22 Vart 1935 '• Cunrhurivet Venizelosun Yaptıkları Yazan: Sablk lntellices Servis Şcfi Sir Bazü Tomson Şehir Meclisî isini bitirdi Yatı mekteblerinin tahsisatı kabul edildi 4 Yunanlıların, Sırbların imdadına koşmaması Venizelosa karşı înflal uyandırıyordu! Onun için 16 şubat 1915 te, Iti • lâf devletleri, Yunanistanı, Sırb ların yardımma kosmağa davet ettikleri zaman, Veoizelos onlara cevaben Yunan ordusunu, hududlar dan iki yüz mil içerive göndermek, bu orduyu, yandan Bulgarların taarruzuna maruz bırakmak demek olacaği cevabını verdi. Venizelos, ltilâf devletleri nezdindeki Yunan sefirlerine gönderdiği tahriratta söyle diyordu: «Bizden istenilen şey imkânsızdır. Bu, Yunanistanın intiharı ve Sırbistanm inkırazı de • mektir.» Yunanistanın Sırbların imdadına asker göndermekten imtinaı, Lon dra ve Pariste Venizelosa karşı bir infial uyandırdı ve Yunan Ba«sve kili hilekârhkla itham edildi. O zaman henüz böyle bir muahazeye lâyık olmıyan Venizelos bu itham • dan çok müteessir oldu. Bundan sonra, kaybett'çi teveccühü kazantnak, ttilâf devletlerinin göztfrıe girmek istedi. Bunun icin de çok bek Iemek mecburiyetinde kalmadı. Çanakkale seferi dosmak iizere idi. fiınanistan Çanakkale seferine neden iştirak etmddı? 1915 şubatmda Atinada bir ta • kım şayialar dolasmağa başladı: ttilâf devletleri Çanakkaleye şid detle taarruz edecekleri ve Türk • Ieri eski Rum şehrinden (yani ts • tanbuldan) kovacaklan söyleniyordu. Atina bu haberlerden heyecanlanıyordu. Fakat Yunan büyük erkânıharbiyesî, Müttefiklerin plânı • nı kat'iyyen beğenmiyordu. Veni • zelosa gelince, o mutad nikbinliğile Çanakkale Boğazının birkaç gün içinde zorlanacağını söylüyor ve eğer Yunanistan, galiblerin sınıfına girmek îsterse kaybedecek bîr sa • ati bile olmadığını iddia ediyordu. Venizelosun fikrince, Yunanistan, her ne pahasına olursa olsun, Ça • nakkale seferine iştirak etmeli idi. İngilizler, Çanakkale taarruzuna girişmekle hata ettiklerini açıkça itiraf ettikleri zaman bile Venize • los eski iddiasında ısrar etmiştir: < Eğer, Kral Kostantin 1915 martında benim teklifimi kabul e • dip Çanakkaleye bir tek Yunan fırkası gönderseydi, tstanbul düşecek, Türkler aman dileyecekler, Ruaya ihtilâlden kurtulacak ve ttilâf devletleri de, Yunanistanın sayesinde, niha! zafere iki sene evvel kavu • sacaklardı. Fakat ne yapayım ki Kral beni dinlemedi. O zaman, Yunanistanın vaziyeti görülmemiş müstesna bir vaziyetti.» Dünyada bazı devlet adamlan •ardır ki böyle malihulyalarla ge • çinir ve teselli bulurlar. (Sir Bazil Tomsonun Venizelosla aIay etmekte hakkl var. Çanakkaleyi bir tek Yunan ftrkaslnln fethedeceğini zannetmek ancak Venizelos gibi hayal peşinde koşan kuşbeyinli adamlarln kârldlr. Çanakkaleye tngilizler 470,000, Franslzlar da 80,000 den fazla insan getirdiler. Bu 550,000 kişinin verdiği zayiat 268,000 ve bazl eserlere göre 331,000 dir. Bu zayiatta ölü, yaralı, haata, esirler ve gaibler dahildir. Yalnlz ölülerin yekunu ise 36,000 kişiye yaklndlr. Artlk bu kanlı badirede, 550,000 Ingiliz Franslzln açamadığl Boğazi bir tek Yunan flrkaslnln nasll Şehir Meclisi dün bütçe müzakere Ierini bitirmiş ve nisanda tekrar top larmak üzere dağılmiştir. açacağlnl Kirye Venizelostan başka Diinkü içtimada muhtelif encümenkimse izah ve ispat edemez ) lerden ge'.en mazbatalar okunmuş ve Venizelos işte bu zihniyetledir kabul edilmiştir. ki 3 ve 5 martta Krallık Şucasını içEvvelce yeni Vilâyet bütçesinin vatimaa davet etti ve bu içtimalarda ridat ve masraf kisimlarindan Yatı Yunanistanın derakab Çanakkale mekteblerine aid tahsisat, mekteblerin seferine iştiraki mevzuunu müza Maarif Bakanlığina devredilmesi do layisile çikari'raiştı. İç İşîeri Bakanlı • kere ettirdi. ğinin emrfle bu tahsisat tekrar mek • Venizelos 3 mart içtimamda celteblere verilmek üzere bütçeye kon seyi acarken demiştir ki: « Bütün sabık Başvekilleri iç • mustur. timaa davetten maksadım, bu ze • Fvkalâde varidat ve muhassasat yevatın hükumetin müstacelen harbe kunu 2,006,937, vilâyet muhammen varidat ve masarifat mecmuu 9,544,029 müdahale siyaseti ile bitaraf kal • mak siyaseti arasmdaki noktai na • lira olarak kabul edimiftir. Ayrica Karaağac müessesatı, Şe'.îir tiyatrosu ve zarlarını bi'dirmeleri ve Kralı ten • Darülâceze bütçe kararnameleri de kavir etmeleridir.» bul edilmiştir. Sonra da su sözleri ilâve etmiştir: < Krallık Şurası tarafından kaBütçe müzakereleri neticesi dolayi bul edilecek siyaset, her ne olursa sile Vali ve Be'ediye reisi Muhittin olsun, herkes hükiimdarın etrafın • Üstündağ heyeti umumiyeye teşekkür da toplanmalı; harb veya bitaraflık ettikten sonra tiyatrolardaki çelik perlehinde alınacak karen tatbik için de meselesine temas etmiş, simdiye teşekkül edecek olan yeni kabinekadar yaptirdıfı tahkikatta çelik per • denin Tepeba«ı Şehir tiyatrosu bîna • ye müzaheret etmelidir.» sinin ahşab olmasi dolayisile hiçbir faydasi ohniyacağinm anla;ıldığini, Bu sözlerden sonra Venizelosun bunun için yeni tedbirler bulunması i ilk te'difi, Yuian donacımasile bir çin kendisine müsaade verilmesini is • kolordunun Çanakkaleye gön • tem'stir. Muhittin Üstündağm bu dile • derilmesi oldu. Fakat büyük erkâği kabul edümistir. nıharbiye Yunan hududunu Cul • Bundan sonra azadan Refik Ahmcd garlara krrşı acık bırakmaktan tç tşleri Bakanlığinin emrile bütçeden korktuğu için bu teklife muhalefet çikarılan başmuallimlerin ve i!k tedri • etti. sat müfettişlerinin makam tahsisatlari ve kıdem zammı meseiesine temas e Kr=lhk Şurasmtn ikinci ictima derek 65 bin lira tutan bu tahsisatm ında, Venizelos tnglliz ataşemili kaldirilmasinin tstanbulda dörtyüze yaterinin telkinils Çanakkaleye yal • km basm'jallimle otuzdan fazla ilk tednız bir fırka askerle donanmanm risat mü'ettiş'nin geçînme vaziyeti üze gönderilmesile iktifa edilmesini tekrinde ehemmiyetli bir tesir birakaca • ğinı izah etmiş ve makamm bu hususlif etM. Kendi ümid ve tahmin ettiği ta bütçeden bir miktar tahsisat tasar • gibi, Fransız ve tngiliz donanmalan ruf edilerek muallimlere ve müfettiş • Boğazı zorlamağa muvaffak olduklere verilmsi için tç tsleri Bakanlığmda lan takdirde, bu kadar yardım kâfi tesebbüslerde bulunmasinı teklif etmisidi. Binaenaleyh bu teklifi nazan tir. Bu teklif kabul edilmiftir. itibara alınmağa değerdi. Büyük crkâmharbiyenin muhalefeti, Veni • Meclisin tatili münase^etile şehir işzelosun kafa«ında garib düsünceler Ieri hakkmda t; t«leri Bakanlığmda tedoğurmuştu. Krallık Şurasının içtimaslarda bulunmak üzere Vali ve Be • maında, Kral Kostantine su sözleri lediye reisi Muhittin Üstündağ pazar söylemisti: günü Ankaraya gidecektir. «u Ahnan akrabalarınıza (yani Kralm Kayinbiraderi olan tmpara • tor Viihelme) bir noktayı sorup anlamamzı rica ederim. Yunanistan bitaraflığını Almanya lehine terk ettiği takdirde, buna tnukabil bıze bazı tavizler verebilir mi? Bu is • kandilimize muvafık cevab verdikleri takdirde ben Basvekillikten Utifa ederim ve yerime gelecek zata müzaheret ve muavenetten geri durmam.» Büyük rejisör Cecil B. De Mille ile mülâkat Üstad diyor ki: «Sinemanın istikbali bir takım yeni usullerle değil, filimlerle temin edilebilecektir» Yazdn; Harold J. Salemson (Turkıyede neşlr hakkı yalnız «cumhuriyet> e mahsustur) Hcl'vudda Paramunt stüdyosu nun, Cleopatre filminin projelerini yaptığı ve simdi de «Haçlılar sefe • ri» ni hazırlamakta olduğu yazıhanesinde Cecil B. de Mille ile karşı karşıyayun. Üstad diyor ki: ŞinUiiye kadar vücude getirmis olduklarımın hepsinden bahsetmek faydasızdır; son filmin Cleo patre ile ideal formül olarak ta • savvur ettiğim seye kabil olduğu kadar yaklastığımı zannediyorum. Hiçbir mana ifade etmiyen muazzam sahneler vücude getirmek zor birşey değildir. Seyircinin kalbini titretecek bir facia yaratamadık • tan sonra fevkalâde dekorlarla bir sürü figiiran toplamak lüzumsuz • dur. Bu sefer tamamile mükem • mel bir facia tneydana koyduğu mu zannediyorum. En ziyade iki ask hikâyesine ehemmiyet vererek diğer meseleleri meskut gectim. Cleopatre ile Antuvanın asklarım münasib bir şekilde bitirerek tarihî vak'alan değiştirmiyerek Şekspi • rin Romeo ve Juliette eseriri ha « tırlatacak bir aşk hikâyesi yap • tım. Yukandada söylediğim gibi eski eserlerimi hatırlamak hosuma gitmiyor. Olmuş bitmis seylerden ziyade biraz «Haçlılar seferi» nden bahsedelim. Bu bahsi açmadan evvel Cleopatre filmi size ne gibi yeni fikirler verdi söyler misiniz üstad! Bir defa daha anladım ki kuvvetli bir dratn için büyük aktörler aramak Iâzımdır. Sezar rolünde Narren William, Neron rolündeki Charles Loughton kadar muktedir bir artisttir. Henry Wilcokson, genc ve yakışıklı Mape Antoine oldu. Tarihe, tıpkı bir çanakçı, çömlekçi dükkânına bir Senbernar kcpeğinin girmesi gibi dahil oluyor ve arzu larında muvaffak olmak için hiçbir şeyden çekinmiyor, önüne geleni deviriyor. Wilcoksondan çok büyük şeyler beklemekteyim Claudette Colberte gelince hakkında düşündüklerimi bilmem na • aıl söyliyeyim. Dünyada idare edilmesi en kolay bir kadmdır. Sabne vazunın vücude getirmek istediği sahneyi kendiliğinden hissetmektedir. Ve her provadan sonra derhal arzu edilen şekilde oynamaktaduT. Kendisi birçok defalar bcnimle beraber çalıştı. Fakat bu filimde yükseldiği dereceye şimdiye kadar hiç varmamıştı. Bilhassa Antoinenın ölüsü sahnesinde şayanı takdirdir. Ve dikkat edilirse onun bu kabili yetinde benim hiçbir dahlim yok. Bu artist kendisine hiçbirşey söy Ienilmeden gittikçe ilerlemektedir. Claudetteyi dünyanm gelmiş geç mis en büyük artistlerile mukaye seden çekinmem. Bence Sarah Bernhardtın, Duseün isimlerini hatır latan yegâne sinema artisti odur. Claudetteyi en fazla yükselten nokta kendisini bekliyen tehlikeyi atIatmayı bilmiş olmasıdır. Böyle bir dereceye dahil oîan artistler kendi nüfuzlannm ve kıymetîerinin farkma vararak tembelliğe baslalar. İşte o zaman sukut devresi gelir, çatar. Fakat Claudettein bu sukuttan kendini simdiye kadar koruduğuna ve bundan sonra da koruyacağma e minim. Yapacağı nız yeni filimdeki rolü de mühim olacak mı? Şimdilik kat'î olarak birşey söyliyemem. «Haç lılar seferi» nin baslıca şahsiye ti Aslanyücekli Rişardır. Kat'î bir karar veril memiş olmakla beraber Wilcok sonun bu rolü yapacağını tahmin ediyorum. Bu filmin harici kı sımlarını Kali forniyada çevireceğitn. Çünkü Filistin ile Kalifor • Cecil B. de Mitlein yetiftirdiği güzel yildtüar&an Loretta Tung niya biribirine çok benziyen iki ler yapmağa teşebbüs etmek husumetnlekettir. sundaki cesaretini kırıyor. Bunları söylerken Mille bize Fi«Roma ateşler içinde» filmini Avlîstinin birçok manzaralanm ihtirupada vücude getirmek istedim ve va eden muazzam koleksiyonunu bütün Avrupa filim âmillecine mügösteriyor. Sonra gene lâkırdısına racaat ettim. Hiç birisi muvafakat devam ediyor: cevabı vermedi. Ben de kendi ken «Haçlılar seferi» nde en fazdime burada vücude getirmeğe la olarak göstermek istediğim Ricmecbur oldum. Kusur mu ettîm? hardın aşkı ve geçirdiği değişik • Zannetmiyorum. «Roma ateşler i • liklerdir. Yaptığı bütün harblerde çinde» nin simdiye kadar getirdiği ve bilhassa yegâne istinad ettiği hasılat iki milyon dolardan fazla sey aşkta her türlü menfaatten udir. Sessiz filmin en rağbet bulduzak kalması, sadakatidir. ğu zamanlarda bile hiçbir Ameri Evvelce Jeanne d'Arcı da yap • kan filmi Avrupada bu hasılatı yapnvşhm ve bir gün ya Dickeusnün mamıştır. «Haçlılar seferi» nden «tki şehrin masalı» namındaki esesonra bir Rus filmi vücude getire • rini veyahud Fransız ihtilâlinin en ceğim. kuvvetli sahnelerinden bazılarını Sovyet muharrirlerinden Teras çevireceğimi ümid ediyorum. Çünsof Rodioaofun «Çikolata» namınkü beni alâkadar eden sade bu çedaki romanmın filme çekilme hakşid vak'alardır. kını sı tın aldım. Hali hazırda opeM. de Mille biraz durdu. Yeni ratör Bellovs, Rusyada harici manbir sual sorduk. zaralan çekmekle mesgul. Sinemanın beynelmilel vazi • «Haçlılar seferi» hakkında daha yeti hakkında biraz malumat verir ne söyliyeyim. Zannediyo um ki misiniz, sizin görüşünüze göre... Cleopatre şimdiye kadar yaptıkla • Herkesin ağzında bir buhran nmı geçtiği gibi, bu filim de ondan lâkırdısı var. Sözlü sinema çıkınca daha yliksek olacaktır. CleopatreAmerika filimlerinin Avrupa piyadaki harb sahnesini, «Evamiri aşe • sasmda geçmemeğe ba;Iadığmı söyle • re» deki araba yarıslarmı, «tsanın hayatı» ndaki en feci sahneleri, diler. Bütün bunlar yanlış mütalea«Roma ateşler içinde» ki mücadelelar.. Insanî san'at daitna millî san'aleri gölgede birakıyordu. «Haçhîar te hâkimdir. Kuvvetli olan her e • seferi» nin ne cihetten bunlann fevkinser daima müşteri bulur. Konuşu • de olacağinı daha simdiden söyli lan dil ne olursa olsun iyi filimler yemem. Fakat bilhassa bu filimde daima halk tarafından beğenilmeken kuvvetli şeyin mevzu olduğunu tedir. Şahsî tecrübemle biliyorum ki haber verebilirim. simdiye kadar yaptığım bütün fi • Zannediyorum ki sinemada istiklimlerden hiç biri «Roma ateşler bal bir takım yeni usullerle değil, iyi filimlerle temin edilebilecektir. içinde» filcnin!n dünyada kazandıBence sinema balık avlama*a ğı muvaffakiyete erişememiştir. Bubenzer. Bazı kimseler üsenmedsn na rağmen bir Amerikan filmi idi. uskumru ve palamutlann ne tarzda Asil mesele başkadır. Buhranm yakalandığını münaka«a ederler ve verdiği korku herkesin büyük filimböylece vakhlerinin büyük bir kısmını lâfla gecirirler. Fakat sonunda avdan dönenlerden kim daha cok ve daha iri balık getirirse o haklı dir» Filimlere de ayni esas tatbik olunabilir. Halk, binbir propagandaya rağmen, yalnız kendisini alâkadar eden filimlere gitmekte devam edecektir. Ben de bu yoldan yürüyerek bütün meslek hayatım müddetince halkm arzu ettiği şeyleri vücude getirmeğe çalıshm. Fakat biçbir zaman tam bir şekilde muvaffak olamadun. Tuttuğum yolda yü • rümekte, yapacağı şeylerde halkt en fazla alâkadar eden mevzulan arayıp bulmakta devam edeceğim. Konusmamız bitmi'ti. Üstad, üzeri Haçlılar seferlerine aid kitablarla ve dosyalacla dolu olan masasınm arkasından bizi dostane bir surette selâmhyordu. Venizeiosun ilk te.Mifi Vaîi Ankaraya gidecek General Göring ve nisanlısı Venizelos, bu tesebbüsü hemen yapması için Kralı sıkıştırmağa baslamıştı. tstiyordu ki Kral Kostan • tin, hiçbir vakit kaybetmeden Atina daki Alman sefiri vasıtasile tm • parator Viihelme müracaat etsin. Venizelos, o gün hükümdarin yeni bir kabine teşkili hakkındaki kat'î hak ve salâhiyetini tasdik ve kabul etmis fakat yeni kabineye parlâraentoda daitnî surette müza • heret imkânsızlığmı düşünerek Krala «kendi istifasının tabii bir neti • cesi olarak parlâmentonun feshi lâzım geleceğini» de söylemisti. Kral, o gün Venizelosa vaziyeti bütün heyetile tetkika vakit bulamadığını ve kararını ertesi gün vececeğini söylemisti. Kostantin, bu son teklif hakkında büyük erkânıhar biyenin reyini ve mütaleasını almak istiyordu. var) Prusya Basvekfli General Göringin 11 nisanda evleneceğini yazmıştık. Generalin nisanlısı Emmy Sonnemann Almanyanın meşhur tiyatro san'atkârlanndandır. Berlin hükumet tiyatro • sunda son zamanlarda oynanan «Prusya Prensi» piyesinde Kraliçe Luiz rolünü oynamıs ve büyük bir muvaffa • kiyet kzaanmışbr. Resmimiz yeni ni • sanlJarı yanyana göstermektedir. Nevyork ticaret mümessilimiz Nevyork ticaret mümessilliğimize tayin edilen Ofis raportörlerin • den Muzaffer dün sehrimizden Nevyorka müteveccihen hareket etmistir. Norveç ile Türkiye arasında doğru seferler TEŞEKKÜR SevgDi babamtz yağhkçı tzzet Hali • min Samsunda kisa bir hastalık neti • cesinde vefatı dolayisile büyük elem • lerimize gerek fifaken, gerek tahriren iştirak eden ve Samsunda hastalığı esnasinda başindan ayr'lmiyan ve cenazesinde bulunmak Iutfunda bulunan sayisiz dostlarina ayri ayri teşekküre teessüriimüz mâni olduğundan muhte • rem gazetenizin delâletini dileriz. Refikasi kizları oğlu Meliha Leman, Neriman Nuri Don Noreke Middelhavalmge Isiroli *Norvec vapur kumpanyast ilk defa olarak Türkiye ile Norvee arasında bir deniz yolu tesis etmiştir. Bu munase • betle ilk seferi yapmak iizere kum • p'nyanın son sistem bir şilepi de liBanımua gelmistir. Xeni Norvee fflepi yumurta, tâtün, uzum ve salre gibi yas meyva ve em • tianın bozulmadan nakli için hava cereyanlı ambarlara maliktir. Bu yeni hattın iki dost memleket ticaretinin inkisafına faydalı olacağı anlaşümıştır. Dua bu münasebetle gemide bir ziyaf«t verümistiıy TEŞEKKÜR Anadolu ajansi mütercimlerinden oğlum Enverin hazin vefatı münasebeti'e gerek sifahen ve gerek tahriren beyani taziyet ve cenaze merasimine iş • tirak eden akraba, ehibba ve arkadaşlarina ebedî minnet ve sükranlarimi Vaüdesi: Habibe Cecil B. de MUle kuçük ytZdtz DicM Uoorlm Wrttfc<*