7 Teşrinisaniı^. 'Camhtzriyti TELGRAF UABERLERI Silâhlarıbırakma konferansı canlanıyor M. Henderson yeni teklifler yaptı, müzakere usulünün değiştirilmesini istiyor Siiâhlarl Blrakma konferanslnln canlanmasl için tekrar teebbüslere girisimiştir. Konferans reisi M. Hender aon Londraya gelen Cemiyeti Akvam umumî kâtibile görüştükten sonra konferans divan heyetir.i bu ayln yirmi ikişinde toplanmağa davet etmiştir Misteı Henderson konferansln milzakeTe usulünü değiştirmek ve basitleştirmek suretile müspet neticeler elde edileceğini ummaktadlT. Konferans reisi biitün meselelerin hallile umumî bir mukavele yapllacağl yerde elyevm komisyonda müzakeresi ilerliyen meseleler hakklnda ayrl ayrl proto kollar anzimini muvafık görmektedir. Bu protokollann hangi meselelere ait olacağı aşağıdaki telgTaflarda bildi rilmiştir: Cenevre 6 (A.A.) M. Hendersonun MîlletJer Cemiyeti uroumî kâtipliği tarafından neşredilmiş olan notasi, SOâhlari Blrakma konferansmm ştmdiye kadar takip etmiş olduğu usulün tadilini istshdaf etmektedir. M. Henderson şimdiki vaziyet karşisinda sHâhlan blrakma meselesinin halü tesebbüsünü 1935 senesi başma tehir etmek fikrinde olup konferansln müzakere usıdlerinin değiştirilmesini fceklif etmektedir. Mumaileyh, mukavelenamenin tanzimi hususunun bitîrilmesini beklemeksizin bir takım protokoDar vücude getirilmesine yarayacak olan atideki noktalarin istemektedir: tetkürini SOâh iroali meselesinin bir nizama raptı, bütçelerin nesir ve ilâni ve daimî bir terki tesKhat komisyoruı îhdasi. IGUN D E B U . Yakılacak inekler olanda hükumeti karar vermiş: Son zamanlarda hayvan ihracatı tamamile denecek derece durmuş olduğundan ve memleketin fazla miktarda hayvan beslemeğe takati olmadığından, 1 50 bin inekle, 60 bin bu zağıyı kestirip yaktıracakmış. Iktısadî buhranın cilvelerinden biri de bu oluyor. Bir yanda açlıktan nefesi kokan insanlar ne yapacaklannı şaşırmış bir vaziyette, akla gelmedik geçim yolları araştırıp dururken, bir yandan da istihsali fazla, sürümü az memleketler, ellerindeki malı telef ediyorlar. Bundan bir iki yıl evvel, gene böyle, Brezilyahlar, çuval çuval kahveyi mahrukat yerine kullanmışlardı. Bu cins hâdiseler karşısında, însan gayriihtiyarî, tath hayalâta kapıhyor. Ve hayalâta kapıldıkça da zırvalıyor. Ezcümle, fikirlerinin selâmetine şimdiye kadar iman ettiğim çok samimî bir dostum, dün akşam bu yakılacak ineklere müteallik haberi okuyunca şöyle bir durakladı.. Dalar gibi oldu. Ne düşünüyorsun) diye sordum. Yüreğim sızladı.. idedi. Ya! İneklere acıdın, değil mi? Hayır. İneklere değil. Yiyecek bir lokma et bulamıyan insanlara acıdım. Akvam Cemiyetinin yerinde olsaydım, ben, bu işe müdahale ile Holanda hükumetini yolsuz ederdim. Akvam Cemiyetinin bu işle ne alâkası var? Dostum güldü ve fikrini izah etti: Azizim; Akvam Cemiyeti demek, beşeriyetin selâmeti esbabını biitün mana ve şümulile koruyacak bir teşekkül demektir. Halbuki bu namı taşıyan Cenevredeki müessese, bu ana kadar, kör değneğini bellemiş gibi, bir sulh teranesi tutturmuş gidiyor. Halbuki milletler, cemiyetin haricinde pekâlâ anlaşmanm yolunu bulmuşlar, kumpaslarmı kendi kendilerine kurup, işlerini görüyorlar. Cenevre müessesesi de, I köy bakkah gibi, ellerini uğuştu j rarak müşteri bekliyor. Böyle ya \ pacak yerde, ve mademki politika • sahasında metaını sürecek kimse J bulamıyor, bekli daha mütevaz: fakat herhalde daha pratik yoldan yürüse de güttüğü gayeye o suretle ulaşsa olmaz mı?. Ne gibi?. Ne gibi olacak? Bizde maruf bir söz temsili vardır ki, temsillerimizin çoğu gibi tamamen yanlıştır. <(Aç ayı oynamaz» derler. Halbuki ayı asıl açken oynar. Hele bir karnım doyursun da gör: Yerinden kımıldatabilir misin? Mübarek, bir kere sırtüstü yatıp ta tabanını yalamağa basladı mıydı, hazmedinciye kadar mıh kesilir. İnsanlar da öyledir, işte. Kannlannı adamakıllı doyur, geçimlerini sağla, bak bir daha sana harpten bahsederler mi?. Akvam Cemiyetinin vazifesi de bu olmalıdır: Açlan doyurmak. Getirt, her memleketin fazla istihsalâtmı.. Avrupanın muhtelif yerlerinde tevzi merkezleri yap.. Muayyen bir nisbet dahilinde, bu metalan dağıt fakir, fukaraya.. Bir lâhza durdu, dinlendi ve gene devam etti: 150,000 inek bu! Dile kolay!. Altmış bin de buzağı: Etti 210,000!. Üstüste ellişer kilodan, eder 10,500,000 kilo et. Yazıklar olsun Holanda hükumetine!. Hem de eminim ki, Lâhaye sokaklannda bugün, lokanta önlerinden burunlannı çekerek geçen nice dilenci çocuklan vardır. Gene durdu ve son söz olarak, ilâve etti: Beşeriyet adam olur derlerse, inanma. Varlık içinde yokluğa katlanandan daha büyük enayi olmaz! ERCÜMENT EKREM İki devir arasında TORUN ve DEDE [HEM .NALINA îMIHINA Vatanî terbiyemizde bir noksan umhuriyet bayramı günö! şahidi olduğum iki manzara, beni o kadar üzdü kî aradan on gün geçmiş olmasına rağmen, bugünkü ve yarınki yazılanma bunlan mevzu yapmaktan kendimi tutamadım. O gün, Beyazıt meydanından Taksim meydanına kadar IstanLulun büyük caddelerinden geçen askerlerimizin alay sancaklarım selâmhyan tek sivil görmedim. Taiidir ki alay sancaklan olan kıt'aları takiben bütün güzergâhtaki sivilleri tetkik etmeme imk'n yoktu; fakat Divanyolunda ve Istiklâl caddesinde etrafımdaki sivillerden kimse alay sancaklanm selâmlamadı. Demek ki halkımızın büyük bir ekseriyeti sancağa selâm vermek lâzım geldiğini bilmiyor. Vatşnî terbiye itibarile ne büyük, hatta ne elim noksan! Bu milliyet asrında, vatanın timsali, istiklâlin alâmeti olan sancağı selâmlanıak vazıfesinden haberdar bile olmıyan bir vatandaş tasavvur edilebilir mi? Tasavvur edilmemek lâzım gelirse de, ne yazık ki, hernşerilerim içinde böyleleri tümen tümen varmış! İstanbulun kurtuluş bayramı münasebetile alay sancaklarım selâmlamaktaki noksanımızdan bahsetmiştim. Bu bilgisizlikle mücadele lâzım olduğunu Cumhuriyet bayrammda bir daha görüp anladım. Mekteplerde hocalar, talebeys sancağı selâmlamak vazifesini öğretmeli, radyolar, bu lüzumu sık sık halka söylemeli, halkevleripe buna dair levhalar asmalı, gazeteler her vesile ile yazmalı ve millî bayramların merasimini hazırlıyan heyetler neşrettikleri programlarda alay sancaklarının her vatandaş tarafından selâmlanav.&ğını ayrı bir madde olarak kaydetmelidirler. Öğrenmekte, maalesef, geç kaldığımız bu saygı ve sevgi vazifesini, irşat ve telkin suretile biran evvel halkımıza anlatmak lâzımd'.r. Ancak bu suretledir ki Türk sancağını h'rmetle selâmhj'an ecnebilerin yanında Türklerin aâzi açık bakışmı görmek £\cısınd?n kurtulabiliriz. M. Henderson, şimdiye kadar temas edümemiş olan ve acilen tetkiki icap eden hava kuvvetkri meselesini ve buna aat haziranda aknmiş olan karar suretini unutmamak lâzun geldi ğini flâve eylemektedir. Divan azasi, usul hakkındaki reylerini 20 teşrinisani içtonainda vereceklerdir. Deniz müzakereleri Londra 6 (A.A.) Dün M. House tarafından yapilan çok rukbin beyanat Londradaki Amerikan mehafilinde esassiz olarak telâkki edilmekte • dir. Bu mehaHle göre sirodi itilâf inv kânı Japonlann tekJiflerini tevdi et tikleri zamankinden daha ziyade uzaktır. Japonya, muhteKf zamanlardaki hu • susî mükaletneler esnasinda Vasington muahedesini sene nihayetinden evvel üga emek niyetinde olduğunu bfldirmiştir. Fakat bunu resmen tebliğ etmekte hiç aceleye lüzum görmemektedir. Bu tebligm en geç on bes gün zarfında yapiknası muhtemeldir. KiıııııııııııııııliilinillllllltllllllinillllllIinHinilUiıaımı Bakaloryada kalan Tarama dergisine Üniversite talebesi ulama hazırlanıyor Dün verilen haberin yanlış olduğu anlaşıldı Ankara 6 (Telefonla) Bugün buraya gelen Haber gaeztesind* bakaloryada kazanamiyan talebenia Ühususta lâzun gelen tebligatm Universite Refctörlüğüne verüdiği yazilıdir. Es« babı muctbesi de zâkredilerek bu karar ders senesi başlangicindan bir ay sonra verilmiş olmasina rağmen çok yerindedir, deniyor. Vekâlet talâhi yettarmakamlan, bu haberin nereden alındığmı bilmemekle beraber tama roen asilsiz olduğunu söylemektedirler. Bu sene bakaloryalarini veremiyenlerin UniversHeye alinmalari mevzuubahis değüdir. Bu hüküm mutlaktir. Yalniz geç • mis seneler zarfinda bakaloryalardan ikmaü olan bazı talebe bu derslerini bilâhare ikmal etmek üzere Universiteye devam ebneğe başlamıslardir. Mevzını bahsolan Vekâletin kararı bu talebelerin nihayet önümiizdeki hazirana kadar bakaloryalarini vermek mecburiyetinde olduklannm ve veremezlerae öinümüzdeki hazirandan Itibaren Universiteye ve yüksek mekteplere devam etmek baklarım kaybedecekJerinin Üniversite Ifektörlüğüne bildirmelerinden neset etmiştir. Cemiyet 300,000 cevabı tasnif ediyor Ankara 6 (Telefonla) Türk DiK Tetkik Cemiyeti merkez heyeti içtimalanna fanlasız bir surette devam ohnKlHMİir Merkez heveti bu içtima • larda tarama dergisine ulnma denilen bir zeyfl hazırlamakla meşguldür. Tarama dergisi bir anket mahiyetinde idi. Burada karsılıklan eksik veya yanlış olanlann büdirilmesi memleket bilginlerinden isteniyordu. Cemiyete 300 bine yakın olarak gelen cevaplar tamamen ilmî usullere istinaden tasnif edilerek tarama dergisine süratle bir ulama çıkanlması kararlaştınlrmştır. Bu ulama tarama dergismi mümkün oldugu kadar tamamlıyacaktır. Cemiyet bundan sonra söz seçimi işine gımecek ve bir kılavuz çıkaracakbr. Kılavuz her sözün tam karşılığım tesbit noktasından okur yazarlanmıza önayak olacakhr. Cemiyet diğer taraftan bine yakın ekleri misalierile beraber gösterecek bir eser hazırlamağa da başlamıştır. Iki tayin Aı&ara 6 (Telefonla) Maraş Sıhhat ve Içtimaî Muavenet mödürü Şevki Bey Mus Sıhhat müdürlügüne, Konya lisesi felsefe maallimi Nahit Cemal Bey Içel Maarif müdürlüğüiı» tayin edilmişlerdir. Yarınki Meclis içtimaı Ankara 6 (Telefonla) Büyuk Millet Meclisinin perşembe içtiınainda Fransa âyan ve meb'usan, Yugoslavya âyan meclislerinden gelen cevabî telgraflar okunacak müteakıben encümenler intihabatı yapilacaktir. Encümenler için hazirlanan ihtisas cetvelleri azaya tevzd edilmiştir. Meclise hükumetten gelen evrak meyanmda Beyşehirli Mehmet oglu Ahmedin öliim cezasma çarptirilmasi, tktısat Vekâletinin 9 3 4 bütçesndeki acık maasat faslina 10,000 liranin münakale suretile ilâvesi, hudut ve sahiller idaresi 933 senesi hesabı kat'isi, maaşatin tevhit ve teadülüne dair kanunun 5 inci maddesinde yazilı (roualhm) tabirinin müderrislere de şümulii olup olmadığinin tefsiri, tetkik ve tetebbü için yabancı memleketlere gonderilen memurlarm harcirah ve yevmiyelerinin memur harcirahı addile bütçeye konulan tahsisattan verilip ve • rilmiyeceğinin tefsir lâyihalari vard'r. Münhal meb'usluklar Ankara 6 (Telefonla) Münhal alb meb'usluk için gelecek hafta cuma günk intihabat yapüması muhtemeldir. Namzetler henüz tesbit edilmemiştir. Namzetler meyanında Şükrü Naili Pasa ile Husrev ve Kemal Zaim Beylerin bulunacağı söylenmektedir. Tramvay Şirketinin Nafıa Vekâleti aleyhine açtığı dava Ankara 6 (Telefonla) Tramvay şirketinin Nafıa Vekâleti aleyhine dava açması üzerine Şurayi Devlet lâyiyihanm bir suretini Nafıa Vekâletine gondermişti. Ahiren Vekâlet bu lâyihaya cevabmı vermistir. Nafıa Vekâletinin yeni binası Ankara 6 (Telefonla) N a fıa Vekâleti Yenisehirdeki binasına tasınarak ocada çalışmağa baslamıstır. önümiizdeki parşmbe günü saat üçte binanın açılma resmi yapilacaktir. pilacak fark var! Sen, Onunla karşı ;;;;;;{ Yazan r;;;; Mustafa Kemal karşıya oturu bu memleketi yorduk; torun Halit Zİya Uşşakizade kurtardığı, ona ve dede. To "" " " müebbet bir se run henüz yir lâmetin hücceti olarak Cuınmisini yeni aşmış, dede?.. »ahuriyeti verdiği zaman henüz yine ne lüzum var? Yirmi yaşında on yaşına gelmemiştin; meşrutitorun dedeleri nekadar olursa o yet senelerinde türlü inhilâl, ihtikadar... O, Cumhuriyet bayramı lâç, ihtilâl sar'aları arasında >uriçin balkona baştan başa asılacak dun ne acı günler geçirdiğini bilelektrik kordonlarını gözden gemezsin; o senelerde hiç bir yeni çirmekle meşgul. Ben, hınltıh bir hayat aşısı kabul etmiyen hasta bir sesle Londradan birşeyler söylememleket, malul bir saltanat idaremeğe çalışan radyoyu yarı dinlisinde nasıl kıvranıldığına vakıf yorum; daha ziyade, torunumun oradan oraya koşuşan parmakları değilsin... Hele ondan evvel, istibdat zamanının her dakikasında bir nı, dalgın, takip ediyorum. Birden kâse zehir içilen ömrünü hatta tasarih bir surette Londradan bir ses hayyül edemezsin. O zaman ben geldi: Dikkat!.. İkimiz de başlande senin gibi gençtim, bende de mızı kaldırdık, ve kulaklanmızı senin gibi taşmak ve coşmak ihtikabarttık: Tayyare yarışmı İngiyacmı duyan bir yaşın galeyanı lizler kazanmış, ve 2 gün, 22 saat, vardı. Fakat bizlerin gözlerimizde 58 dakikada Melbournea inmişler. vatanın hergün bir parça daha ölBen, sakitane, derin bir hayret meğe yaklaşan izmihlâlini görifade ederken o dudaklarını burmekten meyus bir karartı, alınladu, memnun kalmamış bir mana rımızda her acıyı çektikçe daha ile işine döndü. ziyade derinleşen bir endişe çizgi Ne o? dedim, memnun olsi, omuzlarımızda kaderin yummadın mı?.. ruklannı yedikçe daha fazla inen Çok geç kalmışiar!. dedi. Gü bir çöküntü vardı. Bütün o mes'ut lerek sordum: «Sen ilk kâşiflerin, olmak lâzırn gençlik, mahrumiİspanyolların, Portekizlerin o top yet içinde, fütur ve yeis arasında, raklara, o sulara nekadar zamanbedbaht memleketin toprakları üda ulaştıklannı bilir misin?» «Mazerinden matem gölgesi hüznile sallannı okudum» diye cevap vergeçip giderdi. Dudaklarımızda her di. Masal tabirini kullanıyordu. türlü emelleri mühürliyen bir korTekrar sordum: «Bugün en seri ku, kalplerimizde hiç bir ümide vapurlann oraya nekadar zamanimkân bırakmıyan bir düğüm, isda vardıklarını biliyor musun?..» tikbalin ufkunda tehditkâr bir akıBaşını kaldırmıyarak cevap verdi: betin aksini umduracak bir küçük «Bir ay diyelim!.. Vapur! Geçen ışık göremiyerek, idama sürükleasrın hükmü kalmamış bir yadinen masum mahkumlar teslimiyegârı...» tile ağır ağır, başlar öne sarkmış, arkadan «yürü!..» diye gelecek Bu cevaplan doğuran zihniyete tekmeleri bekliyen sırtlar kamburhayran olarak sustum, ve onu laşmış, biçare ömrümüzü son dabaşka bir tarafından yakalamak kikasına doğru götürür dururduk.. istiyerek yanm dakika sonra kenHalbuki siz, hür ve müstakil bir di kendime söylüyorcasına ilâve yurdun; birliğini, canhlığını buettim: «Şu radyo, ne şaşılacak larak emin bir atiye doğru koşan şey, havaların arasından bize nebir vatanın çocuklan; Mustafa relerden ses getiriyor?» Kemal Cumhuriyetinin bahtiyar Gene başını kaldırmıyarak ve evlâdı, evet, siz...» pek yavaş bir sesle: «Esîr arasınBeni tevkif etmek istiyorcasına, dan!.» diye tashih ettikten sonra bu dakikada Londranın Sovay Hobiraz daha açık sesle ilâve etti: telinden bir foxtrott havası geti«Çok geri kalmış bir icat. Haniya ren radyoya ıslıkla refakat edesesle beraber gelecek resimler?..» rek, sıhhatle, şetaretle, halinden, Artık susmak lâzım geldi. Bu istikbalinden hiç şüphe etmiyen vesile ile bir defa daha hüküm ver bir emniyetle, kendisine mes'ut bir dim ki insan mevcudun kıymetini, hayat veren cumhuriyetin şenlik ehemmiyetini tamamile takdir edonanmasını hazırlıyan bu bahtidebilmek için ondan mahrum geyar çocuk; geçmiş hastahklarmçirilen zamanı görmüş, tanımış, dan bahseden bu ihtiyar adama ahiç olmazsa, sonradan etrafile, deta bir sitemle baktı ve: «Aman, tafsilâtile öğrenmiş olmalıdır. Budede!. Bunlara ne lüzum var? nu düşünürken farkmda olmakSilin artık o hatıralan. İşte şimdi sızın mütalealarım cehrî bir şekil çocuklarınızı bahtiyar görüyorsualmış, ona hitap edercesine açık nuz. Bu lezzeti niçin acılara kanşsöylemeğe başlamışım: tırmalı?..» Diyerek ve elektrik kor« Ah çocuğum! dedim; Cum donlarını kucaklıyarak, gene o şen ıslığile ayağa kalktı; ve bu doğru huriyet bzayramı için ne şevkle, mantığınm muzafferiyet neşvesile ne neşve ile hazırlanıyorsun! Ben coşarak beni iki yanaklarımdan de seni ne derin bir hazla ve, öptü. ne dolgun bir itminanla seyrediyorum. Yalniz aramızda bir büvük HALİT ZlYA UŞŞAK1ZADE Arnavutluktaki Yunanlılara zulüm Tazyiklerin vahim hâdi* selere sebep olmasından korkuluyor Atina 6 (Hususî) Atina gazeteIerine Amavutlukta Yunan ekalliyeti ne karşı yapılan tazyiklerin devam etmekte olduğu bildirildiğinden bütün matbuat hükumetten Arnavutluğa karsı şiddetle hareket etmesinı iste mektedir. Ergiri civanndaki kasabalarda oldugu gibi Velonye taraflarında da Yunan ekalliyetine mensup çocuklar hükumetir Yunan lisanını tahdit edici tedbirlerini protesto maksadile mektrpleri ter • keylemislerdir. Atina 6 (A.A.) Atina ajansına göre, Amavutlann Epirlilere karşı yapmakta olduklan mezalim, halk arasında büyük bir hiddet uyandırmıştır. Epirliler, çocuklarını Arnavut nıekteplerine göndermekten çekmmektedirler. Gazcteler, Amavutlann bu hare • ketlerine karşı Yunan efkân umumiyesinde hasıl olan hiddeti kaydetmekte ve bu halin vahim hâdiselere sebebi « yet verebileceğini ilâve eylemektedir ler. 4 Türklngiliz ticaret muahedesi Aydında bir motokar yoldan çıktı Aydın 6 (A.A.) Bu sabah Aydından hareket eden motokar Germencik Resadiye istasyonlan arasında yoldan çıkarak devrilmiştir. On iki yolcudan altısı yaralıdır. Ordumuzu tetkike gelen Alman heyeti Ankara 6 (A.A.) Ordumuz ve askerî müesseselerimiz hakkmda trtkikatta bulunmak üzere sehrimizc gelmis olan Alman askerî heyeti şerefine Asım Pasa Hz. tarafırtdan Ankara Palasta bir ziyafet verilmistir. Kaymakam Yodle ile kavmakam Rode (Rhode) drn miirekkep olan heyetin mihmandarhğına kaymakam Nihat Bey tayin edilmiştir. Heyet azası ordunun misafiri olarak Ankara Palasta ikamet edecek ve ayın sonunda tstanibula giderek birkaç gün de orada kalacaklardır. 935 bütçesi Ankara 6 (Telefonla) Maliye Vekâleti tkincikânun sonlanna doğru 935 bütçesinin hazirlığina başliyacaktır. O zamana kadar 8 aylık varidat yekunları da anlaşilacak ve bütçe buna göre hazirlanacaktir. Vekâlete gelen malumattan tahsilâtm biitün meiılekete normal şekilde devam ettiği anlaşılmaktadır. IIngilt e ile Çin arasında er bir mesele Londra 6 (A.A.) Hükumet, Pekindeki sefiri vasıtasile Çin hükumetinin Youshang ile Pings'.ıiang arasında bir demiryolu insasını bir Alman kumpanyasına ihale etme • skıi protesto etmiştir. Hariciye Nezareti umumî kâtipHği, bu husnsu avatn kamarasına bildirmis ve henüz yapılan protestoya cevap alınmamıs olduğunu iliv« etmiştir. Yunan Iktısat Nazınnın Ankaradaki temasları Ankara 6 (Telefonla) Şehrimizde iktısadî müzakeratta bulunmak üzere kalmış olan Yunan Iktısat Nazırı bugün de alâkadarlarla temaslanna devam etmiştir. Müzakeratm persembeye kadar bitmesi ve Yunan nazınnın perşembe günü hareket etmesi muhtemeldiz. Dostluk telgrafları Cumhuriyetimizin 11 inci yıldönümü münasebetile Hariciye Vekili Tevfik Rüştü Beyle Sovyet Rusya, Iran ve Çin Hariciye Nazırlarile Ankaradan Belgrada avdet eden Yu goslav Nariciye Nazır muavini M. Puriç arasında samimî telgraflar teati edilmiştir. Londra 6 (A.A.) Avam kama rasında Türk • İngiliz ticaret müna • sebetlerine dair sorulan bir suale ticaret nazın M. Runciman şu cevabı vermistir: «Bundan birkaç ay evvel Türk hükumetine bazı tekliflerde bulunmuştuk. Türk hükumeti geçenlerde bize mukabil teklifler yapmıştır. Bu mukabil teklifleri tetkik ediyoruz. En kısa bir müddet içinde memnuniyeti mucip bir tesviye tarzı bulmak için her türlü gayret sarfolunacaktır. Siirtte feci bir kaza Siirt 6 (A.A.) Garzana gitmek te olan bir kamyon devrilmiş, bir kisi ölmiiş ve altı kisi yaralanmışbr. < Mısır kabinesi istifa etti tskenderiye 6 (A.A.) Kral Fu» at kabinenin istifasını kabul etmiştir. J