' Cumhariyet 28 Mart Jürklerle Süngu Süngüye No. 139 A. DAVER Çanakkalede Bu akşam DANİELLE TÜRK DARRiEUX Sinemasında birden: PREİEAN 1 Sokaklarda Altın Tam saat 8,30 da iki filim RADYO (^Bu aksamki program tSTANBUL: 17,30 İnkılâb derslerl, Ünlverstteden nakil, İzmir saylavı profesör Mahmud Baad Bozkurd 18,30 Jimnastik 18,50 Alda operasa (uçuncü perde) 19,80 haberler19,40 Gavin kardeşler (san Düetto) . M Sağlık ve Soysal Yardun Bakanlıgı n* « mına konferans, profesör doktor Fah « rettin Kerlm Oökay, (uyku hıfinaahh*sı) 20,30 studyo sigan orkestraa • M Reflka Tektas (san) plyano Oe *1,M son haberler, borsalar .21,30 radyo orkestrası . 22 radyo, caz ve tango orket tralan. VlYANAı 16,35 çocuklann samaoı. 17,05 konser18.05 konuşma: Tüdızlann hayata • 18,38 konuşma 18,35 sarkılar ve opera jarfaları . 1 9 Avusturyada san'at harekeüerl19.40 konuşma . 20,15 ulusal nesrtyat • 21,05 ulusal musikl 22,35 haberler, ha. va raporu 23,25 on dakika eglence • BERLtN: 18,25 musikl . 19,10 eğlencell konusnu19,35 konuşma 19,45 eğlencell konuama20,05 gramofon 20,25 gramofon • 10,49 gunun aklsleri . 21,05 haberler . «,13 dans havalan . 23,05 haberler 23,35 danf havalan . 24,05 Breslavdan nakfl. PRAG: 18,25 şarküar 18,45 zlral neertyat • 18,55 almanca nesriyat . 19^5 aimanf* haberler 20,15 gramofon 20,20 rasça ders 20,35 salon mosikisi . 20,50 Belçlka bestekaıiarının eserlerlnden parçalar . 21,10 «Krlstof Kolomb> ismmdekl tem . sil . 23,05 haberler . 23,20 radyo orkes • trası. VARŞOVAv 18,20 250 nci yıldönumn mtoasebettle Bachm hayatına aid bir temsil 19,01 gitara konserl 20 konuşma . 20,10 framofon . 20,25 konuşma . 20,35 sartolar21,05 haflf musikl konserl . 21,50 rıaberler 22 konuşma 22,05 akşam konserl 23,20 salon orkestrası 24,35 inglUzce konferans. TULUZ: 20,20 senfonik orkestra, 31,05 temsO. 21,35 salon orkestrası . 21,50 operet or . kestrası . 22,25 düetolar 22,35 salon opsıklsi . 24,05 orkestra ile halk havalan • perasmdan parçalar .23,50 filim mu • kestrası 23,05 «Flgaronun izdivacı» ^ Türkler, geceleri kayıklarla sahili takiben gelerek düşman gerilerine ve yanlarına ateş açıyorlardı! Mahalle arkadaşım, tezgâh ar kadaşım, fabrika arkadaşım, salon arkadaşım, ben senin bütün dü • şüncelerini biliyorum. Çünkü he pimiz birbirimizin eşi ve tıpkısîyız. Anneni, kardeşlerini, sana mek tublar yazan kannı, çocuklannı düşünüyorsun; sonra, tepende pathyacak gülleyi düşünüyorsun. «Hücum için süngü tak! Ileri! marş marş!» kumandalarını düşünüyorsun; yarın akşam çeşmede yıkanırken omzuna yiyeceğin kurşunü düşünüyorsun, ok atan tayyareyi düşünüyorsun; tanımadı ğın fakat onun süngüsünden kendi canını kurtarmak için bir kurşunda çahlann arasına devirme • ge çalışacağın Türkü düşünüyor •un; her saat, kan halinde içini dışına çıkaran dizanteriyi düşünü yorsun; ;cephede, ilk hatlardaki veba saçan cesedleri düşünüyor « «un; ay aydınlığında şişmiş yatan bu cesedlerin kokmuş peyniri anîdıran taaffününü düşünüyorsun; uzun geceler, nrnaklann tüfeğinin namlusunu tırmalıyarak nöbet beklediğini, seni gözetliyen, seni arayan, seni öldürmeğe çalışan şeyleri düşünüyorsun. Çavuş, senin sakalı uzamış, a laycı ve neşeli yüzünde bütün bunlan görüyorum; onbaşı, senin kederli, mahzun gözlerinde bütün bunlan okuyorum; nefer, senin hal ve tavrından bütün bunlan seadyorum. Fakat yeni gelenler, daha dün vapurdan çıkanlar, onlarla Ha ayni sessiz ve dilsiz alfabeyi, onlann gözbebeklerinden ve dudaklanndan kaçıp giden firarî alfabeyi yeni baştan okumak ve öğrenmek sabrını gösterebilecek miyim? kumlan dövdüğünü ve denizden gelen rüzgârın yapraklandırdığı çadır bezlerini delip geçtiğini duyu yorum. Yalnızım; sessizlik ve boşluk içinde yapyalnızım. Onun için kurşun yağmurunu daha iyi his • sediyonım. Uzattığım ayaklanma doğru küçük parlak cisimlerin düştüğünü görüyordum. Içi sım sıkı dolu olan arka çantamı, sipe rin kenarına koydum ve başımı onun altına sakladım. Geceyi böyle geçirdim. Gözlerimi kırpmak nasib olmadı. Soğuktan çenelerim birbi rine vuruyordu. Yanımdaki bey likleri altıma seremiyor, vücuduma saramıyordum. Çünkü, öyle kurşun yağıyordu ki kımıldamağa cesaret edemiyordum. Bugün ikinci defa ölüm tehlikesi atlatmıştım. Sabahleyin İngi lizlerin topçu mevzilerinden geçerken bir îngiliz topunun attığı tapon bir şerapnel, topun ağzından fırlar fırlamaz, patlamış ve beni bir misket pağmuru içinde bırakmıştı. Harika kabilinden yalnız toz ve barut dumanı içinde kal makla kurtulmustum.» 2 ÇELUSKi ALBERT 60 gün buzlar arostnda Sovvet hevrti sefenves'nin Kutub sevahatini gösteren Ivkik? ve he\ecanh bir fıhm. Senenin en muazzam filmi 1935 senesinin B E N H U R ' U Fransızca sözlü ^.^^^.••••••j Filmin iki sofhou bird*n Fiollarda ıam yoktur. Yalnız 15 kuruşa (İSTIKLAL VİVA VİLLA UGRUNDA) iPEK'te ^ B ! en büyük muvaffakiyeti kazamyor. ^ ^ ASRî sinemada Bu akşamdan itibaren Pek mükemmel 2 filim birden •röreceksiniz. SARAY Sinemasında Dün akşam iraesine başlanan emsalsiz ve muazzam ÇAPKIN KIZ Anny Ondra Pierre Ricbard Wilim tarafıtnlaıt fransızca sSzltt ve KARİYOKA filmi büyük bir muvaffakiyet kazanmıştır. Meşhur KARîYOKA havasile birçok molodiJerle doludur. Oynıyan: (Baby) DOLORES Türk ateşi alttnda İngilizler 13, 14 ve 15 temmuzda hücum ettiler (Kerevizdere muharebesi). Ben de tekrar İngiliz cephesindeki vazifeme döndüm. Bizim bulunduğumuz tarassud mevkii boştu. Bizimkiler ikinci hatta bir hendeğin içine sığmmışlar dı. Tercüman arkadaşlardan lskenderiyeli, tatlısu ferngi bir çavuşu orada buldum: Burası tarassud mevkiine benzemiyor. Berbad bir yer! di yordu. Ruh ve gözler için bediî bir ziyafet. DEL R i O FEDAi DONANMA Ginger Rogers ve Bill Boyd tarafından büyük temaşah filim. Suvor»l»rd« ı Soot 8,30 da Hamiş: Ba güzel filim, başka hiçbir Beyoğlu sinemasında gösterilmiyecektir. ilâvcten: FOX J U R N A L KAHKAHA VE EGLENCE HAFTASl BAŞLIYOR ş h a e a ı H i l â l Sinemasında ezdbş İki büyük v« müstesna film birden s " Rom» Çıiginlıklan „ filminin sevimli ve şen artisti ( EDİE CANTOR ) un en son tetnsil ettniş oldağu r ^ T ^ H i I ¥ ^ ' \ 1 Z r X A \ T I FraDS.zca sözlü. ş*rkıh ve 2 filim birden Bagftaden itibaren t Osmanlı borcları 700,000 altın lira bütçeye konuyor 1 haziran 1939 dan itibaren yi! taklitini 700,000 altın Türk lirasma var dirmak için müterakki palyeleri teş • kil eden 1933 müzeyyel mukavelena • medeki intikal devresinden vazgeçti • ğini Türk hükumeti Diiyunu Umumi ye Meclisine bildirmiftir. ,.,. n. ... Ayni zamanda mukaveİenaroedeki 700,000 altın Türk lira»ı yil tak»iti nin kâffesini 1 haziran 1935 ten itîbartn devlet bütçetin« »ureti kat'ryede vazetmeği Türk hükumeti taahhud etmiştir. İntikal devreti esnasında yd taksi • tînin tamamlanması için (Fonds Spe • cial) dan kalan ve bu sebebden dolayi hükumete intikali lâzim gelen bakiye ile mezkur hükumet tarafından % 7$ 1933 • 1934 tahvilleri alınmiç ve ifbu tahviller meclisin nezdinde depo edil • miştir. Pari» 22 mart 1935 ESKÎ OSMANLI İMPARATOLUÛU NUN TAKSİME UĞRAMIŞ DÜYUNU UMUMİYESİ MECLİSİ Gece oldu; yalnızım; siperin yeİçinde bulunduğumuz hendek İBİİ boşluğu içinde ayın duvarlara dardı. Altımızda yalnız bir beylik, çizdiği hayaletler, üzerimde garib üstümüz açıktı. Üstümüze bir çabir tesir hasıl ediyor. Morto ko dır bezi gerdik. Arkamız, Türkle yundan birkaç kurşun, bana ka rin tarafından hendeğin duvarile dar geldi. Anadolu sahili çok uzak kapalı idi. Sırtımızı kasırgaya çetadır. Oradan buraya kurşun yetiş virdikten sonra iki kat bir vaziyetmez. Türklerin geceleri kayıklarla te yere uzandık. Bugün Türkler sahili takiben gelerek bizim yan dehşetli hiddetli idiler. Yağdırdıklanmıza ve gerilerimize ateş et • lan demir ve ölüm yağmuru hep tiklerini söylemişlerdi. Buna ina başımızın üstünden geçiyor ve etnacağım geliyor. Yukarıda cehenrafta pathyordu. Havayı dolduran nemî bir kestane fişeği patırdısı kükürt dumanından öksürüp du başladı. Etrafımda yüzlerce kurruyorduk. sunun ıslık çaldığını, uluduğunu. \Arkas\ var] Istanbal halkının sevgilisi en şen, en sevimli, ER MEYDAİN1 '" ^r£ ASRî İkinci tilm : Meşhuru âlem " DOUGLAS F A I R B A N K S „ on büyük venilikler ile oynad'gi Fransızca söslü şarkılı büyük film. ba k pek ROBENSON Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler şunlardlr: Mehmed (Büyükada), Tanaf (HejrSırrl (Çlmberlitas). Aaador (Gedik paşa), Necati (Cibali), Ibrahim FU lil (Sareçh*nebaçı), Şeref (Akurmy) Rıdvan (Samatya), Nâzlm (Şehre mmi), Kemal (Karagümrük), Hilâl (Baklrköy), Arif (Fener), Yeni Törkiye (Haricöy), Yeni Turan (Kadra • paça), Nail (Beçikt&s). Aarî Ittflıad (Galata, Okçumuaa caddeai), Kurtu luş (Kurtulua caddeai), Garih (Kom • barad yokufu), Liraondyan (MU • • © kak), Saadet (KadıkSy, Muvakkltha* ne), Osman HUIÛM (Kadıköy, SöjudIüçeçme), lttihad (Çarçıboya). beli), Mehmed IC*xim (EUkcVünl GRETA Bu hafta M E L E K Sinemasında En son yarattığı Fransızca sözlü GARB ÇALINMIŞ AŞK Metro Goldwyn Mayer filminde parlak rauvaffakiyetler kazamyor. Ilâveten : Broadway Melody ve PARAMOUNT ACTÜALiTES' nia mümessili CHARLES KiNG tarafından mükemmel renkli bir rövülü film. FRANZISKA Pek yakında en güzel filimlerin yıldızı GAAL Sinemasında en son, en neşeli en güzel filminde Sokak Çiçeği ral, generalement Alem = Sancak = (Fr.) Etendard Âlem (cihan anlamına) = Acun = (Fr.) Monde Alemşümul (cihanşümul) = Acnnsal = (Fr.) MonÖrnek: Acunsal bir ad kazanmak ne büyük onurdur = Âlemsümul bir söhret ihraz etmek ne büyük sereftir. Alem (kâinat anlamına) = Evren = (Fr.) Univer» Alemşümul (kâinat anlanuna) = Evremel = (Fr.) f/niverael Alenen = Açıktan, açıktan açığa, gozgore Alenî = Açık Alesseher = Tanlaym = (Fr.) De» Paube Örnek: Tanlaytn ktra çikttm =z Alesseher ktra çiktm. Alesseviye = Bir düzeyde = (Fr.) Uniformement Örnek: Kazancvmva aramızda bir düzeyde paylannz = Kârtmtn meyanem&de alesseviye taksim ederiz. Alettaf sil = Uzun uzadıya Alettahmin = Aşağı yukan Alettevali = Arka arkaya Alev = Alev (alevyalavdan) = (Fr.) Flamm* Aleyh = Karsj = (Fr.) Contre örnek: Bu tye bize karşı mısmiz? s= (Fr.) Etes vous contre nous dans cette affatre Aleyhte olanlar = Karfi olanlar Örnek: Bu önergeye kargt olanlar eUerini kaldtrstn! (Öner ffe •=. teklif) Aleyhdar = Karsın Örnek: Ben bu i§te size kar&ntm, Aleyhte »öylemek == Kötülüğüne loylemek = (Fr.) Dire du mal, parler en defavear Örnek: O, her vaklt herkesin kötülüğüne söyler = (JFr.) Tout 9e temps, a dit du mal des autret. Leh = Yana = (Fr.) Pour örnek: Bütçe için 399 saylavdan 250 si yanat 149 u Jfearjt oy *erdi = Bütçe hakktnda 399 meb'ustan 250 st'lehte, 149 u aUt/hte rey verdi. Lehte olmak Yana olmak = (Fr.) Etre pour, itre en faveur Lehdar (taraftar) = Yanat (Fr.) Favorable Örnek: O, bütün Kamutay hayaUnda U n yanatliktan ay. /ELHAMRA GiZLI MUHAREBE JEAN MURAT sinemasında^ KADIN ASKER OLUNCA| GUSTAV EROEHLİCH HAAS VEFAT Mutekaid kaymakam Abmed Rifa • ttn mahdamo Adapazar Sakarya ka • ISba kaptani Lâtfi 26/3/93S *ab fön3 •efat etmiş ve eenazesi Sahrayice • did afle kabristanma defnedflmiştir. Allah rahmet eylesin. Üsküdar Hâle Sinemasında Kraliçe Kristin Mümessili: GRETA GARBO 2 filim birden Örnek: Âm ve §amü hareketler = Kapsal hareketler Amm = Amca = (Fr.) Oncle paternel Amme, aramete = Hala = (Fr.) Tante paternetle Anmıe = Kamuğ = (Fr.) Le publie Örnek: Çalısmamız kendimiz için değü, kamuğ içindir = Sâyimiz nefsimiz için değil, amme içindir. Hukuku âmme = Kamutal türe = (Fr.) Droit publie Örnek: Özgenlik kamusal türenin en değerü hükümlerin den biridir = Hürriyet, hukuku âmmenin en ktymetli ahkâ. mından biridir. Amud = Dike = (Fr.) Perpendicalaire Amudi (kaimen) = Dikel. == (Fr.) Perpendicu • lairement Amudu fıkarî = Bel kemiği = (Fr.) Colonne vertebrale . âmıız = öğreten = (Fr.) Qm etueigne, qui trutruıt Örnek: Marifetâmuz =: Bilgi öğreten. An = An (T.) = (Fr.) Moment An'ane = Anana (anmaktan ana ana aozunün tehrarlanmandtr tekrar: T. Ko.) = (Fr.) Tradition Ancehlin = Bilmiyerek, bilmezlikle = (Fr.) Saru «avoir, saru connaittance de cau$e Andelip = Bülbül = (Fr.) Roangnol Anif = Sert = (Fr.) Dur, aevere Anifen = Demincek, biraz yukanda = (Fr.) Tout â l'heure Anilgıyab = Arkadan, kendi yokken = (Fr.) En »on absence Örnek: I. Arkadan söz söylemek aytptır = Anügiyab söz söy. lemek aytpUr =s //. Kendi yokken hakkında hüküm vermek doğru mudur? =: Anügtyab hakkmda hüküm vermek doğru mudur? Ankarip = Yakında = (Fr.) Proehainement Ankastin = Bile bile, bile i*tiye = (Fr.) Expret, intentionneellement Örnek: I. Bu işi bile bile yaptvm =: Bu isi ankastin yaptvm. II. Bile istiye bu ise giriatim = Ankastin bu ise giristim. Ansaımmükalb = özyürekten = (Fr.) Sincerement, en toute tincirite, du fond du eoeur Örnek: Özyürekten size sayguanmı sunanm = Ansami mulkalb size arzı ihtiram ederim. Anut = İnatçı (T. Kö.) = (Fr.) Titu, enteti Lehinde »öylemek = lyiliğine »öylemek= (Fr.) Parler pour, parler en «a faveur Örnek: O, her vakit senin iyiliğine söyler. Ali = Yüce = (Fr.) Haut Âlicenab = Akı = (Fr.) Cenereux Örnek: Akütk, ahlâk güzelliğinin parlak bir bel&eğldir = i. licenabltk hüsnü ahl&km alâmeti bahiresidir. Alil (âmi anlamına) = Kör = (Fr.) Aveugle Alü = Sakat = (Fr.) Estropie Alil = Iğcil = (Fr.) Infirme, invalide Ornek: İğcü savasçüar = Malul gaziler Alim = Bilgin = (Fr.) Savant Aliyyülâlâ = Eniyi = (Fr.) Tres bien Alül'âl = Enyüce = (Fr.) Superieur Allah == Tann = (Fr.) Dieu Allaha nmarladık = Esen kal = (Fr.) Adieu Allâme = Bilge = (Fr.) Savantissime Alude = Bulasık = (Fr.) Souille Amâ = Kor = (Fr.) Aveugle Amâ = Körlük Amade = Hazır (T. Kö.) = (Fr.) Pret Amedti «üd = Gelim gidim = (Fr.) Va et vient Amel (fiil) = lş, işlev = (Fr.) Acte, aciion Örnek: Her işlev tepkisiyle eşittir r= Her amel aksülâmeli ile müsavidir. Amele = Işçi = (Fr.) Ouvrier Amelmande = îşten kalmıs = (Fr.) invalide, incapable de travailler Amik = Derin = (Fr.) Profond Amil = Etke = (Fr.) Facteur Örnek: Soysal islerin etkeleri çok ve kanşıktır. = fçtimaî islerin âmilleri müteaddid ve mudildir. Aminen = Sağlıkla = (Fr.) Sain et tauf ' Amir = Baş, üst, buyurman = (Fr.) Chef, »upirîeur, celui qui ordonne ou commande Örnek: Üstten aldığım emre göre = Âmirimden aldığım emre nazaran Her iste bir buyurman olmalı = Her işte bir âmir olmalı. • âmiz = • Ie karıştk Örnek: Lâtifeâmiz Şaka ile karışık Ara r e samil = Kapsal = (Fr.) Englobant, extentif şt comprehenMİİ. Ar = Ar (1) = (Fr.) Honte Örnek: Arsvs = Biâr Ara (Bak: Rey) = Oylar = (Fr.) Voix, vote» Örnek: Bu sorumda oylar dağtidt =s Bu meselede ârâ U settüte uğradu ârâ = Süsliyen, bezeyen, ^enlendiren = (Fr.) Qm pare, aui orne Örnek: Âlemârâ =r Acun süsliyen {bezeyen) Meclitara B Dernek senlendiren. Arim = Dinlenme = (Fr.) Repo» Arâmgâh = Dinlenek = (Fr.) lieu de repo» Örnek: O gece çay ktymnda bir dinlenek tuttular = O Q9ce çay sahüinde bir Aramgâh ittihaz ettOer. Araste = Bezenmis = (Fr.) Deeore, orni Arâyi* = Süs = (Fr.) Parure, ornement Araz (Bak: Alâmet) = Beldek («aymptome* an lamt Terim koluna verilmiştir.) Arazi = Toprak = (Fr.) Terre, terrain Örnek: Ekümemis toprak = Arazii gayn mezrua ^ (fr.) Terre non cuüivie. (1) Lehçetüllugat'te ellfle yaalarak türkçe gösterllnıl«ttrDivanı lugatitTürkte <ır> ar demektir. Bugun Anadoluda «ırsız» sözü vardır. Radlof'ta Kırgız ve Azeri lehçelerlnde «ar», Kazan lehçesinde «er> de bu anlamadır. Arabca. <âr> hayâ demek olmayıp kusur ve ayıp demektir. Bundan gelen «tâyir» de kmamak anlammdadır. Kılavuz »özleri üzerine yazılacak önergelerin örneği şudur: Osmanlıca kelimesine kılavuzda karsılığım uygun (yahud: yeter) görmüyoruın. Sebebi: (kısaca) önergem şudur: (1) lmza (1) Burada bir önerge gosterilmiyen azerine birşey yapdamıyaeaktrr. yasdar