26 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4

26 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 4
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

' Camhmiyet' 26 Şubat Türklerle Süngu Süngüye No. 113 Nakilİ: A. DAVER Çanakkalede 4 'Karilerimiz dîvorlar ki Gunun müblm meseleleri hak kındakl fikirlerinizl bize kısaea bildlrlniz, bu sütunda neşrectelim. Genc Estonya İstiklâle ve< Cumhuriyete kavuştugunun 17 inci yıldönümünü kutluluyor RADYO Bu aksarnki / ÎSTANBUL: 17,30 înktlftb derslerl, Üniverslteden nakü, Manisa saylavı Hlkmet . 18,30 Jlm nastik, Azade 18,50 dans muslklri plâk19.30 haberler 19.40 Şehir Tiyatroşun dan Semiha, şan, piyano İle 20 Maliy« bakanlığı namma konferans . 20,30 demlr caz 21.20 son haberler 2150 Mehmed Münir ve Bedrlye Türun, şan . 22 radyo, caz ve tango orkestralan. VİYANA: 17,20 gramofon 18.35 keman ve plyano konseri 19,55 fizik Umlnde yeni keşlf . ler 20,05 hava raporu ve haberler . 20,15 ulusal neşriyat 20,30 opera blnasından naklen Verdinin «Maskell balo> operası23.25 kitablara dair 23.40 haberler . 24 eğlenceli konser 24,50 Viyana hayaUndan aklsler. Kıtaatımızın mukabil taarruzu üzerine Fransızlar, aldıkları siperleri terke mecbur olmuşlardıî . . ^ t *m>*• Samsuniuların bir dileği 30 lkincikânun 935 tarihU Son Posta gazetesinin 4 üncü sahl • fesinde <Samsunda Arhavl Dlli» başhğüe yazılmıs yazılan sevimsiz karşılandı. Gazetelerin bilinmiş muhabirlerl bu . lunan Samsundan şimdlye kadar Arhavl dili diye birşey yazmamıs.lardır. Ancak her memleketin kendlne mahsus bir konu şuk düzeni vardır. Son Posta gazeteslne yazan ve ismini vermiyen bay Istanbullu idise Karadeniz sahllleri şehlrlerirün konuşuk düzeni İstanbul konuçuk düzenlne uygun görmedlği lçln muhltine göre konuşulan türkçe konuşugu beğenmediğl İçin maksadını aç& yazmamış. Gaaete . lerln yazacakları bir haberln hakikatlnl bilmeden ve memleketi iblâl edecek bir şekil bulan bu glbi yazılan yazmamalan icab etmez ml? Ben de oraya gidiyorum. lsterseniz sizi götüreyim. Oraya mı gidiyorsunuz> îyi ama General Darioud (Daryu) yu görsem daha iyi olur. Şüphem büsbütün arttı. Birdenbire fikrini değiştirmesi casus olduğunu göstermiyor muydu? Tabancamı çektim ve iki kaşırun arasma, alnına dayadım. Kara gözlüklerinin altında yüzü titredi. Şimdi benimle beraber tabura geleceksiniz, dedim, demindenberi sizi tarassud ve tetkik ediyorum. Çok şüpheli bir haliniz var. Düşün önüme! Zabit kıyafetli adam, fena halde kızdı: Fakat, fakat diyo söylenmeğe başladı. Fakati, makati yok, yürüyün bakalım. Şaka etmediğimi anlamıstı. Ne yapacağını düşünürken cepane sandıklanmn arasından çıkan jandarma onbaşısı da bağırdı: Evet, yürüyün, hem de hiç itiraz etmeden... Hiç olmazsa kim olduğumu 8ormah değil misiniz? Elini cebine soktu ve yepyeni bir erkânıharb zabiti pazubendi çıkanp gösterdi. Ben alaycı bir tebessümle gu lümsedim: Böyle bir erkânıharb pazu bendi satın almak güc birşey mi? Sonra, niçin cebinizde saklıyorsunuz? Bu, birşey isbat etmez ki... Haydi bakalım, ileri mars! Benim çok hiddetli olduğumu ve herşeye sinirlendiğimi görmüş, münakaşa imkânı olmadığını an* lamıstı. O önde, ben arkada aşajA çadırlara doğru inmeğe basladık. Tabancamın namlısı adeta ensesine sürünüyordu. Düşük kollannı sallarken ellerinin hiddet ve asabiyetten kıvrandığını görüyordum. Bir casus yakaladığıma zerre kadar şüphem yoktu. Casusu yakaladıktan sonra bırakmağa ise hiç niyetim yoktu. Bir mestur yolun yanmdan ilerlemeğe başladık. Adam, müphem bir ümidsizlik hareketi yaptı. Oralarda, bizi uzaktan takib eden jandarma onbaşısından başka kimse yoktu. Nihayet, tabur karargâhına vardık. Çadırda, bir yüzbaşı vardı. Bizi görünce başını kaldırıp baktı ve casus diye getirdiğim adama elini uzattı. Ooo!.. Eski dostum Termi nal... Gelin bakalım? Ne oldu size böyle? Tabancam az kaldı, elimden düşüyordu. Büyük bir pot kırdığımı anlamıştım. Yüzbaşı bana bakıp güldü: Sen dostlarını mi ediyorsun? böyle tevkif Selâmlayıp çekilirken kendi kendime adamakıllı kızmıştım. Bun dan sonra artık bir daha zor casus yakalardım...» 83 rakımlı tepe muharebesi Fasulye mevzii denilen siperin zaptile neticelenen bu kanlı muharebeyi bir de bizim cephemizden tetkik edelim. Türk kaynaklannda, ((83 râkımlı tepe muharebesi» denilen bu muharebe şu suretle anlatılmaktadır: «18 hazirana kadar Seddübahir cephesinde vaziyet, tabiî bir halde devam etmiş, tahkimat ilerle mişti. 4 ve 5 haziran muharebeleri tek bir siper hattının kifayetsizli ğini göstermis olduğundan birinci hat gerisinde «Kerevizdere» şar kında ve umumiyetle birinci hattın bir, bir buçuk kilometro gerisinde ikinci bir hat, Alçıtepe önünde de, Domuzdere şarkında, ayni suretle muvazi üçüncü bir hat yapılmağa başladı ve ihtiyat kıt'alan bu işe tahsis edildi. Bununla beraber, her müdafaa hattı, tek bir avcı hattile bunun teferruatı olmak üzere yapıhyordu. Şebeke usulü hâlâ akla gelmemişti. Kazma ve kürek, kum torbası noksam pek mühimdi. Ihtiyac günden güne artıyordu. 10,000 kum torbası isteniliyor, buna mukabil «tasarrufla idare edümesi» kaydile 500 torba veriliyordu. Silâh noksanı da kendini gösteriyordu. tkmal efradına silâh bulunamıyordu. Meselâ 2 nci fırkanın ihtiyatındaki 5 inci alayda 2000 efrada mukabil yalnız 700 tüfek vardı. Fakat bu noksana, pek e hemmiyet verilmiyor, bu kıt'alar, muharebe esnasmda ileri gidince silâhsız neferlerin şehid ve yarahların silâhlarını almaları emrediliyordu. Çaresizlik başka mesele! Fakat düşmana karşı silâhsız ateşe sürülen efradda kuvvei maneviyenin ne hale geleceğini anlatmağa Iüzum var mı? Ttdlin de Platz der Tumen iktisadî sahalarda çalifmak gayesini göhnektedir. Memleketin basinda bulunan Reisicumhur Konstantin Pöts, memleketinin istiklâlini kazanmak î • çin otuz sene mücadele etmif bir va tanperverdir. Çarlık Rusyasi tarafm • dan idama mahkum edilmis, binbir tehlikeye uğramis, fakat gayesinde muvaffak olmuftur. Estonyanm nüfusu 1,200,000 kifi . dir, 37 bin kişilik bir ordusu vardır. Estonya, kotnsusu Lehistanla çok sikı bir dostluk tesis etmisrir. Diğer Baltık devIetlerOe de münasebatı gayet iyidh, Bu genc cumhuriyet, Baltık Inyılannda bir sulh ve emniyet destegi olmak için çalışmaktadır. Umumi Harb f] den sonra Avru • Turkiyenln güzel bir nahlyesl olan panin fimalinde Arhavl bir kültür yatağıdır. Bu küçük Baltık kiyilarin kasabanın yetiştlrdiği okumuş adamlar da tesekkül eden blrer mevki sahibl olmuşlardır. Her bübükumetlerden Esyük mektebde evlâdları yetisen bu nahlye tonya, 2 4 subat nin okumak, yazmakbilmiyen bir tek köy935 tarihinde is • lusü blle yoktur. Okumak ve okutmak tiklâlinin 17 nci hususunda ön alan bu nahlyede türkçeden yıldönümünü kut • başka bir lisan konuşana asla tesadüf elulamisUr. Uzun dilmez. Son Posta gazetesindekl bu yaseneler Çarlık zının tekzib edilmesini ve bu yazılanmın da sevlmll gazetenizin münasib sütununda Rusyasinin idare • bulunmus aynen yazılmasını Arhavliler namına yal sinde olan Estonya, on Estonya Reisicumhuru varınm. yedi sene evvel Af. Konstantin Pöts Samsunda Satbey mahallesi Müftü kavustuğu istiklâlini muhafaza etmek sokak No. 6 Şevket Bayrak için bütün komsolarfle dost geçinmek ve * • % BERLtN. 18,45 şarkılar 19,35 gramofon 20 35 hukuk konuşması 20,45 gunün akis . leri 21,05 haberler . 21,20 senfonlk ionser 22.05 temsll: Facia 23,05 haber. ler 23,25 Ştutgrattan nakll. BUDAPEŞTE: 18,05 opera orkestrasının konseri 19,05 ders . 19,30 Çingene orkestrası 20,30 Konferans . 21,05 opera binasından naklen Wagnerin «Ziegfried» operası . 22,05 haberler 23,40 cazband takımı 24,15 Çingene musikisl 1,05 son haberler. BELGRAD: 18,05 şarkılar . 19,25 konuşma 18,30 sırbca ders . 20,05 reklâmlar 20.10 gramofon 20,20 haberler 20.30 ulusal neşriyat 21,05 konser 22,05 radyo orkestrasının konseri 22,30 şarkılar 23,05 haberler . 23.20 gramofon 23,30 kafekonser havalan. ^ BÜKREŞ: 15,05 gramofon neşriyatı 18.05 haflf musiki neşriyatı 19,05 haberler 19,15 haflf musiki neşrlyatmın devamı . 20,05 konferans 20,20 gramofon 20,45 konferans 21,05 konuşma 21,10 radyo orkestrasınm konseri . 22,05 konferans 22,15 konuşma 23,05 haberler 23,25 konser. Kadın Hekimlerinin aylık toplantısı Türk Ginekologi Kurumu bu ayin toplantumı Prof. Ali Esad Birolun başkanlığı altında yaptı. Bu toplan Uda: Dr. Ahmed Asim Onur, iki hazneli ve iki rahimli bir kadini, tek hazneli ve tek rahimli bir hale getirmek için yaptığı ameliyatı anlattı ve ameliyat safhalarina aid resimler gösterdi. Prof. Ali Esad Birol, ameliyattan •onra meydana çıkan ve deri 3e ra him arasinda bulunan bir fistül vak'ası gösterdi. Dr. Hâdi Ihsan, doğum esnasinda çocuğun gözlerinde husule gelen travmalardan bahsettL Dr. Ahmed Asim Onur, bir dis ge • belik vak'asi takdim ve bunu mehbil yolundan ne suretle çikardığini anlat tı ve çikardığı piyesi gösterdi •" Prof. Ali Esad Birol, gebelikle ka . rm urlarimn teşhisindeki güçlükleri ve bu hususta modern lâboratuar usulle rinin kiymetini anlatarak röntgen fi • limleri gösterdi. Yapılan fennî münakaşalara, Prof. General Refik Miinir Keskinle Ali Esad Birol, Fuad Fehim Caculi, Ahmed Asim Onur, Orhan Tahsin, Hâdi th san, Aziz Fikret, Nuri Süleyman katıldı. Bütün ecnebi rahibeler Türkiyejâ terkediyorlar (Baştarafı birinci saJıifede) kısmı memleketimizde kalarak kı • yafetlerini değistirecek, bir kısmı da memleketimizi terkedecektir. Rahibelere gelince hepsinin Türkiyeden ayrılacağı ve Japonya ile Çine gideceği, bunlann idaresi altında bulunan mekteblerin d'e kapa • nacağı söylenmektedir. Bu sayialarm nekadar doğru olduğunu öğrenmek üzere dün Çu • kurbostandaki Rahibeler manasJh • rına müracaat eden bir muharririmize karsısına çıkan rahibe sunları söylemiştir: < Evet, hepimiz de gideceğiz. Yalnız henüz kat*î emir al.madık. Bu emir nereden gelecektir? Pariste bulunan dinî reisleri • mizden. Malum ya biz Filles de Charite tarikatine mensubuz ve askerlerden hiçbir farkımız yoktur. Büyiiklerimiz ne emred'erlerse harfiyen ifa etmek mecburiyetindeyiz. Uzak;ark memleketlerine gideceğiniz doğru mu? Orasını kimse bilmez. Büyiiklerimiz bizi Japonyaya da, Çine de, Amerikaya da dünyanm her tarafına da gönrebilir. Bizim vazifemiz emre itaatten ibarettir. O halde mektebleciniz de kapanacektır? Bütün bu meseleler alacağı miz talimattan sonra anlaşilacaktir. Şimdilik faz'a birşey bilmiyoruz.» Türk Fransız ticareti {Baştaraiı birind sahifede) baslıca sikâyei mevzularıydı. Tüccarın sikâyeti üzerine tstanbul Ticaret Odası ve Türkofis isi tetkik etmişler ve vaziyeti hükumete bi rer raporla bildirmislerdi. Fransanm bize çok mal satmasına mukabil bizden az almasmdan dolayi Merkez Bankasında bloke kalmıs Fransız parası 8 milyon Türk Itrasinı geçmektedir. Ankaradan verilen malumata göVe yeni bir anlaşma yapılması için Fransız hükumetile aramızda bazı temaslar yapılmışsa da her hangi ciddî bir müzakereye girişil memistir. Acıklı bir ölüm Ziraat Vekâleti memurlarmdan gıutekaid Bay Süleymanin refikasi, mi • mar müteahhid Bay Arif Süleyman ve orman amenajman mühendisi Bay Lâtifin valideleri Ayfe Emin çok kisa bir hastalığı müteakıb vefat etmiftir. Ce • nazesi 26 jubat salı günü saat on bir buçukta Halâskârgazi caddesinHttki 36 numaralı hanelerinden kaldınlacaft • tir. Allah rahmet eylesin. M. Pesero dönüyor Kara torpillerf 18 haziran gününden itibaren Seddilbahirde 2 nci fırka cephesinde muharebe faaliyeti arttı. Gece ve gündüz devam eden şidetli bir topçu tahrib ateşi başladı. Bugünden itibaren, o zaman kara torpili denilen şey «ağır bomba topu» da meydana çıkmış, bu müthiş silâh 2 nci fırka siperlerini darmadağm etmeğe başlamışrı. Üç gün üç gece devam eden bu ateş 2 nci fırka tahkimatmı kâmilen harab ettik ten sonra, 21 haziran günü sabah leyin 5,30 da Fransızlar şiddetli bir taarruzla 83 tepesini ve civa nndaki 2 nci fırka siperlerinin mühim bir kısmını işgal ettiler. Akşama kadar şiddetli taarruzlar ve mukabil taarruzlar devam etti. Cepane noksanı kendini hissettirdi. 12 nci fırka kıt'alannın mühim bir kısmı 2 nci fırkayı takviye etti. İki fırka kumandanı yanyana gelince, 12 nci fırka kumandanı Salâhattin Adil 2 nci fırka kumandanının erkânıharbliğini hulus ve saffetle deruhde ederek çalıştı. Kıtaatımızın mukabil taarruzu üzerine Fransızlar aldıkları siper leri terke mecbur oldular. Bunun üzerine tekrar şiddetli bir bombardımana başlıyarak zevale kadar dört defa daha taarruz ve siperleri tekrar zaptettiler. Fakat tarafımızdan ikinci bir mukabil taarruz yapılarak siperler gene geri ahndı; yalnız 83 râkımlı tepe düşmanda kaldı. (Arkait var) c Yeniden imazalanacak olan TürkFransız ticaret muahedesi için tktısad Bakanlığı ile temaslara giriş • mek üzere Ankaraya giden Fransız sefareti Ticaret Atasesi Peseronun ticaret muahedesi müzakerelerine giri;meğe salâhiyeti olmadığı Fransız mehafilinden bildhilmektedir. Pesero sırf Bakanlıkla temasa girismek için Ankarava gitmis olup, bir iki güne kadar tstanbula dönecektir. Nöbetçi eczaneler Bu gece nöbetçi olan eczaneler funlardır: Şinasi (Büjükada), Yusuf (Hey beli), Beşir Kemal (Sirkeci), Esad (Divanyolu), Belk» (Kumkapı), H. Hulusi (Zeyrek). lbrahim Halil (Saraçanebaşı), Pertev (Aksaray), Rıd van (Samatya) Nazım (Şehremini), Suad (KaTagümrük), Hilâl (Bakır köy), Vitali (Fener). Yeni Türkiye (Hasköy), Yeni Turan (Kasımpaşa), Receb (Beşiktaş), Hidayet (Galata), Kanzuk (Taksim, Karakin Kurkcüyan (Pangaltı), Günes (Taksim), Nec det Ekrem (Kurtaluş), Sıhhat (Mo da), Rifat (Pazaryolu), Ittihad (Üs küdar Çarşıboyu). Askerlik işleri Almanya ile müzakereler Aıtkara 24 (Telefonla) AI manya ile ticaret muahedesi müzakeratında bulunmak üzere Hariciye Kâtibi Umumisi Numan Rifatin başkanlığı altında bir heyet bir haftaya kadar Almanyava gîdecektir. 331 dogumluların muayenesi Yüzbaşım, bu zat efradı sorguya çekiyor, yürürken adımlarını sayıyordu. Bütün bunlar bana şüpheli geldi. Erkânıharb pabuzendi de ce binde idi... Onun için kendisini tevkif etmek lüzumunu duydum. Yüzbaşı, getirdiğim adama döndü: Terminal, kabahat sizin; dedi. Zaran yok a canım. beraberce bir kadeh Benediktin içeriz. Çok budalalık etmiştim. Kendimi topladım ve ciddî bir tavır takındım; casus diye getirdiğim zabite döndüm: Yüzbaşım, terziye verir, af fmızı dilerim; dedim. O sade şu cevabı verdi: Ordu topoğrafya servisinden yüzbaşı Terminal... Beyoğlu Askerlik çubeslnden: 1 Şubemlzde kayldll yerll ve yabancı 331 dogumluların ük yoklamasına 2 mart 935 tarihinde başlanacaktır. 2 Yoklamaya gelecek olan mükellefin (4) aded vesika fotoğrafile yeni hü . viyet cüzdanlannı yanlannda getirme leri lâzımdrr. 3 Şube heıgun cumadan maada yoklamaya devam edecektir. Beyoğlu kaza sına merbut nahlyelerden aşagıda gös terllen günlerde mezkur doğumlularm şubede bulunmalan. 4 Diğer nahiyelere mensub olan mfikelleflerln de hangl gun şubeye müra . caat edeceklerl baş'iaca ilân edllecektlr. Taksim nahiyesi: (2 mart 935) ten (7 mart 935) e kadar. Kasımpaşa nahiyesi: (9 mart 935) ten (17 mart 935) e kadar. gitmeğe S U M E R Sinemasına ve sinemanın yeni artisti Macar yıldızı IREN DE Z İ L A H Y ' İ nam filminde nazarı takdirle sejretmeğe bazırlanınız Sahne arkadaşları : Caz ve rausiki; Profesör Nicdeberger'in Yerlerinizi evvel den aldırınız. Telefon: 42851 Ba perfcmb* günü ma«in«l*rd*n Hibarva EN Ç I L G I N GECESi c Yeni eserler Türkiye köy iktisadiyatı MAX HANSEN ve TİBOR Von HALMAY • Türk Sinemasında Bugün BEREKET Millî sînemada S U R U S Ü N E Kcmali muvalFakiyerle devam 2 büvük filim birden eden (GEORGES M ı L T O M ) un Î 1 Oldüren Aşlc Görmeden anlatılmıvücak, bütün aızu larınızı canlı olarak karşinıza çıkaracak, havret edeceğinız bu tilitn FRKDERIC \MRCH 'ın simdiye ka dar varrttıgi en kudretli jaheseri En güı«l r* «n n»s«li kemedisi p*rsemb* stnrarcsi için y«ıi*r şmdid«n •atdmaktadır. HALKEVİNDE: Konferans 2 8 / 2 / 1 9 3 5 perşembe günn saat (17,5) ta İstanbul Halkevinin mer • kez salonunda Tıb Fakültesi doçent • lerinden çocnk hastalıklan mutehas • suı Dr. Şevket Salih tarafindan (Saglam süd çocuğu beslenmesi) hakkinda bir konferans verflecektir. Bu toplan • tı herkese açiktir. Çocuk Esirgeme Kurumunun yurddaşlardan dileği Dln bayramlannda yapılan tebrik ve zlyaret masraflannı «Çocuk Esirgeme kurunıu> na vermenlzi rica ederiz. Ricanuzı kabul edenlerin isimleri bayramdan evvel Genel Merkez tarafindan gazetelerle neşrolunacak, bu suretle bu iyilik seven lnsanlar dostlannı kutlula mış ve dostlarmın tebrik ve ziyaretleri ni kabul etmiş sayılacaklardır. Avrupa ve Amerikada ölü çelenkleri, dügün hediye masraflan bile çocuklar ve yoksullar kurumlarına verllmektedir. Yurdumuzda adedlerl sayısız olan yok. sul yavrucuklar lçln çok değerli olacak bu usulün benimsenmesini ve yayılma sını dileriz. Ankarada bulunan Genel Merkez tarafindan para alınmıya baş • lanmıştır. Kurban bayramı 15 znarta raslıyor. F A N T O M A S TANİA 2 OLÜM UÇURUMU Emsals;z bir iiiim: Cezbeden ve heyecanlandıran bir filim, Bu cios filmlerde mutebassıs 6 büvük vıldiz FEDOR ANIELKA taraflarından < )ynıyan Ko^boylann şaht GeO'ges Obrien r"eh5et. heyecan ve ser^rzeşt MIT> S A R A Y ve temsil JEAN OALLAND BOURDELLE VVARMS ELTER GASTON GASTON MODOT edılmıştir. Sinemasında rekoruU Bu perşembe akşamı Veremle Mücadele Cemiyeti kongresi İstanbul Verem Mücadele Cemiyetinden: lstanbul Verem Mücadele Cemiyeti, senelik kongresini 1 mart 1935 cuma günü saat 10 da Cağaloğlu Halkevi salonımda yapacaktir. B0t8n azania berbalde gelmderi rica olunar. Kahkaha ve şetaretle tedavi!.. Senenin en büyük kahkaha L A U R E L H A R D Y «Kadro» mecmuası neşriyatinin i • kinci kitabı olarak çıkan bu eser, ori • jmal bir millî iktisad tetkDddir. Tür • kiye köy iktisadiyatımn iktisad kurulusu, içtimaî sinif nesçi ve sinifî olıışu, muayyen bir metodun ijiğile ilk de fa bu eserde izah mevznu olarak alm . miştir. Eserin birinci kummda, Türkiye köy SkUsadîyatmm mmtakalara göre hu • susiyetleri, iptidaî sekülermden mütekâmil şekillerine nasil istihale ettiği, raintakalara göre isletme sekillerinin vasiflari, millî i; bblümünün ve iç pazarm nasil inkişaf ve tesekkül ettiği, ikinci kisimda da köyde sinif müna sebetleri, derebeyliğin tarihteki ve bugün kü sekilleri, toprak agalığı, ortak • çihk, kapitalist roünasebetlerin nasd doğduğu, murabahacilık, küçük köy • Iünün borçlanma yüzünden nasil da ğıldığı, Türk köyünde bugünkü mül • kiyet münasebetlerhıin teknik bir in • küâba nasil imkân vermediği ilâh... gibi Türk köyiinün bönyesini aydtnlatan iktisadî ve içtimaî hâdiselerin i • zahı tecrübe edilmiştir. Eserde ayrica Türkiye iktisadiyatımn garbde kapi • talist sistemin inkişafüe nasil kapita • lizme tâbi ve onun kanunlarmin esiri bir memleket haline istihale ettiginin küçük bir tarihi de çizilmiştir. Memleketi, içinde yasadığı cemi • yeti tanimak istiyen her okuyucu, bu ilk millî iktisad tetkikmi dikkat ve a . lâka ile okumalıdir. Ö ÇÖL "Ş E Y T A N K A R D E Ş,, filminin unutulmaz yaratıcılan ARKADAŞLARI filminde .. Perşembe matinelerden itibaren i P E K te Üsküdar Hâle Sinemasında Aşıklar Oteli Mümessiü: ANNY ÜNDRA

Bu sayıdan diğer sayfalar: