafından yapılmıstır. Köp»ynca 60 santünetroluk yaya kalsefaletten öldü.. rll bir buçuk senede bitirflmistir. dırımı vardır. yasiyetine riayeti, bilâhare halkın Baron Şenkin altınları! Gedizde kurulan büyük köprü Boluda Çocukları Elsirgeme Kurumunun balosu Bo'u CHususî) Fakir ç«cuk • ları giydirmek için çahsan Çocukları Esirgeme Heyeti Bolu Cumhuriyet Halk Fırkası salonunda bir kıyafet balosu tertib etmiş ve bu baloya Bolunun yüzlerce ailesi iştirak etmiş ve sabaha kadar çok nezih bir hava içinde güzel ve eğlenceli bir vakit geçirîlmiştir. Halkevinin cazbandınm iştirak ettiği bu balo • ya millî kıyafetlerile gelen yirmi kadar kadm arasında en güzel giyinen üç kaJına hediyeler verilmiştir. Gönderdiğim resim baloda bu lunanların bir kısmını göstermek tedir.