Casuslar Arasında 64 NakUu A. DAVER t { Şehir ve Memleket Haberleri Vefalılar yurdu j Siyasî icmal M. Bartunun seyahati ransada millî hükumetin hi ricî siyasette tutmuş olduğu yeni yolda ilerlemeğe neka* dar çalıştığı Hariciye Nazın M«| Bartunun mütemadiyen hariçte aeH yahat ve faaliyet gösterme»inde«ı pek iyi anlaşılıyor. Fransa. hüku «I meti Versay ve diğer sulh muahe < delerile çizilen hudutlann ve ihdas) olunan vaziyetlerin muhafazasmı, kendisinin emniyet ve selâmeti içinî elzem addediyor. Vaktile bunu Cemiyeti Akvam ve bunun himayesi altmdaki konferanslarla temin e • deceğini zannediyordu. Şkndi ise" mevziî emniyet misaklan ve ba • husu» mütekabil yardım muahede* lerile maksadını istihsal etmek istiyor. Daha doğrusu Fransa eski ittifaklannı takviye ve mezkur namlai «ltında yenilerini elde etmek Uti yor. M. Bartu silâhlan bırakma kon feransının toplanmasından evvel Varşova ile Prağı «iyaret etmisti. Şimdi de Bükreşle Belgradı ziyaret eyledi. Buralarda irat olunan nu * tuklarda ve yapılan teşebbüslerda hep Fransanm Romanya ve Belgraj hükumetlerile mevcut olup son zamanlarda gevşemiş olan ittifakı yenileştirmek ve kuvvetlendirmek e* meli göze çarpıyor. Fransa. ile buî iki hükumet arasmdaki ittifakın gei şemiş olmasının muhtelif sebeplert vardır: Romanya ile Yugoslavya evvelce Fransadan almış olduklan istikraz ve sermayelerin ağırlığro ^ dan müştekidirler. ] zranı Kabile mektebi mezunlan Profesör Lipman «Kabilelerin iyi tahsil görmeleri cemiyet için çok faydalıdır» diyor Helîer, Türkistandaki üsera karargâhındaki 40,000 Dün Vefa lisesînde güzel es!*ri toplu olarak kaçırmak için teşkilât yaptı bir toplantı yapıldı dalar epey muvaffakiyet temin etti. Avusturya istihbaratının BalYeni tesis edilen Vefalılar Yurda Fakat Türkiyenin silâh ve cepnun tanısma ve eski hatıralan yadetme kanlarda ve Türkiyedeki hanesi noksandı ve bu yüzden çok toplantası dün Vefa Usesinde yapü geemeden Almanya için de, bizim 'aaliyeti miftır. Türkiyedeki istihbarat ve casusluk faaliyetinden bahsederken bi raz da Avusturya Macar ordusunun «Evidenzbüro» denilen gizli istih • barat daireainin ton şefi olan Je • neral Maz Rongenin hatıralanndan malumat aimağı faydaü bulu • yoruz. Jeneralin yazdıklarına. na zaran, Umumî Harpten evvel ve harp içinde, Avusturya Macaris • tan gizli istfhbarat teşkilâtı Bal kanlarda çok faal bir rol oynamif • tır. Avusturya jeneralinin verdiği malutnata göre, tstanbuldaki Avusturya ataşemiliteri Jeneral Pomi ankowski, Karadeniz ve Kafkaslar hakkında malumat almak için Türkiye büyük erkânı harbiyesinm 2 nci istihbarat şubesi tarafından bu cephelerde gösterilen faaliyetten istifade etmiş ve Avusturya Macar teşkilâtının Tiirkiyeyi alâkadar e • den istihbaratını bizim şubeye bildirmiştir. Türkiye harbe girmeden evvel ve 2 ağustosta Avusturyanın müttefiki olan Altnanya ile bir ittifak mua hedesi imzaladıktan sonra, Avus turyalılar, Türkiye istihbarat şubesinm faaliyetinden bilistifade bil • hassa Kafkasyadaki Rus kolordu • larının Avusturya cephesine nakledilip edilmediklerini öğrenmeğe çalışıyorlardı. Bizim istihbarat dairemizle temas eden Jeneral Pomi ankowski ve önceleri istihbarat subemizin Alman şefi olan kaymakam von Thauveney (fon Toveney) A vusturyalılara faydası olan cnalu mab Evidenzbüroya veriyorlardı. Hatta Jeneral Ponriankowski daha 4 nisan 1914 t* ymni Unramt Harpten dört ay evvel Rusyanın Kafkas cephesindeki kitaatanın gar» be doğru nakledildiklerini bildir • mişti. Jeneral Max Ronge Türkiyenin harbe girişini hahratinda fu suretle kaydediyor: «12 teşrinisanide, Tîirkiyenin harbe iştiraki, bize, nihayet bir müttef ik temin etmişti. tstanbuldaki atafemiliterimiz Jeneral Pomianko w»kinin, Türkiye büyük erkftm harbiyesi istihbarat şubesinin âtnîri olan binbaşı Seyf i Beyle teşriki me • sai etmesine rağmen, Türkler, maalesef, Almanlann Marne meydan muharebesindeki usullerinden fazla ilham almış olduklan için istih • barat işlerindeki faaliyetleri mat faba muvafık değildi. için de bir endişe membaı oldu. Romanya Türkiyeye silâh, cephane ve malzeme transitinî menetmiş ve Snrbistanm tahliyesi Bulgaristan yolile tstanbulla muvasaladan bizi mah rum brrakmıştı.» (Anlasılan bu efendiler, sade kendtlerine yardım edecek ve hiç aahmeti mucip olmıyacak müttefik anyorlar mış. AvustuTya Jeneralı, Tü'kiye harbe girdikten bir müddet sonra. Avus turya ordusunun, Balkan yolunu açmak için Sırbistana karsı basladıgı ve Çek firkalannm ihaneti üzerine, yüz'i'ıe göziine bulastırdığı taarruzun da bizı nekadar endişeye düsürdüğünü unu tuyoT galiba. Turkiyenin, Almaava, Avusturya ve Bulgaristana gerek kendi cephelerimizdeki taamızlar, gerek «e onlann cephelerine asker ponder mek suretile yaptıgı yardımlan tmut mak büyük nankörlük olur Onlar, bize silah ve cephane ve birkaç batarya verdiler, biz, onlann eephelerine 120,000 güzide asker gondrmek »u retile onlar için ean verdik. Bu 120,000 Türkün en az dörtte biri o topraklarda kaldı. A. D ) Toplanhya; 25 30 senelik mezun» lar ve muallimler istirak etmislerdir. Evvelâ mektep gezilmif, sımflarda eski hatıralar yadedilmiş, eski hocalann taklitleri yapılrmş, sıralara oturolarak talebelik hayatı bir iki dakika olsun tekrar yaşanmışnr. Bundan sonra konferans salonuna iniunif ve ydlarca biribirmi görmeyen bu etki arkadaslar hep beraber ayni çatı alhnda toplanmışlardn*. Vefa merunlarmdan Rüknettin Fethi Bey kısa bir hitabe irat etmiş ve siper basmda vatan için bogaşan, «nırlardan düşman kovalıyan, îdare makinesinin en krymetli köşesînde çalı • şan; eski yeni yüzlerce ağabey ve kardeş Vefalılann bir arada bulunman dolayısile yurdun sevincini anlamus, bilâhare mektebin kısa bir tarihçestni yapmif ve demiftir ki: « Vefa 1881 de Mülkiye mektebine yardımcı olmak flzere tstanbul Mülkiye idadisi adı altmda açılmu 1885 te Vefa idadisi adını almış, 1908 de Vefa sultanisi haline gelmiştir. Vefa memleketin her felâkettnden ayn ayn müteessir olmuş, büyük yangm, Balkan, Umumî Harpler gibi felâket lerde daima yerini yangından çıkan • lara, harp mecruhlanna hastane olarak terketmiş kendisi bir kofede münzevi kalmışhr. Çünkü Vefa ve Vefahlar memleket nteselesi mevzuu bahsolunea varlıkla rmı ve hayatlannı o yola hareamaga ahdetmişlerdir.» Bundan sonra muhtelif mezuniar sfe'z almış eski hahraîar hakkmda tatlı tatlı sohbetler yapıhnıştır. Yeni teşekkül eden Vefalılar Yur • dunun vükselmesi hakkında göıüjül • möş, bütün eski mezunlann yardımian istenmistir. Toplantıda eski Vefahlar • dan Edip Bey kemanla muhtelif par çalar çalmıs; Vefalı Rençler b'r pives temsil etmişler ve çok muvafrak ol • muslardır. Merasime geç vakit nihayet verfl • mistir. KabiU mektebinden ba n* mezan Tıp Fakültesme bağlı Kabile mektebinden bu sene 30 hanımın mezun oldoığunu yaznuştık. Haseki nisa hastanesi ve Kabile mektebi profesörlerinden M. Lipman Kabile mektebi ve bu »eneki mezun tale • beler hakkmda bir muharririmize şunlari söylemistir: < Bu sene birinci sınrf talebesi tamamen muvaffak olmuş ve hiç dönen olmamıştır. tkinci smıf im • tihanmda ise ancak üç kişi dön müştür. Ebe mektebindeki hanım ların gösterdiği kabiliyet çok şa yani takdirdu. Yalnız Ebe mektebi talebelermin, tahsillerinin daha mü» kemmel bir surette yaptınlması Için hastanedeki doğum miktannın tezyidi icap etmektedir. Bunun için olan hammlar Avusturyafıfarın Irandaki faaliyeti Jeneral Ronge, bundan sonra, Avusturya istihbarat teskilâtımn Iranda tesis etmek istediği şube • den bahsederek dîyor ki: «tranda vücude getrrmek istediğrmis teşkilât, iyi netiee vermedi. Bu maksatla tayin edilmiş olan Iran ataşemiliterimiz 1915 nisanında Tahrana vâsıl olduğu zaman büyük bir şevk ve heyecanla karşılandı. O kadar ki.Tahrandaki Alman sefrri Prens Reuss, atasemiliterimiz kaymakam Wolfgang Hellerin bu kadar heyecan uyandırmasma ba • karak tranı harbe sürükliyebilece • ğimizi bile ümit etmişti. Fakat, ozaman tranda, Isveç zabitleri tarafından tensik edilmis olan jandarma kıtaahndan baska ordu namına, Rus zabitlerinin kumanda ettiği bir kazak süvari livasindan baska kuvvet yoktu. Kaymakam Heîler, TOrkistandan kaçarak trana iltica eden Alman ve Avusturya . Macar esirlerinin yar dnnile, Türkistandaki üsera karargâhlannda bulunan 40,000 esiri toplu olarak kaçrrmak için teşkilât yaptı; fakat gayretfne lâyık bir muvaffakiyet elde ederoedL Nihayet, bir gün, diğer diplomatlarla bera • ber yaptığı bh* av esnasmda kazaklar tarafından ihata ve esir edilerek Rusyaya gönderildi. Ondan sonra da yerine baska ataşemiliter tayin e • dilmedi. Tahrandaki Alman atasemiliteri Kont Kanitze gelince, 1916 şuba tindaki olümü, Rusyaya karsı tranda müsellâh çeteler vücude getir mek yolundaki projesinin uğradığı muvaffakiyetsizlikten mütevellit teessürden ileri gelmiş olsa gerek tir.» (Mabadi var) Enis Bey Tahran sefiri mi oluyor? Hüsrev Beyin istifa ettigi söyleniyor Tahran büyük elçimiz Husrev Bevm istifa et • tiği ve yerine A < tina orta elçi • miz Enis Beyin terfîan tavin e<r11di$İ tövlen mektedlr. Fakat b« savialar, re*> mî makamlar ta rafmdan hemüz teyit edilmemiştir. Enti Bey Atina elcimîz, elyevm şehrimizde bulunmakta oluıp birkaç güne kadar Atinaya gidecektir. Dün bu hususta Atinadan da şu haber gelmi'tir: Atina 29 (Hususî) Burada şayi olan bir habere göre Türkiye orta elcisi Enis Bey, terfian Türkiyenin Tahran büvük elcili^ine tayin edilmisth*. Bu haber. Âtina »ivasî me hafilinde büyük bir alâka ile kar şılanmıştır. Atina yüksek mehafili, Enîs Beyin terfiinden dolayı memnus ol • makla beraber Atinadan aynlacağma ö*a müteess'Vdirler. Enis Bey, Türk Yunan doatlu ğuna son derece hizmet etmiş gü zide bir diplomattır. Ismet Paşa Hazretlerinin dllnkü ziyaretleri Başvekil tsmet Paşa Hz. ile Hariciye Vekilimiz Tevfik Rüştü Bey dün öğleye kadar Tokatlıyan otelinde istirahat etmislerdV. Hariciye Vekilimiz ö§leye doğru otomobille otelden ayrılmış, bazı hususî ziya ret'erde bulımmuştur. Başvekilimiz tsmet Paşa Hz. o£leden sonra saat üçte refakatinde Hariciye Vekilimiz olduğu halde Beylerbeyi sarayına gitmiş ve Reisicumhur Hz. ine mülâki olmuştur. Avusturya istihbarat darresi «dhadı mukaddes» iiâmndan istifade ederek Rus ordusundaki Müslümanlar arasında Halifenin düşmanlara karşı cihadı mukaddes ilân ettiği haberini neşrettik. Ay yildizh yeşil bayraklar, kullanmak, havada hi • lâl ve yıldız resmeden havaî fişek • ler yakmak ve fişekçilik sanatinin diğer vasıtalarından istifade etmek ruretile Rusyanın Müslüman asker» leri üzerinde müessir olacak pro • pagandalar yaptık, bu propagan MÜTEFERRÎK O'omobilli seyyahlar Bir filim acentası hesabma otomobille «eyahat etmekte olan tsvîçreli gazetecilerden M. Malter Beller ile makinisti Bavn Cortner ile tüccar Kabert Beriter ve Matmazel Elza • morti Avrupada otomobille bir tur yaparak şehrimize gelmişlerdir. Buradan Arabistana gideceklerdir. POLÎSTE Tahtakurularını yakarken... Sirkecide Millet otelinin 2 nu • maralı odasında havagazi lâmba • sile tahtakurularını yakmakta olan otel kâtibi Şükrü Efendinin dikkatsizliği yüzünden odamn pencere tahtası ateş almış ise de yetişen it • faiye tarafından söndürülmüştür. İki metre kutrunda bir güneş îstanbul güneşi! (Başmakaleden mabat) lirken sanki güneşe nisbetle vaziyetin • den emin değilmiş gibi insana çarpık çehresînh) içinde dilini çıkararak mas • karalıklar yapar hissini verir. Ama şuraıı muhakkaktır ki yükselen güneş yakar, yükselen aysa adeta üsütür. Ba iki küreden biri tstanbula hararet, diğeri serinlık vermek için buraya mahsus olarak halk ve icat olunmuş gibi • dirler. Ama bilhassa iki metre kuturlu günes bütün dünyanın emsalsiz güzelliklerini sinesinde toplıyan tstanbulun hakıkaten saheser bir harikasıdır. Hiç te yanlif görüf olmadığını söy • lediğimiz bu iki metre kuturlu tstanbul güneşi asla hayal mahtulü bir mev • hume de değildir. Merak veya şüphe sahibi herkes bu hakikati bizzat kendi müşahedesile kontrol edebilir. Biz bu vaziyeti bundan altı yedi sene evvel sbit etmiştik. Son günlerde tekrar Jaya giderek bir daha bakmak fırsau bulduk: Güneş burada Tuzla sırt • larmdan gene iki metre kutur cesametile doğmakta devam ediyor. Bir tek çizgisine bile halel gelmemiş. O kadar saglam yapılı ve o kadar sağlam kurulu, ki zerresi noksan olmak veya hareke • tinde saniye şasmak ihtimali yoJctur. Ayni aheste lüratin bütün kolaykğfle dagın arkaımdan çıkıyor, ve etrafı beyaz altm renkli ük »yalarile yaldntlamak için biraz oyalandıktan sonra giderek avuçiçi kadar bir ateş parçası olmak için semalara fırhyor. AkşamIan onn dağlar arkasmda dinlenmek veya denizde yıkanmak için gene 3d metre kuturlo» ba defa kan renkli bir kor halinde, gene aheste bir süratle garp ufuklanna inip yavaş yavas kay» boluyor görüyoruz. Fakat biliyoruz ki kaybolan birşey yoktur. Biliyoruz ki gündüzkü ateşin faah'yetini dinlendiren Îstanbul güneşi, yarın sabah, iki metre kuturluk cesametile tekrar baslanmıza doğacaktur. YUNUS NADt Hüâliahmerin diinkü tenezzühU Hilâliahmer Cemiyetinin dün tertip ettiği bir deniz gezintisine Hî Iâliahmerin birçok azalan iştirak etmlştir. Gezinti için tutulan 65 nu» maralı vapur saat sekiz buçukta Köprüden kalkarak Adalar ve Beykoza gitmiştir. Davetliler saat yirmi buçuğa kadar samimî bir surette eğlenmişlerdir. HOâliahmerin fakir mekteplilere yaptığı yardım / Ticare* erbabrndan bir heyet Fransaya gidiyor tstanbuldan ticaret ve sanayi erba • bmdan mürekkep bir heyet Fransaya gidecektir. Bu seyahat, Marsilya Ticaret Odasî azalannın tstanbula yaphklan ziyareti iade maksadile yapüacakur. Fransa seyahati için tstanbul Tica ret ve Sanayi Odası bir komite teşkfl etmiştir. Bu komite oda birinci reisi Nemlizade Mithat, Devlet Denizyol lan müdürü Sadettin, tş Bankası !s • tanbul şubesi müdürü Yusuf Ziya ve oda umumî kâtibi Vehbi Beylerden mürekkeptir. Fransa artık harice bol bol para vermiyor. Halbuki müttefikleri 3c* tısadî buhran dolayısile son derecede paraya sıkışmışlardır. Bunun için gerek Romanya, gerek Yugo» lavya eski den mahsullerinîn en büyük mahreci bulunan Almanyaya karşı temayül gostermişlerdir. Romanya ve Yugoslavya KraHart memleketlerinde tam manasile hâkim bulunuyor. Her iki hükÜmdar eski ittifak ve münasbeetlerden zi> 1 yade bugünkü hayat şeraitine uy Edirne <Hususî> tlk günlerde gun gitmeğe çahştıklanndan Frankırk dört kuruşu geçmiyen koza fisa şüpheye düşmüştür. atlerinm bir iki gündenberi elli kuOrta Avrupada ttalyanm Avus • ruşa kadar yükseldiği memnuniyetturya ve Macaristanı kendisine si • le görülmektedir. Ancak borsadaki yasî ve iktısadî cihetten bağlıya • fiatlere nazaran bu fiatler de dü • rak Küçük ttilâfın tam ortasında şüktür ve binaenaleyh müstahsille» bu zümreye hasım bir blok yarat rin zarar etmemeleri için fîatlerin masina ve buna Almanyanın iştirak biran evvel 6070 kuruşa kadar yüketmeğe haznlanmasına, Fransanm •elmesi icap etmektedir. mâni olamatnasındaa Yugoslavya v Koza fiatlerinin Uzunköprüde Romanya memnun değildir. tşte buradan daha düşük olduğu da mezkur «ebeplerden dolayı gevşe • analumdur. Fakat bugün Uzunköpmiş olan ittifakı Mğlamlaştrrmak rüden alman bir habere göre bazı için M. Bartu Bükreşle Belgradı *zikknseler tarafından sekiz, on bin yaret etmiş ve bilhassa her iki Kra< lira sermayeli (Millî koza birliği) lı, bu memleketlerin selâmeti Franu n u altmda bir şirket vücude gesaya merbutiyet ve sadakatten ay • tirilmîş ve bunun üzerine fiatler rılmamakta olduğuna iknaa çalış20 • 30 kuruştan derhal elli kurumışbr. I şa kadar yüksehniştir. Fakat M. Dumerg hükumetlnra Küçük ve fakat tam vaktinde ve hericî siyasette tutmuş olduğu yeni yerinde yapılan bu teşebbüs te gösistikamet dahilde ve hariçte şimditeriyor ki her işimizde teşkilâtlan • den bazı endişeler uyandırmış ve mağa muhtacız. Bugün Edirne ve itirazlan celbetmiştir. Düne kadar FranUzunköprü gibi kozacılığile tanın • sanın haricî siyasetîni idare eden sa • mış yerlerin de müstahsilleri bir abık Hariciye Nazın ve Başvekil M. raya gelmesile bir kozacılar koo • Paul Boncour yazdığı bir nvakaled« perattfi vücude getfrilmiş olsaydı, diyor ki: müstahsiller, aralannda, söz birliği «Fransa tarafından teşvik olu • ederek fiatleri kıran bir takım innan mevzii misaklan eski ittifak ve safsız mutavassıtlar elinde oyun • askerî mukavelelere çevirmek isti • cak olmaz ve kendi mahsullerini yenlerden sakinalım. Mevzii misak* kendi kooperatiflerine götürerek ların kıymeti devletler arasında her sene karşılanna çıkmakta olan müşkülâh izale etmekte ve ihtilâfbu zararlara uğramazlardı. lara meydan vennecnektedir. YokBu vaziyet karşısmda, işin iktı • •a içtinabına dikkat edilmiyecek ihaadî cihetini de gözönünde bulun • tilâflann zuhuru ihtimaline karşı durarak, Edirnede koza müstah • ittifaklar aktinde değildir. Mevzii misaklann sulh yaratıa kıymeti ol' rillerinin bir kozacılar kooperatifi ması için yalmz ayni siyasî man • kurmalan zarurî bir şekil almış tır. zumeye tnensup devletleri değil dü aralannda zıddiyet ve muhasama bulunan devletleri dahi ihtiva et melidir.> t Mumaileyh ve arkasmda bulu • nan fırka Fransanm bir taraflı bir sistemde askerî ittifaklar aktine muhaliftir. Fransada eski sosyalistler yeni haricî siyasete muhalif bu* lunduklannı parlâmentoda defeatle ilân ve ispat etmislerdir. Velha* sıl yeni siyasî istikamette Fransız • lar müttehit değildir. de doğum yatak adetlerinin çoğaltılması lâzımdır ki, hükumet te bu» nu ehemmiyetle nazari dikkate a» larak yatak adedinm mühim miktarda tezyidini teemmül etmektedir. Ebelerİn tahsil hususundaki mükemroeliyetlerinm cemiyet arasında çok büyük kıymeti vardır. Validelerin vaziyeti sıhhiyeyni lâyıkile takrp edebilmek ve bu suretle nüfus meselesinde büyük bir rol oynamak itibarile ebelerin tekemmül etme • lerinin ehemnrviyeti büyüktür. Ebe • liğin istikbali için Vekâlet lâzım «jelen tedabK almakla meşgul ol maktadır. Bu suretle mektebin daha mükemmel bir hale geleccğine kaniim.» Trakyada koza f iatleri çıkıyor Uzunköprüde bir birlik vücude getirildi » ^ "•• Şmf".^ MUHARREM FEYZl Cumhuriyet Nüshası 5 Kuniftur Hilâliahmerdm yardım gSren Hilâliahmer Cemiyetinin Rumelikavağı tlkmektebindeki muhtaç 31 ta • lebesinin bu sene iaşelerine 23806 kuruş sarfettiği gibi bu defa da 38624 kurusluk elbise, ayakkabı, kasket ve çorap alınarak giydirilmişlerdir. Yo kandaki resün mezkur mektep talebe* RrnneUkavağı ttkmehtep talebetı sinin resmidir. Hilâliahmer Cemiyeti Anadolukavah tlkmektebindeki muhtaç on beş ta • lebeye de bu sene iaşeleri için 11520 kuruş sarfettiği gibi 17292 kurusluk elbise, ayakkabı, kasket ve çorap ahoarak giydirmişlerdir. 1400 Kr. İ70Ö Kr. Senelik 1450 Altıayhk 750 ^ 600 Üç aylık 400 150 yoktur Bir aylık Abone j şeraiti I