4 Jbvlul > 3 4 iSamhuriytt TELGRAF MABERLERI Balkanriyaziyekonferansı Konferans Atina Darülfünunuıida açıldı, Yunan BaşvekiliM. Çaldarisbir nutuk söyledi » Atina 3 (A.A.) Birinci Balakn riyaziye konferansı Başvekil M. Çaldari»le Maarif Nazırı M. Mak> apulos ve »iyasî âleme ve ilim âlemine mensup birçok şahsiyetler huzurile A tîna Darülfünun salonunda açıl • mıştır. Başvekil M. Çaldaris söyîediğri nutukta kongrenin Fisagor, A • rista, Oklit gibi riyaziye ilimlerinin temelini kuran birçok Yunan âlimlerinin vatanında açıldığıaı görmekten mütevelL't memnuniyetini beyan ede rek Balkan milletleri arasında ilim sahasmdaki teşriki r*3sahun, onla • rın mütekabil münasebatlerinin takviyesine ve ilim ve medeniyetin terakkisine hizmet edeceğini kaydeylemistir. Belgrat: 7 Bu da yeni türedi... vden, işinizin başına kadar olan mesafeyi, yorgun zih ninizi meşgul eden bin türlü düşünce ile katetmektesiniz. Arkanızda muttasıl otomobil korne • leri, tramvay çançanları, hamal desturları, zaten pek te toplu olmıyan akhnızı dağıtmış, şaşkına dönmüşsünüz. Kulağmızın dıbinde bir ses: Beyefendü. Sola çarkedip, size asinahk erfen yabancı suratta bir mana okuma • ğa, buna bir at koymağa çalışırken, o söze devam ediyor: Tammazsınız bendenizi, ama, merhura pederinizden feyiz aldım. Zatıâlinizi (elini dizle inin hizası • na indirerek) ta bu kadardan tanı rım.. Ah! rabtnetli üstat rağ olup ta, yazılarınızı okumahydı!. Evet efendim.. Maksad'ınız?. Arzedeyim. (Kulağınıztn dibine sokularak) kulunuz... da tahri • rat müdürü idim. Bir ifticaya uğradım.. Bir buçuk yıldır muhakemem sürüyordu. Lehülhamt beraet ettiıru Şimdi yeniden bir yere tayin edecekler. Lâkin, ilâm harcını verip te, onu almak lâzım. Artık, mürüvvetinize dehalet ediyorum. Bir tahrirat müdürüne sabık ta olsaçıksnp on kurus verilnıe ya?l Bahu sus, onun istedigi meblâğ muayyen bir şeyin bedeli. Kemali hicapla, cebiniz • d«ki iki liranın bir tane*ini müdür beyin avcuna »ıkıstrın lızaklaşıyorsunuz. Biraz sonra, id«*rede, yazı yazmakla mesgulsünüz. Kapı aralanıyor, içerlye doğru, çekingen bir bas uzanıp uzanıp geriye çekiliyör. Bittabi sinirleniyor ve seslenivorsunuz: Kim o, canım?! Ne istiyorsu nuz?. Miskin bir şabıs, yerden bir temenna, elpençe divan duran, dil»iz bir zair. Nedir, efendim? Beyefendi hazretlerü Beş sene dir açıktayım.. Simdi belediyede mün hal bir vazife buldunv. Lâkin istida vermek lâzunmı*.. On altı kurus pul parası.. Artık inayetinize kaimış!. Bu da gitti. Aksamüzeri, Köprüde, gîşe civannda, parmaklığın açılmasını bekliyorsu nuz. Ustübaşı temizce, yaslı bir hanım yanmıza sokuluyor.. Efendi oğlum!. Zâhir, vapur vaktini, yahut ki hangi vapurun nereye gideceğini soracak. Buvurun, vaüde hanıro! Bostancıda damadıma gidece • ğim.. AHah selâmet versin?. Lâkin kesemi düsürmüsüm.. tki çeyrek ver de bir büet alayım. Ne o • lur? Sevaptır! Muhtelif maksatlar için höyle muayyen bir para dilencileri gittikçe çoğalmağa basladı. Içtimaî terbiyeleri, fıt rî nezakelteri uluorta bir ret cevabı vermeğe musait olrmyanlarm haleti ruhiyelerinl istismar eden bu yaman di • lencilerin mazarratı, kaldınm kenaruı da avuç açan zavallılarmkmden daha büyüktür. Harp ertesinin ortalıkta ilıdas eylediği anormal vaziyet böyle bir takım tufeyliler doğurdu. Cemiyeti bunlar • dan temizlemek, saflığın ve hüsnü ni • yeün istismarma mâni olmak, zabıta nın en mühim vazifelerinden blridir. ERCÜMENT EKREM Beldenin görünüşü sayışı görülüyor. Her ikisinin adı türkçedir. Sırp şivesi birincinin son hecesini mceltmiş ve ikiociye bir «a» eklemiş. Beldeden Türl: gitti, türkçe kaldı. Hazin de olsa teselli nin avutan tarafı oluyor! Şehrin sa~tında beldeyi iki maîieye ayırıp belkemiği gibi uzayarak fiskiyeli havuzlarile nazarları se • rinleten bu genis caddenin her ye • rinde ve etrafında her şeyin hem eskîsi, hem de yenisi var. Solda eski kral sarayı, yeni kral sarayı, sağ • dm. eski Üniversite, yeni Üniversite; ötede »ski istasyon, beride hakikaten gösterişli yeni istasyon... Ve yeniler eskilerden büyük. Tunaya bakan yeni kilise yanmda eskiler yavru gibi ve eski parlâmentoya mu • kabil yenisi dev gibi. Eski Sırp şehrine yeai bir hız gelmiş: Eski şa raba yeni maya, Belgrat tahammür içinde! Kale meydanında askerî kulüp, eski kale bedenlerinin Ustünde yeni bir kale gibi; Teraziyada ordu evi, iki tarafmdaki bmalara biras çekil diyor gibi; Sava tarafına inerken Harbiye Nezareti, rri gövdeli eski bir Alman jenerali gibi; binalar bile askerliklerile ovünüyor. Belli, Belgrat pazisına güvenmektedir! Diyorlar k! beş on sene once Belgrat berbatmrş. Çetin Snba zengin Hırvat eklendi. Yürekler ke»e, yumruklar kafa, kuvvetre bilgi birle şiyor. Şehir birden büyttmüştür. Tuna ile Sava arasında şimdi milyonluk bir belde var. Bahçede reisle • rinin vurulduğu eski parlâmentoya Hırvatlar bir dıaha ayak basma dıkları için çok büyük yeni bir bina yapılıyor. Yapı büyüklüğiie koca Avusturya tmparatorluğu duraraadı. Bix saray yaphkça yıkıldık. Yugoslavya ancak Hırvat kalbinin kay na;masile perçmleşecek: Duası bizden, başarmak onlardan! Iskeleden kalkan vapurumuz geri geriye burnu dblaşarak ana Tunaya çirdi. Biraz ilerleymc» gttverte • , nin gerUinden Belgradın cephesine J bakıyorum. Hiçbir belde böyle görü j nemez: tki nehrin kavisleci arasın • j dan gittikçe daralarak uzayan şehir | iki nehirle çevrilmiş gibi değil de, | tki taraftan kollannı açarak tunç j burunlu, sivri göğsile, tıpkı yan bor l daları şişkin bir gemi gibi sulan itiyor ve iki tarafına sulan akıta rak yürüyor gibi. Bizimle beraber şehir de arkamızdan gelmektedir. Sanki vapurumuz duruverse Bel • grat bize yetişiverecek. Ducuşuna bile yürüyüş veren bu beldeyi çok sevdim. Viyana: Ağustcs İSMAİL HABlP HFM NALINA MIH1NA Şehrin dillere destan iki şerefi var: Kale meydanı ve Teraziya. Biri mazinin bağ daş kurup tarihin soluduğu hatıralar deposu, diğeri h alin en fazla canlanıp hayatın en kalabalık aktığı cadde. Şehrin birinde yaşı, ötekinde yaşayışı görülüyor. Akmtıya karşı doğudan battya giden Tuna vapuruna Ukönce sağ profilini gösteriyor. Cenuptan Tu • naya amut gelen timsah kafalı ve çizgileri çetin bir tepe, su gfrnıüs bir timsah gibi, Tunaya atıhnca nehir bu asabî hamlenin zorile tath bir kavis yapacak simale bükülür. Belgrat timsahın burnu ucundan sirtına doğru, meyilli tutulan beyaz işlemeli bir tablo gibi, serilip ser • pilmiftir! Son kıvrunı dönünce, genis ye • di gözünün çelik asma kavislerini suyun üstüne, çemberli hörgüçler gibi suralıyarak, basmı kârgir yedi sekiz gözle sağa, kuyruğunu gene kârgtr beş ath gözle sola bağlayıp, Tunaya, iki ucu taştan, gövdesi de • mirden, acayip ve heyulaî bir mahIuk gibi abanan fil ayakh büyük köprünün en orta gözünden dire ğimizi ve bacamızı in<lirerek yaj • sılaşmıs gibi geçiyoruz! Tunaya bakan fehiır Tunaya inmemis. Asıl Belgrat, burnu dola sıp ta, şehrin sol böğrünü kavisli • yen Savaya girilmce görülüyor. Bütün vapur kımıldanısı ve bütün şehir gösterişi burada. Şehre tath bir büküntile sokulan Savayı şehir endamh bir sarılışla kucaklamış. Akan Tunada Belgradı selâmhya • rak geçen bir yabaneilık, durgun Savada beldeye mal olan bir yer lilik. ötede Belgrat, Tunanm temaşasına bir tablo, beride Belgrat, Savanm tablosuna haşmetli bir çerçeve. Şehir oraya doküntüsile indi, burayı mamuresile kuşatıyor: Sa • va, Tunaumdir, fakat Belgrat, Savanınl Hendek yerme nehir athyan çelik zenberekli bir küheylân gibi bir hamlede Savayı kucaklıyan yeni bitmiş tek gözlü güzel köprü arka ayakiarını Belgradın böğrüne, ön kollannı karşı kıyıya dayayarak, karnını içine çekmiş, dinç bir abide gerginliğile duruyor. Nehir kıvrı • mınm daha ötesindeki eski köprü ise uzun zamanlar tek başına Balkanlan Avrupaya bağlamakla ve iki ucunda iki de~vlet bulundurnnakla övünürken şimdi, şehlevent ra • kibeler karşısında porsuklugundan utanıyor gibi, siyah kavislerintn çizgilerini göstermekten çekinerek büzülüyor! Çok kalamıyacağımız Belgradın içini otomobille acele gesiyorum. Şehrin en çok görülecek dillere destan iki şerefi var: Kale meydam ve Teraziya. Biri mazinin bağdaş ku rup tarihin soluduğu hatıralar de po»u, diğeri haltn en fazla canla nıp hayatın en kalabalık aktığı cadde. Şehrin birind'e yaşı, ötekinde ya 31 lira 27 kuruşa bir mevzu ün, Tahrir heyeti müdürlüğu ö* dasma bir maliye nvvnaro gel» di. Beni sordu. Sonra çantasm* dan bir kâğıt çıkararak okodu. Elyevm Cumhuriyet matbaasmda çm lışan rmilçra mecKsi meb'usan zabıt ka* l^mî mödürij Abtdfn Daver Beyin gay* rifaal avanstan hazineye 31 lira 27 k » rus borcu v?rdır. Tahsflî. Devl't memurluŞum esnasmda gajr* rifaal avans diye bir para aldığntn hij hatırlamıyorum. Hatırladığım birşey varsa devîetin maaşımdan tekaüt v# mazuliyet hissesi diye on beş sene mSA detJe yüzde beşterı başhyarak yüzdci on ilo'ye kadar her ay bir hayli para kesh'ği ve tam mazuliyet maası almağa başladığım zaman da yeni çıkan bir ka> nunla hartçte mazuliyet msaşından y3b sek ücretli it bulanlara mazuliyet ma • aşı verilmez diyip işi kökünden hallet* tıg'd'r, Tekaüt ve mazuliyet hissesi diye 15« 16 sene müddeMe verdiğîm paralan bft havt sieortasına vormiş olsaydım, şîra» dti bes altı bin Vn alırdım. Halbddl hepsi heosi iki ay 27 ser liradan 54 Iîra aldıktan sonra, hazine, bizden tekaüt ve mazuliyet biVsesi diy« kestiği par^lann üsHine oturdn. Şimdi aradan 1112 sene geçtiktea sonra. üsteük gelip benden 31 lira 27 kurus istiyorlar. Bu kadar sene son • ra bu hesabı neroden bulup çıkarmış a lar, neye istinat etbrmişler? Mülgsj meclla meb'usan tamamen k/apa < nıncaya ve evrakı Ankaraya nakledi • Hncye kadar ben orada evrak ve ve « saikin hıfsma memnrdum; binaenaleytî vazifedardım. Aldığım para vazifemin mukabili idi. öyle olmasa bile müru ru zaman yok mu ? Aradan bu kadai» zaman gnçtikten scnra, bu tozhı be * sabm doğruluğuna kim inanır?... Bunlan kısmen gelra mah'ye me • muruna söyledim. Fakat memurun da, eHndeki It&ğıdnı da bu paransn hangl vesaika istinaden ve neden dolayı ben< d<in istenildîğini bildikleri yoktu. «Mül* ga meclki meb'usan sabıt kalemi mü • • dürlüğü» ünvanmdan istidlâl ederek bu paranın mecIUi meb'usana ait bir hesap ohnası ihtimalini düşündüm. Ha zineye hakikaten borcum varsa o be. nim en az bin altm Uramı ahms ohnak> la beraber vermek, fakat yoksa ver • memek üzere istenilen paranm bor « cum olduğunu bana ispat edecek ma • kamı anlamak istedim. Menmr bey yammdan aynhrken bana kemali nezak^le «Cumhuriyet lda> rehaneshıdeid maaşnnı ım, yoksa evim deki eşyann rra hrczefanek munasip olaeajm» sormak suretfle 1 1 1 2 sfm« sonra, tozhı defterlerden çıkanlan bo hesabı nrratlaka ödemek mecburiyetin. de kalac&ğımı anlrtmak istodi. Bu mevzu bana 31 lira 27 kurupa, yanî hayli pahahva mal olacak gibi göriinüyor. Çiinkü, bilmem hangi da:renin yazdığı bir tczkereden maada hiçbir delile, vesikaya istinat ebniyen ba parayı itirazlanma kulak asmadan a • laeaklannı memur beyin son sözlerin» den sezdim. Biz gRzetecner, hrkesin şikâyetle • rini yazanz. Bir de kendi şikâyeiiml yözayım dedim. Biraz acele edişimin sebe'ui de, yanhşiıkla da olsa, bir defa hazineye giren paranın, bir daha ora • dan çıkm.s! imkânı olmadığmı karller'min şikâyetler'.nden Lildiğimden !lerı jeliyor. ..•..•...umnmKiıımnıIlllllinillllllllllllllllllIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIHliMlınmmM,,,,,, Bükreşte neler oluyor? Evvelki gece yapılan tevkifat Bükreş 3 (A.A.) Havas ajansı bildiriyor: Emniyeti umumiye dün gece Bükreşte tevkifat yapmıştır. Bu hususta tafsilât alınmışsa da bazı şayialaıra nazaran bilhassa Preıu Şarlın Londrada ikamet ederken etraiında bulunanlardan bazı eşhas tevkif ed'ilmiştir. Bundan başka ahiren bir nüfus suiistimali işinde ziraethal bulunan bir jenera • lin evinde araştırma yapıldığı iddia edilmektedir. Sovyet Rusya ve Milletler Cemiyeti Paris 3 (A.A.) Deyli Telgraf muhabirinden: Scv yetler in Cemiyeti Akvama iltihakı hakkmda baslıca büyük devlstler arasında tam bir itilâf hasıl olmustur. / i I Aemrikadaki büyük grev Grevcilere birçok yardıır teklifleri yapıldı Nevyork 3 (A.A.) M. Gorman, mensucat grevcilerine bütün grev müddetince yiyeceklerini temin edeceğini vadetmiştir. Grevi iyi karşıhyan birçok kimseler M. Gormana telgraflar göndererek para yardunmda bulunacaklarmı bildir mislerdir. Yunan topraklarında bir Bulgar çetesi Selânik 1 Dramadan bildirildiğine göre dün »ababa karşı bir Bulgar çetesi hududun Elice geçitlerinden Yunan toprağına girmeğe teşebbüs etmiştir. Hudut muhafızlarile çeteciler arasında bir saatten fazla süren bir muıademe olmuş, sonra çete efradı tekrar Bulgaristan arazlsln» dönmüştür. Sovyet Rasvanın bir tekz'bi Moskova 3 (A.A.) Tas ajaroı bfldir'yor: Mançuko hükum^tinln Çin şark de • miryollan üzerinde Sovyet Rusyaya alt s'lâh ve mühimmat naklini yasak etmeğe kara* vejfdiğine dair b?zı Japon gazetelermin naşriyatı tacnamile esassız dır. Çünkü mezkur demiryollan üze • rlnde şimdiye kadar Sovyet Rusyaya a* it askerî esya asla nakledilm*<nis olduğu gibi bugün de edilmemektedir. Bu yo. üzerinde ancak Japon kumandan Iığı ve Mançuko makamah mühjmmat nakliyatmda bulunmektadırlar. Ankarada beîetfiyi intihabatı hazırlığı Ankara 3 (Hususî) Belediye in • tihabab için faaliyet hararetle devam etmcktedir. Bugün Ankara mahalleleri mümessilleri saat 10 da Belediye reisi Nevzat Beyin reisiiğlnde Belediye salonunda toplanarak kur*a ile inHhap teftiş heyetini seçtiler. Seçüen zevat şunlardır: Avukat Mümtaz, tbrahira, Rauf, Noter Veli, doktor Hüseyin Er tuğrul, banka müdür muavini Rauf, Kütükçüıade Halim, doktor Vehbi, Abdi zade Hilmi, eczacı Cafer Tayyar, Veli Necdet Beyler. Maliye Vekili Ankara 3 (Hususî) Maliye Ve kili Fuat Bey lstanbulden buraya geldi. Vekfl Bey istasyooda arkadaşlan ve Maliye erkânı tarafından karşılandu Bulgaristanın malî vaziyeti Cenevre 3 (A.A.) Milletler Cemiyeti malî komitesi Bulgaris tan, Macaristan ve Auvusturyanın malî vaziyetini tetkik edecektir. Sofya daki Milletler Cemiyeti komiseri vazifesine hitam verilmesini istemiştir. Mumaileyhin istifası Sofyada Milletler Cemiyeti fevkalâde komiserliğinin devamına lüzum olup oltnadığı meselesini ortaya çıkaracaktır. Bulgar hükumetinin ilgayı ter • cih ettiği, komitenin ise Cenevre ile Sofya arasında bir irtibatm tnuhafazasına mütemayil bulunduğu bildirilmektedir. Komite, hâmillerle bilitilâf faizIerin tenzili için 1932 tarihli Avusturya istikrazmın tahvili meselesile de meşgul olacaktır. Bu istikrazı tdkeffül eden devletler, fngiltere, Fransa, ttalya, Çekoslovakya, Belçika, Holanda, Norveç, İsveç, İs panya ve Isviçredir. ynkaralstanbul telefon ücreti Ankara Posta idaresi Anka ra ile tstanbul arasındaki telefon konuşma ücretini ucuzlatmak için tetkîkat yapmaktadır. Bulgar Hariciye Nazırı Cenevreye gitti Sofya 3 (A.A.) Hariciye Nazın M. Batolof ile Maliye Nazın M. Todorof bugün Cenevreye ha reket etmişlerdir. Şehircilik ve mahallî idareler ilmi (Bafmakaleden mabat) liği en faydalı bir şekilde nasıl olmalıdır?) meselesini ilâve eylemiştir. Londra kongresine verilmiş olan mîHî raporlarda belediye ve mahallî idare memurlartnın tahsil dereceleri ve ehliyetleri ve her memleketin kendi bütçesine göre bunların tahsili çarelerini düşünmekte olduğu gösterilmiştir. Şu verdiğimiz izahlarla varmak ittediğimiz netice; memleketimizde şehircilik ve mahallî idareler i'nvnin okutulmasma her memleketten ziyade ihtiyaç olduğunu göstermek ve tedbirlerden biri olarak ta bu işe Mülkiye mektebine bir ders ilâvesile başlamak kabil olduğunu hatırlatmakhr. tleride teşekkül edecek Türk belediyeleri birliği ve bir «belediyec'l'k» ilmî cemi yetinin bu tetkikîerle aynca uğraşmacınd~ki faydaları bekliyerek bııgünden Mülkiye mektebi gibi idare memurla nnvzın ana mektebi olan bir ilim n>3essesesinde (urbanisme) denilen bu şehircilik dersini mahallî idareler teşkilâtile beraber okutmakta memlek«timiz için hatta bir zaruret olduğunu kabul etmek lâzımdır. Bence, ileride belediye memurlan • nın da bu gibi mekteplerden çtknuş olmasını temine gitmek harap memleketimizin süratli imannda şüphesiz büyük bir rolü olan belediyeleri kuvvetlen dirmek olacaktır. tstanbul meb'usu ALÂETTlN CEMİL îktısat Vekili bugün Edirneye gidiyor (Birinci sahifeden mabat) deceklerdir. Küşat resmini tktısat Vekilimiz yapacak ve bu münase» betle bir nutuk •öyliyecektir. Edirne şubesi, tş Bankasınm 48 inci şubesidir. Bu yeni şube müdürlüğüne, bankanın Malatya şubesi müdürü Ahmet, muhasebeciliğine, tstanbul şubesi muhasebe memurlanndan şair Necip Fazıl Beyler tayin edilmiş • lerdir. Bu seyahat vesilesile Trakyanm iktuadî vaziyetini yakından tetkik edecek olan Celâl Bey Edirneden dönüşte refaketlerindeki zevatla birlikte Alpulluya uğnyarak şeker fabrikasını da ziyaret edecektir. tktısat Vekili ve refakatindeki zevat cumartesi günü şehrimize döneceklerdir. Romanya Başvekili Yugoslavyada Belgrat 3 (A.A.) Romanya Başvekili M. Tataresko bu sabah buraya gelmiş ve istasyonda Başvekil ve hü • kumet erkânı tarafından karşılanmış ta. Rasit Rıza Şehir tiyatrosundan çekildi, Bağdada sridîyor Maruf san'atkâr Raşit Rıza, bundan bir müddet evvel Şehir yatrosuna gir mişti. Bununla beraber kendi sine Şehir tiyat rosu temsillerinde ender tesa düf ediliyordu. Bunda amil olan operetlerin faz la rağbet görme Raşit Rıza Bey si ve fazla oynanmasiydi. Dün haber aldığımıza göre Raşit Rıza Şehir tiyatrosundan çekilmiştir Buna sebep kendisine verilmekte olan maasta bütçenin ademi müsaad'esi ileri sürülerek tenkihat yapılmak istenilmesîdir. Ra«it Rıza Şehir tiyatrosu hari cinde kalmıs artistlerle birleserek yeni bir truıp vücude getirmiştir. Bir iki güne kadar buradan tzmire gi derek temsiller verecek, oradan da Meırsîn ve diğer bir, iki şehre uğradıktan sonra ayni maksatla Bağda Bir kasırga Tuluzu kasıp kavurdu Tuluz 3 (A.A.) Dün burada çıkan kasırga o kadar şiddetli ve sahası o kadar geniş olrauştur ki hemen hemen biitün cenubî vilâ • yetler bundan azçok zarar görtnüştür. Buğday, bahçeler ve ekinler mühîm hasara uğramıştır. tki ölü vardır. Adanada kanatılan fırınlar Adana 3 (A.A.) Bel'ıdijrnin mükerrer emir ve tenbihlerine rrğmen düne kadar finnlarına elektrikli yuğurma makitKsi koymıyan fırınlar dün kapatılmıştır. Mevcut makineli fırınlar sebrin ekmek ihtiyacınj tatmin ettiğinden şehirde herhangi bir ekmek buh ranı oJrormıştır. Maamafih BJediye son bir müsamaha göstererek makine te darik etmemiş ve kapanm» fırmlara on günlük bir mühlet vermiştir. D.'ğer f taraf an şehrimizdf satılan unlar üzerinde bir ibtikâr o?up olm?dığuun tetki kine Vilâyet makammca devam edtt m'ktedir. Mesele blrkaç gün sonra anlaşüacaktır. Şehir tiyatrosu Bu sene operetlerle piyes. ler ayh ayrı yerlerde oynanacak Sehir Tiyatrosu operet heyeti j tarafından haftanın muayyen günIerinde Tepebaşı Belediye bahçe sinde verilen yazlık temsillere ni, hayet verilmiştir. Şehir Tiyatrosu bu haftadan itibaren yeni reperatuvarlann provalarına başhyarak kışlık temsillerine hazırlanacaktır. Bu sene operet temsilleri Frmnsı z tiyatrosunda, piyeslmr d* Tepebaşında oynanacakbr. Rusyadaki İtalyan askerî heyeti Moskova 3 (A.A.) Jeaetral Gr&sioli Franceskonun riyaseti al • tındaki İtalyan askerî heyeti dün buraya gelmiştir. Ikinci Dil bayramı bunlardan uygun görülenler cemi yet bülteninde de nerolunacaktn.) 3 26 eylul günü merkez ve vilâyetlerdeki bütün gazetelerin de dil savaşı üzerine yazılar yazması ve hiç değilse bir sahifelerini öz türkçeye yazılmış yazılarla süslemeleri. Bütün Halkevle<rimizle gazetelerimizin ve Ankara ve tstanbul radyolarının bu esaslara göre şimdiden bütün hazrrhkları yapmalarını ve neticelei'inden Cemiyet merkezini haberdar etmeleri T. D. T. C. Başkanhğından rica edilmektedir. (Birinci sahifeden mabat) Almanyada evlenenler çogaldı Berlin 3 (A.A.) {»tatistik da • îresinin bir tebliğine göre 1934 senesinra ilk üç aymda 138,438 evlenme olmustur. Geçen senenin ayni devresinde bu miktar 94,686 idi. Gene ayni devrede ölenlerm adedi 28,240 azalımş ve doğanların da , $2,343 çoğalnusbr. Beiçika Hariciye Nazırı yaptığı müiâkatlardan memnun Paris 3 (A.A.) Belçika Hariciye Nazın M. Jasper, Brüksele dönerken yaptığı beyanatta Fransa Başvekili M. Dumerg (Doumergue) ve Hariciye Nazın M. Bartu (Barthou) ile fevkalâde satnimî miilâ • katlarda bulurıduğunu ve bu mü • l&katlaroSn çok memnun olduğunu söylemiştir.