.umhuriy*. "Hakikî ihtilâf Amerika ile Japonya arasmdadır,, Fransızlar, Japonların Sovyetlerle neticesi belli olmıyan bir harbe girmiyeceklerini söylüyorlar Paris 25 (A.A.) Uzakşark hâdiseleri Fransız matbuatının nazarı dikkatini celbetmektedir. Pöti Jurnal diyor ki: «Sovyet Rusya, Milletler Cemiyetine girmeğe hazırlanıyor. Ja ponya ise Pasifik denizinde vahim endişelerle karşılaşmış bulunuyor. Binaenaleyh bugün neticesi belli olmıyan bir mücadeleye giriştnek zamanı değildir.» Diğer taraftan Pöti parisiyenin Şanghay muhabiri de şöyle yazı • yor: «thtilâf, mahallinde tetkik olu • < İGUN D E B U , Canın kıymeti ir yerde tehlike olup ta, herkes basının çaresine bakmaga ko yuldumuydu: « Şaka değil.. Canpazan!.» der ler. Oemek ki can da, insanlann telâk • kisine göre, herhangi bir meta gibi pazarı olan, zaman ve mekâna göre, hâdisata göre, kıymeti artıp eksilen bir • şeydir. «Ben canımı sokakta bulmadım!.» Yahut ki: «Filân şeyi can pahasına elde ettim!.» gibi sözler, hergün, her • kesin ağzındadır. Canınm kıymetini bilenler, servetini âkilâne idare edenler gibi gıpta ile, takdir ve tahsinle, ibret olarak gösterilirler. Hatta, roal canın yongasıdır hakikatim ortaya atan ata sözii, can krymetnıin mal kıymerinden üstün olduğuna delildir. Sevdiğiniz bir kimseye: «Malıro!» diye değil «canım!» diye hitap edersiniz. Çok verenin maldan, az verenin de candan verdiğini kabul etmişizdir. En son güzellik nazariyelerini takviye eden cinsî cazibe, (seksapil) in özdilimizde karşılığıt (Cana yakm) lıktır. Pek hoşlandığımız bir kimseyi canımıza sokacağımız ge lir. O, bizim için can adamdır. Canından bezmek, ümitsizliğin, yılgınlığm son mertebesini ifade eder. Can, mutekit insanlann indinde Tann emanetidir, Tanrıdan alınmıştır. Tekrar ona iade edilecektir. Cana, tatlı can denmesi, herhangi bir hayal züğürdü şairin, möcerret pathcana kolaylıkla kafiye bu labilmesi için ihtiyar edilmiş bir külfet olmasa gerektir. Bununla beraber, can denilen bu paha biçibnez cevheri hiçe sayanlar, be dava addedip ona kıyanlar eksik değildir. Belki birgün gelecek ki, milletler boğuşmaktan vaz geçecekler, sulh perisi, asırlardanberi dünya yüzünde, boşu boşuna aradığı, süngüsüz, barutsuz, topsuz, tüfeksiz ve gazsız malikâneyi bulacak, savaş meydanlannda lokma arayan kargalar, mamur şehirlerin süprüntü • lerile kifaflanmak zaruretinde kalacaklar.. Lâkin, insanlann hergün işledikleri mSnferit cinayetlerin ardı arkası kesile> cek mi? Buna inanarruyorum. Habil ve Kabildenberi, ekseriya bir hiç için cana kıymak, insanhğm ezelî ve ebedî şian olmuştur. Bunu büsbütiin kaldırmak imkânı yoksa da, camialar hiç olmazsa tabdidine çalışıyorlar. Bir takım hayalperestlerin şiddetle aleyhinde bulun • duklan ölüm cezası, medenî kanunlara bu endişe ile konmuştur. Faydası oluyor mu? Allah bilir! Herhalde, buna aleyhtar olanlara, bir zamanlar Fransız parlâmentosunda ölüm cezasmm flgası müzakere edilirken, meb'uslardan bi • rinfn verdiği cevabı tekrar edebiliriz: ölüm cezast kalksın.. Fakat önce katiller, öldürmekten vazgeçsinler de, sonra!. Bana bu yazıyı ilham eden, Cumhurîyet hükumetinin çok yerinde buldu • ğum bir tedbiri oldu. Hükumetimiz, bıçak satışlarma kayit koymuş. Salduma, kulaklı, söğüt yaprağı, lâz bıçağı, sustalı.. Hep bunlar, külhanbeyleri, efeler ve kabadayılarla beraber tarfhe kanşıyor. Bundan sonra, canpazannda, pivasa biraz daha yükselecek, bu pazarda hava oynamağa heveskâr olanlar, aradıklan satıcıyı biraz güç bulacak'ardır. Kıymetli rejimin temizlfk faaliyeti devam ediyor!.. ERCÜMENT EKHEM İngiliz gazetesi bu hayırh hâdise ve neticelerini takdire şayan görüyor Dil inkılâbı ve Taymis İHEM NALINA MIHINA En kıymetli inhba arısı yolda geçen bir ayhk Fraoi' sa seyahatinden sonra, nihayet vatanırMza döndük. Bu, ^ • • ••n Fransaya dördüncü gidişim olduğu icn^ ağzırm açık bırakacak şeyler görme dim. Buhran Fransanın, bilfaassa Pari • < sm de belini bükmüş. Işıklar şehri, ge» celeri gene pml pınl yanmakta ol m\ masına rağmen, bombos... tnsanda ve otomobilden geçflmiyen meşhur bft*1 yük bulvarlar pek tenha... tngiliz v e Amerikalı seyyahlar, ayaklarmı kesmi^ olduklan için, eğlence yerlerinin yfa • de doksanı kapanmış. Parisin tenhali* ğında mevsimln ve herkesin sayfiyele* re, denize koşmuş olmasmm da büyütt dahli var; fakat komşu memleketler* nazaran pahalı olması Fransaya zarar veriyor. Eskiden diğer memleketlerdert ] Fransaya akın akm seyyah gelirkea şimdi, Fransızlar tngiltereye, Belçikaya, ttalyaya gidiyorlar. Bu memleketla» ,j rm ucuzluğundan btffade ediyorlar. Bu seyahatim, flk defa olarak 150 kişHik bir vatandaş kafüesile beraber vuku bulduğu için, Türklük hakkmda beslenen fildrleri ve hisleri daha iyi duydum. Gerek gidi? ve gelişte bhef gün durup geçtiğimiz Yunaristan v* ttalyada, gerekse Fransada memle •: ketimizin çok yüksek bir mevkii oldu*ğunu gördüm ve iftfhar ettim. 1910 d« ilk Parise gitt:ğîro zamar^ bir 23 ten*» mu» bayramında fesli olarak sefaret « haneden dönerken bizi gören birkaj Fransızm: Kahrolsun Türkkrt Diye bağnşmalan nekadar gitmiştL Bu defa şanlı sancağımın 4 a b . galandırarak Parism göbeğinde doîaş* tA. Kocaman bir kafile halinde Paris her köşebucağma girip çıktık. Biz! ka mılletten zarmedip homurdananla^ bile, Türk olduğumuzu Sğrenince va nımıza sokulup görüsüyorlardı. Gala tasaray izcileri güzel fransızcalarüe ko«j nuştuklan her Fransızın gönlünü çeki yorlardı ama Fransada, daha ew< Türkiyeyi tanıtan ve sevdiren bfri var< Bü^ük Sefhniz Gazi Mustafa Kemal. tstanbulun Afrikada mı, yoksa A«yada mı olduğunu soracak, Türk bay* rağım tanınvyacak kadar bilgisr* hı sanlar bile Mustafa KemJi bfliyor • lar, onun Türk milletile beraber yarat» hğı büyük eseri biliyorlardı. Görüştu ğümüz her smıf insan arasmda, Gazi Mustafa Kemali tammıyan yoktu; O • nun geri bir memleketi 10 senede nasJ fleri bir hale getirdiğmi bilmiyen yok * tu; onun dehasını takdir etmiyen yok hı. Konuştuğum Fransızlar arasında, «Asrımızın en büyük adamı Mus « tafa Kemaldir.» Diyen münevverler bir değB, beş d« ğildi. Büyük Türk, her memlekette ol«| duğu gfb:, Fransada da şahsı için haj raniık, milleti içfn saygı uyandırrmşt Bu seyahatimde mîllî bir iftîhar ' zevkle müsnhede etughn en kıymetB şey, bu, oldu. Aianadan Kazana, Edirneden Türkistana kadar uzanan tahada herkenn knllandığı bir Türk dili kabal edİldİği zaman bu hâdise gelecek nesiller üzerine ne kadar büyük tesir yapacakttr! tkinci Dil Kcrultayının taplanması Avrupada mühnn akisler yapmjftır. Bu cümleden Taymis gazetesi 21 ağuv tos tarihli nüshasında (Türk liuuıı) »erlevhası altında ceşreylediği b.r bafmakalede Türkiyedeki Türk dili ulabata teşebbiisünün ehemmiyetini şa suretle izah etmiştir: «Yeni Türkiyenrn âlimleri Türk sözünü kaplıyan ve hemen hemen gizliyen ecnebi kelimeleri mükemmel bir faaliyetle ve muayyen metot ve usulle izale etmektedirler. Türk lisanuu temizlemek maksadîle ikinci Kurnîtayı ınndi Dolmabahçede içtimalar sjctcj;yor. Kongrede 3d sene evvel ts*kfl tttiği cemiyetin arzettiği rapor tetkik edilmiş tir. Bu cemiyet halis Türk kelimelenn den bir karous tanzim etmek ve millî lugsti tevsi etmek ve Türk gramerinin kaidelerini sadeleştirmekle meşgal olmuttu. Şimdi bu cemiyet binden fazla halis türkçe keîimenin arabî ve farisî mukabillerinin yerine kull«nılrrj»sını tamime çalışmaktadır. Bu bin kelime den çoğu Türkiye mekteplerı, kollej leri ve gazeteleri tarafmdan kabul ve tatbik edilecektir. Gerçi, bizim mgilizcenin m&trm • mimlerinden oîan bazı lâtin asılb kelimeler gibi türkçenin bir kısmını tcşkO eden Arap ve Fars kelime'.er1 var dır ki bunlan pbnak biraz güçtur. Fakat diğer taraftan farsça ve arapradan alınmış birçok lüzumsuz kelimeler vardır. Gene bu lisanlardan alınrrns lıi • zumsuz tabirler de az değil J:' Çün • kü türkçe bu Arap ve Fars kelime ve tabirlermin mukabni olarak ahenktar ve anlaşılır kelimeler ve tabirler tem : n ve tedarik edebîlir. Bu Iuzumsuz ve zait arapça ve farsça kelimeler ve bıbîrleri türkçeye sokanlar kendi yerli dnSeri • nin meziyetlerini gormiyecpk Vadar Kur'anın mukaddes Hsanma hürmet eden ve tran şairlerine raeftun olan eski nesillerm edebiyat adamlan ve Kiku met memurlandır. Bunlar kendi dulerinnı meziyetleri ne karşı gösterdikleri körlükte bir derece mazurdurlar. Şüpbesizdir ki Yakmşarkı iîtilâ eden eski Türklerm konuntuklan diî tab'* ve iptidaî halinde yahıız en sade dinî. siyasî ve adlî fikir ve mefhutnlan ifade edebiliyordu. Lâkin Roma imparator • luğunu istilâ eden Cermenlerle Mı :ar lar da bu huıusta Türklerden üerde değildiler. Maahaza Cermenlerle Mrcarlann ahfadı bu fOdr ve mefhunvarın çoğunu kendi lugatlerinin tabirat ve ıshlahatı üzere tercüme ve naklederek dil meselesini halletmişlerdir. Anlaşılan Osmanlı yazıcdan ya daha az icat kudretini haiz idiler, yaruıt daha az itimadı nefis sahibi idiler. Bunlar türkçenin kelime teşkflindeki büvük kabiliyetini ve şayanı hayret bir surette muhtasar ve müfit ifade kuvvetini ve fevkalâde cazip sait ahengi sutsnini haiz bulunduğunu unutmuşlardı. Asıl Tiirk ani boyle olduğu halde Osmanlı yazcılan parçalardan yapıl • rm* bir bohç»'t benziyen b?r «debî liMO vvcuî* getîr.nşilerdir. öyic parçaIı ki lisanın asıl Lumaşı bu parçulsr a rasında hemen hemen kaybolmnsur. Bunlann yarattığı lisan arabî ve farisiden mürekkep ve karışık kabs ve kaidesi bozuk bir dildir. Mîllî ed«>Myatm büyümesîne karşı mânt ve tatrip • kâr olan bu kaba Iisanla Türk mernurlan, münşileri, tarihçileri ve »airVri sarih ve açık olan Iisanı kanşbrmıslardır Asn hazınn iptidasnda nefis ve mce yazı denilen türkçe edebî parçalarm çoğuna mukayese edîidîği zaman Johnson devrindeki eski mgflizce ve Euphues nesri bile sade addolunabiiir Başbuğu Gazi Mustafa Kemal Hat retlerînin bulunduğu yenî edebî milli yetperverlik, yukanda tarif ett'sHmu. Iisanı felce uğratan nüfuz ve teslrlrr» karsı bir isyan teskîl ediyor. Lisan ıslahçılan ihtimal acnll'ik gostereceklerdir: Eski lugat üzer* talîm ve terbiye görmüs bir nesli hergün eski türkçeden ondan fazla kelime kullan • mağa alıştırmak belki çabuk OÎT. yacaktır. Fakat daha genç nesil lisan saha • smdaki ıslahatı terviç ve iltizam etmektedir. Yamız kohne bir takım kelimeler ve tabirler yer'n* fcaı ka türlü kohne kelimeler ve tabirler koymakla îktifa edilmecüjn tak' dirde lisanın türkçeleştirflmesi Türkiyede (edebî) ve (avam) dillerî arasm daki derin uçurum üzerinde k"prü v«zifesîni görecek olan yeni ve ori.iinal bir lisana zemin hazırhyacaktır Türk d'lindeki ıslahatın myjMemel siyasî netice ve tesîrleri de ihmal olu namaz. Adanadan Kazana ve F.dirneden Şarkî Türkistana kadar uzanan genîş sahada herkes tarafmdan okunabHea ve anlaşılan umumî bir Türk Iisanı kabul edildiği zaman bu hâdi»*, gele • cek nesiller üzerine nekadar büyük tesir yapacaktır?» nursa, uzaktan gözüktüğü kadar korkutucu değildir. Moskova ve Tokyo hükumetleri şiddetli siyasî teşebbüslerde bulunuyorlar ve bu teşebbüsler mütekabilen hande ile karşılanıyor. Çünkü her iki taraf ta diğerinin blöf derecesini pekâlâ bilmektedir.» Jumal gazetesi ise diyor ki: «Hakikî ihtilâf Amerika ile Japonya arasındadır. Pasifik denizinin hâkimiyeti için ezelî deniz rekabetinin yeni bir safhasına şahit oluyoruz.> ummııntıuilUIIIIIIUIUIIIIIIIllllllllllllltllUIIIHIIHinuınıımm.M» Viyanada yeni tevkifler Maruf bir meb'ıu intihar etti Viyana 25 (A.A.) Havas a jansı bildiriyor: Zabıta, ziraat fırkasma mensup eski nazırlardan M. Bahayinger • Bacheinger • i tevkif etmiştir. Ziraat fırkası meb'uslarından M. Devati Dewaty nin de tevkif edildiği zannolunuyor. Diğer taraftan ziraat fırkası reisi olup Çekoslo • vakyaya iltica etmiş bulunan eski başvekil muavini M. Vmkler Haymverci matbuatın siddetli hücumla rına uğramaktadır. Büyük Alman fırkası meb'uslarından M. Ham • pelin tevkifi haberi henüz teeyyüt etmemiştir. Viyana 25 (A.A.) Eski ziraat fırkasınm M. Dolfusün katli hâdiaesine karışmış olraaıı mezkur fırkanm parlâmento grupu reisi M. Pogrzedacz m intihanna sebep olmuştur. fflumaileyh bu sabah olmuştur. Veltblat Weltblatt gazetes!, ziraat fırkası meb'uslarından M. Devati Devraty nin tevkifini teyit e"'emektedir. ı Almanya ile Lehistan a. I rasında gizli itilâf mı? | Varşova 25 (A.A.) Bir harp esnasmda Almanyanm Lehistan ta • I rafmdan iaşesini derpis eden çift maddeli gizli bir muahedenin Lehi«I tanla Almanya arasında aktedilmek üzere olduğuna dair çıkan haberler çok iyi malumat alan Lehîi dtelıafOI de kat'iyyen tekzip olunmaktadır. Rusyaya giden askerî heyetimiz Heyet Odesada büyük merasimle karşılandı Odesa 25 (A.A.) Hususî mu habirimizden: Frans Meri Sovyet vapurile, Fahrettin Paşanın riyasetindeki 14 kisilik askerî heyetimiz bu sabah Odesaya geldi. tstikbalde Roma bü • yük elçrmiz Hüseyin Ragıp Bey, koaaolosluk memurlarımız, Sovyet askerî erk&nıle mahalli hükumet mermırlan hazır bulunduiar. Bir askerî kıt'a selâm resmini ifa etti. Millî marşlar çalmdı. Heyetimizin geçeceği yollar kâmilen Türk ve Sovyet bayraklarile donatıhnıştı. Bugün saat ikide heyet azaları nin şereflerine Tondra otelinde bir öğle yeoıeği verilecektir. Heyetimiz bu akşam Moskovaya hareket ede • cektir. Ankaradaki bira fabrikası açılıyor Ankara 25 (Hususî) Gazi Ornıan çiftliğinin yaptığı bira fabri kasının 1 eylulde açılması mukar • rerdîr. "Yavuz,, Tekirdagında Tekirdağ 25 (A.A.) Yavuz, Zafer, Tınaztepe bugün Gelibolu dan limanımıza gelmişlerdir. Filo buradan Erdek ve Gemliğe gide • cektir. Klitahyada feci bir tren kazası Kiitahya 25 (A.A.) Dün »aat 10,30 da Alayundan gelip Konyaya «jcçen tstanbul treninin harekeii eına&ın da müessif bir kaza olmuş, jandarma mektebi birinci bölük kumandanı yüz • başı Remzi Beyin sol ayağı kesilmiy.rr. Remzi Bey memleket hastane< nî nakledflmiştir. Ali Bey dün Naf ıa mües Bize mektup gönderen seselerini teftiş etti kaza hekimine (Birinci aahifeden mabat) tniryollan muamelâtile mefcgul olacağım.> Vekil Bey, tstanbulda frramvay, elektrik ve telefon şirketlerine ait pürüzlü ve henüz halledilmemiş mselelerle alâkadar olup olmıya cağı hkkındaki suale cevaben bunları Ankarada tetkik edeceğini söylemiştir. Ali Bey buradaki işleri dolayısile Afyonkarahisar Antalya şimen • diferlerinin esasını koyma mera • simine gidemiyeceğini, bu merasimde Vekâlet müsteşannın hazır bulunacağını ilâve etmiştir. (Basmakale'ien mabat) ğu halde ayda 60 70 Iira kazanan bazı kimseler kabilinden değüsmiz. Siz memleketin yüksek tahsfl görmüş ve milletin hayat seviyesini yükseltme • ği kendisine gaye edinmiş müstesna evlâtlanndansınız. Maaşınız 6 8 Iira olab'lir. Bu kadar veya daha fazla aylık alan başkalan da hulunabilir. Maaş, siz;n berkesle ölçüIebileceJKniz b;r nvk: yas değ ldir. Bu bahiste olçü mikyası ancak tahsil derecesile mfl'et ve memlekete hizmet imkân ve kabiliyeti ola bilir Tıp fakiU*esi bu mem'ekette inlnlâp oc?ğı oldu. Bu inkı'âr>m manası mem'eket ve m'llete para ile der'l aşkla baflıhktır. O zaman fedakârlığa ihtivacı olan memleket ve m Het bufiTrn uğu runda askla, şevkle çahşıimak ihtiyacmdan kurtulmuş değildir. Bu hizmeti ancak onun mahiyet ve ehemmiyetini takdir edenler ifa edebilirler. Doktor lanmız bu güz'de sınıfm başında olan aziz vatandaşlanmızdır. Hepimîz elimizden gelebildiği kadar milleti yük seltmeğe çalışahm, ve iyi bilelim ki bu yükseltmenin zımnmda kendi yüksel • melerimiz sakhda. YUNUS NADİ ; Bir tayin Ankara 25 (Hususî) Bursa •nerkez kazaç temyiz komisyonu reisliğine mülga Darülfünun profe • sörlerinden Vehbi Bey tayin edil tniştir. Belçikada bir casusluk hâdisesi Brüksel 25 (A.A.) Dostunun kardesi olan bir Almana guli askerî vesikalar veren bir asker tevkif olunmuştur. Bu Alman casus teşkilâtına mensuptur. Gerek bu Alman, gerek evinde diğer gizli vesikalar bulunan kiz kardesi tevkif edilmiş > lerd'ir. Asker, para aldığını itiraf etmistîır. Gümüş paralar Resim ve kalıp müsabakasının neticesi alındı Yeniden basılacak 100, 50 ve 25 kuruşluk gümüş paralar için ge • > çen hafta yapılan müsabakay* da* ir tetkikat bitmiş ve karar veril tniştir. Jüri heyeti, baş resminde^ birinciliği heykeltraş Mesrur tzzet Beyin eserine vermiştir. Arka resminde de birinciliği Gfl« zel San'atler Akademisi muallim» lerinden Vedat ömer Beyin yap tığı resim kazanmıştır. Her iki eser tetkik ve kabul olunmak üzere Ma« liye Vekâletine gÖnderilmiştir. Birinciliği kazananlara, eserler Maliye Vekâletince kabul edilsin edilmesin biner Iira mük&fat ve • rilecektir. Baş resminde birinciliği kazanan eserin resmi gayet mahirane ya • pılmıs Gazi Hazretlerinin profillert ile «Türkiye Cumhurîyeti» ibare sinden ibarettir. Arka resminde birinciliği kazanan kalıpta ise amudî iki buğday başaği ile üst tarafta bir ay yıldız alt tarafta da (100 ku rm) ve (1934) ibareleri vardır. Bundan başka (10), (5) ve (1) kuruşluk nikel paralarm resmine dair müsabaka da 19 ağustosta başlamıştır. Eserler 19 birinci teşrine kadar Darphan«y« ••rilmif bal« • nacaktırk Istanbul 'zmir liman idareleri Ankara 25 (Hususî) tstanbul, tzmir limanlarınin sureti idaresi hakkmdaki nizamname berayi tasdik Devlet Şurasma gÖnderilmiştir. Limaa idaresi aşağı yukarı tnhisarlar idareleri şeklinde ticarî müesseseler halinde idare edilecek, tzmir limanı ile Karsıyaka arasındaki yolcu nakliyatını liman idaresi yapacaktnr. Fransada büyük manevralar Paris 25 (A.A.) 28 ağustostan 31 ağustosa kadar Paris ımntaka • sında büyük hava manevraları ya • pılacaktrr. Fakat sivil halkın bizzat kendisini koruması talimleri yapıl mıyacaktır. Manevraları Jeneral Dögua (Degoys) idare edecektir. Bu munasebetle birçok kişi alan muharebe ve kıtaat nakliye tayyareleri kullanılacak ve en son sistem takip tayvareleri mvdafaaya iştirak ey Macaristan ve Efsranistan Dün şehrimizde bir dostluk muahedesi imzalandı Devlet kırtasiye ihtiyacı için bir talimatname yapıldı Ankara 25 (Telefonla) Dev let kırtasiyesinin teminile resmî idarelere ne suretle verileceği hakknnfa bir talimatnam hazırlan • mıştır. Ştutgart 25 (A.A.) Fevkalâde Almanyada muazzam bir Kongre Almanyada siddetli bir fırtına ingilterede silâhlanma faaliyeti fiddetli bir fırtma bütfin Nırcnbergte mâhim hasar yapmı* ve sebze ve meyva bahçelerini harap etmiştir. Birçok çiftlikler harap olmuştur. Dolu ve <id detH yağmurlar neticesinde feyez*nfar hasıl olmuştur. Priende üç kîşi bogul • muştur. ölenlerin daha fazla olm&»u>dan korkuhnaktadır. Londra 25 (A.A.) Deyli Telgrraf (Daily Telegraph) gazetesi, beş senelik hava plânının doğrudan dogruya verecegi netice, bugünkü nazarî kuvvetinden aşağı olan ha Ta ordusunun filen kuvvetlenmesi olacağım yazmaktadır. Bu gazete, Bahriye Nezaretinin her saffı harp gemisine ve her kruvazöre ikifer deniz tayyaresi ver mek niyetinde olduğunu bildiriyor. Bahriyeyi, kesif ve bombardıman tayyarelerile teçhiz etmek hususunda, tngiliz bahriyesi diğee bahriyegeridedir. r Berlin 25 (A.A.) Nurembe gde toplanacak olan büyük kongrede beş yüz bin millî sosyalist hazır bulunacak ve yapılacak geçit resmine de 180 bin siyasî âmir, 88 bin hücum, 12 bin muhafaza kıt'aları azası Efganistanuı Ankara bü:ük elçisi ve 60 bin Hitler gençlik teşkilâtı Sultanahmet Han ile Macaris'anın Anmensubu iştirak eyliyecektir. tnti • : kara elçisi M. Jüngert Araoti M b«Ji zamı temin için 9 bin muhafaza kıt'Jungerth Arnothy Mihaly Macar seası azası tahsis olunmuştur. Bu mufirin'n Yenilcövdeki ikansetgâ^mda Lfazzam insan kütlesini Nuvemberge gan'stan ve Macaristan ara«mda bir götürmek için 500 hususî tren ha • zırlanacaktır. Bundan ba;ka kongredostluk muahedesi imza etmjlerdir. j ye otomobillerle gelecekler İçin dJe şehrin etrafında 50 bin otomobil alabilecek bir park yapılmıştur. Kongrecilerin barınmaları için açıkta muazzam kamplar kmrulmuştur. 3 iincü tertip tahviller 30 Bunların iaşesini 35 seyyar mutfak temin edecektir. Ergani istikrazı ağustosta piyasaya çıkarılıyor ^ Türkiye İş Bankası Istanbul Şubesinden: Bankamızm kurulusunun onuncu yıldönümü münasebetile G'latasaray Lîsesinde 2 6 ağustos 1934 pazar günü saat tam 17 de aç'lacak sergiyo tstanbulda bulunan meb'uslanmızm huzurla. rile şeref vermelfwri rica olunur. Adresleri malum olntadığından ayrt ayn da> vetiye gönderileme^ştir. riindistanda 50 köy su altında Patna 25 (A.A.) Ganj nehrinin taşması yüzünden Matnadan 60 tmda kalmtstır. ö l e n yoktur. mtl mesafede Şita tivannda 5 0 koy su al Yeni bir hava seferi Attava 25 (A.A.) tngıliz tay yarecisi Griereon Bahrimuhiti şimal yolile geçmek üzere Groenlandci» kâin Golthit Gothaatt istikametind» uc muştur. Bu tahvillerden almakla paranızı en kârlı ve emniyetli ise yatırmış olursunuz.