4 Şubat 1935 Tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3

4 Şubat 1935 tarihli Cumhuriyet Gazetesi Sayfa 3
Metin içeriği (otomatik olarak oluşturulmuştur)

Hâdiseier karşısında Yugoslav Başbakanı M. Yevtiçin mühim beyanatı M. Yevtiç, Balkan andlaşması ile Küçük andlaşmanın Roma anlaşmaları karşısındaki vaziyetlerini ve kararlannı anlatıyor Belgvad 3 (A.A.) Basvekil M. Yevtiç, dün akşam saat 20 de Bel • grad radyosunda Yugoslavyanın bütün radyo istasyonları tarafırtcEan 1 neşredilen bir nutuk irad etmiştir. M. Yevtiç, 3 eylul 1931 ta. ihli ka nunu esasinin millî hayatin tekâ mülü için sağlam bir esas tesJcil etmis olduğunu hatırlattıktan sonra hükumetin nazari dikkatinin bil • hassa beynelmilel hayatin pek zi * yade hararetli olan faaliyetine matuf bulunduğunu söylemiştir. Mumaileyh demiştir ki: < Beynelmilel münasebetlerîn inki;afı sahasında Fcansa ile ttalya arasında Romada imza edilmif olan itilâfı ehemmiyetli bir hâdlse olarak kaydetmek icah eder. Bu iki devlet arasmda doğrudan doğruya kendilerini alâkadar eden meseleler hakkında vücude getirilmij olan itilâfı selâmlarız. Bilhassa merkezi Avrupanın vaziyeti hakkındaki itilâf üzerinde durmak isteriz. Fransa Hariciye Nazın M. Laval, ttalyan hükumet reisi M. Musolini bir protokol imzalamıslardır. İki devlet adamı bu protokolda alâkadar devletlerle Uluslar Kut. uma çerçevesi dahilinde bu nraka • velenameye istirak etmeyi, mütekalilen arazilerinin tamamiyet ve istiklâline riayet eylemeyi ve vaziülimza devletlerin dahilî islerine ka • nşmamayı ve gene vaziülimza devIetlerden her hangi birisinin arazi tamamiyetini kuvvetle tehdid veya eiyasî ve içtimaî nizamım tadil et meyi istihdaf eden her türlü pro • paganda, tahrik ve müdahale te>*ebbüsünden tevakki eylemeyi tavsiye etmek husu&unda mutabık kalmıs • lardfr. Bu mukavelename, hakikatte hukuku düvelin esa* prensiplerine ve Uluslar Kurumu misakının ah kâraına riayetin bir tekidi ve bu hususta yeniden girisilmis bir ta • ahhüd addolımabilir. Balkan anlasmasile Küçük anlasma, Cenevcede ve Lioublianada aktetmis olduklan konferanslarda Roma itilâfını bütün alâkadarların samimî surette istirak etmeleri lâzim gelen umumî bir »iyasetin müsbet noktaî haıreketi olarak tarsin etmek için kendi millî menfaatlerinin ve aralarmda vücude getirmis olduk • ları dostluğun tamamiyeti kâmile lini muhafaza etmek noktai naza • rını kabul etmişlerdir. Fransanın ve onun mümessili olan M. Lavalin Tuoa havzasmda devamlı münasebatın tarsini için lâzım olan sartlan temin maksadile ttalya ile bir itilâf viicude getirmek üzere sarfetmi» olduğu mesaiyi hassaten tanımak ta bir vazifedir. Fransaya tıki b?< surette bağlt olan Yugoslavyanın bütün komsularile arasmdaki tesriki mesai siya • •etinde ve her meselede bu dostlarile mutabık k&Jmak ve millî menfaatlerden hîç birini feda etmemek •uretile emniveti takviye edebîlecek ve suFhun daha iyi bir surette tensiki gavesini tahakkuk ettirebile • cek imkânlart bayirhahlıkla Mkik etmesi lâzımdır. tstikbale aid zarurî emniyetler bahıedlldiği takdirde çok mühim netieeler vennesi mümkün olan bu diplomasi eserinin inkisafını riikun ve itimatla takib edebiliriz.> Bir yıldönümü Onderin heyannamesi Yazan: Ağaoğlu Ahmed Atarürkün Halk Fırkasma ve kurumlanaa hitab eden anlatma yazüarinı (beyanname) herkes elbette ki gazetelerde okudu; bu, üzerinde u zun uzun duruîacak ve derin de • rin düsünülecek kıymetli ve tarihi bir vesikadır. Cumhuriyetin kurucusu ve cumhnriyetin dayandığı esas yasası nıa yaratıcısı bir kere daha hesab sorma (kontrol) ve düsünce ile karsı gelme (tenkid) türesink» bir ulus için yaşayı» esası olduğunu bu beyannamede kaydediyor. Buyuruyorlar ki: «Cumhuriyet • ci •• milliyetci olmakla beraber fırkamız programından baska bir programla, fırkalı olmanın tabiî kaideleri dısında serbest çalısa • cak, samimi yurddaslann ulus kürsüsünden yapacaklan tenkidler ve söyliyecekleri mütalealarla millî çahsmanın kuvvetleneceği kanaa • tinde bulunuyoruz.» Ayni kanaattir ki vaktile «hâkimiyet mutlak olarak cnillettedir» düsturunu telkin etti ve düstura dayanılarak esas yasa kuruldu! Ulus hakimiyetinin en açık ve en keskin sekli tenkîddir. Peitaz kisilerden ibaret olarak ulusun bütün islerini çevirenleri hesab al • rtnda tutmak ve sorguya çekmek ulus hakimiyetinin esa» sarhdır. Bu olraazsa sekil ne olursa olsun ulus hakimiyeti va^dır denmez. Ne neşe verici bir hâdisedir ki baska yerlerin şefleri baska ve tertine yol aldıklan halde Türkün en büyük »efi kuvvetlesmenin, a • çılmaam kaynagını bu tenkidde görüyor!! Vâkıa ulus hakimiyetinn bu tezahürünü gene o #ef iki sarta baglıyor: Cumhuriyetci ve milliyetci olmak şartlanna! EvetJ Gönül isterdi ki Fransa • da, tngilterede, Amerikada oldu gu gibi bu Mİihiyet sartsız olsun! Fakat nnutmamahdlr ki bu yerlerde ulus hakimiyeti asırlar geçirmiş ve bugünkü kemal derecesine varmak için uzun sıkıntilar, değisik • Iikler ve tecrübeler görmü?tür. Biz ise istibdad kâbusunu henüz üzerimîzden attık; binlerce sene • denberi hakimiyet, tenkid, serbesti nedir bilmezdik! Bir koyun sü • rüsü gibi degnek ve çubuk altın • da yürüyorduk. Boyle bir muhiti hakimiyete, t«nkide, serhestiye alıstırmak ta bir meseledir, ve hem de en çetin meselelerden birisiî! Fransa bugünkü halini bulabil * mek için bir asırda yedi kere kan içinde rejim degistirdü Bizim memleketimizin ise sevi • yesi, maddî ve manevî vaziyetleri bakimmdan bu gibi tecrübelere takatı yoktur. Tenkid ve serbesti burada anarşiye varacak şekil alraamahdır; aldıgı takdirde «kuvvetleştirici» ol • mak yerine oldürücü olur. ı Fakat bunu da bahane edine • 1 rek ulus hakimiyetini kuru, bos kelime haline getirmekten sakm malı. Çünkü böyle yapıldığt tak « dirde kaçinilmak btenilen ölüm baji • mizm üzerine dtküir ve yalniz kendisir.i göstermek için fırsat bekîer. Nasıl ki bu hakikati uzun tarihimiz kimsede süphe bırakmiyacak kaaar ispat etmiştir. Fakat bir ulus tenkide ve ser bestiye nasıl alıstınlw? Bu bir meseledir ki ulusun basında bulunnn önderlerin tasıdıkları fikirlere ve bu fikirleri canlandırraakta gö» • terdikleri meharete bağlıdır. Türk bnderlerinin kudretleri malumdur. Taşıdıklan fikirlere gelince Atatörlriin beyannamesi bir vesikadır. Atatürk ve arkasır.daki fırk* tenkidin açılmak ve kuvvetleşmek için esas olduğunu bütün memlekete ve bilhassa arkasmdaki fırkaya hatırlatıyor. Fakat bu «erbestiden yalnız cumhuriyetci ve tniir^etci olanlar istifade edebilirler, diyor. Çünkü onder ve fırkası bu iki esası memleketin yasaması iç!o ana sart olarak kabul etmislerdir. Bütün zorlannı, gayret ve himmetlerini bu esasları kuvvetlestirmeğe sarfedeceklerdir. Bu esaslan reddedenlere, onları yıkmağa kalkısanlira da tabiatile tahammül edemezler; edeonezler • çünkü kendilerince bu esaslar yıkıldığı halde ınemleketin kendİ3İ de yıkılır. Ama diyeceksiniz ki Fransada, tngilterede, Amerikada tahammül ediliyormu»! Yukanda söylediğim gibi bu memleketler bizim için ornek olamazîar bir; conra o memîeketlerde esaslar ruhlara, kalblere o kadar sinmig, o kadar yerlesmis kı en zor tenkid'er bile halkın gü lümsemelerini çekmekten ba»ka bir semere vermiyor. İki, Bizde oyle midir? Cumhuriyet duygusu ve ulus suuru bizde de yetjsmis, olgun bir hale geldi mi? Hangi aklı basında bkisi bu su•Ie müspet cevab verebilir? Hayır! Biz Türkler simdilik bu iki esasm etrafında bkIeserek o esaslan kuvvetlestirecek ve açacak serbestilerle kanat edeiim. Birkaç bahtn için bile bu ülkü beleganmabel&g kİfayet eder. Elverir ki octderlerimiz de bu serbestilerin knvvetlenmcsirde ve açılmasında ısrar etsinler. Ülkü bir miraj (serab) halinde kalmasın. Daha geçen sene fırka kâtibt yardığı bir makalede «Tenkidsiz ve serbestisiz bîr ulusun uzun müddet idare edileceği kanaatinde bulunanlardan değilim!» diyordu. Bu fikrin bu kere en yüksek makamdan bütün ulusa hitibea ve intihabatın arifesinde daha açık ve daha sümullü bir sekilde beyan o • luntnasmı elbette ki her Türk can • dan ve gönülden alkısîıyacak.. AĞAOĞLU AHMED 09 ^ ^ ^ . fİFlEM NALINA MIHINA ilâhlan bırakma konferansı bu ayın ikinci günü dört yaşına basmıs. Tann, elemaiz, kedersiz, nice yıllara iriştirsin! Yavrucuk bu dört yıllık ömürceğizinde neler de neler çekti. Ne tehlikeler atlattı. Havalelere mi uğramadı; kızıia mı tutulmadı? Nazara geldi, dediler.. Tepesinde kursun döktürdüler. Almanyadan doktor çağırdılar, ameliyat lâzım.. dedi. Zavallı masum! Anneciği bayan (Uluslar Kurumu), babacığı bay Henderson üzüm üzüm üzüldüîer. Hele geçen sene, bir aralık herkes ümidini keati: Gitti, gidiyor, diyerekten başucunda beklestiler. Cenabı Hakkın ölütn takdir etmediği kişiye Ezrail ne edebilir? Çocukcağız yaşadı. îçte üçünü bitirdi, dördünü aürüyor. Ama cıhzmı?.. Sıska imiş.. Ayakta tutunamıyormuş. Yumurtaya can veren Allah, elbet bu yavruya da acır da gün günden dermanını artırır. Baba Henderson, evlâdına çok düşkündür. Boyuna misafir ağırlamak ve dedikodu dinlemekle vakit geçiren anası gibi değildir. O ne yapar yapar, ciğerparesinin sıhhatini korur, zindeüğini artınr. Helediye, bir tecrübe yapmahdır H atanbulun bitip tükenmek büII mez meselelerinden biri de «et meselesi» dir. Mezbahada alınan resmin yüksekliğinden et pahah dır. Halk az et yer; gene bu yüzden et kaçakçıhğı olur. Belediye sınırları haricinde, meselâ Pendikte kasab dükkânları gayet çoktur; çünkü Anadolu yakasında oturanlardan çoğu etlerini ucuzca oradan tedarik ederler. Mecidiye koyü de bu et meselesi yüzünden lstanbul şehri hududu içine girmek şerefina nail olmadı mı? Belediyeye on para resim vermeden, kimbilir, gizli gizli nekadar hayvan kesiliyor? Şimdi belediye, etlerden kilo başına 9 kuruş resim aJmak istediği için tstanbulun bu eski derdi gene tazelelendi. Celebler, kasablar, bu yüzden etin daha pahah satılacağını iddia ediyorlar, belediye de aksini söylüyor. Muhakkak olan birşey varsa farla resim ahnmasının etin pahahya satılmasına sebebiyet verdiği ve bundan dolayı halkın az et yediği, kaçakçılık yapıldığı ve bunun da Mezbaha varidatını azalttığıdır. Celeblerle kasablar belediye, Erzurumda çifti 8 liraya alınan koyundan 456 kuruş yani yüzde 50 den fazla resim aldıkça bu için böylece sürüp gideceğini söyliyerek resmin yarıyanya indirilmesini teklif ediyorlar. Bu takdirde, et ucuzlıyacak, halk daha fazla et yiyecek, kaçak et kesilmesi azala cak, çehir ahalisi eti, belediye hududu haricindeki kasablardan değil, en yakm kasabdan alacak ve belediyenin varidatı daha artacaktır, diyorîar. Bu teklif, akla yakın geliyor. Ortada en kuvvetli misal de ten zilâtlı tarife tatbikına başlandıktan sonra, Devlet Demiryolları varidatının daha çoğalır.ış olmasıdır. Devlet Demiryolları, bu tenzilâth tarifeyi önce tecrübe için muvakkat olarak tatbik etmişti; fakat iyi netieeler aldığı için müddeti uzattı. Belediye de, ayni tecrübeyi et için yapabilir. Beklenen neticsyi almazsa eski tarifeye dönebilir. Belediye, bir taraftan etten aidığı resimleri indirirken öte yandan da Istan'oula koyun taşıyan nakil vasıtalannm navlunla rını biraz daha indirtme ğe çalışmalıdır. Böyle yapınca onlar da fazla hayvan taşıyarak eskisinden fazla kâr ederler. Bundcn koyun ve sığır yetiîtirenler de, devlet te istifade eder. Çünkü et sarfiyatı artınca daha fazla hayvan yetiştirilecek, daha çok sayım vergisi alınacaktır. Biz, öyle sanıyoruz ki Mezbaha resmini indirmek suretile yapılacak bir tecrübe belediye için korkulu bir netice ver miyecektir. Sovyet Amerikan münasebatı M. Litvinof, Amerika Dış Bakanına cevab veriyor Moskova 3 M. Hullün S«v yet Amerikan münasebatı hak • knnda geçenlerde vaki beyanatı dolayısile M. Litvmov, Ta» ajan • tının bir muhabirine beyanatta bu* lunarak ezcümle demistir ki: < Bundan takriben bir tene evvel bizzat M. Roosvvelt ile gö • rüstüğüm sırada Amerika ile Sovyet Rusyanm tnütekabil malî mü • talebeleri meselesinin halli hak • kındaki itilâfın esasları takarrür etmisti. Bu prersipler, Sovyet hükume • tinin müteaddid defalar yapmıs olduğu beyenata tamamile tetabuk ediyordu. Sovyet hükumeti, bu beyanatında eski borçlartn ödenmesi meselesini anc?k kendi metalibinin de kabul edilmesi ve kendisine bir ik razda bulunuknası aartile tetkike amade olduğunu ilân etmisti. Bu sebebden dolayı Vafington hükume • ti, muahharen yapılacak müzake • ratm yalnız teferruata sid olacağı ve binaenaleyh hiçbir nıüşküle tesadüf eylemiyeceği hususunda emniyet kesbetmişti. Teescüf olunur ki Amerika sefirinin Moskova hakumetfle ve Sovyet »efi* rinin Vafington hükumeb'le muahha • ren yaprms olduklan müzakereler es* nasroda evvelce Vaşingtonda kabul et* miş olduğumuz etaslı noktalardan bi* ri yani istikraz meselesi hakktnda te • reddüd izhar edilmişrır. Sovyetler, Vaşington itflâfmra yeni baştan ve tamamen gozden geçirilmesini pekâlâ »Hyebilirlerdi. Moahharen yapümts olan mözakere* Ieria simdrye kadar hiçbir netice vermemis olmasma bittabi teessüf ede • riz. Maamafih bu bal, flri devletin mutekabil mânasebetleri ve bilhassa ti • carî müna»ebetleri fi: erinde herhangi bir »urette teslr i<ra •jtmcmek gerek • tir.» Lehistan ve Şark mîsakı Lehistan fikrînî değiştirmiyecek mi? Roma 3 (A.A.) Giornale d'ttalia gîzetesi, Lehistan Hariciye Nazın M. Beckin beyanatnu pek mühim olarak telâkki etmekte ve Fransa tarafından teklif edilip Sovytelerce muzaheret goren, sark andlssmasına Lehista nın ilnhaktan imtina edecegini evvelden ve kapalı bir sekilde haber ver • mekte olduğunu yazmaktadır. Buna mukabfl ayni gazete, Tuna havzasındaki iktısadî menfaatlerin, müterakki bir seküde tanzimini istihdaf eden ttalya • Frensa itilâflarma, Lehistanuı fltihakmı büyük bir memnuniyetle kaydetmektedir. Ne çare ki, çocukcağız ürkmü^ bir kere: Çelikli kuvvet ilâdarından hazzetmediği gibi her gıdayı da alamıyor. Sade raporla, temenni ile, sulh sözlerüe beslenen çocuk bu kadar gelişir. Bundan fazlası için çok uğrasmak lâzımdır. Ona da yalnız baba muktedir de* ğil. Anne ise, dediğim gibi, topluluklardan vakit bulamıyor. Maamafih, üzülmeğe, endişe etmeğe de mahal gormüyonım. Erbabma müracaatle. yavrunun zayiçesine baktırdım: Maşallah, uzun ömürlü görünüyor. Sıhhati nekadar zayıf olursa olsun, yaşadığı müddetçe etliye sütliye kanşmıyacağı, ataklık etmi* yeceği, ne kokup ne de bulaşacagı için hiç hırpalanmıyacağı ve rahat bir ömür süreceği belli. (Silâhları bırakma konferan sı) nın böylece dördüncü yılım kutluluyanlara bu güzel müjdeyi verirken, annesinin de biraz dedikodulardan ve misafirperverHkten vaz geçip bu zavallı çocukla daha yakından alâkadar ve mesgul olmasını temenni etmekle, zannederim ki dünyanm her tarahnda mi!yonlarca kişinin dileklerine de tercüman oluyorum. Daha doğarken öleceğinden endişe ettiğimiz bu çocuğun, inçallah gelecek yıllar içerisinde hayırü içler ba^aracak kadar kuvvetlenme«ini can ve yürekten, hepimiz isti yonız. Ercumend Ehrem TALU Atina Adliye dairesinde Ankara Fırka konçresi Ankara 3 (Telefonla) Vuayet yapılan hırsızlık fırka kongresi bugün saat onda idare Atina 3 (Hususi) Venizelos suikasdine aid evrakm ikinci istintak dairesînden çalmması hakkında gazetecilere beyanatta bulunan Başbakan bunun nefretle karsıla • nacak bir hâdise olduğuntı soyle • miş, bundan sonra demistir ki: « Suikasd suçlulannm muha • lefet reisme karşı işledikleri cü • rfimde adaletin tecellisine mâni ol* •nağa çalıştıklan anlaşılmıstır. Maatteessüf hâkimler de kaçamak yo* lu aramaktadırlar. Fakat ne olur • sa olsun bu dava neticelenecektir. Çalınan evrakm asıl davaya tesiri yoktur.» Hâdise faillerini bulmak için po* lis ve jandarma tarafından büyük gayretler sarfedilraektedir. Birçok süpheli kimseler tevkif edilmisler* se de henüz ele bir ip ucu geçme* mistir. Yunan stana seyahatlerde kullanılacak bonolar Italyankar Kalimnostan kaçan l yelkenliyi batırdılar m ? Atina 3 (Hususî) Kalimno» adasından kaçan yolcularla dolu bir yelkenlinin ltalyan geraileri tarafından bombardıman «diierek batınldıği hakkında Atina gazetelerininde çıkan haber. ihtiyatla telftkki.edilmektedir. Bu ana, kadar bu hususta hjebir haber alınama • miftır, Ankara 3 (Telefonla) Yeni TUrk Yunan takas itilâfı muci • bince seyahat masraflannda kullanılmak üzere beher kisiye veri len 7500 drahminin Ban Düksten baska eski itilafname zamanında •erilen Yunan Bankası bonolart • nın Yunanistanda yapılacak seya • hat matraflarında istimal olunmau Yunan Millî bankasUıca kabul edü • mistir. Yunan bonolarının cirosu Ankara 3 (Telefonla) Yu • nan takas bonolarının barkalar • dan baska eşhas ve müessesat a • rasında ciro edilmesi takarrür et mistir. heyeti reisi Rifat Börekçinin reisliginde toplandı. İdare heyetinin mesaisiadeki movaffakiyetten dolayı tesekkürlerini söyledikten sonra intihsba başlandı. Birinci reis Rifat, icind reis avnkat Mümtaz öcmen, kâtibliklere SaParis 3 f A.A.) Tıb Fakfiietsi tamiye, avukat fikri seçildiler. lebesi, ecnebi talebenin rekabetme ve Vilâyet idare heyetinin iki senstik bunlarin haiz olduklari üstünlüklere karmesai raporu okundu ve muvafık gösı protestolarma devam etmektedir. rnldu. Kongre heyeti umumiyesi AtaKartlara nazaran Fransız talebe mîktari tfirk, tsmet tnönö, Kazim özalp ve yüzde 20,9 olduğu halde, ecnebi ta • Receb Pekere saygi ve sevgüermin ar • Iebeleri nisbeti yüzde 74 e yakbıdir. zmı riyaset divanma birakh. Paris 3 (A.A.) Talebe umum Encumen intihabmdan sonra içti • cemiyetleri millî birliği bugüa neşrettiği bir tebliğde talebe tarafınmaın sonu saat dörde btrskıldı. tkinci dan yapılan protestolann, kat'iy • celsede hesab butçeleri kabul edfldi yen ecnebilere müteveccih olma • ve uıımuıi düekler okraıdn. dığını, ve ecnebi talebe gruplarile Bunlar arasmda Ankara nahîyele • mevcud dostane münasebetierin, bu rinde mekteblere mtiyac olduğu, koyhususta ve ayni zamanda bu hare lülerrâ zahirelerinm Ziraat Bankası ta* kette hiçbir ecnebi düşmanbgi ol • rafmdan almması ve koyfâ borelsn madığmı ispata kâfi bulunduğunu vadelerinin uzablmast, faizlerinin in • hatırlatmaktadır. dirilmesi meseleleri vardu Tebliğde, Fransız talebenin, meYeni vilâyet idare heyetine Rifat, talibi »u suretle kaydediltnektedir: Mümtaz, Hzlfl, Kütükçüoğlu, Şükrii, «Ecnebi doktorlar hakkındaki Lâhika Manyasi, Betku Baykan, Na • kanunun tamamen tatbiki ve Franfid Ulug, Hilmi, Fahri seeilmişlerdir, sızlar gibi ayni malumata sahib olma ları için hastanelerde ecnebi talebeye de yer verilmesi.» Ankara 3 (Telefonla) Af Tebliğ, bundan soara, Fransız tayon Antalya hattı için Almanya lebenin son tezahürattaki fikir bir•e Fransadan getirilecek 3,5 mil • liğini kaydetmekte ve bu tezahü yon mark değerindeki muhtelif deratın bittiğini ve metalibin nazari mir malzemesile diğer aîtı mües • dikkate almması hususunda hükuseseye aid muhtelif esyanın kon • met e itimad edildiğini yazmakta • tenjan harici memlekete sokulmadır. Neticede, Fransız talebesi, sü* • Jcra Vekilleri Heyetince kabul ı kun ve haysiyeti muhafazay* d« • edilmistir. •et edilmektedir. Fransız talebe protesto ediyor Setifte kanlı hâdiseler oldu Fransada ecnebi talebe Yerîiler hem poiise, hem daha imtiyazk imiş! yahudüere hiicum etti Setif (Konstantine vilâyeti) 3 (A. A.) Dün gece burada cereyan eden hâdiseler neticesinde 2 kişi öhnus, üçü polis olmak üzere 5 ki»i yaralanmif, ikisi yağma edilmek suretile 5 kahve • hane hucuma uğramutir. BB karisiklıklarin menşei şudur: Sirven admda bir polis memuru iç • lerinde bir de asker bulunan birçok yer* liler arasmda sükunu tesis ile uğraçir • ken, yerliler evvelâ bu polis memuru üzerine, sonra da ağirca yaralanan ar • kadaşlarinm muaveneüne gelen diğer polisler üzerine hücum etmiflerdir. Polisler, evvelâ karakola siğinmi» • lar, sonra da biri müstesna olmak üze • re damdan kaçmişlardir. Karakol kapi* sini zorlayip içeri giren yerliler, orada kalan polisi fena halde hirpalami; • lar dır. Bunun üzerine şehirde yerlflerden bir askerin, yahudi bir polis tarafından öldürüldüğü sayiasi dolasmağa basla * rnJs ve yerliler, gruplar halinde, yahudilerin kahvehane ve magazalarina hü • cum etmiş!erdir. İki kahvehane ile bir mağaza yağma edilmistir. Askerî ve mü!kî memurlarin, şiddetli ve çabuk müdaha'.esile sülcunet iade edümîştir. Bü tün bu hâidselerin tenviri için tahkikata başlanmistir. Büyük musiki müsabakamız \ Taşradan geîen eserler nasıl iştirak edecek? Ta*rada bulunan musikiçinas • lardan aldığımız mektublarda musiki müsabakamıza istirak e • decek eserlerin, konserde halka arzedilirken okuyacak muganni veya muganniyeyi bestekânn temin etmesi veya bizzat bestekânn okuması şartına itiraz ederek bu kaydi kendilerinin iştirakine mâni addetmektedirler. Bu ka • yid besteleri okuyacak olanlan biz bulduğumuz takdirde kazanmıyanlann «eserimiz lâyıki veçhile okunmadı» diye neticeye iti • raz etmelerine mahal bırakılmamak için konulmustur. Maahaza bundan taşradaki müzisiyenier müstesna turulmuslardır. Onla rın eserleri konserde gazeteraizce bulunmuş bitaraf ve san'at • kâr muganni ve muganniyeler tarafından okunacaktır. Buna mukabil de, eğer eserleri müsabakada kazanmazsa istedikleri gibi okunmadığı şeklkıde bir itiraza haklan olmıyacaktır. Musiki müsabakamızın müd • deti 30 mart akşamma kadar • dır. Güfte müsabakası için rey verme mühleti ise 10 subatta bitecektir. Kontenjan harici grecek eşya AtatürkUn Yozgadı teşriflerinin yıldönUmü Yozgad 3 (A.A.) Atatücküa geçen yıl sehrimize gelişlerinin yıldönümü bu akşam Halkevinde büjrük merasimle kutlulanacak ve gece fener alayları yapılacaktır.

Bu sayıdan diğer sayfalar: