28 Mart 1935 1 Camhariyet' Venizelosun Yaptıkları [Vazan: Sablk lnteliices Servis Şefi Sir Bazil Tomaon Grip salgını Hastahğın arttığı ve azaldığı şehirler Ankara 27 (A.A.) Sıhhat ve Içtimai Muavenet Vekilliğinden bildi rllmlstir: 11 mart tarihinden 25 mart 935 ta* rihine kadar yurdumuzun grib hasta > lıgı variyeti söyledirs Ikinci tebliğde hastalığın salgın şek* Iini muhafaza ettiği ve yeniden salgra haiînî aldığı büdirilen vilâyetlrmmizden Aydın, Bursa, Çanakkale, Deniz* li, Isparta, tstanbul, İzmir, Kars, Konya, Kırsehir, Kütahya, Mardin, Tekirdağ, Tokad vilâyetlerinde salgın dormus, hastalık buralarda hemen tektük vak'alar halini almıstır. Balıkesir, Çorum, Burdur, Malntya, Manisa, Niğde, Ordu, Samsun, Seyhan, Sıvas, Sinob ve Van vilâyetlerinde pek hafif bir şekilde olmak Uzere devam etmektedir. Amasya, Kayseri, Muğla vilâyetle • rinde hastalık salgın şeklini almıstır. Çankın, Erzurum, Gazianteb, Gil • müsane vilftyetlerinde simdiye kadar hastalık görülmemiftir. Ankarada hastalık tR^ın halini almamakla beraber bu son hafta zarfında biraı artmtftır. Diğer vflâyetlerde hastalık tektük vakalar halinde görUlmcktedir. Bursa ve Diyarbekirde konulan ihbar mecbu • riyeti kaydı kaldırılmiftır. 8 Yugoslav millî takımı gelmiyor Federasyon, maç için Romanyaya müracaat ett ; Nisanın 23 ve 26 smda Yugoslav millî takımile sehrimizde iki maç yapmak üzere teşebbüslere girişil misti. Yugoslavya Fede asyonu bu maçı esas itibarile kabul etmis ve tarihlerin tesbitini Türkiye Fede rasyonuna bırakmıştu Federasyonumuz da yukanda yazdığımız tarih • leri tesbit ederek bildirmişti. Yugoslavya Fedeı asyonundan ğe* len bir mektubda bu tarihlerin ka* bul edilmediği bildirilmektedir. Yugoslavlar, te?riniewel ayında millî takımımm Belgrada davet et misler ve 1936 senesinde de iadei ziyarette bulunacaklarını bild'irmis* lerdir. Bu cevab üzerine Yugoslav* Iarla yapılması tasavvur edilen maç, simdilik geri kalmıştır. Futbol Federasyonumuz, bu cevab üzerine Romanya Federaıyo • nuna müracaat etmistir. Bu müra • caat kabul edildiği takdirde bu ay» larda Romanya millî takımile sehrimizde iki müsabaka yapılacaktır. v I ÖRNEK ESERLER , Agaoğlu Ahmed... J tane müdürüdür. Bu adam hasta Şehir Tıyatrosunda oynanan lara kıymetli ilâclar vermez. Çünkv «Müfettiş» piyesinden konuşu diyor ki: «Hasta ölecekse ölür, iyi yorduk: olacaksa iyi olur.» Ve gene ilâve Münakkid Edib Bu Rus edeediyor: «Ve hakikaten hastalar sibiyatı nekadar halkçıdır, halkla, nek gibi iyi oluyorlar ve buna da halkın yaşayışile nekadar alâka sebeb ilâc değil; hastanedeki inti dardır, ona ruh veren, onu can • zam ve namusluluktur!» Posta mülandırarak bütün dünyamn dikkadürü okumaktan zevk duyan biritıni kendisine çeken de bu husu sidir. sıyet olsa gerektir. Piyesi seyre Memur olarak taşra halkını derken bundan yüz sene evvelki temsil eden iki tip vardır: Bob Rus memur zihniyetile Ruâ tftşra cinski ve Dobcinski. Bunlar o zahayatının parçalan gözlerim önün» manki Rus taşra hayatının boşlude sinema levhaları gibi canlanı ğunu ve manasızlığını temsil ediyor, yaşıyor ve beni güldürmekle yorlar. Yeknesak ve adi bir hayaberaber içimden düşünmeğe de çatın fevkine çıkacak, bir meşğınyordu. Bu nekadar kuvvetli bir gale olmadığından herkes dedikoyazı? Hem eğlendiriyor, ve hem dile, ötekini berikini çekiştirmekde düşündürüyor: Işte bizde ekle geçiniyor. Bu iki arkadaşın bü sik olan bir enmuzec! Böyle en tün işleri «yeni haberler saçmak»muzeclerin sahnemizde çoğalma • tan ve ev ev gezerek birisinden sını arzu etmeliyiz. ötekine, ötekinden berikine kulak Edebiyat tarihi muallimi Hulufısıltıları yapmaktan ibarettir. Bun si Ne garib şeyt Onu yazanm ların içtimaî kıymetleri de zaten damarlarında biraz da bizim kanıbu haberciliktir. Haber götürmemız vardır. Gogol, Ukraynanın dikleri zamanlar yüzlerine bakan Yaltava eyaletinde 1809 da doğ j yok. muş bir Kazak babanm oğludur. Komedinin asıl kahramanı olan Ondaki hunur bizim Hoca Nas Hilestakova gelince; suitefehhüm reddinimizin hunuru nev'inden anlaşıldıktan sonra şehir valisi dir; fakat onda ba*ka bir husutiböyle boş birisi tarafından alda yet daha vardır ki sırf Rusturtıldığına hayret ederek diyor ki: güldürmekle beraber ağlatmak ka«Korku aklımı aldığından bu ağzı biliyeti! Rus münakkidleri onu süd kokan çocuk bana mühim bir «gözyaşları içinde ağlatan» diye şahsiyet gibi gözüktü.» ve haki tarif ederler. Birçok eserleri ara katen bu adam boşların boşudur. sında en mühimmi ikisîdir: TemO kadar boştur ki hizmetçisi Osip sil olunan «Müfettiş» (Bevizor) ve onunla daima alay eder. O kendi«Ölü Ruhlar» (Mertviya Duşi) si bile kendi hakkında: «Ben çok Gogolun bu iki ölmez eseri Rus kolay düşünen adamım.» der. Hamüfekkiresi üzerine derin tesirler kikatte ise o ciddî düşünmek kabiyaparak Rus hayatının açılması liyetinden mahrumdur. Onun bü tarihinde büyük rol oynamılardır. tün kuvveti Petersburglu olmak, Müellifin bu iki eser de «ahneye çıyeni medeniyet boyasile boyanmış kardığı tipler de bugün Rus lisabulunmak, yüksekten atmak, panında alem olmuşlardır ve zikro lavra yapmak ve güzel giyinerek lundukları zaman hayalde muay madamlara reverans yapmaktan yen sıfatlan haiz çahıslar tereMÜm ibarettir. Yalan onun ikinci tabiaediyor. Hakikatte iki eserin mevtidir. Kendisine hürmet edildiğini zulan pek sadedir ve «Müfettiş» in ve kendisinden korkulduğunu gömevzuunu Gogola Puskin telkin rerek: «Saraya gittiğini, sefirlerle etmistir. Mevzu sudur: kâğıd oynadığını ve nezarette büyük bir daire idare ettiğini» söylePetersburglu Filestakoff hususî mekte tereddüd etmez. Fakat bu bir işi için tâşraya gîdiyor ve bir adam hakikatte şuursuz yalancıdır. şehre varıyor. Ondan evvel s,ehirdeki memurlar ve halk PetersburgO derecede ki kendi yalanına dan bir müfettişin geleceği haberikendisi de inanıyordu. O, yalanı ni almışlarmıs. İste bu gelen adam hatta menfaat için de irtikâb et müfettiş zannediliyor ve komedi mez. Onda hâkim olan sıfat, pabaşlıyor. Memurların arasındaki lavracılık, yüksekten atmak illetitelâş, kendilerini yalancı müfet dir ve bu illettir ki onu yalana da tis^e beğendirmek için tevessül etgötürüyor. tikleri zilletler, birbirine karfi uyBu komedi, ilk oynandığı za durduklan isnadlar ve ithamlar, man büyük velvele ile karşılandi. gösterdikleri tabasbus ve riya, şePetersburgun bütün yüksek me hirda kulaktan kulaga, evden eve murlan onun aleyhine bir «eferberfısıldanan, uçurulan uydurma halik yaptılar ve sahneye konulma berler, kadınların kendileuni Pe ması için imparatora kadar gitti tersburgdan gelme bu sık efendiler. Fakat İmparator Nikola me ye beğendirmek için yaptıkları rak ederek oynanmasına müsaade müsabakalar, kıskandıklar, ve nietti ve kendisi bizzat tiyatroya gehayet yalancı müfettişin istemeden lerek piyes devam ettikçe muttaüzerine yüklenilen rolü oynamaksıl güldü!... ta gösterdiği meharet, takındığı Gogolun piyeste takib ettiği gavaziyet, lâf ve küzaflar, palavraye açıktı: Yüz senedenberi Rus lar, o kadar kudret ve kuvvetle ya Avrupa medeniyetini kabul etasvir edilmistir ki insan ister istederek onun teşkilâtını ve müessemez bir taraftan gülüyor, bir tarafaelerini almıştı. Fakat eski devirtan bu zavallı insan paçavralarına den kalma «içbozukluklan» de acıyor, kızıyor, nefret ediyor. vam ediyordu ve teşkilât ve müesYukarıda da dediğimiz gibi Goseseleri yürürken insanlarla me golun bu komedide yaratmış ol deniyetin istilzam ettiği zihniyet v. duğu tipler bugün dahi Rus lisa telâkkiler arasmdaki büyük tezadnında alem olmuşlardır. Meselâ lar bu teşkilât ve müesseseleri seSkavaznik Dunhanvsky, cahil, mere vermekten mahrum etmekte rüşvetçi ve fakat amelî düfünen idi. Işte bu acı vaziyeti meydana bir şehir valisi tipidir. Bu adam komak, yaralan teşrih etmek, ve kendi kendini methederken diyor güldürerek ağlatmak onun başlıca ki: «Bütün şarlatanları aldatmm, hedefi idi. Gülünen kısım, ferdlehiçbir tüccar ve müteahhid ben rin tavırları, hareketleri, taşıdık • den kurtulamaz, dünyayı soyma ları fikirler, zihniyetlerdir! Ağla ğı bilen kurnazları avlamakta güçnan kısım da Rus içtimaî hayatı lük çekmem.» Yalancı müfettiş nın düşkünlüğü, boşluğu, medekarşısında bu amelî düşünen adaniyetin istediği doğruluğun, vazimın ilk endişesi «kendi postunu» feye bağlılığın, müesseseleri yürütkurtarmaktır. Liyapkin Tiyapkin mek kabiliyetinin arlığı idi. On doise boş bir hâkim enmuzecidir. Bu kuzuncu asır Rus edebiyatı baş adam bütün ömründe bir iki kitab tan başa bu mevzular etrafmda dookumuş ve fakat kendisini mü laşmış ve büyük hizmetler etmışnevver ve yüksek mevzulardan tir. «Müfettiş» gibi piyeslerin bibahseder mevkide buluyor. öteki zim sahnemizde çoğalması hakikamemurlar da onu hakikaten âlim ten arzu edilen şeydir. Vakıâ bu ve hatta serbest düşünen birisi tegibi eserler, tercüme edilirken çok lâkki ederler. Fakat o kendi işile kaybederler. Çünkü bir lisanda meşgul olmaz, avı sever ve sırası gelince rüşvet olmak üzere av köhayatın komik cihetlerini ifade epekleri de kabul eder. O kendisi den kelimeleri aynen başka lisanhakkında diyor ki: «Işte on beş seda bulmak güçtür ve bundan dolanedir hâkimlik ederim, fakat karyı piyes ecnebi bir lisanda kıymeşıma bir dosya gelirse ellerimi götini bir derece kaybeder. Fakat buİce kaldırır hayretler içinde kalı na bakmıyarak bütün medenî lilınm. Çünkü Süleyman Peygam sanda tercüme edilmiş olan «Mü ber kendisi bile onun içindekilerfettiş» gibi ölmez eserler bizim diden hangisi doğrudur, hangisi yalimize ve sahnemize de yabancı landır, ayırd edemez.» kalmamahdır. AĞAOĞLU AHMED Zemliyanika da hırsız bir has 1 içtimaî musahabe tlilâf devletleri, Sırb ve Yunan topraklarını, Bulgarlara pcşkes çekiyorlardı! müştü. ttilâf devletleri, Bulgaris • Yunanistanin vaziyeti tana Sırb ve Yunan vilâyetlerini müşkülleşiyor vadetmek suretile Bulgarlan kendi Halbuki Türkiye ile Bulgaristan arasında iki andlaşma imzalanmıştı. Birincisi 9 ağustos 1914 te, ikin cisî 1915 nisanmda. ttilâf devletleri, bir türlü, buna inanmak istemi yorlardı. Bundan sonraki görüsmelerde ttilâf devletleri, Yunanistanın iştirakini ancak bilâkayid ve sart kabul edebileceklerini Yunan hükumetine a çıkça anlattılar. Bedbaht memleket, çok feci bir vaziyete düşmüs bulunuyordu. Yumanistan, Bulgarların düşman tarafına iltihak ettiğini biliyor, İtilâf devletlerinin de Bulga ristana, Yunan topraklanndan arazi vermek suretile onu kendilenne celbettneğe çalıştıklarını görüyordu. Bunun üzerine Kral Kostantin, şahsan Fransız Reisicumhuru M. Puankareye müracaat ederek bir defa daha Yunanistanın haırbe iş tirakine mukabil, İtilâf devletleri tarafından Yunan topraklarınm tamamiyeti mülkiyesinin tekeffül e dilmesini istedi. Krahn telgrafını, kardesi Prens Yorgi Reisicumhura 10 mayıs günü bizzat verdi. Puan • karenin cevabı şu oldu: < Yunan arazisinin ttilâf devletleri tarafından garanti edilmesi demek, Bulgaristanın bu devletle • re iltihakma mâni olmak demektir. Hatta böyle birsey, Bulgarlan Yunani*tana hücuma teşvik eder ve Kavala vilâyetinin Yunanistanın elinden çıkmasını mucib olur.» M. Puankare, cevabına ilâveten, Bulgaristanın iki üç güne kadar ttilâf devletlerinin saflarına iltihak ettiğini görürse hayrette kalmıya cağını söylüyor ve Yunan hükumetinin, İtilâf devletlerine karsı gö«terdiği itimadsızlığa teescüf edi yordu. Kral Kostantin bu esnada zatiılcenbe yakalanmış ve birkaç hafta müddet devlet îşlerile mesgul ola matnıştı. Maamafih Yunan hüku meti, Paristeki sefiri vasıtasile, ttilâfçıların istenilen tamamiyeti mülkiyfe ttfmlnatını vermek te teTeddüd «x.t««>>*«]'«ri yüaündeo, Yunanistanın kendilerme meyyal olmakla beraber, bitaraf kalmakta devam e • deceğini M. Delkaseye bildirdi. Bu* nun üzerine ttilâf devletleri, hayli tenkid ve muahazeye değer bir siyaset tutturdular. taraflarına çekmek ümidini muhafaza ediyorlardı. 1915 haziranından itibaren, tti • lâf devletleri, bir iğneleme siyase • ti tatbikma baslamıslardı. Bitaraf gemileri araştırmak hususundaki haklarını kullanırken Yunan gemi* lerine diğerlerinden daha az mii saadekâr davranıyorlardı. Ingillz donanması, Amerikadan Yunan ordusuna gelen askerî teçhizatı hâ • mil Yunan nakliye vapurlarini yakalı • yarak Yunan hükumetini bunları kendi* sine satmağa icbar etti. Halbuki bu esnada Bulgaristana, iıtediği harb malzemesini getirtmek için müıa • ade ediliyordu. Çok geçmeden bu malzeme, ttilâf devletlerine karsı kullanılacaktı. Kral Kostantin, son aylarda, A* tinadaki İtilâf sefirlerinin nazan dikkatinî gizli Alman • Bulgar ittifakı üzerine celbetmekten geri kalmıyordu. Kral, böyle bir Ittifakın mevcudiyetini şahsan Berlinden de haber almıştı. Fakat onun ihbaratı, Paris ve Londrada ttilâf dev • letlerine blöf yapmak için kullanılan bir Alman manevrası addedi • liyordu. ttilâf devletleri 3 ağustos 1915 te Yunanistana bir nota vererek, Şarkî Makedonyayı Bulgaristana vertnesini ve harbden sonra, buna karsı bir taviz olarak lztnirin Yunanistana verileceğini bildirdiler. Bu nota, diplomat sinizminin (ha yasızlığının) dikkete değer bir nümunesi idi. Notanın yazıldığt ta • rihte, Türkler Çanakkalede galib geliyorlardı; Ruslar Lehistanda hezimete uğramişlardı ve kat'î zafer ümidi, Londrada olduğu kadar, Pariste de sarsılmıştı. Şarkî Makedonya, Yunanistanın en zengin vi • lâyeti idi ve Yunanistan İtilâf d e v letlerine mütemayildi. Bu vilâyetin Bulgaristana peşkes çekilmesi ise, hayli safdil olan İtilâf devletleri tarafından Bulgaristandan emin ol mak için is isten geçtikten sonra yapılmış bir teşebbüstü. Millî takım oyunculanm davet Futbol Federasyonundan: Millî takıma natnzed olarak ev « velce çağınlan idmancıların cuma günü spor levazımatile beraber saat 15 te Taksim stadınd'a bulunma ları tebliğ olunur. FIRKADA Kenan reıs oluyor Münhal bulunan C. H. Fırkası tstanbul Vilâyet tdare Heyeti reisliğine, Manisa saylavlığma »eçil mi* olan eski tstanbul Müddeiumumisi Kenanın getirilmesi kuvvetle muhtemeldir. Diinya boks şampiyonası Nevyork 27 (A.A.) Nevyork hükumeti dahîlindeki atletizm ko misyonu, ağır siklet dünya boks sampiyonluğu müsabakasi için MaX Beara müstakbel hasım olarak James Braddocku kabul etmis ve Braddock üzerindeki faikiyetini îspat et* meden, Maxbean Schmelling ile dö^Ufmekten menetmistir. Carnera, Maxbear ile çarpışa mıyacakhr. ÇünkU Braddock ile döğüşmek teklifini reddetmistir. ADLİYEDE Yeni MUddeiumumî Münhal Istanbul Müddeiumumi* Iiğine mülga Beyoğlu Müddeiumumisi olup elyevm lzmirde avukat • hk yapmakta olan SUleyman Hikmetin tayini takarrür ettiği söylen* mektedir. 10 kişiyi dolandırmış Son zamanlarda birçok kimseleri bir takım hile ile dolandırmakla suçlu mahir bir dolandırıcı yakalanarak Adliyeye verilmiştir. Kendisine paşazade süsü veren bu do • landıncmın adı Şevkettir. Şevket göziine kestirdiği kimselerle evve lâ ahbab olmakta; sonra da bun • lara iş bulacağını vadederek paralannı almaktadır. Şimdiye kadar bu auretle avladıği adamlar, Aziz, Mehmed Ali, Andelîb, Hüsnü, ts mail, Mehmed, Mari, Hasibe, Şerife ve Halime adlarında on kisidir. Bunların on liradan elli liraya ka dar paralarını almıstır. Fesane Şirketinin heyeti umumiyesi Fesane Mensucat Şirketi heyeti umumiye içtimaı dün Şirketin Yerli Mallar Pazan üzerindeki merkezinde yapılmıstır. Evvelâ meclisi idarenin geçen seneye aid raporile bilânço ve murakıblar raporu okunmus ve heyeti umumiye tarafından tasdik edilmistir. Raporda Defter • dar mensucat fabrikasında geçen 932 yılının muvaffakiyetli mesai sinden bahsediliyordu. Bilânçoda şirketin son bir senede 365,000 lira temettü elde ettiği görülmekte idi. Raporun sonunda meclisi idare heyeti utnumiyeden niıamnamenin memurin ve müstahdemine verilen ikramiyeye dair maddesinin tadi Iini istiyordu. Bu madde memurin ve müstehdemine senede yüzde beş ikramiye verilir yerine yüzde be se kadar ikramiye verilir, seklinde tadil edildikten sonra toplantıya nihayet verilmiştir. Yunanistanda infial Gunaris bu notayı siddetle protesto etti. İtilâf elçileri, eğer Yunanistan kendi arzusile Kavala vilâ • yetini Bulgarlara terketmezse bu nu zorla yaptıracaklanm bile ihsas etmislerdi. Bu haber yayılınca, bUtün Yu nanistan bir infial ve nefret dalgasile sarsıldı. Diğer taraftan Alman propaganda teşkilâtı böyle güzel bir fırsatı kaçırmadı. Kendilerini uzun müddet Yunan dostu gibi göstermiş olan devletler tarafından Yunanistana karsı yapılan haksız* lığı propaganda silâhı olarak hayli meharetle kullandı. İtilâf devletlerinin sıkılmamazlığı 2 Tıaziranda, Nişteki Yunan se • firi, İtilâf devletlerinin Sırbistana vaki olan bir müracaatini hükumetine bildirdi. Devletler, bu müra caatlerinde Bulgaristan, derakab Türkiye aleyhinde harbe girdiği tak • dirde Sırbistanın, Sırb Makedonyasını Bulgarlara terketmesini istiyorlardı. Sırb Başvekili bu teklifi infial ve nefretle reddetmişti. Yunanistana karşı da buna benzer bir siyaset kabul edildi. 3 ağustos 1915 te ttilâf devletleri Kavala ve hinter • lândım Bulgaristana peşkes çeki • yorlardı. Bütün Yunanistan bunu protesto etti; fakat ttilâf sansorü, bu hâdiselerin İtilâf efkân umu • miyesince malum olmamasına dik • kat etti, gazetelere birsey yazdır • madı. Bu suretle Yunan tamamiyeti mülkiyesinin tekeffül edilmesi hususunun reddi, Yunanistanın har • be iştiraki projelerini suya düşür Yaldızlı tavcılar Bahri istninde genc bir talebeye yaldızlanmıs gümüs bir parayı altın yerine vererek tavlamakla suçlu Kâzım ve Murad isimlerinde iki tavcı yakalanarak Adliyeye veril mislerdir. Haklanndaki tahkikata devam olunmaktadır. Istanbul için neden korkuyorlarmış? I Kütahya Halkevinin köylerde yaptıgı tetkikat Lord Grey hatıratında, İstanbu [ Ankaradan bildirilidiğine göre la karadan hücum hususunda vaki 15 nisanda Sümer Bankın temelatolan Yunan tekliflerinin niçin redma merasimi eski Tashan binasının dedildiğini anlatırken, bu tarihî bulunduğu yerde yapılacaktır. Bu sehre Yunan askerlerinin girmesinbinanın alt kısmındaki salon Yerli den ve Rusyanm Almanya ile münMallar Sergisine tahsis edilecektir. ferid sulh imzalamasından korkulduğunu yazmaktadır. Lord Grey Yunanistandan bir kısvm arazisini Buğday satışlanndan alman neBulgaristana terketmesini isteme ticeler çok iyidir. Ziraat Vekâleti nin dürüst bir hareket olmadığım bu isle daha yakından alâkadar o da ilâve ettnektedir. lacaktır. Yeniden iki müdürlük kulArkan var] rulacak, bunlardan biri buğday, diğeri silolar iflerine bakacaktır. Siimer Bankın yeni binası Bilecikde asma fidanlıgı Bilecik (Hususî) Buradaki asma fidanlıgı, halka 2225 bin köklü asma çubuğu, 28 bin 500 dut fidanı dağıtmutır. Halk, köklü Amerika çubuğunun iyiliğini tamamile anlamıştır. Fidanlığın istihsalâtı her sene mütemadiyen artmaktadır. Bu sene, dört yüz binden fazla Amerika asma çubuğu garsiyatı yapılmaktadır ki nisa nın on beşine kadar bu is bitecektir. Asma ve dut fidanlığmdan başka halka çamfıstıgı, kestane fidanlan da dağıtılmıstur. Buğday alım satımı TiitUn ihracatı antı Klering usulünün tatbikındanberi tütün ihracatımızda bir fazlalasma baslanustır. Çünkü memleke timize mal ithal eden sanayici Avrupa memleketlerinin ekserisi sat * tıklan mala mukabil memleketimiz mahsulâtından almaktadırlar ki bunun da dörtte birini tütün teşkil etmektedir. Bu suretle tütünlerkniz yeni bazi müsteri memleketler daha kazanmıştır. Bu yeni müşteriler arasında Fransa ve İngiltere de vardır. Geçen senenin son sekiz aylık tütün ihracatı 17,171,981 kilo iken bu sene ayni aylar zarfındaki ihraca tımız 18,106,974 kiloyu bulmuçtur Bu miktardan 8,449,430 kilosu Al manyaya, 5,943,789 kilosu da A merikaya sevkedilmiştir. Müteba kisi de diğer Avrupa memleketle rile Japonya, Mısır ve Habesistan tarafından alınmıstır . Balkan Antantı konseyi toplanıyor Balkan Antantının ekonomik ve istişarî komisyonu 18 nisanda An karada toplanacaktır. Bu toplantıda, Antanta dahil memleketler a rasında ekonomik münasebetlerln takviyesi ve ıslahı, müşterek tica ret siyasetinin ne vaziyette olması lâzım geldiği ve ticarî münasebet • lerdeki güçlüklerin neden ibaret olduğu, Antant memleketlerinin dünya piyasasile kredi bakımından münasebetlerinin düzeltilmesi, na • kil vasıtalarının ıslahı, turizm is lerinin müsterek bir cepheden tetkik ve ıslahı görüşilecektir. Belgradda münakale iflerini müstereken tetkik etmek üzere bir komite tefkil edilmişti. Bu kocnite beş nisanda Belgradda toplanacaktır. Bu komiteye memleketimizden üç murahhas iştirak edecektir. Ankarada toplanacak komisyon elde ettiği neticeleri mayııın onun da Bükreşte toplanacak olan daimî komisyona bildirecektir. Köylerde yapılan tetkikattan muhtelif inttbalar Kütahya (Hususî) Kütahya Halkevi köycülük kolu, Simav ve köylerinde tetkikatta bulunmak üzere bir seyahat tertib etmistir. Bu seyahat bir haftadan fazla sürmüştür. Köycülük kolu Kütahyadan doğıruca Simava gitmis, orada bir gece kaldıktan sonra kol ikiye ayrılarak koylere dağılmıştır. Kafileler gittikleri köylerde köylülere gazete, mecmua ve ilâc dağıtmıslar, köylülerin dertlerini, dileklerini dinlemişler, içtimaî ve iktısadî mevzular üzerinde konferanslar ver mislerdir. Halkevî, b usene vilâyetin muhtelif kazalarındaki köylere de bu gibi seyahatler tertib edecek, köylüler her suretle tenvir edilecektir. Yunanistanda kalan paralarımız thracat tacirlerimizin Yunanis • tanda kalan bloke paralarını kurtarmak için yapılan müzakereler iyi bir safhaya girmiştir. Bu arada Yunanistanla aramızda tediyatta esas tutulan triparti usulünün kaldırılması da takarrür etmistir.