14 Ejlul 1934 Cumhuriyet '• OCUK MASALLARI :ak8 Hayır, dedi, bir hafta bekleme ğe vaktim yok, şu anda yedi günlüğâ birden içecegimL Ve dediğini yaptu Tabiî neticesml tahmin ediyorsımuz, o vakte kadar başma gelmemis bir seküde züzurna sar hoş oldu. Artık kendine malik değildi. Meyhanedon çdctıgı vakit tabiî *evkil« ahmnm balunduğa tarafa gulea b » bayvan gibi evinin yolnna totta. Agn çarpüoBy, bacaklan türiyor, kollan sallanıyordu. Kendi kendine ipaîz sapsu bir takun sozler rranldanıyor, bazan da nara ahnak, yarkı söyBemek istiyordn. Yolda ratladıgı kopekler üx<rine ta] • dtrarak havbyorlardı. Bu ağaç senin, o davar benim yıkha yıkılh ilerGyorda. Araara bir çokara dSffSyor, orada beş on dakika kalıyor, sonra Sstubaşı çamar içinde tekrar yo • la dnzülüyordu. Gecenin rühıbeti d • ğerl'rine kadar tşliyordu. O, bundan tnemnunda: Oh, diyordu, ortalık bir parça serinledi.. Lâkin şu arkama ip takıp ta beni mutemadiyen geri çekeni bir ya • kalasam kafasını kıracağım! tnsanla boyle alay, böyle şaka olor mu? Tabiî boyl* birşey yoktu. O, sarboffagan tesirüe ileHiyememesine hayalen bu mânayı veriyordu. Birden şosenin öbür tarafuıdald batakhk gözüne çar • pınca: Of, d<di, ama da susadun ha tspsrtonun yakıp kavurdugu mide sîndeki ateşi söndurmek içjn durgun suyan kenanna doğru flerledi. Dîz çokup agzraı yere dayamak Szere idi Id bataklıgm ortasmda yuvarlak, kırmızı, panl panl yanan birşey dikkatine çarph. Ulan beşi biryerdeye bak, diye b>gırdı, burada muhakkak bir hazine var!. Yaşadık:. B&tun dönyadakİ yAiIar benim olaeak. Hensmj sahn abp I • Hocaya saygı Hiç kimse yöktelemez «çaltfkamm...» demekle, Istikbali kazanır vereceği emekle! Sınıfımda her sene hocamı dinlemekh Ben birinei gelirim!.. Insan bu eehaletten kartulamaz kitapsız, Fakat bilgin olur okuyanın hesapsız! Gelin, soran: Bırakmam her tualı cevapsız, Ben herşeyi bilirim!* Zamanlartm geçerken nraların üstünde, Binbir bilgi kapanm ben hocamdan bir günde! Onu nerede görsem durur hemen öniinde SaygHe iğilirim!.. Güneşin doğduğu yer Çocaklar!.. Her nereye giderseniz gidiniz, Bana göriirsanüz ki: Güneş şarktan doğayor!.. Erkenden peneereye koşap dikkat ediniz: Şarktan yükselen güneş garbı nura boğuyor!.. Biz ki Türküz... Lekesiz, temiz bir aoyumaz var, En kahraman, en yüce milletiyiz Asyamn!.. Bunu bilir garplılar, yani Avrupaldar: Türkler en saygı değer bir kavmidir dünyantn!.. * Güneş bizden doğuyor, biz güneşten parlakız, Asyalt erler!.. Diye, cihan gotterir bizi!.. Iftk iatiyen gelsin, karanltktan uzakız: Yurdu aydınlatıyor çünkü herzaman Gazif.. FAVDAÜ B;LG;LER Viyana Belediye tiyatrosunun gardrobu Umumî Harpten sonra Avus turya çok küçüldü. Son defa da başına birçok felâketler geldi ama, bazı san'at ve ilim işlerinde Viyana şehri hâlâ merkez olmaktan çıkmadı. Avusturya gazetelerinin yazdığma bakılırsa dünyanın en zengin tiyatro gardrobu Viyana belediye tiyatrosunda î • miş. Aktörlerin muhtelif oyun larda giymelerine mahsus muhtelif asır kıyafetlerine ait 22 bin takım erkek, 11 bin beş yüz ka dın kostümü, keza muhtelif asırlara ait 700 silâh, 6 bin çift ayakkabı varmış. Küçük bir şehir a • halui bir gece tiyatroya çırçıplak girseler pekâlâ giyinip kuşamp çıkacaklar. Tabiî bütün bu elbi seleri ve saireyi muhafaza etmeP, daima onlara ihtimam gostermek için yüzlerce terzi, ayakkabıcı ve saireye aylık veriliyormuş. Bunun için son zamanlardaki buhrandan çok müteessir olan Viyana belediyesi bunların aylı ğını vermekte müşkülât çektiği için tiyatronun gardrobunu tasfiye etmeğe karar venniş. Sade aktörlerin giymelerine mahsus ol duğu için değil, biraz da tarihî olduğu cihetle kıymeti haiz bu eşyayı elden çıkannak kimbilir Viyana belediyesine ne acı gelecek!.. ....v •« Geçen defa çıkan kısmın hulâsası: [Meızifon yakinindeki köylerin birinde Kadri isminde sarhos bir dokumacı vardı. Bu adam gece gündüz rakı içi • yor, çoluğuna çocuğuna bakmıyordu. Biçareler üstleri, başlan perişan gezi yorlar yiyecsk kunı ekmeken başka birşey bulamtyorlardı. Yüzleri aapsan, •rvurtlan çokiik, kollan, bacaklan bi rer degnek gibi idi. ] Şimdi, riz gene diyeceksiniz ki, haydi, baba sabahtao akşama kadar içi • Berlinde cıiceler yurdu yor, ealışamyor, çolugunun çocugunun nafakastm tedarik edemiyor, bari an • neleri bir işe girse de ba masamlan ihtiyaç îçinde btrakroasa!. Eger bSyi« düsumiyorsanız yamhyorsunuz. ÇUn • Irii zavalh kfcdth, ot mmderdVti başkar birşeyi obmyan yatağmdan kaflcar kallcmaz dışanya fırlıyor, agır, çekümez, nekadar hizmet varsa hepsmi goröyordu. Tarlayı sörüyor, çamaşa'ları yıkıyor, hayvanlara bakıyor, oğleden sonra da jbaşkalannın işini yaparak beş on para çdcanyor, fakat tarhoş kocan akşam eve grldimi, tekrae tokat ba paralan •linden alıyordu. tçkiye, kumara paraım dayanır.. Ertesi gan ba ufacık servetten geriye birşey kalmaz, hepsi rakı halinde tıkana • n boğazna dökülürdü. Evde biçare kaidınla çocuklan ya sade suya haşlanmış kunı fasulye yiyerek, yahut yagsız tar • bana çorfeası îçerek açhklhrmı gider • meğe çalışırlardı. Zavaüılar ba hale d« razı idüer. Lakin adam onlan g t ı e rahat bırakmaz, keytfhali hiç yoktan ayn ayn her biri • IM çalar, patldit hepsmi döver, tabiî gürultu goklere çıkar, haykınş, agfeyış • tan butfin komşular rahatsız olurlardı. Bir gün gene boyle Kadrinin evinde kavga dehşetü kızışmış, kan govdeyi gö turuyordu. Kapınm önünden geçen köyün zenginlerinden birinin karaı Ha • tice Hamm hemen içeri girmif; Ba biçarelerin »mden çektikleri tıedir? Diye adam bir guzel paylamış, sonfca kadına ve çocuklara dönerek: Haydi kaDnn bize gidelim, bu»* <3an sonra size ben bakacağım! Drmişti. Yiizü gözü çemur içinde «flort yavru, yırbk pırhk bir peştemala b&rBnmSs olan Kadrinin karaı işte bugimden ftibaren zalim ayyaşm elindea kurtulmuşlar, rahata ermişierdi. K a d o Hatiçe Hanıma ev işlerinde yardnn e diyor, eocuklar mektebe gidiyorda. Ostleri, başlan düziildu. Bir ı*ki ayhk nuntazam gıda abna netirtîsi ellefine, ayaklanna kuvvct, yuzlerine kan geidi. Kadrinin kansınm memnunhığuna, baBtiyarlığma hudut yoktu. Hatiçe Hamrna: ARah ne muradm varsa versin, •en bizi sevindirdiğin gibi dünya ve ahitf\ sen de mes'ut ol! Diyordu. Fakat heyhat.. Ba saad«* fee azan sürmedi. Bir gece gizlice Ha • tiçe Hannmn evine giren Kadri, kan • •ile çocnklannm yatuğı odadan onla • rm elbiselerfle kadımn birktirdigi beş on parayı çalıp kaçnnş, doğru meybaned y e teslkn etmiş, mukabîlinde bir haf ta bedava rakı Içmck vadînl almışb. Bir iki kadeh çektikten sonra çok tanberi içkiye olan hasreti bosbütiin kabaran Kadri meybaneciyet Tabii insanların tofrannda zavallı cüce Beründeki yttrtta yemek pisiren bir cüce ktztn bir bebekten farkt yok aşının tazuna bakcarken... Cüce olrtxak,boyn uzamattıak, bir kızdır. Boyu ancak 49 san * yorlar ve memnun oluyorlar, çünviîcudun liazı uzvunun yaziîelerı timdir. En uzunlan Werner is kü etrafında berkes kendi bo rainde kırk yasmdaki zattır. Bo yunda oldügir kadar da kendî hisni ifa etmemesi neticesidir. Bazı siyatındadır. Aralarmda konu insanlar tabiatin bu yanlışlığı ne* yu 54 santimetredir. şuyorlar, sakalasıyorlar, gülüşüticesi, diğerlerinden daha az zeki Berlin cücelerinin herbirinde, daha az çalışkan olmadıklan hal tıpkı diğer insanlarda olduğu gi yorlar. Berlindeki yurtta toplanan cüde boyları yüzünden herkes gü bi birçok merak ve arzular var • lünç olmaktan kurtulamazlar. dır. Kimisi sair, kimisi artist, ki celerin hepsi Alman değildir, Ne yapsalar kendilerine ciddi • misi de baçka bir is sahibidir. muhtelif milletlere mensuptur yet atfedilmez. Işlerinde iken biraz eza duyuyor lar. Fakat cüce olmak aralann daki ittihadı temin etmiştir. Ta • Iar. Çünkü etraflarındaki insanBerlinde epeyce cüce vardır. ların hiçbiri kendilerine benze • biî insanlar çok kere birbirlerile Onun için bunlar orada kendilegeçinemediklerine göre cücele rine bir yurt kurmuşlardır. Bir • miyor ve onlara adeta eğlenir gibi bakıyorlar. Fakat yurtlarına rin bu birliği onlara bir ibret Iikte mesudane yaşıyorlar. Ara döndüler mi, geniş bir nefes alı teşkil etse bari! Iarında en kısalan 17 yaşında 5 lira kazandı Ağusto* bü * mecemizi doğ • ru halledenler arasında Di » vanyolunda sıhhî mutfak mü dürü Ahmet Beyin oğlu Fransız mek • tebi talebesin den Turgu! Bey birinciliği kazanmıştı. Tur gut Beyin matbaamıza gele rek hediyesini alırken bize ver miş olduğu bir resmini basıyoruz. Genç mekteplinin bilmecede ol • duğu gibi hayatta da muvaffak olmasmı dileriz. eeceğim.. Kimteye bir damla vermiyc • ojııııL» Hoüa flerledi. Tan beline kadar »uya girmis, fakat beşi biryerdeye yetişememişti. Ayagmm altmdaki çamorlara gittikçe batmaga basladu Su göğsune, boynuna, sonra kafastnın usturıs çık mış, Kadri korkunç hınltılar çıkararak boğuhnuftn. Aüesi, çocuklan, butün koyfâ ve bütim beşeriyet ba serseri sarhoştan kur • toldu. Yaraız bir nokta kalıyor, onu anlataynn.. O batakılğın üzerinde go runen hakikaten beşi biryerdemi idi, bakikaten orada bir hazine mi vardu Hayır.. Sarboşun beşi biryerde zannettîgi yeni çskmakta olan kızıl aym suya aksetmiş bayalinden başka brrşey de • fîldî. [merakh Kedilerin başına gelenler! Anlaşıhyor ki, Kanadalılar kedileri hiç sevmiyorlarmıç!.. Amerikan gazetelerinde okuduğumu za göre Vinnipeg şehri havali • sindeki ziraat cemiyeti ora Valisine bir istida vererek şurada bu Bilmeceyi halledenler ' Eylul bulmacası dokuzunda aldık. Şayukanki boş yeriere, noktalar kadar harfler koyarak eömleyi taroamlaymız. Meydana çıkaracağmız soz çok büyük ve mes'ut bir hâdiseyi son derece sade bir şekilde ifade edecektir. Doğru naüedenkrden birinciye 5 Bra, \\dnc\ye bir mörekkepli kalem, ü çüncüye Foto Etemde resön çıkarmak hakkı takdhn olunacakfar. DordöncSden yüzuncüye kadar muhtelif bediyeler. Bilmeceyi doğru halle dip te bize fotoğraf gönderenlerin re simleri de gazeteye basılar. Cevaplar eylulün sonunca günü • ne kadar «Cumhuriyet Çocuk Sahifesı» adresine gönderilmelidir. Bu şarta ria. yet etmiyenler ve geç kalanlar mükâ fat alamazlar. Çocuk portrelerî rada başı boş olarak görülen kedilerin derhal öldürülmesine müsaade istemiş. Ziraat cemiyeti nin bu isteği şu esas üzerine dayanıyormuş: Kanada kedileri çok vahsi ve yırtıcı şeylermiş. Zira ate faydası olan binlerce, yüz binlerce kuşları merhametsizçe parçalayıp öldürüyorlar, bunun neticesinde o kuşların yemekte oldukları böcekler serbest kalı yor, ekinleri berbat ediyorlarmış. Demek böcekler ekinleri yi yor, kuşlar böcekleri yutuyor, kediler kusları paralıyor diye, in sanlar da kedileri öldürüyorlar. Ey... dünya bu, herkesin bir va zifesi var... Kimininki faydalı, kimimnki de zararh! Bilmeceyi doğru halleden küçuk karilerimizden bize fotoğraf gönderenlerin resimlerini basmaya devam edlyoruz. Yalnız bir noktaya dikkat etmek lâzımdır. Burada resmi çıkmak hediye kazanmış olmaya delâlet etmez. Hediye kazananların isimleri her ayın ilk haftasuıda sahifemize basılan büyük listeye yazılır. Soldan sağa sıra ile: 1 Gümüşane ortamektebi 13 Aziz Tılmaz. 2 Kuzkuncuk İcadiye caddesi Morls Milli Müdafaa Vekâleti levazım müfettisi miralay Rtza Bey oğlu Ertağral Ziya Bey Ziya. 11 Konya Ereğlisinde tüccar Fethi Bey oğlu Sami. 12 Gazi Antep Ağırceza azasından Tevfik Bey oğlu Feridun. 13 Giresun ݧ Bankası garajmda Tahir Efendi oğlu Abmet Dursun. 3 Adapazan mualllm Nail Bey Ü/I 14 Yeniköyde postacı Rıfkı Bey km Melek. Muhsine. 4 Simav hususl muhasebe tahsildan 15 Ceyhan Cumhuriyet mektebi taÖmer Efendi oğlu Salâhattin. lebesinden Münevver Sami. 5 Gazi Antep Lslesi 201 Hüsnü. 16 tstanbul kız lisesi 43 Fikret Hüsnü. 6 Bandırmada kumusyoncu Mııstafa 17 Tophanede Boğazkesen 6 nunıarada Ahmet. Nuri Bey yanında Ferit. 7 Fatsa Topal Salih oğlu Fazlı. 18 İtalyan erkek mektebi talebesinden Ühan Necdet. 8 Manisada avukat Bürban Bey kıza 19 Yalova Kadıköyünde Eniâ Malik Güzin. oğlu Sabahattin. 9 Kadıköy Sen Jozef lisesi Erdoğan 20 Bireclk Dumlupmar «efctebi 18 Niyaö. Haydar Ali Bey ve HarmnlM. 9 Bursa polis memuru tam. Nilufer