Türk mimâHsifıdr « f t ü y ü k inkılâbı yapan Hâyrettindir! Yüce bir san'atkâr olan Koca Sinanin ayni esasları tat 28 Mart 1935 ' Camhariyet' f NeH!e8İn aı hî '* Belediye teşkilâtı? Satıcı naraîarından halkın rahatı kalmadı Yenı Aıman ordusu Muhtelif Hitlerci teşkilâtile beraber, 1 nisandan itibaren Almanyanm 970,000 kişilik bir ordusu ve 2,500,000 kişilik ayrı bir ihtiyat kuvveti olacak \Baş tarafı birinri sahifedel Nakliye: 24 otomobilli bölük ve 25 atlı bölükten mürekkeb 49 bölüklü 14 grup, Sıhhiye: 7 grup. Muahedeye göre bir piyade fırkası, 410 zabit, 10,830 nefer, bir süvari fırkası 275 zabit ve 5,250 nefer olacak b. 1933 senesindeki resmî ve zahirî bütçe mevcuduna göre bu orduda 3798 zbit, 20,913 küçükzabit, 73.987 nefer, 3,027 askeri memur ve 493 doktorla baytar vardı: Yekun 102,218 kişi. Ayrıca kır bekçisi, belediye polisi, jandanna, emniyet polisi, cinaî polis, idarî polis, ticarî polis, orman bekçisi, gümrük muh'faza memurlan, demir yolu bekçisi ve nehirler ve kanallar polisi isimleri altmda zabıta teşkilâtı da vardır ki bunlann en mühimmi em • niyet polisî olup 1933 senesinde 88,000 kişi olarak gösterilmiştir. Jandarma miktan da 16,000 gösterilmiştir. Bunlar, hep askerce teşkilâtlandı • rılmıştı. Demek ki Versay muahedenamesine göre Almanyanm yarısı poîis, yarısı asker olmak üzere 200,000 kişisi olmak lâzımdı. Hkikati halde bu ordu, aşağıdaki tesekküllerle şimdi şu kuvvet'ere baliğ olmuştur: Daimî kuvvetler: 1 Rayşher(l) denilen Versay muahedenamesinin müsaade ettiği muntazam krra ordusu, 2 Askeri teşkilâtlandmlmış po • lis, 3 Tedricen milis haline sokulan Hitlerci teşkilât (bunlar da dört türIüdür). İhtiyat kuvvetleri: 1 S. A denilen hücum teşkilâtı: Ayda altı gün talim eden te^ekküller. 2 Amele teşkilâtı: Yol ve saire îşlerinde çalışan teşekküller, 3 Hitler gencliği teküatı: Mek teb talebesi, spor kulübleri ve saire. Daha Hitler iktidar mevkiine çık madstn Rayşver denilen muntazam kara ve deniz ordusu, muahedenin mü saade etntemesine r?ğmen 100,000 kişiyi talim ve terbiye ederek kendine bir ih^yat teşkil etmi«ü.,fJ, ^^ Hitler iş baştna geçtıkten sonra Rayşher ordusunu şu suretle kuvvet • lendirdi: A 1 nisan 1934 tarihinde on sekiz avhk gönüllü yazılan 100,000 efrad ile, B 1 birinciteşrin tarihinde bir senelik gönüllü yan! an diğer 100,000 efrad üe, C 85,000 mütehassıs askerin orduya alinmasile, D 1 nisan 1935 te yeniden orduya alınacak 100,000 nefer ile. Bu suretle 1 nisan 1935 te Rayşher 485,000 kişiye baliğ olacaktır. Bu 400,000 kişi 12 aydan üç seneye kadar talim ve terbiye görmüş efraddan mürekkeb bulunacaktir. 1 nisan 1935 te Rayşher ordusu zabitleri ve zabit mektebleri talebesi de 32,000 kişiyi bulacaktır. 1913 sene sinde imparatorluk ordusu zabitam 31,445 kişi idi. Bu kuvvetler 12 kolorduluk 36 fırkaya tevzi edileceklerdir. Bu kolordu ve fırkalann erkânıharbiyeleri bulunduklan mmtakalann seferberlik » lerile de meşgul olacakl'rdır. Alman ordusunun küçük bHiklerinin kadrolan, nizamî kadrolardan 4 ilâ 6 defa kuvvetli olarak teskil edfl mistir. 3 nefere 1 küçükzabit düşmektedir. Bunlar lüzumunda hemen ihti • yat efradla ihtiyat kıt'alannı teşkil edeceklerdir. Hitler Almanyası, muahedenin kendine verdiği 100,000 kişilik 7 fırkalı bir ordu yerine 36 fırkalı 517,000 kişilik bir banş ordusunu da kâfi gör • memiş ve Landespolizei ismini verdi • ğimiz devlet polisini de 190,000 kişiye çıkarmıshr. Devlet polisi tapkı Rayşher gibi talim ve terbiye görmüş, onun gibi teçhiz edilmiştir. Polis zabitlerinin yüzde 50 si, evvelce Rayşherde za bitlik etmiş Hitlercidirler. Almanya, 517,000 kişilik ordusundan ve 190,000 kişilik polisinden başka yukanda Hitlerci teşkilâtı diye bahsettiğimiz dört çeşid teşkilâta da ma • liktir. 1 Hudud muhafızları: Bunlann vazifesi, muntazam ordulardaki serir kıt'aları vezifinin aynidir. Bu teşekküller, oturduklan hudud mTitakalan ahalisinden mürekkeb ve tamamen mevziidir. Kadrolan rountazsm ordu ( 1) Almanyanm muntazam kara ve deniz ordulanna hep birden Reichswher (Rayşver) denilir. Yalnlz kara ordusuna Reichsheer (Rayşher), deniz ordusuna Reichsmarine (Rayşmarin) denilir. tarafindan talim ve terbiye edüir. 2 S.S. denilen himaye teşekkülleri: Vazifeleri evve'ce parti polisi olan bu teşekküller, şimdi 7 fırka ha • linde teşekküUendirümişlerdir. Vazifeleri baskın yapmaktır. 3 Otomobil kıt'alan: 100,000 sehadetnameli soförden mürekkebdir. Uçte biri daimî hizmettedir. Bunlar, her zamın büyük birliklerin emrine 85,000 otomobil ve kamyon hazır bulundururlar. ( 1 9 3 4 birinciteşrinmde Almanyada numaralı 162,000 kam yon, 620.000 otomobil ve traktör ve 380 000 motosiklet vardı. 4 Feldjagerkorps denilen kıfaah teşkilâtı: 30,000 kişi. avcı r bik ettiğine göre Hayrettinin şakirdi olması muhtemeldir Yazan: Mimar Sedad Çetintas L Uçşerefeli ca mi yükseliş dev ri mlmarllarimız dan en ziyade Koca Sinanin tak dir ve hürmetine mazhar olmuştur. Selimiye camisin de Uçşerefeli den bazi fikirleri hatta bazı motif • leri aynen alıp tatbik etmekle de doymamiş, en nihayet Istanbulda Beşiktaşta Sinan Paşa (%'miainda Uçşerefelinin plâ ninı da aynen kopya etmek »uretilc ruhunu tatmin e Edirnede Mimar Hayrettinin mühim eserleri: tkinci Beyaztd camii, Bimaristan debümiştir. (Bu ve Mumhanenin Beyazıd köprüsünden görünüsü... noktada üstad Bay sinin methalindeki son cemaat kubbe • Halü Ethemin irşadma borçluyunn.) teknik bakimmdan da mühim husus' • si de böylece örtülmüştür ki başka miyetleri ve yenilikleri haizdir. Yükseliş devrinin en iinlii bir mlman omarimiz bu külte^e VatlanamamışUr. lan Koca Sinan tarafindan bu plânin ayCami kubbesinin esrarı • ** nen tstanbulda tekrar edilişi de başlanBu camide asıl bina duvarlarini tam Ustad mimar Hayreddin Edirnede gic devri eseri olan Uçşerefelinin nekabir murabba üzerinde düz ve sade bir Tunca kenarindaki binalarla uğraşir • dar güclii bir bina olduğuna kuvvetli bir şekilde yükselterek 1900 metroya kaken Uçşerefeli mimarimn tamamliya • işarettir. Bu güclii binanin değerli midar çiktıktan sonra murabbaı tam da • madığı hakikî ve büyük inkılâbm a • marinin ruhunu taziz ve tebcil ederken ireye tahvil edip bir kubbe kaidesi hateşile yanip kavrulduğunu tstanbulda • onun kim olduğunu bilmediğünizi de zirliyarak bu kadar yüksek bir kaideye ki binasmda ancak anhyabiliyoruz. On 2050 kutrunda cesim bir kubbe oturtutanarak söylemek mecburiyetindeyim. yedi sene sonra 1501 • 1505 tstanbulmuştur ki tstanbul Şehzade camisinin Bunu bilmeyişimiz, bilenlerimizin bu • da ikinci mühim binasinı kurmağa başkubbesinden 1,50 metro daha büyük lunmayişı cidden addır. Buna dair kilıyan üstad olgun bir vukuf ve ateşin tür. tablarimizda birşey bulamadım. bir ruhla cami mimarisinde öyle bir Fatih Mehmedin Karamanoğlu tb • Beden duvarlannda 2,50 den fazla değişiklik, öyle bir inkılâb yapmağa rahim Beyden getirttiği hekim Beşir sihan yoktur. ö n ve yan cephelerde muvaffak olmuştur ki kendismden Çe'ebiden şöyle bir nakil var: beden duvarları irtifamı nisbeten ta • sonraki Sinanlar, Davudlar ve birçok dil eden şeyler varsa da kıble cephesile [.,, ol zamanda bir mimar var ulu üstad Türk ağalan. Hayreddinin bu cephenin köşelerine yan cepheler • idi, gayet üstad idi ve eli ve ayakkurduğu bu esastan ayrilamıyarak bu den gelen kisımlar zeminden kubbe • lan mefluç idi. Her nereye gitse esas dahüinde plânlar ve kompozisyonye kadar çirtlçıplaktır. Bu şerait tah teskere ile giderdi. Merhum ve mağlarla beşeriyete en güzel ve muhteşem tinda asirlardanberi bu binanin nasıl fur Sultan Mttrad Hanın üçaerefeTürk abideleri hedive etmiftir. olup ta tam bir müvazene muhafaza eli eamisini bina etmis idi. Pet ol tstanbuldaki Beyaztd camisi debOdiğinin esrarinı araştırdim. Çünkü mimar bu kasn âli ve bir sarayt şaBu caminin plâni üzerinde bir göz bunda bir gizli sir olmasa Edirnedeki hî bina eyledi ki rubu meskunâa gezdirelim. Bedtn duvarları tam mu • ayni tipte, fakat daha çok küçük bir bimisil ve bihemtadır...'] rabba teşkil eden ddılar üzerindedir. bina olan Taşhk camisinin akıbetine Işte Edirnedeki Sarayiçinde Fatîhin Bu muraobam içinde daha küçük bir uğriyacağl, yani kubbe duvartnın dı • yaptirdığı kasn tarif ederken boyle bir muntabık murabbain köşelerinden ceşariya doğru patlayip devrileceği ve kayid birakip geçiyor ki efsanevî bir sim birer fil ayağı yükselterek bu dört kubbenin de çatlayip yıkılacağı mu • tarzda yazılan bu Edirne tarihçesuı fil ayağmi kahn kemerlerle bavada hakkaktı. Arartirtaca bu metanet ve deki bu kayid bana bir Omî kanaat veyekdiğerine vasletmiş, şu suretle dört rraivazenenin sim bulundu: Bu cesim remiyor. Çiinkü mimarî tarihimizde köşe üzerinde yükseltip bu dört köşe kubbe örülürken kaideye yakın nok • içinde yiiksekten bir kaide hazırliya • böyle kötürüm bir mimann adı hiçbir talardan ve kubbe sihanı dahüinde dı • rak merkezi ve büyük kubbeyi oturt • yerde bir daha görüîemiyor. Bu hususşaridan görülmiyecek tarzda 1 0 X 1 0 muştur. Methalden kıbleye giden mibta bilgisi olan münevverlerimiz (mehaz santim maktamda demir bir çemberle ver üzerindeki kemerleri nuıf kubbe • göstermek şartüe) bildiklerini Cum çepçevre bağlanmiştır ki bunlardan bir lerle indirmek suretile beden duvarlaburiyet sütunlarinda yazarlarsa mima • tanesi pencere boşlukları içinden gö • rinı bölmüş olduğu halde büyük kub • ri tarihimize kuvvetli bir ı$ık veımif riilüyor. Üstad bu tedbir sayesinde kubbenin sağlı sollu diğer iki kemerini şaolacaklardir. % benin münteşir »ıkletini tadil ederek kulî olarak birer kalm granit direkli şakullendirmiş ve duvarlar üzerine raikişer tâli kemerle zemine vermiş ve Uçşerefeli camisi ve bunun mima • hatça bindirmiştir. Bundan evvelki büyük murabbaı tamamlayicı yan ki rindan sonra üstad Hayreddine ve eser kubbelerimizde bu dairevî demir çemsimları da küçük kubbelerle örtmüş • ber yoktur. Bu sebebdendir ki Uçşereierine sira geliyor. Mimar .Hayreddin tür. Minareleri asıl binadan biraz uzak* felinin kıble cephesinde duvar sihani ilk mühim binalarinı Edirnede Tunca laştirmı k suretile binaya zenginlik kenarindan yapmiştir. ( 1 4 8 4 • 1487) 3,35 olduğu ve kubbeyi yüklenmiş vermfş ve onu boğmaktan hazeretmişkemerlerin duvarlara bindiği istikametTuncanin her taşmasinda içine yettir.. tşte şu tarife göre Türk camileri te duvarlara ilâve edilmiş kontrkor miş, seksen santim kadar su dolan bu en mütekâmil şekli olan mahrutî ve larla birlikte duvar sihanı 4,35 metroyu binalar: Cami, hastane, bb medrese • merkezi şeklini bulmuştur. tstanbuldabulduğu ve buna mukabil kubbe kaidesi, mumhane, imaret ve nehir üzerine ki Beyazidm şu kuvvetli kompozisyo • si irtifaı 16,00 metroyu geçmediği bir köprüden ibaret olmak üzere bir nundan sonra hangi büyük camimihalde bugün duvarlarin ve kemerlerin manzume halindedir. Nehir üzerine ze baksak ayni esas dahüinde bu kubbenin münteşir sikletinden rnüteesbütün binalar sahasinca imtidad etmek luruz. tşte bu değişemiyen inkılâb ve sir olduğunu az çok görebiliyoruz. üzere kbprüden başhyan bir nhtım ve onun şerefi tamamüe üstad Hayreddi • rıhtimda sandal iskeleleri mevcuddur. nindir. Türk mimarî tarihimizde en Demek ki üstad Hayreddin ilk defa büyük inkılâbci olarak tanimağa ve Bimaristan kubbe inşaatinda mukavemeti ecsam takdis etmeğe mecbur olduğumuz (Bimaristan) adile tarihte anüan bakimmdan çok mühim bir hareket Hayreddinin ruhu eserleri üzerinde çok hastanesi diyebüirim ki zaroanimızin karşisında en mühim bir usul keşif ve güzel okunabümektedir. Riyaziyat ve bile nes'e ve farahlık verici bir binasi • ihdas etmiştir. Ve bundan sonradır ki teknik bahsinde çok kuvvetli olduğu Sinanin ve bütün Türk mimarlarinin dir. Eğer tstanbulda olsaydı düğün ve meydanda olmakla beraber kompoziseserlerinde bu gizli ve dairevî bağlantı sair topluluklarin burada yapilmasi iyon ve mesleğinin estetik bahsinde lü tedbiri büyük ve muntazam kubbeler çin Belediye tarafindan bir halk salo zumsuz balâpervazlıktan, şarlatanbktan inşasinı kolaylaşbrmiş ve Türk mimanu yapümasinı ve su suretle tamir ve çok uzak kalmiştir. öyle ateşli bir rurisinin yükselişine çok büyük yardım muhafazasini tavsiye ederdim; cidden hu, öyle olgun bir zevki var ki eserleetmiştir. makbule de geçerdi. rile biraz meşgul oJunoa bu adamm Üstad Hayreddin Beyazıd camisine Hastane olarak en miisaid şerait i • hüviyetindeki yüceliğe aşik olmamak çinde asirlarca çahşmiş olan bu bina • kesme taştan bir çift minare yapmiş • mümkün değildir. br, bu minarelerde 3,25 metro kuturlu nin büyük salonu ortasinda daima çağyivli bir üstüvane şeklinde tam 38,0 liyan havuz ve fiskiyesinin sesine gü • Koca Sinan metroya kadar çiktıktan sonra birer tanün muayyen saatlerinde musiki nağ ne şerefe yapmiştır ki Türk minareci • Hayreddini takib eden büyük üsta > jneleri de katılirmiş. liğinde bu kadar inceliğe karşi bu ka dımiz Koca Sinandir. Gerçi Koca Si • Binanin heyeti umumiyesi gözden nan Hassa miman tsa öldükten sonra dar yüksekliği haiz başka minaremiz geçirilince görülüyor ki hasta ruh ve onun yerine Hassa mimarî olmuştu. Fayoktur. Bununla beraber Türk minare vücudlere ümid, kuvvet ve nes'e ve kat bir îsayi eserlerüe tamyamiyoruz. inşaatinda şerefelerin stalaktiklerle süsrebilmek için o vaktin şeraitine göre Eserleri üzerinde yüce bir san'atkâr lendiği ilk defa bu minarede görülü bir artist ancak bu kadar kuvvetli dü olarak Hayreddinden sonra Sinan geyor. Gerçi minare şerefelerinde stalaksünebilirdi. Hastaneye bir avlu ve bir lir. tit etüdleri daha başlangıc devrinin tuğkapi ile bitişik olan tıb medresesi dc la minarelerinde başlami.ştir. Fakat ilk Koca Sinan yüksek kabüiyetüe raaayni güzelliği haizdir. Ustad Hayredmütekâmil Osmanh stalaktitleri Hay • ruf bir darbimeselimize göre (hem at, dinin burada yaptığı köprü en yeni reddinin bu eserlerinde görülür ve hem meydan bulmuş) mazhariyetli köpriilerimiz kadar sağlam ve temiz bundan sonra da bütün yükseliş devri bir san'atkârdir. Hayreddin gibi aza dir. minareleri zarif stalaktitlerle bezenmiş metli ve kuvvetli bir mürşidin yetiştir • Mumhane ve imaret ve hakikaten çok sevilmeğe lâyik bir mesi olduğu muhakkak olan [ * ] Âb Mumhane denilen bina ağirbaşh bir dülmenan oğlu Sinan hükümdarlari eseri san'at olduğu için bütün yükseliş konforün hâkim olduğu mükemmel ve başta olduğu halde şarktan garbe, devri imtidadinca terkedilmemiştir. muhteşem bir imalâthane olduğu, bü • garbden cenuba akınlar yapan Türk Türk mimarisinin en mühim bir mi • yük is salonlari, muhteşem odalari, içordularüe trani, Misirı, Macaristani marî tezyin şubesi olan (stalaktit) leri li dişlı avlularile belli oluyor. dolaşmiş, ve gezmiş olduğu halde, dünHayreddin o kadar yumşakhk ve o kaya haritasi karşismda (bir dünya bir dar kolaylıkla kullanmiştir ki TuncadaAlçakh yüksekli iki cesim firmi muhpadişaha azmiş) diyen bir Türk hü • ki caminin roethalinde ve tabhanelerin tevi olan imareti ve bundaki cesim yekümdarinin zamanmda Mimarbaşı olortalarinda mevcud üç murabbaî kismı mek salonile bütün bu binalarm stili muş ve o zamanki Türk hükümdarla • haricen kubbe olduğu halde dahilen yükseliş devrinin ilk parlak çehresini, nnın Avrupada krallar azil ve nasbetstalaktitlerle müzeyyen bir şekilde ortekâmüle doğru tam bir olgunluğu gösHkleri devirlerde hükumetin Mimarbatülmüştür. lstanbuldaki Beyezid cami • termektedir ki bunlar arasinda cami Gürültü ile mücadele talimatnamesi mucibince mahalle aralann • da sabahları sekizden evvel satıcılann yüksek sesle bağırmaları menedilmiş, ama tetbik edileme mişti. Yapılan birçok şikâyetler üzerine Belediye zabıta memurları dün sabah Pangaltı ve Beyoğlu mıntakalannda anî bir teftiş yapmıIar ve neticede birçok satıcılar saat 8 den evvel bağnnrlarken ciirmü meşhud halinde yakalanarak takibata tâbi tutulmuşlardır. Sahcılardan tstanbul tarafı da pek bizardır. Hele matbaamızın buIunduğu »emtte, bilhassa yoğurt çuların bağırmalarından, çalışıla mıyacak kadar rahatsız olunmak tadir. Belediye zabıtası kontrol vazifesini buralarda da yapsa iyi o lacak... Tuz istihsalât ı Xıldan yıla artıyor ve ıslah ediliyor Memleketimizde bulunan tuz memlihalarımn ıslahı işine yapılan programın tatbikı suretile devam edilmektedir. Şimdiye kadar tesisah ikmal edilen memlihaların istihsa l£tx farklı bir surette artmıştır. Meselâ: 933 senesinin hftziran ikin cikânun ayları arasındaki sekiz ayhk devrede Utihsalâtı 96,708,000 kilo olan Çamaltı memlihasının bu sene ayni müddet zarfındaki istih salâtı 132,000,000 milyon kiloyu bulmuştur. tnhisar idaresi istihsalâtı arttırarak köylüye mümkün olduğu kadar ucuz ty^z satmak ve yurdun her köşesinde tuz satışım bir fiat altmda temin etmek için aldığı tedbkleri tatbik etmektedir. Memlehalardan çıkarılacak ham tuzun tnhisar idaresi tarafindan kendi vesaitile işlenerek üğüdül mesi ve kiloluk paketler halinde ftatılması düşünülmektedir. tnhisac idaresi toptan kayatuzu satışı ye • rine işlenmiş tuzu kilo itibarile halka satrrği takdrrde hazineye bir misli fazla vajidat temin edileceği tahmin olunmaktadır. ,. . . Bütün bu teşkilât, Rayşver başku mandanhğma tâbi bir kumandanın emri alhndadır. Bunlar, en küçük birlik olmak üzere livalara aynlmıstır. Her livada, piyade, süvari, topçu, i« tihkâm, muhabere, sıhhiye ve levazjm. birlikleri vardır. Muntazam ordunun hmamen ayni askeri talim ve terbiyeyi görürler Bunlar, icabında ihtivat tesekküllerini sj'erber edeceküerdir. Bu ihtiyat kıt'alar bir R harfi üâve«ile muvazzaf kıt'alann numarIarmı alacak'ardır. Meselâ R 30 gibi S'mdi hulâsa edelim: Rayşher: 517,000 kişi, Hudud muhafızlan: 30,000 WİM. (Bu teiekkül 30,000 kişilik daimi Undrosile derrkab 20 hudud fırkası teşkil edebüir.) Devlet polisi: 190,000 kişi, S. S. teşkıiâb: 170,000 kişi, Fledjagerkorps teşkilâtı: 30,000 Bu suretle Alman daimî ordustı takriben 937,000 kişiye baliğ olmakta dir. Bunlar a otomobil kıt'alarımn 30 bin kişismi de ilâve edince 967,000 eder. Almanya, seferberlik ilân edmce, S. A. denüen hücum kıt'a'lannın üç kademesinde mevcud 2,500,000 kişi yeni birlikler kurmağa yarayacaktır. 27 ikincikânun 1934 tenberi Çelik Miğferler denilen teşkilât ta S. A. lara Dtihak ederek onun birînci ihtiyahnı teşkil etmiştir. Almanya Büyük Harbde 17 yaşını bitirenlerden 45 yaşını bitirenlere ka dar 28 sınıfı askere alıyordu. O M • man nüfusu asağı yukan bugünkü kadar, y?ni 67 milyondu. Bu nüfusun esnana dahil olanlan 9,750,000 ki'i tutuyordu. Bu miktann 4,900,000 i talim ve terbiye görmüştü. 1914 ilâ 1919 yıllannda, yani Bü yük Harb senelerinde esnana dahil olarak mücadeleye iştirak eden Alman askerleri şimdi, 42 üâ 37 yaşlan ara • smdadırlar. Bunlar, talim ve terbiye görmüş ihtiyatlardır. 1919 dan sonra 21 yaşına basanlar arasinda, mecburî eskerliğin ügası hasebüe askerî lalim ve terbiye görenler azdır. Tabiî, simdi bunlar da kısa müddetlerle talim ve terbiye edileceklerdir. Hulâsa, Fransızlann korkmağa haklan vardır. A. D. Yunanlıların millî bayramı ve biz Ankara 27 Yunan millî bay • ramı münasebetile Reisicumhur Atatürkle Yunan Reisicumhuru M. Aleksandr Zaimis arasinda telgraflar teati edilmiştir. Atba 27 (A.A.) Bütün gaze teler, Elen ulusal bayramı müna • sebetile Türkiye Başvekilile Ha riciye Bakamndan hükumete gelen tebrik telgraflarının metinlerini neşrediyorlar. Vı.adini gazetesi diyor ki: «Bu tebcikler, dünkü kahraman muhasunlanmız ve bugün dostla rımız ve ayni zamanda mesaı ar kadaslarımız olanlardan geldiği ıçin Elenlerin kalbinde bilhassa derin bir akis bulacaktir.» Kongreye çagırma Cumhuriyet Halk Fırkasl Küçukpa zar nahiyesi himayesinde Gencler Bırliği senelik umumi toplanUsl 2 9 / 3 / 9 3 5 cuma günü saat 1 4 te nahiye merkczinde yapllacağlndan bütün kulüb men subinınin gelmeleri rica olunut. şisi olarak çalişmiş, dört padişah cülusu, öç padişah ölümü görecek kadar uzun yaşanuş ve bu zengin devirde bu ka dar uzun bir hayatı ameliye içinde kendi yüksek kabiliyetini ve zamanınuı yiikselmiş kültür elemanlarinı hummah bir hareketle çahştirmiş ve muvaffak olmuş, hakikaten koskoca bir Sinan dir! Inşaat Sinanin Hassa mimarlığı za • mamna tesadüf eden yüzlerce Türk abidesi arasinda bizzat Sinanin nezaret ederek yaptirdığı üç mühim binasinı tetkik gözOe görmek Sinanin san'at hayatım ve safahatını muhtasaran teşrih ve tesbite kâfi gelebilecektir. [*] Sinanin faal bir mimar olarak çaUşmağa başladlğl slralarda Hayreddi nin bir pir olarak yaşadığıni Bay Ahmed Refiğin tetkiklerinde, yahud başka bir kitabda görmüştüm. Sinanin büyük üstadlardan ders aldlğl sarahati kat i yesi karşlslnda da o zamanda HjTed dinden büyük üstad bulunmaylşı bize kat'î hüküm verdirmeğe kâfi gelebile cek olduğu halde her iki üstadın eserlerini releve etmiş bir mimar slfatile diyebüirim ki her iki üstadin desen ve bilhassa tezyinat ve detaylarda o ka dar sikl bir münasebet ve benzerlik leri vardlr ki bunlann usta ve sakird olduklarlna bu bakımdan da kat'î o larak hüküm verilebilir. Sıtma mücadelesi 1934 te sıtmah nîsbeti 1934 yılı içinde sıtma mücadele mıntakalannda (131,113) metro uzunluğunda ve türlü genislik ve derinlikte kanallar açılarak 50,771 hektar bataklık kurutulmutur. Böylelikle, buralardaki köylülerimiz hem çahşacak verimli toprak kazanmış, hem de sıtma belâsından kurtulmuşlardır. Sıtma mücadele mıntakalannda hemen hiçbir »ıtmalının tedavisiz kalmaması temin edilmektedir. Dur maksızin sıtmah köylerde dolasan sıtma mücadele hekim ve sıhhat memurlan tarafindan 1934 sene si içinde (413,685) sıtmah tedavi edilmis ve bunlara (5356) kilo meccani kinin dağıtıldığı gibi, 12,721 kişiye de kinin ampulü yapıhnı?hr. Çocuklar arasındaki sıtmahlara da avrıca (639,846) ökinin tableti ve rilmistir. Sıtma mücadele mıntakalannda sıtma nisbeti her sene azalmakta dir. Evvelce halkın yüzde (50) sinden fazlası sıtmah bulunan müca dele mıntakalannda 1934 yıhnda sîtmalı nisbeti vasatî olarak yüzoe (13) e inmiştir. Bu umum ırrnta kalara göre bir vasatidir, bazı mın takalarda bu nisbet yüzde (5) e kadar bile düşmüştür.