Casuslar Arasında 166 Nakili: A. DAVER f Şehir ve Memleket Haberleri ) Seyyahların parası mni ? tCamhzriyet Siyasî Fransız kabinesi ösyö Dumergin riyasetî altındaki millî birlik ka* binesi, Staviski rezaletila hâkim Prensin esrarengiz bir suretre katlinden heyecana gelen ezhanı ya^ , tıştırmak, fırkalan uzlaştırmak, biıt< çeyi düzeltmek ve kanunu esasiyi hükumet kuvvet ve salâhiyetini artn rarak kuvvei icraiye ile kuvvei teşriiye arasında muvazene husule getiri mek maksadile değiştirmek gibi m'w him vazifelerle mevkii iktidara gel« misti. Son umumi meclisler intihabatı neticesinde hükumetin bu işlerc devam edebilmek için efkân umumıyenin itimadını haiz olduğu anlaşılmış, mevkii bir derece daha sağlam laşmıştı. Fakat Marsilyadaki menfur cinayet Fransanın haricî siyasetini zâfa uğrattığı gibi dahilî vaziyetini daH tehlikeli yeni bir buhrana maruz bırakmıştır. Kral Aleksandrla refakatine memur Fransız devlet adamlan» nırı muhafazası hususunda Frans'Z emniyeti umumiyesi tarafından kâfi ve müessir tedabir ahnmamış olrnn» sı, Staviski ve hâkim Prens hâdiselerinde zabıtanın ihmalini gören efkSn umumiyenin zabıtaya ve adliyeye karşı duyduğu eski infialin yeniden alevlenmesine sebep olmuştur. Bu hiddet ve infialden emniyeti u« mumiyede temizlik ve ıslahat yapması beklenilen Dahiliye Nazın M. Saroya da hisse aynlmıştır. Mumaileyh Kral Aleksandnn muhafaznsında ihmal ve dikkatsizliği gorülen emniyeti umumiyenin büyük ve kîi« çük memurlannı derhal azletmek suretile tecziye etmişse de bir de^a heyecana gelen efkân umumiyeyi teskin etmek kabil olmamıştır. Adliye Nazın M. Şeron da daha Marsilya suikastinden çok evvel Alsas Lorende gezerken Staviski rezaletinde alâkası olduğu iddialarının tesirile hasmane nümayişlere maruz kalmıştı. Paris sokaklannda iki nazınn, ecnebi mültecilerin ve komünist gazetesi Humanitenin aleyhinde yapılan ve zabıta kuvvetleri tarafından cebir ve şiddet istimalile dağıtılan nümayişler hükumetin mevkiini büsbütün zâfa uğratmıştır. Bu hâdiseler karşı•ınd» Jcabinenin k«>yeti ıvnı»«>.;>«»H» istifa eylemesi 2 şubat hâdiselerindeki anarşiye ve dahilî harp tehlikesine tekrar yol açacağından pek mahzurlu bir tedbir olacaktı. Dahihye Nazın M. Saro vakit geçirmeksizin istifasını vermekle hükumeti istifa etmek mecburiyetinden kurtar* mış ve M. Dumerg dahi Marsilyadaki suikaste kurban giden M. Bartu ile kendiliğinden çekilen M. Saronun yerlerine arkadaşlarından başkalannı tayin ederek kabineyi yerinde tutmuştur. Bu tadilâttan sonra Adliye Nazırî M. Şeronun dahi istifasını vermı? olması millî birlik kabinesinde halkın itimatsızlığını ve infialini celbedecek 8İma bırakmamıştır. M. Bartunun yerine uzun müddet başvekıl ve hariciye nazırlığı yapmış olması itibarile en ziyade tecrübe sahibi Müstemlekât Nazın M. Laval getirilmiştir. Dahiliye Nezaretine dahi gene radikal sosyalistlerin adamı M# Marchandeau tayin olunmuştur. Adliye Nezaretine âyandan biri getirilmediği takdirde en yüksek bir adliye memuru tayin olunacaktır. M. Dumerg bu tadilâtı sağ ve sol fırkaların kabinedeki en nafiz adamlan olan M. Heryo ve Tardiyö ile danışarak yapmıştır. Bu suretle Fransadaki millî birlik kabinesi mühim bir vartayı kolaylıkla atlatmış bulunuyor. Kabine gayet nazik ve mühim olan vazifelerine kemali sükun ve huzurla dev^m edebilecektir. MUHARREM FEYZl Yeni bir usul! fpekli kumaşları kaçırmak için teyelliyorlar Son zamanlarda, memlekete îpekli kumaş sokmak istiyen bazı yolculann buldukları »ekil nazari dikkati celbedecek derecede çoğal rmştır. Bu kimseler, ipekil kuma» > lan, teyelleyerek bir eteklik veya eibise «ekline sokmakta, gihnrük ten bu suretle geçirmek istemektedir. Bittabi teyeller söküliince kn mas meydana çıkmaktadır. Limanımıza gelen Prenses Marya vapuru yolcularmdan bir kadının üzerinde de ba şekilde teyellenmiş ipekli kamaş bulunduğundan, ka • dirı ihtısas mahkemesine verilmis • tir. Bundan başka gümrük muhafa • za raemurlan ayni vapurun kamarotu Leonidanın da yolcu salonun • da üsrünü aramHar kaçak konyakla, bir benzmli çakmak yakalamı»lardır. Trablussamdan gelen Tlgaz va • puru kamarotu Osmanm üzerinde de ipekli sehpa ortüleri ve kadm çoraplan bulunmuştar. Maliyenin bîr kararile Kitabın boş sahifesindeki îğne delikleri, Londra vize işi de haüedildi hava müdafaasının kiiçiik bir plânını gösteriyordu! Memleketimize gelen seyyahlara Casus Amerikalı gazeteciler Pickardı tevkif eden polis müfettişini, Georges Vaux Bacon isminde bir Amerikah gazeteciyi tevkif içın Dubline gönderdim. Bu gazetecinin faaliyet ve harekâtı 1916 senesi sonlannda vahim şüpheler uyandınyordu Amerika gazetelerinin muhabirleri, harbe iştirak etmiş olan bütün memleketlerde seyahat ediyor, alelâde vatandaşlara gösterilmiyen bir çok şeyleri, onlann görmelerine müsaade ediliyordu. Büyük Amerika gazeteleri, ecnebi memleketlerine gönderdikleri muhabirleri seçmekte büyük bir dikkat ve itina gösteriyorlardı. Ancak 1916 senesi nihayetlerindedh ki bunlardan bazılan tngilterede şüpheyi celbetti. Bu eanada Holandada bulunan ve R... harfile işaret edeceğim bir Amerikan gazeteciai hayli ağır şüphe altında idi. îngiltereye yahut bir müttefik memlekete ayak basar basmaz, tevkifine karar verilmişti. Biz onu beklerken ağımıza Bacon düştü. Bacon, Nevyorkta bir matbuat acentastnın mümessili sıfatile bir müddettenberi İngilterede bulunuyordu ve günün birinde Rotterdama gitmek için müsaade istemisti. Londradan aynlmadan evvel Rotterdamda bir adrese mektup yazarak Londradaki adresini bildirmişti. Onun Rotterdamda mektup yazdığı yer, bizoe bir Alman casusluk merkezi olarak tanınmıştı. Bundan ba%* ka Bacon, Amsterdamda, şüpheli bir adama mektup yazmıştı. Bu mektupta bazı kelimelerin altlan hafifçe, belli belirsiz çizilmişti; fakat bu mektup sansürün elme geçtiği zaman Bacon, Ingiltereyi terketmiş bulunuyordu. Şimdilik onu Holandada tarassut ettirmekten başka yapacak şey yoktur. Çok geçmeden Baconun, meslektaşı R... ve başka süpheli bir Amerikalı ile temas ettiği haberi geldi. 3 teşrinisanide Bacon tekrar lnsütereye döndü. Hemen beni ziyarete gelerek, Holandada iken Alman casusluk teşkilâtına girmesi için kendisine müracaatler vaki olduğunu ve tabiî, bu teklifi nefretle reddettiğini söyledi. Bunu bana haber vermekten maksadı, hakkında uyanmış jüphelerimiz varsa onlan defetmekti. Dikkatini celbetmeden gizlice eşya•ını araştırttım. Londrada birkaç saat kaldıktan sonra, bütün ıngiltereyi dolaştı. Arasıra Nevyorka makaleler yolladı, sonra, İrlandaya gitti. Adamlarım, kendisini adım adım takip ediyorlardı. O, İngilterede dolaşırken, Holandada yaptırdığım tahkikat neticesinde, vaktile bazı kelimelerinin altı çizilmiş olan mektubu gönderdiği şüpheli adamm, bîr Alman casusu olduğu tahakkuk etti. Polis müfettişim, Baconla beraber İrlandaya giderek Dublinde onulna ayni otele inmişti. Bu otelde Nevyorka dönmeğe hazırlanan başka bir Amerikalı gazeteci daha oturuyordu. İki meslektaş beraber yemek yediler. Polis müfettişi, elinde henüz kâfi delil olmadığı için, Baconu tevkif ettirmeğe teşebbüs edemiyordu. Nihayet ona, kendisile beraber Londraya polis müdiriyetine gelmesini teklif edebilirdi; fakat müfettis daha iyisini yaptı. Gazetecinin oda kapısmı çalarak içeri girdi ve eşyasını aramak için müsaade istedi. Bacon, zabıta memurunun bu teklifini Amerikalı soğukkanhlığile. fakat memnuniyetsizlikle karşıladv Buyurun araymız, dedi ve memur vazifesini ifa ederken ona Londranın hava hücumlanna karçı müdafaası hakkında bir makale yaznıak istedigini söyliyerek bu hususta malumat ve tafsüat istedi. Eşyası arasında ve odasında şüpheli niçbirşey çikmadı; fakat memur, tuvalet masasınm üzerinde bir manikür takımı durduğunu gördü. Sonra, gazetecinin ellerine baktı. O, ellerini göstermemek ister gibi, arkasına kavuşturuvermişti. Lutfen ellerinizi gösterir misiniz? Elierim kirlidir. Seyahatten yeni geldiğim için henüz temizlryemedim. Zaran yok, bir göreyim. Gazeteci ellerini uzattı. Bu eller ömründe manikür görmemiş bakım* sız, kirli ellerdi Halbuki masanın üzerinde mükemmel bir manikür takımı duruyordu. Ellerine hiç bakmıyan bu adamm masası üzerinde manikür takımma ne lüzum vardı. Manikür kutusunun yanmda da varı boş bir şise duruyordu. Bu, ne sisesi> Tırnak cilâsı. Müfettis, müstehzi bir bakısla gazetecinin evvelâ tırnaklanna, sonra yüzüne baktı.. Cilânız iyi cinsten ohnıyaeak ki tırnaklannızı hiç parlatmamış, bir başka cilâ kullansanız... dedi. Filva ki şişenin içindeki su yanya inmiş, yani kullamlmış olduğu halde, Amerikalı gazetecinin tırnaklarında eski veya yeni sürülmüş cilâdan eser yoktu. Zabıta memuru, bu şüpheli eilâyı bulduktan sonra, daha înce bir muayeneye lüzum gördü. Gazetecinin cebinde bir kitap vardı. Cebinizdeki kitabı verir misiniz? Müsaadenizle tetkik etmek istiyorum. Amerikalı kitabı uzattı. Bu kabının üzerine kâğıt geçirilmiş bir romandı. Romanın birinci sahifesinden evvelki boş sahifede bazı iğne delikleri vardı. Bu deliklerin manikür kutusundaki aletlerden birile yapıldığı anlaşılıyordu. Memur, bütün bu eşyayı topladıktan sonra Bacona: Benimle beraber Londraya polis müdiriyetine kadar gelmenizi rica ederim, dedi. Gazetecinin bu teklif karşısında fena halde bozulduğu ve canı sıkUJ dığı görülüyordu; fakat hiç sesint çıkarmadı, hiçbir itirazda bulunmadı. Yalnız, meslektaşlanndan birine bir pusla yazmak istedi. Kâğıt, arayormuş gibi yaptı. Aksi gibi kâğıdım da kalmamış. Romanımın boş sahifesi işimi göriir, dedi. Müfettis gülümsedi. Hayır, dedi, güzel romanınızı yırtmağa lüzum yok. Belki bir gün isinize yarar. Ben, size not defterimden bir kâğıt veririm. Bu cevap üzerine Bacon fikrini değiştirdi: Pusla yazmasam vda olur; o kadar ehemmiyetli birşey değil! dedi. (Mabadi oar) Postanedeki gürültü Bir karumiz yazıyor: € Muharrir bey, Bugünlerde mektup veya telgraf vermek içm Yenrpostaneye bılmem hiç girdiniz mi> Gırmedinızse ben size anlatayım: Kocaman avlnnun orta yerine bir oda yapılmıştır. Burada mekruplar damgalanıyor. Yedi, »ekiz damga raiıhürunun hep biıden çıkardığı gıi« niltüden memurlarla konuşmanın, lâf anlatmamn imkânı yoktur. Bu gürültülerden memuıUnn, gunün birinde, sağır olup olmıyacaklannı bı' mem ama, sersem olduklan muhakkaktır. Bu gürültü, mektup ve tel graf işlerinde birçok yanlııjlıklara »ebep oUbilîr. Halbuki eskiden po« ta memurlanna, mektupları yanın daki metrmra içtttirmiyeeek kadar yavaf damgalamalan için vcrilmiç bir emir vardır. Bu emrin tatbîk edilmesi hususunda alâkadarların naza • rı dıkkatını celbetmenızi nca ede rim > Kariknizin hakkı var. Şehird* girültü Uf mücadele edildiği su sıra da memurlarla halkın istirahati ve hnhsirf S: isin selameti namu&a Pos tanedeki bu gürültüyü bertaraf et mek v« Postane saloaanu bir dö kümane halutden çıkarmak lâzımdtr, oıyor uz. azamî kolayhk göstermek üzere yeni yeni tedbirler alınmaktadır. Yoclularm, gürarük salonunda bekletilmemeleri için pasaport muayenetinin Izmirde yapılmasına, bir taraftan devam edihnektedir. Diğer taraftan seyyaklann beraberlerin • de olan paraara viıe muamelesi mesele«i de halledilroiftir. Seyyahların müfarekatlerinde, paraları için kambiyo naüdürlüğün» den müsaade almalan Ifizım geh > yor<hı. MaJiye Vekileti bu işi tetkik etmif, pasaportlarda yazih para miktanntn esas olarak nazari itibara aluunasma karar vermif, keyfi • yeti d"« alâkadarlara bildirmifth*. Bu senenin son teyyah vapura Tesrinisanmia birinde ltalyan bandırah Vulkania vapurile tstan bula 1765 »eyyah gelecektir. Sey • yahlar meyanuıda birçok ttalyan meb'uslan da vardır. Kif mevsimi münasebetile ilkbahara kadar bas» ka »eyyab vapuru gelmiyecektir. Bana mukabil 1935 senesinde »eyyah akınınm çok canh olaeagi fîmdi • den anlaşılmaktadjr. Nitekim »imdiden (obat ayııvda gelecek seryahlar için tstanbul otellerinde odalar tutalmaktadır. MÜTEFERRtK Tttrk Ginekoloji cemiyeti toplantısı Kadin hekimlerimiz tararmdan kurulan Türk Ginekoloji cemiyeti, yaz tatiluvden »onra ilk toplantısı • nı, Cağaloğlunda Etıbba odasında yapmış re yeni idare heyetini »eç mistir. Birinci reislige Keaan Tevfik B., ikinci reuliklere Refik Münir Pasa, Ali Esat Bey, umumi kâtipliğe de Ahmet Amm Bey intihap olunmut • tur. Cemiyet eskisi gibî her ay toplantılanna muntazaman devam edecek ve kadm hekimliğini alâkadar erfen fennî meselelerle meşgul olacakhr. ADLİYBUE Heroin fabrikası mı, Sirkeruhu imalâthanesi mi? Bir «roin fabrikası kump «roin satmaktan suçla Asaf Beyle, Ma • dam Afro, Karlo, Parathno, Haralambo v« Salamon Eekinazmin mukenelerinde 9 uncu ihtısas tnah kemestnde diin de devam ediknistir. Bir s«nedenb«rt devam eden ba muhakemede, maznunlar, tesuatın eroia çıkarmak için değil, asitasetik (sirk* ndra) istinsal etmek fizere kurulduğnnu ifade etmektedirler. Müddennnumî evrakı mütal«aya r mış olduğundan muhakemeye 31 tesrinievvekle devam edilecektir. D02TU degil mi? Yeni Rus Elçisi Karahan Yoldaş cuma günü geliyor Memleketimize gelmek Szere Moskovadan hareket eden yeni Sov» yet sefiri Karahan Yoldaf Var«ova ve Bükres tarikile cuma günü tt • tanbula muvasalat edecektir. Yeni seiirle beraber bundan evvelki » • raretlermde Karahan Yolda^a refakat etmiş olan Hariciye Komiserliği sark fobesi erkimndan ve iyi Tttrkçe bilen M. Poliakof U 1 »tanbula gelecektir. Karahan Yolda» şehrimizde iki gün kaldıktan «oar* Ankaraya gi • decekttr. Seiirle beraber gelen M. Poliakofan sefaret bafkitiplifine tayin edildiği söylenmektedir. Tramvay Şirketile müzakereler Tramvay sirkerJnin itirazlan Şurayi Devlet Urafmdan tetkik edil mektedir. Tetkikattan »onra davet vaki olur olmaz murahhaslar Ankaraya giderek Nafıa Vekâletüe müzakereye girişeceklerdir. Ahiren Belçikad'an gelen umum müfetti» • Ierden M. Mautner de murahhas larla beraber Ankaraya gidecektir. Şehzade tramvay kazasının muhakemesine başiandı ) Bundan birkaç ay evvel Şehza î debasında bir tramvayla. bir ototno I bil çarpısmif re ba kaza neticesin* j de tngiliz seyyahlanndan Madam î Neli İMninde bir kadm ölmüftü. Ba | kazadan mes'ul tatulan vatman { Mehmetle şoför Kegamın muhake ı melerine dün Ağvceza mahkeme • sinde baslanmış; tramvayda bulunan bazı kimselerle o civardaki dükkin sahipleri »ahit sıfatile dinlenmisür. Şahitler tramvayla otomobilin na •ıl çarpiftıgım anlatmıslardn*. Suçralarm Tekilleri müekkillerinm bes aydanberi tnevkuf olduğunu ileri •ürerek tahliye edilmelermi iste mi»Ierdir. Fakat daha dinlenecek on iki şahit balandugundan bu ta • lep reddedilmiş ve mevzuubahı şahitlerin celbi için dava talik olunmuftur. MAARIFTE ŞEHİR İŞLER1 Fırıncılar unları karıştırıyorlar Vilâyete fırmcüar hakkında bir şikâyet vaki olmus Vilâyet te bu »ikâyeti alâkadar makamata gön • dermiatir. Buna nazaran bir kıtım frrmcılar ikrnci nevi unun muamele vecgisi daha az olduğunu ,dü«ünerek ekmekleri bu undan yap makta veyahut bu navi onu bkmci nevi unla fazla miktarda ka • nftrrmaktadırlar. Bu »ikiyetler hakh görülmüs ve icap eden muame • leye ghâsilmistir. Köy çocuklarının boy ve agırlıkları ölçülüyor Maarif müdürlüklerine gelen bir tamimle Vekâlet, köy mekteplerinde o • kuyan on ve on bef yaşlan arasuıdaki talebenin boy ve sıkletlerine dair bir istarirtik hazırlanmasuu istediğinden ilk tedrisat müfettisleri köylere giderek çocnklann boylarnu ve sıkletlerini ölçmeğe başlamiflardır. Ecnebi ve ekal • liyet mekteplerindeki talebenin de boy ve sıkletleri olçülecektir. Maarif Vekâleti ba Utatisrikleri FDka Grupuna verecektir. Büyük Millet Medisi açüddctan sonra Fnka Grupu fevkalâde olarak toplanacak ve ilk tedrisat vaziyetmi tetk9c edecektir. ÜNİVERSİTEDE KadıköyModa tramvay hattı Kadiköyle Moda ve Fenerbahçe a • rasmda yapümakta olan tramvay yo • ra insaan bir iki güne kadar tamamla nacakhr. Tetrinievvelin yirmi beşinci gSna bu iki mmtaka arasmda Qk tec rübeler yapılacak ve bu hatlarla bir • lncte bütün »ebekede tramvay seferle ri 29 tefrinievvel Cumhuriyet bayra • mında resmen küfat edilecektir. Bu • nuo içm büyük bir program hazırlan • mısur. ^^^M+^k+^g^^v Ziya Gök Alpın lOuncu ölüm yılı 24 tesnnievvel büyük içtimaiyatçımız Ziya Gök Alpin ölümünün onuncv senei devriyesidir. Millî Turk Talebe Birliği o günii büyük Türk »air re içtimaiyatçısınm mezan basmda bir anma merasimi yapacak ve buna bütün yükıek tahsil gençliği iştirak edecekt». Hasan Ali Bey gitti Bir müddettenberi sehrimizde bulunan orta tedrisat umum müdürü Hasan Ali Bey dün Galatasaray Lisesine gi • derek geç vakte kadar h'se işlerile msşgul olmuş, ak«am benile Ankaraya bareket etmiştir. Bir Hint^tiîozofu geldi Hindistamn meshur filozoflanndan Şeref Han dün Paristen tstanbulr. gelmistir. Hintli filozof zev • cesile beraber tstanbulun tarihî mahallecini ge;dikten sonra memle keti olan Bombaya gidecektir. Kâzım Paşa Hz. dün Anakraya gittîler Hukukve Edebiyat Fakültelerinde dersler başlıyor Inhisarlar Vekili Gümrükler ve tnhi»arlar Vekili Rana Bey dün sabah günrüklere gelerek bir müddet mesgul olrnu* tur. Universite Hukuk ve Edebiyat fakültelerinde derslere bugünden Hibaren baslanacaktır. Hukuk fa • külteainde imtihanlar dün bitmistir. Fakültelere yenkien girecek nam • zetlerin yazıhna ifleri de düo nihayetlenmiştir. İsmet Paşa «Yüni$» fabrikasında Müessif bir irtihal Tekirdağ meb'usu Cemal Beyin bacanağı »üvari miralayhğmdan mütekait ve Emlâk Bankasi memur» larından Hakkı Bey vefat etmiytir. Cenazesi bugün saat 11,30 da Cerrahpasa hastanesinden kaldırı ' lacaktır. LtMAISDA Bir Ingiliz kruvazörü geliyor Cumartesi günü lünanımıza bir Ingiliz talim kruvazörü gelecektir. tki gün limanımızda kalacak olan kruvazörün futbol takımı pazar günü stadyomda Fenerbahçe ile bir maç yapacaktır. Fransız gemileri gittiler Bîrkaç gündenberi limanımızda bulunan iki Fansız torpito muhribi dün Beyruta hareket etmistir. Cumhuriyet | Nüshası 5 Kuruştur MALIYEDE Medis Reisimiz Kâzım Pa*a Hazretleri dün Eyüpteki lâstik fab . rikasını ziyaret ederek faaliyeti yakından görmüşler ve teknik izahat almışlardır. Paşa Hazretleri akşam üzeri Ankaraya hareket et mişlerdir MecHs Reisimiz Haydarpaşada birçok zevat tarafından tesyi olunmuştur. şeraitii j Türkiye iç« Hariç için Şefik Bey Ankaraya gidiyor Maliye Vekâleti milli emlâk umum müdürlüğüne layin edilen pul müdürü Şefik Bey persembe günü yeni vazifesine baslamak üzere An karaya gidecektir. İJasvekil İsmet Pasa Hazretleri Ankarada «Yünis» in fabrikasmı ziyaret etmislerdir. Resraimiz Başvekil Pasayı bu ziyaret esnasında fabrika müdürlerinden izahat alırlarken göste?iyor< Senelik 1400 Kr. 170Ö rİ Altıaylık 750 1450 Üç aylık 400 80Û Bir aylık 150 yoktur