4Teşrinievvel •Cumhariy* ŞEHNAME MÜNASEBETILE TELGDAF UABgRLEBİ Deniz konferansı Bir izah Firdev*i omsu tran, dündenberi, büyük evlâdı (Firdev«i)nia bininci yddHnümünü kutluluyor. Bu ün verici münasebetle, Tahranda yapılan gösterifli senliklere, medent «lemin db'rtkBşesindeıı yetisen kültür elçileri de katıJ«JJar. Çijnkii Firdevsinin dehası ve sohrrti, bir tek milletin ve bir tek memleketin çerçevesi içine sığacak dehajardan ve şöhretlerden değildir. Tuslu sairin ölmiyen eseri, ifte on a> «ırdanbtnidir, Lütiin dünya ufuklannı aarmıa, bia yıldır uyandırdığı hayranlık, bir çığ giM, giHikçe büyümüştür. Ebiilkasım Firdevsi Milâdm 9 3 4 <faıcü ve Hieretin 322 nei yıhnda, tranm Tus şehrine yakın Şâdap koyünde doğdu. Babasının hali, vakti iyi idi; oğluna, o zamana göre yüktek bir tahul ve ter* biye verdi. BUbasta, ona Arap düini v t Arap edebiyannı öğretti. Bu noktayı hassaten kaydediyorum. Zira, tran edebiyatma en mtikemn»»! cevahirini armağan edtn ulu saİr, 60,000 muradan mürekkep (Şehname) unde, belki an* eak vüı kelime arapça kullanmış, o env saisiz kasideyi tran dilîle terennüm etmek taasnbunu göstermiştir. Firdevsiyi meydana çıkaran, onun, azametli bir kartal kusuna benziyen d«« hatma lâyık olduğu asumam bazırh * yan Gazneli Mahmut nammdaki Türk hükümdar olmustur. Garoeli Mahmut, bizzat şair ve edipti. EH kalem httan, dfli naıma yakışan vtialeree kisiyi §araymda barmdmrdı. Firdevsiye de bun • lar arasmda bir yer verdi; ve tonra, ona, tranm sehamet destanmı yazmak gibi ağır fakat şerefli bir vuife tajunîl ettî. tste, meşhur (Şehnam*) budur. Firdevsinm, Gazneli Mabmudun yı • ğmU iyiliklerine nankoree mukabeleti bu büyük şairtn terc&meihalînde kapkara bir fasıl teskil eder. Filhakika Fir • devsi, bfa* para meselesinden dolayı kızmış olduğu velinimetini pek çirkin bir tarzda hiciv etmiştk Fakat Gazneli Mahmut, Tuslu şai • rin bu suçunu, gene onun dehasma bağıtladı ve affetti. Ve Mahmudun bu âlicenabant hareketidir ki, yalnız trana değil, butün dünyaya, f^hnama gibi bir edep hastnMİ kaaandudı. Firdevsmin, eserile, trana ettiği hizmet çok bflyüktür. Bunuq ehenuniyet ve azametine en büyük delfl, aradan bm yıl geçtiği halde, bugün yapılmakta olan ibtifal ve bu ihtifale bütün bir medeni* yet dünyasuun derin bir saygı ite işb' • rakidir. Ve bu da blze gBsteriyor ki, büyük fairlerin de bir memleketin, bir mille tJn şShretmi yükseltmek, onlara dhan camiası içinde bir mö»tema raevld ver* mek hususunda muhim roBeri vardır. Çünkü milletler yahnz fUtnhatile değil, kültürlerile de t»rihe yerleşirler. Firdevst, bu hakikati bizrct idrak et« mis oUcak kiı «Acem zinde kerdem bedin Parisî!» Yani: «tran dilile terennüm eylediğim bu e*erle, trana «an verdkn!» diyor. Bm yıldnr aerresine balel gelmiyen şohrebie, hie stinhenz, sair, Şehname amde övmüş olduğu fatihlerden ziyade Jrana fer vermiştir. Bu binrncî yıldonümüna traniı doıtlanmız eekadar tantanalı bir aurette kutlufasalar, yen'dir. ERCÜMENT EKREM HEM NALINA MIHINA Müderris Ferit Bf.ye cevap Mülga Darülfiinun müderrislerinden Farisi edebiyau muderrUi mubterem üs* tat Ferit Beyefettdinin Cumiıuriyetteki mektubunu gördüm, bu mektupla ü*tat benim Fb'devsi hakkında yaz dığım makaledeki bir hatartn tashih etmek lutfunda bulunuyorlar. Ben makalemde Firdevsinip birçok Iisanlara tercüme cdilmiş olduğunu kaydederek tijrkçeye benöz bir tek fasiıntn tercüme edilmediğini yaznuatım. Ustat Fardevsinin türkçtye birUi mansuro, biriai de menıur olmak üzere iki tercümesi olduğunu götteryorlar. Çok tefekkür ediyorum. Fakat mösaadeierüe benim «fasd» ve «tereüme» den ne anladığımı arzedeyim. Bütün Şehname ayn ayn üç faııl dan ibaretb'r. Birisi eserin dibaeesbı • den baalıyarak Feridunım dSnyayı üç oğlu arasında bo'lmejine kadar devam eder. tkuıcîsi bu taksimden başhyarak is* lâmiyetin zuhuruna kadar devam eder. Üçüncü*ü de ondan sooraki lama • na aittir. Muhterem üstaduı yazismdan da anlasddıgına görte gösterdikleri tercü • meler bu üç fash tam olarak ibtiva etmiyor. Aynl zamanda da hangi fasb tam ibtiva ettikleri de kaydolunma • mıttır. Acaba mubtelif fuülardan muhtelif parçalar mı tercüme edümistir? Çünkü bundan evvel d« biliyorum ki türkçenin muhtaüf labçalerinde olduğu gibi birçok »air Usanlarda da Şehnameden parçalar alınıp ayn ayn tercüm* edilmiftir. Btn bir ttk fasd dediğim zaman bilhassa biz Türkleri alâkadar eden fcinci faslı murat etmistun. Tercümeye gelince; ti«tat ta kabul ederler ki terc&me var, tercümecik var. Bilbassa Fb'devsi gibi bir dehanın vüeude geb'rdiği bir edebt abidenin ter • cümesi her kifinm isi değüdir, Şekspir gibi, Dante gibi, Göte gibi, Homar gibi, Vujü ve saire gibi büyük debala • rın tercümeleri tefsirsiz, komantersis (Commantaire) yapılamaz. Çünkü bu dehalar eterleriode birçok felseft, dinî, Hiyadî, tarihl, ırkî noktalara temas • > dorler. Bu noktalar aydmlatılmadtkça, eser aniasılamaz. Alelhusus ki F b d e v sî eserinde bu gibi noktalan eaki tabir* ler, nbjahlar, ve kalimelerla ifad« etmisür. Bu eserin okunmasmm bila ne kadar güç olduğuna üstat hcrk««ten iyi bilir. Acemlerin kendî aralarmda büe bu eseri okuyup anlıyanlar pek azdır. Avnıpaya gelmce malumdur ki Şehname Avropa dariilfünuniarmda tefsir tar • zmda tedris edflir. O halde Firdevsiden dört yüz «ene sonra, yani bugün en • kazlar altmdan çıkanlan eski tran me • deniyeti tamamea çökmüs olduğu bir zamanda yafamif olan DiyarbeldrH Şerifmin Şebnameyi anlıyarak tercüme, bam de manzum olarak tercüme etrnif olduiıı güçlükle kabuJ edilebilir. Üs • tadın göaterdiği ikind mütercim o ka* dar meçhuMür ki iamini bfle kaydet • nu'yor. Şebnameyi takliden ve Firdevsi naıraaa mobteUf Usanlarda, katta farisinin kendüinde niee eaarler eık • mısbr. Şöyle ki hakikî Firdevsiyi elde etmak büe bugün pek güç ohnuftur. Bize göre bu gibi eserler tercüme edilirken ilk <art ümî ve edebî salâ biyettir. Bundan maada bizce Şehname gibi bir abidenin bir tek adam tarafmdan tereümesi hnkânsızdır. Onu yalnız «alâhiyetli intanlardan mürek kep bir heyet basarabilir. Nasü ki Fransızlar, Abnanlar, tngüizler, ttal yanlar da büyle yapnnşlardır. Fran • ttz heyeti eser üzerinde tan> otuz üç aene çahsnısbr. Maamafih üstat zannetroesinler ki ben bu satuIan kendi hatamı kapat Londraya giden Japon murahhası, vazifeginin Vaşington ve Londra muahedelerinin feshini bildirmek olduğunu söylüyor Seattle (tngiltere) 3 (A.A.) Lcndrada ihzarî deniz raüzakere • lerine iştirak edeeek olan Japon murahhası Amiral Yamamoto, roat buata beyanatta bulunarak, vaıifesinin, Vaşington ve Londra bahrî muahedelerinin feshini bildirmek ve dünya sulhu için yeni bir plân teklif etmek olduğunu söylemiştir. I Mumaileyh demiştir ki: ' c Amerika ile tngiltere bu feahîn hakikî sebeplerini öğrendikleri zaman raünasebatımızdaki pürüzletr ortadan kalkmakta gecikmiyecektir. Japonyanın sulh plânı tecavüz silâhlarınm azaltılraası esasına müs • teahtir. İdealimü, milletlerin kendi selâmetlerini temin ecedek kadar silâhlara malik olmalan ve başka memleketleri tehdit edebilecek miktarda sil&h bulunduramamalandır.» Seattle (tngiltere) 3 (A.A.) Amiral Yamamoto, kendUüe mülâkat eden bir gazeteciye, Japonya Ue Sovyetler arasında halen mevcut ihtilâflann, harbetmete haeet göstenneksizin, hal • ledilebilir olduğunu sSylemiştir. r Bulgarlara teşekkür etmeliyiz! eğer Bulgarlarm Trakya teŞ 4 kilâtının yalnız bir tanesi ÛM infisah veya tefessüh etmişv başka bir tanesi yasıyor ve Trakya ga «j zetesini de çıkarmakta devam ediyer * RUIŞ! Bu gazete, YugosUvya Krabnoı Sofyayı ziyareti üzerine, 1912 de O* * manlı laltanati aleyhinde gizlice kufulaj) Bulgar * Sırp ittifakınm hatıralanns ÜW, ya etmek Uter gibi, bîr makale yazmujj Bu makalede, Trakya mültecüeri cemjvf yeti azası, önümüzdeki sene içinde daJuf büyüii bir faaliyet göstermeğe davaf edilmektedir. Trakya gazetesnun ma • kalesinden aldıgunu şu fıkralan okuyunuzt «Her Trakyalmın teçekküHenmiı larına girerek onlara yeni Kamlele» vet> mesi lâzrmdır. Çünkü bugünden itîba «' Ten teşkilâtımınn gerek gayeai ve ge e rek inkişafı için mühim ve yeni vaziyefe* ler meydana gelmiş bulunmaktadir.»' «Trakya mültecileri meveut olduk'ça! ve Trakya bugrönkö gibi esr kaldılcça; Trafeya cemiyetleri de meveut olacak' ve yaştyacaktır.» «Biz, blzim olan ve varm gene olacak olan güzel bir ülkenin çocukla W nyız. Oraları tekrar bizim oiacakhıt Çünkü bu yerleri yalnız biz yükselte « biliriz. Cenuba doğru uzanan dilzlükle* \t o güzel Akdeniz bizim ve çeeuklari* mız için laniTÎ bir ihn*yaçtır> «Bulgarlıgın cenuba doğru olan t e « mayüllerinin piştarlan »ıfatile ileriyai doğru daha büyük kuvvetlerle h k etmemiz lâzımdnr.» Türk fıtraten mert ve âlîcenapbr; tutmaz, zayıfı ezmez; mağlubunn bfia« bütün tepelemez; kendisine fenahk e m, deni büe affeder; düşmanma d tnat •', hktan sonra, onunla dost olur, Buuâyl umrhrr. Bazan bu ktn beslememek vtj geçıııışı unutmaic m**jye*'n*n bir < derecesini bile bulur.Buvüzden eok za( rarlar gördüğümüzü tarih söylüyor. B« itibarla Bulgarlarm Trakya eemiyetina) ve Trakya gazeteame taşekkür etmeü « yiz. Çünkü ikide birde Trakyvyı elaab* den almağa çabsbklarm söylemekle bizi uyanıklıga davet ediyorlar. Ya, komşdanmu, haldkt dost gibi g « rünüp te riyakârlkı etseler, bbi gaffl avlamağa çalışsalar halimn niee ohnda. Doğruaa, Bulgarlarm, fldde bfrde «TraUt ya budmdir, Trakyayı geri alacağız» d!« ye bağırmak suretile Bulgardan vefa beklemenm sehirden sifa beldemektaa daha yanlış bârşey olduğunu ispat etma* lerine Inzmak şoyle dunun, ve müteşekkir olmak Iftzan gelir. ••"""'mmmilllllllllllllllllllllllllllHlllllllllllllllllllllllllllMMMı Arabistanda kalan Türkler 220 kişilik bîr kafile memleketimize geliyor Ad.na 2 (Hu»u»î) 1877 • 78 Osmanlı • Ru* harbinden sonra, o zamanki hükumetin akıl ermez ıiyaaetinin bir netieesi olarak Filistin tnıntakasınm bazi kısımlarile Şeria vadi«i eivarlarma birçok Türk rauhacirler iskân edilmişti. Geçen elli şu kadar yihn btitfîn kanşıklıklanna ve siyasî degişik • llklerine rağmen dil, âdet, an'ane ve yafama tarzlannı tatnaraen rouhafaza eden bu soydaşlanmız aon günlerde ora hükumetlerinden gö*r» dükleri sorluklardaa ve yaşama imkânlartmn daralmatından dolayı herşeylerinî bırakıp kırk beş gün yol yürüyerek, ana yurduna canlannı atabiimek maksadile Halebe Jcadar gehnişlerdir. f Ziraî satış kooperatifleri Ziraat Vekâleti bir layiha hazırlıyor Ankara 3 (Telefonla) Ziraî satış kooperatifleri ve heyetleri teşkili hakkında Ziraat Vekâletince bir kanun lâyihası hazırlanmaktadır. Bunda istihsal maddelerinin müaait aerait içinde satılması ve köylünün eok ucuz alivre satislarla murabahacılann elinden eaaah aurette kurtanlmasidır. Projeye göre satış kooperatiflerine muafiyetier de verilecektir. Firdevtinin oğallan traç. SeUm, Tar mak îçin yanyorum. Gene Hiraf ediyorum ki flstadm gSsterdikleri tercüme lerden haberim yoktu ve kendilerine bu isaretlerindan dolayı minnettar ve mBt**ekkirim. Yalnız şu eiheti tebarüz etta'rmek istiyorum ki bu tercümelerin meveudiyetilc bil« bizde bir Firdevti tercümesi vardır, diye güvcnmiyelim. Mademki biz kki taribimizi, eski an'anelerimizi, eski medenitimizin izleri • ni arayıp bulmağa koyulduk ki büyük ve kutlu bir tesebbüstür bu aserden istiğna edemeyiz. Bu bakundan Şeh • ıtaiM bizim için en luyraetU ve en zengin bir kaynakhr ve bu kaynaktaa mubtelif arayısçdanmızm istiftıdesini temin için eserin arzettiğimiz tarzda tercümesi lizımdır. Şiradi de baska bir noktaya tetnas etmekliğtme müaaade olunsun. Cumhuriyetin ayni nüshasında gene Fitdevsiden bahseden M. S. imzalı bir makalede şu cümleyi okudumt «Yedinci asnn sonuna doğru tran toprakhtnna giren mBstevli ordulann kumaadanı Sa'd ebne geçen binlerce kftabt Hieaza nakltmek için izm iste • ymee Halife ömer şu eevabı vermiş • tir: «• Onlantı bepsml mya abnız Çünkü o kitaplar msanlan fazilete sevkediyoraa Allahm btze gb'nderdiği kitap daha yüksektir. Eğer onların içindeki •öslar yalanM Allab bizi okuraaktan muhafaza buyursunl» Muhterem muharririn bu fıkrayı nereden almış olduğunu ve hangi vesikaya dayadığmı bümiyoruz. Fakat takende* riye kütüpbanesi hakkında da ayni efsane ayni tarzda ve ayni keümelerU ama on dokuzuncu asnn ikinei Bisfma kadar Avmpaca bir bakikat gibi ka bul olunmakta idi. Lâkin o zamanlar yapılan daha etraflı ve bitaraf araştırmalar bu efsanenin tamamen uydurma ve iftira olduğunu ispat etti. ömer ve ulâmiyet hahkmda hiç te dürüstlük göstermiyen meşhur Ernest Rönan diyor ki: «tskenderiye kütüphanestnin haç • Iılar tarafından yakddığı bugün şüphe götürmez bir hakikattir, Hıriftiyan pa pazlan irtikâp etmîş olduklan bu cinayeti kapatmak için hmstiyao efkâ* n umumiyesmi uzun müddet aldat raağa ve bu cinayeti islâmlara atfetmeğe muvaffak oldular. Asnmız ise bu gibi iftira ve yalanlara tahammül edemez.» Fakat muhterem muharririn yazdıği hkra Mısıra değil trana aittir. Binaenaleyh fazla tsrar etmemekle beraber dikkatlerini yalnız ayni fıkranın tskenderiye kütüphanesi için de harfi harfı ne aynen kullamlmış olduğu üzerine celbediyoru». İspanyada kabine buhranı Madrit 3 (A.A.) M. Lerro, ra dikal katoIBc kabinesinin teşkumi kaVJI etmiştir. Madrit 3 (A.A.) M. Urrn he nöz kabineyi tefkil edemcmif, hatU bo* no ne mretle teşkil edebileceğmi dahi aarahaten a&yliyememiftir. Daba şim • diden, birçok dedikodular baslaımshr. Mumaileyh bir merkez • sağ eenab kabîne«İ te^kümi taaavvur ediyorsa da, arkadaşlarmm liatesini tamamlamak i • em M. Jil Robleain dönmecini belde • mektedn. Bıradan istidlil edOdigkıe göre M. Lemı, istifa edea kabtneye şebib bir kabine teski edecek, ve fa« kat müstabil *ağ cenah fırkaları federaa* yonun* mentup meb'uslarm da istira • kîle, kabinesine daha çok aağa meyyal bir şekil verecektir. Sol cenah mehaffli, böyle bir kabi • aenin Reisicumhur tarafından tasdik edilmîyeceği umidini beslemektedir. Bir eok kimseler, sarahaten asğ cenaba nrn< temayfl bir hükumetin daba baaka endiseler doğuracagn fîkrmdedirler. Şarkî Erden fcezi olan Amtn*n4&n çıkan ve Halebe ulaf«n bu ilk Türk kafileai iki yüz yîrmi nüfustan ibarettir. Halep Irnnaolosumuz bu oz Türk kardeş • lerimizin biran ooce ve rahatça ana vatana gelebilmeleri için icap eden tedbirlerle meşguldür. Bu kafile • yi; Filistin, Sina, Şarki Erden ve Arabistan yanmada»ının uzak yerlerindeki böyle miiteferrik diğer Türk kafileleri takip edeeektir. Maliye Vekili Istanbuîa geliyor Ankara 3 (Telefonla) Maliye Vekili Fuat Bey on bes günlük mezuniyetini geçirmek üzere bîr, iki jüne kadar tstanbula gidecektir. Mektep pansiyonları Ankara 3 (Telefonla) Mek • tep pansiyonlannın geçen aeneden kalan tahsisab bakiyesi bu sene Maarif Vekâleti tarafından roar • lceze alinacak ve diğer pansiyonlara thtiyaçlara göre ievsi edilecektir. Bu suretle ücretlert ödenmemiş pan» aiyon muallim ve memurlan kalmıyacaktır. Bunun için Maarif Vekâletince bir talimatname hazırlan • maktadır. Ingiliz lirasının sukutu ve ingilizler Londra 3 (A.A.) tnfiliz lirasînm devamh surette duşufonden tektük endi|e edenler vardır. «Merning Post» gazetesi diyer ki: «Paramır düştükçe ve altm kıyneti yok aeldikçe, altm biriktirenJerin e nkbette çoğalmanndan kortrulur. AmerSca altm esatmdan aynldığı saman, beynelmOel kambiyo piyasasmdakî bercumercm artmanndaa ve beynelmilel ticaretİB de birmetıce zarar görmesinden kerkol * ttuştu. Hadisat, bu tahminleri tayît et11. Şüphetiz, düsöV bir para, harict tiearet için muvakkat bir münebbihtir. fakat unutmamalıytz ki, tngiltere, ihraç •ftiginden ziyade ithalât yapmağa meeburdor» tsterlinin diismes, bunun içindir ki, bizi bigâne bnakamaz.» Hintli hâldm Türk mahkemelerinde tetkikat yapıyor Avrupada yaptıği uzun bir aeya* batten •onra evvelki gün tstanbula gelen HintH hâkim Emir Amirud * din dün Adliyeye giderek rauhte • lif mahkemeleri ziyaret etmiş v» nıuhakemelerde hazır bulunmuştun Zevcesi ve iki kızi ile beraber #eyahat etmekte olan Hintli hâkim dün bir muharririmize şunlan »JJy» lemistir: « Seyahatim reacnt mahiyette değildir. Ziyaretçi olarak Avnıpa» ya ziyarete çıktık. Fransa, tsviçre, Belçika, Holanda ve tngiltereyi I Î yaretten sonra ttalya ve Yunanistar tarikile tstanbula geldik. tst'anbulda bulunduğum müd • detçe fırsattan istifade «der«k Tiirb adliyesi hakkında bususî tetkifcat> ta bulunmak isterim. Türk Cumbu» riyetinde tsviçre kamınu medenisinin tatbik edilmekte olduğunu rnu» mıniyetle b'ğrendim.» HintH hâkime dünkü ziyaretle rinde millt kıyafetle zevcesi ve fld kızı da refakat etmiştir. Emir Ami«. ruddin Hindistanda yeni Türkiye hakkmda umumî bir hayranlık raev» cut olduğunu ve efkân umumiyenin Tükiyede eereyan eden hâdiselerle yakından alâkadar beyan etmiştir. Hintli hâkim do>t beş gün »onra. Mısır tariktle hâkim bulunduğu Madras şehrine gidecektir. bulunduğunu Maarif mildürlüklerinde tahvil ve tayinler Ankara 3 (Telefonla) Urfa Maarif Müdürü Bedri Bey Diyarbekir Maarif Müdürlüğüne, Muğla Maarif Müdürü Febmi Bey Amasya, Sinop Maarif Müdürü Şefik Bey Maraş, Diyarbekir Maarif Müdü rü Reşit Bey Erzurum, Amasya Maarif Müdürü Halil tbrahim Bey Muğla, Gazi Terbiye Enıtitüıün • iden mezun tstanbul ilk tedritat müfetti&Ierinden Hiîsamettin Bey Be • yazıt, Gazi Terbiye Enstitüsün • den mezun Bergama mektep tnu • allimi tbrahim Ertuğrul Bey Sinop, Sıva» lisesî tabiî îlimler muallimi Sacit Bey Sıvas, Maras Maarif Müdürü Osman Rahmi Bey Kırklare • li Maarif Müdürlüklerine tayin e • diîmişlerdir. Kibrit fiatleri 3 ay sonra tekrar tetkik olunacak Tesrinievvelin birinci gününden itibar«n kibrit fiatleri onar para daha ucuzlamış, büyük kutu kibritler 60 paraya, küçük kutular da 50 paraya satılmağa başlanmıstu*. Kibrit fiatlerinde aon yapılan tenzilât dolarıo düşmesinden ileri geldiği ve dolar düşmekte devam et * tjği İÇİB alâkadar komisyon üç ay sonra fiatleri yeni baftan tesbit edecektir. Kibrit fiatlerinde yapılmıs olan bu tenzilâta rağmen sirket büku • mot aleyhine Şurayı Devlette açraış olduğu davayı takip etmektedir. AĞAOĞLU AHMET Kastomonide tifo Ktstamonu 3 (A.A) Şehirde eorülen tifo vak'alan üzerine mek • teplere ve balka tifo asııı yapıl • nasma başlamlmıstir. lş kanun lâyihaıı Şurayı Devlette.. Yeni iş kanunu Şurayı Devlette tetkik edilmektedir. Şurayı Devlet bazı meseleleri ve bu busustaki mütalealan alâkadar Vekiletler • den sormuştur. Bu mütalealar alınır almmaz kanun lâyihası Mee • lisin içtimama takdim edilecektir. Bu projede işei ile iş sahipleri arasındaki münasebetler gösteril • mekte ve işçi sigorta teşkilâtına aît e?aslar bulımmaktadır. TürkYunan ticarî müzakeresi Ankara 3 (Telefonla) Yunan tktısat Nazjn ayın 22 sinde Ankara ya gelecektir. Türk Yunan ti caret tnuahedesinin Yunanutanı memnun edecek b?r şekil üzerinde daha avyel Ankaraya gelecek heyetle yapılacak müzakerelerin nihaî safhasi Yunan Nazırile tktısat Vekilimiz arasmda eereyan ede cektir. Bursa ipeklileri kontrol edilecek Burıa (Husust) ~ tpekli kumaslanmızda herhangi bir hileklrlık yapılmamasını temin ve ipeklerin ru • tubet derecesüe diğer bazi ev»a fmı kontrol ve tesbit edecek olan kondisyon müe«se»eainin açılman için Ticaret odasında bir içtima yapılmıştır. Müteha*sıj bir heyçt kondisyon tesisatı hakkında ttalya, Fransa ve Almanyadan gelen projeleri tetkik etmiş; bir iki müesse* seden daha preje iıtenmesine ka * r»r vermlştir. Bu projaler, gelinee içlerinden bjri »eçüçcek ve Vekâ • lete yaıılıp »evtmt tah*!«atla bu müessese kurulaçaktır. Bandırmadan bugday ihracatı Bandırma 2 «Hususî» Limanıtnızdan yabancı memleketlere za • hire ve hububat ihracatı devam et* mektedir. Bu haftadan itibaren buğday sevkiyatma da başlanmıştır. Bu hafta içinde Alraan bandıralı Agust vapurile Hamburg ve Bremene 578 ton, Bulgar bandıralı Balkan vapurile Roterdama 710 ton sert buğday ıhraç edilnaiftir. Rıhtım üz«ri, gümriik ve istasyon civarı ecnebi memleketlere gönderilecek buğday yjğmlarile kaplanmiftır. Filibede mahkum olan komünistler 3 Orduda ve kifUlarda komüniat ocakları yapmakla maznun 118 kifinin muhakemesi bit • rniştir. Bunlann eksertsi asker ve küçük zabittir. 9 idam karan ve • rilmiftİr. 36 kişi beş sen, Ue 12,5 sene arasmda kürek, 32 kişi bir aeBe hapia eezaama mahkum edil • nişlerdir. 41 kişi beraet etmjştir. Romanadan 1200 muhacır gelecek Ankara 3 Evvel ce Romanyadan gelecekleri büdiriUn 1,200 muhacirin yol masraflan Dahiliye Vekaletince Bükreş elçiliğine gönde • riimiftin Mubaeırler feli Çoruma yerleştinleceklardo'. Avusturya rejisi Bursadan tütün alacak Bursa buraya (Hususi) Avusturya Bandırmadan tütün rejisi müdüriinün gelerek 934 mahsulünden geniş mikyasta tütün mubayaasi için tetkikatta bulunacağı haba» v*rU • mektadir.