Cumkurîyet ÎLMİ BAHİSLER Edebt roman Yazan: MUAZZEZ TAHS1N 46 deki kâğıtlan suya attım; fakat onlar çabucak parçalanıp dağıldılar. Sensiz hiçbirşeyin zevki yok artık! Istırap... gözyaşı... acı... Gençliğimin ve ihtiyarhğımın daimî arkadaşları bunlar... Seninle sokağa çıktığmuz zaman ekseriya yürürdük. Bilir misin? Yokuşun başmda senin bir ihtiyar dilencin vardı: Beş paracık ver! Allah kazadan belâdan saklasın! Bizi artık tanımıştu. Dualannın sonunda: Allah sizi biribirinizden ayırmasın! Allah size keder göstermesin! derdi. Bugün oradan geçtim. Bu ince, yalvaran ses bende uzak, sevgili bir musiki tesiri yaptı. tçim sızladı. Yanımda seni gördüm, küçük çantandan para çıkarıyordun. Allah sizi biribirinizden a • yırmasın! Kadmcağıza para verirken beni tanıdı: Hanımını ne yaptın paşam? Ve gözlerimi kapıyan yaş bulu • tunu görünce: Vah vah! Allah başka keder vermesin! Allah evlâtlarını bağışlasın! dedi. Feriha seni öldü zannetmişti. ö lümden başka bir şeyin bizi böyle iki parçaya bölemiyeceğini o bile düşünmüştü. Keşke sen ölseydin Feriha!.. Bari senden bana hediye kalacak yavrulanmızı, ikimizin kaynaşan benliklerimizden yarataca ğımız küçük hayat parçalannı bü yüterek onlarla acımı dindirmeğe çahşırdım. Senden bana birşey kalmadı Feriha... Bu azapla nasıl didik didik ola • rak parçalanmıyorum? Son günlerde kafamıtı içnvde ve bütün benliğimde düğümlenen bir düşünce ve istek var. Seni görmek istiyorum. Uzaktan da olsa seni görmek... Ondan sonra qlsem de gatn ye • mem. Seni nasıl göreceğim? Nerede bulacağım? Bilmiyorum. Fakat mutlaka bulacağım, mutlaka seni göreceğim Feriha... Seni görmek... Bu, nedir biliyor musun? Zannediycrutn ki senin dolaştığın topraklara ayak basar basmaz, senin evinin bacasından çı kan dumanı, penceresînden süzülen ışığı görür görmez kalbim duracak, orada son nefesimi sana vereceğim. Senin nereye gittiğini öğrermek için günlerle uğraştım. Ne hilele re baş vurmadım! Nasıl lâkayt görünmeğe çalışarak bunu herkesten sordum! Nihayet yerini öğrendim. Feriha. Yakında seni göreceğim. Kalbim kuvvetli bir çekiç gibi vuruyor. Güm! Güm! Bu düşünce ile uyku ve rahat bana haram artık Seni göreceğim Feriha! Sevgili yüzüne, yılan gibi kıvrılan vücudüne, aşk kaynağı dudaklanna uzaktan, nefis bir tabloya bakıyor gibi ba ' kacağım. Bu sevinç ve halecan beni deli edecek. Beynelmilel felsefe kongresi Muasır medeniyetin fikir haya tında gösterdiği yeniliklerden biri de ilmin insanî olan mahiyetini tam bir surette meydana koyması, bütün memleketler arasında ilim cihetinden bir birleşme husule getir • mek için cihanm düşünen dimağ • larını, tanınmıs âlimlerini muay yen zamanlarda birleştkerek mil • letler arasında nasıl bir «medeniyet birliğb yaratmaya doğru bir cere yan vücude geturiyorsa, o mede niyeti yaratan «ilim birliği» ne doğru da bir cereyan uyandırmasıdır. Bundan dolayı arasıra muhtelif ilim merkezlerinde ilmin muhtelif şubelerine ait kongreler toplanır ve âlimlerin fikir sahasmda meydana koyduklan yeni nazariyeler, oriji nal etütler tetkik ve münakaşa edilerek ilmin ilerlemesine hizmet edilir. Filhakika «ilim» fikrî olan mahiyeti itibarile bîr âlime mensuptvnr, âlimin kendi fikrî mesaisidir ki, ilmi yaratır. Bu noktai nazardan ilmin ilk bakısta âlime nisbetle ferdî o lan varlığı derhal nazara çarpar ve bundan dolayıdır ki bir âlimle onun mensup olduğu memleket gurur ve iftihar duyar. Fakat diğer cihetten, ilmin bür de asıl insanî cephesi vardır ki, daha ziyade ferdî değil, içtimaidir. İlmin tarihî seyridir ki o âlimi yaratmış ve onun fikir saha • sında meydana koyduğu orijinal mesai, ilmin geçirdiği tekâmül merhalelerinden biri olarak âlim tarafından vücude getirilmiştk. lşte bunun içindir ki ilmin vatanı, ilmin mem • leketi olamaz denir. tlim kâinatı bitaraf bir gözle görür ve bitaraf bir özle izah etmek ister. tlim, içinde parladığa medeniyetin yaratıcısı, diğer tabirle mensup olduğu medeniyetin bir ifadesidir. tlmin bu suretle bütün beşeriyete şamil insanî olan mahiyetini en ziyade meydana koyduğu devir ise hiç üşp» he yak ki muasır medeniyettir. Bugünkü medeniyetin muhtelif memleketleri bîrbirire bagli3'an madern vasıtalar, kolaylıklar o memleket • lerde yaşayan insanları birbrrine yaklaştırmiş, ve bu yaklaşma onlar arasında konuşmalar, anlaşmalar vücude getirmiştrr. Bu konuçma ve anlaşmalar ise bir taraftan insan varhğını yasatacak olan «iyasî ve iktısadî sahada olduğu gibi diğer taraftan da en ziyade insan fikrini ilerletecek, yükseltecek ve muasır medeniyctte terakki ve tekâmül hamlelerini doğuracak olan «ilim» sahasmda kendini göstermekte bu • lunmuştuc*. Düşünen insan dimağının en yüksek ifadesi demek olan felsefenin ilimler arasındaki müstesna mevkiinden dolayı yeni felsefî sistemle • rin, orijinal nazariyelerin fikir ha yatının ilerlemesinde, medeniyetin terakkisinde, insaniyetin tekâmü • lünde nasıl bir rehber olduğunu tarih bize gösetriyor. tlim dünyasında felsefenin bu yüksek mevkii, felsefî sistemlerin ilimlerin terakkisinde nâzım mev • kiinde oluşu felsefeye müstesna bir rol verir, ve bu suretle felsefe fikir hayatını kendi rehberliği altında yeni yeni hamleler yaratmaya sevkeder. Fikrî sahadaki bu terakkiyi blr birlik halinde tetkik ve münakaşa ederek ilimler arasında ve onun nâztmı olan felsefî sistemler arasında bir birlik husule getirmek te bey • nelmilel kongreler aktederek cihan fikir hayatmda yeni nazariyeler meydana koyan yüksek mütefekkirIeri bir araya toplamakla olur. lşte' «beynelmilel felsefe kongresi» bunIardan mülhem olarak her üç senede bir kere ilim merkezlerinden birinde toplanır. Bu seneye nvahsus olan içtimainı «Prag» da aktedecektnr. Bugün medeniyet âleminde kendlne mahsus olan müstesna mevkiini gerek medenî, gerek siyasî sahada vücude getİTdiği terak ki hamlelerile kazanmakta, ve yalnız kendine mahsus mev • kii bu suretle kszanmakla kalmıyarak medenivet dünyasmm bir kıs mmı adeta kendi sivasî mihveri et rafmda toDİıyacak kadar vüks^k bir varlık göstermekte olan Gazi Türkiyesi. medeniyet âleminin fikîr sahasmda bugün varmakta oldu?u terakki merhalelerile rabıtasız kalaAldığım d'avetnamede kon«renin «bütün felsefî hareketlerle alâkadar olan herkesin nazari dikkatini celbedecek bir hâdise olduğuna» işa • ret edildikten sonra, konsrrenin «ilmin beynelmilel birliğini, felse • fenin âlemşümul rehberliğini, şimdiye kadar elde edilmiş felsefî mesai ile serbest müzakere ve münakaşa vasıtalarile felsefenin müstakbel inkişafının ana hatlarını» meydana koyacağı bildirilmektedir. Bu yüksek mesaiyi teskil edecek ana c 7 Temmuz 1934 5= îktısat İşleri Bende senden başka birşey yok. Senin hatıralarınla yaşıyorum. Seninle olan günlerimi birer birer tekrarlıyorum: «Seninle geçirdiğim saatler benim ciçin bir inci tesbihtir »evgili! «O incileri birer birer, birer bi «rer çekiyorum. «Her saatimiz bir inci» Her inci «bir dua! «Kaybolan sevgilkün acısile ya • «nan kalbimi yahştırmak için bu in«cilori, son tanesine kadar sayıyo • «rutn. «Her tanede nisyan ve teselli a«nyorum. Bugiin Büyiikadaya gittim. Se ninle beraber oturduğumuz tenha çamlıklarda akşama kadar kaldım ve seni düşündüm. Seninle konuş tum, seninle yaşadım. Heybeli, karşıda kızıl bir örtü gibi dalgalandığı vakit, bulutlu gözlerimle yanımda gördüğüm sana baktım Feriha... Senin taze bir su gibi saf ve parlak gözlermi canımm içinde daydum. Çamlann tatlı rüzgân senin uzak sesini bana ulastırdı: Refik, burası pek giizel! Yuvamızı buraya kuralım. Hatırladm mı Feriha? Buraya evimîzi, ocağımızi kuracak, burada ikimiz bir insan, bV kalp, bir nefes gibi yaşryacaktık. Başının ağırlığıni göğsümde hissederek sana bu evin plânını anlatmıştım. tnce kollann boynuma dolanmıştı. Gelecek saadetin tatlı nmnisi îkimizi de uyut • muş gibi saatler saati kollarımız biribirine dolanmış kalmışhk. Bugiin, yıkık yuvamızın çöküntü toprak • lan üzerinde bir çocuk gibi tepi • nerek, hıçkırarak ağladım. Seni istiyorum Feriha. Bana geî ve bu azap seli akmaktan dursun artık! Bir gün seninle Göksuya gitmiş • tik. Hatırhyor musun? Seni ben götüreyim diye nekadar yalvarmıştım da küreklerî bir saniye elinden bırakmamıştın. O gün, yaramaz bir çocuk gibi şen, inatçı, gürültücü idin. Derenin en dar akan yerindeki tenha yeşilliğe bir hasır serdirip uzanmıstık. Sen, yırt'cı bir kuş gibi, eÜndeki ve gözüniin önündeki seyleri parçalatnak istiyordun. Kopardığın çimenleri, yaprakları, dereye atarak onların süzülüşünü seyret mekle eğleniyor, gevrek, taze kahkahalarla gülüyordun. Benim senin neş'eni kıskandığımı an.ladığm vakit büsbütün zalim olmuştun. Elimde getirdiğim bir iki gazeteyi aldm, onlardan itina ile kayıklar yaptın. Bunların yelken • lileri, çift ve tek olanlan muaz • zam bir donanma gibi suya dökül • düler. Sen, ellerini çırparak seviniyor dun. Çocuksun Feriha! Mes'uducn Refik. Saadet yalnız çocuklukta var. Biz her zaman mes'ut olacAğız. Çocuklukta, gençlikte ve ihti yarlıkta... Beraber değil mi? Son nefesimize kadar. Bugiin gene oraya gittim. Elim [1] Florans Barkley. Bursada kurulan fabrikanm küşat resmi birkaç gü ne kadar bizzat îktısat Vekili tarafmdan yapılacak İSTANBIIL: 18.30 fransızca ders 19 konferans 19,30 Türk musiki neşriyatı (Fahlre Hanım, Refik Bey, rikret Bey, Safiye Hanım) . 21 Eşref Şefik Bey tarafmdan konferans . 21,30 orkestra konserl: KaBursa (Hususî muhabirimizden) D!ğer mahzenlerse yağ ve peynir nsık pr&gram. Memlekette çikolata sarfiyatının bir gîbi bozuîmağa müsaait maddelerin VİYANA: hayli yekun tuttuğunu ve bunun için muhafazasına aynlmışhr ve bu mah • 23.20 akşaın konserl (Franz Lehar ve birçok paramızın harice aktığuu gören zenler şimdiye kadar tstanbuldaki Strausslarden parçalar) 1,05 halk mu . mütesebbis iki Türk, Şakir biraderler; mahzenlere gönderilmekte olan yağ slkisl CBrahms ve Leo Delibesden vals ve Bursada büyük ve asri bir süt tozu fabve peynir tenekelerfle dolmuştur. baletler). rikası kurarak çiko'.atanm ehemmiyetSüt tozu fabrikasmda sulu süt'eri VARSOVA: li bir unsuru olan süt tozunun memle • muayene için hususî bir cihaz da var20,55 haflf musiki 21.05 Şopen musl kette yapümasmı temin etm:slerdir. dır. Bundan Belediyemizin de istifade kisl . 21,45 cpera havalan . 22,17 hafif etmesi ve sokaklarda süt sat&nlann konser 23,05 aktüalite 24,10 dans muBu teşebbüse Îktısat Vekili Mahmut sikisi (nakü). sütlerini muayene etmesi kabiklir. Celâl Beyefendüe Belediye reisimiz BUDAPEŞTE: Muhittin Bey de azamî müzaherette Süt tozu fabrikasınm işliyeceği süt20,35 plâk . 21,05 radyo postası 21 20 bulunmuşlardır. Birkaç güne kadar küler Bursa ve mülhakahndan hatta BaKalmanın Çardaşfürstin operetl 23,50 şat resmi bizzat tktısat Vekilimiz taralıkesirden yüzlerce büyük ve ağızlan dans muslkisl fından yapılacak olan bu fabrika; süt mantarlarla kapalı kaplarla fabr'kaya PRAG: tozu ve buz kısımlarile soğuk hava getiriliyor. Burada evvelâ sütler süz • 20,05 havadlsler 20,15 şarkılar ve Tsi. mahzenlerini ihtiva etmektedir. Süt geçli bir depoya boşaltılıyor; ve akagan orkestrası . 20,45 konferans 21,05 tozu kısmınm ntakineleri Danimarka • binde süt kaplan makine ve istimle yıameleler tagannl birli&l konserl 22,05 dan getirtilmiş ve en son sistemdir. kanıyor. Bratlslavadan nakll 23,05 son hava Makineler günde 12,000 kilo süt işleBüâhare gene modern bir tartı ddisler ve plâk 23,35 Brünodan nakll. mekte ve gene günde 1200 kilo süt to hazından ve süzgeçten geçen sütler boBÜKREŞ: zu isrihsal etmektedir. rularla soğutma cihazuıa akıtılıyor. 40 19,10 caz 20,35 tarih fcerlne blr konderecedeki süt burada 3 dereceye mBu miktar bütün Türkiye çikolata ferans 20,50 plâk 21,05 radyo postpsıdiril?yor ve doğruca 2000 kiloluk terfabrikalannın ihtiyacmdan da fazla 21,25 operetler akşamı 22,20 radyo ormos deposuna sevkle orada ayni haradır. Çiinkü çikolata fabrikalarımızın kestrası 23,35 musiki (nakil). rette muhafaza olunuyor. Sütler ba gündel'k ihtiaycı 800 • 1000 kilodur. LONDRA (Regional): dehu gene borularla kaynatma ciba Maamafih bisküvi için de ayni tozun 20.50 Piyanofort resitall . 21,05 garbî zına aktarma ediüyor ve 70 dereceye Regional programı . 23.35 dans musiklsl kullanıldığı ve bisküvi fabrikalanna da çıkarılarak vitaminleri muhafaza edilsevkiyat yapıldığı nazari dikkate ahTULUZ: mek sartile mikroplan öldürüKiyor. nırsa bu miktann ihtiyaca ancak teka20,35 havadlsler, gltar havalyen 21^0 bül edeceği anlasılır. Fakat bisküvi ve Şopenden parçalar . 21,35 melcdiîer 22,05 Buradan da 90 100 derecelik kızkabare, fantezller 22,35 musüdll ko çikolata fabrikalan Bursada açılan fab gın silindirlerin üstüne dökülerek sütmediler 23,05 askerî bando, havadls rikanın kendilerine bu tozu Avrupa ler bir kâğıt yaprağı halinde asağıdan ler . 24,05 Arjantin orkestra ve dans mu. tozundan daha pahalıya satacağı ze • çıkıyor. Bu sütten kâğıtlar tekrar bir siklsl 1,05 havadlsler, Filarmonlk or . habına düserek vaktile hariçten fazla makineye verilerek parça parça kesi kestrası. miktarda süt tozu getirmiçler; halbuki liyor. Buradan da vanülâtörlerle dolu simdi gümrüğü de dahil olmak sartile bir borudan geçirilerek toz haline geAvrupa tozunun Bursa süt tozundan tiriliyor ve depoya toplanıyor. Aka bir misli daha pahalıya mal olduğunu binde ambalâjları yapılarak sandıklagörerek hataya düştüklerini anlamış • ra dolduruluyor ve bütün bu hareketBursa (Hususî) Edirne Belediye lardır. ler pek kısa bir zamana sığıyor. riesi Ekrem Beyin riyasetnıde bir heFabrika betondan yapılmış büyük, Bursada bir süt tozu fabrikasmm ayet sehrimize gelerek Belediye iflerl mükemmel ve asrî bir müessesedir. çılması, yahıız çikolata için harice ver etrafında tetkikat yapmış; Bursa Be • Bursa Belediyesi fabrikanm soğuk diğimiz paralardan bir kısmınm dahilIediyesinin yaptırdığı su tesisabm gezhava mahzenierinden birini Istanbul da kalmasmı temin etm«kle kalrruya • miş, otobüs servislerini ve diğer bütün da olduğu gibi satılacak olan kesîlmis cak, ayni zamanda pek çok sağım Belediye faaKyetini tetkik etmistir. etlerin mubafazasına tahsis ettirmiştir. hayvanı yetiştiren Bursa ve Balıkesirin Ekrem Bey Bursa Belediyesinin faali • Bundan sonra kasaplar etlerini 24 koyunculuğu ve inekçiliği üzerinde de yetini tekdir etmistir. *>.* J?.<J? saat burada tuttuktan sonra satabüe tesirini gösterecektir. ceklerdnr. • """ ' MUSA Süt tozu fabrikası RADYO procrrarn j Bursaya giden Edirne belediyec'lerl Almanya hâdiselerînde parma^ı olan devlet (Birinci sahifeden mabat) tında bulunmıyecakbr. Gazete «bir taraftan Maresal Hindenburg ve Von Papen ve diğer taraftan M. Hitler ve Göring arasında zevahrri kurtarmak meselesi mevcut oMuğu anlaşılmak • tadır» diyor ve şu sahrlan ilâve edi yor. « Eğer Reisîcumhur, Von Papenin çekilmesini reddedersc bir tarzı hal bulunması oldukça güç olacakbr.» maktadır. Bugün öğrenildiğine göre Amerıka, tngiltere ve Fransa sefirleri Hariciye Nezaretine giderek h'lk ara • smda bu mahiyette haberler isaasmn) mahzurlan üzerine M. Von Nöyratın nazan dikkatini celbetmişlerdir. Söy • lenildiğine göre sefirler ayni zamanda Berlinde bulunan siyasî mümessiDik • leri kasteden bu gibi itham'ann gayrimuvafık mahiyetme de îşaret eylemiş lerdir. Diğer memîeketler mümessillerin'n de umumî mahiyette resmî îd • d'alann mahzurlan üzerine A'man lıükumetinin nazan dikkatini celbetmeleri muhtemeldir. Bulgar!ar Balkan konferasına iştirake karar verdiler Sofya (Hususî) Bu sene lstan • bulda toplanacak olan besind Balkan konferansma Bulgaristanın istirak e dip etmiyeceği şimdiye kadar meçhuldü. Bulgar heyeti murahhasası niha yet bu konferansa istirak etmeğe ka rar vermiştir. Bulgarlar bu seneki İs tanbul konferansında da en ziyade gene ekalliyetler meseles'ni kanşbra caklar ve bu meselenin kat'î bir hal şekline bağlanmasmı isdyeceklerdir. Sefirlerin t eşc ^ biisii (Mabadi var) Trakyadaki yahudiler niçin geliyorlar? bazı propagandalar yüzünden ya hudilerin Istanbula gelmeğe başlamalandır. Hâdisenin hakikî mani . yeti yerinde daha iyi görüleceği gi bi her halde işin icap ettirdiğî ted birleri alacağun, hükumetime arzedeceğim. Türkiyede yerli ve yabancı herkes Cumhuriyet kanunlarının hhnayesi altındadır. Türk kanunları bu memlekette her vatandaşın hakkını ve hürriyetini hiçbir fark gö zetmeden korur. Kemalist Türkive nin en büyük vazifesi bu kanunla n tatbik etmektir. Yabancı yerler • de göriilen antisemistlik cereyanlan bazan bizde de makes buluvor. Bir defa daha tstanbulda Türk efkân umumiyesine arzettiğim gibi biz memleketimîz, vatandaşlarımızı baska memleketlerde cereyan eden böyle fikirlerden ve aksülâmeller den daima masun bulundurmak is teriz. Hîçbir memleketin dahilî si yaseti ve dahilî münakasalan bizim memlekçtimizin iç islerine tesir e demez ve etmemelidir. Bizim iç siyasetimizin esası kendi sartlanmıza ve kendi kanunlarımıza göre cere yan eder. Yabudiler aleyhinde bu yoldr. nenriyatta ve telkinatta bu lunanları yola getirmek, Türk ka (Birinci sahifeden mabat) ) nunlannı tatbikle mükellef olan hükumetimize ve mahkemelere ait • tir. Benim her zaman ve herkes için şeflerimden aldığım emV ve direktif budur. Ufak tefek hâdiseleri bi linmez maksatlanna lehte ve aleyhte alet etmek istiyenlere vatandas ise memleketlerine iyilik etmiye ceklerini, yabancı iseler bu millete dostluk etmiyeceklerini bir kere daha hahrlatmayı bir vatanî borç bi I:'m.» Sehrimize pe'en Musevifer Son günler zarfında Trakyadan sehrimize brzı Musevi aileleri gelmiştir. Bunların ekserisi Çanakkale ve Edir neden, bir kısmı da Gelibolu, Uzun köprâ ve Lüleburgazdan gelmislerdir. Ewe!ki gün de Lü'eburgazdan bir kafıle gelmiş, Sirkecideki otellere yerlesmistr'r. Geîen Musevfler eşyplannı da bir • likte getirmektedirler. Bazılan tica rethanelerin'n bütün eşyalsnm yük vagonlanna yükleterek getirmişlerdir. Sehrimize gelen Museviler bazı tazyikata maruz kaldıklannı ve bunun ü zerine Istanbula gelmeğe mecbur ol • duklannı söylemektedirler. Diş Tabipleri cemiyetinin senelik Voi Papenin vaziyetî kongresi dlin öğleden evvel topla • Londra 6 (A.A.) Röyter Ajannacaktı. Ekseciyet olmadığından sınm Berlin muhabiri bildiriyor: kongre 15 gün sonraya tehir edil • Resmen M. Von Papen Başvekil miştir. muavini olarak kalmakta devam et • mektedir. Fakat artık Başvekâlete gitmemektedir. Çünkü, Başvekâletin iş • gal ettiği daire'er, hücum kıt'al?n ye • ni Erkânıharp Rc'si M. Lützenin ka • Her ay muntazaman int^ar eden «Mülrargâhı olacakbr. Bu hâdise Von Pa kiye > mecmuasınm 39 uncu sayısı dol penin Başvekil sıfatile siyasî faaJiyet'nin gun mündsrlcatla çıkmıştır. Bu nüshada kendisi de arzu ettiği gibi, bittiği sek • «görgü, bilgi, taklit>, «Marksizm>, «bizde Iinde tefsir edHmektedir. asorlık maarlf lşi», «ırk ve insan>, «meVon Papen bugün henüz Berlinde mur statüsu», «memur ve işçi», «hukuku dir. Fakat y?kında mezunen ecnebi bir esasiye hareketleri>, «harp borçlan», memlekete gideceği ve mezuniyet; es «faşizm İtalyayı zayıflatıyor mu?>, «bütnasında da siyrsî bayattan çekildiği çelere blr bakış>, «sulh ve terbiye», «aylık mevzuların da şunlar olduğu gos nin bildirileceği zannedilmektedir. siyasî hareketler» yaalan vardır. Bu kıyVon Papen kendisine yapılan mua • teriliyor: metli içtlmaî ve siyasî ilimler mecmuasını 1 Tabiî ilimlerin hududu. meleden ziyade kâtibi Von Borenin ölokuyucularnnıza tavsle ederiz. y 2 Bilgide mantikî tahlilin edürülmüş ve maiyetinm tevkif edil hernmiyeti. mis olmasından müteessirdir. ÇANAKKALE 3 tctimaî ilimlerde tasvirî nokHücum kıt'elarının tasfiyesine de Şehitlerini ziyaret seyahati tai nazarla, kaidevî noktai nazar. vam edilmektedir. İyi bir membadan 26 temmuz perşembe 4 Din ve felsefe. GÜLCEMAL alman haberlere göre iki buçuk milyon 5 Demokrasinin buhranı. Vapurile yapılacaktır. Bu sene mevcutlu olan hücum kıfalarmdan as6 Ruhiyat ve terbiye mesele Boğazın Rumeli sahilinde kara garî olarak yüzde kırkı tasfiye cdi • leri. ya çıkılarak Şehitlikleri tmar celecektir. 7 Zamanımızda felsefenin vamiyetinin temin ettiği vesaitle Alman Ajansnt'.n fekzibi zif«*si. MEHMETÇİK ABİDESÎNE Berlin 6 (A.A.) Alman istih gidilecek ve merasim orada yaBu ana mevzulara müteallik olapılacaktır. O kahramanlık diya • rak gönderilen yüzü mütecaviz ori barat ajansından: Alman vakayii hakkmda ecnebi nnı ve orada yatan aziz sehitle jin».l etütler içinden seksen kadan, rimizi ziyaret etmek bir vazifememleketlerde şayi olan heyecanlı hatetkik ve nvnakaşa mevzuu olabidir. Bu vazifeyi ifa için ŞehitlikIeceklerine kongre daimî komitesin berler, memlekette sükunu tesis hare leri tmar cemiyetinin hazırladığı ce karar verîlerek, kabul edilmiştir. ketinin 1 temmuzda hkam bulduğunu frsattan istifade edilmelidir. ve o zamandanberi Almanyad?ki ha Kongrede kabul olunan lisan franreketin normal bir şekil aldığım bir sızca, ingilizce, almanca, italyanca daha beyana bizi mecbur etmektedir. kurşuna dizilmiş olduğuna dair olan olup kongre 2 7 eylulde içtima eCaddeler her zamanki manzaralannı haberler her türlü asıl ve esastan ari decektir. Kongceye bütün memle • erzetmektedir. Bazı nazırlann, Ho • dir. Kurşuna dizildiği iddia olunanlar ketlerin tanınmıs filozofları ve felhenzoller.'n hanedanma mensup bazı sıhhatte ve vazifelerlnin başındadırlar. sefe profesörleri istirak edecek prenslerm ve diğer bir takım yük • Bütün Almanya sükun ve asayis için • lerdîr. sek sahsiyetlerin tevkif edilmiş veya dedirt Berlin 5 (A.A.) Havas Ainsı büdiriyor: M. Gör'ng geçen cumartesi günü ecnebi matbuet mümessillerine suikastçilerin ecnebi bhr devletle münasebette bulunduklanna dair vaki beyanah A'man efkân umumiyesinde derin ak:sler uyandırmış ve Berlinin diplomatik mehafUinde şidde'li bir ak sülâmel tevlit eylemiştir. M. Göbelsin bütün Alm»n postalan tarafmdan neşrolunan radyodaki nutku üzerine bu umumî mahiyetteki iddianm ne ola bileceğine dair bütün mehafilde ve hatta halk arasmda bîr takım hüküm ler yürütülmektedir. Mevzuubahs ec nebi devletin Ingiltere, Fransa, Sov yet Rusya, Yugoslavya, ttalya ve üâh olduğu ileri süriilmektedir. Sonra mezkur münasebatm mahiyeti hakkmda da en akıl almaz trtipler rivayet olun Diş 'abiplerinin konrjresi kaldı c Yeni Eserler Mülkiye mecmuası HALlL NİMETULLAH