4 ÇOCUK BAKIMIf Eylul 1934 Çocukların yürümesi Bacakları eğrilir korkusile çocuğun yürümesine mâni olmak onun sıhhatinin zararınadır Canlı ve tabiî bir çocuk doğdukfan bir iki ay sonra başını dik tutar ve alb yıdî aylık olunca oturtulduğu vakit muvazeneyi temin eder ye dayanmak • sızra oturmak vaziyetuu ınuhafaza e • der. Ayaküstü hıtulduğu vakit te hem bacaklan üzerinde durur, hem de zıplatnak harrJcetleri yapar. Dokuz on aylık iken kendî kendine darur ve on Od on üç aylık iken de yürfiyebilir. Bu rakkamlann bazan kısaldıklan vakidir; faraza on iki aybk yerine on hatta dokuz aylık yürüyenlere tesadüf eduebilir. Ekseriyetle çok tombul olmıyanlann daha erken yürüdükkri tombullann ise tağlam oldtıklan halde biraz gecflctikleıi vakidir. tkmcî üçüncü aylar zarfmda basım hıtamıyan ve dik tutulduğu vakit vaziyet icabtnca başmı öne arkaya, sağa sola «arkıtan eocuğun sinir ve adalelerinde IKVIÜZ kuvvet tes«kkül etmedi • ğrne hükmetnKk lâznndır. Bazan ba hal biraz daha yaşlanınca ve biraz daha kuvvetlenince zail olur. Bazan ise ba hal devam eder, çocuk yaşm bulur, iki üç yasma gelir, hatta on beş yirmi yasında olur da gene ayni suretle başmt tutaımdığı gibi kol ve bacaklarmm hanketieri de eksik, etler : yumusak kaln*. Bazan da h ç yurüye • memek yahut daima yardmua yürüyebîhnek hali devam nder. Ba haller çocuğun tesekkulâtradaki : gayritabnKMerden iieri geld ği dhetle ük aylardan ftbaren uçSncS, dorduneü ay basun tutannyan çocuğun bu halini nazari dikkate alıp derhal doktorun mütalea v* tedavisine bvakmahdır. Nftekim altı yedi ayhk olduğu halde hâla oturmak bususunda nnıvazenesmi temin edemiye» bir çocuğu da ayni suretle telâkki etmek ve doktorun mâ>aleasma havale etmek icap eder: ve ek•eriyetle de tedavmm muvaffak olduğu göriilur. Yürürmk Hali tabnde olan btr çocuğun yüriimesi vasatî olarak on iki flâ on dört ay arasında baslar. O vaki1 te kadar kendi kendine durmak Ve ondan evvel de koltuklarradan tuhmca zıp'troak suretile yüriimi; faah'yetine baslamu olan çocuk bu vaşlarda arhk yöriimesini temin eder. Bu yasa kadar yuramemesi bacaklarmm veya etlerin kuvvetnztiğmden değil muvazent te mtnini öğrenmemiş olmasmdan ileri gelir. Nifekhn bu öğfeniş bazan az zamanda da unutulur. Faraza uzunca bir zaman hasta ohrak (tifo gibı) yatak . ta yatarak yüriimemis bir adamın iyi leştikten sonra bacaklanndaki kuvvet kâfî olduğu halde dahi ayağa kalkhjh zaman muvazaeyi temrn edemiyerek sendelemesi, yardıma ihtiyaç göster • mesi bu yürüme terbiyesmin azalıms, unutubnuş olmasından ileri geİT. Ba caklar ve adaleler itsat etrn^z gibi bir vaziyet alırlar. Lâkm az zamanda bu tertiye yeniden teessüs ederek yuVu • mek kabfl olur. Bînaraıaleyh yiiriimek içm kemikle rin etlerin tabiî kuvvetlerini haiz olmalan, mafsallann muntazam ve tabJî olma'an ve asabtn da bu nazik muvazeneyi temin edecek derecede tesekkül etmiş bulunması lâzundır. Yani vaktinde yurümeyen bir çocuğun bu muhteKf ırasurlarmda bir eksnclik düşunmek lâzundır. tste ekseriyetle geç yürümek kemik • Ierin zayıf ve vecanak ohnasından öeri . gelir; yani çocuk raşitizm (Rachhisme) dediğnnfz ve kemiklerin yumusak ve vecanak ohnasile muttasıf hastalığa tutulduğundan bacaklan üzerine bastığı vakit husub gelen ıstırap sebebile hiç basmaz ve ayaküsKi tuhılduğu vaki* bacaklarmı büker ve oturtulmayı tercöı «fttiğmi bildirir ve fazla ısrar edilirse feryat etmeğ«t baslar. Bunlarm muayenesmde kemiklerin beslenemedieine delâlet eden ve kemik hastalığı hakkm • dalri hasbihalimde bahsettiğim raşitizm alâmetleri bulunur. Bu hastalık ise gıd?larda mtizam • sızhk ve krfayetsizlik, mide v» bsrsaklarm ekseriyetle az çok müzmin surette uzun zaman hasta olmus buiumasmdan ve biihassa güneşsiz büyutülmus olmasmdan ileri geldiği cihetle tadavisi de bu anzalarm ontme geçmek yani çocuğun gtdasmm tanzuni ve ihtiyaç derecesme çıkanlması ve bflhassa vücudünün günese aplak olarak maruz bırakılma• surrtiledir. Kış mevsfmînde ise bu ı Sfin«fi ya sun*î olarak elde etmek ve yahut flâç halmde dahilm vermek hu smundaki feımm kesfiyatından is'ifa(*e •dflir V* ba suretle ştrayap olan çocuk ** Jlhfciu|ı haşlm. Kemtkierlnd* yumru ve saire yapmadığı yani raşitizm alâmetleri göstermediği halde on üç, on dört ayhk olup ta yürümiyen çocuklarda bundan başka sebep aramak lâzımdır. Çocuğun hastalık kemiklerin • de değil de faraza mafsallarında • dır. Yani <fîz kapakları, kasık veya a*'ak mafsallarında müzmin ilti • haplar (ekseriya oynak veremleri) de çocuğun yürümesine mâni olurlar. Yahut kasık mafsalında velâdi olarak mevcut olabilen çıkıklar da çocuğun geç yürümesine sebep o • lur|ar. Bazan da çocuğu amudu fikari • smde husule gelen iltihaplar, yahut çocuk felçleri ve yahut velâdi olan diğer felçler çocuğun yürümesine mâni oldukları gibi yürümüs bulu • nan çocuklarda zuhur ederlerse yenid'en oturmasına sebebiyet verirler. Böyle bir sebep dahi mevcut ol madığı halde yürüyemiyen bir çocuğun as&bî cümlesinde bir teahhur, bir noksan aramak ve zekâ cihetinden ölçmek lâzımdır. Hakrkaten zekâsı teahhura uğrıyan çocuklar her faaliyetleuinde teahhur gösterdikleri gibi yürümeleri de gecikir, yahut hiç yürümemeye mahkum kalırlar. Görülüyor ki yürüme gecikmesi o kadar basit bir is değildir ve sebebi araftırılarak bulunduktan sonra çaresine bakmak lâzımdır. İyi tedavi sayesin<fe bunların hemen hepsinin hakkından gelmek kabildir. Yürümek hassau bacaklar üzerinde zıplamaktan baslayıp sonra kendi kendine durmakla devam et tikten sonra yürümeye müncer olan bir öğrentştir demiştim. Bunu öğ renecek olan çocuğun sevki tabiisile muhitinin yapacağı gayretlerdir. Nitekim bazan bu terbiye verilmedi • ğinden ve öğretilmediğmden dolayı çocuğun oturak olcTuğu vakidir. Uç defa tesadüf ettiğim bu vekayi su tarzda olmuftu: Her üçü de fakir ailelerden olan bu çocuklar kemik zâfına (raşitizm) tutulmuslar, kü çükken yürüyememiçler, anneleri de hiçbir suretle gayrete gelmemisler ve oturdukları yerde bırakmıslar. Bu suretle zaman geçtikçe ve ço • cuklarm bacaklan inceldikçe (adeîe «İumuruiKİan dolayı) çocukların Allah tarafmdan kötürüm oldiığu • na'hükmetmisler. Biri altı, diğer ikisi yedi yaflarında olan bu çocuklarm adele kuvvetleri hali tabiide ve zekâları mükemmeldi. Yalnız yürümek terbiyesi tesekkül edemediğinden adeleleri incelmifti. Her ü çünü de tıpkı dokuz on aylrk çocuklar gibi durucuk durmakta, mind'er kenarında sıralamaktan baflatarak yürütmek kabil oldu. Bir tanesi bir ay zarfmda, diğer biri üç ay zar • fında ve bir tanesi ki dumuru adelî fazla idi altı ayda yürümeye mu • vaffak oldu ve üçü de her tabiî çocuk gibi koşmaya ve oynamaya basladılar. Tabiî çocuklarıcı adelâtına masaj yapmayı hastabakıcılarım ih'. mal etmemislerdi. Bazı d'ikkatli aileler çocuklarının bacaklan iğcilir korkusile dik tutmaktan ve yahut yürümeye tesvik etmekten çekinirler. Bunlar da yürümekte »un'î olarak geciken çocukları teskil ederler. Filhakika raşi • tizme müptelâ olan çocuklar has talığın ilk devrinde yürümek iste • miyerek bacaklarmı kıvırır ve ikinci bir devrede de kemikler henüz salâbet kesbetmemis olduğu halde istıraplı devir geçtiğinden dolayı yürürler ve bacaklan da iğrilebilir. Lâkin çocuğun yürümesi ve faal olması bütün vücudün sıhhati üze rinde güzel tesîrler yaparak hayatiyeti ziyadelestireceği cihetle velev iğrilmis bile olsa o iğriliği düzelt • mek çocuğun sıhhatinin tekâmüiüne bağlıdır. Çünkü sıhhati tekâmül eden raşittk çocuk eğer ebeveyninde bacak iğrilikleri yoksa mutlaka iğrilmi? olan bacaklarmı keodi ken • dine tamir edecektir. Şayet bilâkis ebeveyninde böyle bir anza varsa nekadar tevakki edilse verasetin hakkını tabiat verir ve bacak iğıriliğe doğru gider. Lâkin tababct onu da mükemmel bir surette tashih etmek çareleriae maliktir. Binaena • leyh bacakları iğrilir korkusile çocuğun yürümesine mâni olmak çocuğun sıhhatînin zararınadır. Dr. KADRİ RAStT Tütün ihracatımız niçin azalıyor? Alâkadar müesseseler vaziyeti tetkik ettiler Almanyaya vaki yaprak tütün thracatımızın, son zamanlarda, miktarca ve keyfiyetçe azalmağa başlaması ve tütünlerimizin yerini Bulgar tütünlerinin almakta olma • sı alâkadarlttrın ehemmiyetle na • zari dikkatini celbetmektedir. Tütün mahsulümüzün son sene • lerde nefaset itibarile çok iyi yeti»mekte olmasına rağmen ihracatımızin azalması sebepleri alâkadar müesseseler tarafından tetkik edil mektedir. Bu tetkikatm verdiği ilk neticelere göre ihracatımızın azalmasının en mühim sebeplerinin, Almanya • nın Dresden ve Hamburg gibi piyasalannda Bulgarlarm ve Yunanh ların vücude getirmiş olduklan sa tıs ve stok teskilâtından mahrum olmamızdan, mallarımızı ve fiatleri • mizi bu piyasalann ihtiyaçlarına uygun sekilde standarize etmeme • mizden ileri geldiği anlaşılmıç.tır. Alâkadar resmî müesseseler, bu noktalan nazari itibara alarak Almanyaya tütün ihracabmızı fazla • la:bracak tedbirler d^isünmektedirler. İktisat İşleri Romanyada zahire vaziyeti çok sıkı Buğday ihracı menedildi ve hükumet tarafından mahsule kıymet konuldu Bu seneki kıt buğday mahsulu yal • nız Şimalî Amerika ve Kanadada de • ğil, hemen dünyanm h tarafmdadv. <r Avrupa memleketlerindeki ntihsalât dahi geçen seneden azdtr. Hde Tuna boyu memleketkri pek kıt mah sul vaziyetlerile karsılastıklan için ih • tiyatî t'Mİbirler almağa mecbur kal mışlardır. milyon ton demlrtir. Bu m'ktar elde • ki stok mevcutlarile birlikte ancak memleketin dahfli ihtiyacmı karşıhya > bilecektir. Romanya hükumeb' tarafmdan za • hireyi kıymetlendirmek m'ksadile teşkil ediimiş olan hususî komisyon em • rin« bu iş için 300 milyon ley (takriben 4 milyon lira) verilmistir. Komisyon Romanya dahilinde standard buğdayın beber 100 kilosuna 435 ley (yani ki losuna 5,44 kuruş) kıymet biçmiştir. MBstahsnier bu fiaÜ çok diisük buhnaktadırlar. r Bu RADYO gıksamki program J İSTANBUL: 18,30 plâk neşriyatı 19 çocuklara ma sal (Mes'ut CemU Eey> . 1P.30 Türk mu siklsi: (Stüdyo saz heyeti ve Yaşar Bey, Emel ve Mehlika Hanımlar) 21.20 A Jans ve borsa haberleri . 21,30 karışıb program (radyo orkestrası). VİYANA: 17,20 çocuklarm zamanı . 18,« gramolonla ikindi konseri • 20 İzlanda melodileri . 19,30 üç kısa musahabe . 20,30 mu. sahabe ve taganni 21,20 eğlencell kon. ser 23,35 akşam haberleri, h.ava rapcru. 23,55 Org konseri . 24,05 gramofonla gece konseri. BRESLAV 17,05 ikindi konseri . 18,40 musahabe . ' 19 hanımlann zamanı . 19,20 koro kon aerl . 20,05 armonikle düetolar 21,15 ta. ganni konseri . 22.05 çiftçi musikisi . 23,25 haberler 23,50 eğlenceli konser. BUDAPESTE: 17,05 hanımlann zamanı . 18,05 hl . kâyeler, masallar 18,35 viyolonsel kon. seri . 19,20 musahabe 19.50 Çingene musiklsi . 21,05 radyodan radyoya . 21,20 hayvanat bahçeslnden naklen konser . BÜKREŞ: 18.05 eğlenceli konser . 19,05 haberler . 19,25 konserin devarru . 20.05 radyoda Üniversite . 20,25 kcnferans . 20,50 musahabe 21.05 senfonik konser . 22,05 konferans . 22,20 konserin devamı . 23,05 haberler. PRAG. 18.45 gramofon 18,55 ameleye alt neş. rlyat . 19,05 gramofon . 19,25 almanca neşriyat 20,15 taganni . 21,05 Ostraud3n nakil . 21,20 piyano konseri . 21,40 A mundserün ölümü . 22,05 konser . 23,20 konser . 23,50 ingilizce haberler TULUZ: 20.05 senfonik orkestra 20.20 opera. parçalan 20.35 haberler . 20,50 komik sahneler . 21.05 piyano konseri . 31.35 şarkılar . 22,05 mandolin orkestrası . 22.35 operet parçalan 23.35 dans orkestrası . Buğday vaziyeti Son gelen baberlere göre Romanya da Bulgaristan gibi buğday ihracuu menetmîştir. Romanyanın haricî b'care • tinde petroldan sonra uSracatmm kısım azammı zahire ve hububat teskil rtb* • ği ve bu senenin 6 ayhk ticaret bilân çosu epey açık olduğu için mahsul kıthğmdan dolayı memleketfa unrumî bîr telâs ve endise görülmüştür. Alâkadar mehafil rekohe vaziyetini gösteren rakamlan büyük bir merakla takip e • diyor. Neşrokman son ihsaî cetveüere na • zaran bu m e Romanyada zahire istlhsalâtmm vasatî ıtakamlardan da asağı olacağı anlaşılıyor. Buğday istihsalân mmtakalara göre değişmekte; baa yerlerde bir hektar arazi 600 kflo, bazı yerlerde ise 1,300 kîlo mahsul veıuıcktedir. Bu sene Romanyanın umum buğday istihsalâb 200,000 vagon tahmln ediliyor ki brheri (10) ton itibanle 2 Arpa, çavdar, yulaf ve mısır vaziyetlerî Bu sene Romanyanm ihraç edebî • leceği arpa miktan 400,000 ton hesap, ediimiş bulunuyor. Cavdar, yulaf ve hububahn kabili ihraç miktan da 300,000 tondur. Muır mahsulünün bir ay evvelki tahminlerden daha iyi ol • duğu ve beher acre (akr) yani dört dönSmden asağı vukan 1000 kilo mah • sul almacağı ve mısır istihsalâbnm 400,000 vagonu bulacağı, bunun 100,000 vagonunun İhraç rdileceği tesbh edilmistir. MaamaHh, butön bu tahminlerin henöz sıkı bir surette ahvali havaiyenm tesirabna tâbi olduğunu da hesaba katmak lâzımdu*. POLÎSTE Türbeyi soymak istemişl Evvelki aksam Fatihte bir tür beyi soymak istiyen bir adam zabrtaca yakalanmiftır. Vak'a föyle olmustur: Fatih camisi muhafızs Muhtar Efendi evvelki gece saat 12 sıralannda türbeyi kontrol ederken tür* benin bahçesi kenarındaki tel örgülertn arasından bir adamın gir • diğini görmüs ve takip etmistir. Meçhul adam takip edildiğini hissedince ansızın ortadan kaybolmustur. Muhtar Efendi derhal devri • yeyi hâdiseden haberdar etmiş ve bahçe içinde el fenerile aranan hırsız polisin projktöründen kurtulamıyarak meydana çıkmıs ve zabıtaca derhal tevkif olunmuştur. Yapılan istiçvabında Niyazi iscnmi taşıyan bu adam, türbeyi soymak İstedjiğini itiraf etmiy ve adliyeye verilmiştir. *"* """ LtMANDA ADLİYEDE şehrımıze geıen seyyahlar Evvelki gün şehrimize Italyan ban • dualı Oceana vapurfle 400 ttalyan, Alman ve Fransız seyyahı gelmiştlr. Dün sabah ta tngiliz bandırah Bel • gland transatlantiği tstanbula 600 tngiliz seyyahı getirmlştir. Seyyahlar, dün otomobillerle şehrl gezmişler, Topkapı saraymı, müzeleri, Yerebatan saraymı ve camileri ziyaret etmiflerdir. • Oceana ve Belgland vapurlan bu • gün Akdenize gideceklerdir. önümüzdeki hafta içinde Htımerlç büyük transatlantik'le Bribuıig isnvndeki seyyah varunun şehrimize külli • yetli miktarda seyyah getirmesi bek lenmektedir. Mücip Bey beraet etti Randevu evi işlehnekle suçlu Kıvırcık Meryem, Sebahat, Güzel Meryem ve bu ev sahiplerinden rüşvet almakla suçlu sabık Beyoğlu serkomiseri Mücip ve tahacri memuru Remzi Beyler aleyhindeki davaya dün de üçüncü ceza mahkemesinde devam edilmistir. Ev sahiplerine isnat ojunan cürmün af kanunu çer i çevesine dabil balun£uğu anlafil dtğmdUn bu«kur hakkmdak» dava nın sukutuna; Mücip Beye isnat olunan suç sabit görülemediğinden mumaileyhin beraetine ve Remzi Efendinin de altı ay hapsine karar verilmiş ve Remzi Efendi esasen bu kadar müddet mevkuf kaldığındc.n tahliye edilmistir. Bir tavzih Yüksek Mühendis Mektebi Talebe Cemiyetinden su mektubu aldık: Kıymetli gazctenizin 3 eylul 1934 tarihli nüsrıasmda Nafıa VekiKmizin mektebimfzi serenendirmelerine alt yazılan yazılan alâka ile okuduk. Yalnız bir mtselenin tavzihini birçok cihetlerden faydalı gördük. vJ Bîrttcl olarak: İkmatjÜye telâkki etîİlen Rekil, talebenin afzusu île derslerînden %azı1annı eylul devreslne bırakması şeklidir. Okutna şartlarmm ağırlığı kar?ı»ında derslerinin bir kısmını başarmak ve tekemmül ttirmek için bu tarzı tp.klp zaruri olmaktadrr. Pöylece bu seneki imtihan vaziyeti açağıdaki ıakarr.Iann gösterdiği glbl dir Bütün Imtihanlannı haziran devreslnde verenler Sınıf Mfvcudu Mezun oimusİATdır Otomobil kurbanı Dün sabah saat 6 buçukta foför Mehmedin idaresindeki 2415 nu maralı otomobil Emincnünden geçen Eyüpte mukim Hüseym Efendiye şiddetle çarparak yaralamış tır. Şoför yakalanmıştır. Hırsız kadın Dün Boğaziçinde bir hırsizlık vak'ası olmustur. Anadolukavağı Sütlücesindeki kazinoya gelen ts • tanbul Liman şirketi memurlann • dan Hilmi Bey saatini cebUıden çıkararak masanın üzerine koymuştur. Bir müddet sonra 85 lira kıymetinde bulunan saatin yerinde yeller estiğini gören mumaileyh derhal zabıtaya tnüracaat etmistir. Tahkikat neticesinde bunun yo • ğurtçu Saime Hanım tarafından çahndığı sabit olmuş ve hırsız kadın yakalanmıştır. Bir Rumen mektep gemisi geldi Konstenza isminde bir Rumen mektep gemisi Akdenize gitmek üzere dün limanımıza gelmistir. Gemi süvarisi Vali muavini Ali Rıza Beyi ziyaret etmiş, mumaileyh te gemiye giderek kumandanın ziyaretini ia de eylemistir. B r katil davası Bundan bir müddet evvel Top • kapıda sütçü Mehmedi öldürmekle suçlu thsan ve arkadası Reşadın muhakemelerine dün de Ağırceza mahkemesinde devam edilmis, ve suçlular tahriren müdafaanamele • rini mahkemeye vermişlerdir. Ka • rar tefhim edilmek üzere dava ta • lik olunmuştu Fransız denizaltı gemileri gitti Fransanın Ankara büyük elçlsi M. Kammerer ve refikalan evvelki gece, şehrimizde bulunmakta olan Atalante ve Vestal isimli Fransız denizaltı gemileri zabitleri şerefine Tarabyadaki yazlık sefaret binasmda bir ziyafet ver • miflerdir. Ziyafette birçok sefhler, konsoloslar bulunmuştur. Fransız gemileri dün Umanımızdan aynlmışlardır. MAARIFTE Fındıklıdaki yeni ilkmektep Fuıdıklıda inşa edilen yeni ilkmektebin bütün tesisab bitmiştir. Mektep • te kayit ve kabule eylulün 15inden, tedrisata da bir tesrinievvelden itibaren başlanacakbr. 6 5 4 3 2 1 36 34 67 7132 71 36 7 10 30 16 28 fl3 127 Ayajjı sıkışan kadın Dün sabah saat 8 buçukta Köprünün Adalar iskelesinde gazete satmakta olan Kosti kızı Meniskinin sol ayağı iskele ile duba ara sına sıkışmıştır. Etraftan yetişen • ler kadının ayağmı kurtararak hastaneye kaldırmışlardır. Gayrimübadillere tevziat devam ediyor Takdiri Kıymet Komisyonu tarafm • dan gayrimübadillere yüzde yanm nisbetinde para tevziatına devam edilmektedir. Bu tevziata bthsis ediimiş olan (25) b'n Ingiliz ürasmm ji^nsından fazlası dağM'mıştır. Para tcvziahnın bir aya kadar önü alınmış olacaktır. Kom'syon bono tevziatını da kısa bir zaman zarfmda ikmal edecekbV. Şim i diye kadar tevzi edHen bonolıann kıymeti (7 ) milyon lirayı bu'mustur. c Talebenin aile<*: ve muhiti karşısm • daki vaziyetleri noktasındaa derinden alâkadar olduğu bu noktaların muhterem gazetenizde îavzihan neşrinl rica eder'z. ÜNİVERSİTEDE Yeni eserler Türk Jinekoloji Arşivi Hukuk Faküftesinin yeni Dekanı Hukuk fakültesi Dekanlığuıa fakülte idare profesörii Sıddık Saml Beyin aytini takarrür ebnişti. Sıddık Sami Beye bugiin Dekanlığa tayini hakkında resmen tebligatta bulunulacakbr. Ha'kı telâşa düşüren adam Dün gece saat birde Eyüp Vezirtekkesinde 11 numaralı evde oturan Ar • navut Hiiseyin oğlu Yaşar birdenbire «yangın var, yetişin, imdat!» feryat larile bütün mahalleyi ve'veleye ver • miş, komşular yataklaruıdan geceliklerile sokağa fırlıyarak imdat istiyen Yaşann yanına komuşlardır. Fakat eve girilince bodrum katı üzerindeki taban direğile döşeme tahtası arasında uçları yanmış ve söndürülmüş birkaç tabta parçası bulunmuştur. Geceyansından sonra bir hiç yüzünden bütün mahal leliyi telâşa düşürerek halkın huzurunu bozan Yaşar hakkında tahkikata baslannuştır. Türk Jinekoloji cemiyeti tarafın • dan Türk Jinekoloji Arşivi atlı bir mec mua neşredilmeğe başlanmışbr. Uç ayda bir neşredilecek olan bu mecmuanm birinci sayısı mütenevvi mündericatla çıkmı.«tır. Kadm hastalıklannm bütün safhaları ve nevileri üzerinde etütleri ihHva eden bu yeni mecmuayı okuyucularımıza tavsiye ederiz. Yeni teşrihhanenin kusurları Üniversite bahçesinde insa edilen teşrihhane binasraın bazı kısımlannın kusurlu olması dolayısile bina henüz Maarif Vekâleb'nce tesellüm edilme • nvştir. Tedrisata yakında başlanacağı cihetle müteahhit binadaki kusurlan düzeltmeğe çalışmaktadu. Bina tek • rar tetkik edilecek, matluba muvafık görülürse tesellüm edilecektir. Havacılık ve spor Bu kıymetli mecmuanm 125 ve 126 numaralı sayısı çıkmıstır. Bu sayıda: Zafer günü, tayyare günü, bundan on iki yıl evvel Kızıltaş deresinde, göklerimizin 30 ağustosu, 30 ağustos Zafer ve Tayyare bayramı, bizl 30 ağustosa kavuşturan iki büyük baş, Tayyare cemiyetinin 10 yılı, kahraman milletimizln bu sene orduya hediye ettiği 26tayyare, 30 ağustos tayyare bayramı şenlikleri. ölüm ısığı, bombardıman tayyarelerlnhı gece hücum ları, Hendon tayyare şenlikleri, kuşlar gib bir gün, kanat çarparak uçabilecek ml yiz, çocuk tayyareci, numaralı tayyare el Işi, çocuklara tayyarenin ne suretle ha valandığmı öğretmek, bizde at yarışları, futbol en kuvvetli bir propaganda vası talarından blridir, filimde tayyare, ma denî harp ve ticaret tayyareleri Holivutun eylul nüshası Silvlya Sîd neyin çok güzel renkll resmile birçok sL nema haberlerini havi olarak cıkmıstır, Tavsiye ederiz. Varurculuk Şirketinin alaTürk Vapurculuk şirketi müdürü Mustafa Beyle azadan bir zat alıeıacak iki vapur hakkında tet • kikat icrası için bugün Avrupaya gideceklerdir. Bir san'atkârın tavzihi Ressam Ali Cemal imzasile gönderilen bir mektupta deniyor ki: «Darphane müdiriyetinde Türk san'atkârları arasında açılan müsabakada kapalı zarfımın açılmsımn şartnameye muhalif bir hareket olduğu zannile muhterem gazetenize müracaat etmiş ve yaptığım kalıpların resmini takdim etmiştim. Darphane müdücü Fuat Beyin san'atkârları himaye hislerile mütehassis olduğuna ve müsabakada bir usulsüzlük olmadığına kanaat ge • tirdim. Hakikati tavzih zımnıada arzı keyfiyet ederim.» Jandarma Urrum Kumandanı Jandarma Umum Kumandanı Kâzım Paşa dün tstanbul Vilâye • tine gelmis, jandarma kumandanı tzzet Beyle jandarma içleri hak kında görüsmüçtür. Kâzım Paşa bilâhare Ramiye giderek yeni yapılan karakol binasını teftis etmistir. Kadına sarkıntılık eden yakalandı Dün Beyoğlundan geçen Mari i«m'nde şık bir madama eltle sarkıntılık eden tstefan isnvnde birisi zabıtaca yakalanmıştır. Ayasofya camisinin bir kısmı miize mi o.uyor? Verilen bir habere göre, Ayasofya camisinin bazı kısımlannda tarihi e»trIerin teşhiri takarrür etmistir. Bir müze haline sokulacak olan bu kısımlarda Bizans ve Osmanlı devrine ait birçok eserler teshir edilecektir. Holivut