1 Ağustos 34 TELGBAF HABERLERI Mr. Baldvinin nutku Avam Kanıarasında söylenen sözler Almanya, Amerika ve Belçikada nasıl karşılandı? Brüksel 1 (A.A.) M. Baldvinin «tngilterenin müdafaasını düşün • düğümüz zaman, artık Douvres sahilierini değil, fakat Rhimi düşünüyoruz.» Tarzındaki sözleri, Belçi • kada büyük bir memnuniyet uyandırmıştır. Matbuat, bu sözlerin Sir Con Simonun 15 gün evrel, Belçika arazisinin tamamiyetinin, tngilterenin emniyeti için esaslı bir unsur olduğuna dair büyük bV metanetle yaptığı beyanatı kuvvetlendirdiği • ni yazmaktadır. Gazeteler, Belçi • kanın hiçbîr vakit, Lokarnonun kefili olan tngilterenin sözünden şüphe etmediğini ilâve etmektedirler. Londra iktısat konferansı esnasında Belçika ve Holanda ile tngiltore ada lanna karşı h»va hücumlarına mâni olmak için bitaraf mıntakalar t'sisi hakkuıda bir plânın M. Hulle izab edilnrj olduğu ifşa edilmektedir. M. Baldvinin beyanatı, bu fikcin inkişafı olarak telâkki edilmektedir. 'UGUN DEBU.. Hayat bozguncusu nu hep tanırsınız ama, bilmem, fbenim kadar sizi de sinirlendirir mi? Zayıf, sırım gibidir. Karaciğerinin iyi ifraz edemedıği safra, sanki bütün vücudüne yayılmış, derisinin altına kadar sızıp, yüzüne yeşilimtrak, iğrenç bir renk vermiştir. Yolunda işlemiyen mide ve barsaklarınuı ufuneti dimagma da sirayet etmiş gibidir. Ezeldenberi bozuk olan sinirlerinin keşmekesinden dünyayı, insanları, hadisatı mes'ut tu tar. Gözlerinde galeti riiyet vardır: Ortalığı, kesif bir duman perdesi arkasından görür. Hiçb:rseyden, hiçbir zaman memnuniyet beyan ettiğini gör • mezsiniz. (tstikbal) in hasmıdır; ma • ziye taabbüt eder. (Bugün) ün kıymetini ancak yarın, (bugün) (dün) ol duktan sonra anlar. Onun indinde her şey, herkes fenadır. Fena olırayan, bir dereceye kadar, yalnız dünkülerd:r. Büyük Harbin 20 nci yıldönümünde Bir şehit karısı anlatıyor Yazan: Suat Derv:^ Mevlude Hanım basını bana kaldmyor. Her çizgıünde çektiği bir mihnetin izi olan yüzünde büyuK bir hayret okunuyor: Yirmi sene ha?!... diyor. Yirmi sene geçmiş öyle mi? Sıcak bir rüzgâr esiyor. Esen rüzgâr neşeli neseli onun siyah basörtüsile oynuyor. Halbuki onun ciddî yüzünde hiç te neşe yok. Karşımızda oturuyor. Bahçenin bilmiyorum neresinden bulup getirdiği kocaman bir taşın üzerinde... Bir elinde bir çöp var, dalgın dalgın toprakları eseliyor. öbür elile yaramaz torununu zaptetmeğe uğraşıyor: Hanımcıeim siz yirmi *ene di yorsunuz ama büyük seferberliğin ilânmdanberi bana yirmi ay bile geçmiş gibi gelmiyor. Herşey dün gibi, dün kadar yakın... ölülerimizin acısı henüz ciğerimizden çıkmadı. Yüreğimizdeki yangınlar henüz sönmedi ki... Zaten o günleri görenlerin onu bir daha unutmalanna imkân var mı hiç... Hindenburg ağır hasta! (Birinci aahifeden mabat) kadar Hitlerin fevkinde bir adam bulunuyordu. Eğer Hitler, Hmdenburga halef olacak olursa vaziyet ne olacak? Başvekâlet makammda Hitlere kim halef olacak? Bunlar vahim bir taknt» hâdiselerin teakup etmekte olduğu şu zamanlarda bahse mevzu edilecek bir yığm n»eseledir.» Le Journale göre, ücüncü Reich eski Almanya ile yeni Almanya arasm • da yaoıian b'r uzlasmadan doğmus hır. Üçüncü Reich, mukaddes sef ile Havarinin mesai birliği sayesinde vu • cude gelmis, fakat hh] il" mazi arasm da çoktan bir aynlık vuku bulmustur. Tamamile karmakan'ik olan bu vaziyet bize na«l bir istîkbal hazırlıyor? Almanya hercümerce, saltanahn i adesine veya bolsevizmin yerleşnte sine isal eden yollann telâki noktasma vâsıl olmustur. Almanyada Berlin 1 (A.A.) tngilterenin ha va silâhlan programı hakkında Avam Kamarasında yapılan müzakerelerden bahseden Correspondance Politique et Diplomatique, Alman sivil tayyare ciliğinin hiçbir askerî kıym'ti olmadı • ğmı ispata çalışmaktadır. Diğer taraftan ayni gazete, mese • lenin Avam Kamarasmda fena bir şe • kilde ortaya atılmış olduğunu yazmak • tadır. Zira Almanyayı kendi emniyetinı temine sevkoden keyfiyet, d ; ğer dev letlerin hava kuvvetlerini mütemadi surette artırmalandtr. ı .»•• Mevlude* Hahtm Amerikoda Vaçington 1 (A.A.) M. Ba'dvinin hava müdafoası hakkında 30 temmuzda Avam Karamasında yapt'ğı beyanat, tngilte>e hükumetinin uzun müddettir düsündüklerinin açıkca ifadesi olarak telâkki edil • mektedir. 'HiipıımıiMIUIIIIIIHIIIIIIIIIIIIIIHIllllllllllllllllllllllimı 96 milyon marklık Konyada bir batakmuazzam bir miras lık kurutuldu On sene evvel ölen bir Aimanm vasiyetııamesî Berlin 1 Amerikaya hieret etmi» olan Petras ismrnde bir Alman bundan or bir sene evvel ölmüş v<ı elli milyon dotrrlık bir servet bırskmıştır. Müteveffanm arzusu veçhile vasiyetnamesi on ieiH> scnra açılmış ve şimdi Berlinds >atıyan bir kızkardeşile biri Essende ve diğeri Varsovada oturan iki erkek kardeşi bu muazzam mirastan haberdar ol« mıul&rdır. Bunlann her birine 48 milyon matk •»a^t ebnektedir. Çünkü mezkur mehlâğ on sene içinde mürekkep faizle mütLiş Fiırette artmıshr. Yirmi beş köyün sıhhî vaziyeti de düzeldi Konya 1 (A.A.) Konya mınta ka*ı sıtma mücadele cemiyetince 20 mayıs 934 tarihinde kurutulmasına başlandan 1500 hektar vüsatindeki Eflâtun bataklığı açılan 7 kilometre tul ve 3,5 metro arzmdaki kanal ile kâmilen kı«rutulmuştur. Civannda bulunan 25 köyün sıhhatini ihlâl eden bu vâsi ba • taklığın kurutulması savcsinde hem civar halkmın sıhnadan kurtulması ve hem de çok kuvvetli ve mümbit bir araziden sevgili kövlülerimtzin istifa^"*! terom edilmiş ve hatta şimdiden düne kadar hastalık membaı olan ve içine insan girmiyen bu arazide köylü'erinvz sapanlarmı kul)»nmağa baslamışlardır. Giimrük resmile alman Betediye hisseleri Ankara 1 (Telefonla) 2256 nu • Traralı kanuna göre gümrük resmin'n yiizde onu nisbetinde tahsfl edilip e • ır.fctrrst hesabına irat kaydolunan Be • lediye hissekrinden fazla alman p?ra • larm geri verilmesi alâkad&rlara ta • mim edilmistir. Sıvas • Erzurum ha'tt Erzurum 1 (A.A.) • Ye»i inşa e • di'mekte olan Sıvas Erzurum şimen • difer hattınrn Erzurum güzergâhını ve istasyon mahallini tesbit etmek üzere Şirkftler kontrol müdürü ve Nafıa Vekâleti basmüfettişi gelmisler ve tetki • kata başlamışlprdır. Istatistik talimatnamesi Ankara 1 (Telefonla) taatistüt telimatnamesinin 21 inci madd<"«i ta • dil edilerek beynelmilel ticaret esasla • ima dahO buhmımyan bazı esymnm U • tatistik kayitlerinden âzade bırakılma • n kararlashnlmışhr. Isparta halıları ve Izmır sergisi tsparta 1 (A.A.) Beynelmilel 9 eylul tzmir panayınnda bu sene tspar • ta halılan, mahsulâh ve diğer sanayii için büyük bir pavfyon tesisi evvelce kararlashnlrmstı. Dün hahcılar birliği idare heyetinin Ticaret Odasmda yap hğı toplantıda, panayırda halılarımızm çok zengin çeşitlerle teşhiri hakkında konuşmalar yapılmış ve esaslı tedbirler almmışhr. Panayır işlerilo meşgul ol • mak üzere aynca bir de komisyon teşkil edflecektir. Sıhhat müdürleri arasında Ankara 1 (Telefonla) Kırklareli Vflayeb' Sıhhat ve tçtimaî Muavcnet toüdürn Dr. Hamdi Bey görülen liizunı flz'nne Beyazıt Vilâyeti Sıhhat ve tç • timhi Muavenet Müdürlüğüne nakil ve taym edihnistir. Bundan başka Çornm Sıhhat Müdürü Dr. Zühtü Bey Afyona, Penizli SAhat Müdürö Necdet Ş/akir Bey tzmire tayin edilmişlerdir. Yunan tayyarecüeri so'yada Sofya 1 (A.A.) Yunan askerî tayyare filosu tstanbul, Bükres ve Belgradı ziyaret etÜrten sonra bupaya gelmis tir. Filoda on dört tayyareci vardır. Bir kaza ismi değiştirildi Ankara 1 (Telefonla) Konya Vilâvctine bağlı Sultanlye kazasuun a • dmm Karapınar olarak d<"ğifHrilmesi Heyrti Vfkilece kararlaşhnlmıştır. Bir vapur karaya oturdu Lizbon 1 (A.A.) Ruy Barbosa ismindeki Brezilya vapuru, Leikoes yakınmda karaya oturmuştur. Tahlisiye grjnileri, 4 0 yolcuyu kurtarmağ>ı mu • vaffak olmustur. Diğer yolcularla mü rettebatm da kurtanlmasına devam e • diliyor. Geminin batmasmdan korku hıyor. Orta tedrisat kadroîan Ankara 1 (Telefonla) Maarif Vekîleti orta tedrisat müdürlüğü orta mektep ve lise kadrolannı tesbite baş lpmıshr. Bu kadrolarda sıhhî ve müb retn sebepler olmadıkça tebeddülât yapümıyaeaktır. Litvanya Haricive Nazırı Moskovada Moskova 1 (A.A.) Litvanya Hariciye Nazın M. Losoraitis refikasile birlikte bugün Moskovaya gelmiştir. Divani Muhasebat reisı Ackara 1 (Telefonla) zıaryetle bu akşam tstanbula Divani hareket Muhasebat reisi Feyzi Bey bir ay me • cbnif, Maliye ve Divani Muhasebat erkâuı tarafından teşyi olımmuştur. Yanlış bir haberi tavzih Aydın 1 (A.A.) Vilâyet maka mından bildirildiğine göre tstanbul ve tzmir gazetelerinden bazı'arın.la Ay dmda bir cmayet serlevhasile çıkan bir yazjda 24/7/934 tarihinde Ortak lar köyünde Ali oğlu Şükrü tarafmdan katledilen Süleyman Efendinin vilâye» tapu memuru olduğu ve vazifeye giltiği sırada katledildiği gösterilmiştir. Hal buki maktul Süleyman Efendi iki sene evvel vazifeden çıkanlmış olduğundan :I: o zamandanberi tefec k'e m"«gul ol makta i<K. Hâdise de bu yüzden mey • dana gelmijtir. Amerikadaki grev San Fransisko 1 (A.A.) Bütiin <?eniz graplan iki buçuk aydan fazla siiren bir grevden sonra tekrar ise ba» lamışfar. Bu grev 8 kişmin ölümünc, birçok khnsAİerin yaralanmasma ve ikî yLz milyon dolar kadar zarar ve ziyana mal olmustur. dam bulanuyorum» demiş. Kocanvn hayatta olduğunu düyunca ve yaralının Yanınıza usulcacık sokulur. Köhnekardeşim olmadığuu görünce öyle se mis bir nezaketle selâm verir. Rengî vinmiştim ki; oraya dizüstii diıştüm. uçuk, ipincecik dudakları arasından, Onbaşının dizlermi ağlıyarak öptüm. Sizin çok fena hatıralarmız var kulağınıza fısıldar: Onbasının yarasi hafifmiş. On be> galiba Mevlude Hanım. gün sonra iyileşti. Giderken onunla bi Ne var, ne yok, mirim? Ne oluDiyorum. zimkine çamafir, tutün ve kâğıt kaiem yoruz?. Fena mı?.. O günlere fena de • yolladım: «tşte bu kâğıdı, kalemi ya • Ne mi oluyoruz?. Allaha şıikiır, mek bir iltifattır harumcığım... Fena nmda bulundursun, okur yazar birine birşey olduğumuz yok. da söz mü... Çektiklerimiz anlatmaktesadüf ederse hemen bana yazdırsın • > O, bilgiçli bir tavırla, basını sallar; la bitmez, nakletmekle tükenmez ki... dedim. Hasan onbaşı gitti. Fakat daetrafına, çekinerekten bir göz gezdi • Büyük muharebenin sıkmhlannı çek ha mektup gelmeden evvel gene Harir: miyenler dünyada başlanna ne gelirse san onbaşı geldi. Yiğit genç bu defa da Ya, Avusturya vakaynne ne bugelsin biz, keder, cefa çektik derlerse kolundan yaralanmif, gene bizinJfinden yurulur?. Allahın gücüne gider... Seferberlik ihaber getirdi. Gene iyileşti. gitti. Bir Hiç; mevziî bir ihtilâldi.. Bas • lân edildiği zaman eğer bize başımı • kere daha yaralı geldi... Sonra gitti... tırıldı. Bugünkü gazetelerde iyi haber* za gelecekleri biri söylemtş olsa buna O gittikten sonra tam dort ay gene haler var. inanmazdık... Esasen harbin bu ka • bersiz kaldun... Ah o dört aym bitmez Aman, hazret! Ne de hoş söylerdar uzun sureceğinî de hiç kimse tah tükenmez geceleri. Her gece sabaha ainiz!. min etmemişit. Seferberlik olur olmaz kadar «Allahım onu muhafaza et» di Bunda bir hoşluk göremiyorum. önağızda erkek kardeşim gitti. tkinci ye dua ederdim. Dort ay sonra îdi. Hakikati söylüyorum. sevkiyatta kocamı aldılar... Hiç unutBir akşam ortalık kararmısh. Bir tel Sanki gazeteler hakikati yazar • mam bir ramazanm on besiydi... Çık • graf geldi: «Bu kâgıdı ahr almaz Bamıs gibi.. Gazetecilik, merhum Basi h hepimizi bırakfa gitti... O zaman biz kırköyüne gel, oradayız. Fakat hemen yeni evli idik. Yani yeni sayılırdık. Anretçi AK Beyle birlikte, sizlere ömür! sevkolunacağız.» Gece, aksam dinle cak Sç senelik... Mehmedim iki yaşınHazret, aldı götürdü.. Allah rahmet medim. Gittim. Bakırköyune geldim. daydı. Fahrettm henuz dfinyada yokeylesm! Orada çayır gibi. meydan gibi bir yerde tu. Evveli galiba talim görsimler diye bir hercumerç. tnsan, at, kahr, deve, mi nedir onlan Edirneye yollamışlar. top arabası, çadtrlar karmakanşık... Demek ki, o taraftan hiçbir tehArkadan Tekirdağma sevkedıidiklerini Ortada bir ateş yanıyor, kenarda binlike görmüyorsunuz ? duyduk. tstanbuldan aynldığinın tam lerce bhli esvap o atese atihnak için Şimdilik yok. elli birinci günö idi. tstanbu'a gelmiş. yığıbntş... Bu insanlann arasına korka, ö y l e ama, mirim.. Hatırnişanı Onu evrn kaoısmda görünce sevfnç dekorka sokulduk. Bunlar bizim tartıdığtdevletleridir ki Harbi Umumiyi Bos Ksi oldum. Boynuna sanidim. Hersey mız msanlara benzemiyordu. Sank; her nada patlıyan kursun alevlemisti. Hero, bitti zannettîm. Halbuki bitrremiş. Dabiri bir başka dünyadan gelmisti. Üstbu defa bir tehlike olmamış olsa, borha terhis olmak fîlan yok. Onlan tstanlerinde lime, lime esvaplar vardı. saya bu derece tesir eder mi?. Bizim bola getîrmişler. Suitantepesinde îmişKavrulmuş tenleri, deli bakışlarile dola köydeki bakkal söylüyordu.. Maldmu ler... Gittim, bir cuma da ben onu gözleri vardı. Yüz göz alelâcayipti. Bunihsanmız, hıristiyanlann kulaği delik ogördüm. O cuma ona yalvardım: «Yalann içinde, korka korka Herliyorduk. lur.. Fondolar, üç günün içerisinde hu mademki tstanbuldasm bari bizj Birden biri bizi cağırdı. O... Yoksa dehsetli düsmüs. sık, sık gel de gör izin ai» dedîm. biz ona kabil değil tanıyamazdık ki. Vallahi ben bizzat borsa komise«tHanım sizi gelip görmegi istemez miAman yarabbim kocam ne bale girrrir rinî gördüm.. ö y l e birsey vaki olma yim hiç dedi. Ne yapayım askerlflt bu... ti? Cepheye yolladığun sanşın aslan dığını söyledi. Bidayette ufaktefek sarFakat elimden gelen gayreti yaparım. gibi delikanlı yüzünün derisi yağmur smtılar olmus ki o da tabiidir. Belki sizi gelir on beşte bir gorurum.» görmemiş toprak gibi çatlamtsb. Saçı [Manalı manalı gülerek] borsa Sevinçle eve döndüm. On besi iple x«kalı, bıyığı, kası birbirine kanşmışh. komiseri ne bilir, mirim? Borsa komiçektim... Ne gezer... Ne on beş, ne Üstünde paçavralar, avağinda sanh serliği, rahmetli Nuri Beyle beraber yirmi bes... Bizimki ortalarda yoktu... bezler vardı. Onu bu halde görünce ağBirisi geldi: «Galiba sizinkileri Sultangitti!.. Her ne ise.. Bu kuraklıgın yü • lamağa basladım. Fakat gene yav . tepeamden alıp Çanakkaleye yollamtszünden uğnyacağımu kıtlısın Uzeri • rum... O beni tesell etti: «Yahu ağla 1ar» dedi. Harpte asker kanlannm, asne bir de harp ohnasm da!. ma, dedi. Bunlann hepsi geceeek... Bu ker analannm en korktuğu yer Çanakbizim vazifemiz. Biz bunlan seve «eve Ne kıthğı?. Anadolu, fazla mahkale degil miydi?... Yureğime indi. çekiyoruz.» O gece zabithıe yalvardım, sulünü satacak yer arayor, ayol! Cocuğu evde anama biraktım, koşarak yakardım, eve gelmesine müsaade al • Kulak asma, mevlâna! Bunlar Sultantepesine gittim. Nerede o çadırdım. Fakat şafakla beraber dönmesi hep gazeteci atmasyonlan. Ziraatimiz lar? Yerinde yelier esiyor. Orada birilizımdu Eve geldik. Ancak evceğizinhapı yuttu. Adamcağiz soyle idi, boyle ni buldum, sordum: «Onlan birgün de 3,5 saat kaldı. Fakat zavallı kocam idi ama.. Zhaat nazırliRi da Selim Meltoolavıp Çanakkaleye prönderdiler.» denekadar değişmişti. Bir yabaniye, bir hame Paşaya vergi idi. Ondan sonra di. Yan bavgm bir halde eve döndum. vahşiye dönmüştü. Oturmasnu, konuşgelenlerin, topyekun hessbını gorebilirÇanakkalede bir erkeği olmak... Bu mastnı unutmuştu. Yeni doğmuf yav sin. Tifodan ne haber?. Beyoğlu ciheti nun ne demek olduğunu Büyük Harbe rusuna bakmadı bfle... Ben fiç buçuk kmlıyor, diyorlar. yetisenler bilirler. saat ağladım... O gitti. Onlan şafakla Havalar kurak gtttintiydi, daima beraber yoPadılar... Nereye, kimse bilazçok, salgm hastalıklar oiur. Ben orNe yapacaktun, onu nerede, nasıl miyordu. «Ben sana yazarun» dedi ve tada bir fevkalâdelik görmüyorum. bulacaktım; nerelerde aratacaktım? birkaç zaman sonra Şamdan bhr mek Okuması yazması olmıyan cahil bir kaövle, dediğmiz gibi kınhp dökiilmek tup aldım. «Musula gidiyornz. Bana dmdım. Ftrkasrnın, alaymın, taburjn>m yok. Birkaç münferit vak'a.. Onun da Musula yaz.» diyor ve benden çamane olduğundan haberim yoktu. Ge • önüne gecilmeğe çalışılıyor. Hiç de şır, tütün, öteberi istfvor. Bir paket yapcem, güdüzüm gözyası içinde bir ta &Hse, lehülhamt, eski zamanlardaki kotnn, Musulda verdiği adrese yolladım. raftan sefalet, bir taraftan mahruım Ieranm, vebanın admı unuttuk. Alh ay bir haber almadım. Alh ay yet, bir taraftan acı, bir taraftan ge [Basını sallıvarakT haniya o desonra paketimi iade ettiler... O alay... belik... Bir ay geçti; iki av. beş ay, v'rler, nuruaynim?. RehmetU kaym o tabur ortadan kaybolmuş. Aüahım alh ay haber yoktu. Yedinci aydavHık pederiniz pasa hazre*lermin zamanı bu nasıl bir afetti... Bu nasıl kıyametti. kardesimin kansı odama kostu: «Ab devletlerinde, buraya Fransadan, dokBinlerce can ile alay alay, tabur tabur la, dedi. Yıldız hastanesinden bire bir tor Nikol nam mütehassısı celbehniş asker ne olmuştu?.. Acımızı bile tadakart gelmuı. bizi ça^m^orlar.» «Yıldız lerdi. tstanbul pirüopk oldu. Nerede madık. Çocuklann nafakasınm, kendi hastMiesinden mi» dtvl*m. Cephede iki şirr^i o mütehassıslar?. nafakamın derdine düştüm. Tahta, caerkeğ*miz vardı. Ya kardeşim. ya komaşır, iş yapıyor, ölmemeğe uğraşryorBu (hayat bozguncusu) mın. daha cam. tkisinden birine muhakkak birşey dum. önceleri Hiiâliahmer kırk kuruş böyle, zenvn ve zamana uydurarak, olmuştu. Aksam ortalık kararmıstı. oda kirası verdi. Fakat çok sürmeden serbestçe tefevvüh ettiği iman sarsıcı, Koştuk: bizi hastaneye, geç d've «Imakestiler. önceleri iki ay kadar da asker ünrt Inncı. fikir zehirlevici, nice sözledılar. tki kadm ağlıyarak, dövünerek aîlelerine mercimek, bulgur, fasulye d«ri vardır ki, azcok hepmüz, hergim, eve döndük... Sabahı nasıl ettik bilmiğıttılar. Fakat sonra kesildi. Yalnız mülojlaklarmnzda bavkus feryadı gibi ayorum. Acaba cenazelerine mi vetisetarekenin sonuna kadar doksan kuruş kislen'ni duvarız. Bunlar hakkmd», cecektik. Ertesi gün hastaneye gitt'k, karmaas aldık. Adam basina oluz kuras.. za kanımunda, ac»ba neden bir madh gösterdik. «Sizi Hasan onbaşı ca • Günde adam basın* yüz ^irhem mıf' «olc?. diye de hepimlz düşünürüz ğırtmış» dediler. Hasan onbası... Biz sır eknvğmiz vaHt. P'«1Î? Ii5r«ey al değil mi?. onu tanımıvorduk. Fakat vata^ının mağa da iktidanmız yok gibydi... MıEnCÜMENT yantna gittik. Yatakta genc btr civan sır ekn>e«!... Bu^rün bir köpeğin ör>ün« yahyorduk. Başı sanlı îdi. Meger koca; atsanız, b'k«'n r, baMnı cevirir... Hal • mın onbaşı$ı imiş. Kocam ona: «Pnim ; buki o zamanlar o ne nimett .. Oâhım Kadıköy Su Şirketinin tarifesini tesokumam, yazmam yok; karıma yaza • geceleri uyanır: »Anne, ne OI'TT, birar bit f<decek olan komisyon, dün, Nafıa nuyorum. Gidersen kuzum onu gor, ekmek ver» diye aglardı. Ben de aç yakomis'.ri Civanşir Beyin riyasetinde topkâgıt bulursam yazdıracak a lanarak tetkikata • ^*m > • Harice sattıgımız tuz Brezilya, Japonya ve Suriye tarafından bu sene memleketimizden külliyetli miktarda tuz alınmak için alâkadar hükumetler arasında miizakereler cereyan etmektedir. Tuzlarımıza muntazacnan müsteri ol • mak istiyen bu üç memleket ile memleketimiz arasında tuz satışlarımız için bir takas tesbit etmek üzere tetkikatta bulunulmaktadır. Japooya, Brezilya ve Arap memleketlerine 934 senesi içinde sata cağımız tuzlann miktarı takriben 4000 tonu geçmektedir. Çekoslavakyanın alacağı tutünler Çekoslovak rejisi, Pragda ya pılan bir mütıakasa neticesin • de 547,000 £üo Yunan tütünü almıştır. Yunanistandan daha 453 bin kilo tütün alacaktır. Çekoslovak rejisi memleketimizden de bir buçuk milyon kilo tütün almak için bir münakasa ilân etmisti. Tütün tüccarlarıtnız teşriniev velde neticelenecek olan bu münakasaya iştirak için tütün partilerî hazırlamakta ve bunlann hemen kâffesini tstanbulda işlemektedir ler. Bu sene mahsulü evsaf itiba rile iyi olduğundan Çek rejisinin bu sene Türkiyeden alacağı tütünlerden çok memnun kalacağı tah • min olunmaktadır. Çünkü tüccar mevcut mallannı büyük bir iti • na ile hazırlamaktadırlar. Çekoslovak rejisinin münakasasına dahil olacak partilerin nümuneleri bu ay sonunda teklif mek tuplarile beraber Praga gönderilecektir. Yumurta nizamnamesi tetkik edildi Ticaret Odası meclisi, dün 5ğlede nsonra toplanmşhr. Bu içtimada yumurta ihraç ni zamnamesile, ilâkadar tüccarların bu mevzu iizerindeki fikir ve dilekleri üzerinde uzun ve hararetli müzakereler cereyan etmiş ve nizam • name üzerinde bazı tadilât icrası tensip edilmrtir. Neticede nizam namenin 5 agustostan evvel Ofise yeni seklile tevdi edilmesine karar verilmistir. tar, o bir parca ekmeği ağlnma sak lardım. Tahtadan, çamaşırdan ne kazamlır? Vesikasız ekmeğin bir okkası 6 0 kuruştu. Hatta zaman olurdu iş bulur duk ta açlığın verdiği mecalsizlikten gidemezdik. Bir gün kardesimin kansı çamasn vardı, yapamadı. Hüngür, hün gür ağlıyordu: «Açım.. Açlıktan me calim yok, gidemem» diyordu. Harp rövle gecti. Ritince bütün kederler bitt' zannettik. Bazılarmm ebli ayali döndü. Hiibuki benimki eelmedi. Künvesini bile bulamadım. Kaybolmuş.. Ne olmus nv>lum değüdi. Uzun uzun onu aradım. Hastanelere gittim. Bacaksız, kolsuz, kör, et parçası gibi biçarelerin arasında onu tannnağa uğraşhm. Fnr kafüeleri geldikçe çıplak ayak e'"3'"^ î^lerrnde onu bulmağa uğraşhm. Gelmedi... Gelmedi... Gelmedî. Siz se ferberl'k olalı bugün tam yirmi sene diyorsunuz... Halbuki yeminie söylüyorum. bana dün gibi geliyor.» Gözkapakalrmı ağır, ağır örttü. Göz pmarlarmda biriken iki damla yaşı bizden sakladı. *** Mevlude Hanım simdi Tramvay Şirketınrle çalısan Re«'t Efendiiî'n kansı dır. tki oğlunu bütün zahmetlere, me s»lrUntiere rağmen biivütmüştür. Bü • vük fSAn Mehmet ivi b;r kunduracı us»,,'.T, KiiriiSü Fahrettin de sinemada figüranlık yapar. SUAT DERVtŞ Kadıköy Su Şirketinm tari'esi